Şimdi Ara

10 günlük Hindistan maceram

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
2 Misafir (1 Mobil) - 1 Masaüstü1 Mobil
5 sn
8
Cevap
0
Favori
425
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
1 oy
Öne Çıkar
Sayfa: 1
Giriş
Mesaj
  • Evet, Hindistan’ın Haranaya eyaletine bağlı Gurgaon şehrinde mukim Royal Residence isimli oteldeki odamda üçlü garip şekilli bir prize şarj cihazını bağlamayı başardığım dizüstü bilgisayar aracılığıyla yazıyorum şuan bu satırları.

    Henüz bu sabah (7 Temmuz 2019) geldim, Indigo Havayolları ile. 6E12 sefer sayı uçağımız Pakistan hava sahasının kapalı olmasından ötürü Ahmedabad’da yakıt aldıktan sonra Yeni Delhi’ye indi. Yine Indigo’nun sistem eğitimi için bir arkadaşımla beraber buradayım. Limanda Suzuki Ertiga isimli ülkemizde satışı olmayan modelle karşılayan şoför sayesinde Royal Residence’e yerleştik ve şehri keşfetmeye çıktık. Daha doğru Gurgaon’u, çünkü Delhi’den ~ 1,5 saat kadar uzaklıkta.

    Gezip dolaştıktan sonra otele dönüş duş aldım, yattım ve ikindi vakti gibi uyandım. 8 saat 40 dakika boyunca 1-2 saat belki uyumuş ve sürekli oturmuştum. Indigo’nun lowcost carrier olmasından ötürü hiçbir eğlence sistemine ev sahipliği yapmaması kötü oldu. Neyse ki powerbankim yanımdaydı ve şarjım hiç bitmeden 3 film bitirdim :) Murder Mystery, I am Mother ve Sully filmlerini buradan -şayet varsa- okuyucularıma tavsiye ederim.
    10 günlük Hindistan maceram

    İzlenimler
    Metro var, otobüs var, tuktuk var, rickshaw var. Tuktuk aynı anda iki üç kişi taşıyabilen, benzinli veya nadiren de olsa elektrikli bir ulaşım aracı. Rickshaw ise onun direkt insan gücüyle çalışan, bisiklet şeklinde olanı. Boyunlarına astıkları ince şal gibi bir bezi havlu niyetine kullanarak sıcağa karşı koymaya çalışan sürücülere “Helal olsun valla” dememek elde değil.

    Şehir ve ülke genelinde ulaşım seçenekleri ise hayli geniş. Havalimanında Uber ve Ola için ayrı olarak tahsis edilmiş duraklar mevcut. Düşünün turist olarak Hindistan’a geldiniz ve ülkenizde zaten Uber uygulamasını kullanıyorsunuz. Kazıklanma ihtimali olmadan güvenle seyahat edebilmeniz mümkün. Bu çok güzel bir şey. Ülkemizde ise taksi şoförünün namuslu ve ahlaklı olması için dua etmekten başka çıkar yolunuz yok.

    Trafikteki araçlar ise büyük çoğunlukla Suzuki Maruti marka, Dzire model. Hindistan’da üretilen bu araçların çoğu da minik hatchback sınıfında. VW, Mercedes ve BMW 1-2 tane belki gördüm. Otobüsler de yine Mahindra veya Tata marka, yerli malı. Nadir de olsa Toyota Land Cruiser gibi cüsseli modelleri görebilmek de mümkün.
    10 günlük Hindistan maceram

    Lütfen kornaya basın!
    İngiliz işgalinden ötürü olsa gerek, trafik soldan akıyor ve arabaların direksiyonu sağda. Şehirler arası otobüslerde tek bir kapı var, iniş ve binişler bu kapıdan gerçekleştiriliyor. Tıpkı havalimanında kullanılan Cobus’larda olduğu gibi şoförle yolcuların arasında plastik bir panel var, bu kapı kapandıktan sonra klima son ayarda çalıştırılıyor. Otobüs, uçak ve tren biletlerini Paytm veya Ixigo isimli uygulamalardan alabilmek mümkün. Nitekim Tac Mahal, Agra’ya giderken tren ve otobüs biletlerini Ixigo’dan aldım.
    10 günlük Hindistan maceram

    Eğitimli, eğitimsiz fark etmiyor: Burada herkes kornaya basıyor! Hem de sürekli, üstelik alakasız yerlerde dahi. Mesela kaldırımda yürüyorsunuz, arkanızdan gelen motosikletli veya araç sürücüsü durduk yere kornaya basabiliyor. Sanırım “Ben geliyorum, dikkatli ol” demek için. Kesinlikle sinir bozucu. Türkiye’de olsa her gün kavga gürültü çıkar ama işin garibi kimse bu korna sesini duymuyor gibi. Genel olarak Hint insanı uysal, kavgacı değil, bunun da etkisi olabilir.

