Şimdi Ara

Elektrikli araçlar bahsedildiği kadar temiz mi?

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
3 Misafir (1 Mobil) - 2 Masaüstü1 Mobil
5 sn
34
Cevap
0
Favori
1.295
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
2 oy
Öne Çıkar
Sayfa: 12
Sayfaya Git
Git
sonraki
Giriş
Mesaj
  • Elektrikli araçlar bahsedildiği kadar temiz mi?



    Gün geçtikçe daha da popüler hale gelen elektrikli araçlar, küresel ısınmayla mücadelede en etkili silahlardan biri olarak görülüyor. Ancak yapılan araştırmalar, bu silahın etkisinin bölgeden bölgeye değiştiğini ortaya koyuyor.



    Reuters'ın paylaştığı bir araştırmaya göre, elektrikli araçlar bazı ülkelerde benzinli araçlardan daha fazla kirliliğe neden oluyor. Gaz salımı olmayan bir aracın havayı nasıl kirlettiğini soracak olursanız da, bu araçların kullandığı elektriğin nasıl üretildiğine bakmak gerekiyor. Bu, aslında başından beri çok tartışılan bir konu ama haberimize konu olan araştırma, elektrikli araçların ne kadar etkili olduğunu ülke bazında ele almış.



    Ayrıca Bkz.Hidrojen yakıtlı yarış kamyonu H2 Racing Truck tanıtıldı



    Verilere göre, elektrikli araç satışlarının hızla yükseldiği Avrupa göz önüne alındığında, Polonya ve Kosova'da şebekelerin çok fazla kömüre bağlı olması nedeniyle elektrikli araçlar daha fazla karbon emisyonuna neden oluyor.



    Elektrikli araçlar bahsedildiği kadar temiz mi?



    Araştırmada yer verilen diğer ülkelerde ise durum bundan biraz daha iyi. Bu konudaki en iyi ülke, nükleer ve hidroelektrik santrallerinden güç alan İsviçre. Söz konusu ülkede elektrikli araçlar benzinli muadillerine göre yüzde 100 oranında karbon tasarrufu sağlıyor. Bu oran Norveç'te yüzde 98, Fransa'da yüzde 96, İsveç'te yüzde 95 ve Avusturya'da yüzde 93 olarak açıklanmış.



    Benzinli araç yerine elektrikli araç kullanımından sağlanan karbon tasarrufu oranı Sırbistan'da yüzde 15, Estonya'da yüzde 35 ve Hollanda'da yüzde 37 seviyesinde. Kaynakların yenilenebilir enerji ve kömür karışımından oluştuğu Almanya'da ise bir elektrikli araç kullanıcısının sağladığı sera gazı tasarrufu yüzde 55 seviyesinde.



    Elektrikli araçlar bahsedildiği kadar temiz mi?



    Rapora göre, Almanya ve İspanya gibi güneş ve rüzgar enerjisine büyük yatırım yapan ülkelerde, yenilenebilir enerji depolama eksikliği nedeniyle elektrikli araçların şarj edildiği zaman aralığı da büyük önem kazanıyor. Örneğin, elektrikli aracı güneş ve rüzgarın daha yoğun olduğu öğleden sonra şarj etmek, şebekelerin kömürle beslenme olasılığının daha yüksek olduğu geceye göre yüzde 16 - 18 daha fazla karbon tasarrufu sağlıyor.



    Sonuç olarak, elektrikli araçların iklim değişikliği konusunda fark yarattığı bir gerçek. Ancak, gerçek etkinin sağlanması için elektrik üretiminin de karbondan arınması ve yenilenebilir enerji depolamada daha iyi çözümler bulunması gerekiyor. Birçok Avrupa ülkesinde bu sorunlar tam anlamıyla giderilebilmiş değil.




