Şimdi Ara

2.Abdülhamit döneminde Osmanlı Devleti toprak kaybetmedi mi? (3. sayfa)

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
1 Misafir - 1 Masaüstü
5 sn
222
Cevap
4
Favori
78.146
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
2 oy
Öne Çıkar
Sayfa: önceki 12345
Sayfaya Git
Git
sonraki
Giriş
Mesaj
  • Oldukça kötü durumdaki bir ülkenin bile eğer jeopolitik potansiyeli varsa kısa zamanda çok güçlenebileceğini günümüzde rusya ve çinden görebiliyoruz.

    Abdulhamit Han bu ülkeyi 30 yıl yönetmiştir ve ülke 1 gıdım ilerlememiş sürekli toprak kaybetmiştir. O kadar övenler neye dayanarak övüyor bilmiyorum ama ben Abdülhamiti Türklere pek de asli unsur gibi bakmayan dağılma dönemindeki bütün padisahlar gibi toprak kaybedip avrupayı taklit ederek reform yapmaya çalışmış 3. sınıf bir osmanlı padisahı olarak görüyorum.

    İşin özeti adam gibi yönetici olsa 30 yılda Osmanlıyı da adam gibi ulke halıne getirirdi, politik görüşlerini sevmekten dolayı başarısız bir kişiyi övmeye en güzel örnektir günümüzde 2. abdülhamite düzülen methiyeler...
  • Yahu Abdülhamit'i Atatürk'ü bıraında kendinize biraz dürüst olun kendiniz arasında din'i tartışın, sonuçta şu onuyu okuyan bir kişi çok net bir şeilde Abdülhamit'in dindarlığından dolayı savunulduğunu ya da tepki aldığını görüyor.

    Ne biçim bir toplum oılduk biz yahu...
  • yahu ne milletimiz var toprak toprak toprak... ne bu arkadas israilin afedersin sey kadar topragi var adam dunyayi yonetiyo. dunyanin yarisi rusyada hicbi halt edemiyo.. toprak degil arkadas ama bisey diyim millet olarak takintili milletiz "toprak" noktasina olsa ne olmasa ne arkadas ya. hakkari sirnak benim olsa ne olmasa ne 30.000 insanim olecegine veririm hakkari sirnak i isime bakarim.. asmaliyiz bu meseleleri toprak hersey degildir.. nitelikli is gucu nitelikli elemanin varsa olay budur... sey kadar alanda dunyaya hukmedersin iste o zaman.. acik denizde sivil gemiye saldirirsin 10 adami oldurursun kimse de sana cik demez diyemez diyen zararli cikar. ama kocaman turkiyesindir o sana bi kazik atar su sana bi kazik atar yok fransa benden ozur dilesin yok ermenistan benden ozur dilesin der durursun kendi kendine yillarca... birakin allaskina...
  • Şimdi ben buraya uzun uzun yazardım, II.Abdülhamid ile ilgili yanlış bilinenlere dair tarihi vesikalar da koyardım ancak bu bölümün yöneticisi ya da yöneticileri akıl almaz bir biçimde kafalarına estiği biçimde mesajları siliyorlar.

    Birazcık mantıklı olun.
  • 2. Abdülhamit'te ne yapsa olmuyor kardeşim, imkanı yok bu adamın Türkiye'deki bazı adamlara yaranmasına.

    Gayrımüslimlere hak vermez, kızıl Sultan olur, hak verir bu sefer eleştirirler. Neden o okulları açtın diye ama ayıla bayılada giderler.

    Ama şu bir gerçek ki, Osmanlı Hazinesi zaten 1875'te iflas etmişti.2. Abdülhamit çok başarılıdır o konuda. ( 30 sene yönetmiş ülkeyi bu halde düşünün ) Ayrıca bütün Dünya 1. Dünya savaşına hazırlanıyor olabilir ama Osmanlı'nın yer almaması gereken bir savaştı diye düşünüyorum.

    2. Abdülhamit , bu savaşa karşı çıktığı için darbe yapıldı zaten. Ne tesadüfki 27 Nisan 1909'da yapıldı, 27 Nisan 2007 e muhtırasıyla aynı tarih. Kafa karıştırıcı bir detay...

    quote:


    Abdulhamit Han bu ülkeyi 30 yıl yönetmiştir ve ülke 1 gıdım ilerlememiş sürekli toprak kaybetmiştir. O kadar övenler neye dayanarak övüyor bilmiyorum ama ben Abdülhamiti Türklere pek de asli unsur gibi bakmayan dağılma dönemindeki bütün padisahlar gibi toprak kaybedip avrupayı taklit ederek reform yapmaya çalışmış 3. sınıf bir osmanlı padisahı olarak görüyorum.


    Tamamda, Avrupa özentiliği taa 1839'ta Tanzimat ile başladı, burada 2. Abdülhamit'in suçu ne? Hem zaten Osmanlıyı ne kadar eleştiren kişi varsa bu ülkede Batı kültürüyle yaşamıyormu?

    2. Abdülhamit bir sürü okul yaptırmıştır, aynı zamanda Boğaz Köprüsünü 1900 yılında düşünebilmiş tek adamdır . Hatta mühendislere planını dahi çıkarttırmış ancak maddi imkansızlıklar yüzünden yapılamamıştır.

