Şimdi Ara

Askerliğe gitmekten vazgeçtim YARDIM (3. sayfa)

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
3 Misafir - 3 Masaüstü
5 sn
87
Cevap
0
Favori
2.367
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
0 oy
Öne Çıkar
Sayfa: önceki 12345
Sayfaya Git
Git
sonraki
Giriş
Mesaj
  • Sıcak çatışmalarda elbette şehit vermemek isteriz ama bu okadar kolay değil. Nekadar da profesyonel olsalar illa ki kayıplarımız olacaktır malesef, sonuçt karşımızda eli silahlı, sinsi ve kalleş bir düşman var. Dağda ki teroristlerde belirli bir eğitim alıyor, hatta bazıları yıllardır dağda oldugundan oldukça tecrübeli olmuşlar ki Aktütün gibi çeşitli saldırılıları planlayabiliyorlar. Teknik ekipmanda sağlanınca bunlara al işte sana gerilla tip küçük bir ordu. Bu iş sadece dağda teroristleri öldürmekle olmaz, bunlara destek veren gerek ırak ve abd den gerekte ülke içindeki yandaşlarının kökünü kurutmak lazım.
  • Kayıp olsa da bu kadar çok olmayacaktır. Gizlenmeyi , pusu kurmayı , doğru nişan almayı mesleki özellikleri olarak kabul etmiş biriyle ömründe son 3 ayda ateş etmeyi öğrenmiş bir kaportacının yada grafikerin vereceği hasar ve hayatta kalma olasılığı arasında dağlar kadar fark var.
  • quote:

    Orjinalden alıntı: lehrer35

    Ek olarak;

    Sanki her askere giden ölüyormuş sandığınız izlenimi de edindim. Her yıl vatan görevi sırası gelen 500.000 genç asker oluyor. İstatistiki verim yok ama ölenlerin sayısı 500 bile değildir. Bunlarında yarısı terör dışı nedenlerden (sağlık,kaza vb) nedenlerden kaynaklanıyordur. Aynı süre zarfında dışarıda olupta ölenlerin sayısı sanırım daha fazladır.(iş, trafik kazaları, sağlık vb.). Ordudaki disiplin ortamı dışarıdan daha güvenli bir yaşam alanı oluşturuyor.

    Birde bu açıdan bakmak gerek.







    Bir kez yazdım bi dahada yazıyorum ben kısa dönem olucam yani muhtemelen geri hizmet inan bana avcılık yapmak acaip zevk verir benim sinirlendiğim nokta benim neden sağ yanımda bi zengin çocugu yada vekil oglu olmuyacak anlatabildim mi neden porofesyonel olarak bazı şeyler yapılmıyo neden



    İNSAN HAYATINA BİZİM ÜLKEMİZDE DEĞER VERİLMİYO




  • quote:

    Orjinalden alıntı: combaba

    konuyu açan arkadaşımın sanırım derdini ifade etmekte zorlanmış. askere gitmeme nedeni askerlikten ziyade, hatta şehadeten ziyade, komuta kademesindeki duyarsızlık, beceriksizlik. acaba ben yanlış anlamış olabilirmiyim





    Aynen kardeşim ölümden ötesinin olmaığını biliyorum Vatanım için ölmek de en büyük zevklerden biri olsa gerek yazdıklarına ek olarak ben Hükümetimizin özellikle Terör politikasının iflastan ibaret oldugunu 30 yıldızr bir arpa boy gidemedigimizi artı imralıdaki ş....... neden hala orda oldugunu sormak isterim bu benim hakkım bu hakkı bile vermiyeceksen bana ben neden öleyim




  • Bu arada bilmenizi isterim orduyu değil ordunun elini ayağını bağlayan Hükümetimizi eleştiriyorum Ordu üzerine düşeni yapmaya çalışıyor zaten bazı aksaklıklar olsada
  • quote:

    Orjinalden alıntı: Otorite

    Bende Katılıyorum dostum sana Yazdıklarının hepsi Doğru Fakat;Askerliğimizi Yapmak Zorundayız Sen yapmıycaksın Ben yapmıycam Kim koruyucak bu vatanı Yüce Atatürk Gençliğe hitabede diyor ki:

    "Bir gün, istiklâl ve Cumhuriyet'i müdafaa mecburiyetine düşersen, vazifeye atılmak için, içinde bulunacağın vaziyetin imkân ve şerâitini düşünmeyeceksin! Bu imkân ve şerâit, çok namüsait bir mahiyette tezahür edebilir. İstiklâl ve Cumhuriyetine kastedecek düşmanlar, bütün dünyada emsali görülmemiş bir galibiyetin mümessili olabilirler. Cebren ve hile ile aziz vatanın bütün kaleleri zaptedilmiş, bütün tersanelerine girilmiş, bütün orduları dağıtılmış ve memleketin her köşesi bilfiil işgal edilmiş olabilir."


