Şimdi Ara

Allah a inaniyorum ama onu sevmiyorum (2. sayfa)

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
2 Misafir - 2 Masaüstü
5 sn
67
Cevap
0
Favori
4.793
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
Öne Çıkar
5 oy
Sayfa: önceki 1234
Sayfaya Git
Git
sonraki
Giriş
Mesaj
  • Zodion Z kullanıcısına yanıt
    Seçimin olduğu yerde fiil neden zorunlu olsun? Liberteryen özgür irade tanımı gereği mantıksal veya metafiziki bir zorunluluk yok. Liberteryen özgür irade:

    a) Bağdaşmazcılık doğrudur.
    b) Kişinin düşünce ve eylemleri, ancak ve ancak, nihai olarak kendi iradesinin ve aklının ürünüyse özgür olabilir.

    Bazılarına göre şu koşulda gereklidir:

    c) Bir kişinin bir davranışından sorumlu olması için, eylem anında o davranışından başka bir davranışta bulunma yahut en azından o davranışı yapmama kabiliyetine de sahip olması gerekir.

    a, b, c şartları varsa liberteryen özgür irade tanımı sağlanmış demektir. Burada seçimin fiili zorunlu kılmasını gerektiren bir şey yok.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Guest-F54F98451 -- 19 Haziran 2019; 15:50:1 >
    _____________________________
  • quote:

    Orijinalden alıntı: Guest-F54F98451

    Seçimin olduğu yerde fiil neden zorunlu olsun? Liberteryen özgür irade tanımı gereği mantıksal veya metafiziki bir zorunluluk yok. Liberteryen özgür irade:

    a) Bağdaşmazcılık doğrudur.
    b) Kişinin düşünce ve eylemleri, ancak ve ancak, nihai olarak kendi iradesinin ve aklının ürünüyse özgür olabilir.

    Bazılarına göre şu koşulda gereklidir:

    c) Bir kişinin bir davranışından sorumlu olması için, eylem anında o davranışından başka bir davranışta bulunma yahut en azından o davranışı yapmama kabiliyetine de sahip olması gerekir.

    a, b, c şartları varsa liberteryen özgür irade tanımı sağlanmış demektir. Burada seçimin fiili zorunlu kılmasını gerektiren bir şey yok.
    Seçimin tanımı gereği

    Bir yoldan gittiğimizi düşünürsek o yolun dallanıp budaklanması seçim olarak adlandırılacaktır.Birinci ya da ikinci seçenekten yana tavrını kullanmak bunun bir seçenek yani fiil olduğu gerçeğini değiştirmeyecektir

    İkinci yorumda ortaya attığım tasarım verdiğin öncüllerle çelişmiyor



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Zodion -- 19 Haziran 2019; 15:57:53 >
    _____________________________




  • Zodion Z kullanıcısına yanıt
    Herhangi bir x kişisi t anında seçtiği şeyi t anında fiile dökmek zorunda olması seçim=fiil demek oluyor. Halbuki özgür irade nedenselliği, nedensellik de zamanı gerektirmekte. Yani seçimler "önce" fiil ise "sonra" meydana gelmelidir. Örneğin benim tabanca tetiğini çekip karşımdaki kişiyi vurmam demek tetiği çekmeden önce bunu seçmiş olmam demektir. Rastgele etrafa ateş açan biri bile bunu yapmadan önce seçim yapmıştır. Arada çok küçük bir zaman farkı olsa da zorunluluk yoktur.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Guest-F54F98451 -- 19 Haziran 2019; 16:25:16 >
    _____________________________
  • quote:

    Orijinalden alıntı: Guest-F54F98451

    Herhangi bir x kişisi t anında seçtiği şeyi t anında fiile dökmek zorunda olması seçim=fiil demek oluyor. Halbuki özgür irade nedenselliği, nedensellik de zamanı gerektirmekte. Yani seçimler "önce" fiil ise "sonra" meydana gelmelidir. Örneğin benim tabanca tetiğini çekip karşımdaki kişiyi vurmam demek tetiği çekmeden önce bunu seçmiş olmam demektir. Rastgele etrafa ateş açan biri bile bunu yapmadan önce seçim yapmıştır. Arada çok küçük bir zaman farkı olsa da zorunluluk yoktur.
    Zaman esasen belirlenebilen bir şey değil.Düşünebilmek için kavrayış ön şart değil.Konu özgürlükten güç problemine gidiyor.İnsan sadece içinde daha önceden bulunduğu durumlardan kendisine arzu nesnesi üretebilir.İnsanlık telepati gibi aşkın özellikleri ancak analojiyle anladığını zannedebilir

