Yenilenebilir Enerji Kaynaklarını Destekleyenler Kulübü [Büyük Düşünebilen 122 Kişi] (9. sayfa)

quote:

Orijinalden alıntı: trapspeed

Büyük düşünmekle alakası yok tamamen saçma düşünüyosunuz.Bu ülke son 15 yılda enerji tüketimini ~%430 artırdı. Bunun yarısından fazlasını ise elektrik tüketimi oluşturuyor. Şuradan başlayayım, yenilenebilir enerji kaynakları şu an devrim niteliğindedir. Fakat (!), neyi ne zaman nerede kullanacağınız bildiğiniz takdirde işe yarar duruma gelirler. Türkiye şu an oldukça hızlı sanayileşen bir ülke konumunda. Karşılaştırma yapmak gerekirse 20. yy ortalarının Avrupa ve ABD'si biraz fikir verebilir. Bu hızlı sanayileşme ve artan nüfus sayesinde 2020'lerin başında enerjide dışa bağımlılık ciddi boyutlara ulaşacak. Bundan 20 yıl önce dış pazara elektrik satar konumdayken bugün neredeyse elektriğimizin yarısını satın alıyoruz.

Gelelim konuyu saçma bulma nedenlerime;

1- Türkiye; Avrupa,Amerika veya Avustralya gibi yerleşim kültürüne sahip değil. Metropollerimiz banliyolerden oluşmuyor yada büyük nüfuslu kendine yetebilen kasabalara sahip değiliz. İl sınırları içindeki köylerimiz, kasabalarımız enerji bakımından tamamen şehir merkezine bağlı. Şehir merkezlerimiz ise planlamadan yoksun şekilde oluşturulmuş. Şimdi elin avrupalısı nasıl yapıyor? Eyalet merkezinin enerji ihtiyacını nükleer santralden karşılıyor. Etrafındaki district veya banliyölerin ihtiyacını ya hidroelektrik ya da termik santrallerden, geriye kalan kasaba veya köyleri rüzgar gülünden besliyor. Mantık bu olmalı? Çeşitlilik olmaslı. Şimdi siz koca bir ilin tüm elektriğini yenilebilir enerji ile karşılamak istiyorum derseniz binlerce rüzgar gülü yapmanız gerekir. Böyle bir şey mümkün mü? Böyle bir bütçeyi kim nasıl karşılayabilir ? kargalar güler savunulcak hiçbir şeyi yok.


2- Yenilenebilir enerji kaynaklarının çoğu daha geliştirme aşamasında. Mesela; güneş enerjisinden elektrik üretmenin şu aşama için ne kadar zor olduğunu biliyorsunuz. Kaldı ki ülkemizin 1/3 ü sıcak suyunu,ısınmasını zaten güneş enerjisinden elde ediyor. Bu hem elektrikten hem de doğalgazdan 20 milyon insan yükünü azaltmak demek. Bence bu bile harika bir olay.


3- Daha önce bahsettiğim gibi yenilenebilir enerjiye kesinlikle karşı değilim ancak akıl mantık sınırları içinde olduğu sürece. Şu an Akkuyu'ya kurulması planlanan 4 reaktörün üreteceği maksimum elektrik ~5000 MW diye planlandı. Şimdi her biri yaklaşık 5 MW güç üreten üst sınıf (Türkiye için uygun olanı) rüzgar gülleri bu elektriği nasıl sağlayacak? Tabii ki 1000 adet üretmeniz halinde. Bir an için gözünüzün önüne 1000 adet rüzgar gülünü getirin hepsini bir alanda düşünün. Bu kadar iğrenç bir tablo ne doğayla bağdaşır ne de ekonomiyle. Kaldı ki rüzgar güllerinin maliyetini,yıllık bakım idare masraflarını düşünürseniz kat kat fazlaya gelir. Zaten bu desteği Türkiye kaldıramaz.

quote:

