Şimdi Ara

4 Aylık Subaru Yeni XV Deneyimim! Sonuç?

Bu Konudaki Kullanıcılar:
2 Misafir (1 Mobil) - 1 Masaüstü1 Mobil
5 sn
18
Cevap
3
Favori
4.255
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
8 oy
Öne Çıkar
Sayfa: 1
Giriş
Mesaj
  • XV ile ilgili deneyimimi niye yazdım? Çoğumuz yeni bir araç alacağımızda, öncelikle ilgilendiğimiz modelin test sürüşünü yapmaya çalışıyoruz. Daha sonra da youtube’dan test-inceleme videolarını izleyip, internet ortamında forumları okuyarak kullanıcı deneyimlerinden bilgi edinmeye çalışıyoruz. Özellikle youtube videoları’nın çoğu zaman gerçekleri tam olarak yansıtmadığını ifade etmeliyim. İncelemelerini genellikle hiç bir markayı incitmeyecek şekilde, gerçekleri tamamen ifade etmeden yapıyorlar. Neticede ekmek kapısı. Kimi forum’larda da ilgili modeller bazı kişilerce parlatılıp, pazarlama amaçlı kullanılabiliyor.


    Gerçek deneyim ve bilgileri paylaşacak insan sayısı çok az. Otomobil fiyatlarının çok yükseldiği bir ortamda, çoğu kimsenin ilgilendiği aracı satın alarak deneme yanılma yolu ile otomobilini tanıma ihtimalinin azaldığını düşünüyorum. Bu nedenle bu paylaşımı yaptım.


    SIFIR ALIP 4 AY KULLANDIĞIM XV’Mİ NİYE SATTIM?


    Her şeyden önce hiç bir markanın fanatiği olmadığımı, hiç bir markaya antipati ve ön yargı duymayan çok ciddi bir otomobil tutkunu olduğumu ifade etmeliyim. Hiç bir aracı 5-10 dk süren test sürüşleri ile tanıyamazsınız. Bir aracı tanıyabilmek için uzun yolda, değişik hava ve yol şartlarında uzunca bir süre kullanmanız gerekli. Bugüne kadar çok fazla sıfır araç (tahmin bile edemezsiniz) alıp satarak, en pahalı şekilde yani kendi paramla deneyim kazandım. Bu araçlar içerisinde ağırlıklı VAG grubu olmakla beraber, premium sınıfta C ve D segmentlerinin yanı sıra, neredeyse tüm markalardan otomobil ve SUV tarzı araçlar satın aldım. Aldığım araçların büyük bir çoğunluğu turbo beslemeli ve yüksek torklu araçlardı. Bana sorulan ilk sorulan soru, “bu kadar sıfır araç alıp kısa sürede satıyorsun, zarar etmiyor musun?” oluyor. Bu konu göreceli bir konu ve yorumu size bırakıyorum. Halen alım gücüme göre fiyat/performans bağlamında kendi mükemmelimi arıyorum.


    Ben özünde bütünsel konfor arayan birisiyim. Yani;donanım, yalıtım, kaliteli malzeme ve işçilik, güç ve süspansiyon konforu. Aldığım araçları kullanırken, onları dinlerim. Bir nevi iletişim kurarım. Motor-şanzıman uyumu, direksiyonun yolla olan iletişimi, rüzgar sesinin hangi süratlerde nerelerden başladığı, yuvarlanma sesi, trim sesleri, yol tutuş ve araç dinamikleri, süspansiyon konforu ve tepkileri sürekli irdelediğim başlıca konulardır. E segmenti premium sınıfa ekonomik nedenlerle ulaşamadığım için, aldığım araçlarda bu maddelerin bir veya ikisi muhakkak eksik oluyor. Bazılarından bilerek feragat edip, aracı satın alıyor ve deniyorum.


