Şimdi Ara

50 yaşından sonra başka ülkeye göçme

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
2 Misafir - 2 Masaüstü
5 sn
34
Cevap
0
Favori
15.059
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
0 oy
Öne Çıkar
Sayfa: 12
Sayfaya Git
Git
sonraki
Giriş
Mesaj
  • Merhaba arkadaşlar, benim merak ettiğim konu şu, yaş geldi 50 eşimle beraber emekliyiz başka ülkeye yerleşme yada başka ülkenin vatandaşı olmayı düşünüyoruz ama aklımıza şu takılıyor.
    Emekli olduk ve buradaki haklarımız ne olur yanarmı o ülkeyemi devredilir, veya çifte vatandaşlıkmı olur. Sağlık sigortası durumu ne olur hep bunları merak ediyorum

    Tamamen gitsek durum ne olur bunları hiç birlimiyorumi dünyada insan haklarının daha iyi olduğu Türk emeklisinin geçinebileceği hangi ülkeye gidebilirim.



  • Merhaba,

    Olayın hukuk yönü biraz da anlaşmalara bağlıdır ama ben size deneyimlerden bahsedeyim;

    23 yaşımdan beri oraya buraya göç edip duran biriyim ve şu anda 34 yaşındayım. (Her ne kadar inanmak istemesem de)
    Yaşadığım her ülkede, bir süre sonre kendime kurduğum cümle şu olmuştur; "11 yaşında gelseydim ve karakterim burada oluşsaydı, gerçekten yaşanabilir bir yer olurdu burası." ancak, bir yaştan sonra sıfırdan yeni bir hayat kurmak, yeni insanlarla tanışmak, yapmacık gülüşlerin önemi ve fakat artık o yapmacık gülüşlere harcanacak enerji olmaması, dostların ekslikliği, kültürel farklar, yeni yaşama başladığınız yerdeki insanların size garip gelecek cahilce hareketleri gibi birçok nedenden dolayı, mutlaka ama mutlaka ülkemin değerini tekrar anlamışımdır.

    Bu konuda, beni yanlış anlamazsanız eğer, bir kardeş tavsiyesi olarak ele alabilirseniz, Türkiye'ye, iktidarına, insanların bencilliklerine, kabalıklarına kızmak yerine, Akyaka'nın güzelliklerine, herhangi bir köydeki herhangi bir kapıyı çalıp "Bu gece kalacak yerim yok; sizde kalabilir miyim?" sözü karşısında karşılıksız bir şekilde alacağınız "Evet" cevabına değer verin. Ben dünyanın neredeyse en gidilmedik ve en popüler yerlerinde yaşamış ve Türkiye'nin en muhalif insanlarından biri olarak size bunu öneriyorum. Belirli bir yaştan sonra hata yapma imkanınız azalıyor ve eğer ki böyle bir hata ihtimalini göze alıyorsanız, bunun hata olabileceğini de düşünerek, kendinizi garanti altına alıp yapmanızı tavsiye ederim.

    Özetle; iş kanunları tamamen anlaşmalara bağlıdır. Almanya ile Türkiye arasında anlaşma vardır ve ona göre ödeme yapılmaktadır ama sizin gideceğiniz ülke için bu konuyu özellikle araştırmanız gerekmektedir.




  • quote:

    Orijinalden alıntı: webbie

    Merhaba,

    Olayın hukuk yönü biraz da anlaşmalara bağlıdır ama ben size deneyimlerden bahsedeyim;

    23 yaşımdan beri oraya buraya göç edip duran biriyim ve şu anda 34 yaşındayım. (Her ne kadar inanmak istemesem de)
    Yaşadığım her ülkede, bir süre sonre kendime kurduğum cümle şu olmuştur; "11 yaşında gelseydim ve karakterim burada oluşsaydı, gerçekten yaşanabilir bir yer olurdu burası." ancak, bir yaştan sonra sıfırdan yeni bir hayat kurmak, yeni insanlarla tanışmak, yapmacık gülüşlerin önemi ve fakat artık o yapmacık gülüşlere harcanacak enerji olmaması, dostların ekslikliği, kültürel farklar, yeni yaşama başladığınız yerdeki insanların size garip gelecek cahilce hareketleri gibi birçok nedenden dolayı, mutlaka ama mutlaka ülkemin değerini tekrar anlamışımdır.

    Bu konuda, beni yanlış anlamazsanız eğer, bir kardeş tavsiyesi olarak ele alabilirseniz, Türkiye'ye, iktidarına, insanların bencilliklerine, kabalıklarına kızmak yerine, Akyaka'nın güzelliklerine, herhangi bir köydeki herhangi bir kapıyı çalıp "Bu gece kalacak yerim yok; sizde kalabilir miyim?" sözü karşısında karşılıksız bir şekilde alacağınız "Evet" cevabına değer verin. Ben dünyanın neredeyse en gidilmedik ve en popüler yerlerinde yaşamış ve Türkiye'nin en muhalif insanlarından biri olarak size bunu öneriyorum. Belirli bir yaştan sonra hata yapma imkanınız azalıyor ve eğer ki böyle bir hata ihtimalini göze alıyorsanız, bunun hata olabileceğini de düşünerek, kendinizi garanti altına alıp yapmanızı tavsiye ederim.

    Özetle; iş kanunları tamamen anlaşmalara bağlıdır. Almanya ile Türkiye arasında anlaşma vardır ve ona göre ödeme yapılmaktadır ama sizin gideceğiniz ülke için bu konuyu özellikle araştırmanız gerekmektedir.
    Önemli biri değilse kimse yaşı başı geçmiş birine babasının hayrına vatandaşlık vermez.