    Gene Alamet adlı robot'ta aslında ilk robotlardan biridir. Ayrıca yukarıda söylediğim gibi Abdülhamit'in olayına sadece toprak kaybetmek olarak bakamazsınız, 1875'te hazine iflas etmiş zaten, adam 1876'da tahta oturmuş, yapacakları şeyler zaten önceden kısıtlanmış. O olmasaydı Osmanlı devleti 20. yüzyılı asla göremezdi diye düşünüyorum. Çünkü 2. Abdülhamit zamanında, Theodor Herz, kendisinden Filistin'i satın almak istemiş ancak kendisi red etmiştir.

    O yüzden 1948 yılında kurulabildi İsrail, kabul etseydi çok daha önceleri kurulacaktı...



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Fleetwood1991 -- 6 Ocak 2012; 12:18:12 >




  • quote:

    Orijinalden alıntı: newmonarch

    2. Abdülhamit'te ne yapsa olmuyor kardeşim, imkanı yok bu adamın Türkiye'deki bazı adamlara yaranmasına.

    Gayrımüslimlere hak vermez, kızıl Sultan olur, hak verir bu sefer eleştirirler. Neden o okulları açtın diye ama ayıla bayılada giderler.
    .....


    İttihatçıların o günlerde yürüttüğü kara kampanyaların sonucu günümüze kadar eksetmiştir. Günümüzde bile başta hangi parti olursa olsun ve ne yaparsa yapsın sürekli eleştiren ve sürekli statüko özlemi çeken kişiler yok mu? Var. Hayatları bu gelenek üzerine kurulu. Birilerine selam çakmaya, önlerinde saygıyla eğilmeye, 'biat' etmekle suçladıkları insanlarla ilgili iddia ettiklerinden daha beter şekilde biat etmeye ve onların her söylediklerini dogma kabul edip eleştirmemeye alışmışlar!




  • quote:

    8) BULGARİSTANIN BAĞIMSIZLIĞINI KAZANMASI(1908): II.Meşrutiyetin ilanı ile oluşan karışıklıklardan yararlanan Bulgarlar bağımsızlıklarını ilan ettiler. Rusya'nın araya girmesiyle Osmanlı Devleti bu durumu kabul etmek zorunda kaldı.

    Durum böyledir arkadaşlar yani bazılarının 2.Abdülhamit döneminde Osmanlı Devleti toprak kaybetmemiştir sözleri bir yanlıştan ibaret olarak kalıyor.


    Tamamda 2. Meşrutiyeti Abdülhamit zorla ilan etti. Kendisi istemiyoduki zaten, ilan ettikten sonra devletin parçalamasıda iyice hızlandı. Olayları iyi tahlil etmeyerek yazıyorsunuz.
  • quote:

    Orijinalden alıntı: Yeni Türkü

    "Dünyâda 100 gram akıl varsa, bunun 90 gramı Abdülhamîd Han'da, 5 gramı bende, kalan 5 gramı da diğer dünyâ siyâsîlerindedir. Otto von Bismark"

    Bismarkta Türk-İslamcı mıymış neymiş anlamadım ki, birisi çıkar Kuran'ı öven sözünü koyar, öbürü çıkar Abdulhamit'i öven sözünü koyar. Biriside çıkıp ahana kaynak diye bir link, dergi kitap vs göstermez.

    Abdulhamit hakkında bilgim yok ama siz milletin bilgisine yalan diyorsunuz. Sizin kaynaklarınız nelerdir?

    almanya'nın, diğer avrupa devletlerine görece, çok daha geç sömürge arayışına girdi; artık bunu bilmeyen kalmamıştır herhalde.

    2. wilhelm'in, 300 milyon müslüman'ın koruyucusu ve kardeşi olduğunu ilan etmesi; tarihte en sevdiğim devlet adamlarından bismarck'ın da abdülhamit'i övmesi gayet stratejiktir.

    sadece demiryolları hakkında araştırma yaparsanız, o dönem almanların ülkemizde nasıl büyük imtiyazlarla işler aldığını görürsünüz.
    böyle büyük bir pazarı elde etmek için o iltifatları etmek çok normal.

    abdülhamit dönemi hakkında, ezbercilere hitap etmeyen eserler vardır, ama pek sevilmezler.




  • 1. Osmanlı savaşta yenilerek toprak kaybetmemiştir.

    2. Roma: Romulus (Roma ulusu) ve Rum ulusu diye ikiye bölündüğü zaman, kaybettiği yazılı olan topraklar Bizans denilen aslı Osmanlıdır. Roma ulusu Kutsal (Kut) İsa derken, Ortodokslar ve sünniler Kutsal (Kut) M. ANA, ANA diyorlar. Bu ATA ve ANA erkilliktir.

    3. Roma ulusu güçlensin diye, Osmanlı kaybettiği batıdaki toprakları savaşla kaybetmemiştir. Roma Ulusuna hediye etmiştir. Osmanlının ve Osmanlı düşüncesine sahip olanların bir tek düşmanı vardır, o da Türk'tür.

    4. Cumhuriyet'in kurulmasından önce de kuruluşundan günümüze kadar da en büyük düşmanı Osmanlı düşüncesine sahip olanlardır. Kale dıştan değil, içten yıkılırmış! İşte onlar 1946'dan günümüze 9 senede Cumhuriyetten ve Ordumuzdan geriye birşey bırakmadılar. Ermeni olayları veya pkk olayları altında Türkiye Cumhuriyetinin içine ediyorlar.