    Kamyon ve otobüs gibi bazı araçların arkasında “Lütfen kornaya basın” yazıyor. Bazılarında ise, ki bunun yeni başlatılan bir girişim olduğunu düşünüyorum, “Kornaya basma!” uyarısı yer alıyor.

    Delhi trafiği İstanbul’dan bile kötü olabilir, özellikle de yağmur yağdığında. Üç tekerlekli araçlar, servis arabaları, taksiler, otobüsler derken.. Trafik tam bir kaos.
    10 günlük Hindistan maceram

    Toplu taşımacılıkta kullanılan otobüsler yine Tata marka ama o kadar eski ki. Bizim MAN marka eski otobüsleri andırmadı değil. İlginçtir, trafikteki çoğu araba vuruk. Kimse vuruk arabasını tamir ettirmiyor sanki.

    Sokağa işemek
    Hindistan’a dair sağdan soldan duyduğumuz “Herkes sokağa işiyor” sözü gerçek. Herkes her yere işemiyor belki evet ama yolda yürürken ağacın dibine kıstıran birilerini görebilmek mümkün. Bazen bir sokaktan yürürken suratınıza vuran sidik kokusu, "Bu nasıl iş?” diye sorgulamanıza yol açabiliyor.

    Devlet bununla mücadele etmek için çeşitli yerlere pisuvarlar kurmuş. Fakat bu pisuvarlar da inanılmaz pis, çok kötü kokuyorlar. El yıkama fasilitesi yok. Yol kenarında yoğurt kovasının içine su ve bir demir tas koyup 1 Rupi’ye su satan seyyar, az önce çişini yapıp su satmaya kaldığı yerden devam ediyor olabilir mesela.

    Şehrin ara sokaklarında bağdaş kurup evde pişirdiği garip yiyecekleri satmaya çalışan kadınları, sağa sola anadan üryan şekilde koşturan çocukları, başı boş gezen inekleri görebilmek gayet normal.
    10 günlük Hindistan maceram

    Kültür farkı
    Binalar eski, püskü. Bir çoğunun dışından siyah telefon kabloları geçiyor, inanılmaz çirkin bir görüntü. Kaldırımlar kırık dökük, engelli dostu kesinlikle değil. AVM’ye girerken sizi x-ray cihazının başındaki iki farklı güvenlik personeli karşılıyor. Tamamen “Dostlar alışverişte görsün” mantığının hakim olduğu bu girişte personelin biri elindeki cihazla sizi kabaca tarıyor, diğeri ise oturduğu sandalyede üzerinize doğru eğilerek belinizi ve ceplerinizi yokluyor. Bu kadar :) Çorabın içine silah, bıçak vs. ruhları duymadan istediğini sokabilmek mümkün.

    Gariban bir bellboy var şuan otelde, Deepak ismi. Airtel isimli telefon operatörünün turistler için hazırladığı 28 günlük, günlük 1 GB internet kotalı SIM kartını almak için beraber ayrıldık otelden. Bozuk İngilizcesiyle biraz muhabbet ettik, anası ölmüş, babası 1 gün uzaklıkta bir yerde kalıyormuş. 12 bin Rupi kazanıyor, bunun 8 bini kiraya gidiyormuş. 12 bin Rupi mevcut kurdan 986 TRY yapıyor. Demek ki burada döviz gelirin olsa, ki bu 4-5 bin TRY de olabilir, ortalama halkın üzerinde bir refah seviyesinde yaşayabilmek mümkün.

    Fakat bu ülkede refahı ne yapacaksın? Düzen yok. Hiçbir şeyin standardı yok. Sokak satıcıları hijyenin ‘H’si olmadan çalışıyor, insanlar sigara, çay, kahve, abur cubur, şekerleme ihtiyacını buralardan karşılıyor. Sigara içen pek fazla yok ama, sigara ve alkol fiyatları pahalı. Seyyar satıcılardan dalı 30 Rupi’ye (2,4 TRY) sigara alıyorlar. AVM’ler bizimkilerin yanından geçemez, en ücra Anadolu şehrindeki herhangi bir AVM daha lükstür. Pasajdan bozma, iş hanı gibi hepsi.

    Her metro durağında bagajınızı X-Ray’den geçirmek zorundasınız. Polisler de sürekli üst araması yapıyor. Sanki adı konmuş olmasa da sürekli bir terör tehdidi veya OHAL var gibi.
    10 günlük Hindistan maceram

    Telefon alınır mı?
    Mi, Oppo ve Vivo gibi bir kısmı Hindistan’da üretim yapan cep telefonu markalarının Apple Store gibi lüks döşenmiş mağazalarına rastlayabilmek mümkün. Fiyatlar ise kabaca TR’den 600-700 lira daha ucuz. Ancak IMEI kaydı 618 TL tuttuğu için artık hiçbirinin albenisi yok. Getirip IMEI tamiri yapılabilir, fakat bu yöntem de belli bazı modelleri kapsıyor. Telefonun ağa bağlanmama riski de söz konusu, o yüzden topa hiç girmeyeceğim sanırım.