  • quote:

    Orijinalden alıntı: TuVNeRa

    Önemli biri değilse kimse yaşı başı geçmiş birine babasının hayrına vatandaşlık vermez.

    Alıntıları Göster
    Hangi ülke olduğuna göre değişir hocam.
  • quote:

    Orijinalden alıntı: TuVNeRa

    Önemli biri değilse kimse yaşı başı geçmiş birine babasının hayrına vatandaşlık vermez.

    Alıntıları Göster
    Nedenki ben malmıyım istediğim ülkede yaşama hakkım yokmu, mesela siz daha önce kendi konunuzda bahsediyordunuz ev alınınca şu kadar zamanda vatandaşlık veriliyor diye yannlışmı anımsıyorum.

    Vatandış alınmasının bir yoluda bu demiştiniz, ben bu ülkeyi istemesem başka ülke beni almazmı ama asıl soru yukardaki dediklerimdi, ne olacak emekli maaşım saglık sorunlarım bunlarıda o ülkeye devretme hakkım varmı.




  • quote:

    Orijinalden alıntı: KayhanKaan

    Hangi ülke olduğuna göre değişir hocam.

    Vallahi benim sorularım yukarda, emekli maaşım yanmasım eşiminde, saglık sorunları yaşamayım ülkedeki bütün haklarım devredilecekse buradan daha insan hakları daha iyi olan her ülke olur.

    Mesela bir Iğdırlı çaycı arkadaşla sohbet ediyorduk o arada ermenistana geçip geliyormuş bana orası olur abi dedi ama oluru sadece maaşdan dolayı orada iyi geçinirsin dedi diğer insani haklar tarafından bilemem.

    İnsanın insana saygı duyduğu, bir yer olsun isterse güney afrika olsun, zaten bilsem sormam direk giderim, hemen değişik yerler görürüm hemde zamanım geçer evde oturmaktan 50 kilo aldım.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Mat35 -- 13 Mart 2013; 18:52:06 >
  • quote:

    Orijinalden alıntı: TuVNeRa

    Önemli biri değilse kimse yaşı başı geçmiş birine babasının hayrına vatandaşlık vermez.

    Alıntıları Göster
    5 yildir yurt disinda yasayan biri olarak bir Türk vatandasi icin Türkiye'den daha yasanilasi bir yer düsünemiyorum.

    Acikcasi yurt disina cikmadan önce sizin gibi düsünüyordum. Hatta ciktiktan sonraki ilk 1-2 yil Türkiye'de yasanmaz diye düsünmeye baslamistim. Türkiye'deki insani sinirlayan cizgilerin olmamasi, kimsenin ne yaptigima karismamasi bana kendimi daha özgür hissettiriyordu. Yeni insanlarla tanismak, yeni yerler kesfetmek de cok hosuma gidiyordu. Türkiye'ye geldigimde, insanlarla konustugumda olaylara onlarin bakamadigi bir acidan bakabildigimi, kültür seviyemin cok yükseldigini hissediyor, kendimi onlardan daha üst bir noktada görüyordum.

    Fakat zamanla bütün bu fikirlerim degisti. Su an tam tersi kendimi son derece kisitlanmis hissediyorum. Bunun en buyuk sebebi de icinde yasayip buyudugum kültürü burada bulamamam. Yani istediginiz kadar paraniz olsun, istediginiz kadar özgürlükler ülkesinde yasayin, bunu saglamaniz mümkün degil. Eninde sonunda insanlar size yabanci olarak bakiyor, siz de onlara ayni sekilde bakiyorsunuz.

    Yasayan biri olarak söylüyorum, (resmi olarak dünyanin en yasanilasi sehri secilen bir sehirde de yasadim), yurt disinda yasamak bir hevestir. Ileride bu hevesiniz gecebilir ve hersey icin cok gec olabilir.

    Eninde sonunda "gurbet", aslinda baska söze de gerek yoktu...




  • quote:

    Orijinalden alıntı: webbie

    Merhaba,

    Olayın hukuk yönü biraz da anlaşmalara bağlıdır ama ben size deneyimlerden bahsedeyim;

    23 yaşımdan beri oraya buraya göç edip duran biriyim ve şu anda 34 yaşındayım. (Her ne kadar inanmak istemesem de)
    Yaşadığım her ülkede, bir süre sonre kendime kurduğum cümle şu olmuştur; "11 yaşında gelseydim ve karakterim burada oluşsaydı, gerçekten yaşanabilir bir yer olurdu burası." ancak, bir yaştan sonra sıfırdan yeni bir hayat kurmak, yeni insanlarla tanışmak, yapmacık gülüşlerin önemi ve fakat artık o yapmacık gülüşlere harcanacak enerji olmaması, dostların ekslikliği, kültürel farklar, yeni yaşama başladığınız yerdeki insanların size garip gelecek cahilce hareketleri gibi birçok nedenden dolayı, mutlaka ama mutlaka ülkemin değerini tekrar anlamışımdır.

    Bu konuda, beni yanlış anlamazsanız eğer, bir kardeş tavsiyesi olarak ele alabilirseniz, Türkiye'ye, iktidarına, insanların bencilliklerine, kabalıklarına kızmak yerine, Akyaka'nın güzelliklerine, herhangi bir köydeki herhangi bir kapıyı çalıp "Bu gece kalacak yerim yok; sizde kalabilir miyim?" sözü karşısında karşılıksız bir şekilde alacağınız "Evet" cevabına değer verin. Ben dünyanın neredeyse en gidilmedik ve en popüler yerlerinde yaşamış ve Türkiye'nin en muhalif insanlarından biri olarak size bunu öneriyorum. Belirli bir yaştan sonra hata yapma imkanınız azalıyor ve eğer ki böyle bir hata ihtimalini göze alıyorsanız, bunun hata olabileceğini de düşünerek, kendinizi garanti altına alıp yapmanızı tavsiye ederim.