    Yüksek Kurumlarda Bulunan Şahısların Evlatları Askere Gitmiyor olabilir Fakat;O bunların Tamamen Korktuğundan Kaynaklanır.Halbuki Atalarımız Belkide Ölüceklerini Bile Bile Bizler için Kanlarının Son damlalarına Kadar Savaştılar.Kurtuluşda,Sakaryada,Çanakkalede Şimdi bir Daha Düşün





    Ya valla damardan yakaladın off off ben şimdi ATAMA ihanet etmiş mi olucam




  • Her Türk vatandaşı askerlik yapmalıdır....

    Ama ne kadar süre?

    15 ay gerçekten çok uzun bir süre.
    2-3 ay lık bir askeri eğitim yeterli olacaktır bence. Savaşlar asker sayısıyla kazanılmıyor artık.

    Profesyonel orduya geçilse daha verimli olurdu galiba
    Daha az zayiat verilir, işgücü kaybı olmaz, subay sayısı azalır maaşlı askerler olur, rütbesiz asker de aşğılanmaz, kullanılmaz, herkes görevini bilir, bir düzen olur yani.

    Askerliğimi yapalı çok oldu . Kendime yontmuyorum yani :)
  • Bende askere gitmeyeceğim.Nedeni ise herkesin gördüğü fakat koyunlaşmış beyinlerden çıkaramadığı sorunlardır.
    Askere gitmek istemeyen vatan haini oluyor.Pek umurumda değil.yıllardır insanlar Vatan için ölürseniz şehit olursunuz diye kandırıldı.Bu lafları söyleyenler terörü engelleme adına ne yaptılar acaba.
    Ülke tam bağımsızlığından kurtarılamamış zaten.Bu kafaylada kurtarılamayacak.
  • Askere gitmeyeceğim!!


    “Cumartesi gününden beri halkın içindeyim... Aktütün’de verilen 17 şehitte bir PKK başarısından çok, bir askerî hata olduğuna inananların sayısı fazla. Asker kanadından yapılan açıklamalar, kafalarda beliren sorulara yanıt vermekten, kamuoyunu tatminden uzak. Hatta tersine şüpheleri destekler düzeyinde. Bir ihmal, bir gaflet olduğu nerdeyse açık...”

    “Adamlar gazetelere haber vere vere geliyorlar nerdeyse ve siz gafil avlanıyorsunuz...

    Er Ramazan baskından bir gün evvel, Cuma günü evine telefon açıp veda ediyor... “PKK’lılar bizi bu hafta içinde üç kez bastılar, ben artık zor dönerim anne...” Ve dördüncü baskında, er Ramazan şehit... Er Ramazan biliyor da, onun üzerindeki tek yıldızlıdan başlayıp, silsile-i meratip bol yıldızlıya bir yığın komutan nasıl bilmiyor acaba?”

    “PKK ile savaşın başladığı 30 yıl içinde 40 bilmem kaç kez baskına uğramış, son şehitler hariç, 28 gencimiz keklik gibi avlanmasına sebep olmuş bir karakol Aktütün. Karakol mu, elimizle kurduğumuz tuzak mı yoksa? Koskoca orduda, bu durumu değerlendirecek, önlem düşünecek bir kurmay çıkmaz mı?”

    Yukarıdaki satırları “TSK karşıtı” diye damgalanmış, menfur ve münafık bir liberal yazar yazmadı... Bu satırlar babası da bir kurmay asker olan, her zaman Kemalist ve milliyetçi bir çizgide olduğunu ifade etmiş bir yazar tarafından yazıldı... Bu sorular onun tarafından soruldu... Bu yazar Hıncal Uluç...