    Seçtiğin eylemi belli bir süre içinde gerçekleştirmeni gerektirecek durumlar olacak.Vücudun tepki verme süresi anlık değil.Ki zaten tepki veremeden seçemezsin.Bu da seçme işleminin dahi bir süreç bir fiil olduğunu gösterir



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Zodion -- 19 Haziran 2019; 16:33:30 >
    _____________________________




  • Hume'un alışkanlık meselesi her şey yaşanabilir demek değildir.Sadece belli bir konunun epistemik sağlamasının keyfi olduğu manzaranın değişebileceği anlatılıyor

    Ben şimdiki bulgularla konuşuyorum

    Eğer alışkanlığın tortularının kırılabileceği gözlemle doğrulanabilirse(aynı koşullar altındaki yamuğun yanmaması)mesele o zaman başka



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Zodion -- 19 Haziran 2019; 17:21:36 >
    _____________________________
  • Zodion Z kullanıcısına yanıt
    Şimdi, biz fill=seçim olarak kabul etsek dahi bu delilci kötülüğe çözüm değildir(ahlaki kötülükleri kastediyorum zira doğal kötülükler seçimle meydana gelmezler). Çünkü, Tanrı ön bilgiye sahiptir. Yani Tanrı benim 1 saat sonra ne yapacağımı zamansız bir anda bilmektedir zaten. Yaygın bir görüşe göre bağdaşırcılık natüralizmle, bağdaşmazcılık(liberteryen) teizm ile uyumludur. Adams gibi teistler liberteryen özgür iradeyi kabul ettiğimizde; seçme anına kadar fiilin "belirsiz" olması nedeniyle Tanrı'nın ön bilgiye sahip olmasını mantıken çelişkili bulurlar. Adams'ın izinden gitmek bence kutsal kitaplarla uyumlu değil. Fakat Adams'ın izinden gidebilecek teistler olabileceğinden dolayı seçim=fiil iddiasını yanlışlamamız gerekmektedir.
    _____________________________
  • quote:

    Orijinalden alıntı: Guest-F54F98451

    Şimdi, biz fill=seçim olarak kabul etsek dahi bu delilci kötülüğe çözüm değildir(ahlaki kötülükleri kastediyorum zira doğal kötülükler seçimle meydana gelmezler). Çünkü, Tanrı ön bilgiye sahiptir. Yani Tanrı benim 1 saat sonra ne yapacağımı zamansız bir anda bilmektedir zaten. Yaygın bir görüşe göre bağdaşırcılık natüralizmle, bağdaşmazcılık(liberteryen) teizm ile uyumludur. Adams gibi teistler liberteryen özgür iradeyi kabul ettiğimizde; seçme anına kadar fiilin "belirsiz" olması nedeniyle Tanrı'nın ön bilgiye sahip olmasını mantıken çelişkili bulurlar. Adams'ın izinden gitmek bence kutsal kitaplarla uyumlu değil. Fakat Adams'ın izinden gidebilecek teistler olabileceğinden dolayı seçim=fiil iddiasını yanlışlamamız gerekmektedir.
    Öznenin kendinde özne olup olmaması sorunu da var.Özgür iradeden bahsedilebilmesi için gerekli şeyler.Eğer kendinde özne yoksa ahlaki kötülükler doğal kötülük kapsamına girebilir

    Seçimler sadece orada bir yerde olup bitse seni etkilemeseler istenç ve arzu nesnesine erişmeyi değilde sadece maruz kalmayı içereceğinden dolayı fiil olmazdı



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Zodion -- 19 Haziran 2019; 17:31:13 >
    _____________________________




  • Of ya yine konumu acayip konusan felsefeciler basmis. Ne dediginizi anlamiyorum Turkce konusun la.

    < Bu ileti mini sürüm kullanılarak atıldı >
    _____________________________
    Bizde yanlış olmaz, olmuşsa da yanlışlıkla olmuştur.
  • Küsmüsün yani

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
    _____________________________
    Masallara inanmam,tek gerçek
    Mustafa Kemal Atatürk
  • İnsanlar Tanrı'ya inanmaya çok yatkın iken ve tarihte her millet dine inanmışken Tanrı'dan kaçma gibi bir durumunun olamayacağını ben asla bilemem çünkü transandantal bilgi. Yalniz sen ve Allah bilir. "Sözünüzü gizleyin, yahut onu açığa vurun; (fark etmez). Şüphesiz Allah, sinelerin özünü (kalplerde olanı) hakkıyla bilir.(Mülk-13)"
    Ayrıca önceki hafta "kötülük problemi bile çözülür ilahi gaybubet çözülmez" gibi bir şey demiştiniz. Şimdi de "bütün teodisiler ve şüpheci teizm de başarısız" diyorsunuz. Kötülük problemi hakkında 1 haftada neden görüşünüz değişti?