    Özetle; iş kanunları tamamen anlaşmalara bağlıdır. Almanya ile Türkiye arasında anlaşma vardır ve ona göre ödeme yapılmaktadır ama sizin gideceğiniz ülke için bu konuyu özellikle araştırmanız gerekmektedir.

    Ben 50 yıldır yaşadğım yere yabancıyım kimse ile anlaşamam sokağa pek çıkmam, futbol izlemem, kahvehaneye gitmem, sigara içmem, alkol kullanmam, altılı oynamam vb gibi, oluncada çevreniz sıfır oluyor, ha burası ha orası ama son zamanlardaki yaşamdaki, eğitimdeki durumdan çok sıklıdım hiç değilse elin gavuru ağzıma etse elin gavuru diyeceğim susacağım ama inanın çıldırasım geldi.

    50 yaşına gel devlete 31 sene çalış ama doktora gidince hayvan muamelesi gör, para öde ilaca, eczaneye birde insan gibi muamele görme.

    İlaçlı, gdo ne kadar dandik mal varsa ye kullan dünyada 5. sınıf muamelesi gör kendi bakanlarından, milletvekellerinden.




  • quote:

    Orijinalden alıntı: neverlate

    5 yildir yurt disinda yasayan biri olarak bir Türk vatandasi icin Türkiye'den daha yasanilasi bir yer düsünemiyorum.

    Acikcasi yurt disina cikmadan önce sizin gibi düsünüyordum. Hatta ciktiktan sonraki ilk 1-2 yil Türkiye'de yasanmaz diye düsünmeye baslamistim. Türkiye'deki insani sinirlayan cizgilerin olmamasi, kimsenin ne yaptigima karismamasi bana kendimi daha özgür hissettiriyordu. Yeni insanlarla tanismak, yeni yerler kesfetmek de cok hosuma gidiyordu. Türkiye'ye geldigimde, insanlarla konustugumda olaylara onlarin bakamadigi bir acidan bakabildigimi, kültür seviyemin cok yükseldigini hissediyor, kendimi onlardan daha üst bir noktada görüyordum.

    Fakat zamanla bütün bu fikirlerim degisti. Su an tam tersi kendimi son derece kisitlanmis hissediyorum. Bunun en buyuk sebebi de icinde yasayip buyudugum kültürü burada bulamamam. Yani istediginiz kadar paraniz olsun, istediginiz kadar özgürlükler ülkesinde yasayin, bunu saglamaniz mümkün degil. Eninde sonunda insanlar size yabanci olarak bakiyor, siz de onlara ayni sekilde bakiyorsunuz.

    Yasayan biri olarak söylüyorum, (resmi olarak dünyanin en yasanilasi sehri secilen bir sehirde de yasadim), yurt disinda yasamak bir hevestir. Ileride bu hevesiniz gecebilir ve hersey icin cok gec olabilir.

    Eninde sonunda "gurbet", aslinda baska söze de gerek yoktu...

    Az evvel diğer arkadaşada yazdım ben 50 yıldır bu ülkede yabancııym, kimse ile sohbet etmem çünkü hayata bakış açılarımız farklı işçi arkadaşalrımla.

    Tam 31 sene işçilik yaptım ama sabah işe girer akşam kaçardım çünkü bir tane ortak noktam yoktu, ben klasik müzik, opera dinlerim onlar arabesk (kimseyi küçümsemiyorum, ama onlar tafaından aşagılanıyordum).
    Tiyatroya giderim iş yerinde bir hafta dalga konusu olurum, cumhuriyet, aydınlık okurum kominist geldi derler, doğa gezilerine giderdim dag ayısı geldi derler.

    Ben onlara ne kadar sıcak yakşalsam oturup anlatsamda 31 yıl içinde 50 kişiyi geçmemiştir ortak noktam olan yada ben anlayıp benimle aktivitelere gelen.

    Türkü dünlerim diye pis köylü diye aşagılanırdım, bunların yurt dışındada olacagın %99 sanmıyorum olsadada yukarda gene yazdım elin gavuru derim geçerim.

    Ben kuralcı birisiyim herşey düzeninde santiminde, hizasında olacak onun için bu ülkemizdeki özgürlük sanılan başı bozukluk beni deli ediyor psikiyatra gidecek kadar sinirlerim bozuluyor.

    Kırmızıda geçen arabaya, yayaya, ilaç, hastahane kuyrugnda önüne resmen geçip birde seni bıçaklamaya kalkan laf anlamayanlardan bıktım usandım.




  • quote:

    Orijinalden alıntı: Mat35

    quote:

    Orijinalden alıntı: neverlate

    5 yildir yurt disinda yasayan biri olarak bir Türk vatandasi icin Türkiye'den daha yasanilasi bir yer düsünemiyorum.

    Acikcasi yurt disina cikmadan önce sizin gibi düsünüyordum. Hatta ciktiktan sonraki ilk 1-2 yil Türkiye'de yasanmaz diye düsünmeye baslamistim. Türkiye'deki insani sinirlayan cizgilerin olmamasi, kimsenin ne yaptigima karismamasi bana kendimi daha özgür hissettiriyordu. Yeni insanlarla tanismak, yeni yerler kesfetmek de cok hosuma gidiyordu. Türkiye'ye geldigimde, insanlarla konustugumda olaylara onlarin bakamadigi bir acidan bakabildigimi, kültür seviyemin cok yükseldigini hissediyor, kendimi onlardan daha üst bir noktada görüyordum.

