Şimdi Ara

120 ile bariyere çarpmak

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
4 Misafir (1 Mobil) - 3 Masaüstü1 Mobil
5 sn
15
Cevap
0
Favori
2.278
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
2 oy
Öne Çıkar
Sayfa: 1
Giriş
Mesaj
  • 120 ile giderken bariyere çarparsak ölme ihtimali yüksekmidir ? Emniyet kemeri ne kadar işe yarar ? Dün otobanda az kalsın bariyere çarpıyordum.Bir anlık dalgınlığa geldi.Uykulu araç kullanmak baya riskliymiş.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi forward 1905 -- 27 Mart 2018; 1:51:18 >
    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >



  • Yakın bir durumu bizzat yaşadım.

    Sene 2005. O yıllarda İstanbul'da yaşıyorum. Kuruçeşme'den Pendik'e taşınmıştım iş sebebiyle ama bütün arkadaşlarım ve çevrem karşıda olduğu için sık sık karşıya gidiyorum onlarla buluşmak için.

    Yine bir akşam Tophane'deki nargilecilerde buluşmaya karar verdik. Fenerbahçe'nin Schalke ile bir maçı vardı hatta. 5-3 mü ne yenilmişti. Neyse onu seyrettik. 12.00 gibi kalktık. Aracım 1998 Peugeot 406 SV. Lastiklerim felaket kabak. Öyleki normal hızların azıcık üstünde mesela yol bağlantısı yoncalarda falan kopmaya başlamıştı araç kısa bir süredir. Lastik alacağım ama pek vaktim olmadığı için ihmal ediyorum. O gece de yağış olmuş. Zemin ıslak. Bir arkadaşımı bıraktım Ortaköy'e önce. İkimizde de emniyet kemeri takılı değil. Bunu Dereboyu Caddesi'ne bıraktım, el sallıyorum aracın içinden. Bir an içimden geçti:"ulan lastikler kabak, yollar ıslak jilet gibi olmuş. Ben en iyisi şu kemeri takayım." O an bir an için aklımdan geçen bu düşünce beni hayatta tuttu diyebilirim.

    Devam ettim yoluma. E-5(Ankara asfaltı) üzerinden gidiyorum eve. Maltepe civarındayım. Yol boş. Birkaç araç var önde ve arkada görüş alanımda. Sol şeritteyim ve süratim tam da konuda geçtiği gibi 120 km. Arkadan deli gibi bir süratle iki far selektör yapa yapa bana yaklaşıyor. ilk önce yol vermeyeyim itoğlu ite diye düşündüm. Sonra neyse sittir et kabak lastiklerle uğraşmayayım şimdi diye düşünerek bir sağ şeride geçtim. Bir baktım 40-50 m önümde tıngır mıngır bir taksi gidiyor. Hızı 50 falan. Ya acı fren yapacağım ya da bir sağ veya bir sol şeride kıracağım. Yoksa bindireceğim arkadan.(bu arada o selektörle 150 ile falan geçen aracı hiç unutmuyorum. O yıllarda tek kapılı arka camları olmayan ticari Corsa'lar vardı, onun beyazından) Tekrar eski şeridime, bir sol şeride geçmeye karar verdim. Biraz sert şekilde(ama lastikler normal olsa problem yaratmayacak şekilde) bir sola kırdım. Araç birden bire koptu. Koptuğunu hissettiğim andan çarpışmanın sonlandığı ana kadar geçen süre maksimum 4-5 saniyedir. Arkadaşlar dünyadan kopuyorsunuz o anda. Düşünerek birşey yapmanız imkansız. Herşey yıllar içinde sizde araç kullanmaya dair oluşmuş melekelere ve reflekslere kalıyor. Tabii bir de aracın özellikleri, durumu ve yolun şartlarına. Gerisi de şans. Araba kopunca doğal bir refleks olarak kontra verdim. Bu arada araçta esp yoktu. Sadece abs vardı. Esp olsa muhtemelen ilk bilmedin ikinci kontrada durumu kurtaracaktım. Belki de lastikler kabak olmasa yine de kurtarırdım. Fakat verdiğim kontra bu durumlardan ötürü aşırı geliyor ve bu defa ters tarafa kopuyor araç. Böyle birbirinin zıttı 3-4 kontra verdiğimi hatırlıyorum.En son tam karşımda 4-5 m ötemde beton bariyerleri gördüğümü ve "buraya kadarmış, demek ki benim de hayatım burada ve bu şekilde son bulacakmış." diye düşündüğümü hatırlıyorum.Sonrası inanılmaz şiddetli bir sarsıntı. Metal ve cam sesleri. Hafif bir patlama sesi. Tuhaf bir gaz kokusu.