  • quote:

    Orijinalden alıntı: hashus1099

    quote:

    Orijinalden alıntı: Yeni Türkü

    "Dünyâda 100 gram akıl varsa, bunun 90 gramı Abdülhamîd Han'da, 5 gramı bende, kalan 5 gramı da diğer dünyâ siyâsîlerindedir. Otto von Bismark"

    Bismarkta Türk-İslamcı mıymış neymiş anlamadım ki, birisi çıkar Kuran'ı öven sözünü koyar, öbürü çıkar Abdulhamit'i öven sözünü koyar. Biriside çıkıp ahana kaynak diye bir link, dergi kitap vs göstermez.

    Abdulhamit hakkında bilgim yok ama siz milletin bilgisine yalan diyorsunuz. Sizin kaynaklarınız nelerdir?

    almanya'nın, diğer avrupa devletlerine görece, çok daha geç sömürge arayışına girdi; artık bunu bilmeyen kalmamıştır herhalde.

    2. wilhelm'in, 300 milyon müslüman'ın koruyucusu ve kardeşi olduğunu ilan etmesi; tarihte en sevdiğim devlet adamlarından bismarck'ın da abdülhamit'i övmesi gayet stratejiktir.

    sadece demiryolları hakkında araştırma yaparsanız, o dönem almanların ülkemizde nasıl büyük imtiyazlarla işler aldığını görürsünüz.
    böyle büyük bir pazarı elde etmek için o iltifatları etmek çok normal.

    abdülhamit dönemi hakkında, ezbercilere hitap etmeyen eserler vardır, ama pek sevilmezler.

    Aynen.Atatürk hakkında da ezbercilere hitap etmeyen bir çok kitap var Rıza Nur'un kitapları gibi bunlarda pek sevilmemiş.




  • quote:

    Orijinalden alıntı: bl@cknight

    bize küçüklükten beri Osmanlı Devletinin daha uzun yaşamasını sağlayan , Osmanlı'nın en iyi , zeki padişahlarından biri olduğu öğretildi. Doğrusu Abdülhamit Han aklında bir fikir beyan edemeyeceğim ama Sultan Vahidettin haindir , vatan hainidir. Bunu objektif olarak , her türlü kaynağı okuyarak söylebilirim.

    Birilerinin kahraman olması için diğerinin kaybeden olması gereklidir.Çünkü o iki kişiden biri mutlaka yanlış ata oynar.Her türlü kaynağa bakarak söylemene gerek yok,tarihi yorumlasan bile bazı sonuçlara ulaşırsın.

    Kurtuluş Savaşından önceki durum;

    1700 den beri toprak kaybetmiş,devlet olarak görülmeyen üç beş çetecinin kurduğu Balkan devletlerine bile yenilmiş,ne kadar reform yaptıysa bir türlü çöküşü durduramamış,son bir ümit ile girdiği 1.dünya savaşını da kaybetmiş,sanayi namına hemen hemen hiçbirşey yok,borç desen gırtlağı aşmayı bırak birkça fersah geçmiş,savaşlardan dolayı genç Türk nüfusu kalmamış bir devlet...Kısacası sıfırın sıfırını tüketmiş bir ülke...Karşısında ise güçlerinin zirvesinde olan devletlerin olması ise cabası...

    Sonra birileri çıkıyor Anadoluda,dededen kalma silahlarla bu büyük devletlerin askerlerine direniş gösteriyorlar.Tabi büyük devletler basıyor tehdidi padişaha bak en azından sana bir antlaşma sunduk eğer bu adamları durdurmazsan,o antlaşmada çöpe gider tümden işgal ederiz ülkeyi tehdidini savuruyorlar.Tabi bu tehditleri işgal ettikleri İstanbulda,işgal altındaki padişaha söylüyorlar.Bu şartlar altında senin işgal kuvvetlerine karşı çıkma gibi bir olasılığı zaten yok.İstediğini padişah yapar adamlar.Burada Vahdettin oyalama taktiklerine başvuruyor,ben Anadolu hareketini onaylamıyorumdan tutta,onlara düşmanım demeye kadar kazanabildiği kadar zaman kazanıyor.Tabi şu yorumda yapılabilir,yukarıdaki tabloya göre hiçkimse o zamanlar hiçkimse Anadoluda başlayan bu hareketin geçici bölgesel bir silahlı bir direnişten öteye gitmeyeceğini düşünüyordu.Vahdettinde böyle düşünmüş olabilir.En azından itilaf devletleri bir antlaşma öneriyordu.Gün gelir devran döner,tekrardan eski gücümüze kavuşma ihtimalimiz olabilir,en kötü devlet sonuçta devletsizlikten iyidir.( Almanlarda 1.dünya savaşında çok çok ağır bir antlaşma imzaladırlar ama sonra Htler Almanyayı eski gücüne tekrar kavuşturdu,bu gücü doğru kullanamadı o ayrı bir konu).Ama bu direniş hareketi eğer başarısız olursa ki başarılı olması için aslında hiçbir mantıklı sebep yoktu tablo yukarıda,bu sefer tamamen yok olacaktık.

