Şimdi Ara

2.Abdülhamit döneminde Osmanlı Devleti toprak kaybetmedi mi? (5. sayfa)

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
1 Misafir - 1 Masaüstü
5 sn
221
Cevap
4
Favori
78.436
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
2 oy
Öne Çıkar
Sayfa: önceki 34567
Sayfaya Git
Git
sonraki
Giriş
Mesaj
  • quote:

    Orijinalden alıntı: antonidas

    quote:

    Orijinalden alıntı: Tarihçi Adayı

    quote:

    Orijinalden alıntı: satukbugra

    Geç kaldım belki biraz ama söylemeden edemeyeceğim. Abdullaziz döneminde Osmanlı donanması dünyanın en güçlü 3. donanmasıydı. Ama abdulhamid döneminde darbe korkusuyla haliçten çıkmayınca tüm gemiler çürüdü. 40 yıl boyunca 3 kişinin yanyana gelerek konuşmasını yasaklayacak basına sansür koyacak gazete kapattıracak kadar darbe korkusu olan biriydi. Eğer gerçekten büyük bir osmanlı padişahı görmek istiyorsanız, 3. selimi araştırın. Eğer bügün abdulhamidi destekleyen islamcılar olmasaydı. Bügün 3. selimin mimarlığını yaptığı, modern osmanlıda yaşıyor olabilirdik.


    Not: Ne kadar az bilirseniz o kadar radikal olursunuz.

    İlk olarak en güçlü değil en büyük donanmaydı. 2. olarak büyük ve ağır gemiler olması sebebi ile hiç bir işe yaramıyor Karadeniz'deki atak Rus avcı gemilerine yem oluyorlardı. Bu yüzden Abdülhamid eline geçen parayı tekrar yapılandırılması çok maliyetli olur diye Donanma'ya değil karakuvvetlerine harcamıştır.Bu seçimi gayet isabetlidir bu seçim sonucunda Orduyyu Humayun , Atina sınırlarına dayanmıştır Osmanlı - Yunan savaşında. 2.'si 40 yıl boyunca kimse 3 kişi konuşamadı palavrası !!! Evet Sultan Yıldız İstihbarat Teşkilatı adında bir Hafiye örgütü kurmuştu bu teşkilat devlete 30 küsür yıl boyunca darbelere karşı korunak oluştur. 3 kişi nasıl konuşamaz o zamanlarda Kıraat Hanler vardı - şimdiki gibi tavla , okey , kart oynamak için değil çıkan gazete , dergi ve kitapları tartışmak için olan yerler bunlar. Hem böyle olsa idi İttihat ve Terakki Fırka'sı nasıl kurulacak teşkilatlanacak ve toplantılar yapacaktı. Söylediklerin kulaktan dolma bilgiler git biraz kitap oku da gel !!!

    satukbugra'nın yazdığı kulaktan dolma bilgi değildir.
    O bilgi tarih kitaplarında geçer.
    Evet 2. Abdülhamit darbe korkusuyla gemileri çürümeye terk etmiştir.
    Gemiler kümes olarak kullanılmıştır.
    Burun demeyi bile yasaklamıştır.
    Baskı ve istipdat ile hüküm sürmüştür.
    Tamamen kendi hatalarından dolayı Osmanlı-Rus savaşı kaybedilmiştir ve Osmanlı bitme noktasına gelmiştir.
    İngiltere ve Rusya aralarında anlaşsaydı, savaştan sonra İstanbul'u alırlardı.
    Sarayından çıkmaya korkan bir padişahı savunanlar genelde uydurma tarih yazanların kitaplarını okurlar.
    Padişah dediğin Fatih gibi olur.

    1 darbe korkusu olsa idi Karakuvvetlerini yapılandırmazdı sen hiç donanmanın darbe yaptığını duydun mu ? 2 , Abdülhamid 93 Harbi'ne girme taraftarı değildi. Saltanatının ilk yılında başlamıştır savaş Meclis-i Mebusan yüzünden girilmiştir savaşa. Bu yüzden Hakan meclisi sınırsız olarak Tatil etmiştir. 2. Saraydan korkan bir padişah değildi Tedbil-i kıyafet ile İstanbulda at sürerken atın azması ve Sultanın attan düşmesi sonucu bir süre yatalak olmuştur, denizde yüzmeyi sever. Padişah dediğin Fatih gibi olur demişssin Fatihin yaptığı ağır fetih politikası yüzünden Hazine boşalmış halka vergiler yüklenmiştir bunu 2. Bayezit düzeltmişti. Asıl büyük bir padişah arıyorsan ilk olarak Yavuz'a bak ( 8 yılda sınırları 3e yakın bir rakama katlamış ve Hazine hiç olmadığı kadar dolu olmuştur Fetih bölye yapılır. 2. olarak Abdülhamid e bak İngiltere'nin Osmanlı'yı yıkma politikası onun zamanında başlamıştır ve büyük zorluklar çekmiştir. fakat 33 sene devleti yönetebilmiş ve Devlet-i Aliyye nin ömrünü uzatmışır.




  • Tarihçi Adayı kullanıcısına yanıt
    Ilk sorum;
    93 Harbi hezimetinden Mithat Paşa'yı mı sorumlu görürsünüz, yoksa Abdülhamid'i mi ?


    Bu soruya verdiğiniz cevaba göre ikinci soruyu soracağım.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • quote:

    Orijinalden alıntı: Tarihçi Adayı

    quote:

    Orijinalden alıntı: antonidas

    quote:

    Orijinalden alıntı: Tarihçi Adayı

    quote:

    Orijinalden alıntı: satukbugra

    Geç kaldım belki biraz ama söylemeden edemeyeceğim. Abdullaziz döneminde Osmanlı donanması dünyanın en güçlü 3. donanmasıydı. Ama abdulhamid döneminde darbe korkusuyla haliçten çıkmayınca tüm gemiler çürüdü. 40 yıl boyunca 3 kişinin yanyana gelerek konuşmasını yasaklayacak basına sansür koyacak gazete kapattıracak kadar darbe korkusu olan biriydi. Eğer gerçekten büyük bir osmanlı padişahı görmek istiyorsanız, 3. selimi araştırın. Eğer bügün abdulhamidi destekleyen islamcılar olmasaydı. Bügün 3. selimin mimarlığını yaptığı, modern osmanlıda yaşıyor olabilirdik.


    Not: Ne kadar az bilirseniz o kadar radikal olursunuz.

    İlk olarak en güçlü değil en büyük donanmaydı. 2. olarak büyük ve ağır gemiler olması sebebi ile hiç bir işe yaramıyor Karadeniz'deki atak Rus avcı gemilerine yem oluyorlardı. Bu yüzden Abdülhamid eline geçen parayı tekrar yapılandırılması çok maliyetli olur diye Donanma'ya değil karakuvvetlerine harcamıştır.Bu seçimi gayet isabetlidir bu seçim sonucunda Orduyyu Humayun , Atina sınırlarına dayanmıştır Osmanlı - Yunan savaşında. 2.'si 40 yıl boyunca kimse 3 kişi konuşamadı palavrası !!! Evet Sultan Yıldız İstihbarat Teşkilatı adında bir Hafiye örgütü kurmuştu bu teşkilat devlete 30 küsür yıl boyunca darbelere karşı korunak oluştur. 3 kişi nasıl konuşamaz o zamanlarda Kıraat Hanler vardı - şimdiki gibi tavla , okey , kart oynamak için değil çıkan gazete , dergi ve kitapları tartışmak için olan yerler bunlar. Hem böyle olsa idi İttihat ve Terakki Fırka'sı nasıl kurulacak teşkilatlanacak ve toplantılar yapacaktı. Söylediklerin kulaktan dolma bilgiler git biraz kitap oku da gel !!!

    satukbugra'nın yazdığı kulaktan dolma bilgi değildir.
    O bilgi tarih kitaplarında geçer.
    Evet 2. Abdülhamit darbe korkusuyla gemileri çürümeye terk etmiştir.
    Gemiler kümes olarak kullanılmıştır.
    Burun demeyi bile yasaklamıştır.
    Baskı ve istipdat ile hüküm sürmüştür.
    Tamamen kendi hatalarından dolayı Osmanlı-Rus savaşı kaybedilmiştir ve Osmanlı bitme noktasına gelmiştir.
    İngiltere ve Rusya aralarında anlaşsaydı, savaştan sonra İstanbul'u alırlardı.
    Sarayından çıkmaya korkan bir padişahı savunanlar genelde uydurma tarih yazanların kitaplarını okurlar.
    Padişah dediğin Fatih gibi olur.