    Hıncal Uluç, siyasal kimliği itibariyle laik kesim içinde temsil kabiliyeti yüksek bir isim... Uluç’un onyıllardır bitmeyen, aksine artarak devam eden popülerliğinin temelinde bu var... Laik kesimde ideolojik ve keskin Batı-karşıtı bir ulusalcı-Kemalist çizgi hâlâ marjinal... Çoğunluk Popüler Kemalizm diyebileceğimiz, Kemalizmin tüm temel unsurlarına yürekten bağlı ama aynı zamanda Batı ile bütünleşik kalmak isteyen, gri-beyaz bir ideolojik zemine sahip... Hıncal Uluç bu çizginin en net temsilcisi... Uluç, laik kesimin çoğunluğunun paylaştığı hisleri ifade eden bir isim, yani bu soruları sadece Uluç sormuyor... Genelkurmay bilmeli ki bu sorgulamalar TSK’nın kendi toplumsal temeli olarak gördüğü Kemalist kesimin büyük çoğunluğunda yapılıyor artık...

    Bu savaşa inanç kalmadı

    Daha evvel de kendini Kemalist ve milliyetçi olarak adlandıran kesimlerin Güneydoğu’da süren savaşa inançlarının kalmadığını belirtmiştim... O sebeple bu ülkenin laik-şehirli ortasınıfı, oğullarının askerliğini rahat bir yerde yapması ve mümkünse yasal yollardan dolanarak bedelli olarak yapması veya yapmaması için elinden ne gelirse yapıyor...

    En popüler taktikler şöyle... Bir şekilde kapağı yurtdışına atmak en az üç yıl orada çalışmak ya da bir yolunu bulup çalışıyor gözükmek ve o yolla askerliği bedelli olarak 21 gün yapmak...

    Yaşanmış bir hastalık ya da ameliyat varsa, onu abartmak, askerî hastanelerde ilgili tanıdıklara “çürük raporu” çıkartmak için kulis yapmak...

    En olmadı, askerliği normal yasal süre içinde yapmak, fakat “rahat” bir yerde yapılmasını sağlamak... Bunu sağlamak için de makam sahibi emekli ya da muvazzaf paşalara ulaşmak, oğlanın rahatı için ricacı olmak...

    Bu üç yöntemden biri bir şekilde tutar ve bu ülkenin laik orta ve üst sınıflarının çocukları askerliğini genelde “rahat” yapar... Kimliği ne olursa olsun belli bir maddi gelirin üstünde olan ailelerin çocukları da bu işten “yırtmayı” genelde becerir...

    Her zaman olduğu gibi olan yine garibanlara olur, onlar yırtamazlar, istemeseler de o çukur karakollara giderler... Uluç’un anlattığı Er Ramazan gibi “Artık zor dönerim anne...” derler ve göz göre göre canlarını yitirirler...

    Sivil itaatsizliğe çağrı

    Bu riyakârlık,bu ahlaksızlık benim canıma tak etti artık!..

    Ben askerliğini henüz yapmamış biriyim... Daha evvel de düşünüyordum ama dün yeniden uzun uzun düşündüm ve kendi adıma bir karar verdim, buradan da ilan ediyorum... Bu çözümsüz savaş sürdükçe ASKERE GİTMEYECEĞİM!! Böyle bir sivil itaatsizliği bu ülkenin gençleri olarak bizler yapmadıkça da bu savaşın bitirileceğine de inanmıyorum! Bu fikrimin anti-militarizm ya da vicdani red ile de ilgisi yok... Bu bir meşruiyet meselesi...

    TSK, bugün büyük bir meşruiyet krizi içindedir... Kendine Kemalist ve milliyetçi diyenler nazarında bile bu böyle bugün... O sebeple yasal yollardan askerden kaçmak için ellerinden geleni yapıyorlar...

    Böyle bir yola tenezzül etmek bence ölen o yoksul ve köylü yurttaşlarımızın katline ortak olmaktır... Birileri rahat yerlerde askercilik oynarken, birileri güvenliksiz ölüm çukurlarında katledilmeyi bekleyecek, öyle mi?

    Bu haksızlığa hiçbir vicdan dayanamaz... O sebeple askere gitmeyeceğim, bu devlete itaat etmeyeceğim... İsterlerse hapse atsınlar... Bu savaş kirli bir savaş, ordumuz ise kendi evlatlarına değer vermiyor... Böyle inanıyor ve bunu söylüyorum...

