Şimdi Ara

Yerli otomobili üretecek şirketin kuruluşu tamamlandı (3. sayfa)

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
2 Misafir - 2 Masaüstü
5 sn
88
Cevap
1
Favori
1.849
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
0 oy
Öne Çıkar
Sayfa: önceki 12345
Sayfaya Git
Git
sonraki
Giriş
Mesaj
  • Hizmetten kastın üretmekse, AKP beton dışında bir şey üretmedi. Türkiye'de otomotivin tarihçesine bir bak:

    1929 Ford Tophane İstanbul
    1954 Jeep Tuzla İstanbul
    1955 Federal Çayırova Gebze (%100 yerli ve milli)
    1958 Nobel (Fuldamobil) Şişli İstanbul
    1959 Ford-Koç Otosan İstanbul
    1961 Devrim Eskişehir İlk yerli ve milli otomobil
    1962 TOE
    1964 BMC İzmir
    1966 Otoyol-İveco
    1966 Man Ankara
    1967 Otomarsan
    1968 Karsan
    1968 Zafer (girişim olarak kaldı)
    1968 Tofaş Bursa
    1969 Oyak-Reno Bursa
    1986 Mercedes-Benz Aksaray Konya
    1987 Temsa Adana
    1990 Volvo-Güleryüz Bursa
    1994 Toyota
    1996 Maral
    1997 Honda
    1997 Hyundai
    2001 Ford Gölcük
    2011 Tezeller

    Listede eksikler olabilir. Liste otomobil-otobüs-kamyon tüm otomotiv firmalarını kapsıyor, Çimsataş gibi iş makinesi üreticileri ile motosiklet üreticileri liste dışında ki onlar da AKP öncesi kurulup üretime geçen şirketlerdir.

    Şu listede ben AKP döneminde Tezeller dışında Etox, TT, gibi butik imalatçıları saymazsan üretime başlamış tek bir imalatçı göremiyorum. NE VARSA AKP ÖNCESİ YAPILMIŞ:

    Listede benim atlayıp senin aklına gelen AKP sonrası imalatçı varsa bildir, listeye ekleyelim.

    Bence asıl sen ve senin gibiler nankörlük ediyor. Yaşın kaç bilmiyorum. Belli ki yeni yetme bir çocuksun, o yüzden geçmişi bilmiyorsun. Baban sana ne anlattıysa o kadarını biliyorsun.

    Senin gibilerin ağzına baksan, sanırsın ki bu ülkeye AKP öncesinde tek çivi çakılmadı. Ne varsa AKP yaptı! AKP öncesinde hep beraber mağarada yaşıyorduk. AKP geldi de insan olduk! Yuh! (RTE daha dün kendi yapmadığı Adıyaman havaalanı için biz yaptık diyecek kadar küçüldü).

    AKP'nin sata sata bitiremediği tüm kamu şirketlerinin tamamı da AKP öncesi kuruldu. AKP'nin çok övündüğü THY bile 1933 yılında kuruldu.

    Bana AKP döneminde açılmış, Vestel ve Ciner'in soda tesisi dışında kayda değer büyüklükte hizmete açılmış kaç sanayi tesisi sayabilirsin? Sayabiliyorsan say, bekliyorum.

    AKP döneminde yapılanları küçümsemiyorum ama AKP üretim ekonomisini boşlayıp sürekli hizmet ekonomisine yönelik yatırımlara yöneldi (havalimanları, statlar, yollar, bol bol tüketim ekonomisi mabedi AVM'ler, rezidanslar). İşte bu yüzden ülkedeki her 4 gençten biri bugün işsiz. Beton karın doyurmuyor. Beton da yapacaksın ama fabrika da açacaksın. Üstelik bugünkü AKP yönetimi geçmişin faşist dönemlerini aratırcasına despot bir anlayışa sahip, demokrasi büyük ölçüde rafa kalktı. Eğitim desen cumhuriyet tarihinin en rezalet dönemini yaşıyor. Partizanlık, nepotizm zirve yapmış, devletin kurumsal kültürü çökmüş, ekonomi dibe vurmak üzere... Bunları görmeyip yaşlı aylığına takılıp kalmışsın. Marmaray iyi bir hizmet. Takdir eder, saygı duyarım ama bir Kanal İstanbul tam bir rant kapısı, son derece gereksiz, paralarımızı sokağa atacak, bazılarını zengin edecek bir ölü yatırım. Marmarayı görüyorsun da Kanal İstanbul saçmalığını niye görmüyorsun? AKP'nin 16 yıllık iktidarı döneminde tam 555 milyar dolar cari açık verildi. Bu açık nasıl kapatıldı hiç düşündün mü?