    1 darbe korkusu olsa idi Karakuvvetlerini yapılandırmazdı sen hiç donanmanın darbe yaptığını duydun mu ? 2 , Abdülhamid 93 Harbi'ne girme taraftarı değildi. Saltanatının ilk yılında başlamıştır savaş Meclis-i Mebusan yüzünden girilmiştir savaşa. Bu yüzden Hakan meclisi sınırsız olarak Tatil etmiştir. 2. Saraydan korkan bir padişah değildi Tedbil-i kıyafet ile İstanbulda at sürerken atın azması ve Sultanın attan düşmesi sonucu bir süre yatalak olmuştur, denizde yüzmeyi sever. Padişah dediğin Fatih gibi olur demişssin Fatihin yaptığı ağır fetih politikası yüzünden Hazine boşalmış halka vergiler yüklenmiştir bunu 2. Bayezit düzeltmişti. Asıl büyük bir padişah arıyorsan ilk olarak Yavuz'a bak ( 8 yılda sınırları 3e yakın bir rakama katlamış ve Hazine hiç olmadığı kadar dolu olmuştur Fetih bölye yapılır. 2. olarak Abdülhamid e bak İngiltere'nin Osmanlı'yı yıkma politikası onun zamanında başlamıştır ve büyük zorluklar çekmiştir. fakat 33 sene devleti yönetebilmiş ve Devlet-i Aliyye nin ömrünü uzatmışır.


    2. Abdülhamit'in darbe korkusu yok diyorsun da bu biraz komik oluyor.
    2. Abdülhamit darbeden korktuğu için Rus harbini saraydan yönetmeye çalışmıştır.
    O dönem Osmanlı ordusu eski gücünde değildi ama çok kötü de değildi.
    Gazi Osman Paşa'nın tarihi Plevne savunması da o dönem gerçekleşmiştir.
    Benim Osmanlı padişahlarıyla bir alıp veremediğim yok.
    İyi işler yapana iyi derim, kötü işler yapana kötü derim.
    Yavuz Sultan Selim ile de bir sorunum yok. Evet fetihlerle hazineyi doldurmuştur.
    2. Abdülhamit uydurma tarih yazanların anlattığı gibi mükemmel bir padişah değildi.
    Bu uydurma tarih yazanlar her şeyi istediği gibi çarpıtıyorlar. Diyelim ki bu uydurma tarihçiler Fatih' i sevmiyor ( mesela) İşi Fatih Sultan Mehmet İstanbul'u almadı da Bizans kendi verdiye kadar getirirler.
    2. Abdülhamit devletin ömrünü uzatmamıştır. Ruslar İstanbul'a kadar geldi dayandı. Savunacak gücün yok. O anda Osmanlı'yı bitirebilirlerdi. 2. Abdülhamit ise son padişah olurdu.
    Ne yapayım kardeşim tarih böyle. 2. Abdülhamit Rusları geri püskürtüp Osmanlı'yı tekrar Avrupa'yı tehdit eden bir güç haline getirdi de ben mi yazmıyorum. Keşke öyle olsaydı.

    < Bu ileti tablet sürüm kullanılarak atıldı >




  • quote:

    Orijinalden alıntı: Torneinas151

    Ilk sorum;
    93 Harbi hezimetinden Mithat Paşa'yı mı sorumlu görürsünüz, yoksa Abdülhamid'i mi ?


    Bu soruya verdiğiniz cevaba göre ikinci soruyu soracağım.



    Öncelikle bekletme için özür dilerim malum Ramazan-ı Şerifteyiz sahur yapıyordum Cevabım ise savaşın başlamasına sebep olan Mithat Paşa'dır Abdülhamid ise karşıdır.
  • o dönemki meclisin aldığı kararlar padişahın onayından geçmek zorundaydı.
    O dönemki meclisin padişaha rağmen karar alma yetkisi yoktur.
    Padişah istemese Osmanlı savaşa giremezdi, padişaha rağmen savaşa girmek gibi bir olasılık yok. O dönemki meclisi bu dönemki meclisle karıştırmayın.
    Ayrıca savaşı Rusya çıkartmıştır.
    Tersane konferansında Osmanlı'dan çok fazla şey istemişlerdir.
    Osmanlı şartları kabul etmeyince Rusya bize savaş açmıştır.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi antonidas -- 14 Temmuz 2014; 3:37:34 >
    < Bu ileti tablet sürüm kullanılarak atıldı >
  • quote:

    Orijinalden alıntı: antonidas


    quote:

    Orijinalden alıntı: Tarihçi Adayı

    quote:

    Orijinalden alıntı: antonidas

    quote:

    Orijinalden alıntı: Tarihçi Adayı

    quote:

    Orijinalden alıntı: satukbugra

    Geç kaldım belki biraz ama söylemeden edemeyeceğim. Abdullaziz döneminde Osmanlı donanması dünyanın en güçlü 3. donanmasıydı. Ama abdulhamid döneminde darbe korkusuyla haliçten çıkmayınca tüm gemiler çürüdü. 40 yıl boyunca 3 kişinin yanyana gelerek konuşmasını yasaklayacak basına sansür koyacak gazete kapattıracak kadar darbe korkusu olan biriydi. Eğer gerçekten büyük bir osmanlı padişahı görmek istiyorsanız, 3. selimi araştırın. Eğer bügün abdulhamidi destekleyen islamcılar olmasaydı. Bügün 3. selimin mimarlığını yaptığı, modern osmanlıda yaşıyor olabilirdik.


    Not: Ne kadar az bilirseniz o kadar radikal olursunuz.

    İlk olarak en güçlü değil en büyük donanmaydı. 2. olarak büyük ve ağır gemiler olması sebebi ile hiç bir işe yaramıyor Karadeniz'deki atak Rus avcı gemilerine yem oluyorlardı. Bu yüzden Abdülhamid eline geçen parayı tekrar yapılandırılması çok maliyetli olur diye Donanma'ya değil karakuvvetlerine harcamıştır.Bu seçimi gayet isabetlidir bu seçim sonucunda Orduyyu Humayun , Atina sınırlarına dayanmıştır Osmanlı - Yunan savaşında. 2.'si 40 yıl boyunca kimse 3 kişi konuşamadı palavrası !!! Evet Sultan Yıldız İstihbarat Teşkilatı adında bir Hafiye örgütü kurmuştu bu teşkilat devlete 30 küsür yıl boyunca darbelere karşı korunak oluştur. 3 kişi nasıl konuşamaz o zamanlarda Kıraat Hanler vardı - şimdiki gibi tavla , okey , kart oynamak için değil çıkan gazete , dergi ve kitapları tartışmak için olan yerler bunlar. Hem böyle olsa idi İttihat ve Terakki Fırka'sı nasıl kurulacak teşkilatlanacak ve toplantılar yapacaktı. Söylediklerin kulaktan dolma bilgiler git biraz kitap oku da gel !!!

    satukbugra'nın yazdığı kulaktan dolma bilgi değildir.
    O bilgi tarih kitaplarında geçer.
    Evet 2. Abdülhamit darbe korkusuyla gemileri çürümeye terk etmiştir.
    Gemiler kümes olarak kullanılmıştır.
    Burun demeyi bile yasaklamıştır.
    Baskı ve istipdat ile hüküm sürmüştür.
    Tamamen kendi hatalarından dolayı Osmanlı-Rus savaşı kaybedilmiştir ve Osmanlı bitme noktasına gelmiştir.
    İngiltere ve Rusya aralarında anlaşsaydı, savaştan sonra İstanbul'u alırlardı.
    Sarayından çıkmaya korkan bir padişahı savunanlar genelde uydurma tarih yazanların kitaplarını okurlar.
    Padişah dediğin Fatih gibi olur.