    Yaşadığım şoktan kısmen ayıldığımda kucağımda sönmüş hava yastığını ve camın bütün görüş alanını kaplayan kaputu gördüm ilk önce. O an için henüz ölmediğimi anladım. Ama en ufak bir acı hissetmiyorum. Sadece nefes almakta zorlanıyorum. Ulan dedim içimde, hani hep bıçak yarası kurşun yarasının acısı başta hissedilmez diye bir laf vardır, herhalde bende de durum şu anda bu, belki iç organlar çıktı dışarı ama ben hissedemiyorum. Ekim ya da kasım ayıydı. Üzerimde deri mont var. Biraz daha ayıldı zihnim şoktan ve hemen elimle gövdemi yokladım. Kan var mı diye elimi sürüyorum orama burama. Zira aracın içi çok karanlık. Pek birşey görmek mümkün değil. Sonra aracın alev alabileceği, patlayabileceği geldi aklıma. Hemen kendimi dışarı atayım dedim. Kapı kasılmış açılmıyor ama. Biraz omuzladım ve açıldı. Attım kendimi dışarı. İki şeridin arasındaki geniş tretuvarda olduğumu o an anladım. Tam bir alt geçidin üzerindeyim. Önce beton bariyerlere girip onların üzerinden aşıp alt geçide sanırım ışık gitsin diye açık bırakılmış alanı çevreleyen metal(kalın ve dolu gibi sağlam, köşeli olanlardan) bariyerlere vurarak durmuşum. Bariyerler sağlam olmasa veya ilk çarptığım beton bariyerler yavaşlatmasa belki de aşağıdaki yola uçacağım. Aracın önü yok olmuş denilebilecek durumdaydı. Kaput dikilmiş ve ön camın önünde bir metre yüksekliğinde bir kalkan gibi duruyordu. Karşıda bir taksi durmuş. İçinden şoförü ve yolcuları inmiş bana bağırıyorlardı abi iyi misin diye. Cevap bile veremedim. Kendimi karşıya onların yanına zor attım. Zira hem etraf epey karanlıktı hem de tek tük geçen araçlar çok süratli geçiyorlardı ve benim de kıyafetim simsiyahtı. Ulan kazadan kurtulup ezilmeyelim endişesiyle geçtim hızlıca karşıya. Hemen yanıma geldiler. Yine iyi misin diye sordular. Valla bilmiyorum biraderim, kan falan yok ama çok zor nefes alıyorum dedim. Abi film gibi izledik, oradan oraya savruldun, nasıl böyle hiçbirşey olmadan çıkabildin, verilmiş sadakan varmış, büyük şans dediler. Polis ve ambulans çağırdılar. Yakında bir hastaneye götürüldüm. Geçmiş zaman olduğu ve şok halinde olduğum için hatırlamıyorum. Maltepe'de bir hastane. Hemen filmler çektiler, ortopedik muayene ettiler. Sorular falan sordular, sanırım aklım başımda mı diye. En son alkol muayenesi yapıldı(almamıştım alkol). Sadece göğsüm boydan boya ve çok koyu şekilde morarmıştı emniyet kemeri şeklinde. Nefes almakta zorlanmamın sebebi buydu.

    O kazadan sonra birçok ders çıkardım. Asla çok süratli kullanamadım.(yoluna ve koşullara göre)

    1- Aracınızın bakımı ve kondüsyonu, özellikle lastikleriniz en önemli nokta.
    2- Emniyet kemeri gerçekten hayat kurtarıyor.
    3- Hafif ıslak yol aşırı tehlikeli. Neredeyse buz etkisi gösteriyor.
    4- Esp çok hayati bir donanım.
    5- İte bulaşacağına çalıyı dolaş.
    6- Aşırı sürat felakkettir.
    7- İlk çarpma açısı çok önemli. Ben direk kafadan girdiğim için öncelikle çarğışmanın şiddeti aracın kasasında mümkün mertebe dağılmış oldu. Kaput kalkan gibi havaya kalkıp önümde koruyucu bir bariyer haline geldi. Yine kafadan çarptığım için takla atmadım. O beton bariyerleri gözünüzün önüne getirin. Alt yani zemine temas eden kısımları geniştir, yukarı çıktıkça incelir. İşte bu formları benim onların üzerinden aşmama sebep oldu.İkinci çarpışma noktası olan metal bariyerlere girdiğimde hız ve dolayısıyla şiddet azalmış oldu.Diğer bir şansım, çarpışma anımda herhangi bir şeritte arkamdan gelen bir araç olmaması. Olsaydı muhtemelen onlar da bana vuracaktı. Hem başkasının günahına girecektim hem benim için daha ölümcül olacaktı.