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
    _____________________________
  • eşom21 kullanıcısına yanıt
    Teist için sorun olmayabilir demek istediğimi belirttim. Örnek olarak aşırı imancı bir yaklaşımı örnek verdim.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Guest-F54F98451 -- 20 Haziran 2019; 0:39:46 >
    _____________________________
  • quote:

    Orijinalden alıntı: Guest-F54F98451

    Şimdi, biz fill=seçim olarak kabul etsek dahi bu delilci kötülüğe çözüm değildir(ahlaki kötülükleri kastediyorum zira doğal kötülükler seçimle meydana gelmezler). Çünkü, Tanrı ön bilgiye sahiptir. Yani Tanrı benim 1 saat sonra ne yapacağımı zamansız bir anda bilmektedir zaten. Yaygın bir görüşe göre bağdaşırcılık natüralizmle, bağdaşmazcılık(liberteryen) teizm ile uyumludur. Adams gibi teistler liberteryen özgür iradeyi kabul ettiğimizde; seçme anına kadar fiilin "belirsiz" olması nedeniyle Tanrı'nın ön bilgiye sahip olmasını mantıken çelişkili bulurlar. Adams'ın izinden gitmek bence kutsal kitaplarla uyumlu değil. Fakat Adams'ın izinden gidebilecek teistler olabileceğinden dolayı seçim=fiil iddiasını yanlışlamamız gerekmektedir.
    bağdaşırcılık natüralizmle, bağdaşmazcılık(liberteryen) teizm gibi kavramlarla gereksiz yere meseleyi daha karışık bir hale sokuyorsun bence, bu soru için iki cevaptan biri olabilir biliyor yada bilmiyor.

    tanrı kendinden daha güçlü bir tanrı yaratabilirmi sorusuda mantıksız değil eğer yaratıcı/lar varsa herşeye gücü yeten olmadığı ortada, herşeye gücü yeten olsaydı hiçbir şey yaratmasına gerek kalmazdı.
    _____________________________




  • İlgileniyorsun ancak umursamıyorsun. Seviyorsun ancak sevgin beş para etmiyor. Edat olarak gibiydi mi seçerdik yoksa koşul olarak se sa halini mi?

    Eğer ki se sa hali ise bu eseme bize üçüncü bir kişinin varlığından bahsederdi.

    İlgilenme sevme se sa denen halde 3. Kişiye öykünme yapılanın gibi değil tamam manada amaca ulaşamamazlığını beyanda daha güçlü duruyor.

    İnanç ve se sa zira sevmiyorum derken se sa değişebilir bir şey gibi. Para mevki şan şöhret verse de mi? Sorusu halen hayır ise bu kere ne verirse versin beş para etmiyor bilinci yaygındır.

    Bunun nedeni sonlu varlığın sonsuzluktan alacağı her şeyin esasen adıyla müsemma sonlu olmasındandır.

    Sürünmek istemem ancak her türlü zenginlik ölümle birlikte fixleniyor. Zaman aleyhe işliyor.

    ............

    Sonucu bakımından ben eğer ilah olmayacak isem verilene karşı tepkim inanç ve gibi ikilemi de kalır.

    Ne verirsen ver totali bir hiç. Ölüm mukadder olunca anlam sonsuza ve fakat hiç verilmemiş gibi Uzam gösteriyor.

    ...............

    Ben inanıyorum ve bunu bana karşı olan tavırla anlıyorum ve seviyorum. Ben bir tane bulamam kaygısını yaşadığım şeye karşı o milyonlarcayı veriyor ve karşı argumana gel dedin geldik deme imkanını bana sunuyor.

    İnanıp sevebildiğim görüyorum ve bir zamanlar onun teala hakkında düştüğüm şüpheniz giderildiğini anladığım zaman bu dünya anlamsızlığın anlamına evriliyor.