    1 darbe korkusu olsa idi Karakuvvetlerini yapılandırmazdı sen hiç donanmanın darbe yaptığını duydun mu ? 2 , Abdülhamid 93 Harbi'ne girme taraftarı değildi. Saltanatının ilk yılında başlamıştır savaş Meclis-i Mebusan yüzünden girilmiştir savaşa. Bu yüzden Hakan meclisi sınırsız olarak Tatil etmiştir. 2. Saraydan korkan bir padişah değildi Tedbil-i kıyafet ile İstanbulda at sürerken atın azması ve Sultanın attan düşmesi sonucu bir süre yatalak olmuştur, denizde yüzmeyi sever. Padişah dediğin Fatih gibi olur demişssin Fatihin yaptığı ağır fetih politikası yüzünden Hazine boşalmış halka vergiler yüklenmiştir bunu 2. Bayezit düzeltmişti. Asıl büyük bir padişah arıyorsan ilk olarak Yavuz'a bak ( 8 yılda sınırları 3e yakın bir rakama katlamış ve Hazine hiç olmadığı kadar dolu olmuştur Fetih bölye yapılır. 2. olarak Abdülhamid e bak İngiltere'nin Osmanlı'yı yıkma politikası onun zamanında başlamıştır ve büyük zorluklar çekmiştir. fakat 33 sene devleti yönetebilmiş ve Devlet-i Aliyye nin ömrünü uzatmışır.


    2. Abdülhamit'in darbe korkusu yok diyorsun da bu biraz komik oluyor.
    2. Abdülhamit darbeden korktuğu için Rus harbini saraydan yönetmeye çalışmıştır.
    O dönem Osmanlı ordusu eski gücünde değildi ama çok kötü de değildi.
    Gazi Osman Paşa'nın tarihi Plevne savunması da o dönem gerçekleşmiştir.
    Benim Osmanlı padişahlarıyla bir alıp veremediğim yok.
    İyi işler yapana iyi derim, kötü işler yapana kötü derim.
    Yavuz Sultan Selim ile de bir sorunum yok. Evet fetihlerle hazineyi doldurmuştur.
    2. Abdülhamit uydurma tarih yazanların anlattığı gibi mükemmel bir padişah değildi.
    Bu uydurma tarih yazanlar her şeyi istediği gibi çarpıtıyorlar. Diyelim ki bu uydurma tarihçiler Fatih' i sevmiyor ( mesela) İşi Fatih Sultan Mehmet İstanbul'u almadı da Bizans kendi verdiye kadar getirirler.
    2. Abdülhamit devletin ömrünü uzatmamıştır. Ruslar İstanbul'a kadar geldi dayandı. Savunacak gücün yok. O anda Osmanlı'yı bitirebilirlerdi. 2. Abdülhamit ise son padişah olurdu.
    Ne yapayım kardeşim tarih böyle. 2. Abdülhamit Rusları geri püskürtüp Osmanlı'yı tekrar Avrupa'yı tehdit eden bir güç haline getirdi de ben mi yazmıyorum. Keşke öyle olsaydı.

    Öncelikle sizden de özür dilerim malum klavyeden yazıyoruz Abdülhamid darbeden korkardı bu yüzden 1880 de Yıldız İstihbarat Teşkilatını kurmuştur. Fakat üleye zarar vercekkadar korkmamıştır ( donanmayı yaptırmama mevzusu gibi ). Gazi osman paşa sayesinde Ruslar çok yıpranmıştır ve hatta o zaferleri kazanınca Avrupa da Ruslar yenildi - ki yenilmiştir 100 bini aşkın zaiyatları var idi bildiğim kadarıyla - Türkler Moskova ya yürüyecek denmiş fakat paşalar arasındaki muhalaefetten dolayı sonuç alınamamış ruslar yeşilköye gelmiştir. Yeşilköye geldikleri vakit bile çok kötü durumdaydılar Anadoludan bir gelen kuvvete dayanamazlardı bu yüzden İstanbul'u işgal etmemiş Osmanlı ile anlaşmışlardır.




  • Tarihçi Adayı kullanıcısına yanıt
    Ne demek hocam, olur böyle durumlar.

    Neyse, konuya dönelim; bu cevabı aldigim iyi oldu, şimdi ikinci soruyu sorayım ;

    -Abdülhamid'in ,93 Harbi hezimetinden sorumlu tuttuğunuz esir düşen Mithat Paşa karşılığında Fransızlara rüşvet olarak Tunus'u vermesi hakkında ne düşünüyorsunuz acaba ? Hani Filistin'i yahudilere vermeyerek hiçbir toprağı kan akitmadan (!) Vermeyen Abdülhamid için ?

    -

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • quote:

    Orijinalden alıntı: Tarihçi Adayı

    quote:

    Orijinalden alıntı: antonidas


    quote:

    Orijinalden alıntı: Tarihçi Adayı

    quote:

    Orijinalden alıntı: antonidas

    quote:

    Orijinalden alıntı: Tarihçi Adayı

    quote:

    Orijinalden alıntı: satukbugra

    Geç kaldım belki biraz ama söylemeden edemeyeceğim. Abdullaziz döneminde Osmanlı donanması dünyanın en güçlü 3. donanmasıydı. Ama abdulhamid döneminde darbe korkusuyla haliçten çıkmayınca tüm gemiler çürüdü. 40 yıl boyunca 3 kişinin yanyana gelerek konuşmasını yasaklayacak basına sansür koyacak gazete kapattıracak kadar darbe korkusu olan biriydi. Eğer gerçekten büyük bir osmanlı padişahı görmek istiyorsanız, 3. selimi araştırın. Eğer bügün abdulhamidi destekleyen islamcılar olmasaydı. Bügün 3. selimin mimarlığını yaptığı, modern osmanlıda yaşıyor olabilirdik.


    Not: Ne kadar az bilirseniz o kadar radikal olursunuz.

    İlk olarak en güçlü değil en büyük donanmaydı. 2. olarak büyük ve ağır gemiler olması sebebi ile hiç bir işe yaramıyor Karadeniz'deki atak Rus avcı gemilerine yem oluyorlardı. Bu yüzden Abdülhamid eline geçen parayı tekrar yapılandırılması çok maliyetli olur diye Donanma'ya değil karakuvvetlerine harcamıştır.Bu seçimi gayet isabetlidir bu seçim sonucunda Orduyyu Humayun , Atina sınırlarına dayanmıştır Osmanlı - Yunan savaşında. 2.'si 40 yıl boyunca kimse 3 kişi konuşamadı palavrası !!! Evet Sultan Yıldız İstihbarat Teşkilatı adında bir Hafiye örgütü kurmuştu bu teşkilat devlete 30 küsür yıl boyunca darbelere karşı korunak oluştur. 3 kişi nasıl konuşamaz o zamanlarda Kıraat Hanler vardı - şimdiki gibi tavla , okey , kart oynamak için değil çıkan gazete , dergi ve kitapları tartışmak için olan yerler bunlar. Hem böyle olsa idi İttihat ve Terakki Fırka'sı nasıl kurulacak teşkilatlanacak ve toplantılar yapacaktı. Söylediklerin kulaktan dolma bilgiler git biraz kitap oku da gel !!!

    satukbugra'nın yazdığı kulaktan dolma bilgi değildir.
    O bilgi tarih kitaplarında geçer.
    Evet 2. Abdülhamit darbe korkusuyla gemileri çürümeye terk etmiştir.
    Gemiler kümes olarak kullanılmıştır.
    Burun demeyi bile yasaklamıştır.
    Baskı ve istipdat ile hüküm sürmüştür.
    Tamamen kendi hatalarından dolayı Osmanlı-Rus savaşı kaybedilmiştir ve Osmanlı bitme noktasına gelmiştir.
    İngiltere ve Rusya aralarında anlaşsaydı, savaştan sonra İstanbul'u alırlardı.
    Sarayından çıkmaya korkan bir padişahı savunanlar genelde uydurma tarih yazanların kitaplarını okurlar.
    Padişah dediğin Fatih gibi olur.

    1 darbe korkusu olsa idi Karakuvvetlerini yapılandırmazdı sen hiç donanmanın darbe yaptığını duydun mu ? 2 , Abdülhamid 93 Harbi'ne girme taraftarı değildi. Saltanatının ilk yılında başlamıştır savaş Meclis-i Mebusan yüzünden girilmiştir savaşa. Bu yüzden Hakan meclisi sınırsız olarak Tatil etmiştir. 2. Saraydan korkan bir padişah değildi Tedbil-i kıyafet ile İstanbulda at sürerken atın azması ve Sultanın attan düşmesi sonucu bir süre yatalak olmuştur, denizde yüzmeyi sever. Padişah dediğin Fatih gibi olur demişssin Fatihin yaptığı ağır fetih politikası yüzünden Hazine boşalmış halka vergiler yüklenmiştir bunu 2. Bayezit düzeltmişti. Asıl büyük bir padişah arıyorsan ilk olarak Yavuz'a bak ( 8 yılda sınırları 3e yakın bir rakama katlamış ve Hazine hiç olmadığı kadar dolu olmuştur Fetih bölye yapılır. 2. olarak Abdülhamid e bak İngiltere'nin Osmanlı'yı yıkma politikası onun zamanında başlamıştır ve büyük zorluklar çekmiştir. fakat 33 sene devleti yönetebilmiş ve Devlet-i Aliyye nin ömrünü uzatmışır.