    Kaynak:https://www.reuters.com/business/cop/is-your-electric-car-eco-friendly-you-thought-2021-11-10/



  • Güneş panellerinin kullanımının artması lazım. Hiçbir çalışma göremedim bu konu ile ilgili. Dünyada o kadar boş arazi var. Eğer ki gerçekten yapılmak istenen şey hava kirliliğinin önüne geçilmekse

    ( ki hiç zannetmiyorum, iPhone bile sözde şarj aletini bu yüzden çıkarmış kutudan ne alakaysa ???))

    Güneş paneli kullanımı yaygınlaşmalı.

    Elektrikli araçların biliyorsunuz bataryaları var. Bu bataryalar lityum-iyon bataryaları ve özel toprak elementlerinden yapılıyorlar. Özel toprak elementleri de özellikle Çin ve Afrika'da çok bulunuyor. Her neyse, bu bataryaları üretmek için özel toprak elementlerine ihtiyaç duyuyorsunuz ve bunları üretmenin gidip bu elementleri madencilik yaparak çıkartmaktan başka yolu yok. Yalnız bunları çıkarmak öyle kolay bir iş değil, çok geniş bir alanı kazmak gerekiyor ve çevreye radyoaktif zararları söz konusu. Uranyum gibi Toryum gibi radyoaktif elementler yayılıyor çevreye bunları çıkarırken. Bizim çevre dostu elektrikli araçlarımız o kadar da çevre dostu değil. Daha da kötüsünü söyleyeyim, bu madenciliğin çok büyük bir oranı Çin'de gerçekleşiyor. Çin'e bu konuda dünyaca biraz bağlıyız aslında. Bu özel toprak elementleri iki yerde bolca var: Çin ve Afrika. Bu yüzden Çin Afrika üzerinde de yayılmaya çalışıyor son dönemde.


    Elektrikli araçlar için bir diğer çok önemli husus kullanılan mıknatıs. Bu mıknatıslar konusunda da tamamen Çin'e bağlıyız. Özel toprak mıknatısları diyorlar bunlara (rare earth magnet).

    Elektrikli araçlar, doğal olarak elektrik motorları kullanıyorlar. Elektrikli araçlarda asenkron motor (mıknatıs yok), kalıcı mıknatıslı senkron motor (pmsm) ve fırçasız doğru akım motoru (bldc) kullanılabiliyor. Bunların biri önde biri arkada da olabiliyor (önde asenkron motor arkada pmsm). Asenkron motor dışında bahsettiklerimin üretimi için kalıcı mıknatıslar gerekiyor. Bu mıknatıslar öyle ucuz da değil, kilosu 50 dolar civarları olsa gerek. Bu yüzden Toyota, Tesla gibi markalar artık bu özel toprak elementlerine olan ihtiyaçlarını kısmaya çalışıyorlar.


    Bu işin bir de enerji kısmı var. Tamam elektrik enerjisiyle çalışıyor ama o enerjiyi nasıl üretiyorsun sen. Bakın Türkiye'deki elektrikli araçlar için şebekeden çektiğin enerji ya barajlardan (hidroelektrik santrallerden) gelen enerjidir ya da termik santralden geliyordur.. Eğer barajlardan geliyorsa iyi, temiz enerji diyebiliriz. Ancak bir dizel santralden, doğalgaz santralinden, taş kömür- linyit santralinden vs geliyorsa işler kötü. Bindiğin elektrikli araç çevre canlısı değil. Aksine çevreye oldukça fazla zararı var.


    Bu işi Türkiye'de çevreye zarar vermeden yürütmenin tek oluru var o da nükleer santral kurmak. Nükleer santraller temiz enerji üretir ve çoook fazla enerji üretirler. 1kg Uranyum-235 izotopunun ürettiği enerji yaklaşık 1500 ton taş kömürünün ürettiği enerjiye eşit. Bunlar için uranyum zenginleştirme tesisleri gerek orası ayrı. Uranyum elementinin binde 7'si U-235 izotopu, kalan kısmı U-238 izotopu. Çekirdek enerjisi 235 izotopuyla üretiliyor. Bir nükleer santral kurmak öyle zırt diye olacak iş de değil zaten. Çok kompleks santraller bunlar. Bu işe gireceksen Fransa'dan danışmanlık alacaksın. Fransa'da üretilen enerjinin %70 civarı nükleer santral enerjisi. Çok fazla nükleer santralleri var ve çok temiz enerji üretiyorlar.