    Nankörlük etme. Bu ülkede otomotiv adına ne yapıldıysa AKP öncesi yapıldı. Bugün Türkiye bir otomotiv üretim üssü olma yolundaysa bunu AKP'ye değil önceki iktidarlara borçluyuz.
    Şu yukarıdaki liste dahi sana bir şeyler anlatmadıysa sana hiç bir şey anlatılamaz.




  • benim takip ettiğim kadarıyla 10 yıldır yapılacak olan araba.vatanımız ve milletimiz için üzücü bir olay.normalde şimdiye kadar en az 3 adet araba/traktör/motor fabrikası kurulurdu sanırım .// elbette destekliyorum bu projeyi.diğer uçak,savunma sanayi vs vs projeleri de destekliyorum ama çok daha hızlı olmalı bence.olabilir de bence aslında ama olamıyor maalesef .//(((

  • Kalifiye insan ekosistemi olmadan, yeterli know/how olmadan ve saymaya üşendiğim ama herkesin iyi kötü bildiği şeyler olmadan gerçek ve rekabetçi bir ürün ortaya çıkması imkansız. İstersen dünyanın tüm en iyi ceo'larını topla. Yapılır mı yapılır. Ama şöyle canı gönülden benimsenir mi? Zor. İyi bir şeye yakın olursa yerli olma ihtimali düşük şu anki şartlarda. Türkiye'deki beyaz eşya sektörü benzeri bir şey olur. Ama sorun şu ki beyaz eşya sektörü her ne kadar yarı montaj bile olsa da ciddi mazisi ve birikimi var ve araç olayında çok hızlı bir değişim ve teknoloji yarışı var ve süre çok kısa. Bunu transfer ederek gidersen hep geride kalacaksın ve o yerli olmaz. Bu işlerden tek umudum bir an önce gerçeklerin görülmesine vesile olması ve altyapıya yönelik çalışmaların yapılması. Değilse piyasada çok sayıda gördüğümüz dışarıdan getir, birleştir, üstüne etiket bas, ben yaptım yerli diye sat. Bunun bize zerre faydası yok ve zararı da inanılmaz çok! Ben şahsen devletin bunu yapmasını bırak, piyasada bile buna müsaade edilmesine karşıyım. Çünkü bu hazırcılık sadece o firmaya geçici katkı sağlıyor ama gerçek arge ve üretim yapılamadığı için adeta verimli topraklar heba ediliyor!





  • Torlak Kemal kullanıcısına yanıt
    Adam 16 yıl önce iktidarda CHP vardı sanıyor. Belki babası bile görmemiştir son CHP iktidarını. O yüzden fazla takılma bunlara.

    < Bu ileti mini sürüm kullanılarak atıldı >
  • bu şirketlerin çoğu yalama, şirket borsaya açılıp azcıcık değerlenince hemen yabancıya satarlar hisselerini tabi hükümetin değişmesi beklerler
  • Her seçim veya referandum öncesi bu yem atılır, bizim tavuklar da bunu yer. Hem de her defasında.

    < Bu ileti DH mobil uygulamasından atıldı >
  • quote:

    Orijinalden alıntı: Adaletli Türk

    Bu mesaj silindi.
    Kardeşim onlar seni anlamaz dediğine katılıyorum.Umarım allah en kısa sürede senin ömrünü alıp reisinin ömrüne verir,tüm kalbimle diliyorum bunu

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • seçimden sonra ne araba ne ortak kalır.

    < Bu ileti mini sürüm kullanılarak atıldı >
  • Mendieta58 kullanıcısına yanıt
    Kendini çok akıllı zannetme ramazan ayındayız dua kapıları açık o aklınca beddua ettiğin şey terse döner kendini bi anda karşı tarafta reisin ömrünü uzatmış olarak bulabilirsin ;)

    < Bu ileti DH mobil uygulamasından atıldı >
  • shockwave23 kullanıcısına yanıt
    :)) hepiniz aynı olmak zorunda mısınız ya ? Sizin zihniyetiniz iktidardaydı diyorum o çürük laftan anlamaz kindar kendinden olmayanı hor gören zihniyetiniz.. cehape sittttinn sene iktidar olamaz daha geçti o günler çok şükür