    2. Abdülhamit'in darbe korkusu yok diyorsun da bu biraz komik oluyor.
    2. Abdülhamit darbeden korktuğu için Rus harbini saraydan yönetmeye çalışmıştır.
    O dönem Osmanlı ordusu eski gücünde değildi ama çok kötü de değildi.
    Gazi Osman Paşa'nın tarihi Plevne savunması da o dönem gerçekleşmiştir.
    Benim Osmanlı padişahlarıyla bir alıp veremediğim yok.
    İyi işler yapana iyi derim, kötü işler yapana kötü derim.
    Yavuz Sultan Selim ile de bir sorunum yok. Evet fetihlerle hazineyi doldurmuştur.
    2. Abdülhamit uydurma tarih yazanların anlattığı gibi mükemmel bir padişah değildi.
    Bu uydurma tarih yazanlar her şeyi istediği gibi çarpıtıyorlar. Diyelim ki bu uydurma tarihçiler Fatih' i sevmiyor ( mesela) İşi Fatih Sultan Mehmet İstanbul'u almadı da Bizans kendi verdiye kadar getirirler.
    2. Abdülhamit devletin ömrünü uzatmamıştır. Ruslar İstanbul'a kadar geldi dayandı. Savunacak gücün yok. O anda Osmanlı'yı bitirebilirlerdi. 2. Abdülhamit ise son padişah olurdu.
    Ne yapayım kardeşim tarih böyle. 2. Abdülhamit Rusları geri püskürtüp Osmanlı'yı tekrar Avrupa'yı tehdit eden bir güç haline getirdi de ben mi yazmıyorum. Keşke öyle olsaydı.

    Öncelikle sizden de özür dilerim malum klavyeden yazıyoruz Abdülhamid darbeden korkardı bu yüzden 1880 de Yıldız İstihbarat Teşkilatını kurmuştur. Fakat üleye zarar vercekkadar korkmamıştır ( donanmayı yaptırmama mevzusu gibi ). Gazi osman paşa sayesinde Ruslar çok yıpranmıştır ve hatta o zaferleri kazanınca Avrupa da Ruslar yenildi - ki yenilmiştir 100 bini aşkın zaiyatları var idi bildiğim kadarıyla - Türkler Moskova ya yürüyecek denmiş fakat paşalar arasındaki muhalaefetten dolayı sonuç alınamamış ruslar yeşilköye gelmiştir. Yeşilköye geldikleri vakit bile çok kötü durumdaydılar Anadoludan bir gelen kuvvete dayanamazlardı bu yüzden İstanbul'u işgal etmemiş Osmanlı ile anlaşmışlardır.

    en azından wikipedi'ye bakalım.
    1878 yılına girildiğinde Ruslar Plevne Savunması'nı kırmış, İstanbul'a doğru ilerlemeye başlamışlardı. Rusların İstanbul'a varana kadar önünü kesecek hiçbir ciddi Osmanlı savunma birlikleri bulunmuyordu. İstanbul'un işgal edilmesinden korkan Osmanlı Devleti, 31 Ocak 1878 tarihinde Rusya'ya ateşkes teklifinde bulundu. Bu arada Osmanlı'nın bu zayıf durumundan istifade eden Rus desteğiyle Yunanistan savunmasız durumdaki Teselya bölgesini işgal etti. Durum Osmanlı için faciaydı; bütün Bulgaristan, Kuzey Yunanistan, Makedonya, Sırbistan bölgeleri ile Edirne Rusya ve müttefiklerinin elindeydi. Ateşkes teklifi, Rusya tarafından kabul edildi. Fakat Rus kuvvetleri İstanbul'a doğru ilerlemeye devam ettiler. Tekirdağ, Çorlu Rus birliklerince işgal edildi. Nihayetinde Rus ordusu İstanbul'a da girdi. Balkanlarda Ruslara direnecek düzenli bir ordusu kalmayan Osmanlı İmparatorluğu yıkılma tehlikesiyle karşı karşıyaydı. Kuleli Askeri Lisesi tahliye edildi[28], İstanbul'da olağanüstü önlemler alınıyordu.Doğu cephesindeki başarıları sonrası buradan acilen İstanbul'daki Osmanlı Ordusunun komutanlığa getirilen Ahmet Muhtar Paşa, Yeşilköy'de Ruslara karşı elinde kalan son kuvvetleri bir araya getirip, son bir savunma hattı daha kurmaya uğraşıyordu. Avrupa ülkeleri ise Rusların bu başarısından hoşnut değildi. İngiltere, Rusların ilerlemesini durdurmak için İstanbul boğazına filosunu gönderdi[29]. Rusya'ya verdiği bir nota ile Paris Antlaşması hükümlerince Rusların İstanbul'u işgal etmeleri halinde müdahele etme hakları bulunduğunu bildirdi[29].

    < Bu ileti tablet sürüm kullanılarak atıldı >




  • quote:

    Orijinalden alıntı: antonidas

    o dönemki meclisin aldığı kararlar padişahın onayından geçmek zorundaydı.
    O dönemki meclisin padişaha rağmen karar alma yetkisi yoktur.
    Padişah istemese Osmanlı savaşa giremezdi, padişaha rağmen savaşa girmek gibi bir olasılık yok. O dönemki meclisi bu dönemki meclisle karıştırmayın.
    Ayrıca savaşı Rusya çıkartmıştır.
    Tersane konferansında Osmanlı'dan çok fazla şey istemişlerdir.
    Osmanlı şartları kabul etmeyince Rusya bize savaş açmıştır.

    Rusya'nın Balkanlar'da ıslahat için verdiği tekliflerin 12 Nisan 1877'de İbrahim Ethem Paşa hükümeti tarafından reddedilmesi üzerine 93 Harbi olarak bilinen Osmanlı-Rus Savaşı patlak verdi. Abdülhamid'in karşı olmasına rağmen Mithat Paşa, Damat Mahmud Paşa ve Redif Paşa gibi devlet adamlarının ısrarlarıyla girilen savaşta Rus orduları Balkan ve Kafkas cephelerinde Osmanlı kuvvetlerini bir dizi yenilgiye uğratarak doğuda Erzurum'u, batıda ise Bulgaristan'ın tamamı ile Trakya'nın İstanbul surlarına kadarki kısmını işgal ettiler. Meclis-i Mebusan'da hükümetin savaş politikalarına yöneltilen ağır eleştiriler üzerine Abdülhamit, meclisi 18 Şubat 1878'de tatil etti. Takip eden 30 yıl boyunca meclisi bir daha toplantıya çağırmadı ve bu süre zarfında meşrutiyet anayasası olan Kanun-ı Esasî'yi kağıt üzerinde de olsa muhafaza ederek, aldığı kararları yine bu anayasaya göre yürürlüğe koydu.




  • quote:

    Orijinalden alıntı: antonidas


    quote:

    Orijinalden alıntı: Tarihçi Adayı

    quote:

    Orijinalden alıntı: antonidas


    quote:

    Orijinalden alıntı: Tarihçi Adayı

    quote:

    Orijinalden alıntı: antonidas

    quote:

    Orijinalden alıntı: Tarihçi Adayı

    quote:

    Orijinalden alıntı: satukbugra

    Geç kaldım belki biraz ama söylemeden edemeyeceğim. Abdullaziz döneminde Osmanlı donanması dünyanın en güçlü 3. donanmasıydı. Ama abdulhamid döneminde darbe korkusuyla haliçten çıkmayınca tüm gemiler çürüdü. 40 yıl boyunca 3 kişinin yanyana gelerek konuşmasını yasaklayacak basına sansür koyacak gazete kapattıracak kadar darbe korkusu olan biriydi. Eğer gerçekten büyük bir osmanlı padişahı görmek istiyorsanız, 3. selimi araştırın. Eğer bügün abdulhamidi destekleyen islamcılar olmasaydı. Bügün 3. selimin mimarlığını yaptığı, modern osmanlıda yaşıyor olabilirdik.


