Şimdi Ara

Yeni neslin iş hayatından beklentileri

Bu Konudaki Kullanıcılar:
2 Misafir - 2 Masaüstü
5 sn
11
Cevap
0
Favori
683
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
5 oy
Öne Çıkar
Sayfa: 1
Giriş
Mesaj
  • Çalışma saatleriyle, giyimiyle, temizliğiyle ilgili sorunu olan bir sürü genç insan görüyorum ve anlayamıyorum.

    Saat 7.00'de de iş başı olabilir. mesai 16.00'da bitiyor, ona da dikkat edil miyor mu?

    Her sektör 9.00'da iş başı yapamaz. Sabah kahvaltıda yiyeceğin o sıcak ekmeği birilerinin sen uyanmadan önce senin için pişirmiş ve dağıtımını gerçekleştirmiş olması gerekiyor ki sen instagram'da "pazar sabah kahvaltı qeyfi" yazabilesin.

    Birilerinin cumartesi, pazar, gece de çalışması gerekiyor ki sen arkadaşlarınla dışarı çıktığında gece toplu taşıma ile evine dönebilesin. Cumartesi günü veya gecesi hastalandığında doktor bulabilmen için birilerinin pazartesi-cuma 09.00-18.00 rutininin dışında da çalışması gerekiyor.

    Yemeksepeti'nden verilen pizza siparişini hazırlayan kişilerin sakal traşı olması herkesin yararına. Birileri hipster pozlar paylaşıp ilgi görmeyi seviyor diye işletme, pizzasından kıl çıkması riskini alamaz. Pizzacıda mı çalışmak istiyorsun? ya o sakalı kes ya da başka iş bul!

    insanca çalışma koşulları 09.00-18.00 arası pazartesi-cuma çalışmak şeklinde olmak zorunda değil. her sektörün kendi gerçekleri vardır.
    Haftasonu sinemaya gidiyorsun ya hani, o bileti satın aldığın insanlar haftasonu çalışıyorlar işte. Onlar çalışmazsa, sen sinemaya gidemezsin.
    O avm'de güvenlik kontrolünden geçiyorsun ya hani, çalışıyor o insanlar mesela o sırada.
    Haftasonu dışarı çıkayım da bir şeyler içeyim dediğinde sana bira satan adam çalışıyor cumartesi gecesi o saatte.
    Hafta içi vaktin olmadığı için haftasonu gidiyorsun ya kuaföre hani, işte kuaförün, sen sadece haftasonu vakit bulabiliyorsun diye iznini hafta içi kullanıyor. "haftasonu benimdir! ben köle değilim" demiyor.



    Siz değerli bir insan ve kaliteli bir çalışan iseniz zaten birileri sizden faydalanmak isteyecek ve bunun karşılığını da size ödemek durumunda olacak. Bana para kazandıracak elemanı neden çalıştırmayayım? Ona neden insanca çalışma koşulları sağlamayarak onu kaybetmek isteyeyim? Ben onu kaybedersem bir başkası onu kapar ve onun sayesinde para kazanır. Bunu neden göze alayım?



    9 kişi + ben, toplam 10 kişinin emekleri sonucu net 100.000 tl para girişi oluyorsa bir işletmede, dağılacak olan para da budur. Elbette bu para eşit bir biçimde dağılmayacak. temizlikçinin/çaycının alacağı farklı, sekreterin alacağı farklı, ofisboyun alacağı farklı, diğer çalışanların alacağı farklı, benim alacağım farklı olacak. Bu kadar artı değer ortaya çıkıyor iken, içlerinden biri çıkıp ben 10.000 tl isterim derse, doğal olarak kendisini kapının önünde bulur.



    sevgili arkadaşlarım siz ne düşünüyorsunuz bu konu hakkında?







  • Yeni neslin sıkıntısı ney biliyor musun? Gözünün açık olması. Yasa 45 saat derken onu 60 saat çalıştırıp mesaisini vermezsen ilk bulduğu iş için bırakıp kaçar. İşverenler de iş var insanlar iş beğenmiyor der. İnsanlar hem it gibi çalışsın hem de 1600 lira para alsın. Bu insanların üzerinden işveren ise her yıl arabasını yenilesin banka hesabındaki paranın yanına 0lar eklesin ama işçi bu ay sonunu nasıl getireceğim diye düşünmekten başka bir şey yapmasın. Şuanki ekonomide yeni neslin iş beğenmemesi (!) çok normal.