    XV, ilk kez 2017 yılında yenilendiğinde dikkatimi çekmiş ve test sürüşü yapmıştım. O yıl satın almanın eşiğinden döndüm. Yine performans ve yalıtım konusunda girdiler kararımdan vaz geçmeme sebep olmuştu. 2017 yılından 2021 yılına kadar köprünün altından çok sular aktı. Yine bir aracımı sattığım 2021 yaz aylarında;çip krizi, pandemi etkisi ve kur artışı ile beraber otomobillerin fiyatlarının arttığı ve az bulunduğu bir dönemde, fiyat avantajı olan sıfır güncel bir XV buldum ve aldım. Aracı az-çok tanıdığım için satın alma konusunu fazla düşünmedim. Almadan önce de XV ile ilgili tüm forumları okudum, yurt dışı da dahil test videolarını izledim. XV’yi yeterince tanıdığımı düşündüğüm için, CVT ile donatılan XV’den performans bağlamında bir beklentim yoktu. Zaten trafikte sakin bir kullanıcıyımdır. Performanslı araç kullansam bile genellikle 110-120 km/h bandında seyrederim. Yani performans konusunu baştan eledim. Tasarımından ziyade beni cezbeden özellikleri:


    -         Güvenlik donanımı,

    -         Genel donanım seviyesi,

    -         Altı yüksek bir SUV oluşu,

    -         4 çeker sistemi



    Çoğu kullanıcı da konfor konusunu sadece donanım ile ilişkilendiriyor. Araçta her şey varsa konforlu diyor. Donanım, konfor için önemli bir faktör olsa da tek başına yeterli değil bence. Donanımın yanında konfora etki eden faktörler;aracın malzeme kalitesi ve işçilik düzeyi, yol ve rüzgar sesi yalıtımı, süspansiyon konforu ve son olarak motor-şanzıman ikilisi yani güçlü bir motor ve iyi bir şanzıman.


    -         Bir otomobilin malzeme kalitesi ve montaj kalitesi çok önemli. XV’de malzeme kalitesi ve işçilik düzeyi orta düzeyde diye düşünüyorum. Örneğin bagaj kapağının iç plastik kaplamasına bakın. XV’de bagaj kapağını kaldırıp alttan baktığınızda;iç plastik kaplamanın bagaj sacı ile birleşim yerinde 2-3 mm açıklık göreceksiniz. Bu plastik çok ince ve esniyor, içerisinde yalıtım malzemesi olmadığı da çok belli. Yine motor kaputunun çamurluklarla birleşim aralıkları çok açık. Bu gibi işçilik detayları, rüzgar ve yol sesi yalıtımına olumsuz etki yaratıyor.


    -         XV’de deri koltuk, araç çok kaliteli algısı yaratıyor. Deri koltuk olmasa, içerideki kalite algısı bence değişir. Ayrıca deri koltuklarda havalandırma-soğutma sistemi olmadığı için yazın sırtınızı terletiyor. Deri bakımı da ayrı bir sorun. Deri koltuklu bir araçla yayla, dağ-bayıra ben gitmem şahsen. Bana göre bir alt donanımlı XV, dağ-bayır için daha uygun.


    -         Yeni üretilen araçlarda daha az bileşen var. Örneğin ön göğüs daha az bileşen ile monokok bir yapıyla üretiliyor. Bu da daha az trim sesi demek. Kapı içlerindeki kaplamalar da ha keza aynı. XV ile yapısı hafif bozulmuş asfalttan geçerken (bozuk yol demiyorum) geçici olarak kapılar ve tavan bölgesinden trim sesleri geliyor. Araç trim sesi konusunda çok iyi  hissettirmiyor.


    -         Bence XV’nin yumuşak karnı tüm Japon otomobillerinde olduğu gibi yalıtım. Yokohama lastikler sert ve yol sesi konusunda başarılı değiller. Araçta genel olarak yalıtım iyi değil. Kapı saçları ince ve içerisinde iyi bir yalıtım olduğunu düşünmüyorum. 0-100 km/h sürat arasında pek sorun yok. 110 km/h sonrasında yol ve rüzgar sesi kabine sızmaya başlıyor. Rüzgar sesi her yerden;ön cam, yan camlar hatta tavandan bile geliyor. Dış ortamda ön ve yan rüzgar varsa durum daha da kötüleşiyor. Bu durumun yalıtım eksikliği yanında;ince yapılı camlardan, aracın yüksek yapısı nedeniyle aerodinamisinden ve tavan barlarından kaynaklandığını değerlendiriyorum. Bagaj üstünün bez benzeri bir örtü ile kaplanmış olması, arka koltuklarda oturanların daha fazla yuvarlanma (lastik) sesine maruz kalmasına sebep oluyor. Sonuçta uzun yolculuklarda genel olarak gürültülü ve konforsuz seyahat etmiş oluyorsunuz.


