Şimdi Ara

Zalımsın Gurbet

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
2 Misafir - 2 Masaüstü
5 sn
29
Cevap
1
Favori
689
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
1 oy
Öne Çıkar
Sayfa: 12
Sayfaya Git
Git
sonraki
Giriş
Mesaj
  • Kime desem derdimi ben bulutlar bulutlar
    Bizi dost bildiklerimiz vurdular vurdular
    Bir de gurbet yarası var hepsinden derin
    Söyleyin memleketten bir haber mi var?
    Yoksa yarin gözyaşları mı bu yağmurlar?


    Uzun zamandır yazmak istediğim bu konuya Özdemir Usta'nın enfes eseriyle başlamak istedim.Gurbet neydi? Bir çırpıda çıkıyordu yaşayamanın ağzından.Oysa ki yaşayan için zordu gurbet.Boğaz düğümlenir,hüzün çöker,ağlamaklı olurdu gözler,çıkmazdı harfler kolayca.Gurbet, Güneş'e gittiğinde üşümekti, soğuktu nerde olduğunu umursamadan.
    İkinci Dünya Savaşı sonrası başladı hikayemiz.Alman Devleti ile 30 Ekim 1961'de yapılan anlaşmaya göre Türkiye'den iş gücü gidecekti.Hepsinin tek bir hedefi vardı aslında.En azından bir ev parası veya biraz birikim yapıp geri dönmek.Oysa ki dönemeyeceklerini onlarda biliyordu.Çünkü memlekette sıkıntılar bitmiyor,ekonomik problemler insanların yakasını bırakmıyordu.Alman doktorlar ilk kontrolleri yapmış,pasaportlar alınmış ve Sirkeci garında bekleme vaktiydi artık.Tren yanaştı Sirkeci garına, kontrol ediliyordu biletler bir bir;
    Saat: 11:30
    Kalkış: İstanbul Sirkeci
    Varış: Munich HBF

     Zalımsın Gurbet

    Günler süren yolculuğun ardından, tabelalar değiştikçe heyecanla karışık,hüzün,endişe ve hasret duyguları gizlenemiyordu.İnsanlar trenlerden iniyor,gerekli işlemler yapılıyor ve yurtlara yerleştirilenler yurtlara, ailesiyle gelenler dört duvar arasına sığınmıştı.Daracık odalarda veya 3 kişilik ranzaları vardiya usulü 6 kişi kullanıyordu.Ailesi ile gelenler ise kafasını sokacak bir oda, 2 sandalya ve bir de valiz.Böyle başladı gurbette hayatlar.Önce bir beşik alırız,sonra iki koltuk düzeriz geçici evimizi.Ne de olsa geçiciydik buralarda.Ne gerek vardı tam teşkilatlı yerleşmeye..

     Zalımsın Gurbet

    Bizimkiler karışık duygular ile ısınmaya dursun Alamanyalara, bir de yerlilerin gözünden bakmak gerek Alamancılara.Max Frisch'in şu sözleri özetliyordu Alamancıların durumunu;
    "Wir riefen arbeitskräfte und es kamen menschen"
    "Biz işçi istedik, onlar insan gönderdi"