Orijinalden alıntı: RccP

quote: Orijinalden alıntı: trapspeed Büyük düşünmekle alakası yok tamamen saçma düşünüyosunuz.Bu ülke son 15 yılda enerji tüketimini ~%430 artırdı. Bunun yarısından fazlasını ise elektrik tüketimi oluşturuyor. Şuradan başlayayım, yenilenebilir enerji kaynakları şu an devrim niteliğindedir. Fakat (!), neyi ne zaman nerede kullanacağınız bildiğiniz takdirde işe yarar duruma gelirler. Türkiye şu an oldukça hızlı sanayileşen bir ülke konumunda. Karşılaştırma yapmak gerekirse 20. yy ortalarının Avrupa ve ABD'si biraz fikir verebilir. Bu hızlı sanayileşme ve artan nüfus sayesinde 2020'lerin başında enerjide dışa bağımlılık ciddi boyutlara ulaşacak. Bundan 20 yıl önce dış pazara elektrik satar konumdayken bugün neredeyse elektriğimizin yarısını satın alıyoruz. Gelelim konuyu saçma bulma nedenlerime; 1- Türkiye; Avrupa,Amerika veya Avustralya gibi yerleşim kültürüne sahip değil. Metropollerimiz banliyolerden oluşmuyor yada büyük nüfuslu kendine yetebilen kasabalara sahip değiliz. İl sınırları içindeki köylerimiz, kasabalarımız enerji bakımından tamamen şehir merkezine bağlı. Şehir merkezlerimiz ise planlamadan yoksun şekilde oluşturulmuş. Şimdi elin avrupalısı nasıl yapıyor? Eyalet merkezinin enerji ihtiyacını nükleer santralden karşılıyor. Etrafındaki district veya banliyölerin ihtiyacını ya hidroelektrik ya da termik santrallerden, geriye kalan kasaba veya köyleri rüzgar gülünden besliyor. Mantık bu olmalı? Çeşitlilik olmaslı. Şimdi siz koca bir ilin tüm elektriğini yenilebilir enerji ile karşılamak istiyorum derseniz binlerce rüzgar gülü yapmanız gerekir. Böyle bir şey mümkün mü? Böyle bir bütçeyi kim nasıl karşılayabilir ? kargalar güler savunulcak hiçbir şeyi yok. 2- Yenilenebilir enerji kaynaklarının çoğu daha geliştirme aşamasında. Mesela; güneş enerjisinden elektrik üretmenin şu aşama için ne kadar zor olduğunu biliyorsunuz. Kaldı ki ülkemizin 1/3 ü sıcak suyunu,ısınmasını zaten güneş enerjisinden elde ediyor. Bu hem elektrikten hem de doğalgazdan 20 milyon insan yükünü azaltmak demek. Bence bu bile harika bir olay. 3- Daha önce bahsettiğim gibi yenilenebilir enerjiye kesinlikle karşı değilim ancak akıl mantık sınırları içinde olduğu sürece. Şu an Akkuyu'ya kurulması planlanan 4 reaktörün üreteceği maksimum elektrik ~5000 MW diye planlandı. Şimdi her biri yaklaşık 5 MW güç üreten üst sınıf (Türkiye için uygun olanı) rüzgar gülleri bu elektriği nasıl sağlayacak? Tabii ki 1000 adet üretmeniz halinde. Bir an için gözünüzün önüne 1000 adet rüzgar gülünü getirin hepsini bir alanda düşünün. Bu kadar iğrenç bir tablo ne doğayla bağdaşır ne de ekonomiyle. Kaldı ki rüzgar güllerinin maliyetini,yıllık bakım idare masraflarını düşünürseniz kat kat fazlaya gelir. Zaten bu desteği Türkiye kaldıramaz.

arkadaşım akkuyuya nükleeri biz yapmayacağız,alım garantisi sağlayacağız 13cente.Peki özel sektöre rüzgar santralleri için ne kadar alım garantisi sağlıyoruz 8cent.Sence bu mantıklı mı?bunu nükleer enerjinin gücüyle rüzgar santralinin gücüyle kalkınmış gerilemiş ülkelerle açıklayabilir misin?Bu milletin parasını peşkeş çekmektir..

quote:

Orijinalden alıntı: m-99

erke dönergeci vardı bi zamanlar o ne oldu foss çıkmış beyler olayhttp://tr.wikipedia.org/wiki/Erke_D%C3%B6nergeci