    Bir zamanlar belki de ruhlar aleminde beni şek ve şüphe sahibi kılan bir şeyi görmüş ve beden istemiştim. Zira ruh olarak anlam verememiş ve ilah hakkında zanna düşmüştüm. Anladım ki insanımsı olunca zannım boş imiş. Neden beden giydiğim anladım. Bunu anlayan inancın zaferini yaşar.

    Ben mutlu bir ruhum. Anlamı meallendirebiliyorum ve yaratıcıya karşı tavrımı anlayıp ona teala arzedebiliyorum.

    Ben günah işlemedim. Günün ah olduğu bir anda mevcuda libas giyip insanımsı olup o günün gün ah nü değil zandan sıyrılmak günü olduğunu anladım.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
    _____________________________
    Başkalarının kafasında yaradan arayan kimse, bulutun gölgesine benzer. Yağmur yağıp bittiğinde o da yok olur gider.




  • Communist kullanıcısına yanıt
    Özgür irade tartışmaları biliyor bilmiyorla bitmiyor. Mantıksal kötülük hakkına Plantinga'nın savunmasını ortaya koydun mesela bu liberteryen özgür irade için ortaya atılmış bir savunmadır, bağdaşırcılıkta işlemez. Öyle detayları var ki bu konuların yıllarca konuşulur bitmez.

    Tanrı kendinden daha güçlü yaratabilir mi sorusu tabii ki hangi Tanrı için sorduysak değişecektir. Teist Tanrı sıfatları her şeye gücü yetmeyi içerir yani bundan daha fazlası olamaz. Dolayısıyla her şeye gücü yeten varlıktan daha fazla gücü yeten varlık olabilir mi sorusu mantıken çelişkilidir. Tanrı 2. Tanrı'yı belli şartlarda yaratabilir. Fakat bu durumda bu Tanrı zamanda mı zamansız mı bunlar sorulmalı eğer zamansız ise zamansızlıkta başka bir şeye neden olunabilir mi? Çünkü nedensellik zamanı gerektirdiği için Tanrı 2. Tanrı'ya neden olamayabilir. Eğer zamandaysa, eşzamanlı nedensellik var mı yok mu? Eğer zamansız bir Tanrı bir başka şeye neden olamazsa veya eşzamanlı nedensellik yoksa, o halde ikinci Tanrının aseity sıfatına sahip olması mümkün olmaz.

    Her şeye kadir varlıktan daha kadir bir varlığın mantıksal çelişki yarattığını açıkladım yukarıda. Çünkü, bu tanımı çiğnemeye eşdeğer bir şey. Peki her şeye kadir varlıkla eşit derecede kadir bir varlık yaratılabilir mi? Eğer iki Tanrı arasında herhangi bir konuda anlaşmazlık yaşanması mümkünse, her bir Tanrı'nın diğer Tanrı ile koordine bir biçimde eylemesi gerekir. Gücün kullanımının bir başka varlıkla uzlaşmayı gerektirmesi fikri her şeye kadirlikle uyumlu değil gibi. Bu nedenle 2. Tanrı'nın kadir olması mümkün gözükmüyor.

    Her şeye gücü yeten olsaydı hiçbir şey yaratmazdı argümanı felsefe ile ilgilenmeyenlerin dilinde bunu sıkça görüyorum. Her şeye gücü yeten bir varlığın bir şey yaratması neden ihtiyacı olduğu anlamına gelsin? Yaratma amacı ihtiyaç dışında bir şeydir. Bunu teistik dinler zaten izah ediyor. Böyle saçma sapana argümanları savunmayın artık.
    _____________________________




  • quote:

    Dolayısıyla her şeye gücü yeten varlıktan daha fazla gücü yeten varlık olabilir mi sorusu mantıken çelişkilidir.

    bu soru ışık hızını geçebilirmiyiz gibi birşey eğer geçersek sonraki hızı geçebilirmiyiz diye sonsuza kadar gider bence çelişki yok sonsuz gücün olamayacağının kanıtı bu.

    quote:

    Her şeye gücü yeten olsaydı hiçbir şey yaratmazdı argümanı felsefe ile ilgilenmeyenlerin dilinde bunu sıkça görüyorum. Her şeye gücü yeten bir varlığın bir şey yaratması neden ihtiyacı olduğu anlamına gelsin? Yaratma amacı ihtiyaç dışında bir şeydir. Bunu teistik dinler zaten izah ediyor. Böyle saçma sapana argümanları savunmayın artık.

    saçma demeden önce tanrı neden yaratır bunu açıklamalısın yaratma amacı diyorsun ama ihtiyaç değil diyorsun amaç kelimesi ihtiyaç kavramı dahilinde değilmi? bana göre amaç varsa ihtiyaçda vardır eğlence yada zorunluluk farketmez.

    tanrı neden yaratır bunu açıklarmısın?
    _____________________________




  • Sıradan insanların sıradan olmadıklarını düşündükleri bir zamanda bir an için özel olduklarını hissettikleri sıradan ötesi bir anı kurgulayalım.