    Kurtuluş Savaşı tam bir kumardı,hatta tarihin en büyük kumarı idi.Ya kazanacaktık ya kaybedip Orta Asyaya geri dönecektik,tabi ne kadarımız canlı kalırsak.Bu savaşın son anına kadar kimse sonucunu kestiremedi.Son ana kadar kazandığımıza kendimiz bile inanamadık.Bunun gibi bir mücadelenin tarihte başka bir örneği yoktur.Enver Paşa çok yakın bir zamanda buna benzer bir kumar oynamış kaybetmişti,ya Kuvayi Milliye de kaybetse idi? Allaha şükür biz kazandık.Kaybetsek kim hain,kim kahraman olurdu? Onu geçtim biz olurmuyduk? Bu tartışmayı da yabancı tarihçiler yapardı artık.İlk yazacakları da Türklerin yaptığı bir intihardı eğer akil adamlarını dinleseler idi ( Kuvayi Milliyeye karşı olanlar) bugün hem ufakta olsa devletleri olur hemde yaşarlardı olurdu.

    Bugün üç kuruş daha fazla para veriyor diye Amerikaya,Avrupaya giden,sınırlar açılsa bir dakka bu ülkede durmayacak,ortalıkta Che şöyleydi böyleydi diye dolaşan( Kurtuluş savaşının yanında Che nin mücadelesi solda sıfır bile olamaz),fırsatını bulduğu an devleti kazıklayan vs vs insanların çoğunlukta olduğu bir ülkede elbette Abdülhamitte,Vahdettin de,Enver Paşa da hain ilan edilir.İnsanlara hain demeden önce çok çok iyi düşünmek lazım.Hainlik o kadar basit birşey değil,biraz saygı duyun ve tarihi biraz da olsa yorumayıp empati yapın.Bari bu kişiler mezarlarında rahat uyusunlar,zaten dünyada rahat yüzü görmediler.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi tenekekutu -- 6 Ocak 2012; 23:34:42 >




  • Vahdettin'in hain olup olmadığı tartışmalı bir konu. Bence hain değilse bile malesef beceriksiz bir Padişah...Ama zaten oda Padişah olabileceğini hiç düşünmemiş...Sultan Abdülaziz ve 2. Abdülhamit yok olmasaydı belki işler çok daha farklı olurdu.

    Ne yazık ki ikiside şu yada bu nedenlerle yönetimden uzaklaştırıldı.

    Bu gün dış güçler 2 . Abdülhamit'i sevmiyorsa bu Filistin meselesinden dolayı sevmiyorlar.

    quote:


    Bugün üç kuruş daha fazla para veriyor diye Amerikaya,Avrupaya giden,sınırlar açılsa bir dakka bu ülkede durmayacak,ortalıkta Che şöyleydi böyleydi diye dolaşan( Kurtuluş savaşının yanında Che nin mücadelesi solda sıfır bile olamaz),fırsatını bulduğu an devleti kazıklayan vs vs insanların çoğunlukta olduğu bir ülkede elbette Abdülhamitte,Vahdettin de,Enver Paşa da hain ilan edilir.İnsanlara hain demeden önce çok çok iyi düşünmek lazım.Hainlik o kadar basit birşey değil,biraz saygı duyun ve tarihi biraz da olsa yorumayıp empati yapın.Bari bu kişiler mezarlarında rahat uyusunlar,zaten dünyada rahat yüzü görmediler.


    İnsanlar her zaman güçten yanadır. Avrupa ne zaman öne çıkmaya başladı bu ülkenin azınlık ancak elit kesimi Avrupa'ya yöneldi, 1839'dan beri bu böyle, ancak Avrupa'nın ve Amerika'nın fazla bir ömrünün kaldığını düşünmüyorum.




  • quote:

    Orijinalden alıntı: In God We Trust

    quote:

    Orijinalden alıntı: hashus1099

    quote:

    Orijinalden alıntı: Yeni Türkü

    "Dünyâda 100 gram akıl varsa, bunun 90 gramı Abdülhamîd Han'da, 5 gramı bende, kalan 5 gramı da diğer dünyâ siyâsîlerindedir. Otto von Bismark"

    Bismarkta Türk-İslamcı mıymış neymiş anlamadım ki, birisi çıkar Kuran'ı öven sözünü koyar, öbürü çıkar Abdulhamit'i öven sözünü koyar. Biriside çıkıp ahana kaynak diye bir link, dergi kitap vs göstermez.

    Abdulhamit hakkında bilgim yok ama siz milletin bilgisine yalan diyorsunuz. Sizin kaynaklarınız nelerdir?

    almanya'nın, diğer avrupa devletlerine görece, çok daha geç sömürge arayışına girdi; artık bunu bilmeyen kalmamıştır herhalde.

    2. wilhelm'in, 300 milyon müslüman'ın koruyucusu ve kardeşi olduğunu ilan etmesi; tarihte en sevdiğim devlet adamlarından bismarck'ın da abdülhamit'i övmesi gayet stratejiktir.

    sadece demiryolları hakkında araştırma yaparsanız, o dönem almanların ülkemizde nasıl büyük imtiyazlarla işler aldığını görürsünüz.
    böyle büyük bir pazarı elde etmek için o iltifatları etmek çok normal.

    abdülhamit dönemi hakkında, ezbercilere hitap etmeyen eserler vardır, ama pek sevilmezler.