    Fakat zamanla bütün bu fikirlerim degisti. Su an tam tersi kendimi son derece kisitlanmis hissediyorum. Bunun en buyuk sebebi de icinde yasayip buyudugum kültürü burada bulamamam. Yani istediginiz kadar paraniz olsun, istediginiz kadar özgürlükler ülkesinde yasayin, bunu saglamaniz mümkün degil. Eninde sonunda insanlar size yabanci olarak bakiyor, siz de onlara ayni sekilde bakiyorsunuz.

    Yasayan biri olarak söylüyorum, (resmi olarak dünyanin en yasanilasi sehri secilen bir sehirde de yasadim), yurt disinda yasamak bir hevestir. Ileride bu hevesiniz gecebilir ve hersey icin cok gec olabilir.

    Eninde sonunda "gurbet", aslinda baska söze de gerek yoktu...

    Az evvel diğer arkadaşada yazdım ben 50 yıldır bu ülkede yabancııym, kimse ile sohbet etmem çünkü hayata bakış açılarımız farklı işçi arkadaşalrımla.

    Tam 31 sene işçilik yaptım ama sabah işe girer akşam kaçardım çünkü bir tane ortak noktam yoktu, ben klasik müzik, opera dinlerim onlar arabesk (kimseyi küçümsemiyorum, ama onlar tafaından aşagılanıyordum).
    Tiyatroya giderim iş yerinde bir hafta dalga konusu olurum, cumhuriyet, aydınlık okurum kominist geldi derler, doğa gezilerine giderdim dag ayısı geldi derler.

    Ben onlara ne kadar sıcak yakşalsam oturup anlatsamda 31 yıl içinde 50 kişiyi geçmemiştir ortak noktam olan yada ben anlayıp benimle aktivitelere gelen.

    Türkü dünlerim diye pis köylü diye aşagılanırdım, bunların yurt dışındada olacagın %99 sanmıyorum olsadada yukarda gene yazdım elin gavuru derim geçerim.

    Ben kuralcı birisiyim herşey düzeninde santiminde, hizasında olacak onun için bu ülkemizdeki özgürlük sanılan başı bozukluk beni deli ediyor psikiyatra gidecek kadar sinirlerim bozuluyor.

    Kırmızıda geçen arabaya, yayaya, ilaç, hastahane kuyrugnda önüne resmen geçip birde seni bıçaklamaya kalkan laf anlamayanlardan bıktım usandım.

    Alıntıları Göster
    Aslında haklısınız, ben de geriliyorum çoğu kez, orada bir köy var uzakta diyeceğim ama 70 li yılların bunalımlı aydınlarına döneceğiz

    Bir arkadaş yanıt versin, bilgi dolu
    Ama sanmıyorum ki haklarınız devretsin, vatandaşlık kavramına ters devir!




  • quote:

    Orijinalden alıntı: as74

    Aslında haklısınız, ben de geriliyorum çoğu kez, orada bir köy var uzakta diyeceğim ama 70 li yılların bunalımlı aydınlarına döneceğiz

    Bir arkadaş yanıt versin, bilgi dolu
    Ama sanmıyorum ki haklarınız devretsin, vatandaşlık kavramına ters devir!

    Mesela çifte vatandaşlık olamazmı buradaki maaşımı yaşadığım yada o an oldugum ülkeden alamazmıyım.

    Bana aslında mal olarak görülmek zor geliyor isteyen istedigi yere gitmeli, ben serseri değilim 31 yıl çalışmış karı koca geliri olan gittigim ülkedende ev alacak belkide iş kuracak birisiyim.

    Acaba konsolosluklar bilgi verirmi, ben sizin ülke vatandaşı olmak istiyorum dinimi değiştirmek istiyorum ülkenizde sizin dininizi daha rahat yaşamak istiyorum gibi başvurular olamazmıki.




  • quote:

    Orijinalden alıntı: Mat35

    quote:

    Orijinalden alıntı: as74

    Aslında haklısınız, ben de geriliyorum çoğu kez, orada bir köy var uzakta diyeceğim ama 70 li yılların bunalımlı aydınlarına döneceğiz

    Bir arkadaş yanıt versin, bilgi dolu
    Ama sanmıyorum ki haklarınız devretsin, vatandaşlık kavramına ters devir!

    Mesela çifte vatandaşlık olamazmı buradaki maaşımı yaşadığım yada o an oldugum ülkeden alamazmıyım.

    Bana aslında mal olarak görülmek zor geliyor isteyen istedigi yere gitmeli, ben serseri değilim 31 yıl çalışmış karı koca geliri olan gittigim ülkedende ev alacak belkide iş kuracak birisiyim.

    Acaba konsolosluklar bilgi verirmi, ben sizin ülke vatandaşı olmak istiyorum dinimi değiştirmek istiyorum ülkenizde sizin dininizi daha rahat yaşamak istiyorum gibi başvurular olamazmıki.

    Alıntıları Göster
    aslında ilgi alanıyla alakalı siteler var. insanlar forum aracılığı ile birbirleri ile tanışıp daha sonra gerçek hayatta da iletişim kurabiliyorlar. en basitinden dağ gezilerini severim demişsiniz. bu hobi ile ilgilenen mutlaka başka insanlar da vardır.

    mesela ufak bir araştırma ile burayı buldum.http://www.gezenbilir.com/
    belki dediğim gibi aktiviteler filan yapılıyordur burada da. çünkü bisiklet ile ilgilenen insanların forumları var. kaynaşıp ortak geziler filan yapıyorlarlar.

    hani sorununuz kafa dengi insanlar ile iletişim kurup ortak birşeyler paylaşma ihtiyacı ise fazla uzağa gitmeye gerek kalmayabilir.