    ---Devam Edecek---

    Anne-Baba bir saat uykuya hasret iki vardiya çalışırdı.Çünkü biz buraya bir ev parası biriktirmek için gelmiştik.Memlekette ki sıkıntılı dönemde refah bir gelecek,huzurlu bir düzen için çalışmalıydık.Fakat onlar işçi istiyordu gel diyince gelen git diyince giden,gerekirse sürülmesi gereken bir işçi.Biz öyle olmazdık,olamazdık.Bizim değerlerimiz,geçmişimiz buna uygun değildi.Çalıştık.Hem de çok çalıştık.Yaz-Kış demeden bahçelerde meyve topladık, yollarda balyoz salladık, sokaklarda boyacılık yaptık, evlere temizliğe gittik, dedim ya biz çalıştık.İlk zamanlar Alamancılar'a gurbet dediğiniz de hasret ve umut diye tanımlarken gelecekte bu böyle olmayacaktı.
    Yıllar geçiyor, neo-Naziler tekrar kendini göstermeye başlıyordu.Gurbet diyerek ısınamadığımız fakat ne de olsa ekmek parası,alın teri diyerek gece gündüz demeden çalıştığımız bu topraklarda faşizan sesler kısıkta olsa duyulmaya başlıyordu.
    80'li yıllarda Gurbette bir vatan olan Berlin - Kreuzberg sokaklarından "Turken Raus" yani "Türkler Dışarı" sesleri geliyor, duvarlara işleniyordu.Aslında sadece Berlin değildi bu sesleri duyan.Köln.Hamburg,Munich ve daha nicesi.Duvarlara,tabelalara,tuvaletlere,camlara hemen her yere.

     Zalımsın Gurbet

    Üşüdüğümüz bu topraklarda hasret ve umut ile birlikte endişe ve korku duygularımıza eşlik etmeye başlamıştı.Tabi bastırmak zorundaydık.Dedim ya biz farklıydık.Amacımız problem yaratmak,insanlara rahatsızlık vermek değildi.Alnımızın teriyle kazanacağımız ekmek parasının peşindeydik.Onlar duvarlara yazıyor biz siliyorduk.Yürüyüşler yapıyorduk, çocuklarımıza nefret tohumlarının ekilmesine izin vermemeliydik.Saf ve temiz duygular ile kalmalı, Anadolu insanını öğrenmeliydi.

     Zalımsın Gurbet

     Zalımsın Gurbet
    *Mein freund ist Deutscher - Benim arkadaşım Almandır.

    Alamanyalar da elbette hayatın Alamancılar için diğer yönü vardı.Dedim ya hasret ve umut.O zamanlar telefon,internet mi var.Mektuplar gönderilir, gözler postaları beklerdi.Gün aşırı kutular kontrol edilir, haber beklenirdi memleketten.Ananın,Babanın,Kardeşin,Sevdiceğin,Evladın kokusu sinmiş mektuplar açılıyor, sigaranın biri yanıp biri söndürülüyordu.Ağlamaklı gözlerle okunan mektuplara, fotoğraflara notlar düşülerek cevap veriliyordu.Mektuplar genellikle "Canım Kızlarım","Canım Evlatlarım" veya "Anam-Babam" diye başlar "Babanız,oğlunuz,Evladınız" sözleri ile biterdi.

    "Canımdan çok sevdiğim üç Kızlarıma..
    Mübarek Kurban Bayramınızı candan kutlar, hasiretle gözlerinizden öperim.Derslerinizden başarılar yüce Allah'tan niyaz ederim.
    Sizlerden uzak kalan,GÖZLERİ YAŞLI GariBAN BABANIZ tarafından.."

     Zalımsın Gurbet

     Zalımsın Gurbet

    ---Devam Edecek---

    Kararını verenler kalacak, dönecekler ise yaptıkları birikim ile memlekete dönecektir.Yıllar geçtikçe vatan,ana-baba,evlat,kardeş özlemi mektup ile aşılamıyordu.Kalacaklar ise hasret bir yudum da olsa dinsin, döneceksek dahi radyo,süpürge veya bilimum eşyaları alalım diyerek arabalara yükleyip yollara düştüler.Elbette bolca Alaman çikolatası eşe dosta bir selam niteliğinde olmazsa olmazlarımız arasındaydı.15 günlük memleket izninin 3-4 günü yollarda geçiyordu.Bulgar kapısına gelindiğinde "komşi bir çorba parasii" cümlesiyle karşılaşmayan veya yollarda irili ufaklı problem yaşamayan yoktur galiba.Kapıkule'ye yaklaştıkça oluşan kuyruklar dikkat çeker, ay-yıldızıyla bayrak aranır gönderde, gözler ağlamaklı olur.Kapıkule göründükten sonra çorba parasıymış,günlerce süren yollarmış, çileymiş, dertmiş unutulup giderdi.Belki 3 belki 5 belki 15 sene sonra tekrar memleket havası doluyor ciğerlere, duygulanmamak elde değil.Asıl zor olan bundan sonra başlar.Geçmez saniyeler, saatler asıl varış noktasına.Bir saatte olsa yatağa koyduğunda başını hep hayal ederdin ya memleketi.İşte o hasretle sarılırsın anaya,babaya,gardaşa,evlada.Geçmesin istersin saniyeler artık.Bitmesin izin.Zordur buluşma anı kalan için de giden için de..