    Bi psikoloğa doktora bölgenin yöneticisine vs gittiniz. O esnada ki her söz daha bi etli ortamdaki hava daha bi etkili biri sizi işaret ederek önemlisin diyor.

    İnanç ve sevgi kısmı bakımından düşünürsek Faraza hastanın ilgiyi görüp ilgi sebebi olan hastalığın kendi kişiliğinden öte anlam kazandığını görmesi ya da sorunun sizden önemli olması durumu anlaşılınca sevgi kısmı açıkta kalıyor.

    İlahi güç rızık verir yaraları kapar vs ve bunu herkese yapar beni özel kılmadığı gibi sorun zamanında anlamlıdır.

    Burada bi hata var bencilce düşündüm düzeltmem lazım. O halde sorunsuz zamanımda onu anmalı ya da beraber olmalıyım ki demeliyim. Yani kişiliğimi ön plana çıkaran bir duam olmalı.

    Sorunlu zamanda anılan ilahın sevgisi ilgisi soruna olmak zorunda yoksa inancın hiç bir anlamı yokken bu kere de insan ihmal edilmek zorunda iken insanın iyi halinde münasebet kurması inancı güçlü bir duruşa çevirir.

    Ben bisiklet isterken pc isterken yoktun deyip pc bisiklet sahibi olduğumuz an bunu yüceltmem iz kişiliğimizi ardıllaştırmamıza neden oldu. Pc bisiklet olduğunda ilah ile paylaşım bizi reelize edecekken de bencil davrandık.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
    _____________________________
    Başkalarının kafasında yaradan arayan kimse, bulutun gölgesine benzer. Yağmur yağıp bittiğinde o da yok olur gider.




  • Communist kullanıcısına yanıt
    1. Fizik yasaları zorunlu yasalar değil. Mantık yasaları zorunludur. Fizik yasalarının olduğu mümkün dünyalar vardır fakat; mantık yasalarının olmadığı mümkün dünyalar yoktur. Bu evrende fiziksel koşullarla ışık hızını geçememen asla ışık hızını geçemeyeceğin anlamına gelmez. (Bknz: Özdeşlik, çelişmezlik, 3. halin olanaksızlığı yasaları) Tanrı'nın her şeye gücü yeter önermesi mantık kurallarına tabiidir. Çelişmezlik ilkesine göre bir şey aynı anda hem a hem de a'nın değili olamaz. Yani bir masanın yüzü aynı anda hem mavi hemde sarı olamaz. Aynı şekilde her şeye gücü yeten varlıktan daha güçlüsü olamaz bu tanım gereği mantıken çelişkilidir. Çünkü, hem maximum kadirliğe sahiptir diyorsun hem de maximum kadirliğe sahip değildir diyorsun bu mantıken çelişkili bir önerme.

    2. Teist Tanrı sıfatlarından biri de ahlaken kusursuz ve iyi olmasıdır. Eğer Tanrı iyiyse bir şeyler yaratmak isteyecektir. Çünkü, ahlaki iyilik yapma ve ahlaki açıdan gelişme imkanı yaratmak çok iyi bir şey. Tanrı'nın hiçbir şey yaratmamasından daha iyi bir şey gibi görünüyor bu.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Guest-F54F98451 -- 20 Haziran 2019; 14:50:30 >
    _____________________________




  • bu cevaplar sizi tatmin ediyormu gerçekten? verdiğin renk örneği sorunlu, biri şekil diğeri güç ikisi farklı şeyler güç+1 olur ama şekil+1 olmaz.

    bana göre tanrının birşeyler yaratması onun eksikliğini gösteriyor yaratıyorsa amaç vardır dahada kötüsü amaca ulaşmak için araca ihtiyaç duyuyorsa ol deyince olmuyor demekki. istemek, iyi olmak, herşeye gücü yeten bir tanrı için uygun özellikler değil bence.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Communist -- 21 Haziran 2019; 1:9:13 >
    _____________________________
  • 
Sayfa: önceki 1234
Sayfaya Git
Git
sonraki
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.