    Rasim Ozan Kütahyalı / TARAF




  • Ek olarak bilginize sunayım ki işin ciddiyetini bir daha gözden geçirelim : Mersindeyim mersin şehidinin tanıdığımız bir yakını şehidin kulaklarının ve boğazının kesilmiş olduğunu söyledi. Bu da askerimizin taktik bilgisinin ne kadar zayıf ve kendini korumaktan aciz olduğunu gösteriyor öyle ki pkk taktiği biksiler ile yukarıdan siperlere ateş ediliyor askerimizin bu durumda kafasını dışarı çıkaramayıp siperde kalacağını bildiklerinden alttan sürünerek bir iki manga gönderip siperlere giriyorlar el bombası ve bu gibi vahşi saldırılarla emellerine ulaşıyorlar.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi 3RS!N -- 9 Ekim 2008; 19:55:23 >
  • sayın OPTIMIST
    Bu yazıyı yazan değil ama bu yazıyı "seçerek" gündeme getirenler, sözde liberal, özde islamcı TSK karşıtı çevreler. Türk Silahlı Kuvvetleri, Atatürkçülüğü ve laik cumhuriyeti savunan bir kuvvet değil de, dindar bir yapıya sahip islamcı bir kuvvet olsaydı, aynı çevrelerin bu tür eleştirileri gündeme getireceğini hiç zannetmiyorum. O zaman islamın kutsal cihat amacı uğruna savaşmış olacağı için bu tür eleştirilerin yanından bile geçmeyeceklerdi.
  • Farkındasınız değil mi Türk Ordusu bu savaşı tam 30 yıldır veriyor. Aktütün baskını da yeni bir olay değil. Daha önce olan ve maalesef yine olabilecek kayıplardan bir başkası. Savaş böyle bir şey, hemen bitmiyor. Dahası PKK’nın bugünkü konumu iyice karmaşıklaştı, bunu eskiden olduğu gibi bir iç mesele olarak değerlendirmek zorlaştı. Bu da çözümü daha da uzatıyor.

    Bu savaş daha uzun yıllar süreceğe benziyor, acı ama gerçek bu. Terörle mücadelede hemen sonuç alınamıyor. Sadece Türkiye’de değil, benzer sorunlarla boğuşan başka ülkelerde de durum böyle.

    Yarın yine büyük bir kayıp verebilir Türkiye. Askerlerimizi kaybedebiliriz, bombalar patlayabilir. Ama bunun önüne geçmenin yolunun Türk Ordusu’nu yıpratmak olduğu konusunda ciddi şüphelerim var.

    Terörle böylesi mücadele eden hangi ülkede kendisine aydın diyebilen insanlar Ordu’ya böylesi bir savaş açabilir? Terörle mücadele edecek, Türkiye’yi koruyacak tek kurumu yıpratmanın anlamı nedir?

    Ancak çok büyük bir güç buna izin veriyorsa, Ordu’ya karşı savaşın yolu açmışsa buna cesaret ederler. Sadece direktifle.

    Bu yaz Güngören’de bomba patladığında şunu merak etmiştim:

    “Acaba Güngören’deki patlama ve bundan sonra olabilecek başka eylemler, başka terör olayları Türkiye halkı üzerinde bir ‘şok’ yaratmak için tasarlanmış olabilir mi?”

    Türkiye’nin kritik dönemecinde hiçbir olayı birbirinden bağımsız düşünmek mümkün görünmüyor çünkü.

    “(...) Ergenekon davasının Türkiye’nin yeni dünya düzenindeki yerinin yeniden şekillendirilmesiyle ilgili olduğu tezine bu gibi terör olayları cuk oturuyor. Bu dava, Türkiye’nin İran’la savaşa girme ihtimalinden, Türk Silahlı Kuvvetleri’nin terörle tavizsiz mücadelesinden, artan petrol fiyatlarından bağımsız mı?”

    Bağımsız değil elbette. Dünün sorularına, bugün bir ek daha yapmak istiyorum. Soru-cevapla devam edelim:

    # PKK sadece Türkiye’nin bir iç meselesi mi?

    Türkiye’deki düzeni yıkmak için dağlara kaçıp örgüte katılanlardan ibaret değil PKK artık. Çok daha büyük bir planın parçası olarak kullanılan, Ortadoğu’daki yeni şekillendirmeyle ilgili. Bir de buna yurtiçindeki psikolojik savaşı ekleyelim. Bu psikolojik savaşın mimarlarını çözdüğümüzde, PKK’nın yeni yapısını ve üzerinde oynanan oyunları da anlamak kolaylaşacaktır.