    İlk 6 madde tümüyle bizim elimizde. 7. madde ise şans,kader,kısmet. Ama o şans kısmı da hayati. Gerçekten çarpışma açısı, etraftaki bariyerler, ağaçlar, o sırada başka araç olup olmaması, uçurum, viraj olup olmaması gibi şansa kalmış birçok faktör var. Bunlara bir etkimiz olamayacağı için ilk 6 faktörü mutlaka kendimiz için en mükemmel şartlara çekmeliyiz.
  • 120 ile bariyere direk önden girerseniz kurtulma ihtimaliniz çok düşük. Çarpışma testlerindeki 60 kmh hızda bile düz bariyere çarpan araçlar ne hale geliyor ordan pay biçebilirsin. Bende o hataya bir defa düştüm ve uykulu araç kullandım. Aynı sizin gibi bariyerin dibinden kıl payı geri çevirdim aracı. Bir daha asla tövbe. Şimdi her 2 saatte bir uykum gelmese bile mola veriyorum uzun yolculuklarda.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • Tedbir bizden takdir Allah'tan onu yaradan bilir.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • Gectigimiz hafta metro insaati yapan firmanin ihmalkarligi yuzunden arkadasim 40 km/h hizla demir profile girdi. Ön camdan giren profil basini siyirip, arka koltuk basligini ve pandizotu parcalayarak bagajı kastı.

    120 km/h ile bariyeri dusunmek bile istemiyorum...

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • quote:

    Orijinalden alıntı: ibrahimeltem

    120 ile bariyere direk önden girerseniz kurtulma ihtimaliniz çok düşük. Çarpışma testlerindeki 60 kmh hızda bile düz bariyere çarpan araçlar ne hale geliyor ordan pay biçebilirsin. Bende o hataya bir defa düştüm ve uykulu araç kullandım. Aynı sizin gibi bariyerin dibinden kıl payı geri çevirdim aracı. Bir daha asla tövbe. Şimdi her 2 saatte bir uykum gelmese bile mola veriyorum uzun yolculuklarda.

    Bariyer beton değil. Kafadan girerseniz deler geçersiniz. Devamında ne olduğu önemli. Boş tarlaysa bir şey olmaz büyük ihtimalle.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • cesmuru kullanıcısına yanıt
    Benim aklıma bariyer deyince direk beton bariyer geldi aslında. Profil olanlarda da durum gene baya sıkıntı çünkü 120 kmh az bir sürat değil ama dediğiniz gibi sonrası önemli

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • Yağmurlu bir günde gözümün önünde C sınıfı bir araç spin atarak yan cephesinden boylu boyunca bariyerlere bindirdi, beni solladığında hızı en az 110 vardı, tabi spin atarken daha da hızlandı mı yavaşladı mı bilemiyorum. Kaza sonrasında baktığımda aracın içindeki şoför kapısını açıp iniyordu en son. Düz çarpmada emniyet kemeri seni korur ama asıl böylesi spinlerde daha çok etkilidir. Adam eğer emniyet kemeri takmıyor olsaydı yan camı kapalı olmasına rağmen içinden geçerdi kesin.
  • babam geçen sene aynı şekilde uyku yüzünden aynı hızlarda bariyerlere bindirdi. araç bir iki kere spin atıp durmuş, hem sağ hem sol bariyerlere çarpmış. sol bariyer yarım araba kadar yamulmuş. araba 2006 corolla idi. hava yastığı açılmamış. iç kısım sapasağlam. önde şase kaymıştı. içinde şöför ve yolcuda hiçbirşey yok. araba pert.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • 2015 sonunda 2015 model toyota corolla ile sol seritten giderken makas atan bir aracin sag arka tekerime vurmasi sonucu 150 ile bariyerlere soldan açılı olarak girdim şükür birşey olmamıştı. Araçtada çizikler harici ciddi bir hasarda oluşmadı ama bana arkadan vuran civic önü dağıtıp spin atarak bariyerlere vurmuştu.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • bende istinye parkın otaraflarda keskin bir viraja girdim bu o3 bağlantı yoluna girerkendi sanırım, çok hızlı girdim araç direksiyonu çevirsemde bariyere doğru açılmaya devam etti bir tık daha fazla çevirsem direksiyonu asfaltta tozlu olduğu için spin atıcam arkamdan arabalar geliyor çevirmesem bariyere giricem dedim bari bariyere gireyim arkamdaki insanlara birşey olmasın.En sonunda bariyerle aracın arasında 1 cm kala tekerler tuttu da allahtan virajı aldım.Kıl payı kurtuldum diyebilirim.Acemidik ozamanlar tabi.120 km hız çok yüksek kurtulma şansın çok düşük olur bariyere direk girersen zaten arabayı ortadan ikiye böler.
  • Dalgınlık fenadır, uzun yola çıkacaksanız. Molada mutlaka bir nescafe black roast veya enerji içeceği çakın öyle devam edin. Yemekle birlikte ayran içmeyin, kaymaklı ekmek kadayıfı, sütlaç gibi tatlılardan uzak durun.
  • Yakın bir durumu bizzat yaşadım.