  • quote:

    Orijinalden alıntı: Mat35

    quote:

    Orijinalden alıntı: as74

    Aslında haklısınız, ben de geriliyorum çoğu kez, orada bir köy var uzakta diyeceğim ama 70 li yılların bunalımlı aydınlarına döneceğiz

    Bir arkadaş yanıt versin, bilgi dolu
    Ama sanmıyorum ki haklarınız devretsin, vatandaşlık kavramına ters devir!

    Mesela çifte vatandaşlık olamazmı buradaki maaşımı yaşadığım yada o an oldugum ülkeden alamazmıyım.

    Bana aslında mal olarak görülmek zor geliyor isteyen istedigi yere gitmeli, ben serseri değilim 31 yıl çalışmış karı koca geliri olan gittigim ülkedende ev alacak belkide iş kuracak birisiyim.

    Acaba konsolosluklar bilgi verirmi, ben sizin ülke vatandaşı olmak istiyorum dinimi değiştirmek istiyorum ülkenizde sizin dininizi daha rahat yaşamak istiyorum gibi başvurular olamazmıki.

    Alıntıları Göster
    Yurt dışında yaşamış veya halen yaşayan arkadaşların
    Objektif gözlemleri daha da önemlisi
    Samimi tavsiyeleri cidden taktire şayandır
    Umarım bu arkadaşların tavsiyelerini
    Konu dışındaki genç arkadaşlarda ciddiye alırlar
    ----------------
    Hocam belli ki bunalmışsınız
    Ama geçer, inanın geçer



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi nocen -- 2 Nisan 2012; 22:44:06 >




  • quote:

    Orijinalden alıntı: Mat35

    quote:

    Orijinalden alıntı: as74

    Aslında haklısınız, ben de geriliyorum çoğu kez, orada bir köy var uzakta diyeceğim ama 70 li yılların bunalımlı aydınlarına döneceğiz

    Bir arkadaş yanıt versin, bilgi dolu
    Ama sanmıyorum ki haklarınız devretsin, vatandaşlık kavramına ters devir!

    Mesela çifte vatandaşlık olamazmı buradaki maaşımı yaşadığım yada o an oldugum ülkeden alamazmıyım.

    Bana aslında mal olarak görülmek zor geliyor isteyen istedigi yere gitmeli, ben serseri değilim 31 yıl çalışmış karı koca geliri olan gittigim ülkedende ev alacak belkide iş kuracak birisiyim.

    Acaba konsolosluklar bilgi verirmi, ben sizin ülke vatandaşı olmak istiyorum dinimi değiştirmek istiyorum ülkenizde sizin dininizi daha rahat yaşamak istiyorum gibi başvurular olamazmıki.

    Kanada veya Bosnaya giderseniz memnun kalırsınız.




  • quote:

    Orijinalden alıntı: nocen

    Yurt dışında yaşamış veya halen yaşayan arkadaşların
    Objektif gözlemleri daha da önemlisi
    Samimi tavsiyeleri cidden taktire şayandır
    Umarım bu arkadaşların tavsiyelerini
    Konu dışındaki genç arkadaşlarda ciddiye alırlar
    ----------------
    Hocam belli ki bunalmışsınız
    Ama geçer, inanın geçer

    Alıntıları Göster
    Bakınız şöyle bir şey algıladım, ben bu ülkeden gideceğim diyince aynen dışardaki insanlar gibi dışlanma hissettim, halbuki dünya bizim herkes insan, istediğimiz yerde yaşamak istemek hakkımız değilmi.
    İsteyen futbol izler arkadaşlar edinir isteyen figaronun düğününe gider ama kendimizden olmayanı aşağılama - horgörme, izmirdede var erzurumun karabıyık köyündede.

    Ben emekliyim mal değilim (herkes gibi) bir yere ait olmak istemiyorum gezmek için illa bu ülkedemi olmak zorundayım, ben dışarı gitmek istiyorum diyince vatan hainimi oluyorum, ben savaşa karşıyım sigaraya karşıyım, esrara, eroine, insanların satılmasına, emeklerinin sömürülmesine, daha insani hakların oldugu yerlere gitmek veya umursamadan dünyayı gezmek istiyorum neden Türk, alman, fransız, eskimo olmak zorundayız, birileri bizi sömürsün diyemi yada kafası atan bir ırkçı lider bizi gazlayarak savaşa sürsün diyemi ben yunanlılarla düşman değilim, fransızlarlada onlar beni nasıl görür bilemem her yerde aşırı ırkçı (kafatasçı) cahil vardır.

    Amacım kafamı dinleyecek, değişik ülke kültürleri görerek ömrümü tamamlamak, illa dağa burada çıkmak, denize burada girmek, dogada burada yürümek zorunda değilizki, Dünya çok güzel bizi senelerce kandırdılar cennet ülke başka yer yok diye ne güzel ülkeler var dünya Allahın dünyası ise nedir bu türkieyi sevip diğerlerini aşagılamak, horgörmek, o zaman değilmidirki Allahın yarattıgını hor görmek olmuyormu (eğer dinsel gözle bakarsak)

    Bu ülkedede tabii yaparım bunları ama bu ülkeyi karış karış gezdim birazda afrikaya, uzak doguya, güney amerikaya gideyim gidebilirsem eğer.




