Şimdi Ara

Yahudiler Gerçekten de Üstün Irk(mı)dır? (6. sayfa)

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
2 Misafir - 2 Masaüstü
5 sn
136
Cevap
0
Favori
9.781
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
0 oy
Öne Çıkar
Sayfa: önceki 34567
Sayfaya Git
Git
sonraki
Giriş
Mesaj
  • quote:

    Orjinalden alıntı: mustafa sucu


    quote:

    Orjinalden alıntı: narada

    SELSAN DİYOR Kİ

    quote:

    Orjinalden alıntı: selsan


    ....

    Bu Kuranda geçen bir ayet değildir. Ayet Türkçe olmaz. Bu Kuran�da geçen bir ayetin çevirisidir. Arapçadan Türkçeye çeviri birebir yapılamaz. Dil yapıları buna müsaade etmiyor. Bir çeviri, çeviriyi yapanın dil bilgisi, kendi diline olan hakimiyeti, yorumlama yeteneği, edebi üslubu gibi unsurlara bakar. Bu yüzden hiçbir çeviri birbirinin aynı değildir. O yüzden yukarıdaki çeviriyi baz alarak hiçbir iddia türetilemez.

    ...................



    mustafa sucu DİYOR Kİ

    quote:

    Orjinalden alıntı: mustafa sucu

    4- Kur'an'ı yalnız başına düşünemeyiz, O'nu tebliğ den bir Peygamber (S.A.V.) var. Yahudilerin hiç arapça bilmediğini düşünsek bile, ki bahsedilen ayet çok iyi derecede derin bir arapça bilmeyi gerektirmeyecek kadar günlük hayatta kullanılan sözcüklerden oluşmuştur, Peygamberimiz (S.A.V.) bir tercüman vasıtasıyla kendilerine seslenilen ayetleri yahudilere haber verebilir . "Size Rabbinizden şöyle bir hitap var Ey İsrailoğulları."diyebilir, demiştir de.




    HANGİSİ DOĞRU??


    İkiside.

    Kur'an anlaşılabilir, özellikle tefsirlerden yararlanılarak.

    selsan arkadaşımız,Kur'an'dan tek bir ayeti cımbızlayarak ve sadece bir çeviri olan herhangi bir mealden hareketle anlamaya-açıklamaya çalışmanın sakıncalarından bahsetmiş, bu konuya aynı başlık altında yine gelinmşti.

    Tefsirler daha açıklayıcı, tarihi olaylara ve arapça dil bilgisi kurallarına da yer veriliyor..


    Aynen Salt çevirinin, sadece ama sadece çeviri sahibini bağlayacağını ifade ettim. Kimsenin çevirisi Kuran'ı bağlamaz.

    Ben doğru olurum, o doğru olur veya ben yanlış olurum. Bu benim yanlışımdır. Bizim yanlışlarımız üstünden Kuran'ı mı suçlayacaksın yoksa?

    Hangisi doğru sorusuna cevabım Kuran'ın hak olduğu doğru. Sana katılıyorum. Çok doğru bir tespitte bulunmuşsun.




  • mustafa sucu DİYOR Kİ

    quote:

    Orjinalden alıntı: mustafa sucu


    İkiside. (DOĞRU)

    Kur'an anlaşılabilir, özellikle tefsirlerden yararlanılarak.

    selsan arkadaşımız,Kur'an'dan tek bir ayeti cımbızlayarak ve sadece bir çeviri olan herhangi bir mealden hareketle anlamaya-açıklamaya çalışmanın sakıncalarından bahsetmiş, bu konuya aynı başlık altında yine gelinmşti.

    Tefsirler daha açıklayıcı, tarihi olaylara ve arapça dil bilgisi kurallarına da yer veriliyor..


    selsan DİYOR Kİ

    quote:

    Orjinalden alıntı: selsan

    Aynen Salt çevirinin, sadece ama sadece çeviri sahibini bağlayacağını ifade ettim. Kimsenin çevirisi Kuran'ı bağlamaz.

    Ben doğru olurum, o doğru olur veya ben yanlış olurum. Bu benim yanlışımdır. Bizim yanlışlarımız üstünden Kuran'ı mı suçlayacaksın yoksa?

