Yeni Kayıt
Konudaki Resimler
< Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı > |
Hızlı 
Bildirim
Yeni arabalar oyuncak gibi?
Sıcak Fırsatlarda Tıklananlar
Editörün Seçtiği Fırsatlar
Karaca Şile Çelik Tencere Set 8 Parça : Amazon.com.tr: Mutfak
https://www.amazon.com.tr/dp/B08VSJXDBG
5 ay önce paylaşıldı
Daha Fazla 
Bu Konudaki Kullanıcılar:
Daha Az 
1 Misafir - 1 Masaüstü
Giriş
Mesaj
-
-
Hidrolik yada elektrik direksiyon olayı iyidir, oyuncak moyuncak yeni yenidir -
Esp ye bende karşıyım arba aruhunu kaybediyor.
Aslında kolaylık olarak üretilmiş olan tüm teknolojiler özellikle esp yokuş kalkış gibi esasında sürücünün acemi kalmasını sağlıyor. Esp ye güvenip basıyor adam daha gaz debriyaj ilişkisini anlamadan yokuşta rahatça kalkıyor vs.. iyi gibi görünsede acemi bırakıyor yeni sürücüleri -
gelecekte otomatik pilotlu araçlar olacak .. çalışmaları zaten var
V8 V12 gibi şeyler tarihe karışacak ...
akaryakıt tükendiğinde hepimiz elektrikli araç almak zorunda kalacağız ...
ama asıl merak etiğim şey akaryakıt bitiğinde gemiler uçaklar vs. ne yapacak* -
Şuanki teknolojiler az bile. ESP 20 senedir mi ne var daha yeni yeni standart oluyor.
Şahsi olarak iki araçtan birini seçip ömür boyu kullanacak olsam 76 Mustang yerine ESPli, Trilyon havayastıklı, TCSli, ABS ASRli, ECS-DSGli, koltuk ısıtmalı, şerit takip sistemli, kör nokta uyarı sistemli, 4 yön kamera kontrol destekli, park asistanlı, vb bir çok haltı olan aracı seçerdim.
Yemişim araba ruhunu... -
şu anki teknoloji bile yetersiz ki kazalar olup duruyor. keşke araçlar kendi gitse önde araç görünce yavaşlasa. ne ruhu ya, yemişim ruhunu... -
quote:
Orijinalden alıntı: ilker1041
şu anki teknoloji bile yetersiz ki kazalar olup duruyor. keşke araçlar kendi gitse önde araç görünce yavaşlasa. ne ruhu ya, yemişim ruhunu...
Kazalar araçlarla ilgili değil sürücülerle ilgili
< Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı > -
bende onu diyorum işte sürücüye bırakmayacaksın işi. 120 hız sınırıysa bütün araçlar 120 ile gidecek. öyle hayvan gibi iksenon farlı araçlarla 200 basamayacak. kimsenin zevki benim hayatımdan değerli değil. 
-
quote:
Orijinalden alıntı: K0rkunc
Esp ye bende karşıyım arba aruhunu kaybediyor.
Aslında kolaylık olarak üretilmiş olan tüm teknolojiler özellikle esp yokuş kalkış gibi esasında sürücünün acemi kalmasını sağlıyor. Esp ye güvenip basıyor adam daha gaz debriyaj ilişkisini anlamadan yokuşta rahatça kalkıyor vs.. iyi gibi görünsede acemi bırakıyor yeni sürücüleri
Acemi neden bıraksın?Yeni çıkan her araç artık böyle olduğu için acemi kalma gibi bir durum yok.Bunların hepsi güvenlik önlemi ve sürücünün yararına olan şeyler.Bu donanımlar insanın kendisini çok daha güvende hissederek kullanmasını sağlıyor.Mental rahatlık herşeyden önce gelir.
Esp istemeyenler, Esp kapatılabilen modelleri tercih eder olur biter.Ben Esp'yi asla ve asla kapatmam.En hayati güvenlik donanımlarından biri.
-
quote:
Orijinalden alıntı: ilker1041
bende onu diyorum işte sürücüye bırakmayacaksın işi. 120 hız sınırıysa bütün araçlar 120 ile gidecek. öyle hayvan gibi iksenon farlı araçlarla 200 basamayacak. kimsenin zevki benim hayatımdan değerli değil.
Doğruda araba kullanmak bir hobi olarakta yapılan bir sey biz ne yapacağı. O zaman :D
< Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı > -
quote:
Orijinalden alıntı: LanciaDeltacı
quote:
Orijinalden alıntı: K0rkunc
Esp ye bende karşıyım arba aruhunu kaybediyor.
Aslında kolaylık olarak üretilmiş olan tüm teknolojiler özellikle esp yokuş kalkış gibi esasında sürücünün acemi kalmasını sağlıyor. Esp ye güvenip basıyor adam daha gaz debriyaj ilişkisini anlamadan yokuşta rahatça kalkıyor vs.. iyi gibi görünsede acemi bırakıyor yeni sürücüleri
Acemi neden bıraksın?Yeni çıkan her araç artık böyle olduğu için acemi kalma gibi bir durum yok.Bunların hepsi güvenlik önlemi ve sürücünün yararına olan şeyler.Bu donanımlar insanın kendisini çok daha güvende hissederek kullanmasını sağlıyor.Mental rahatlık herşeyden önce gelir.