    -         Süspansiyon sistemi yumuşak ve konfora yönelik. Olumsuz olarak söyleyebileceğim tek şey, arka tekerlerin aynı anda düz bir hatta yarık benzeri çukura düşmesi durumunda, arka süspansiyonların bağımsız olmalarına rağmen sesli çalışıyor olması. Süspansiyonlar biraz daha tok hissettirse ve sessiz çalışsa daha iyi olurdu.


    -         Direksiyon simidi biraz ince. Daha kalın ve etli yapılsa, ergonomik olarak ele daha iyi oturması sağlanabilirdi. Bayanlar için sorun teşkil etmeyebilir.


    -         Direksiyon sistemi çok hassas, belki de bu kadar hassas olmamalı. Performans aracı değil sonuçta. Nedenini çözemesem de, sanki araç yolda geziniyor hissiyatı var. Şöyle anlatmak belki daha kolay olur;bazı araçlar orta hızlarda (90-130 km/h) bile direksiyona fazla müdahale etmeden dümdüz gider ve kendinizi rahatsız hissetmezsiniz.  XV’de ise 100 km/h sonrasında hep ufak ufak müdahale ile düzeltme yapmak gerekiyor gibi bir durum söz konusu. Bu da aşırı dikkat sarf etmeniz yüzünden sizi yoruyor.


    -         Vites yolları (P-R, P-D, D-N geçişleri) çok sert, daha yumuşak ve akıcı vites geçişleri yapılabilse daha iyi olurdu.


    -         Gelelim motor ve şanzıman ikilisine. Öncelikle neredeyse bütün motor üreticilerinin, yakıt verimliliği ve emisyon kuralları gereği, downsizing ile daha verimli yüksek güç ve tork üreten;turbolu, hibrit ve elektrikli motorlar ürettiği bir dönemde, düşük güç ve torklu atmosferik bir motoru savunmak ne kadar doğru, bunu herkesin kendi vicdanına bırakıyorum.


    o  Ben daha önce belirttiğim gibi XV’yi performans beklentisi ile almadım. Ama şunu da belirtmeliyim, ne aldığınızı bilmek bazen yeterli olmuyor. Atmosferik olmasının tek avantajı; turbo gecikmesi olmaması ve  0-70 km/h hızlanmasının gayet iyi oluşu. Sonrası ve ara hızlanmalar atmosferik motor ve CVT’den beklendiği gibi çok iyi değil. Tamam sürat yapmıyorum ama sıkıştığım veya gerek duyduğum yerlerde ister istemez geçmişteki alışkanlıklar nedeniyle sollama ve yokuşlarda performans aradım. Ağırlığı 1524 kg olan, 114 hp güç ve 150 Nm tork üreten bir araçtan çok şey beklemek zaten doğru olmaz.


    o  Boxer motorun avantajlarından birisi, yatay yapısı nedeniyle ağırlık merkezini aşağı çekmesi ve yol tutuşu arttırması. Doğru olduğunu kabul etmekle beraber;Subaru kullanıcılarının kullandığı tarz ve sakinlikte kullanılan, yaygın olarak üretilen “sıralı” motorlu SUV araçların da kontrolden çıkması ve yol tutuş problemi yaşaması biraz zor.


    o  Edindiğim diğer bir kanı, XV sahiplerinin araçlarını genellikle 100.000 km olmadan model yükselterek güncelleme temayülünde olmaları. Bu durumda, doğal olarak her marka yeni aracın arıza yapması pek olası değil. Sözün özü genellikle ilk sahipleri Subaru’yu 500.000 km’ye kadar kullanmıyor.


    -         XV’nin en büyük kozu güvenlik donanımları bence. Gerçekten eksiksiz, tam bir paket. Geri çarpışma uyarı ve önleme sistemi çok beğendiğim özelliklerden biri. Diğer markalar da bu donanımların tamamını olmasa da, yavaş yavaş sunmaya başladılar.


