Şimdi Ara

▓ Ahmet Davutoğlu analizi

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
2 Misafir - 2 Masaüstü
5 sn
55
Cevap
1
Favori
1.177
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
6 oy
Öne Çıkar
Sayfa: 123
Sayfaya Git
Git
sonraki
Giriş
Mesaj
  • Davutoğlu'nun sorun varken "yok" demesini, misal olarak "Terörün belini kırdık" gibi sözlerine anlâm veremiyor musunuz? O zaman sizi, buraya alalım.


     ▓ Ahmet Davutoğlu analizi

    Bazı çocukların okuyacağı bellidir. Kitaplarda onları çeken bir şey vardır. Küçük Ahmet de böyle bir çocuktur.

    Annesini kaybetmesinin ardından içinde oluşan boşluk, zengin hayal gücü ve balık burcu olmanın verdiği duygusallık onu kitaplara iter. Okuma aşkını aynı zamanda iyi bir eğitimle birleştirir. İstanbul Erkek Lisesi ve ardından Boğaziçi Üniversitesi’ni bitirir.

    Yıllar içinde kitapların dünyasında bir şey keşfetmiştir. Bu dünya ona gerçek dünyada da başarının kapılarını açmaktadır. Akademik başarıları, ün ve prestiji de beraberinde getirir. Ancak, kitapların dünyasının dikkatli bakmayanlardan sakladığı bir şey vardır. Kitapların dünyasında herşey siz nasıl isterseniz öyle olur ama gerçek dünya biraz farklıdır.

    Ahmet Davutoğlu, Dışişleri Bakanı olduğu 2009 yılından itibaren kelimenin tam anlamıyla Türk dış politikasına damgasını vurur. 2001 yılında yayınlanan Stratejik Derinlik adlı eseriyle Türkiye’nin izlemesi gereken rotayı çizen Davutoğlu, bakanlığı sırasında kendi yaklaşımını hayata geçirir ve öncülüğünü yaptığı radikal dış politika dönüşümleriyle ülkenin bulunduğu noktaya gelmesinde önemli rol oynar.

    ‘Stratejik Derinlik’te bugünleri anlattı

    Davutoğlu hakkında yapılabilecek ilk tespit çok “tutarlı” olduğudur, zira kendisi, ülkeyi nasıl bir bataklığa sürükleyeceğini 2001 yılında yayınladığı Stratejik Derinlik adlı eseriyle görmeyi bilenler için çok net biçimde ortaya koymuştur. Bu eser, ne yayınlandığında ne de Davutoğlu dış politikanın dümenine geçtiğinde esaslı bir kritiğe tabi tutulmamış, içeriği sorgulanmamış ve eseri hazırlayan zihnin ülkeye ne vadettiği üzerinde ciddi manada durulmamıştır.

    Hakkında çok konuşulan ama kimsenin okumadığı diğer bütün eserler gibi “Stratejik Derinlik” de içeriğinden bağımsız olarak, sadece oluşturduğu algılar üzerinden değerlendirildi. Ancak, dikkatle incelendiğinde, “Stratejik Derinlik”in, Davutoğlu’nun didaktik, somut gerçeklerle test edilme ihtiyacını kesinlikle hissetmeyen, kendini ve muhataplarını tanımaktan uzak, hedeflere ulaşmada izlenecek metotlar üzerinde kafa yormayan, iyi niyet temennisi olmaktan öteye geçemeyen içi boş, kof söylemlerinin sistematik biçimde toplandığı bir eser olduğu görülüyor.

    Yanlış önkabuller = Yanlış stratejiler

    Ne kendini ne de muhataplarını bilen, sürekli kendi gücünü olduğundan çok, diğer ülkelerinkini ise olduğundan az gören Davutoğlu, 2010 sonrasında Ortadoğu’daki hiçbir gelişme hakkında doğru öngörüde bulunamamıştır.

    Suriye’de Esad yönetiminin ne derece güçlü olduğunu, İran ve Rusya’nın Esad’ı desteklemek için neleleri göze alabileceklerini; Irak’taki dengelerin hangi yöne evrileceğini, mezhepsel ayrışmaların İran’ın Irak üzerindeki etkisini nasıl artıracağını; Mursi’nin izlediği politikaların Mısır’da doğuracağı tepkileri ve daha birçok gelişmeyi öngörememiş ve daha da acısı bunların hepsi olduktan sonra dahi tepki verememiştir.