     Zalımsın Gurbet

     Zalımsın Gurbet

    Ne kadar istemesekte saniyelerin,dakikaların geçmesini gelip çatıyor ayrılık vakti.Dönüş ise çok daha zordur. 3-4 Günlük çileli yolun üstüne bir de ayrılık girdi mi kendine gelemezdi bir kaç gün insan.Hayat bu ya dönmeliydik Alamanyalara.Dönerken de memleketten peynir,zeytin,turşu,kurutmalık biber vs götürürdük beraber.Ne kadar zor olsa da dönüş, nispeten azaltırdı özlemi yanımızda götürdüklerimiz.Yine geceli gündüzlü yolculuğun ardından gurbete döner, bir kaç günlük şoku atlatır ve iş başı yapmaya başlardık.Fakat yıllar geçtikte hayat şartları,alınan tepkiler iyiden iyiye yorardı bizleri.Sokaklarda eylemler yapılıyor,kundaklamalar oluyor, Nazi zihniyeti karanlık dünyasından yeryüzüne tekrar çıkıyordu.Türken Raus sesleri daha yüksek çıkmaya başlamıştı.Alaman DAZLAKLARI'nın saldırısı sonucu kafası taşla ezilen Mehmet Kaymakçı ve yine Alaman DAZLAKLARI'nın saldırısı ile günlerce komada yatan sonrasında vefat eden Ramazan Avcı ile ekmek parası uğruna düştüğümüz bu yollarda bize yeni sıkıntıların yolda olduğunun işaretiydi.Özellikle işçi gurbetçilerimizin yoğun olarak yaşadığı siteler de kundaklamalar oluyor, yangınlar çıkıyor bunun üzerine itfaiyeler geç geliyordu.Tüm bunlarla birlikte açılan davalarda faili mechul olarak kayıtlara geçiyor ya bir kaç dazlak yakalanıyor ya da tamamen yıllarca sürecek ve sonuçlanmayacak sıkıntılar silsilesi bizleri bekliyordu..

     Zalımsın Gurbet
    *Turken mord ist wohltat! - Türkler'i öldürmek yararlıdır!

     Zalımsın Gurbet

    Artık gün geçmiyor ki bir saldırı haberi duymamış olalım.Hele bir de Berlin Duvarı yıkıldıktan sonra Doğu-Batı Almanya'nın birleşimiyle Türkler daha çok göze batıyor, saldırıların sıklığı veya zaman zaman şekli değişiyordu.Gurbette bir vatan olan Berlin-Kreuzberg'de ikinci nesil Alamancı gençler 36Boys veya diğer bir çok şehirde irili ufaklı oluşumlar bu ırkçı saldırılara karşı savunma mekanizması oluşturmaya çalışıyordu.Kuruluşunda ne kadar ikinci nesil Alamancılar etkiliyse de Almanlar,diğer göçmenler veya farklı ülkelerden insanlar bu oluşumda yer alıyorlardı.Çünkü zalime karşı faşizme karşı birilerinin ses çıkarması gerekiyordu.1990'lara kadar 36Boys grubu ciddi anlamda mücadele verdi.