    Nükleer santral ile elektrik üretmek daha mantıklı gibi


    Zaten 2050 kadar füzyon reaktörü yapmayı ve stabil çalıştırmayı yapacaklarını söylüyorlar , Çin yapay güneşi füzyon reaktörü işte , yakıt son derece ucuz helyum , patlama olasılığı yok , reaktör atığı radyoaktif değil vs vs


    Hani 45 yaşında emekli olmuş boş yaşayan dayılar diyor ya eskiden şöyle böyleydi diye bundan 100 sene önce araba ve cep tel yoktu birisi bunları konuşsa deli derlerdi 100 sene sonra kim bilir neler olacak ama insla bizim cahil dayılar olmayacak

    Üzgünüm ama “Bütün dünyayı güneş panelleriyle kaplasan, Hindistan’a, Çin’e yetmez” söylemi bir şehir efsanesinden ibaret. Bırakalım rakamlar konuşsun:


    Dünyaya düşen foton enerjisi: 173.000 Tw (anlık)


    Dünyanın toplam elektrik tüketimi: 25.000 Twh/yıl


    Güneş panellerinin ortalama verimi: %20.


    Bu rakamlar herhangi bir kaynaktan teyit edilebilir, o nedenle kaynak vermekle uğraşmayacağım.


    Peki, rakamlar bize ne söylüyor?


    Tüm dünya yüzeyini güneş panelleriyle kaplarsak, 173.000 x 0,2 (%20): 34.600 Twh elektrik elde ederiz. Günde 4,5 saat efektif ışık alma süresi öngörsek, bu, 34.600 x 4,5 = 155.700 Twh/gün yapar. Bunu 365 ile çarparsak yıllık elektrik üretimini buluruz: 155.700 x 365 = 56.830.500 Twh/yıl.


    Evet, tüm dünyayı güneş panelleriyle kaplarsak, günde sadece 4,5 saat ışık aldığını varsaysak dahi yılda yaklaşık 57 milyon terawatt-saat elektrik üretebiliriz. Bu rakam dünya yıllık ihtiyacının tam 2.273 katı. Bir başka deyişle, tüm dünyayı solar panellerle kapladığımızda, bir yılda dünyanın 2273 yıllık ihtiyacına yetecek elektrik üretebiliyoruz. Demek ki, dünyanın sadece 2273’de birini güneş panelleriyle kaplarsak, tüm dünyaya yetecek elektrik üretebiliyoruz.


    Peki dünyanın yüzölçümü ne? 510 milyon km2. Bunun 2273’de biri olan. 224.373 km2 alan bize yetiyor. Tüm karaların yüzölçümü 149 milyon km2 olduğuna göre, yeryüzündeki karaların 664’de birini güneş paneli ile kaplasak, tüm dünyanın elektrik üretimine yetecek elektriği üretebiliriz. 224.373 km2, Türkiye’nin yüzölçümü olan 780 bin km2’nin yaklaşık %28,5’i. Başka türlü örnek vermek gerekirse, Laos ya da Guyana kadar, hatta Belarus’tan azıcık büyük bir alanı bu işe ayırmamız yetiyor. Hatta buna gerek bile yok, çünkü biraz çabayla, güneş panellerini denizlere ve göllere de kurabiliriz.