Esp istemeyenler, Esp kapatılabilen modelleri tercih eder olur biter.Ben Esp'yi asla ve asla kapatmam.En hayati güvenlik donanımlarından biri.
Acemi bırakmasının sebebi şudur hiçbir zaman aracın gerçek limitlerini bilmiyorsunuz arabayı limitinden fazla kullanıyorsunuz araç sizi sınırlandırıyor sorunda tam burda yaşanıyor kişisel fikrim
-
valla orasını bilmiyorum hobi olarak hiç kullanmadım 
-
quote:
Orijinalden alıntı: Mr.Mezarci
gelecekte otomatik pilotlu araçlar olacak .. çalışmaları zaten var
V8 V12 gibi şeyler tarihe karışacak ...
akaryakıt tükendiğinde hepimiz elektrikli araç almak zorunda kalacağız ...
ama asıl merak etiğim şey akaryakıt bitiğinde gemiler uçaklar vs. ne yapacak*
Akaryakıtı sadece fosil yakıt zannetmeyin.
Biyodizel ile dizel motorlar, etanol ile (Ki bira üretirken bile elde ediliyor) benzinli motorlar çalışmaya devam edecektir.
Yeni arabaların şoförleri acemi bıraktığına katılıyorum. Ancak yeni arabaların hemen hemen hepsi aynı donanımlara sahip olduğu için, acemi şoförün zorluk çekmesi çok mümkün değil.
Çünkü ne zaman rampaya gelse, araba kendisini otomatik olarak tutuyor. Ne zaman frenler kilitlenecek olsa, araç bunu engelliyor.
Bu sefer sürücü sırf donanıma güvenmeye başlıyor. Mesela Cruise Control iyi bir donanım. Hele adaptif olanı daha iyi. Önünüzdeki arabaya göre hızını ayarlayarak seyir ediyor.
Bu donanımlar her arabada olduğu için bu şekilde olmasının bir sakıncası yok.
Fakat olayın bir de şu yönü var, rampada kaydırmadan kaldırmayı becerebilen bir şoför, kendi kendisinin yokuş kalkış asistanı olur. Manuel kullanmayı ezberlemiş bir kişi kendi kendisinin otomatik vitesi olur. Sadece köprü trafiği gibi ağır bir trafiğe girdiğinde, bacak ağrısı yaşar. Onun dışında kendi kendisinin başarılı bir otomatik vitesi olur.
Aynı şey diğer donanımlar için de geçerli. Misal CC, ben şu anda uzun yolda aracımın hızını mutlak sabit tutabiliyorum. Üstelik bunu CC'li bir araçtan daha iyi yapabiliyorum. Yakıt ekonomisi konusunda CC daha başarılı olabilir ancak sürüş konusunda tam olarak böyle değil.
Biraz detaya ineyim.
Kendi kendimin yokuş kalkış desteği oldum. Yokuş yukarı kalkışta araç önden çekişli olduğu için, eğer yokuş çok dikse ve arabanın patinaja düşeceğini kestirmişsem, el freni ile kalkış yapıyorum. Aksi halde debriyaj, gaz dengesini güzel kurarak, kaydırmadan ve patinaj çektirmeden arabayı kaldırabiliyorum. Bununla birlikte, eğimli ve dönüşlü yollada (Yani arabanın çapraz kaldığı durumlarda) patinaj kaçınılmaz oluyor. Sonuçta aşağıda kalan tekerlek yere basarken yukarıda kalan tekerlek boşta dönüyor. Diferansiyel kilidi olmayan her araba burada sıkıntı yaşar. Her neyse, eğer yokuş kalkış desteği bozulacak olursa, en azından sanayiye gidene kadar sürücümüz yokuşlarda bocalayacaktır. Üstelik kendisine masraf çıkaracaktır. Oysa yokuşta kaldırmayı öğrenmiş bir kişi asla bu yetisinden mahrum kalmayacaktır.
Otomatik vites konusunda, evet otomatik vites rahatlıktır ancak, ben manuel kullanıyorum ve pek bir zorluk yaşamıyorum. Viteslere karar vermek için düşünmüyorum bile. Çoğu zaman yolun ve aracın durumuna göre vites geçişlerini ezbere yapabiliyorum. Bugün sıfır araba alacak olsam, otomatik vites için istenen farka, başka bir kaç donanım alabilirim. Manuel vites te şu anda bana gayet rahat geliyor ve en baba otomatik vitesten daha sarsıntısız sürüyorum. En bocalanan 2'den 1'e atarken dahi, ufak bir aragazıyla sarsıntıyı önleyebiliyorum.