    < Bu ileti DH mobil uygulamasından atıldı >
  • Akp veya Chp kimin yaptığı umurumda değil yeter ki şu yerli otomobil yapılsın artık 2009'dan beri bütün haberleri takip ediyorum ve artık ecek acak laflarını duymaktan bıktım. Dediğim gibi kimin yaptığı önemli değil yeter ki bir şeyler yapılsın artık
  • cocainbar kullanıcısına yanıt
    Hepiniz mi trolsünüz be :))) araştırmaktan aciz dünyayı sadece kendi etraflarında döndüğünü sanan zihniyet. 1944 te sizin o özgürlükçü tek parti döneminde kim vardı bi bak oylar nasıl veriliyordu bir bak. Kim kapatmış ona da bak ha. Marshall ı boya markası sanıyon sen bi de muhtemelen okuma yazman var mı canım :) troll oğlu troller ya ne gülüyorum bu cehapeli ve o zihniyette düşünenlere:)



    Türkiye’de hayırsever bir işadamı tarafından 1936 yılında kurulan ilk uçak fabrikası, İsmet İnönü’nün cumhurbaşkanlığı döneminde CHP tarafından çeşitli bahanelerle kapatıldı.


    Türkiye Cumhuriyeti’nin yeni kurulduğu dönemde ismi öne çıkan Mehmet Nuri Demirağ, Türk havacılık tarihinin de en önemli isimlerinden ve Türkiye Cumhuriyeti Devlet Demiryolları inşaatının ilk müteahhitlerindendi.


    Mehmet Nuri Demirağ, Türkiye’de ilk uçak fabrikasının kuruluşu, ilk sigara kağıdı üretimi, ilk yerli paraşüt üretimi gibi ilkleri gerçekleştiren, İstanbul Boğazı üzerine köprü yapılması, Keban’a büyük bir baraj yapılması düşüncelerini ilk kez gündeme getirdi.


    Cumhuriyet’in ilanından sonra, Fransızlar üstlendikleri demiryolu yapımını 1926 yılında bırakınca; mühendis kardeşiyle birlikte bu işe başladı. Kısa zamanda 1250 kilometrelik demiryolunu tamamlayınca yıldızı parladı. Bu nedenle 1934 yılında kendisine Mustafa Kemal Atatürk tarafından “Demirağ” soyadı verildi. O dönemde hem Türkiye’de hem de dünyada ekonomik sıkıntı had safhadaydı. Orduya uçak ve benzeri ihtiyaçlar ancak halkın bağışları ile alınabiliyordu. Bu uçakların kuyruklarına para hangi ilden toplanmışsa o ilin adı yazılıyordu. Bazı zengin iş adamları tek başlarına uçak aldıkları zaman kuyruklarına bu defa onların ismi yazılıyordu.


    1932 senesinde böyle bir kampanya başlatılınca önce Ankara’nın en zengin adamı Vehbi Koç’a gidildi. O da çıkarıp 5 bin lira verdi. Abdurrahman Naci Bey ise 120 bin lira verdi. Aynı şey Nuri Demirağ’a da söylenince, “Benden bu millet için bir şey istiyorsanız en mükemmelini isteyiniz. Madem ki bir millet tayyaresiz yaşayamaz, öyleyse bu yaşama vasıtasını başkalarının lütfundan beklememeliyiz. Ben bu uçakların fabrikasını yapmaya talibim” deyip hazırlıklara başladı.


    1936 yılında, Beşiktaş Nuri Demirağ Uçak Atölyesi’nin temeli atıldı. Barbaros Hayrettin Paşa İskelesi’nin yanında atölye binası inşa edildi. Deneme uçuşlarını yapabilmek için Yeşilköy’deki Elmaspaşa Çiftliği satın alındı ve üzerinde büyük bir uçuş sahası, hangarlar ve uçak tamir atölyesi yaptırıldı.


    Uçuş sahası, Avrupa’nın en büyük havalimanı olan Amsterdam Havalimanı büyüklüğünde idi. Bu alan, günümüzde Uluslararası İstanbul Atatürk Havalimanı olarak kullanılıyor. Türkiye’nin ilk uçak mühendislerinden “Selahattin Reşit Alan” üretilecek uçak ve planörlerin planını çizdi. 1936’da ilk tek motorlu uçak üretildi ve Nu.D-36 adı verildi. 1938’de Nu.D-38 adlı çift motorlu 6 kişilik yolcu uçağı yapıldı. Aynı yıl Türk Hava Kurumu, 65 planör satın almak için sipariş verdi. 65 planör kısa sürede teslim edildikten sonra; sipariş edilen NuD-36 adlı 24 eğitim uçağı tamamlandı ve deneme uçuşları İstanbul’da gerçekleştirildi.