    Not: Ne kadar az bilirseniz o kadar radikal olursunuz.

    İlk olarak en güçlü değil en büyük donanmaydı. 2. olarak büyük ve ağır gemiler olması sebebi ile hiç bir işe yaramıyor Karadeniz'deki atak Rus avcı gemilerine yem oluyorlardı. Bu yüzden Abdülhamid eline geçen parayı tekrar yapılandırılması çok maliyetli olur diye Donanma'ya değil karakuvvetlerine harcamıştır.Bu seçimi gayet isabetlidir bu seçim sonucunda Orduyyu Humayun , Atina sınırlarına dayanmıştır Osmanlı - Yunan savaşında. 2.'si 40 yıl boyunca kimse 3 kişi konuşamadı palavrası !!! Evet Sultan Yıldız İstihbarat Teşkilatı adında bir Hafiye örgütü kurmuştu bu teşkilat devlete 30 küsür yıl boyunca darbelere karşı korunak oluştur. 3 kişi nasıl konuşamaz o zamanlarda Kıraat Hanler vardı - şimdiki gibi tavla , okey , kart oynamak için değil çıkan gazete , dergi ve kitapları tartışmak için olan yerler bunlar. Hem böyle olsa idi İttihat ve Terakki Fırka'sı nasıl kurulacak teşkilatlanacak ve toplantılar yapacaktı. Söylediklerin kulaktan dolma bilgiler git biraz kitap oku da gel !!!

    satukbugra'nın yazdığı kulaktan dolma bilgi değildir.
    O bilgi tarih kitaplarında geçer.
    Evet 2. Abdülhamit darbe korkusuyla gemileri çürümeye terk etmiştir.
    Gemiler kümes olarak kullanılmıştır.
    Burun demeyi bile yasaklamıştır.
    Baskı ve istipdat ile hüküm sürmüştür.
    Tamamen kendi hatalarından dolayı Osmanlı-Rus savaşı kaybedilmiştir ve Osmanlı bitme noktasına gelmiştir.
    İngiltere ve Rusya aralarında anlaşsaydı, savaştan sonra İstanbul'u alırlardı.
    Sarayından çıkmaya korkan bir padişahı savunanlar genelde uydurma tarih yazanların kitaplarını okurlar.
    Padişah dediğin Fatih gibi olur.

    1 darbe korkusu olsa idi Karakuvvetlerini yapılandırmazdı sen hiç donanmanın darbe yaptığını duydun mu ? 2 , Abdülhamid 93 Harbi'ne girme taraftarı değildi. Saltanatının ilk yılında başlamıştır savaş Meclis-i Mebusan yüzünden girilmiştir savaşa. Bu yüzden Hakan meclisi sınırsız olarak Tatil etmiştir. 2. Saraydan korkan bir padişah değildi Tedbil-i kıyafet ile İstanbulda at sürerken atın azması ve Sultanın attan düşmesi sonucu bir süre yatalak olmuştur, denizde yüzmeyi sever. Padişah dediğin Fatih gibi olur demişssin Fatihin yaptığı ağır fetih politikası yüzünden Hazine boşalmış halka vergiler yüklenmiştir bunu 2. Bayezit düzeltmişti. Asıl büyük bir padişah arıyorsan ilk olarak Yavuz'a bak ( 8 yılda sınırları 3e yakın bir rakama katlamış ve Hazine hiç olmadığı kadar dolu olmuştur Fetih bölye yapılır. 2. olarak Abdülhamid e bak İngiltere'nin Osmanlı'yı yıkma politikası onun zamanında başlamıştır ve büyük zorluklar çekmiştir. fakat 33 sene devleti yönetebilmiş ve Devlet-i Aliyye nin ömrünü uzatmışır.


    2. Abdülhamit'in darbe korkusu yok diyorsun da bu biraz komik oluyor.
    2. Abdülhamit darbeden korktuğu için Rus harbini saraydan yönetmeye çalışmıştır.
    O dönem Osmanlı ordusu eski gücünde değildi ama çok kötü de değildi.
    Gazi Osman Paşa'nın tarihi Plevne savunması da o dönem gerçekleşmiştir.
    Benim Osmanlı padişahlarıyla bir alıp veremediğim yok.
    İyi işler yapana iyi derim, kötü işler yapana kötü derim.
    Yavuz Sultan Selim ile de bir sorunum yok. Evet fetihlerle hazineyi doldurmuştur.
    2. Abdülhamit uydurma tarih yazanların anlattığı gibi mükemmel bir padişah değildi.
    Bu uydurma tarih yazanlar her şeyi istediği gibi çarpıtıyorlar. Diyelim ki bu uydurma tarihçiler Fatih' i sevmiyor ( mesela) İşi Fatih Sultan Mehmet İstanbul'u almadı da Bizans kendi verdiye kadar getirirler.
    2. Abdülhamit devletin ömrünü uzatmamıştır. Ruslar İstanbul'a kadar geldi dayandı. Savunacak gücün yok. O anda Osmanlı'yı bitirebilirlerdi. 2. Abdülhamit ise son padişah olurdu.
    Ne yapayım kardeşim tarih böyle. 2. Abdülhamit Rusları geri püskürtüp Osmanlı'yı tekrar Avrupa'yı tehdit eden bir güç haline getirdi de ben mi yazmıyorum. Keşke öyle olsaydı.

    Öncelikle sizden de özür dilerim malum klavyeden yazıyoruz Abdülhamid darbeden korkardı bu yüzden 1880 de Yıldız İstihbarat Teşkilatını kurmuştur. Fakat üleye zarar vercekkadar korkmamıştır ( donanmayı yaptırmama mevzusu gibi ). Gazi osman paşa sayesinde Ruslar çok yıpranmıştır ve hatta o zaferleri kazanınca Avrupa da Ruslar yenildi - ki yenilmiştir 100 bini aşkın zaiyatları var idi bildiğim kadarıyla - Türkler Moskova ya yürüyecek denmiş fakat paşalar arasındaki muhalaefetten dolayı sonuç alınamamış ruslar yeşilköye gelmiştir. Yeşilköye geldikleri vakit bile çok kötü durumdaydılar Anadoludan bir gelen kuvvete dayanamazlardı bu yüzden İstanbul'u işgal etmemiş Osmanlı ile anlaşmışlardır.

    en azından wikipedi'ye bakalım.
    1878 yılına girildiğinde Ruslar Plevne Savunması'nı kırmış, İstanbul'a doğru ilerlemeye başlamışlardı. Rusların İstanbul'a varana kadar önünü kesecek hiçbir ciddi Osmanlı savunma birlikleri bulunmuyordu. İstanbul'un işgal edilmesinden korkan Osmanlı Devleti, 31 Ocak 1878 tarihinde Rusya'ya ateşkes teklifinde bulundu. Bu arada Osmanlı'nın bu zayıf durumundan istifade eden Rus desteğiyle Yunanistan savunmasız durumdaki Teselya bölgesini işgal etti. Durum Osmanlı için faciaydı; bütün Bulgaristan, Kuzey Yunanistan, Makedonya, Sırbistan bölgeleri ile Edirne Rusya ve müttefiklerinin elindeydi. Ateşkes teklifi, Rusya tarafından kabul edildi. Fakat Rus kuvvetleri İstanbul'a doğru ilerlemeye devam ettiler. Tekirdağ, Çorlu Rus birliklerince işgal edildi. Nihayetinde Rus ordusu İstanbul'a da girdi. Balkanlarda Ruslara direnecek düzenli bir ordusu kalmayan Osmanlı İmparatorluğu yıkılma tehlikesiyle karşı karşıyaydı. Kuleli Askeri Lisesi tahliye edildi[28], İstanbul'da olağanüstü önlemler alınıyordu.Doğu cephesindeki başarıları sonrası buradan acilen İstanbul'daki Osmanlı Ordusunun komutanlığa getirilen Ahmet Muhtar Paşa, Yeşilköy'de Ruslara karşı elinde kalan son kuvvetleri bir araya getirip, son bir savunma hattı daha kurmaya uğraşıyordu. Avrupa ülkeleri ise Rusların bu başarısından hoşnut değildi. İngiltere, Rusların ilerlemesini durdurmak için İstanbul boğazına filosunu gönderdi[29]. Rusya'ya verdiği bir nota ile Paris Antlaşması hükümlerince Rusların İstanbul'u işgal etmeleri halinde müdahele etme hakları bulunduğunu bildirdi[29].