    Burada sorun, güneş enerjisinin yeterliliği değil, görüyoruz ki bu enerji fazlasıyla yeterli. Burada sorun, güneş enerjisinin kesintili bir enerji türü oluşu. Dünyanın bir yarısı gündüzken, diğer yarısı gece oluyor. Haliyle güneş panelleri gece çalışmayacağı için gündüz bölgesinde üretilen elektriğin gece bölgesine aktarılması ya da gündüz üretilen elektriğin gece kullanımı için depolanması gerekiyor. Her 2 durum da biraz sıkıntılı. Aslında Büyük Sahra çölü tüm dünyaya yetecek elektriği üretecek güneş panellerini kurmaya çok uygun devasa bir alan. Çöl orada bomboş, işe yaramaz bir halde öylece duruyor. Bu alanı dünyanın elektriğini üretmek için kullanmak çok akıllıca. Keza Avustralya da bu amaç için çok uygun. ABD’deki (Mesela Nevada, Teksas vb.)  çöller ile Şili’deki çöllük alanlar ve Gobi çölü de çok uygun yerler. Ama sorun, buralarda üretilen elektriğin ihtiyacı olan yerlere nasıl iletileceği… Büyük Sahrada üretilen elektrik, mesela Avrupa’ya nasıl iletilecek? Avrupa gece kullanımı için bunu nasıl depolayacak.


    Özetlersek; “Tüm dünyayı güneş panelleriyle kaplasan, Çin’e, Hindistan’a yetmez” lafı, koca bir yanılgıdan ve yanlış anlamadan ibaret. Güneşten her an dünyaya, dünyanın enerji tüketiminin 10 bin katı foton enerjisi düşüyor. Teknolojimiz yeterli olsa, sadece güneşten gelen enerji tüm enerji ihtiyacımızı sonsuza kadar karşılayabilir ama ah işte, teknoloji yetersiz kalıyor, yetersiz kalmadığı yerde de “PAHALI” kalıyor ve bu yüzden tercih edilmiyor (kapitalist zihniyetin gözü çıksın!).

  • Güneş panellerinin kullanımının artması lazım. Hiçbir çalışma göremedim bu konu ile ilgili. Dünyada o kadar boş arazi var. Eğer ki gerçekten yapılmak istenen şey hava kirliliğinin önüne geçilmekse

    ( ki hiç zannetmiyorum, iPhone bile sözde şarj aletini bu yüzden çıkarmış kutudan ne alakaysa ???))

    Güneş paneli kullanımı yaygınlaşmalı.

    < Bu ileti mini sürüm kullanılarak atıldı >
  • Nükleer santral ile elektrik üretmek daha mantıklı gibi


    Zaten 2050 kadar füzyon reaktörü yapmayı ve stabil çalıştırmayı yapacaklarını söylüyorlar , Çin yapay güneşi füzyon reaktörü işte , yakıt son derece ucuz helyum , patlama olasılığı yok , reaktör atığı radyoaktif değil vs vs


    Hani 45 yaşında emekli olmuş boş yaşayan dayılar diyor ya eskiden şöyle böyleydi diye bundan 100 sene önce araba ve cep tel yoktu birisi bunları konuşsa deli derlerdi 100 sene sonra kim bilir neler olacak ama insla bizim cahil dayılar olmayacak


    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • Tek çevreci ulaşım binek hayvanlarla ulaşımdır.

  • Araç elektrikli diye daha da abartarak içini 55 ekran tv ye çevirmenseler, oraya buraya gereksiz ışıklar koymasalar belki daha da temiz olabilirlerdi.

  • Zamanında Elon Musk buna cevap vermişti. Evet aracımız elektrikli ama bunu üreten santral fosil kullanıyor diye. Ardından da şunu eklemişti "En iyi araba motoru %28 civarı bir verimlilikle çalışıyor. Bir santral ise %60 verimlilikle çalışıyor."

    Dolayısı ile hiç yoktan iyidir hesabı. Zaten insanlar hadi bütün fosili bırakalım güneş, rüzgar enerjisine geçelim bir an önce gibi düşünüyor da. Bir anda bütün ihtiyacı karşılayabilecek kadar tesis yapabilme gücü olsa bile, bunca senedir yapılan fosil yatırımlarının da çat diye kapatılması yine mantıklı değil.