    Sene 2005. O yıllarda İstanbul'da yaşıyorum. Kuruçeşme'den Pendik'e taşınmıştım iş sebebiyle ama bütün arkadaşlarım ve çevrem karşıda olduğu için sık sık karşıya gidiyorum onlarla buluşmak için.

    Yine bir akşam Tophane'deki nargilecilerde buluşmaya karar verdik. Fenerbahçe'nin Schalke ile bir maçı vardı hatta. 5-3 mü ne yenilmişti. Neyse onu seyrettik. 12.00 gibi kalktık. Aracım 1998 Peugeot 406 SV. Lastiklerim felaket kabak. Öyleki normal hızların azıcık üstünde mesela yol bağlantısı yoncalarda falan kopmaya başlamıştı araç kısa bir süredir. Lastik alacağım ama pek vaktim olmadığı için ihmal ediyorum. O gece de yağış olmuş. Zemin ıslak. Bir arkadaşımı bıraktım Ortaköy'e önce. İkimizde de emniyet kemeri takılı değil. Bunu Dereboyu Caddesi'ne bıraktım, el sallıyorum aracın içinden. Bir an içimden geçti:"ulan lastikler kabak, yollar ıslak jilet gibi olmuş. Ben en iyisi şu kemeri takayım." O an bir an için aklımdan geçen bu düşünce beni hayatta tuttu diyebilirim.

    Devam ettim yoluma. E-5(Ankara asfaltı) üzerinden gidiyorum eve. Maltepe civarındayım. Yol boş. Birkaç araç var önde ve arkada görüş alanımda. Sol şeritteyim ve süratim tam da konuda geçtiği gibi 120 km. Arkadan deli gibi bir süratle iki far selektör yapa yapa bana yaklaşıyor. ilk önce yol vermeyeyim itoğlu ite diye düşündüm. Sonra neyse sittir et kabak lastiklerle uğraşmayayım şimdi diye düşünerek bir sağ şeride geçtim. Bir baktım 40-50 m önümde tıngır mıngır bir taksi gidiyor. Hızı 50 falan. Ya acı fren yapacağım ya da bir sağ veya bir sol şeride kıracağım. Yoksa bindireceğim arkadan.(bu arada o selektörle 150 ile falan geçen aracı hiç unutmuyorum. O yıllarda tek kapılı arka camları olmayan ticari Corsa'lar vardı, onun beyazından) Tekrar eski şeridime, bir sol şeride geçmeye karar verdim. Biraz sert şekilde(ama lastikler normal olsa problem yaratmayacak şekilde) bir sola kırdım. Araç birden bire koptu. Koptuğunu hissettiğim andan çarpışmanın sonlandığı ana kadar geçen süre maksimum 4-5 saniyedir. Arkadaşlar dünyadan kopuyorsunuz o anda. Düşünerek birşey yapmanız imkansız. Herşey yıllar içinde sizde araç kullanmaya dair oluşmuş melekelere ve reflekslere kalıyor. Tabii bir de aracın özellikleri, durumu ve yolun şartlarına. Gerisi de şans. Araba kopunca doğal bir refleks olarak kontra verdim. Bu arada araçta esp yoktu. Sadece abs vardı. Esp olsa muhtemelen ilk bilmedin ikinci kontrada durumu kurtaracaktım. Belki de lastikler kabak olmasa yine de kurtarırdım. Fakat verdiğim kontra bu durumlardan ötürü aşırı geliyor ve bu defa ters tarafa kopuyor araç. Böyle birbirinin zıttı 3-4 kontra verdiğimi hatırlıyorum.En son tam karşımda 4-5 m ötemde beton bariyerleri gördüğümü ve "buraya kadarmış, demek ki benim de hayatım burada ve bu şekilde son bulacakmış." diye düşündüğümü hatırlıyorum.Sonrası inanılmaz şiddetli bir sarsıntı. Metal ve cam sesleri. Hafif bir patlama sesi. Tuhaf bir gaz kokusu.