    # Ahmet Altan’ın tetikçiliğinde yayınlanan propaganda bülteni neden radikal dinci Vakit’le aynı manşeti attı?

    İkisi de Türk Ordusu’nu yıpratmak için emir alıyor çünkü.

    # Bu emir nereden geliyor?

    Bilinmeyen bir merkezden servis ediliyor bu bilgiler. Lideri ve askerleri olan yeni bir örgüt var, bu örgütün de başında “Bir Numara” var oradan yayılıyor.

    # Bu örgüt neyi savunuyor?

    Bütün İkinci Cumhuriyetçilerin yorumları neredeyse birebir Amerikan Neo-Con’larının ürettiği düşüncelerden alıntı. Amerika’dan gönderilen bir mesajın dağıtıcılığını üstleniyorlar sadece. Ne söyleyecekleri, ne düşüneceklerini onlar belirliyor bu insanların.

    # Örgütün amacı ne?

    Türk Ordusu’nu yıpratmak, Birinci Cumhuriyet’i yıkmak ve Türkiye’yi askeri-stratejik olarak ABD-İsrail eksenine götürmek istiyorlar. Türkiye’nin bütün kaleleri düştü, buna direnen bir tek TSK kaldı ve sıra bu kurumun yıpratılmasına geldi.

    # Hedefte neden Türk Silahlı Kuvvetleri var?

    Çünkü Türk Ordusu, “Yeni dünya düzeni”ne, bağımsız Kürdistan’a, Büyük Ortadoğu Projesi’ne karşı çıkan tek kurum Türkiye’de. Başka bütün kaleler düştü

    # Peki Taraf gazetesi neden çıkıyor?

    Psikolojik harpte “inandırıcı” gibi görünen bir propaganda bülteni eksikliğinden. İslamcı gazetelerin neye hizmet ettiği biliniyor, Taraf’ın ise sözde “bağımsız” bir imajı var. Ancak İslamcılar tarafından finanse edildiği çok açık. Cemaat’e yakın. Zaten attığı manşetler de Vakit ve Zaman’la ortak.

    ...........................

    Birbirlerinden yaşam tarzı ve ideoloji olarak farklı değerleri savunan, birbirine zıt iki kutup nasıl oluyor da bir araya gelip, aynı olayda aynı tavrı alabiliyorlar? Hakikaten ilginç. Vakit ve Taraf gazetesini, bir tarafın radikal İslamcılarını ve diğer “tarafın” cici liberallerini aynı kayığa bindiren ortak payda her koşul ve şartta Türk askerinden nefret etmeleri.

    İki gazetenin dünkü birinci sayfalarını bu ortak nefret hazırlatmıştı. Belli ki ikisine de bu nefret yukarıdan bir yerden dikte edilmiş. Tıpkı seçilen haber ve metin gibi. Hem Taraf hem de Vakit, Hava Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Aydın Babaoğlu’nun, Aktütün baskını sırasında Antalya’da golf yaptığını yazmışlar.

    Geçen hafta bütün Türkiye bayram tatilindeydi, eminim Taraf ve Vakit’te çalışan gazetecilerden bir kısmı da. Hükümet üyeleri, Türkiye’nin önde gelen işadamları. Türk Silahlı Kuvvetleri de bayram tatilinden muaf bir kurum değil. Babaoğlu, tatilde olmasaydı baskın yaşanmayacak mıydı? Böyle bir mantık olabilir mi...

    Ne kadar hastalıklı bu insanların beyinleri!

    Altında düpedüz kötü niyet var. Türkiye’nin acı çektiği bir dönemde Türk Ordusu’nu yıpratmak, itibarsızlaştırma çabası bu manşeti attıran.

    Bu bir tesadüf değil, daha çok ortak bir beyin tarafından kurgulanmış bir oyun. Psikolojik harbin devamı.

    Sanki görünmez bir genel yayın yönetmeni iki gazetenin de aynı manşetle, aynı şekilde çıkacağına karar vermiş.

    Kim acaba, çok merak ediyorum. Bu psikolojik harbin mimarları Taraf ve Vakit’i propaganda bülteni olarak kullanıyorlar.