    Bu işin ister istemek ekonomik boyutları var. Gelişmemiş veya gelişmekte olan hiç bir ülkeye ekonomik problemleri çözmeden kolay kolay satamazsınız bu argümanları.

    Ama günün sonunda en kısa sürede geçişin tamamlanması lazım.

  • Oncelikle elektrikli araclar kesinlikle daha temiz degil. Sadece pisligi fakir ulkelerde tutuyor. Santralin oldugu bolgeyi kirletiyor.

    Bundan 100 yil once herkes ata biniyordu at arabalari vardi. Hatta sokaklar da bilek boyuna gelen at kakalariyla doluydu. Evet her yer at kakasiydi. Kadinlar bu yuzden topukluayakkabi giyiyordu.

    Sonrasinda benzinli araclar cevreci mottosuyla piyasaya cikti. Gercekten cevreciydi.at kakalari gittikce azaldi. Daha az at kakasi daha fazla mutluluk demekti. Ama benzin de kuzey afrikanin , arabistan yarim adasinin somurulmesi manasina geliyordu. Nice petrol savaslari cikti nice insanlar öldu ancak su unutulmamali, baska yerde akan kan, kendi sokagindaki at kakasi kadar onemli degildi. Varsin kan aksin ama at kakasi olmasin dendi.

    Benzinin ve mazotun da hanfikapi sonradan ortaya cikti. O da bulundugu ortami kirletiyordu. Depolarken sorun yoktu ama yakildiginda kirletiyordu. Birileri gecen yuzyildaki plani devreye koydu ve dedi ki, baska yerde akan pislik, bizim caddelerimizdeki gazlardan daha onemli degil! Dedi.

    Simdi nukleer ile, termik santrallerle pislik baska ulkelere aktarilmakta, temiz enerji bati ulkelerince kullanilmakta. Ha gun gelecek bu pislik batiya yine gelecek , atmosfer hareketli neticexe, ancak o zaman da artik daha fazla enerji veren tokamak gibi fizyon motorlari elektrik uretir. Onun da kokusu cikar yakinda.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • joven kullanıcısına yanıt
    Değil, ahır hayvanları ciddi metan üretiyor. Sera gazlarının %10 civarı büyük hayvancılıktan ki büyük oranda et üretimi için bu da. Bu kadar insana yetecek kadar at kullanacak olsak bu oran katlanır.

  • dfk24 kullanıcısına yanıt
    O zaman güneş panellerinin üretiminin artması lazım, bunun için de enerjiye ihtiyaç var. Güneş panelleri elektrik üretirken yıpranan şeyler, mevcut teknoloji ile üretilenlerin yapısında zararlı kimyasallar olduğu gibi üretim esnasında da çevreye zararlı etkileri oluyor.
    Elektrik üretimi dengeli beslenmeye benzer, yeter ki en başta karbon salınımı yapan abur cuburları bırakalım. Belli bir enerji kaynağına yönelmek her türlü zararlı.

  • Elektrikli araçların biliyorsunuz bataryaları var. Bu bataryalar lityum-iyon bataryaları ve özel toprak elementlerinden yapılıyorlar. Özel toprak elementleri de özellikle Çin ve Afrika'da çok bulunuyor. Her neyse, bu bataryaları üretmek için özel toprak elementlerine ihtiyaç duyuyorsunuz ve bunları üretmenin gidip bu elementleri madencilik yaparak çıkartmaktan başka yolu yok. Yalnız bunları çıkarmak öyle kolay bir iş değil, çok geniş bir alanı kazmak gerekiyor ve çevreye radyoaktif zararları söz konusu. Uranyum gibi Toryum gibi radyoaktif elementler yayılıyor çevreye bunları çıkarırken. Bizim çevre dostu elektrikli araçlarımız o kadar da çevre dostu değil. Daha da kötüsünü söyleyeyim, bu madenciliğin çok büyük bir oranı Çin'de gerçekleşiyor. Çin'e bu konuda dünyaca biraz bağlıyız aslında. Bu özel toprak elementleri iki yerde bolca var: Çin ve Afrika. Bu yüzden Çin Afrika üzerinde de yayılmaya çalışıyor son dönemde.