    Yaşadığım şoktan kısmen ayıldığımda kucağımda sönmüş hava yastığını ve camın bütün görüş alanını kaplayan kaputu gördüm ilk önce. O an için henüz ölmediğimi anladım. Ama en ufak bir acı hissetmiyorum. Sadece nefes almakta zorlanıyorum. Ulan dedim içimde, hani hep bıçak yarası kurşun yarasının acısı başta hissedilmez diye bir laf vardır, herhalde bende de durum şu anda bu, belki iç organlar çıktı dışarı ama ben hissedemiyorum. Ekim ya da kasım ayıydı. Üzerimde deri mont var. Biraz daha ayıldı zihnim şoktan ve hemen elimle gövdemi yokladım. Kan var mı diye elimi sürüyorum orama burama. Zira aracın içi çok karanlık. Pek birşey görmek mümkün değil. Sonra aracın alev alabileceği, patlayabileceği geldi aklıma. Hemen kendimi dışarı atayım dedim. Kapı kasılmış açılmıyor ama. Biraz omuzladım ve açıldı. Attım kendimi dışarı. İki şeridin arasındaki geniş tretuvarda olduğumu o an anladım. Tam bir alt geçidin üzerindeyim. Önce beton bariyerlere girip onların üzerinden aşıp alt geçide sanırım ışık gitsin diye açık bırakılmış alanı çevreleyen metal(kalın ve dolu gibi sağlam, köşeli olanlardan) bariyerlere vurarak durmuşum. Bariyerler sağlam olmasa veya ilk çarptığım beton bariyerler yavaşlatmasa belki de aşağıdaki yola uçacağım. Aracın önü yok olmuş denilebilecek durumdaydı. Kaput dikilmiş ve ön camın önünde bir metre yüksekliğinde bir kalkan gibi duruyordu. Karşıda bir taksi durmuş. İçinden şoförü ve yolcuları inmiş bana bağırıyorlardı abi iyi misin diye. Cevap bile veremedim. Kendimi karşıya onların yanına zor attım. Zira hem etraf epey karanlıktı hem de tek tük geçen araçlar çok süratli geçiyorlardı ve benim de kıyafetim simsiyahtı. Ulan kazadan kurtulup ezilmeyelim endişesiyle geçtim hızlıca karşıya. Hemen yanıma geldiler. Yine iyi misin diye sordular. Valla bilmiyorum biraderim, kan falan yok ama çok zor nefes alıyorum dedim. Abi film gibi izledik, oradan oraya savruldun, nasıl böyle hiçbirşey olmadan çıkabildin, verilmiş sadakan varmış, büyük şans dediler. Polis ve ambulans çağırdılar. Yakında bir hastaneye götürüldüm. Geçmiş zaman olduğu ve şok halinde olduğum için hatırlamıyorum. Maltepe'de bir hastane. Hemen filmler çektiler, ortopedik muayene ettiler. Sorular falan sordular, sanırım aklım başımda mı diye. En son alkol muayenesi yapıldı(almamıştım alkol). Sadece göğsüm boydan boya ve çok koyu şekilde morarmıştı emniyet kemeri şeklinde. Nefes almakta zorlanmamın sebebi buydu.