    Yandaş Basın çoktandır ortak bir havuzdan besleniyor farkındaysanız. Bazı haberler sadece bu gazetelere servis ediliyor, birinin haberi diğerini tamamlıyor. Dahası, bu gibi haberlerin niyeti de hep aynı: TSK’yı yıpratmak. Daha ortada Ergenekon iddianamesi bile yokken Türk askerini zor durumda bırakmak, halkın gözünde güven kaybettirmek için yayınlar yapmaya başlamışlardı.

    Ta ne kadar zaman önce odatv.com yine iki yandaş gazetedeki ortaklığa işaret etmişti: Zaman ve Taraf gazetesi aynı manşetle çıkmıştı.

    Bakın sadece manşetteki küçük bir oynamayla, birebir aynı iki haber nasıl yayımlanmış:

    # Taraf’ta manşet “Eruygur’u çıldırtan seçim.” Haber metni ise şu şekilde: Ergenekon tutuklusu eski Jandarma Genel Komutanı emekli Orgeneral Şener Eruygur’un üzerinde çıkan belgelere göre AKP, Güvercinlik, Beytepe ve Etimesgut askeri lojmanlarında birinci oldu...

    # Zaman’da ise “İşte Eruygur’u çıldırtan sonuçlar.” Ve Zaman’da yer alan metin: Ergenekon tutuklusu eski Jandarma Genel Komutanı emekli Orgeneral Şener Eruygur’un üzerinde çıkan belgelere göre AKP, Güvercinlik, Beytepe ve Etimesgut askeri lojmanlarında birinci oldu.

    Şimdi de dünkü Taraf ve Vakit’in manşetlerinin benzerliği...

    Vakit “Paşa’nın golf sevgisi ağır bastı” derken, Taraf da “Bari cenazeye de kalsaydın Paşa” ifadesini tercih etmiş. Bu sefer manşetler farklı, ama metin aşağı yukarı aynı. Paşa’nın golf oynadığını özetliyor iki gazetenin spotu da.

    Bunun sadece bir tesadüf olduğuna kimi inandırabilirler, kimi kandıracaklarını düşünüyorlar acaba?

    Artık iyice ayyuka çıkan gerçek Vakit, Taraf, Zaman gibi gazetelere TSK’yı yıpratmak için bir birim kurulduğu, birilerinin yandaş basına bu gibi haberleri servis ettiği. Manşetlere, spotlara kadar her şey bu merkezden belirleniyor. Bu işin de “bir numarası” var elbette.

    ......................................

    Her iki yazıda Oray Eğin'e ait. Daha iyi anlatamayacağım için buraya kopyalıyorum.




  • @Lehrer35 , şu yazıyıda bi oku, sonra yazanın kimliğine bir bak

    Golf sahasından harekat yönetilmez paşam

    OLMADI Paşam. Lamı cimi yok.

    Orada şehit cenazeleri gelirken, Antalya'da golf oynamaya devam etmeyi kimseye anlatamazsınız.

    Sanmayın ki, bu sadece marjinal gazetelerin tepkisidir.

    Bize de anlatamazsınız.

    Üstelik golf.

    Sporların en papyonlusu.

    En monşeri.

    Sanmayın ki futbol oynamaya devam etseydiniz anlatabilirdiniz.

    Elbette Türkiye'de hayat durmaz, devam eder.

    Ama siz Hava Kuvvetleri Komutanısınız ve uçaklarınız orada operasyon yapıyor.

    Golf sahasından hava harekátı yönetilmez.

    Bombaladığınız o mağaralar da, 18'inci delik değil.

    Bu da yazının linki ;

    http://hurarsiv.hurriyet.com.tr/goster/haber.aspx?id=10068242&yazarid=10

    Ertuğrul ÖZKÖK bu , Gazetede Hürriyet. DÜn de Uğur Dündar Star TV'de ağır şekilde eleştirdi.

    Yukardaki iddalar ne olacak hocam şimdi. Dinci basın, cemaat yakıştırmaları falan.

    TSK'ı yıpratmakla falan ilgisi yok bunun. Yapıcı eleştiri bunlar. Eleştirenlerin niyeti bunlar bir daha yaşanmasın, olup bitenlerden ders alması gerekenler ders alsın diye yapıyor. TSK'ı yıpratacak olan , bu son Teör saldırısında yaşanan ihmal ve sorumsuzluğun hesabını sormamaktır.