  • quote:

    Orijinalden alıntı: Mat35

    Bakınız şöyle bir şey algıladım, ben bu ülkeden gideceğim diyince aynen dışardaki insanlar gibi dışlanma hissettim, halbuki dünya bizim herkes insan, istediğimiz yerde yaşamak istemek hakkımız değilmi.
    İsteyen futbol izler arkadaşlar edinir isteyen figaronun düğününe gider ama kendimizden olmayanı aşağılama - horgörme, izmirdede var erzurumun karabıyık köyündede.

    Ben emekliyim mal değilim (herkes gibi) bir yere ait olmak istemiyorum gezmek için illa bu ülkedemi olmak zorundayım, ben dışarı gitmek istiyorum diyince vatan hainimi oluyorum, ben savaşa karşıyım sigaraya karşıyım, esrara, eroine, insanların satılmasına, emeklerinin sömürülmesine, daha insani hakların oldugu yerlere gitmek veya umursamadan dünyayı gezmek istiyorum neden Türk, alman, fransız, eskimo olmak zorundayız, birileri bizi sömürsün diyemi yada kafası atan bir ırkçı lider bizi gazlayarak savaşa sürsün diyemi ben yunanlılarla düşman değilim, fransızlarlada onlar beni nasıl görür bilemem her yerde aşırı ırkçı (kafatasçı) cahil vardır.

    Amacım kafamı dinleyecek, değişik ülke kültürleri görerek ömrümü tamamlamak, illa dağa burada çıkmak, denize burada girmek, dogada burada yürümek zorunda değilizki, Dünya çok güzel bizi senelerce kandırdılar cennet ülke başka yer yok diye ne güzel ülkeler var dünya Allahın dünyası ise nedir bu türkieyi sevip diğerlerini aşagılamak, horgörmek, o zaman değilmidirki Allahın yarattıgını hor görmek olmuyormu (eğer dinsel gözle bakarsak)

    Bu ülkedede tabii yaparım bunları ama bu ülkeyi karış karış gezdim birazda afrikaya, uzak doguya, güney amerikaya gideyim gidebilirsem eğer.

    Bence siz aşırı alıngansınız burada kimse size tavır takınmadı siz ise hala ben mal değilim deyip duruyorsunuz.




  • quote:

    Orijinalden alıntı: nocen

    Yurt dışında yaşamış veya halen yaşayan arkadaşların
    Objektif gözlemleri daha da önemlisi
    Samimi tavsiyeleri cidden taktire şayandır
    Umarım bu arkadaşların tavsiyelerini
    Konu dışındaki genç arkadaşlarda ciddiye alırlar
    ----------------
    Hocam belli ki bunalmışsınız
    Ama geçer, inanın geçer

    Alıntıları Göster
    quote:

    Kırmızıda geçen arabaya, yayaya, ilaç, hastahane kuyrugnda önüne resmen geçip birde seni bıçaklamaya kalkan laf anlamayanlardan bıktım usandım.


    Cok ilginc ama kirmizida gecen arabaya, yolda onume firlayan yayalara, otobuste, dolmusta tartisan insanlara hasret durumdayim. Herseyin duzenli ve kuralli olmasi kadar sikici bir durum inanin yok. Her sabah ayni robotlasmis insanlari gormekten icim bayildi. Insanlar her gun ayni dejavuyu yasiyorlar. Bunun adi monotonluktur. Hafta ici aksam 6 dan sonra her yer kapanir, sokaklarda insan yoktur. Pazar gunleri hayat tamamen durur. Isyerinde sadece is yapilir. Eglence gunluk hayatin bir parcasi degildir. Dolayisiyla belirli zamanlarda "ekstrem" bir bicimde yasanir.

    Insanlar birbirine cok saygilidir. Inanilmaz naziklerdir. Sokakta tanimadiginiz insan size selam verir. Yuzunuze surekli gulerler. O derece naziklerdir ki, yuzunuze gulumsediklerinde gercekten ne hissettiklerini anlayamazsiniz. Ve bu bir sure sonra sizi deli etmeye baslar. Toplumun karsi karsiya oldugu dise dokunur bir sorun yoktur. Dolayisiyla ufak tefek seyleri sorun eder durumdadirlar. Hicbirimizin onemsemediginiz ufak ayrinrilar onlar icin hayati onem tasiyabilir.

    Tabii ki cok iyi niyetli, cok iyi arkadaslariniz olabilir. Fakat bunlar da gercek dostlariniz degildirler. Sizin icin asla "mantiksiz" seyler yapmazlar. Ornegin butun gece uykusuz kalip dertleseceginiz bir insan bulmakta zorlanirsiniz. Eninde sonunda yabancisinizdir. Kulturler, yasam bicimleri, hayata bakis gibi "ilgi cekici konular" tukendiginde paylasacak bir sey bulamaz olursunuz. Yemekler farklidir, muzikler farklidir, televizyon yayinlari farklidir, espiri anlayislari farklidir, sehrin kokusu, sesi farklidir. 50 yil boyunca hic cevreniz olmasa bile bir kulturununz, bir aliskanliginiz vardir. Bunlarin degismesi gerekecek.

    Yurt disinda olmanin guzel ve cekici yanlari da var tabii ki. Ama bir sure sonra bana gore onemi kalmamaya basladi. Acikcasi yurt disinda sanki "farkli bir kisiyi" yasiyormus gibi hissediyorum. Turkiye'ye ne zaman gelsem orada biraktigim "kendimi" buluyorum. Bir yil oncesine kadar o farkli kisi hosuma gidiyordu, simdi ise eskiyi ozler oldum.