    Büyük ihtimalle bir 30 40 yıl daha en az 3 çocuk etkisini bu ülke yaşayacak. Bilinçli bireyler insanlar ve hayvanlar arasında fark olduğunu gereksiz üremenin topluma bir faydası olmadığını anladıktan sonra azalan genç nüfus ile genç nesil iş beğenir. Daha doğrusu işveren işçi beğenir dersem daha doğru olur.
    Bende aile şirketinin yöneticisiyim, çalışma hayatındaki tutumlar domino etkisine sahip olduğunu düşünüyorum. Asla tek taraflı çaba, iyi niyet ve özveri hiç bir şeye yaramaz. Gözlemlediğim kadarıyla ülkemizde bu tarafı üstlenen genelde işini kaybetme korkusu yaşayan çalışanlar oluyor.

    Bir işyerinin en tepesindeki patron, alt kademedeki çalışana kötü davranırsa bu etki bütün işyerine yayılır ve dolaylı olarak müşterilere kadar etkisi ulaşır.

    Sadece davranışlar değil maddi adalette önemli fakat hepsi aynı yere çıkıyor. Ülkemizde işveren tarafının alternatifi çok, x olmazsa y olur fakat çalışanlar için aynı kolaylık ve bolluk yok. O sebeple işverenlerin adaletine kalmış bir iş düzenine sahibiz.

    Kurumsallaşmış ve düzeni oturmuş firmalar dışında çoğu çalışanlar acaba sigortam yatıyor mu ? Kovarlarsa tazminat alır mıyım ? acaba zam alır mıyım ? Bu soruların hepsi muamma, böyle ortamda hak arasan dert isyan etsen ayrı dert...

    Kanunlar çalışanların yanında fakat reelde yapılanlar iş verenin kanunları üstünden yürüyor. İnsanları işsiz parasız kalma korkusuyla yöneten bir ekonomik yapımız var. Fakat daha iyi ve motivasyonu yüksek çalışsın diye çabalayan çok ufak bir kesim var.
  • İşte bunu kimse anlayamıyor
    asgari ücret 1600 tl adam diyorki 2500 tl alacam seçimlerde ona göre oy veriyor..
    sen 2500 alırsan işletme batmazmı? mesela ufak esnafları vs de düşünmek gerekiyor. sen mühendis vs değilsen nasıl alacaksın. zaten yeni nesilin elinde var son model telefon ne iş biliyor ne bişey. Telefonda canlı videolu kız vs izliyorlar..
  • Bunlar hep zorla başa çıkamamak, kolaya kaçmaktan mütevellit. Şimdi insanlar mütemadiyen; bir mucize olsun, lotodan para çıksın, zengin koca bulayım, parayı bulup dünyayı gezeyim gibi arzularla dolular. Taşın altına elini koymadan, acı çekmeden, hayatın acılarıyla yoğrulmadan; armut piş, ağzıma düş yok kardeşim. Başarıya ve emellerinize muvaffak olmak için hayatla savaşmanız gerekiyor. Unutmayın, "Her insanın kaderi kendi çabasına bağlı kılınmıştır."
  • Bende iş veren birisiyim ustalarım 3.300 TL maaş alır sigortasınıda tam bu maaş üzerinden yatırırım. Dediğiniz maaşlara çaycı sekreterya veya herhangi bir yardımcı personel çalıştırabilirsiniz. iş bilen işime sahip çikan insanlar bu paralara çalışmaz. Çalışıyorsa da ya çalar yada verim vermez. Türkiye şartlarında heleki istanbulda geçim zor 1000 1500 TL kiralar ödemeye calisip 2 çocuk okutuyorlar. bizde başkasının yanında çalıştık asgarî ücret üzerinden ssk yatirmalar tazminatların üzerine yatmalar. Kul hakki yemeden işlerimizi yürütelim 2 yılda bir daire alacağımıza 4 yılda bir alalım

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • Rx3004 kullanıcısına yanıt
    Elinize sağlık hocam güzel yazdınız.
  • Saat konusunda birkaç meslek dışında haksız olduğunu düşünüyorum, çünkü insancıl çalışma saati haftada 45 saatten fazla olamaz, fazlası insanın psikolojisini devamlı kötü yönde etkiler. O adam cumartesi pazar çalışıyorsa hafta içi her gün çalışmaz, gece çalışıyorsa sabah çalışmaz. Legal bile değil fazlası.