  • Doğan grubunun ülke üzerindeki emelleri şeriatçi takımınkinden farklı değildir. Yolları ganimeti paylaşamamaktan dolayı ayrılmadı mı? Bunların iktidar yapılmalarındaki katkıları/destekleri sır değil.

    AB, ABD, II. Cumhuriyetçi, Şeriatçi birliğine biz şer güçler ittifakı diyoruz. Bugün paylaşamamaktan dolayı çatırdasada yarın anlaşmaları sürpriz olmaz.

    Ülkemizin hiç bir alanda standartı yok. Hiç bir kurum olması gerektiği gibi değil. MEB dökülüyor kimse eleştiriyor mu? Milletvekillerinin telefon görüşmeleri için sadece GSM şirketlerine ödenen yıllık ücretle 8 tane tam donanımlı kale gibi karakol kurulabilirmiş kimse bunu seslendiriyor mu? Bu gerçek ortada iken bunların içinde en sağlam kurum olan ordumuzun yıpratılmaya çalışılması sadece onun silahlı olması ve amaçları engellemede en ciddi rakip olmasındandır. Bu nedenle yapılan eleştiriler abestir. Eleştiriler şer güçler ittifakı kuşatması sona erdirildikten/tehlike bertaraf edildikten sonra tüm diğer kurumlarımızla birlikte yapılacaktır.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Guest -- 9 Ekim 2008; 21:43:03 >




  • Dost ve Düşman konseptiniz ilginç doğrusu, bu denkleme göre herkese kuşkuyla yaklaşmak lazım, peki onlar kim biz kimiz, siz kimlersiniz, sizi yada bizi dost kılan parametreler ne. Size nasıl güvenelim, Bir generalin eleştirlmesinden ülkenin rejimin değiştirme planı ve amacıyla nasıl ilşki kurulur o da ayrı. Hem TSK'ı her koşulda haklı ve güvenilir kılan şey ne, elinde silah olmasımı ? Ayrıca Genelkurmay'dan hemde first class akrediteli Doğan grubunuda ittifaka soktun ya helal valla
  • quote:

    Orjinalden alıntı: 3RS!N

    quote:

    Orjinalden alıntı: Dreatlord

    Ben aç yaşamaya razıyım ama onursuz ASLA


    Yahu bırakın arkadaşım bu lafları. Askerliğimin bitmesine 58gün kala subay Astsubay gazinosu inşaatında gazino çevresine mangamla beraber çim ekip elekten inek ve koyun gübresi geçiriyordum , akşam üzerim b*k kokup yatağa girmeyelim diye mangamı banyoya götürüp derdimizi anlattığımız banyo astsubayı "s*r git lan bölüğünle gel" diyordu biz de kademeden hortum alıp koğuş tuvaletinde yıkanıyorduk. birinde nöbete gidecek karamanlı bir kardeşim doldur boşaltta ki üst teğmen sormuş "sen ne kokuyon lan böyle" diye , o da adam gibi cevabını vermiş "b*k kokuyom komutanım" ve dalga mı geçiyorsun diye tokatı yemiş. Yani "Onur" bu mudur ? bu iş için dışarıda işin ehli dururken vatana hizmet edeceğim diye gelen askere kendi eğlence yeri için gübre eletmek ve s*tiri çekmek midir ? Bu arada belirteyim mangan var çavuşsun sana iş yaptırmazlar diyen olur belki gittiğim yıl askerlik süresi düştüğü için ayak işlerine herkes baktı ve tabii ki işi bilmediğimizden çimler çıkmadı çünkü gübre yüzünden yandı.