     Zalımsın Gurbet

    Elbette bunlar olurken bir de memleketten hoş karşılanmamaya başladık.Bizi "burnu havada,görgüsüz" olarak nitelendiriyorlardı.Düşmanın taşı neyse de dostun gülü en çok yaralıyordu bizleri.Gurbette YABANCI,memlekette Alamancı olmak zordu be.Ne Almanya'da Almandın,Ne Türkiye'de Türk.Arada kalmak, arafta kalmak, kabul ettirememek kendini toplumlara yoruyordu insanları.İlk nesil zaten yaşını almıştı da ikinci ve üçüncü nesil için hayat gerçekten zordu.Dilini de kimliğine de kabul ettiremiyordun ne memlekete ne gurbete.Türkçe konuşsan Türkiyedekiler, Almanca konuşsan Almanyadakiler gülerdi.Bunların üzerine bir de izinlerde Alamancıya özel fiyat yerliye özel fiyat ise üzüntüyü derinleştiriyordu.Memlekette yolunacak kaz olarak, gurbette çalışan bir makine olarak görülmek ciddi anlamda etkiliyordu insanları.Yapacak pek bir şey de yoktu oysa ki.Alamanya'da yine çalışılacak, memlekete özlem için izne gelinecekti.Bütün yaşanılanları Metin Türköze'nin yıllarca dillerden düşmeyen "Alamanya Alamanya" eseri özetliyor.


    "Alamanya Alamanya Türk gibi işçi bulamanya,
    Alamanya Alamanya bizden uysal bulamanya,
    ..."





    En başta sordum ya Gurbet nedir diye.Zordur be gurbet.Bayram gelip çattığında yine hüzün kaplar etrafı, bir an önce bitsin istersin.Göründüğü gibi değildir.Zaman gelir sevdiklerinin mutluluklarına da üzüntülerine de ortak olamazsın.Kilometrelerce ötede bir başına yaşarsın üzüntüleri de sevinçleri de.İşte böyleydi gurbetin hikayesi bir döneme kadar.Yaşlandıkça Alamancılar hep tren istasyonlarına giderler, beklerlerdi saatlerce trenleri,izlerlerdi öylece.Memlekete en yakın olduğumuz yer burası derlerdi.Bize has duruşuyla,hüzünlü gözler,boynu bükük takip edilirdi uzun uzadıya raylar..

     Zalımsın Gurbet

    Son..

    Not:Çeşitli kaynaklardan görüntüler alıntılanmıştır.Teşekkür ederim..



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Mr.Lucky -- 18 Haziran 2016; 19:37:19 >







  • Güncelleme geldi.
    Bu arada Özdemir Erdoğan'ın şu eserini paylaşmadan edemiyeceğim




  • quote:

    Orijinalden alıntı: Mr.Lucky

    Güncelleme geldi.
    Bu arada Özdemir Erdoğan'ın şu eserini paylaşmadan edemiyeceğim





  • < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • Bu yazılanlardan daha büyük tehlike, oradaki Türkler yavaş yavaş benliklerini kaybediyorlar.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • quote:

    Orijinalden alıntı: wolfestein

    Bu yazılanlardan daha büyük tehlike, oradaki Türkler yavaş yavaş benliklerini kaybediyorlar.
    Zaman sıkıntısından dolayı bugün güncelleyebildim.Konuyla ilgili görüşleri olan varsa iletirse güzel olur
  • quote:

    Orijinalden alıntı: Mr.Lucky

    Zaman sıkıntısından dolayı bugün güncelleyebildim.Konuyla ilgili görüşleri olan varsa iletirse güzel olur

    Alıntıları Göster
    Nerede yaşıyorsunuz?
  • Yapay Zeka’dan İlgili Konular
    YALNIZLIK
    geçen ay açıldı
    Yalnızlık
    6 yıl önce açıldı
    Platonik aşk
    5 ay önce açıldı
    Daha Fazla Göster
  • quote:

    Orijinalden alıntı: neutumn

    Nerede yaşıyorsunuz?

    Yurtdisinda

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >

  • < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • quote:

    Orijinalden alıntı: Mr.Lucky


    quote:

    Orijinalden alıntı: neutumn

    Nerede yaşıyorsunuz?