    Vikipedi her zaman güvenilir değildir ben sizin aksinize kitaplara danışıyorum Fahir Armaoğlunun "19. YY Siyasi Tarihi" adlı kitabından yararlanıyorum bu dönem için.




  • quote:

    Orijinalden alıntı: Tarihçi Adayı

    quote:

    Orijinalden alıntı: antonidas


    quote:

    Orijinalden alıntı: Tarihçi Adayı

    quote:

    Orijinalden alıntı: antonidas


    quote:

    Orijinalden alıntı: Tarihçi Adayı

    quote:

    Orijinalden alıntı: antonidas

    quote:

    Orijinalden alıntı: Tarihçi Adayı

    quote:

    Orijinalden alıntı: satukbugra

    Geç kaldım belki biraz ama söylemeden edemeyeceğim. Abdullaziz döneminde Osmanlı donanması dünyanın en güçlü 3. donanmasıydı. Ama abdulhamid döneminde darbe korkusuyla haliçten çıkmayınca tüm gemiler çürüdü. 40 yıl boyunca 3 kişinin yanyana gelerek konuşmasını yasaklayacak basına sansür koyacak gazete kapattıracak kadar darbe korkusu olan biriydi. Eğer gerçekten büyük bir osmanlı padişahı görmek istiyorsanız, 3. selimi araştırın. Eğer bügün abdulhamidi destekleyen islamcılar olmasaydı. Bügün 3. selimin mimarlığını yaptığı, modern osmanlıda yaşıyor olabilirdik.


    Not: Ne kadar az bilirseniz o kadar radikal olursunuz.

    İlk olarak en güçlü değil en büyük donanmaydı. 2. olarak büyük ve ağır gemiler olması sebebi ile hiç bir işe yaramıyor Karadeniz'deki atak Rus avcı gemilerine yem oluyorlardı. Bu yüzden Abdülhamid eline geçen parayı tekrar yapılandırılması çok maliyetli olur diye Donanma'ya değil karakuvvetlerine harcamıştır.Bu seçimi gayet isabetlidir bu seçim sonucunda Orduyyu Humayun , Atina sınırlarına dayanmıştır Osmanlı - Yunan savaşında. 2.'si 40 yıl boyunca kimse 3 kişi konuşamadı palavrası !!! Evet Sultan Yıldız İstihbarat Teşkilatı adında bir Hafiye örgütü kurmuştu bu teşkilat devlete 30 küsür yıl boyunca darbelere karşı korunak oluştur. 3 kişi nasıl konuşamaz o zamanlarda Kıraat Hanler vardı - şimdiki gibi tavla , okey , kart oynamak için değil çıkan gazete , dergi ve kitapları tartışmak için olan yerler bunlar. Hem böyle olsa idi İttihat ve Terakki Fırka'sı nasıl kurulacak teşkilatlanacak ve toplantılar yapacaktı. Söylediklerin kulaktan dolma bilgiler git biraz kitap oku da gel !!!

    satukbugra'nın yazdığı kulaktan dolma bilgi değildir.
    O bilgi tarih kitaplarında geçer.
    Evet 2. Abdülhamit darbe korkusuyla gemileri çürümeye terk etmiştir.
    Gemiler kümes olarak kullanılmıştır.
    Burun demeyi bile yasaklamıştır.
    Baskı ve istipdat ile hüküm sürmüştür.
    Tamamen kendi hatalarından dolayı Osmanlı-Rus savaşı kaybedilmiştir ve Osmanlı bitme noktasına gelmiştir.
    İngiltere ve Rusya aralarında anlaşsaydı, savaştan sonra İstanbul'u alırlardı.
    Sarayından çıkmaya korkan bir padişahı savunanlar genelde uydurma tarih yazanların kitaplarını okurlar.
    Padişah dediğin Fatih gibi olur.

    1 darbe korkusu olsa idi Karakuvvetlerini yapılandırmazdı sen hiç donanmanın darbe yaptığını duydun mu ? 2 , Abdülhamid 93 Harbi'ne girme taraftarı değildi. Saltanatının ilk yılında başlamıştır savaş Meclis-i Mebusan yüzünden girilmiştir savaşa. Bu yüzden Hakan meclisi sınırsız olarak Tatil etmiştir. 2. Saraydan korkan bir padişah değildi Tedbil-i kıyafet ile İstanbulda at sürerken atın azması ve Sultanın attan düşmesi sonucu bir süre yatalak olmuştur, denizde yüzmeyi sever. Padişah dediğin Fatih gibi olur demişssin Fatihin yaptığı ağır fetih politikası yüzünden Hazine boşalmış halka vergiler yüklenmiştir bunu 2. Bayezit düzeltmişti. Asıl büyük bir padişah arıyorsan ilk olarak Yavuz'a bak ( 8 yılda sınırları 3e yakın bir rakama katlamış ve Hazine hiç olmadığı kadar dolu olmuştur Fetih bölye yapılır. 2. olarak Abdülhamid e bak İngiltere'nin Osmanlı'yı yıkma politikası onun zamanında başlamıştır ve büyük zorluklar çekmiştir. fakat 33 sene devleti yönetebilmiş ve Devlet-i Aliyye nin ömrünü uzatmışır.


    2. Abdülhamit'in darbe korkusu yok diyorsun da bu biraz komik oluyor.
    2. Abdülhamit darbeden korktuğu için Rus harbini saraydan yönetmeye çalışmıştır.
    O dönem Osmanlı ordusu eski gücünde değildi ama çok kötü de değildi.
    Gazi Osman Paşa'nın tarihi Plevne savunması da o dönem gerçekleşmiştir.
    Benim Osmanlı padişahlarıyla bir alıp veremediğim yok.
    İyi işler yapana iyi derim, kötü işler yapana kötü derim.
    Yavuz Sultan Selim ile de bir sorunum yok. Evet fetihlerle hazineyi doldurmuştur.
    2. Abdülhamit uydurma tarih yazanların anlattığı gibi mükemmel bir padişah değildi.
    Bu uydurma tarih yazanlar her şeyi istediği gibi çarpıtıyorlar. Diyelim ki bu uydurma tarihçiler Fatih' i sevmiyor ( mesela) İşi Fatih Sultan Mehmet İstanbul'u almadı da Bizans kendi verdiye kadar getirirler.
    2. Abdülhamit devletin ömrünü uzatmamıştır. Ruslar İstanbul'a kadar geldi dayandı. Savunacak gücün yok. O anda Osmanlı'yı bitirebilirlerdi. 2. Abdülhamit ise son padişah olurdu.
    Ne yapayım kardeşim tarih böyle. 2. Abdülhamit Rusları geri püskürtüp Osmanlı'yı tekrar Avrupa'yı tehdit eden bir güç haline getirdi de ben mi yazmıyorum. Keşke öyle olsaydı.

    Öncelikle sizden de özür dilerim malum klavyeden yazıyoruz Abdülhamid darbeden korkardı bu yüzden 1880 de Yıldız İstihbarat Teşkilatını kurmuştur. Fakat üleye zarar vercekkadar korkmamıştır ( donanmayı yaptırmama mevzusu gibi ). Gazi osman paşa sayesinde Ruslar çok yıpranmıştır ve hatta o zaferleri kazanınca Avrupa da Ruslar yenildi - ki yenilmiştir 100 bini aşkın zaiyatları var idi bildiğim kadarıyla - Türkler Moskova ya yürüyecek denmiş fakat paşalar arasındaki muhalaefetten dolayı sonuç alınamamış ruslar yeşilköye gelmiştir. Yeşilköye geldikleri vakit bile çok kötü durumdaydılar Anadoludan bir gelen kuvvete dayanamazlardı bu yüzden İstanbul'u işgal etmemiş Osmanlı ile anlaşmışlardır.