    O kazadan sonra birçok ders çıkardım. Asla çok süratli kullanamadım.(yoluna ve koşullara göre)

    1- Aracınızın bakımı ve kondüsyonu, özellikle lastikleriniz en önemli nokta.
    2- Emniyet kemeri gerçekten hayat kurtarıyor.
    3- Hafif ıslak yol aşırı tehlikeli. Neredeyse buz etkisi gösteriyor.
    4- Esp çok hayati bir donanım.
    5- İte bulaşacağına çalıyı dolaş.
    6- Aşırı sürat felakkettir.
    7- İlk çarpma açısı çok önemli. Ben direk kafadan girdiğim için öncelikle çarğışmanın şiddeti aracın kasasında mümkün mertebe dağılmış oldu. Kaput kalkan gibi havaya kalkıp önümde koruyucu bir bariyer haline geldi. Yine kafadan çarptığım için takla atmadım. O beton bariyerleri gözünüzün önüne getirin. Alt yani zemine temas eden kısımları geniştir, yukarı çıktıkça incelir. İşte bu formları benim onların üzerinden aşmama sebep oldu.İkinci çarpışma noktası olan metal bariyerlere girdiğimde hız ve dolayısıyla şiddet azalmış oldu.Diğer bir şansım, çarpışma anımda herhangi bir şeritte arkamdan gelen bir araç olmaması. Olsaydı muhtemelen onlar da bana vuracaktı. Hem başkasının günahına girecektim hem benim için daha ölümcül olacaktı.

    İlk 6 madde tümüyle bizim elimizde. 7. madde ise şans,kader,kısmet. Ama o şans kısmı da hayati. Gerçekten çarpışma açısı, etraftaki bariyerler, ağaçlar, o sırada başka araç olup olmaması, uçurum, viraj olup olmaması gibi şansa kalmış birçok faktör var. Bunlara bir etkimiz olamayacağı için ilk 6 faktörü mutlaka kendimiz için en mükemmel şartlara çekmeliyiz.




  • Ben geçen 28 mayıs 140 km ile giderken sollama yaptım karşıdan araba gelince kurtaramaz diye direksiyonu sağa kırdım sıllaöa yaptığım tırın önüne tabi araba kaydı önce sağa sonra sola bariyerlere yandan çarptım arabanın ön sol ve arka sol tekerleri koptu bu defa sağa gövde ğstünde sürüklendi ama tıkla atmadı sağ tarafa şarampole uçtum araba clio2 arkada oturan oğlumun beli incidi bide. Vücudumuzda morluklar vardı araba pert oldu ama çok şükür bize b birşey olmadı


    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • mesultablocu M kullanıcısına yanıt
    geçmiş olsun. yine ucuz atlatmışsınız. ilerde hasbelkader elektrikli araç alırsanız çarpmalara karşı çok daha dikkatli olunmalı cunku çarpma etkisi ile kırılan batarya tutuşup tüm aracı yakabiliyor.

    < Bu ileti mini sürüm kullanılarak atıldı >
  • "buraya kadarmış, demek ki benim de hayatım burada ve bu şekilde son bulacakmış"

    Bakın işte ben de bunu bir iki yıl önce Doğan L ile viraja hızlı girip demir bariyerleri tam karşımda görünce dedim. O an sadece olayı izliyorsunuz. Araç sağ önden bariyere vurdu, dedim tamam o bariyer şimdi saplanır. Sonra aracın arkası havaya kalktı, sola doğru döndü ve aracın sol önü de bariyere vurdu. Sonra da yere oturdu. Emniyet kemeri dışarı savrulmamı önledi. Tofaş deyip geçmeyin kemer takın. Kendime baktım bir şey yok. Ama içimden araba kesin ikiye bölündü dedim. Araçtan indim baktım. Araca hiç bir şey olmamış. Ön tampon sağ ve sol köşeden çizik, sağ sol farlar ve sinyaller kırık. O kadar yahu o kadar. Ama araç virajın içinde duruyor, gelen görmez. Bir hamle bindim çalıştırdım, çalıştı. Gidiyor mu diye denedim, hiç sıkıntı da olmadı. 2 far, 2 sinyal ve boya ile kurtuldum. Araba kazasız boyasızdı, muhtemelen o yüzden bütünlüğünü korudu. Aracın arkadan havaya kalkıp diğer tarafını vurması sadece filmlerde olacak türdendi. Düşünün ters u bir yüzeye bir sağdan havalanıp bir de soldan vuruyorsunuz. Ön ızgara yerinden bile kaymamıştı. Bir de gücün çoğunu orijinal tampon emmiş. İyi dikkat esin orijinal tampon sert yumuşak kalın bir malzeme, yan sanayi olanlar sert ince bir malzeme. Eğer yan sanayi tampon olsaydı muhtemelen kırılacak bariyer içe kadar girecekti. Kaynaklı araç olsa zaten ilk sağdan vuruşta ikiye bölünmüştük.

    Asırlık konuya böyle de bir not ekleyelim.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >




  • 
Sayfa: 1
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.