    Pilot okulu açtı


    Yapılan uçakların testi için pilotlara da ihtiyaç vardı. Nuri Demirağ bunu da düşündü ve Gök Okulu’nu açtı. Öğrencilerin bütün masraflarını cebinden karşılayan Demirağ, ceplerine de ayda 150 lira para koydu. İsmet İnönü’nün oğulları Omer İnönü ve Erdal İnönü de Nuri Demirağ’ın Yeşilköy’deki Gök Okulu’na kaydolmuş ama bir hafta kadar öğrenim gördükten sonra okulu bırakmışlardı.


    Bu arada, Türk Hava Kurumu’nun siparişi olan ve son olarak İstanbul’dan Eskişehir’e uçan uçakların teslimi için Eskişehir’de bir kez daha test uçuşu yapılması istendi.


    Selahatiin Reşit Alan, uçağıyla iniş yaparken, çevredeki hayvanlar hava alanına girmesin diye pistte açılan hendeği görmedi ve buraya düştü.


    13 Temmuz 1938’deki bu kazada Reşit Alan hayatını kaybetti. Atatürk’ün ölümünden 4 ay önce yaşanan bu kazadan sonra Demirağ’ın bütün işleri ters gitmeye başladı.


    THK siparişleri iptal etti


    Türk Hava Kurumu bütün siparişlerini iptal etti. Nuri Demirağ, mahkemeye verdiği THK ile yıllar süren bir mahkeme sürecine girdi. Mahkeme aleyhine sonuçlandı. Ayrıca uçakların yurtdışına satılamaması için bir de kanun çıkartıldı. Bu yüzden sipariş alamayan fabrika 1944 yılında kapandı.


    İspanya, İran ve Irak‘tan alınan siparişler engellendi; elde kalan uçaklar hurdacıya satıldı. Nuri Demirağ’ın davayı kaybettikten sonra hükümet üyeleri ve cumhurbaşkanına mektuplar yazarak yanlışlığın düzeltilmesi için yaptığı girişimler başarısız oldu; fabrika tekrar açılamadı.


    Nuri Bey, 1941 yılının Eylül ayında 12 uçaklık bir filoyu, Bursa, Kütahya, Eskişehir, Ankara, Konya, Adana, Elazığ ve Malatya rotasında uçurarak halka kendi tayyarelerimizle göklerimizi kendimizin koruyabileceğini göstermek ve onlara inanç vermek istedi.


    1939 yılında, Cumhuriyet tarihinin en büyük depremi Erzincan‘da yaşandı. Nuri Demirağ kurtarma çalışmalarına katıldı. Depremde evlerini yitirenlere prefabrik evler yaptı.


    İstanbul Teknik Üniversitesi bünyesinde bir Uçak Mühendisliği bölümünün açılması için öncülük etti. Türkiye’nin ilk yerli paraşüt üretimini gerçekleştirdi. 1941 yılında, Türk yapımı ilk uçak İstanbul’dan Divriği’ye ilk uçuşunu pilot olarak yetiştirdiği oğlu Galip Demirağ’ın kullandığı uçakta yaptı. 1942 yılında, yapımcılığını üstlendiği Sivas Çimento Fabrikası hizmete girdi.


    Havaaları elinden alındı


    1944 yılında, Nuri Demirağ’a ait uçak pisti, fabrika ve etüd merkezinin bulunduğu alan istimlak edildi. 1953 yılında da Yeşilköy Havalimanı olarak hizmete açıldı. Büyük fedakârlıklarla elde edilen savunma sanayi imkân ve kabiliyetleri yaşanan olumsuzlukların ardından kaybedilmeye başlandı ve askeri fabrikalar ile sivil teşebbüsler Cumhurbaşkanı İsmet İnönü’nün emriyle 15 Mart 1950’deki kanunla kapatıldı.