    -         Aracın altının yüksekliği ve 4x4 sistemi mükemmel. Ülkemizde satılan binek ve SUV tarzı araçların %95’i 2 çekerdir. Bu bağlamda genel SUV kullanıcılarının 4x4 sisteminin eksikliğini duyduğunu pek düşünmüyorum. Ancak sürekli karlı-buzlu bir coğrafyadaysanız, kayağa sık gidiyorsanız, hafta sonları veya sık sık hafif arazi koşulları için kaçamak yapıyorsanız, XV diğer araçlara göre avantajlı. Tabi ki doğru lastiklerle. 4X4 sistemi ile donatılmış bir araçta stepne olmaması, arazi ve yayla gibi yerlere gitmek için olumsuz bir etken.


    -         Satış, servis ve yedek parça konusuna girmiyorum. Subaru kullanıcıları bu gibi hususları zaten biliyorlar. Ama yaşadığım şehirde satış ve servis olmasını dilerdim. Ancak satış rakamları belli (Yıllık 800 civarında). Şu andaki yıllık satış rakamları ve araçların geldiği fiyatlarla, ilave satış ve servis ağı marka için ciddi maliyet olur.


    Sonuç: Öncelikle kısa bir süreliğine de olsa, Subaru ailesinin bir üyesi olmaktan ve bu ailedeki elit bir çok kişi ile tanışmış ve dayanışma ruhunu görmüş olmaktan çok memnun olduğumu ifade etmek istiyorum. Subaru ülkemizde butik bir marka ve öyle de kalacak gibi. Belli, sabit ve sadık bir kullanıcı kitlesi var. Kullanıcıları genellikle bilinçli, sakin, yardımsever ve doğaseverler. Umarım Subaru ülkemizde kalmaya devam eder ve daha çok kullanıcıya ulaşır.


    Şahsi düşüncem bu aracı; yakıtı sorun etmemek kaydıyla şehir içinde, kış koşullarının sert olduğu yerlerde ve hafif arazi şartlarında kullanmanın daha uygun olduğu yönünde. Özelimde, XV’yi uzun yolda ve düzgün yollarda kullandığım ve yayla, dağ-bayır gezmediğim için, sağladığı avantajlarından çok yukarıda bahsettiğim olumsuz tarafları (bana göre) satma kararımda önemli rol oynadı. En başta yazdığım gibi, hiç bir markanın fanatiği değilim. Burada kendime göre bu aracın deneyimlediğim artı ve eksilerini paylaştım. Benim deneyimlerim doğru diye de bir iddiam yok. Amacım hiç kimseyi kırmak, ya da herhangi bir markayı kötülemek değil. Bu aracı aldığıma hiç pişman değilim. Tecrübe haneme bir tik daha attım. 




    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi oto_sever -- 21 Ocak 2022; 16:53:47 >







  • 0 - 70 km/saat arası hızlanmasının gayet iyi olduğunu söylemişsiniz. Bence bu detay çok önemli. Durgun bir trafikte, bir kontrolsüz kavşakta, hareket etmeye karar verdiğiniz anda, düşüncenizi anında yola aktarabiliyor olduğunuzu anlıyorum. Doğru anlamış mıyım? Mesela böyle bir durumda performansı iyi olarak bilinen turbo motorlu, daha hafif bir arabayla kıyaslarsanız neler söylersiniz?

    Cevabınız için şimdiden teşekkürler. Ayrıca çok profesyonel ve doyurucu bir inceleme olmuş. Elinize sağlık.
  • livorno kullanıcısına yanıt

    Subaru'dan önce de, farklı marka-model ve segmentlerde CVT şanzımanlı araçlar kullandım. CVT teknolojisi de günden güne gelişiyor, bunu da ayrıca belirtmeliyim. Araç atmosferik motorlu ise her şeyden önce turbo gecikmesi yok. Bu birinci avantaj. İkincisi, CVT doğal olarak ilk kalkış ve düşük süratlerde normal şanzımanlar gibi daha fazla güç ve çekiş sunuyor. İşte bu aralık da genellikle 0-70 km/h gibi sürat aralıklarında oluyor. Ancak araç hızlandıkça, yetersiz güç ve tork'dan dolayı, isteksiz davranmaya başlıyor ve daha fazla devir istiyor.