    en azından wikipedi'ye bakalım.
    1878 yılına girildiğinde Ruslar Plevne Savunması'nı kırmış, İstanbul'a doğru ilerlemeye başlamışlardı. Rusların İstanbul'a varana kadar önünü kesecek hiçbir ciddi Osmanlı savunma birlikleri bulunmuyordu. İstanbul'un işgal edilmesinden korkan Osmanlı Devleti, 31 Ocak 1878 tarihinde Rusya'ya ateşkes teklifinde bulundu. Bu arada Osmanlı'nın bu zayıf durumundan istifade eden Rus desteğiyle Yunanistan savunmasız durumdaki Teselya bölgesini işgal etti. Durum Osmanlı için faciaydı; bütün Bulgaristan, Kuzey Yunanistan, Makedonya, Sırbistan bölgeleri ile Edirne Rusya ve müttefiklerinin elindeydi. Ateşkes teklifi, Rusya tarafından kabul edildi. Fakat Rus kuvvetleri İstanbul'a doğru ilerlemeye devam ettiler. Tekirdağ, Çorlu Rus birliklerince işgal edildi. Nihayetinde Rus ordusu İstanbul'a da girdi. Balkanlarda Ruslara direnecek düzenli bir ordusu kalmayan Osmanlı İmparatorluğu yıkılma tehlikesiyle karşı karşıyaydı. Kuleli Askeri Lisesi tahliye edildi[28], İstanbul'da olağanüstü önlemler alınıyordu.Doğu cephesindeki başarıları sonrası buradan acilen İstanbul'daki Osmanlı Ordusunun komutanlığa getirilen Ahmet Muhtar Paşa, Yeşilköy'de Ruslara karşı elinde kalan son kuvvetleri bir araya getirip, son bir savunma hattı daha kurmaya uğraşıyordu. Avrupa ülkeleri ise Rusların bu başarısından hoşnut değildi. İngiltere, Rusların ilerlemesini durdurmak için İstanbul boğazına filosunu gönderdi[29]. Rusya'ya verdiği bir nota ile Paris Antlaşması hükümlerince Rusların İstanbul'u işgal etmeleri halinde müdahele etme hakları bulunduğunu bildirdi[29].

    Vikipedi her zaman güvenilir değildir ben sizin aksinize kitaplara danışıyorum Fahir Armaoğlunun "19. YY Siyasi Tarihi" adlı kitabından yararlanıyorum bu dönem için.

    Ben örnek olması için Wikipedia'dan örnek verdim. O dönemi en iyi anlatan yazarlardan birisi şevket süreyya aydemir'dir. Yazar o dönemleri bizzat yaşamıştır.

    < Bu ileti tablet sürüm kullanılarak atıldı >




  • quote:

    Orijinalden alıntı: Torneinas151

    Ne demek hocam, olur böyle durumlar.

    Neyse, konuya dönelim; bu cevabı aldigim iyi oldu, şimdi ikinci soruyu sorayım ;

    -Abdülhamid'in ,93 Harbi hezimetinden sorumlu tuttuğunuz esir düşen Mithat Paşa karşılığında Fransızlara rüşvet olarak Tunus'u vermesi hakkında ne düşünüyorsunuz acaba ? Hani Filistin'i yahudilere vermeyerek hiçbir toprağı kan akitmadan (!) Vermeyen Abdülhamid için ?

    -

    Affedersiniz fakat ben böyle bir olayı ne biliyorum ne işittim. Fransa , Cezayir'i önceki Osmanlı padişahlarının hatası yüzünden işgal edebilmiştir. Cezayir Beyleri Avrupa ülkelerininin gemilerine saldırıyor ve Avrupalı devletler Osmanlıdan tazminat istiyor Osmanlı ise " Cezayir Beyi dış politikada serbestir biz sorumlu deyiliz" deyince Avrupalı devletle Cezayir i ayrı bir ddevlet olarak kabul ediyorlar. Bu durum Osmanlı kuvvetli iken sorun olmamış güçten düşünce büyük sorun olmuştur. O devirde Trablusgarp'ı gözüne kestiren italya , Fransa oraya saldırmasın diye Cezayir i öneriyor ve Cezayir i işgal ederse sesini çıkartmıyacağını söylüyor . Bunun üzerine yanılmıyorsam 3. Napolyon Cezayir i işgal ediyor. Maruzatı ise Cezayir in Fransaya olan borçları bu duruma Ruslar ve OSmanlılılar çok büyük tepki gösteriyorlar ama iş oldu bittiye getiriliyor.




  • Tarihçi Adayı kullanıcısına yanıt
    Öncelikle ben Cezayir'den değil, Tunus'tan bahsettim.
    Kaynak istiyorsunuz sanırım, hiç duymadığıniza göre;

    - Kaynak Bilal Şimşir'in "Documentes Diplomatiques Ottomans" adlı kitabı.

    "İngiltere'yle Türkiye arasında bir anlaşma aktedilecektir. Anlaşma gereğince Türkiye, bütün milletlerin yararına tarafsız olarak Boğazların serbestisinin muhafazasını İngiltere'ye tevdi edecektir(bırakacaktır). İngiltere bu amaçla kendi askerlerini ya da Türk jandarmasını kullanabilecektir. Türk hükümeti Türk jandarmasını İngiltere'nin emrine verecektir. Hatta Boğazların serbestisini muhafaza için gerekli toprak şeridinin idaresini İngiltere'nin eline verilecektir." Yani Sultan, Müttefiklere Boğazlar bölgesini vermeyi teklif ediyordu. Ayrıca bu görüşmede Sadrazam, Vahdettin'in 2.Abdülhamit'ten bahsederek "Sultan, Berlin Kongresi sırasında, Rus müdahalesine karşı Anadolu'nun korunması garantisi mukabilinde Kıbrıs'ın İngiltere'ye verildiğini hatırlatmaktadır." dediğini söylüyordu. Abdülhamit, Mithat Paşa'yı idam ettirebilmek için Tunus'u Fransa'ya vermeye razı olmuştu. (Bilal Şimşir, İngiliz Belgeleri ile Sakarya'dan İzmir'e, s.388-392)/sır horace rumbold'un gizli yazısı.

    Evet, Tunus nasıl ve ne şekilde kaybedildi,savaş oldu mu?Düşüncelerinizi alabilir miyim ?

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >




  • quote:

    Orijinalden alıntı: Torneinas151

    Öncelikle ben Cezayir'den değil, Tunus'tan bahsettim.
    Kaynak istiyorsunuz sanırım, hiç duymadığıniza göre;

    - Kaynak Bilal Şimşir'in "Documentes Diplomatiques Ottomans" adlı kitabı.

    "İngiltere'yle Türkiye arasında bir anlaşma aktedilecektir. Anlaşma gereğince Türkiye, bütün milletlerin yararına tarafsız olarak Boğazların serbestisinin muhafazasını İngiltere'ye tevdi edecektir(bırakacaktır). İngiltere bu amaçla kendi askerlerini ya da Türk jandarmasını kullanabilecektir. Türk hükümeti Türk jandarmasını İngiltere'nin emrine verecektir. Hatta Boğazların serbestisini muhafaza için gerekli toprak şeridinin idaresini İngiltere'nin eline verilecektir." Yani Sultan, Müttefiklere Boğazlar bölgesini vermeyi teklif ediyordu. Ayrıca bu görüşmede Sadrazam, Vahdettin'in 2.Abdülhamit'ten bahsederek "Sultan, Berlin Kongresi sırasında, Rus müdahalesine karşı Anadolu'nun korunması garantisi mukabilinde Kıbrıs'ın İngiltere'ye verildiğini hatırlatmaktadır." dediğini söylüyordu. Abdülhamit, Mithat Paşa'yı idam ettirebilmek için Tunus'u Fransa'ya vermeye razı olmuştu. (Bilal Şimşir, İngiliz Belgeleri ile Sakarya'dan İzmir'e, s.388-392)/sır horace rumbold'un gizli yazısı.

    Evet, Tunus nasıl ve ne şekilde kaybedildi,savaş oldu mu?Düşüncelerinizi alabilir miyim ?



    Öncelikle nasıl Tunus u Cezair diye anladım şaştım kendime. 2. olarak Tunus ta da Cezayirdekilerin benzeri yaşanmıştır. Tunus Fransızların ani askeri baskını sonucunda alınmıştır. Beylerbeyi sarayında Frsansız askarleri tarafından alı konunca bir anlaşma imzalamıştır. Sonra Tunus a sivil idare atanmıştır. Sonra zaten ilhak edilmiştir. Tunus , tUNUSLU KABİLELERİN Cezayir e (yani Fransız idaresine yağmacılık yaptığı için bir nevi ele geçirilmiştir.