    CHP dönemlerinde büyük sıkıntılar yaşayan Nuri Demirağ, yaşadığı haksızlıkları duyurabilmek için 1945 yılında, siyasete atıldı. Milli Kalkınma Partisi’ni kurdu. Türkiye’nin çok partili hayata geçişini hızlandırdı. 1946 yılındaki seçimlere katıldı. Ancak başarı gösteremedi.


    1948 yılında bir radyo istasyonu kurmak istedi. Buna da izin verilmedi.


    1954 yılında, Demokrat Parti listesinden Sivas milletvekili oldu. “Makam ve memuriyet güçlerini kötüye kullanarak kamu düzenini çiğneyen ve genel ahlakı bozanlar hakkında cezai yaptırım ” isteyen yasa önerisini meclise sundu. 13 Kasım 1957 tarihinde İstanbul’da şeker hastalığı nedeni ile 71 yaşında öldü.


    Nuri Demirağ’ın Beşiktaş’taki fabrikada yapılan ve hiç bir bozukluk göstermeden başarılı uçuşlarına devam eden uçakları, Türkiye’de olduğu kadar yurtdışında da büyük yankılar uyandırmıştı.


    Türkiye’nin uçak üretmemesi için 1941-44 yılları arasında ABD Türkiye’ye 95 milyon dolarlık savaş malzemesi vermişti. CHP döneminin Hava Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Zeki Doğan, Nuri Demirağ’a şu ibretlik sözleri söylemişti: “Amerikan yardımından bedava uçak almak dururken uçak fabrikanıza sipariş verirsem yarın bu millet beni asar.”

    < Bu ileti DH mobil uygulamasından atıldı >




  • quote:

    Orijinalden alıntı: Adaletli Türk

    Kendini çok akıllı zannetme ramazan ayındayız dua kapıları açık o aklınca beddua ettiğin şey terse döner kendini bi anda karşı tarafta reisin ömrünü uzatmış olarak bulabilirsin ;)
    Ne bedduası la senin dileğin bu değil mi zaten.Allah benim canımı alırsa ömrümü ailemden birilerine versin sıkıntı değil.Ben senin reisinin ömrünü neden uzatayım

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • gun kullanıcısına yanıt
    Bu araçlar yaygınlaştıktan sonra elektriğe yerli tesla vergisi(ytv) getirirlerse hiç şaşırmam.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • Bunlarla oy toplanıyor. Maalesef bırakın tarihi okumayı içinde bulunduğu an'ı düşünmekten aciz milyonlarca insan var Türkiye'de. Uçak yapıyoruz diye kaç seçimdir oy topluyorlar. Bunları görmek bile zaten kararını vermiş olan seçmene yetiyor. Ama bu seçmen kitlesinin oranı korkutuyor. Kendi adıma korkmuyorum. Çünkü insan kendi adına çabaladığı kadar huzura kavuşur. Bir mühendis olursan daha çok anlarsın ülkenin içinde bulunduğu içler acısı hali. Ama yine de mühendis olursan girişimci olursan çabaladığın kadar huzurlu olursun ama ülkedeki durumu değiştiremezsin. Türkiye otomobil üretecekmiş. Şirketi kurmuşlar. Sermayesi milletin vergisi. Gerçekten bir şey yapacak olsalar para önemli değil. Ama yapmayacaklar. Casper ne kadar teknoloji markasıysa bu da o kadar otomobil markası olacaktır. Alman Walksvagen kurulurken halkın arabası olması için kuruldu. Ucuz ulaşılabilir yaygın olması için. Türkiye araba üretirse nasıl kısa zamanda vurgun yaparız onun telaşına düşerler. Casper'ın Vestel'in yerli diye fiyatları düşürmek yerine devlete ithal ürün için vergi artırımı baskısı yapmasına benzer. Millete ihanet budur işte. Yahu yerli üretim özü gereği fiyatları düşürür enflasyonu düşürür ihracatı arttırır. Bizde tam tersi oluyorsa yıllardır bunun neresi yerli üretim? Bu bir siyasi propagandadır. Milletin vergisini betona gömdükleri gibi şimdi de metal yığınına gömecekler. Bana göre Cemal Gürsel'in eleştirdiği de buydu geçmişte. Türkiye'nin doğasına uygun değil bu. Çünkü yapılanlar sürekli bir fırsatçılığa dönüşüyor. Bunlar yatırım değil. Bunlar tezgah açmak yerine geçiyor.