    GMT+5,30 saat diliminde olduğu için (TR GMT+3) bizden 2,5 saat ilerdeler.

    Jama Masjid anısı
    Delhi metrosuna atlayıp Rajiv Chowk durağında indim ve Jama Camii'ne gittim. Tamamı kırmızı tuğlalardan oluşan bu caminin 17. YY'da inşa edildiği belirtiliyor. Giriş Hint vatandaşlarına ücretsiz, geri kalan tüm yabancı pasaport sahiplerinden 300 Rupi (~25 lira) para isteniyor. Müslüman olduğumu, Türkiye'den geldiğimi belirtmeme rağmen girişi tutan adam kapıya astıkları tabelayı gösterdi, orada 300 Rupi fiyatın zorunlu olduğu yazıyordu. Tabelanın altında da direkt cami imamının adı yazıyordu, yani belediye başkanı veya valinin böyle bir şeyi şart koşmasını beklerdim. Tamamen imamın işgüzarlığı. Ki çok da yakışıksız bir şey.
    10 günlük Hindistan maceram

    Sadece namaz kılmak istediğimi söyledim ve biraz tartıştık, etraftan beyaz entarili kırçıl sakallı Müslümanlar da geldi ve bana hak verdiler, en sonunda adamla Hintçe konuştular ve cep telefonu/kamera vs üzerimdekileri bırakarak içeriye girebildim.

    Avluya girerken ayakkabıları çıkarıp elinize almanız gerekiyor. Tam avlunun ortasında ise insanların abdest aldığı bir havuz vardı. Havuz ise hayatımda gördüğüm en pis havuz olabilirdi, dibi gözükmüyordu, durgun suydu ve yemyeşildi! Karşımda abdest alanlar gargara yapıp aynı suya tükürüyor ve ayaklarını sokuyordu. Güvenli mi, temiz mi diye sorduğumda "Tabi tabi" dediler ama hayatta burda abdest almam dedim. Neyse ki damla damla da olsa akan bi çeşme bulabildim ve abdesti ancak alabildim. Caminin içi tamamen mermerdi, sadece ön saflara halı serilmişti ve çoğunluk mermerin üzerinde namaz kılıyordu. Kuş tüyü, toz ve toprak arasında namazı kılabildim. Allah kabul etsin ne diyelim :)

    Bu arada Müslümanlar da en az diğer Hint vatandaşları kadar pis ve umursamaz. Maalesef durum bu. Caminin hemen dışında kocaman bir pazar kurulmuştu. Açık havada, pisliğin içinde kebap ve etli pilav satıyorlardı.
    10 günlük Hindistan maceram

    Son sözler
    1 milyarı aşkın nüfusu, devlet tarafından tanınan tam 28 resmî dili, müthiş ekonomisi, kültürel çeşitliliği ve tarihî güzellikleriyle Hindistan mutlaka görülmesi gereken bir ülke. Seyyar satıcılardan yeyip içmedikten sonra midenizi bozmaktan endişe etmenize gerek yok. Dünyaya bilim adamı, yazılımcı ve mühendis ihraç edecek kadar kaliteli bir eğitim sistemine sahip olmalarına rağmen, ki hemen her genç İngilizce konuşabiliyor, hala pislik içinde yaşıyor olmaları ilginç ve izaha muhtaç bir tezat. Kendi arabalarını ve savaş uçaklarını bile üretebiliyorlar. Sadece seyyar satıcılar müthiş bir ekonomi döndürüyor. Ancak ülke genelinde yolsuzluk ve rüşvet problemi var.

    Not: 17 Temmuz itibariyle Türkiye'ye geri dönmüş bulunuyorum :)



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi ehiamico -- 18 Temmuz 2019; 18:42:57 >







  • Gide Gide Hindistana mı gittin! İnsan bir Newyork , Beverly Hills , Paris , Japonya'ya falan gider. Hindistana gidipte temiz dönenini görmedim.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • totalde ne kadar para gitti hocam
  • Resim yoksa konu çöp
  • Hindistan şuan tamamen bağımsız mı yoksa ingilizler mi yönetiyor

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • nasıl resim olmaz hocam

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • quote:

    Orijinalden alıntı: Guest-4861A3F88

    totalde ne kadar para gitti hocam
    Ulaşım, konaklama ve vize masrafları şirket tarafından karşılandı. Normalde vize 103 $. Gidiş dönüş bileti 5,5K kadar. Konaklama ise değişir :) Fotoğraflarla güncelliyorum konuyu. Hediyelik eşya, sigara, burger king & mcd yemek, tac mahal'e giriş, tren ve otobüs bileti vs derken 1000 lira maksimum harcamışımdır.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi ehiamico -- 18 Temmuz 2019; 18:46:4 >
  • Yapay Zeka’dan İlgili Konular
    3-4 Günlük ABD gezisi
    10 yıl önce açıldı
    Daha Fazla Göster
    
Sayfa: 1
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.