  • Vay be neleri tartışıyoruz :)

    Abdulhamid Han ile ilgili bir kitap veya yazı bile okumamış TV de çıkan üç beş tane SÖZDE tarihçi müsveddesinin yaklaşık 100 yıldır yaptıkları karalamalara dayanarak burada yorum yapan arkadaşlarım!
    Dönemin Üst düzey masonu Theodor Herzl ile yapılan görüşme tutanak vs şeyleri okumamış gelmiş internetten bulduğu yalan yanlış şeylerde burada fetva veren arkadaşlarım biraz kitap okuyun ve öyle yorum yapın. Dünyada önemli yerlere gelmiş insanların o dönem ve Abdulhamid Han ile ilgili yazılarını okuyun. Bugün Tv ye çıkıp Tarih naraları ile her fırsatta Osmanlı'yı kötüleyen insanların seceresini araştırın mutlaka sıkıntılıdır. Halk olarak okuyup bir şeyler öğrenme yerine Tv ye çıkan şaklabanları baz alarak Tarih,Din vs şeyler öğrenilmez. Din konusunda da Tv ye çıkan 3-5 tane sözde hoca fetva veriyor ooo ondan iyisi yok...

    Selametle




  • eğer Kanuni Sultan Süleymandan sonra 2. Abdulhamit gelse idi şuan dünya farklı olabilirdi.
  • Havya Makinesi kullanıcısına yanıt
    Yavuz'dan sonra deseniz daha mantıklı olabilir.
  • quote:

    Orijinalden alıntı: Tarihçi Adayı

    quote:

    Orijinalden alıntı: Torneinas151

    Öncelikle ben Cezayir'den değil, Tunus'tan bahsettim.
    Kaynak istiyorsunuz sanırım, hiç duymadığıniza göre;

    - Kaynak Bilal Şimşir'in "Documentes Diplomatiques Ottomans" adlı kitabı.

    "İngiltere'yle Türkiye arasında bir anlaşma aktedilecektir. Anlaşma gereğince Türkiye, bütün milletlerin yararına tarafsız olarak Boğazların serbestisinin muhafazasını İngiltere'ye tevdi edecektir(bırakacaktır). İngiltere bu amaçla kendi askerlerini ya da Türk jandarmasını kullanabilecektir. Türk hükümeti Türk jandarmasını İngiltere'nin emrine verecektir. Hatta Boğazların serbestisini muhafaza için gerekli toprak şeridinin idaresini İngiltere'nin eline verilecektir." Yani Sultan, Müttefiklere Boğazlar bölgesini vermeyi teklif ediyordu. Ayrıca bu görüşmede Sadrazam, Vahdettin'in 2.Abdülhamit'ten bahsederek "Sultan, Berlin Kongresi sırasında, Rus müdahalesine karşı Anadolu'nun korunması garantisi mukabilinde Kıbrıs'ın İngiltere'ye verildiğini hatırlatmaktadır." dediğini söylüyordu. Abdülhamit, Mithat Paşa'yı idam ettirebilmek için Tunus'u Fransa'ya vermeye razı olmuştu. (Bilal Şimşir, İngiliz Belgeleri ile Sakarya'dan İzmir'e, s.388-392)/sır horace rumbold'un gizli yazısı.

    Evet, Tunus nasıl ve ne şekilde kaybedildi,savaş oldu mu?Düşüncelerinizi alabilir miyim ?



    Öncelikle nasıl Tunus u Cezair diye anladım şaştım kendime. 2. olarak Tunus ta da Cezayirdekilerin benzeri yaşanmıştır. Tunus Fransızların ani askeri baskını sonucunda alınmıştır. Beylerbeyi sarayında Frsansız askarleri tarafından alı konunca bir anlaşma imzalamıştır. Sonra Tunus a sivil idare atanmıştır. Sonra zaten ilhak edilmiştir. Tunus , tUNUSLU KABİLELERİN Cezayir e (yani Fransız idaresine yağmacılık yaptığı için bir nevi ele geçirilmiştir.

    Heh,işte o antlaşma Mithat Paşa karşılığında size Tunus'u verelim şeklinde idi.
    Tek kan akitmadan, 93 Harbi hezimetinden sorumlu tuttuğunuz adam uğruna Tunus Fransa'ya rüşvet olarak verilmiştir ikinci Abdülhamid tarafından.

    Hani Yahudilere "vatanımı satmam" dediğini iddia ettiğiniz padişah bal gibi de vatan toprağını satabiliyormuş, rüşvet verebiliyormuş,öyle değil mi ?

    Evet, konu hakkında fikirlerinizi alayım, hala Abdülhamid'i savunmakta ısrarcı mısınız yoksa diğer foyolarını da ortaya dökelim mi ?

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >




  • Adam yıldız sarayında yaşadı denizden gelmesinler diye neyin derdi bu.Toprak da kaybetti,hem de bol miktarda.

    < Bu ileti tablet sürüm kullanılarak atıldı >
  • quote:

    Orijinalden alıntı: Torneinas151


    quote:

    Orijinalden alıntı: Tarihçi Adayı

    quote:

    Orijinalden alıntı: Torneinas151

    Öncelikle ben Cezayir'den değil, Tunus'tan bahsettim.
    Kaynak istiyorsunuz sanırım, hiç duymadığıniza göre;

    - Kaynak Bilal Şimşir'in "Documentes Diplomatiques Ottomans" adlı kitabı.

    "İngiltere'yle Türkiye arasında bir anlaşma aktedilecektir. Anlaşma gereğince Türkiye, bütün milletlerin yararına tarafsız olarak Boğazların serbestisinin muhafazasını İngiltere'ye tevdi edecektir(bırakacaktır). İngiltere bu amaçla kendi askerlerini ya da Türk jandarmasını kullanabilecektir. Türk hükümeti Türk jandarmasını İngiltere'nin emrine verecektir. Hatta Boğazların serbestisini muhafaza için gerekli toprak şeridinin idaresini İngiltere'nin eline verilecektir." Yani Sultan, Müttefiklere Boğazlar bölgesini vermeyi teklif ediyordu. Ayrıca bu görüşmede Sadrazam, Vahdettin'in 2.Abdülhamit'ten bahsederek "Sultan, Berlin Kongresi sırasında, Rus müdahalesine karşı Anadolu'nun korunması garantisi mukabilinde Kıbrıs'ın İngiltere'ye verildiğini hatırlatmaktadır." dediğini söylüyordu. Abdülhamit, Mithat Paşa'yı idam ettirebilmek için Tunus'u Fransa'ya vermeye razı olmuştu. (Bilal Şimşir, İngiliz Belgeleri ile Sakarya'dan İzmir'e, s.388-392)/sır horace rumbold'un gizli yazısı.

    Evet, Tunus nasıl ve ne şekilde kaybedildi,savaş oldu mu?Düşüncelerinizi alabilir miyim ?



    Öncelikle nasıl Tunus u Cezair diye anladım şaştım kendime. 2. olarak Tunus ta da Cezayirdekilerin benzeri yaşanmıştır. Tunus Fransızların ani askeri baskını sonucunda alınmıştır. Beylerbeyi sarayında Frsansız askarleri tarafından alı konunca bir anlaşma imzalamıştır. Sonra Tunus a sivil idare atanmıştır. Sonra zaten ilhak edilmiştir. Tunus , tUNUSLU KABİLELERİN Cezayir e (yani Fransız idaresine yağmacılık yaptığı için bir nevi ele geçirilmiştir.

    Heh,işte o antlaşma Mithat Paşa karşılığında size Tunus'u verelim şeklinde idi.
    Tek kan akitmadan, 93 Harbi hezimetinden sorumlu tuttuğunuz adam uğruna Tunus Fransa'ya rüşvet olarak verilmiştir ikinci Abdülhamid tarafından.

    Hani Yahudilere "vatanımı satmam" dediğini iddia ettiğiniz padişah bal gibi de vatan toprağını satabiliyormuş, rüşvet verebiliyormuş,öyle değil mi ?

    Evet, konu hakkında fikirlerinizi alayım, hala Abdülhamid'i savunmakta ısrarcı mısınız yoksa diğer foyolarını da ortaya dökelim mi ?

    Ya hu foya moya yok Fas Fransanın ani baskını sonucunda olmuştur ve Mithat Paşa'nın esir düşüp karşılığında Fas'ın verilmesi durumu yok hatta Mithat Paşa tutuklanacağı zaman Fransız konsolosluğuna sığınıyor. Sonra zaten idam. Ama idam resmi değil gardiyan tarafından öldürülüyor.




  • 
Sayfa: önceki 34567
Sayfaya Git
Git
sonraki
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.