    Türkiye'nin politik iklimine uygun değil yerli üretim. Yerli üretim adına yapılan herşey kandırmaktan öte anlam taşımıyor. Keşke yapılabilecek şeylere yatırım yapsalar. Tarım hayvancılık yerlerde sürünüyor. Bu yapılan tezgahı göremeyen insanlar çok. Gerçekten Türkiye otomobil üretiyor sanacaklar. bu noktaya kadar mantıklı olarak neden Türkiye otomobil üretmiyor aslında sadece bir partinin propaganda sürecini izliyoruz durumunu açıklmaya çalıştım. Gerçekten bir şeyler yapılacak olsa devletin buradaki konumu şirketi kurmak değil yasal zemini ve devlet güvencesini sağlamaktır. CEO atamak ya da şirketi kurmak değildir. Elbette ARGE ve patent altyapısı konusunda da uluslararası normlara uygunluğu da sağlar. Devletin işi bu kadardır. Bir CB CEO atadık diyorsa bilin ki o iş yalandır. Devlet şirket kuruyorsa öncelikle elindekileri satmaya çalışmaz. Devlet güven ortamını sağlamakla yükümlüdür. Devletin birincil görevi budur zaten. Yoksa devlet başka ne işe yarar?





  • İstemezükçü zihniyet doluşmuş.

    < Bu ileti DH mobil uygulamasından atıldı >
  • quote:

    Orijinalden alıntı: ABSOLUT.

    İstemezükçü zihniyet doluşmuş.








    8 senedir uçan şu uçağı indirin de, ondan sonra insanların zihniyeti hakkında yorum yapın.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • Yaw ne yerli arabaymış vallahi bıktık şu yalanlardan..hala yerli araba diyorlar..ama yiyen yiyor..

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • Nedense böyle “müjdeler”hep seçim zamanı veriliyor.Bu iş ciddiyet ister.Elektrikli otomobil üretmek önemli birşey,daha yeni yeni piyasaya giren birşey...Sıkı şekilde çalışılırsa ve sağlam dikiş atılırsa dünya çapında bir markamız olabilir.Malesef hükümette böyle bir ciddiyet yok.Seçimden seçime birileri çıkıp “yerli milli” laflarıyla oy devşiriyor.

    Bunun pili var ki pil işi ciddi yatırım isteyen bir iş o teknolojiyi yakalayıp geliştirebilsek,otomobil üretmesek bile olur.Yazılım kısmı var,hadi bunun için yerli kaynaklarımız var,her ne kadar kötü bir eğitim sistemimiz olsa da kendini geliştirmiş bir sürü insanımız var.Önemli olan onları kanalize etmek.Elektrikli motor işi de kolay.Ama hepsinden önemli birşey var ki o da hammadde!Bizim topraklarımızda pil,motor ve diğer aksamlar için hammadde var mı?Yoksa ithal mi edeceğiz?Bu kısım cari açık ve dolayısıyla TL nin değeri için çok önemli bir nokta!Ülkenin bu konuda bir düşünmesi gerekiyor.Mesela eğer bu hammadde bizde yok ise,hammaddenin bol olduğu başka alanlara yatırım yapılabilir.Sn.İnce’nin dediği 4.0 mevzusu burada önem arz ediyor.Kullanılacak kaynak,insan zekası...Dengeyi hep popülist yaklaşımlar ile kaçırdık bu güne kadar,bazı şeyler çok iyi hesaplanmalı ve üzerinde ciddi çalışılmalı...Yoksa araba üretirsin,hammaddeyi dışardan alırsın,pili dışardan alırsın sonra bir bakmışsın ki volkswagen 3 liraya satıyor dünyaya sen 5 liraya mal edebiliyorsun.Geçtim satmayı ,başlamadan biter.Önce tarım ve hayvancılık düzelecek,bi sürü ziraat mühendisi var,gece gündüz çalışacaz gerekirse,hammaddesi olan ülkeler ile bu düzlem üzerinden konuşacaksın,vw ye 1 e verdiği hammaddeyi sana 0.75 e verecek,vermesi için ikna edeceksin.O zaman arabada üretirsin,tankta...Yüzeysel anlattım bundan çoook daha karmaşık konular ama buradan olduğu kadar artık:)

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >




  • 2010 seçimlerinde çok iyi hatırlıyorum yerli uçak yerli otomobil propagandalarını...

    < Bu ileti mini sürüm kullanılarak atıldı >
  • 
Sayfa: önceki 12345
Sayfaya Git
Git
sonraki
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.