    Yurtdisinda

    Onu bildiğim için sordum, hangi ülke?
  • quote:

    Orijinalden alıntı: neutumn

    quote:

    Orijinalden alıntı: Mr.Lucky


    quote:

    Orijinalden alıntı: neutumn

    Nerede yaşıyorsunuz?

    Yurtdisinda

    Onu bildiğim için sordum, hangi ülke?

    Litvanya



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Mr.Lucky -- 18 Haziran 2016; 14:45:52 >
    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • Devamı gelecek mi? Bekliyoruz.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • Mr.Lucky kullanıcısına yanıt
    faydalı konu helal olsun ancak objektif düşünemediğinin göstergesi önceki konularda senle tartışmalırmızdan dolayı hocam

    İkincü dünya savaşı yıllarında polonyada çekoslavakyada yaşayan kenid ülkelerine hasret kalan Almanlırı o bölgelerden kurtardı oiye Alman devletini ve führerini işgalci tabiri yaftalıyordun.Grubette yaşamanı ne kadar zor olduğunu bu konuda anlatmışsın.

    Yine söylüyorum Almanların o dönem çektiği çileleri dünyada anlayabilecek tek millet Türk milletidir.Çünkü biz onlardan biyle fazla çileler çektik halk olarak

    Ha buarada neonazi ırkçılarıyla naziler aynı değildir bunuda kavrayalımbNeo naziler hitleri kazananların tarihinden okdukları için onu böyle Türk düymanı falan sanıyorlar cahil alçak insanlardır neonaziler



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Guest-DBF37AF64 -- 18 Haziran 2016; 19:09:31 >
  • quote:

    Orijinalden alıntı: mahso

    Devamı gelecek mi? Bekliyoruz.

    Ben sadece 1960-1990 dönemini anlatmaya çalıştım.Açıkcası günümüze gelmeyi pek istemiyorum çünkü dönem tamamen değişti.Açıkcası 80 sonu veya 90 döneminden sonra yurtdışına göçenlerin geneli siyasi nedenlerden göçtüler.İlk dönem göçenler Türkiye'den çıktıklarında hangi milletten olursa olsun bir arada yaşar,duygularını birlikte paylaşırlardı.Fakat siyasi göçlerden sonrası işin boyutu değişti.Karşılıklı olarak kutuplaşan insanlar aynı duyguları Avrupa'da veya diğer göç ettikleri memleketlerde de sürdürmeye devam ettiler.Bu da birlikteliği değil ayrılığı getirdi.Fakat mesela Hollanda'da 1990'lı yıllarda Türkçe anadilde eğitim talebi yürüyüşleri yapıldığını biliyor musunuz? Bunlara Türkiye'den göçen herkes katılmıştır.Keza NeoNazilerin saldırılarına karşı Almanya'da örgütlenen gençler birarada bulunuyorlardı.

    Bütün bunların yanında bugüne geldiğimizde ilginç tablolar var.Avrupa'nın Sosyal Devlet anlayışına sırtını dayıyan,imkanları suistimal eden veya diğer bazı büyüklü küçüklü bir çok problem var.Almanya'da eğitim sistemi farklıdır.Eyaletlere göre tatil zamanları,okul sistemleri radikal veya çok keskin olmasada değişiklik gösterir.Mesela Gymnasium'lar genellikle iyi notlara sahip olan Türkiye ile karşılaştırırsak Fen Lisesi çizgisinde öğrencileri barındırır.Bu okulda okuyan Türk kökenli öğrencilerin oranı %10 civarı iken Almanların civarı %40 civarıdır.Genel olarak Haptschule veya Realschule'ye giden öğrencilerimizin oranı ise %40 civarı.Tam olarak olmasada öğrencilerimiz genellikle LİSE mezunu.Bunun temel sebeplerinden biri Aile ikincisi sosyal devlet sisteminin suistimali.Ve daha bir sürü mesele var.