    Sorunuza gelince; aracın yüksek yapısı ve şasi ayarları, ani ve kıvrak manevraları çok rahat yapacak şekilde değil. Yani, bir C segmenti hatcback kıvraklığını bekleyemezsiniz. Yine turbo motorlu bir aracın ilk harekentinden sonraki esnekliği ve ataklığı nedeniyle, yola ve trafiğe daha fazla entegre oluyorsunuz. Kaldı ki, bir çok markada turbo gecikmesi artık yok denecek kadar azaldı. XV, yavaş ve dur-kalk trafikte dediğiniz gibi bir nebze avantaj sağlayabilir.


    XV'nin 0-70 km/h hızlanması iyi derken, en fazla eleştiri aldığı performans konusunu irdelemek ve açıklamak için yazdım.


    Şu anda da CVT ama turbolu bir otomobil kullanıyorum. Yüksek güç ve tork trafikte çok daha fazla esneklik sağlıyor.


    Yine de bir binek otomobil ile SUV bir aracı kıyaslamak doğru olmaz. Her şey ihtiyaç ve beklentilerinizle ilintili. Bana göre güç, kıvraklık, hızlı manevra yeteneği gibi bir beklenti içerisinde iseniz binek ve turbolu otomobiller daha uygun. Saygılarımla.




    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi oto_sever -- 25 Aralık 2021; 8:41:39 >




  • Cevabınız için teşekkür ederim. Şu anda Vitara 1.4 turbo mild hibrit kullanıyorum. 129 bg ve 2000 - 3000 devir aralığında 235 Nm tork üretiyor. Aracın ağırlığı 1200 kg. Aynı motorun hibrit olmayan versiyonunu da 1 sene kullanmıştım. O, 136 bg üretiyordu. Ama bu hibrit olanı özellikle ilk kalkışlarda elektrik motorunun devreye girmesiyle daha performanslı hissettiriyor. Tabi ki bu araçtaki performansı beklemiyorum. Yine de ne kadar bir fark olacağını anlama çabası içindeyim. Herhalde test etmeden de anlamam mümkün olmayacak ama bu aralar test edecek araç bulmak pek mümkün değil.

    XV'nin içine bindiğimdeki kalite hissi, Vitara'nın epey üstünde idi. Arka koltuk diz mesafesi de bariz biçimde daha fazla idi. Bunun gibi birkaç sebepten dolayı üstüne 100-120 bin vermeye değer olacağını düşündüm. Motor performans farkını kafamda oturtsam herşey netleşecek.

  • livorno kullanıcısına yanıt

    XV 114 hp 150 Nm 3600 d/d 1524 kg

    Vitara 129 hp 235 Nm 2000 d/d 1200 kg


    Her şey yukarıdaki değerlerde açık olarak belli. Performans olarak Vitara'nın açık ara önde olacağı aşikar. Kalite ve güvenlik donanımları açısından XV önde. Performans bağlamında XV uzun yol aracı değil, bunu en baştaki inceleme yazımda belirttim. Ara hızlanmalar, sollamalar, uzun soluklu yokuşlar turbolu araç kullanan birisi için yeterli olur diyemem.

    2022 yılında XV'nin yenilenmesi söz konusu. 1.5 turbo motorla gelme ihtimalinden bahsediliyor. Performans sizin için önemli ise, bence beklemeye değer.

  • Detaylı ve emek verilmiş çok güzel yazınız için teşekkürler.

  • noplaceforchance N kullanıcısına yanıt

    Teşekkür ederim.

  • Katılmadığım noktaları yazayim.

    Vites yolları çok sert, daha yumuşak ve akıcı vites geçişleri yapılabilse daha iyi olurdu.

    Cvt de vites geçişi diye bir şey yok ki. Gayet pürüzsüz şanzımanı var.

    Xv aslında yerden yüksek impreza. Manevra kabiliyeti yüksek. C hb pratikligini ve fazlasını bulabilirsiniz.