    Bu öngörüsüzlüğün temelinde Davutoğlu’nun tüm hareketlerini yanlış önkabullere dayandırması yatmaktadır. Davutoğlu hiçbir konuda ihtimalleri titizlikle değerlendirip, gelişmelerin seyrine göre revize edilebilecek planlamalara gitmemekte, hatta, hiçbir meselede “a” planının dışında bir “b” planına ihtiyaç duymamaktadır. Gerçekler önkabullerine uymadığında ise Davutoğlu başkalarını suçlama kolaycılığını seçmekte, yanlıştan dönmeyi ise asla bir seçenek olarak görmemektedir.

    Davutoğlu’nun ben idraki

    Davutoğlu’nun en bariz özelliklerinden birisi de aşırı derecede kendisiyle barışık olması. Her zaman gülümseyen Davutoğlu’nun yüzünde, ülkenin ağır sorunlarının sorumluluğunun üzerinde olduğuna dair herhangi bir emareye rastlamak, hatta kendisi hakkındaki diğer insanların algısı hakkında fikir sahibi olduğunu düşünmek oldukça zor. Eğer iddialı bir psikolojik çıkarım yapmak gerekirse Davutoğlu’nun kendi “gelecek imgelemi”nin esiri olduğu söylenebilir.

    Davutoğlu şimdiden ziyade, gelecekte tarih kitaplarında kendisinin nasıl anılmasını istiyorsa öyle davranmaktadır. Örneğin içinden geçtiğimiz dönemde Türkiye Cumhuriyeti Başbakanlığı yapan birisinin en çok şikayet etmesi gereken şey vakit yetersizliğiyken Davutoğlu kitap yazdığını, bu aralar hazırladığı kitapların basılacağını umduğunu filan söyleyebilmektedir.

    Muhtemelen bunu söylerken kendisinin ileride tarih kitaplarında başbakan olduğu böyle bir dönemde bile vakit ayırıp ölümsüz eserler veren eşsiz bir düşünür olarak anılacağını düşünerek haz duymaktadır. Ya da görüşmelerinde uzun tarih söylevleri çektiği bir ABD ya da Rus Dışişleri Bakanının ileride yazacağı anılarında kendisinden ne çok şey öğrendiğini yazacağını hayal ederek karşısındakine uzun uzun akıl vermektedir. Aksi halde yaptıklarını kendisine nasıl izah ettiğinin, hareketlerinin içinde bulunduğu durumla oluşturduğu çelişkiden zihnini nasıl kaçırabildiğinin açıklamasını yapmak pek mümkün değildir.

    Artık neredeyse hiçbir devletten muhatabının kendisiyle görüşmek istememesi, randevu alamaması da muhtemelen üslubunu değiştirmesi gerektiğini Davutoğlu’na düşündürtmemektedir.

    Ne zaman duvara toslanacak?

    Başbakan Davutoğlu’nun, hayat boyu savunduğu sığ İslamcı fikirlerini bu yaştan sonra değiştireceğini, birden makul bir insan haline geleceğini düşünmek gerçekçi değildir. Mesele dış politikada biriken, ötelenen sorunların ne zaman patlayacağı ve ülkenin çok büyük sınamalarla karşı karşıya kalacağıdır. Türk dış politikası kelimenin tam anlamıyla ölmüştür. Davutoğlu ve AKP bunu ne kadar inksar etse de ceset çürümeye başlamış ve yayılan koku artık tüm mahalle için dayanılmaz hale gelmiştir. Bu cesedin vakit kaybetmeden gömülmesi ve yeni bir başlangıç yapılması gerekmektedir.


    Nokta Dergisi'nin sitesi değiştiği için link güncellendi.
    Yazının tamamı için tıklayın



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi bocekgrafik -- 11 Mayıs 2016; 23:26:58 >







  • alıntı deseydin. yalnız işin ilginç yanı Boğaziçin çift diplomayla bitiren tek kişi. 4 dil biliyordu bildiğim kadarıyla. baya bi kitap yazmıştı sayısı tam aklımda degil yalan söylemeyim.
  • taha yasin arıcı kullanıcısına yanıt
    En altta, "Yazının tamamı için tıklayın" yazıyor. Bu da yazının kaynağı oluyor.
    İyi bir akademisyen olabilir. Ama iyi bir devlet adamı değil aslâ.
  • quote:

    Orijinalden alıntı: taha yasin arıcı

    alıntı deseydin. yalnız işin ilginç yanı Boğaziçin çift diplomayla bitiren tek kişi. 4 dil biliyordu bildiğim kadarıyla. baya bi kitap yazmıştı sayısı tam aklımda degil yalan söylemeyim.

    Siyaset başka iş.