    Aynen.Atatürk hakkında da ezbercilere hitap etmeyen bir çok kitap var Rıza Nur'un kitapları gibi bunlarda pek sevilmemiş.

    işte, tam olarak rıza nur'a gelmek istiyordum, ama şartlar olgunlaşmamıştı daha.

    rıza nur kitapları ile abdülhamit'e yüklenmeyi ben doğru bulmam. rıza nur kaynağı ile cumhuriyet dönemine de çok saldırıldığı için, rıza nur hakkında bir miktar araştırma yaptım. piyasada rıza nur'u en iyi tahlil eden kişi turgut özakman'dır, 150 sayfalık bir kitap yazmıştır. okunası bir kitap, neden rıza nur'un güvenilmez olduğunu başarılı bir şekilde anlatıyor.

    ama şunu dersek olur;

    bugüne kadar gördüğüm, cumhuriyet dönemine karşı saldırgan tavırlar sergileyip, abdülhamit yanlısı bir tutumda olan çoğu kişi, cumhuriyet dönemi ile ilgili tartışmalarda rıza nur'u kullanır. rıza nur'un aynı zamanda abdülhamit hakkındaki görüşlerini bilseler yamulurlardı.




  • quote:

    Orijinalden alıntı: hashus1099

    quote:

    Orijinalden alıntı: In God We Trust

    quote:

    Orijinalden alıntı: hashus1099

    quote:

    Orijinalden alıntı: Yeni Türkü

    "Dünyâda 100 gram akıl varsa, bunun 90 gramı Abdülhamîd Han'da, 5 gramı bende, kalan 5 gramı da diğer dünyâ siyâsîlerindedir. Otto von Bismark"

    Bismarkta Türk-İslamcı mıymış neymiş anlamadım ki, birisi çıkar Kuran'ı öven sözünü koyar, öbürü çıkar Abdulhamit'i öven sözünü koyar. Biriside çıkıp ahana kaynak diye bir link, dergi kitap vs göstermez.

    Abdulhamit hakkında bilgim yok ama siz milletin bilgisine yalan diyorsunuz. Sizin kaynaklarınız nelerdir?

    almanya'nın, diğer avrupa devletlerine görece, çok daha geç sömürge arayışına girdi; artık bunu bilmeyen kalmamıştır herhalde.

    2. wilhelm'in, 300 milyon müslüman'ın koruyucusu ve kardeşi olduğunu ilan etmesi; tarihte en sevdiğim devlet adamlarından bismarck'ın da abdülhamit'i övmesi gayet stratejiktir.

    sadece demiryolları hakkında araştırma yaparsanız, o dönem almanların ülkemizde nasıl büyük imtiyazlarla işler aldığını görürsünüz.
    böyle büyük bir pazarı elde etmek için o iltifatları etmek çok normal.

    abdülhamit dönemi hakkında, ezbercilere hitap etmeyen eserler vardır, ama pek sevilmezler.

    Aynen.Atatürk hakkında da ezbercilere hitap etmeyen bir çok kitap var Rıza Nur'un kitapları gibi bunlarda pek sevilmemiş.

    işte, tam olarak rıza nur'a gelmek istiyordum, ama şartlar olgunlaşmamıştı daha.

    rıza nur kitapları ile abdülhamit'e yüklenmeyi ben doğru bulmam. rıza nur kaynağı ile cumhuriyet dönemine de çok saldırıldığı için, rıza nur hakkında bir miktar araştırma yaptım. piyasada rıza nur'u en iyi tahlil eden kişi turgut özakman'dır, 150 sayfalık bir kitap yazmıştır. okunası bir kitap, neden rıza nur'un güvenilmez olduğunu başarılı bir şekilde anlatıyor.

    ama şunu dersek olur;

    bugüne kadar gördüğüm, cumhuriyet dönemine karşı saldırgan tavırlar sergileyip, abdülhamit yanlısı bir tutumda olan çoğu kişi, cumhuriyet dönemi ile ilgili tartışmalarda rıza nur'u kullanır. rıza nur'un aynı zamanda abdülhamit hakkındaki görüşlerini bilseler yamulurlardı.

    Ben Rıza Nur ile Atatürk'e saldırmadım ki sadece ezbercilere kızgınım biraz.Sen fazla elektrik yüklenmişin.




  • quote:

    Orijinalden alıntı: tenekekutu

    Kurtuluş Savaşı tam bir kumardı,hatta tarihin en büyük kumarı idi.Ya kazanacaktık ya kaybedip Orta Asyaya geri dönecektik,tabi ne kadarımız canlı kalırsak.Bu savaşın son anına kadar kimse sonucunu kestiremedi.Son ana kadar kazandığımıza kendimiz bile inanamadık.Bunun gibi bir mücadelenin tarihte başka bir örneği yoktur.Enver Paşa çok yakın bir zamanda buna benzer bir kumar oynamış kaybetmişti,ya Kuvayi Milliye de kaybetse idi? Allaha şükür biz kazandık.Kaybetsek kim hain,kim kahraman olurdu? Onu geçtim biz olurmuyduk? Bu tartışmayı da yabancı tarihçiler yapardı artık.İlk yazacakları da Türklerin yaptığı bir intihardı eğer akil adamlarını dinleseler idi ( Kuvayi Milliyeye karşı olanlar) bugün hem ufakta olsa devletleri olur hemde yaşarlardı olurdu.




    sarıkamış ve kurtuluş savaşı karşılaştırılacak olursa, farkları bir tondur, benzerlikleri 2 veya 3'tür. onlardan biri de ikisinin de kumar olması.