  • quote:

    Orijinalden alıntı: KayhanKaan

    quote:

    Orijinalden alıntı: Mat35

    Bakınız şöyle bir şey algıladım, ben bu ülkeden gideceğim diyince aynen dışardaki insanlar gibi dışlanma hissettim, halbuki dünya bizim herkes insan, istediğimiz yerde yaşamak istemek hakkımız değilmi.
    İsteyen futbol izler arkadaşlar edinir isteyen figaronun düğününe gider ama kendimizden olmayanı aşağılama - horgörme, izmirdede var erzurumun karabıyık köyündede.

    Ben emekliyim mal değilim (herkes gibi) bir yere ait olmak istemiyorum gezmek için illa bu ülkedemi olmak zorundayım, ben dışarı gitmek istiyorum diyince vatan hainimi oluyorum, ben savaşa karşıyım sigaraya karşıyım, esrara, eroine, insanların satılmasına, emeklerinin sömürülmesine, daha insani hakların oldugu yerlere gitmek veya umursamadan dünyayı gezmek istiyorum neden Türk, alman, fransız, eskimo olmak zorundayız, birileri bizi sömürsün diyemi yada kafası atan bir ırkçı lider bizi gazlayarak savaşa sürsün diyemi ben yunanlılarla düşman değilim, fransızlarlada onlar beni nasıl görür bilemem her yerde aşırı ırkçı (kafatasçı) cahil vardır.

    Amacım kafamı dinleyecek, değişik ülke kültürleri görerek ömrümü tamamlamak, illa dağa burada çıkmak, denize burada girmek, dogada burada yürümek zorunda değilizki, Dünya çok güzel bizi senelerce kandırdılar cennet ülke başka yer yok diye ne güzel ülkeler var dünya Allahın dünyası ise nedir bu türkieyi sevip diğerlerini aşagılamak, horgörmek, o zaman değilmidirki Allahın yarattıgını hor görmek olmuyormu (eğer dinsel gözle bakarsak)

    Bu ülkedede tabii yaparım bunları ama bu ülkeyi karış karış gezdim birazda afrikaya, uzak doguya, güney amerikaya gideyim gidebilirsem eğer.

    Bence siz aşırı alıngansınız burada kimse size tavır takınmadı siz ise hala ben mal değilim deyip duruyorsunuz.

    Buradaki ben ben değil arkadaşım insanları kastediyorum bazılarına karşı asıl şimdi siz alındınız
    Bize bu muameleyi yapanlara diyorum, sizi bilmiyorum yaşınızı işiniz ailenizi, ben 31 sene işçilik yapınca patronların biz işçilere hayvan gibi davranmasına çok bozulurdum, heleki bizim iş kolumuz gene iyi idi, yanımızda kasa yapan kaynakçılara patronları ana avrat giderdi işte onların gözünde malız. Ben onlara kızıyorum bunadır genel isyanım daha dogrusu cehaletedir.




  • quote:

    Orijinalden alıntı: neverlate

    quote:

    Kırmızıda geçen arabaya, yayaya, ilaç, hastahane kuyrugnda önüne resmen geçip birde seni bıçaklamaya kalkan laf anlamayanlardan bıktım usandım.


    Cok ilginc ama kirmizida gecen arabaya, yolda onume firlayan yayalara, otobuste, dolmusta tartisan insanlara hasret durumdayim. Herseyin duzenli ve kuralli olmasi kadar sikici bir durum inanin yok. Her sabah ayni robotlasmis insanlari gormekten icim bayildi. Insanlar her gun ayni dejavuyu yasiyorlar. Bunun adi monotonluktur. Hafta ici aksam 6 dan sonra her yer kapanir, sokaklarda insan yoktur. Pazar gunleri hayat tamamen durur. Isyerinde sadece is yapilir. Eglence gunluk hayatin bir parcasi degildir. Dolayisiyla belirli zamanlarda "ekstrem" bir bicimde yasanir.

    Insanlar birbirine cok saygilidir. Inanilmaz naziklerdir. Sokakta tanimadiginiz insan size selam verir. Yuzunuze surekli gulerler. O derece naziklerdir ki, yuzunuze gulumsediklerinde gercekten ne hissettiklerini anlayamazsiniz. Ve bu bir sure sonra sizi deli etmeye baslar. Toplumun karsi karsiya oldugu dise dokunur bir sorun yoktur. Dolayisiyla ufak tefek seyleri sorun eder durumdadirlar. Hicbirimizin onemsemediginiz ufak ayrinrilar onlar icin hayati onem tasiyabilir.

    Tabii ki cok iyi niyetli, cok iyi arkadaslariniz olabilir. Fakat bunlar da gercek dostlariniz degildirler. Sizin icin asla "mantiksiz" seyler yapmazlar. Ornegin butun gece uykusuz kalip dertleseceginiz bir insan bulmakta zorlanirsiniz. Eninde sonunda yabancisinizdir. Kulturler, yasam bicimleri, hayata bakis gibi "ilgi cekici konular" tukendiginde paylasacak bir sey bulamaz olursunuz. Yemekler farklidir, muzikler farklidir, televizyon yayinlari farklidir, espiri anlayislari farklidir, sehrin kokusu, sesi farklidir. 50 yil boyunca hic cevreniz olmasa bile bir kulturununz, bir aliskanliginiz vardir. Bunlarin degismesi gerekecek.

    Yurt disinda olmanin guzel ve cekici yanlari da var tabii ki. Ama bir sure sonra bana gore onemi kalmamaya basladi. Acikcasi yurt disinda sanki "farkli bir kisiyi" yasiyormus gibi hissediyorum. Turkiye'ye ne zaman gelsem orada biraktigim "kendimi" buluyorum. Bir yil oncesine kadar o farkli kisi hosuma gidiyordu, simdi ise eskiyi ozler oldum.