    Direksiyonu da uzun yolda gayet stabil geliyor bana. Rot vs problemi olabilir mi?
  • Yakıt tüketimi olarak da aracın motoru zayıf. Gitsin diye zorlayınca çok yakıyor ama gücü kadar gitsin dediğinizde çok yakmıyor. Son 24bin km ortalamam 7.0 litre.
  • commandx C kullanıcısına yanıt

    Genellikle CVT şanzımanlı araçların tamamının vites yolları sert maalesef. Ben frene basıp P den D’ye almak gibi geçişleri kasdediyorum. Yoksa aracın yürürken vites değişimlerini değil. Orada geçiş hissi yok zaten. Gayet güzel 👍


    İnanın şu anda yine iki aracım var bir tanesi çift kavramalı, diğeri yine bir japon ve CVT. Çift kavramalı olanın vites yolları çok yumuşak ve pürüzsüz. CVT şanzımanlı olan aracımın vites yolları aynı XV’de olduğu gibi yine çok sert.


    Sıfır aldığım araçta rot problemi yoktu. Ne sağa sola çekme, ne de direksiyonda titreme hissi. Ben sadece binek bir araçla orta-yüksek hızlarda düz gidiş konusunu kıyasladım. Bu benim hissiyatım tabii ki, doğru olmayabilir.

  • Çok detaylı ve emek verdiğiniz bir değerlendirme olmuş. Ellerinize sağlık.

    6 yıllık Yeni ve eski kasa xv kullanan birisi olarak hissettiğim ama tam olarak tarif edemediğim hususları çok güzel açıklamışsınız.

    Ben de iyi ya da kötü araçtan ziyade bütçe, beklenti ve tecrübelerimize bağlı kendimize göre İyi ya da kötü olarak araçları sınıflandırmanın daha doğru olacağını düşünüyorum.

    Bu değerlendirmemizide daha önce kullandığımız yada tecrübe ettiğimiz araçlara göre yapıyoruz. Bu noktada kişinin tam olarak ne istediğini ve bir araçtan öncelikli beklentilerinin ne olduğunu net olarak belirlemesinin tabii ki bütçesi ile doğru orantılı olarak en doğru kararı almada belirleyici olacağını düşünüyorum. Benim birinci önceliğim güvenlik, bu noktada tercihimi bütçeme göre en güvenli olduğunu düşündüğüm Xv den yana kullandım.

    Bu arada Subaruların dört çeker sisteminin önceliği yol tutuşunu artırmaktır, dolayısıyla güvenliği artırıcı bir unsur olarak tasarlandığını unutmamak gerekir. Bunun yan faydasıda diğer araçlara göre arazi kabiliyetinin yüksek olmasıdır.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi chemaster1 -- 22 Ocak 2022; 12:47:28 >




  • chemaster1 C kullanıcısına yanıt

    Teşekkür ediyorum. Fikirlerinize tamamen katılıyorum.

  • Güzel bir değerlendirme yazısı olmuş. Emeğiniz için Tşkrler.

  • commandx C kullanıcısına yanıt

    profesyonelce yapılmış bir incelemenin altındaki yorumunuz isabetli. firmanın da belirttiği üzere xv aslında yükseltilmiş bir impreza. tamam ama (çok daha fazla güç üreten motoru olan impreza ile asvalt kıyası zaten doğru olmaz) 80-90 km hızı geçme şansınız olmayan patika yollarda manuel vites olmayan xv yi bire bir imprezaymış gibi kullanmak konusunda fikrinizi/ tavsiyenizi paylaşır mısınız?


    yanıtınız için şimdiden teşekkür ediyorum.

  • xv35 X kullanıcısına yanıt

    2.5 sene kadar 2011 impreza, 2 sene kadar da xv kullandım.


    Xv patika yollarda genel olarak başarılı bir araç. İç mekanı sıkı. Patika yollarda genel olarak başarılı diyebilirim. Olumsuz olarak cvt'nin sürüş keyfi vermemesi ve arka süspansiyonun fazla güçlü kalması diyebilirim. Arka süspansiyon çok zıplatıyor aracı. Yerden yüksek olması ise hem avantaj hem dezavantaj ama xv de öyle suv hissiyatı yok. Virajlarda güvenli ve kullanması keyifli. Limitleri zorlayabilirsiniz.


    2011 xv küçük jantlı ve yumuşak süspansiyonlu bir araçtı. Onunla patika yollarda araç sürmek ayrı bir keyifti. Sürüş dengesi, direksiyon hissiyatı ve konfor düzeyi üst seviye idi.

  • commandx C kullanıcısına yanıt

    izmirde limontepe güzelbahçe arası test edildi onaylandı 

  • 
Sayfa: 1
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.