    ülkede kıç kadar toprakla, askersiz ekonomisiz, tutsak bir şekilde var olmak ya da son güçle direnmek.
    seçim yapmak zor olmamalı.
    izmir'de, bursa'da yunanların; doğuda ermenilerin insanlarımıza yağtığı işkenceleri göstermeye gerek yok. bu durumda kafanı öne eğmek doğru olan değildir.
    bugün kimse kuvayi milliye'ye karşı olanlara akil adamlar diyemezler. zaten kuvvacılar tamamen yerel halktan kurulan çetelerdi, anadolu hükümetinin hareketi değildir.
    akil adamlar, son gücümüzle direnmekten başka çaremizin olmadığını söyleyecek kişiler olmalıdır.
    düşmanı yenemedikten sonra, zaten bize ait olmayan topraklardan orta asya'ya sürülmüşüz, önemli mi? savaşmasak da o topraklar artık bize ait değildi.

    enver paşa'nın oynadığı kumar ile, yine çevirme hareketi olduğundan kurtuluş savaşı'nda ona denk tutulan büyük taarruz harekatının farkları nedir?



    -sarıkamış harekatı, kışın en çetin döneminin başlarında, giyim-ulaşım-cephane olanaklarından yoksun bir orduyla, -20'nin altındaki sıcaklıklarda gerçekleştirilmiştir. düşmanın haricinde donmalar da can almaktaydı.
    -büyük taarruz, yazın sıcak günlerinde, giyim sıkıntısı pek görülmeyecek bir sıcaklıkta, ulaşım olanakları tamamlanmış, cephanesi tamamlanmış bir orduyla yapıldı.




    -sarıkamış harekatı sırasında, ülke bir dünya harbindeydi, diğer cepheler de söz konusu olabilirdi ve planlar da yapılmaktaydı, sadece doğu cephesine yoğunlaşılmamıştı.
    -büyük taarruz sırasında 1 sene sadece büyük taarruz için hazırlık yapıldı, tüm kuvvet bu harekete ayrıldı.




    -sarıkamış harekatının yapıldığı bölgede, hiçbir yol-iz bilinmiyordu, şose yoktu. patikalar da karla kaplıydı.
    -büyük taarruz sırasında yollar elverişliydi.




    -sarıkamış harekatında, bir kuşatma harekatı yapılması için ordunun geniş yaylar çizmesi gerekiyordu. bu yaylar çizilirken soğuk ve metrelik kar tabakasının etkisini söylemeye bile gerek yok. dağlık alanda, elverişsiz ve yolsuz koşullarda yapılan bu çevirme hareketi anlaşılmış ve başarısız olmuştur. en son olarak, 80 bin kişi civarında mevcuduyla kuşatmaya kalkan 2 kolordudan 4-5 bin mevcutlu askerler yığını yetişebilmiştir kuşatmaya. bunlardan 30 bin kadarı allahuekber dağlarında 1 günde donmuştur. geri kalanının da çoğu uzun süren yürüyüşler sırasında donmuştur (bazen bir günün tamamını yürüyerek geçiriyorlardı). yani, kuşatma hareketi tam bir fiyaskodur.

    bu kuşatma hakkındaki görüşlerden bazıları:

    quote:


    Liman von sanders
    "enver, elindeki haritanın üzerinde 3. orduya yaptıracağı bir hareketin krokisini çizdi.buna göre enver,ana yol istikametinde ve cepheden 11. kolordu ile rusları oyalarken,diğer iki kolordu (9 ve 10.) sola doğru ve dağların üzerinden günlerce devam edecek bir yürüyüşle sarıkamışta rusların yan ve arkasını çevirecek,sonra da 3.ordu karsı zaptedecekti.

    bundan birkaç gün önce türk karargahında bulunan bir alman subay,planlanan soldan çevirme hareketini anlatmış ve ben de hareketin başarı şansını araştırmıştım.kanaatim oydu ki bu hareket imkansız değilse bile çok güçtü.harite ve diğer kaynaklardan edindiğimiz bilgilere göre,yollar çok dardı,dağ yollarından çok yükseklerden geçen ve ancak yayaların gidebileceği patikalardan ibaretti.bu zamanlarda da ihtimal kar ile örtülüydüler.bu şartlar altında cephane ve yiyecek nakliyatının eldeki vasıtalarla nasıl yapılabileceğini dahi,başlı başına bir meseleydi.

    ben, görevim icabı bu meselelere enverin dikkatini çektim.o, cevaben bütün bu konuların incelendiğini, yol keşiflerinin yapıldığını ve o tarihe kadar diğer keşiflerin de tamamlanacağını söyledi. konuşmamızın sonunda hatalı ve dikkat çekici fikirler ortaya attı. bana ilerde afganistan üzerinden hindistana yürüyeceğini söyleyerek veda etti"


    quote:


    ahmet fevzi paşa
    "bu manevra nazari olarak gayet mükemmeldir.şu şartla ki kolorduların ellerinizle haritada hareket ettiği gibi,seri ve emniyetle hareket etmeleri şarttır.halbuki bu mevsimde, hudut dağlarında seri hareket imkansızdır."