  • Hitler ve Naziler haklıdır deseydim objektif mi olacaktım ?
    Neyse ben o konuyu tartışmak istemiyorum.Auschwitz ile ilgili yazım aşağıda ki konuda vardır.İşgalci ile İşkenceci ifadelerini doğru kavramak gerekiyor..
    http://forum.donanimhaber.com/m_115410173//tm.htm#115410173

    Bunların hepsinin yanında bu kadar Alman hayranlığı iyi değildir.Bunların yanında Türkler'e yapılanların sadece görünen kısmını yazdım ben.Genel olarak Almanların o dönemlerde Türkler hakkında neler düşündüğünü Almanya'da yaşayan ve bugün 60-70-80'li yaşlarda olan birine sorarsan o zaman kimin Nazi kimin NeoNazi olduğunu çok net görebilirsin.
    Hatta Günter Wallraff - En Alttakiler eseri bunu çok net anlatıyor..




  • Mr.Lucky kullanıcısına yanıt
    Alman haayranı değilim Almanlardan nefret ederim Nazi zihin yapısındakiler haricinde

    gerçekten neonaziler ve naziler çok farklı yapıdalardır

    Türk oğlu Türküm Türklüğümüzden başka neyimiz var hoam birde dinimiz başka birşeyimiz yok
  • quote:

    Orijinalden alıntı: Guest-DBF37AF64

    Alman haayranı değilim Almanlardan nefret ederim Nazi zihin yapısındakiler haricinde

    gerçekten neonaziler ve naziler çok farklı yapıdalardır

    Türk oğlu Türküm Türklüğümüzden başka neyimiz var hoam birde dinimiz başka birşeyimiz yok
  • 30 Ekim 1961 Ankara ile Berlin arasindaki anlasma ile baslayan hikaye..

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • Türkiye'den işçi alımı Almanlarin tarihte yaptığı yüzlerce saçma hatadan biridir. Adamlar o kadar sosyal, politik bilimsel eser yazıyor. Sonra saçma sapan politika izliyorlar..

    İki farkli kültürü bir araya getirdiğinizde karşılıklı çatışmalar, kültürel Şoklar, radikallesme normaldir. Neden çünkü insan önyargilari ile yaşar.. Egoistdir, Bencildir, paylaşmak Avrupa kültürünün bir parçası değil. Çoğu kültürde olduğu gibi.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • quote:

    Orijinalden alıntı: Cosmos2999

    Türkiye'den işçi alımı Almanlarin tarihte yaptığı yüzlerce saçma hatadan biridir. Adamlar o kadar sosyal, politik bilimsel eser yazıyor. Sonra saçma sapan politika izliyorlar..

    İki farkli kültürü bir araya getirdiğinizde karşılıklı çatışmalar, kültürel Şoklar, radikallesme normaldir. Neden çünkü insan önyargilari ile yaşar.. Egoistdir, Bencildir, paylaşmak Avrupa kültürünün bir parçası değil. Çoğu kültürde olduğu gibi.
    zalim gurbet yoktur, gittigi yere uyum saglayamayan insan vardir.

    Eger bir yere gidiyorsaniz, bu iki sokak otedeki kafe bile olsa oranin kurallarina uymalisiniz, davranislariniza dikkat etmelisiniz. Ancak bizim insanimiz ve ortadogu insanlari icin kulturlerinde kural nedir bilgisi yerlesmemis. o nedenle nereye giderlerse gitsinler istediklerini yapabileceklerini, geldikleri yerde nasil yasiyorlarsa o sekilde yasabileceklerini zannediyorlar. Oysa avrupa gibi kurallarin insanustu oldugu ve koyduklari kurallarin karsitlarina musahama gosterilmedigi yerlere gidince bir travma yasiyor, insanlardan tepki goruyor ve magdur oldugunu dusunmeye basliyor.

    bugun ayni durum turkiyedeki suriyeliler icin de gecerli. bakin eskiden zalim gurbet, avrupa irkci diyenler suriyelilere nefret besliyor.




  • 
Sayfa: 12
Sayfaya Git
Git
sonraki
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.