    Ayrıca kukla olmasa dediğin gibi iyi bir siyasetçi bile olabilir de herkesin bildiği gibi erdoğan ne derse o.
  • Nokta dergisinden diğer liderlerle ilgili analiz de bekliyorum. Çok bekler miyim acaba ?
  • OPTİMİST kullanıcısına yanıt
    Görürsem, konu açarım.
    Mesela ben, Bahçeli için bir konu açmıştım:http://forum.donanimhaber.com/m_110845535/f_//tm.htm
  • Ahmet Davutoğlu millete söylendiği gibi osmanlıcı,dindar,İsrail düşmanı,filistin dostu asla değildir

    Daha akp piyasada yokken ahmet Davutoğlu vardı.Ahmet Davutoğlu

    "28 Şubat 1000 yıl sürecek" denilen yıllarda harp akademilerinde derslere girerdi

    Derin devletin adamı olmayan,harp akademilerinde bırakın ders vermeyi,kapısından geçemez

    Rtenin en büyük algı operasyonlarından biri de ahmet Davutoğlunu dinci,osmanlıcı diye lanse etmesi olmuştur

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • Yapay Zeka’dan İlgili Konular
    Daha Fazla Göster
  • ...



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Dehadar -- 8 Kasım 2021; 21:41:5 >
    < Bu ileti tablet sürüm kullanılarak atıldı >
  • Davutoğlu demiş ki: "Onların kafasındaki İslâm ile bizim savunduğumuz İslâm arasında 180˚ değil, 360˚ fark var."
    Bu sözünün "IŞİD ile aynı çizgideyiz" anlâmına geldiğinin farkında değilse çok saf bi adam. Bilerek diyorsa, daha büyük fâciâ. Her 2 türlü de FAIL bu sözü. Böyle devlet adamı olur mu hiç?


     ▓ Ahmet Davutoğlu analizi




  • bocekgrafik kullanıcısına yanıt
    Ülkenin başına sözelci geçirilirse nasıl olur soruna yanıt işte bu
  • bocekgrafik kullanıcısına yanıt
    adam Prof işte

    muhalefete gerek yok esasıında AKP kendi kendini bitiriyorda hala inadına inadına OY verenler var işte.

    bunları konuya ekliyecem bekliyorum nasıl olsa her gün PROF. yenilerini ekliyor.


    Sayın Prof. Dr. Ahmet Davutoğlu - Kimse dinlemiyor !!!!
    http://forum.donanimhaber.com/m_106040911/f_//tm.htm#106040911

     ▓ Ahmet Davutoğlu analizi



     ▓ Ahmet Davutoğlu analizi




  • quote:

    Orijinalden alıntı: bocekgrafik

    Davutoğlu demiş ki: "Onların kafasındaki İslâm ile bizim savunduğumuz İslâm arasında 180˚ değil, 360˚ fark var."
    Bu sözünün "IŞİD ile aynı çizgideyiz" anlâmına geldiğinin farkında değilse çok saf bi adam. Bilerek diyorsa, daha büyük fâciâ. Her 2 türlü de FAIL bu sözü. Böyle devlet adamı olur mu hiç?


     ▓ Ahmet Davutoğlu analizi


    Arkadaş Kılıçdaroğlunun merdivene ters binmesini es geçtiniz, Bahçelinin yaptığı gaflarıe s geçtiniz buna takıldınız ha bravo be size işte gerçek muhalefet anlayışı budur




  • Mcuk kullanıcısına yanıt
    Güncel mevzularla ilgileniyoruz. Kılıçdaroğlu'nun lâkâbı "Çarkçı Kemal"di mesela ve gaflarıyla ünüydü ama artık yapmıyor.

    Bahçeli ile ilgili de konu açmıştım. Belli ki görmediğin için böyle peşin hüküm verdin.
    İşte konu:http://forum.donanimhaber.com/m_110845535/f_//tm.htm
  • Şu haline hanım bile deli oluyor. "Bu adam hasta mı? Neden hep gülüyor?" diye soruyordu geçen. Ki o, siyâsetle ilgilenmez ha bir de...


    quote:

    Orijinalden alıntı: nofear72

     ▓ Ahmet Davutoğlu analizi



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi bocekgrafik -- 15 Ekim 2015; 15:43:18 >




  • quote:

    Orijinalden alıntı: bocekgrafik

    Güncel mevzularla ilgileniyoruz. Kılıçdaroğlu'nun lâkâbı "Çarkçı Kemal"di mesela ve gaflarıyla ünüydü ama artık yapmıyor.