    -Büyük taarruz ise, kuşatma hareketi sırasında farklı bir seyir izlemiştir. düşmana, harekete başladığımıza dair bilgiyi, ilk top atışını yapana kadar vermedik. geceleri güneye yürüdük, gündüzleri uçakların gözetlemesine karşı kuzeye yürüyerek, sanki oraya gelmiyormuşuz gibi davrandık.
    ordunun asıl mevkiinde, yapay ordular yaratarak, düşmanı yanılttık.
    düşman mevzilerine yaklaştığımızda, atların ve arabaların yerle temas eden kısımları bezlerle sarıldı, çıt bile çıkarılmadı.
    son gün, hazır olan uçaklarımızla, düşmanın uçak kaldırmasına engel olduk, böylece saldırı halini çok rahat aldık.
    ve gün ağarmaya başladığı anda ilk top atışı yapıldı. ingiliz paşalarının 6 ayda geçilemeyeceğini iddia ettikleri mevzileri birkaç saatte toz duman ettik.
    hepsi bununla da kalmadı, önce sincanlı, sonra dumlupınar'da süvarilerimiz düşman arkasına sarkarak düşmanı çembere aldı ve düşmanın büyük bölümü yok edildi.
    sonrası malum.


    aradaki fark büyük.

    akil adam dediğiniz, bugünün satılmış kalemlerinin dedeleridir muhtemelen.
    akil adam dediğiniz, ali kemal gibiler mi?




  • quote:

    Orijinalden alıntı: In God We Trust


    Ben Rıza Nur ile Atatürk'e saldırmadım ki sadece ezbercilere kızgınım biraz.Sen fazla elektrik yüklenmişin.

    sen öyle bir şey yapmadın ki, sadece genel hakkında konuşuyorum. üzerine alınma nedenini anlayamadım. yazdığım yazıda seninle ilgili tek kısım, abdülhamit konusunda rıza nur'u dikkate değer bulmadığım fikriydi.

    bunun harici, genel bir yorumdu.
  • quote:

    Orijinalden alıntı: hashus1099

    quote:

    Orijinalden alıntı: In God We Trust


    Ben Rıza Nur ile Atatürk'e saldırmadım ki sadece ezbercilere kızgınım biraz.Sen fazla elektrik yüklenmişin.

    sen öyle bir şey yapmadın ki, sadece genel hakkında konuşuyorum. üzerine alınma nedenini anlayamadım. yazdığım yazıda seninle ilgili tek kısım, abdülhamit konusunda rıza nur'u dikkate değer bulmadığım fikriydi.

    bunun harici, genel bir yorumdu.

    Alıntı yaptın ya ondan üzerime alındım.
  • quote:

    Orijinalden alıntı: In God We Trust

    quote:

    Orijinalden alıntı: hashus1099

    quote:

    Orijinalden alıntı: In God We Trust


    Ben Rıza Nur ile Atatürk'e saldırmadım ki sadece ezbercilere kızgınım biraz.Sen fazla elektrik yüklenmişin.

    sen öyle bir şey yapmadın ki, sadece genel hakkında konuşuyorum. üzerine alınma nedenini anlayamadım. yazdığım yazıda seninle ilgili tek kısım, abdülhamit konusunda rıza nur'u dikkate değer bulmadığım fikriydi.

    bunun harici, genel bir yorumdu.

    Alıntı yaptın ya ondan üzerime alındım.

    o yazdıklarım genel olarak kimler içindi, söyledim sanıyorum. yani alıntının tamamını üzerine alınmana gerek yok




  • Sarıkamış ile Kurtuluş Savaşını değil, Turan hayali ile Anadolu mücadelesini karşılaştırdım.

    Diğer yazdıkların genelde resmi tarihin okul kitapları yazıları.Ve maalesef ki bu yazılar Kurtuluş Savaşını çok basite indirgediler.Amaçları bu değildi ama sonucu bu oldu.Örneğin 1.Dünya ve Kurtuluş Savaşında en çok firari asker oranı açık ara bizde idi.Bu o kadar kötü hale geldiki İstiklal Mahkemeleri kuruldu sonunda.Tabi her Türk kahraman doğar,her Türk Kurtuluş Savaşı bilincini taşıyor,başka çareleri yoktu vs demek ancak kolaycılıktır.

    Biraz kafayı yorsa millet cevabını bulacak.Enver Paşa,Ruslara karşı örgütlemeye çalıştığı Kafkasya,Türkistan Türkleri neydi peki? Onlar niye kahraman olamadılar?Onlarda Türktü,hatta çoğu öztürktü.Onların da son çareleri idi,sonra zaten Ruslar geldi,heryeri işgal ettiler.Onların sanki başka çareleri mi vardı? Öyle Türk şunu yapar bunu eder demekle olmuyor demekki.

    Kurtuluş Savaşı çok çok istisnai bir savaştır.Ve günümüze kadar bu savaşın tam bir irdelenmesi,başarı öyküsü daha yazılmadı.Bunun birçok sebepleri var,şimdi anlatmak uzun sürer.Örneğin bir tanesi,kurtuluş savaşı fikrimizi ihraç etmeme sözü verdiğimiz diye söylenir Lozanda.Çünkü o yıllarda bizim mücadelemiz birçok halk için örnek teşkil edecekti.Bundan sömürgeciler çok korktular.Bizim de işimize geldi,sonuçta antlaşmalarda her koz bir avantaj sağlar.Yoksa Kurtuluş Savaşı mücadelesi yukarıda da dediğim gibi Che nin mücadelesi ile kıyas bile kabul edilemez.Ama Che nin reklamı iyi yapıldı.Biz ise bu reklamı yapmadık,aslında bakarsan yapmakta istemdik.Neyse dediğim gibi bu konu çok uzun ve birçok yönden yorumlanarak açıklanması lazım.Öyle 1400 de bu oldu şeklinde bir yazı yazamazsın.Bazısı bunlara iddia der,bazısı evet doğru bir çıkarım der.