    Alıntıları Göster
    @Mat35,

    Kesinlikle sizin baska ulkede yasama isteginize saygi duyuyorum. Ben sadece kendi deneyimlerimi sesli dusunerek anlattim. Sizin neler yasadiginizi, neler hissettiginizi bir mesajinizdan anlamamiz mumkun degil. Ayrica 50 yasindaki bir insanin hayattan beklentileri ile daha genc bir insanin beklentileri tamamen farkli olabilir. Sizi anlamam icin belki benim de 50 yasima gelmem gerekiyor.

    Dolayisiyla soylediklerimi dikkate almayin. Kimsenin hevesini kirmak istemem. Sadece konusu acilmisken bir seyler yazayim dedim. Burasi bir "forumdur", resmi bir danisma kurumu degildir. Dolayisiyla bu tarz mesajlara hosgorulu olursaniz hem kendiniz hem bizler daha iyi hissederiz.




  • quote:

    Orijinalden alıntı: neverlate

    quote:

    Kırmızıda geçen arabaya, yayaya, ilaç, hastahane kuyrugnda önüne resmen geçip birde seni bıçaklamaya kalkan laf anlamayanlardan bıktım usandım.


    Cok ilginc ama kirmizida gecen arabaya, yolda onume firlayan yayalara, otobuste, dolmusta tartisan insanlara hasret durumdayim. Herseyin duzenli ve kuralli olmasi kadar sikici bir durum inanin yok. Her sabah ayni robotlasmis insanlari gormekten icim bayildi. Insanlar her gun ayni dejavuyu yasiyorlar. Bunun adi monotonluktur. Hafta ici aksam 6 dan sonra her yer kapanir, sokaklarda insan yoktur. Pazar gunleri hayat tamamen durur. Isyerinde sadece is yapilir. Eglence gunluk hayatin bir parcasi degildir. Dolayisiyla belirli zamanlarda "ekstrem" bir bicimde yasanir.

    Insanlar birbirine cok saygilidir. Inanilmaz naziklerdir. Sokakta tanimadiginiz insan size selam verir. Yuzunuze surekli gulerler. O derece naziklerdir ki, yuzunuze gulumsediklerinde gercekten ne hissettiklerini anlayamazsiniz. Ve bu bir sure sonra sizi deli etmeye baslar. Toplumun karsi karsiya oldugu dise dokunur bir sorun yoktur. Dolayisiyla ufak tefek seyleri sorun eder durumdadirlar. Hicbirimizin onemsemediginiz ufak ayrinrilar onlar icin hayati onem tasiyabilir.

    Tabii ki cok iyi niyetli, cok iyi arkadaslariniz olabilir. Fakat bunlar da gercek dostlariniz degildirler. Sizin icin asla "mantiksiz" seyler yapmazlar. Ornegin butun gece uykusuz kalip dertleseceginiz bir insan bulmakta zorlanirsiniz. Eninde sonunda yabancisinizdir. Kulturler, yasam bicimleri, hayata bakis gibi "ilgi cekici konular" tukendiginde paylasacak bir sey bulamaz olursunuz. Yemekler farklidir, muzikler farklidir, televizyon yayinlari farklidir, espiri anlayislari farklidir, sehrin kokusu, sesi farklidir. 50 yil boyunca hic cevreniz olmasa bile bir kulturununz, bir aliskanliginiz vardir. Bunlarin degismesi gerekecek.

    Yurt disinda olmanin guzel ve cekici yanlari da var tabii ki. Ama bir sure sonra bana gore onemi kalmamaya basladi. Acikcasi yurt disinda sanki "farkli bir kisiyi" yasiyormus gibi hissediyorum. Turkiye'ye ne zaman gelsem orada biraktigim "kendimi" buluyorum. Bir yil oncesine kadar o farkli kisi hosuma gidiyordu, simdi ise eskiyi ozler oldum.



    Tam benlik şeyler anlatmışsınız.

    Ben bu ülkede yabancıyım zaten belki orada bu yabancılık olayı biter, iki müzik konuşacak, opera hakkında sohbet edeceğim insanlar olur, futbol dinlemekten başka konu bilmeyen çevremdekilerden kurtulurum.

    Gece 2,30 (yazın okullar kapanınca) duvarınıza top atmazlar çıkıp kardeşim yarın sabah işe gideceğim lütfen artık sabah olmak üzere artık bırakın bu futbolu yatın uyuyun banada insan olarak saygı gösterin diyince üzerinize 15 kişi yürümezler karakolluk olmassınız bu saçma nedenden dolayı.

    Yada ünversite imtihanı gününden bir gün önce yan komşun inşaat ustası tutup 15 saat yerleri kırdırmaz insan olarak düşünmesi gerekir yarın çocuklar sınava girecek sessiz olayım saygılı olayım demez rica edincede sie lan demez gene zabıtalık, karakolluk olmasınız bunlar sadece minicik örnekler.

    Ben sessizlik, huzur, riayet, hoşgörü, saygı, kurallarea %90 uyulma istiyorum böyle gördüm böyle yaşayamadım ben böyle yetiştim çocuğum böyle yetişti umarım gidemezsemde ölüm dışarı gömülür.
    Motonluk eğer bu ülke örnek gösterilerek kurtulmaksa kalsın ben kurtulmasını bilirim, bir gün operaya, ertesi gün şan konserine, başka gün yemege, bir başka gün tiyatroya, öbür hafta daga çıkarı motonluk banater olay, herşeyin çaresi var ama buradaki insanlara laf anlatabilmenin yok.




  • 
Sayfa: 12
Sayfaya Git
Git
sonraki
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.