    İnsanlar neye şikayet ediyor biliyor musun? Yasalara uygun bir şekilde 45 saat sôzü verilip sonra patronun bedavaya mesaiye kal yoksa kovarım demesine. Bu dediğim yok mu? On binlerce yerde var. Şartlarını yasal bir şekilde koyarsın ortaya, en en kötü işte dersin ki 45 saat çalış 1600 lira asgari maaş vereyim, tamam diyeceğim yine, ama fazlasını YAPAMAZSIN.

    < Bu ileti DH mobil uygulamasından atıldı >
  • Adam gibi patronlarda var yalnız 3 saat hamallık yapıp 85 tl aldıgımıda bilirim fiziki olarak o kadar yoruluyordum ki güniçinde yatmaktan başka birşeye mecalim kalmıyordı ama 3 saat iyi bir süre

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • Yapay Zeka’dan İlgili Konular
    Daha Fazla Göster
  • Bu yaziya isverenler hak verir.

    < Bu ileti mini sürüm kullanılarak atıldı >
  • Bende aile şirketinin yöneticisiyim, çalışma hayatındaki tutumlar domino etkisine sahip olduğunu düşünüyorum. Asla tek taraflı çaba, iyi niyet ve özveri hiç bir şeye yaramaz. Gözlemlediğim kadarıyla ülkemizde bu tarafı üstlenen genelde işini kaybetme korkusu yaşayan çalışanlar oluyor.

    Bir işyerinin en tepesindeki patron, alt kademedeki çalışana kötü davranırsa bu etki bütün işyerine yayılır ve dolaylı olarak müşterilere kadar etkisi ulaşır.

    Sadece davranışlar değil maddi adalette önemli fakat hepsi aynı yere çıkıyor. Ülkemizde işveren tarafının alternatifi çok, x olmazsa y olur fakat çalışanlar için aynı kolaylık ve bolluk yok. O sebeple işverenlerin adaletine kalmış bir iş düzenine sahibiz.

    Kurumsallaşmış ve düzeni oturmuş firmalar dışında çoğu çalışanlar acaba sigortam yatıyor mu ? Kovarlarsa tazminat alır mıyım ? acaba zam alır mıyım ? Bu soruların hepsi muamma, böyle ortamda hak arasan dert isyan etsen ayrı dert...

    Kanunlar çalışanların yanında fakat reelde yapılanlar iş verenin kanunları üstünden yürüyor. İnsanları işsiz parasız kalma korkusuyla yöneten bir ekonomik yapımız var. Fakat daha iyi ve motivasyonu yüksek çalışsın diye çabalayan çok ufak bir kesim var.




  • Yeni neslin sıkıntısı ney biliyor musun? Gözünün açık olması. Yasa 45 saat derken onu 60 saat çalıştırıp mesaisini vermezsen ilk bulduğu iş için bırakıp kaçar. İşverenler de iş var insanlar iş beğenmiyor der. İnsanlar hem it gibi çalışsın hem de 1600 lira para alsın. Bu insanların üzerinden işveren ise her yıl arabasını yenilesin banka hesabındaki paranın yanına 0lar eklesin ama işçi bu ay sonunu nasıl getireceğim diye düşünmekten başka bir şey yapmasın. Şuanki ekonomide yeni neslin iş beğenmemesi (!) çok normal.

    Büyük ihtimalle bir 30 40 yıl daha en az 3 çocuk etkisini bu ülke yaşayacak. Bilinçli bireyler insanlar ve hayvanlar arasında fark olduğunu gereksiz üremenin topluma bir faydası olmadığını anladıktan sonra azalan genç nüfus ile genç nesil iş beğenir. Daha doğrusu işveren işçi beğenir dersem daha doğru olur.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi KırmızıElma -- 14 Eylül 2018; 19:17:41 >
    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • 
Sayfa: 1
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.