    Hangisi doğru sorusuna cevabım Kuran'ın hak olduğu doğru. Sana katılıyorum. Çok doğru bir tespitte bulunmuşsun




    "....Bu Kuranda geçen bir ayet değildir. Ayet Türkçe olmaz. Bu Kuran�da geçen bir ayetin çevirisidir. Arapçadan Türkçeye çeviri birebir yapılamaz. Dil yapıları buna müsaade etmiyor. Bir çeviri, çeviriyi yapanın dil bilgisi, kendi diline olan hakimiyeti, yorumlama yeteneği, edebi üslubu gibi unsurlara bakar. Bu yüzden hiçbir çeviri birbirinin aynı değildir. O yüzden yukarıdaki çeviriyi baz alarak hiçbir iddia türetilemez..."

    yani bakış açınıza göre, kuran türkçe anlaşılamaz, okunamaz: ancak çeviri yapanın, yaptığı çeviri okunur, ki o da zaten kuran değildir...

    o halde ne yapmalı; tefsirlere başvurmalı...

    doğru mudur? doğrudur...

    peki o zaman, bu kadar KAPALI KUTU OLAN ve ARAPÇADAN BAŞKA DİL TANIMAYAN kuran niçin şunları iddia ediyor:

    - Andolsun Biz Kuran’ı zikr (öğüt alıp düşünmek) için kolaylaştırdık… (Kamer Suresi, 22)

    - (Senden önceki elçilerimizi) Apaçık deliller ve kitaplarla gönderdik. Sana da zikri (Kur'an'ı) indirdik ki, insanlara kendileri için indirileni açıklayasın ve onlar da iyice düşünsünler, diye. (NAHL/44)

    (".....indirileni açıklayasın... " sözü peygamber için söylenmiştir. tefsirci dedikleriniz için değil.)

    - Andolsun, biz bu Kur'an'da çeşitli açıklamalar yaptık, öğüt alıp-düşünsünler diye.
    Oysa bu, onların daha uzaklaşmalarından başkasını arttırmıyor. (İSRA/41)

    - Andolsun, biz bu Kur'an'da, öğüt alıp-düşünsünler diye, insanlar için her bir misali verdik (ZÜMER/27)


    yani size göre kuran (örneğin zümer 27 'de İNSANLAR yerine ARAPÇA BİLEN İNSANLAR demeliydi) bunları söyledi ama, boş söyledi, çünkü herkes arapça bilmez. kuran bunları TEFSİRCİLER ANLASIN, tefsirciler de tefsirleyip herkese anlatsınlar diye söyledi.

    arapça bilmeyen kesim, kendi dillerinde kuranı asla okuyamaz, anlayamaz, ilk kaynağa ulaşamazlar: mutlaka birilerine muhtaç bırakılmışlardır...

    öyle mi?

    pardon ama siz ne söylediğinizin farkında mısınız?



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi narada -- 22 Kasım 2007; 22:17:30 >




  • @ narada

    Ya sen hala ateizm misyonerliği mi yapıyorsun? Dostum herkesin bildiği kendine. Şimdi sen dersin; "Kuran neden Felemenkçe yazılmadı, Hollandalılar insan değil mi?" diye, o der; "Usame bin Ladin son peygamberdir" diğeri der; "Kafirlere ölüm".

    Yani demek istediğim hayatta bazı şeyler tartışmaya açık değildir. Şimdi ben gidip elin ABD'lisine "İncil İbranice indi, İsrailoğulları'na. Sen Yahudi misin? Neden Hristiyansın?" desem. Adam bana ne der sen tahmin et artık. Yada gitsem bir Hindu'ya "Olm, siz salaksınız lan. Malsınız olm siz. İnek ve tabii ki büyük baş, tanrının en büyük nimetidir insanlığa. Ama siz ne yapıyorsunuz? Bir inek yola yattı diye 30 saat yolda bekliyorsunuz." desem. Yada gitsem bir budiste "Lan salak, tutmuşsunuz bir Hintli soylusunun peşinden gidiyorsunuz, fakirlik demogojisi yapıyorsunuz. Affedersin, kıçınızda donunuz yok, som altından tapınak yapıyorsunuz" desem. Bana tepkisi ne olur acaba?

    Tüm bu örneklerle demek istediğim; eğer bazı insanlar bu ülkede, bu ülkeyi hoşgörü toplumu yapmak için uğraşıyorsa, biz de taşın altına elimizi sokmalıyız. Yoksa 94'de Sivas'da otel yakan; bugün ne yapmaz? Öyle değil mi? Yani sen şimdi adama; "Senin bu Kur'an var ya, hikaye hikaye" dersen. O da tutup sana "kafir" der. Oteli de başına yıkar. Aradan masumlar kaynar; olan onlara olur.

    Ayrıca bu forumda bazı mimli arkadaşlar her konuyu böyle din tartışmasına getirmekten ve müslümanlığa hakaret yağdırmaktan zevk alıyorlar galiba. Diğer masum arkadaşlar da bu şahısların "gerçek" amacını bilmeden paşa paşa cevap yazıyorlar. Gerçekten yazık.