    Elektrikli araçlar için bir diğer çok önemli husus kullanılan mıknatıs. Bu mıknatıslar konusunda da tamamen Çin'e bağlıyız. Özel toprak mıknatısları diyorlar bunlara (rare earth magnet).

    Elektrikli araçlar, doğal olarak elektrik motorları kullanıyorlar. Elektrikli araçlarda asenkron motor (mıknatıs yok), kalıcı mıknatıslı senkron motor (pmsm) ve fırçasız doğru akım motoru (bldc) kullanılabiliyor. Bunların biri önde biri arkada da olabiliyor (önde asenkron motor arkada pmsm). Asenkron motor dışında bahsettiklerimin üretimi için kalıcı mıknatıslar gerekiyor. Bu mıknatıslar öyle ucuz da değil, kilosu 50 dolar civarları olsa gerek. Bu yüzden Toyota, Tesla gibi markalar artık bu özel toprak elementlerine olan ihtiyaçlarını kısmaya çalışıyorlar.


    Bu işin bir de enerji kısmı var. Tamam elektrik enerjisiyle çalışıyor ama o enerjiyi nasıl üretiyorsun sen. Bakın Türkiye'deki elektrikli araçlar için şebekeden çektiğin enerji ya barajlardan (hidroelektrik santrallerden) gelen enerjidir ya da termik santralden geliyordur.. Eğer barajlardan geliyorsa iyi, temiz enerji diyebiliriz. Ancak bir dizel santralden, doğalgaz santralinden, taş kömür- linyit santralinden vs geliyorsa işler kötü. Bindiğin elektrikli araç çevre canlısı değil. Aksine çevreye oldukça fazla zararı var.


    Bu işi Türkiye'de çevreye zarar vermeden yürütmenin tek oluru var o da nükleer santral kurmak. Nükleer santraller temiz enerji üretir ve çoook fazla enerji üretirler. 1kg Uranyum-235 izotopunun ürettiği enerji yaklaşık 1500 ton taş kömürünün ürettiği enerjiye eşit. Bunlar için uranyum zenginleştirme tesisleri gerek orası ayrı. Uranyum elementinin binde 7'si U-235 izotopu, kalan kısmı U-238 izotopu. Çekirdek enerjisi 235 izotopuyla üretiliyor. Bir nükleer santral kurmak öyle zırt diye olacak iş de değil zaten. Çok kompleks santraller bunlar. Bu işe gireceksen Fransa'dan danışmanlık alacaksın. Fransa'da üretilen enerjinin %70 civarı nükleer santral enerjisi. Çok fazla nükleer santralleri var ve çok temiz enerji üretiyorlar.




    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Guest-389755DF6 -- 10 Kasım 2021; 22:51:59 >
  • dfk24 kullanıcısına yanıt

    Güneş paneli ile dünyanın enerji ihtiyacını karşılamak bir fanteziden ileriye gidemez. Güneş panellerinde, rüzgar türbinlerinde vesaire, sanıldığı kadar fazla enerji üretilmiyor. Singapur'da mesela koskoca okyanusa devasa paneller koyuyorlar (yüzüyor bunlar), o şekilde ciddi denebilecek enerji üretebiliyorlar. Tabii bunların oturup mühendisliğini yapacaksın. Optimum açıyla güneş ışınlarının panellere düşmesi gerek falan filan. Ama zor, bunlar yetmez. Ciddi miktarda temiz enerji üretmek için çekirdek enerjisine başvurman gerek. Çekirdek enerjisi çok büyük bir enerjidir. Nükleer santraller çekirdek enerjisiyle çalışır. Bizim insanımız nükleer santrali kafasında atom bombası ile bağdaştırıyor ancak asıl elektrik enerjisi için gerekli. Nükleer santralde çok fazla enerji üretiliyor ve bu enerji temiz enerji. Tek oluru bu yani.