    Bravo, işte askerlik budur. Yukardaki arkadaş ilerde askerlik için AİHM'ne gitsin, aynı gün hemen terör örgütü bağlantıları falan çıkar ortaya AİHM için çok sayıda insanın aynı anda gitmesi gerekli. Yinede büyük ihtimal işe yaramaz. Ben şuanki durumla 30-31 yaşında falan (şuan 26yım) asker olucam gibi gözüküyor. (okul vs.) Kısa dönem yapıcam ama bırakın 5 ay 15 günü, 15 dakkika askerlik bile benim için zaman kaybıdır. Ayrıca bu milliyetçilik duygusunuda anlayabilmiş değilim açıkçası, tamam ülkeye başka insanlar girer, yağmalarlar bilmemne yaparlar, herkes birlik olur karşı çıkar ama pkk gibi siyasal olan bişey için kılımı kıpırdatmam. Verdiğim örnekteki gibi durum bile olsa, ailem varsa ve onları alıp kaçma imkanım varsa, vatanı kurtarmak yerine onları alır kaçardım. Ailem olmasa bile, hayatta aileden sonra en önemli şey, en değerli şey insanın kendisidir, canıdır. Bence doğrusu; insan yaşadığı ülkeye eğer bedava yaşıyorsa bağlı olabilir ama parasını (vergi) veriyorsa, herhangi bir borcu olduğunu düşünmüyorum. Ülkende yaşarsın, vergilerini verirsin, ülkende seni iç-dış tehtidlere karşı, bakkalı, manavı, işletmecisi, müzisyeniyle değil, profesyonel askerlerle korur. Yaşadığım çevreye alışık olmasam 3 sene dışarda durucam 21 gün yapıcam imkanımda var ama değişikliğe kolay kolay alışamam. Bir arkadaşım gitti 1 senesi doldu, 2 sene sonra gelicek 21 gün yapıcak, darısı bütün anti-militaristlerin başına



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Ex1983Pax -- 9 Ekim 2008; 23:09:02 >




  • İki kere gitti silinebilir.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Ex1983Pax -- 9 Ekim 2008; 23:09:27 >
  • askerlik bir savaş sanatıdır,
    stres altında karar verebilmenin gerektiği bu kutsal görevi ; anlatılan ıvır-zıvır hikayelerle karalamaya kimsenin hakkı yoktur
    sağlık problemleri yüzünden askere gidemediği için kahrolan insanları tanıyan ben , sizi görünce bunlara mı emanet edildi bu vatan demekten alıkoyamadım
    kendimi ,
    sizin gibilere bu vatanın ihtiyacı yok zaten , 3kuruşa satarsınız avrupaya,
    bazı beyler birde şikayet edecekmiş , yolun açık olsun ; memleketide terket adam olursun oralarda...

    bizim buralarda damarlarında kutsal kan dolaşanlar gider askere ,

    Ey Türk İstikbalinin Evladı !

    İşte, bu ahval ve şerait içinde dahi, vazifen; Türk istiklal ve cumhuriyetini korumaktır ! Muhtaç olduğun kudret, damarlarındaki asil kanda mevcuttur.
  • Miralge:Hocamduygusal olma.Kendin bile diyorsun askerlik:Stres altında karar verebilme yeteneği diye de ALLAH'ın sucusu,çiftcisi,öğrencisi,mülki müdürü ne anlar stres altında düşünmekten.Yahu azcık düşünün;yıllardır dağda sırf asker öldürmek üzere eğitim alan biri yani terörist bir yanda hayatı boyunca bırak g-3 ü 7,65'i görmemiş 3 ay süründürüp yallah Katoya dediğin 20 yaşında delikanlı diğer yanda.
    Bana söylermisin hangisinin şansı daha fazla.
    Biri diğerini öldürecek sence hangisi?

    Onlar komando şöyle eğitim böyle eğitimleri var dimi?Üstad yanlış anlamada sadece bi kaç aylık eğitimle anti-terörist uzamanı olunsa yıllarca internet kafelerde counter strike oynayan gençler dağda şov yapardı.

    Elime ilk silahı aldığım günü hatırlıyorum.9 mm berattaydıYaşım 13-14 bişeydi.O silahı bırakın kullanmayı üzerinde taşımanın bile nekadar zor olduğunu ozaman anlamıştım.
    Ki kaldıki biz SAVAŞMAKTAN bahsediyoruz.

    Askerliğimi yapmadım,boyuma posuma bakılırsa gideceğim en batı yer Mardindir herhalde.Askerliğe karşı filan değilim yanlış anlaşılmasın ancak karşı olduğum gözü kapalı kurbanlık koyun gibi teröristin üzerine yollanmak.

    Herkes askerlik süresi azalsın diyor.Aksine ben artsın diyorum.Mademki teröristle savaşacam en az 1 yıl silah altında eğitim almalıyım.Niye 1 yıl eğitim alıpta ölmeyeceğine garantimi verilecek.Tabiki hayır ama hiç değilse yukarda bahsettiğn stres altında düşünebilirliğim artar.




  • ''Savaşta ölenler sayesinde hayat kalanlar bayram yapıyor'' güzel bir söz ve de anlamlı.
  • 
Sayfa: önceki 12345
Sayfaya Git
Git
sonraki
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.