    Bahçeli ile ilgili de konu açmıştım. Belli ki görmediğin için böyle peşin hüküm verdin.
    İşte konu:http://forum.donanimhaber.com/m_110845535/f_//tm.htm

    Kılıçdaroğlu ile ilgili SSK analizi de isteriz o zaman senden

    Anlayamadığınız konu şu bu adamların 3'ünden 1'i iyi değil hepsi kötü bir sizin ideolojinizi destekliyor diye o partiye oy vermeniz gerekmiyor.Bakınız AKP ilk çıktığında benim ideolojimi destekliyordu şu an tam tersi hareketler yapıyor oy vermeyi bıraktım bu kadar basit.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Mcuk -- 15 Ekim 2015; 16:23:34 >




  • Başarısız bir insan.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • 360 derece der giderim.

    < Bu ileti mini sürüm kullanılarak atıldı >
  • bak bunu unutmuşum ekliyelim kendi adamları hemde



    Başbakan'ı kim yanıltıyor?
    14.10.2015 Çarşamba
    2 Ekim'de çıktığı bir televizyon yayınında, Murat Sancak'ın aracını kurşunlayanların yakalandığını söylemişti. Dili sürçtü sanıp üstünde durmamıştım.



    Fakat Başbakan, aynı şeyi Kılıçdaroğlu'na da söyleyince iş ciddiye bindi. Bunun bir dil sürçmesinden kaynaklanmadığı kesinleşti.
    Demek ki birileri kendisine, 'yakaladık ettik, canına okuyoruz efendim' diyor. Ne aslı var ne astarı oysa, hikâye.
    Soruşturmada ya milim ilerleme sağlanamadı. Ya da soruşturmayı yürütenler bir demokraside yaşadığımızı unutup kendilerini Başbakan'a karşı dürüstlüğe mecbur, kamuoyuna karşı sorumlu hissetmiyor. Soruları sessizce geçiştirerek, karartma uygulayarak, dışarıya belli etmeden kendi aralarında hallediyorlar işi.

    * * *

    Dünkü Hürriyet'te haberi görmüşsünüzdür. Arkadaşlarımız emniyetin, savcılığın, valiliğin kapısını aşındırıyor. Başbakan'ın verdiği bilgiyi teyit edecek bir soruşturma kırıntısına ulaşabilmek için. Ama kapılar duvar olup yüzlerine kapanıyor. En fazla öğrenebildikleri şu; Star Medya Grup Başkanı Murat Sancak'a saldırının faili olarak yakalanmış kimse yok polisin elinde. Bu bilgiyi ne emniyet müdürlüğü doğruluyor ne ilgili savcılık.
    Kısacası, Başbakan Davutoğlu'na göz göre göre yanlış bilgi veriliyor. Peki Başbakan'ı, ikidir yanıltan kim? Ve bunu korkmadan, çekinmeden nasıl yapıyor? Gerçeği Başbakan'dan niye kaçırıyor, neyi saklıyor, daha ne kadar saklayabileceğini düşünüyor? Bir suç dosyasını yalan dolanla manipüle etmenin başa açabileceği dertleri geçmiş örneklerden de mi görmüyor?

    Arapsaçına döndü bu oyalamaca ama bakalım altından ne çıkacak.

    http://sosyal.hurriyet.com.tr/yazar/akif-beki_501/katil-devletse-pkk-ne_30306504




  • Mcuk kullanıcısına yanıt
    "Siz" diye genelleme yaparak yazman yanlış. Ben de zamanında bunlara oy veripte pişman olan kitlenin içindeyim çünkü.



    quote:

    Kılıçdaroğlu ile ilgili SSK analizi de isteriz o zaman senden

    Konusu var ama görmedin sanırım:http://forum.donanimhaber.com/fb.asp?m=111009032
  • videonun altındaki açıklama :

    Yeni! başbakan geçtiğimiz hafta El Cezire televizyonuna verdiği röportajın ikinci bölümünde, çözüm sürecindeki son durum, Türkiye-Mısır ilişkileri ve Türkiye'nin Ortadoğu politikasıyla ilgili açıklamalar yaptı.

    Türkiye'deki Suriyelilere en iyi eğitim olanaklarının sunulduğunu belirten Davutoğlu,

    Suriyelilere sınava girmeden ve ücretsiz olarak Türkiye'deki üniversitelerde okuma imkanı verildiğini ifade etti.

    Davutoğlu ayrıca, Suriyelilere geçici çalışma izni verileceğini de belirtti.

    Nasıl da gururla çok güzel bişey yapmış gibi konuşuyor Bu ülkede doğup büyümek demek cidden hayata 1-0 yenik başlamak demek.
    Birde Türkler sınavla girecek suriyeliler sınavsız girecek diyor. Vatandaşlık vereceğiz diyor.

    Sen Türk değilmisin??? Yeni Türkiye lideri! bu işte..!





  • 
Sayfa: 123
Sayfaya Git
Git
sonraki
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.