  • quote:

    Orijinalden alıntı: tenekekutu

    Sarıkamış ile Kurtuluş Savaşını değil, Turan hayali ile Anadolu mücadelesini karşılaştırdım.

    Diğer yazdıkların genelde resmi tarihin okul kitapları yazıları.Ve maalesef ki bu yazılar Kurtuluş Savaşını çok basite indirgediler.Amaçları bu değildi ama sonucu bu oldu.Örneğin 1.Dünya ve Kurtuluş Savaşında en çok firari asker oranı açık ara bizde idi.Bu o kadar kötü hale geldiki İstiklal Mahkemeleri kuruldu sonunda.Tabi her Türk kahraman doğar,her Türk Kurtuluş Savaşı bilincini taşıyor,başka çareleri yoktu vs demek ancak kolaycılıktır.

    Biraz kafayı yorsa millet cevabını bulacak.Enver Paşa,Ruslara karşı örgütlemeye çalıştığı Kafkasya,Türkistan Türkleri neydi peki? Onlar niye kahraman olamadılar?Onlarda Türktü,hatta çoğu öztürktü.Onların da son çareleri idi,sonra zaten Ruslar geldi,heryeri işgal ettiler.Onların sanki başka çareleri mi vardı? Öyle Türk şunu yapar bunu eder demekle olmuyor demekki.

    Kurtuluş Savaşı çok çok istisnai bir savaştır.Ve günümüze kadar bu savaşın tam bir irdelenmesi,başarı öyküsü daha yazılmadı.Bunun birçok sebepleri var,şimdi anlatmak uzun sürer.Örneğin bir tanesi,kurtuluş savaşı fikrimizi ihraç etmeme sözü verdiğimiz diye söylenir Lozanda.Çünkü o yıllarda bizim mücadelemiz birçok halk için örnek teşkil edecekti.Bundan sömürgeciler çok korktular.Bizim de işimize geldi,sonuçta antlaşmalarda her koz bir avantaj sağlar.Yoksa Kurtuluş Savaşı mücadelesi yukarıda da dediğim gibi Che nin mücadelesi ile kıyas bile kabul edilemez.Ama Che nin reklamı iyi yapıldı.Biz ise bu reklamı yapmadık,aslında bakarsan yapmakta istemdik.Neyse dediğim gibi bu konu çok uzun ve birçok yönden yorumlanarak açıklanması lazım.Öyle 1400 de bu oldu şeklinde bir yazı yazamazsın.Bazısı bunlara iddia der,bazısı evet doğru bir çıkarım der.


    öncelikle, verdiğim her bilgi, çok sayıda kitaptan alıntıdır. okul kitaplarında keşke o bilgiler olsa, o kadar detaya girseler. orada çok üstünkörü geçiyorlar olayı.
    enver paşa'nın, orta asya mücadelesi, ülke tarihinden ayrı bir konu olduğu için yer etmiyordur büyük ihtimalle.

    enver paşa'nın hayatındaki sarıkamış harekatı ile büyük taarruz genelde karşılaştırıldığından o doğrultuda cevap verdim.
    orta asya'daki hareketi biraz da hayatı boyunca sürdürdüğü hayalciliğinin bir ürünü.
    o hayal de, kurtuluş savaşı hayal değil miydi diyebilirsin. ben, orta asya hareketinin başarı ihtimaline hayal demiyorum, enver paşa'nın hayalciliğinden bahsediyorum.
    1. dünya savaşı sırasında tek tümenle iran'ı fethetme, araç gereçsiz mısır'ı kurtarma düşünceleri; kafkasya'ya araçsız gereçsiz, çıplak bir ordu ile, muazzam bir kars kalesi'ni düşürerek (zaten sarıkamış çantada keklik) varma hedeflerini unutmayalım.

    1. dünya savaşında ve kurtuluş savaşındaki firarlardan bugün itibariyle bahsederken, tablodaki uçukluktan bahsetmek yanlış olur.
    o rakamlara bakmadan önce, balkan savaşlarındaki firar miktarına bakıp, ardından başlayan azalmalara bakmak gerekir!
    balkan savaşı, tek kurşun atmadan dağılan, kaçan askerlerin hikayesidir.
    1. dünya savaşı firar rakamları, başarısızlık değil, büyük bir başarıdır. daha 1 yıl önce balkan savaşında kepaze olan ülke orduları, 1. dünya savaşında üstün bir dirayet göstermiştir.
    1. dünya savaşı sırasında, askerlerin morali de milli düşünce yapıları da yerindedir. firarların da çoğu ermeni ve kürtlerdendi, kürt firarileri de zaten çoğunlukla bilindiği gibi aşiret süvari alaylarında yaşandı.

    kurtuluş savaşı'nda ise, eskişehir dolaylarında alınan mağlubiyet ve sakarya'ya çekilme sırasında muazzam bir firar yaşandı, ama sakarya savaşı'na doğru firariler geri dönmeye başladı, büyük taarruz'da ise ordu tamamlanmıştı.

    kurtuluş savaşı reklamını yapmadığımız ise kesin.




  • 
Sayfa: önceki 12345
Sayfaya Git
Git
sonraki
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.