    Zaten Türkiye gibi bir ülken varsa güneş panelleri, rüzgar türbinlerinden önce hidroelektrik santralle uğraşman gerek. Senin ülkene Fırat ve Dicle gibi iki tane mis gibi nehrin tertemiz suları akıyor. Yap barajı tertemiz enerjiyi üret. Bizim ülkemizin baz enerjisi hidroelektrik santrallerden üretilen enerjidir. Bunlar Fırat ve Dicle'nin uzantıları boyunca ilerler (karakaya, atatürk, birecik, kralkızı).


    Cennet vatan Türkiye derler ya gerçekten öyle. Şu ülkenin her türlü enerji potansiyeli var. Güneş paneli kursan verim alıyorsun, rüzgar türbini kursan verim alıyorsun. Tertemiz baraj enerjisi opsiyonun var...

  • dfk24 kullanıcısına yanıt

    Güneş panellerinde verim çok düşük. Otomobiller enerji kaynaklarının aslında çok ufak bölümünü harcıyor. Fabrikalar, Yük gemileri bunlar konuşulmuyor çünkü bunları elektrikli yapabilmenin imkanı yok. Tüm Dünya'yı güneş paneliyle kaplasan Çin ve Hindistan'a yetmez.



    Konuyu takip eden arkadaşlar konuma bakıp en azından farklı bir yorum görmek isterseniz linki bırakayım. Yorum yapmak veya sorgulamadan kabul etmenizi istemiyorum sadece okuyun bana yeter :)


    https://forum.donanimhaber.com/hibrit-elektrikli-araclarda-israrla-surdurulen-yaniltici-bilgiler-tartisma-konusu--137228499




    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi TheCaliph_ -- 11 Kasım 2021; 13:42:14 >
  • dfk24 kullanıcısına yanıt
    Güneş panellerinin çevre dostu olduğunu düşünmek bence saflık olur. Dünyada o kadar boş arazi var dediğin ne acaba? Bozkırda hiç bir canlının hayvanın yaşamadığını düşünmek tamamen saflık. Güneş panelleri de doğada yer kaplayacak, oraları işgal edecek, kurulduğu yerde yeşili ve habitatı yaşanmaz hale getireceğini öngöremeyen bence çevreci konuşmalar yapıp editörün seçimini hak etmemeli.

  • Oralara girersek hiç enerji üretmeyelim hocam. Ciddi miktarda elektrik enerjisi üretmek için elbette bir araziye ihtiyacın var, bunu söylemene gerek yok çünkü tüm enerji üretimleri için var olan bir gerçek bu. Rüzgar türbinleri de kuşların çarpıp ölmesine neden oluyor mesela. Bazı kuşlar enerji iletim hatlarına çarpıp ölebiliyorlar vs... Bunlara girmeye gerek yok çünkü önleyemiyoruz bu gibi şeyleri.


    Su kuvveti ile enerji üreteceksen hidroelektrik santrale ihtiyacın var. Buralarda devasa boyutlarda senkron generatörler kullanılıyor, onların yapımları, kullanılan malzemeler falan derken barajlar da çevre dostu değil deriz o zaman. Fakat demiyoruz. Hidroelektrik santraller (barajlar), güneş panelleri, rüzgar türbinleri ve nükleer santraller temiz enerji olarak kategorize ediliyor literatürde. Bir elektrik mühendisiyim, bu işlerin içinden birisi olarak söylüyorum bunu. Güneş panellerinin çevre dostu olduğunu söylemek de saflık falan olmaz. Gayet de temiz enerji kaynağı güneş panelleri.