Mesela CC'li araç hiç kullanmadım ama, zannedersem rampaya geldiğini algıladığı zaman (Yani aracın açısı değiştiği zaman) gaz vermeye veya kesmeye başlıyor. İnsan faktörü ise bir kaç yüz metre ötedeki rampayı görerek, buna göre gaz tepkisini yine düşünmeden ayarlayabilir. Rampa çıkılacağını görünce düşünmeden, kendi kendisine (Kazanılmış refleks ile) gaz pedalını bir kaç milim öteye iterek aracın rampadaki hızını dengelemeyi başarır. Eğer rampada tutunamayacaksa vites düşürmeyi de yine kazanılmış refleks ile sağlayabilir. Rampa inişlerde de aynı şey geçerli. Rampa inmeye başlamadan önce gazı kesebilir, duruma göre vites büyütülüp büyütülmeyeceğine kazanılmış refleksler ile düşünmeden karar verebilir.
Aynı şey frende de geçerli. Bundan önceki aracımda ABS yoktu, fren tepkilerini ezberledikten sonra, gündelik şartlarda en iyi frenlemeyi ezbere yapıyordum yine.
Islak zemin, kumlu zemin, sıcaktan kayganlaşmış asfalt zemin gibi zeminler haricinde, arabayı hiç kızaklatmadan istediğim frenlemeyi temin eder hale gelmiştim.
Şimdiki aracımda ABS var, aynı fren tepkilerini elde edemiyorum. Eski aracımda frenin kızaklamakla, tutunmak arasında kalacağı noktayı ayarladığım zaman, çok muntazam bir panik fren elde ediyordum ki bunu hiç düşünmeden yapıyordum. Şimdiki aracımda kaç kere ABS devreye girdi bilmiyorum.
Aynı şey klimada bile geçerli. Elektronik klimanın sıcaklığı algılaması ve ona göre karar vermesi, insanın kendisinin algılamasından uzun sürer.
Ancak otomobil denilen nesneyi kullanmayı her geçen gün daha kolay hale getirdikleri aşikar. Yine de sürücülerin otomobile güvenmemeleri lazım.
Açıkçası tek hidrolik direksiyona bahanem yok, o da şehir içinde şart.
Ancak onun da arızası halinde aşırı bocalama durumu gerçekleşir.
Belki size göre yanlış düşünüyorum ama benim düşüncem bu. Bir de bir mühendis sözü vardır: "Ne kadar basit, o kadar iyi"
-
Elektrikli arabalarla gerçek ustalar olacağız. Sıfır devirde maksimum, her devirde sabit tork. Görün bakın ne canbazlar türeyecek... Aslında bugünkü menzil ve şarj kabiliyetlerinde elektrikli arabalar 70'lerin başında yapılmıştı. Böyle arabaların yaygınlaşmasından devletlerin çekindiğini düşünüyorum, bir batarya daha koysanız 0-100 süresi yarıya iniyor.
Sürüşü zevksiz yapan şey kötü arayüz, ucuz mühendislik ve komponentler. Aşırı dolaylı ve geirbildirimi yetersiz mekanizmalar, hareket çözünürlüğü kötü olan kinematik gibi.
Eşik frenlemeye izin veren ABS, lastik sesini işitmeye izin veren ESP, direksiyona direkt bağlı olup aracın ataletini referans sinyal kabul eden takviyeler yetenekleri köreltmiyor. Yalnız genel olarak eski nesiller hareket konusunda biraz daha zekilerdi gibi geliyor. Fiziksel çevreyle daha çok muhataplardı, daha çok yeknesak ve hareketli iş yapıyorlardı. Mekanik hesap makinası kullanan (mesela Facit) bir muhasebeci akşama kaslarının ağrımayacağı yöntemi bulmak, en doğru kuvvet açılarını keşfetmek zorundaydı. Daktilocu tuşa nokta için M harfindeki gibi bastığında nokta kağıdın içine girerdi, iyi yazmak için her harfin ağırlığına göre üç dört çeşit kuvveti verebilmek gerekirdi. Copy-paste olmadığı için paragrafla düşünebilmesi gerektiğini zaten yazmıyorum, burası ayrı bir alan sürüş sırasında uzağa bakmaya denk geliyor bence. Eski plan yapan nesil dört parmağını kullanırdı, direksiyondaki kollar, düğmeler, ATM'ler... bütün arayüz de buna göreydi. Şimdiki nesil sadece başparmaklarını kullanıyor ve "variable" kontrollere pek alışkın değil.
Sayfa:
1
Ip işlemleri
Bu mesaj IP'si ile atılan mesajları ara Bu kullanıcının son IP'si ile atılan mesajları ara Bu mesaj IP'si ile kullanıcı ara Bu kullanıcının son IP'si ile kullanıcı ara
KAPAT X
Bu mesaj IP'si ile atılan mesajları ara Bu kullanıcının son IP'si ile atılan mesajları ara Bu mesaj IP'si ile kullanıcı ara Bu kullanıcının son IP'si ile kullanıcı ara
KAPAT X