  • Ülkemizde geçen yıl elektriğin %42'si yenilenebilir kaynaklardan üretildi.
    https://www.enerjiatlasi.com/elektrik-uretimi/


  • Elektrikli araçlar bahsedildiği kadar temiz mi?youtube
    Anlatan Adamlar'ın bu bölümünde yerli olarak üretilmesi planlanan TOGG gibi elektrikli otomobilleri ele aldık. Çevreyi ne kadar kirletiyorlar, içten yanmalı ...
    https://www.youtube.com/watch?app=desktop&v=-E8HIczoSF4&t=3s


    Elektrikli araçlar bahsedildiği kadar temiz mi?youtube
    Ben Emir, tam bir elektrikli araba canavarı, teknoloji delisi ve elektrikli araba tutkunuyum.2014 yılında Teslaturk.com isimli blogu kurarak başlayan yolculu...
    https://www.youtube.com/watch?app=desktop&v=Y9bZ1Gnh-nU&t=413s


    Elektrikli araçlar bahsedildiği kadar temiz mi?youtube
    Elektrikle çalışan arabalar, ilk kez yollara çıktıkları günden beri bilim insanları ile fosil yakıt endüstrisi arasındaki tartışmaların alevlenmesine neden o...
    https://www.youtube.com/watch?app=desktop&v=5YJagR8UGaI


    ...ki bu teknoloji daha geliştirilebilir çok alana sahip ama fosil yakıt motorlatın inovasyon şansları azaldı, sınırlarına geldiler.

  • Li-ION pil üretmek çevreyi çok fazla kirletiyor.


    Elektrikli araçlar sanıldığı kadar temiz değil.


    Elektrikli araçlar performanslı vb. olabilir ama içten yanmalı motordan temiz demek iddialı olur.


    En verimli ve mantıklı teknoloji Hibrit olabilir.

  • hasanmerto kullanıcısına yanıt

    https://forum.donanimhaber.com/elektrikli-araclar-bahsedildigi-kadar-temiz-mi--151087488#151093082

  • pil uretiminde dogaya salinan karbonu da unutmamak lazim

    < Bu ileti mini sürüm kullanılarak atıldı >
  • Elektrikli arabalar zaten şehirleri temiz ve gürültüsüz tutmaya yarayacaktı. Global bir çevrecilik beklemiyorduk. Rüzgar tribünlerinin yayılması süpriz oldu, bazen %55'e kadar karbon salınımı düşebiliyorsa bu sayede.


    Arabalar hala çok ağır ve büyük. Eskiden 700-1100 kg arası olan 'normal' bir Avrupa otomobili bugün 1300-1700 kg arasında. Menzil ve şarj sorunları... 1700 kiloluk akaryakıtlı aracın menzili neydi sanki... Ferdi ulaşım ve hafif araçlar için şehirlerde tercihen kendiliğinden, yoksa kısıtlamaya gidilirse elektrik çok daha verimli olabilir. Elektrikli bisiklet çok verimli ve Avrupa'da yaygın, diz eklemlerinde yürümeye oranla daha sabit bir kuvvet uyguladığından yaşlılar da özellikle otomobil + yürüyüş yerine tercih ediyor.


    Bence dönüşüm kağıtsız kırtasiyedeki gibi olacak. Printer kartuşları için yapabilecek yeteneği olan endüstri ülkeleri hiç bir standart ve düzenleme getirmeyince Xerox'tan HP'ye baskı makinası üreten bütün firmalar kendi kendilerini öldürdüler. Bugün fatura için bile çoğu zaman kağıt talep etmiyorsak sebebi biraz da bu. Benzer şekilde park ve trafik sorunlarına yetişmeye çalışmayıp insanların ışığı kendi kendilerine görmelerini bekleyecekler bence. Peugeot'nun araştırmasına göre gençler otomobile ilgi göstermiyor, şaşırmıyorum, artık özgürlük değil tutsaklık makinası oldu ve bir işe yaramıyor.




    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Karbon 12 -- 11 Kasım 2021; 15:4:8 >
  • 
Sayfa: 12
Sayfaya Git
Git
sonraki
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.