    Sonuç olarak; bu ülkede bazı insanlar neyin "ne" veya "kim" olduğunu çok iyi biliyorlar. Bir takım güç odakları, bazı güç alanlarının etkisi altında olsa da... Yeterince açık gelmedi ise, Türkiye'nin son 10 yıllık tarihini açıp, okuyun.

    Hepinize saygılar, abarttım yine. Biliyorum...




  • Narada,

    Kendini haklı çıkarmak için anlamamaya ve saçmalamaya ve de çarpıtmaya devam ediyorsun. Senle tartışmayacağım.
  • quote:

    Orjinalden alıntı: narada

    yani size göre kuran (örneğin zümer 27 'de İNSANLAR yerine ARAPÇA BİLEN İNSANLAR demeliydi) bunları söyledi ama, boş söyledi, çünkü herkes arapça bilmez. kuran bunları TEFSİRCİLER ANLASIN, tefsirciler de tefsirleyip herkese anlatsınlar diye söyledi.

    arapça bilmeyen kesim, kendi dillerinde kuranı asla okuyamaz, anlayamaz, ilk kaynağa ulaşamazlar: mutlaka birilerine muhtaç bırakılmışlardır...

    öyle mi?

    pardon ama siz ne söylediğinizin farkında mısınız?


    Dostum sen önce işin içinden çıkmak istemeyip istemediğine karar ver...

    selsan arkadaşın söylemeye çalıştığı şey, Kur'an'ın bütün ayetleri için geçerli değil, bazı ayetler için geçerli. Ayetlerin büyük bir oranı gayet net bir şekilde başka dillere çevriliyor. Herhangi bir eseri başka bir dile çeviri yapmak isteyenin karşılaşabileceği problemlerle, Kur'an çevirisi yapanlarda karşılaşıyor.bazı ayetlerde bir arapça dil bilgisi kuralını bilmek, ayetin daha iyi anlaşılmasına sebep olabiliyor. Bu sorun genelde dip notlarla aşılıyor.

    Kur'an yukarda alıntı yaptığın ayetlerde olduğu gibi açık bir kitap, öyle her isteyenin kendine göre yorum getirebileceği bir kitap değil, sonuçta muhatapları insan, insanlara hitap var. söylenmek istenen çevirinin (terarlarsak; bu herhangi bir dilde yazılmış herhangi bir kitap olabilir) orjinal eserin yerini TAM OLARAK tutamayacağı anlamındadır, yoksa çeviri okumayalım, "o Kur'an'dan başka birşeydir" değildir. u]bunun farkında olarak okuyalımdır.
    Tefsirciler tamamen yorumlarını kafalarına göre sallamıştır da değil, [ Tefsirlerde ne kadar yorum farkı olsa da Kur'an'dan bağımsız, birbirlerinden bağımsız yazılamaz, yazılırsa okunmaz, fark edilir çünkü.

    bugün bir çok filmin bile türkçeye çevrilmediği orjinal seslerle, alt yazı ile izlendiğini biliyoruz, sebep orjinalin muhafaza edilmesi... aynı mantık.

    Gelelim tefsir yazarları hakkındaki görüşlere, sen fizikte, tıpta veya herhangi bir bilim dalındaki gelişmeyi nasıl öğreniyorsun.İngilizceni veya latinceni geliştirerek mi? Hayır orjinaline sadık kalınarak, dikkatle hazırlanmış, dip notlar eklenmiş çevirilerle.
    Kur'an'ın araplar dışındaki kavimlere açıklanması görevi, Peygamberimiz dönemi için, Peygamberimize ve o günkü müslüman araplara verilmiş bir görevdi (Allah tarafından). Çünkü onların dili ile bütün insanlara sesleniliyordu. Onlar bu görevi başarı ile yerine getirdiler, elimizde Türkçe birçok meal ve tefsir var o insanların sayesinde.
    Sorun bütün dillerde ayrı ayrı ,Kur'an inmeliydi ise bu hiç samimi bir sorun değil bana göre.

    arapçayı çok iyi bilen herhangi bir türk ilahiyatçı da Kur'anın çevirisini yapabiliyor, tefsirini yazabiliyor. Farklı kimselerin elinden çıkmış tefsrelerde küçük farklılıklar oluşabiliyor, bu birden fazla dinin oluşmasına sebep olaacak yorumlara sebep olmuyor. O kadar çok ki ayrıca bu eserler karşılaştırma imkanı da var, büyük farklılıklar yok. kimi konuya derinlemesine bakıyor, kimi kısaca özetliyor.

    quote:

    yani size göre kuran (örneğin zümer 27 'de İNSANLAR yerine ARAPÇA BİLEN İNSANLAR demeliydi) bunları söyledi ama, boş söyledi, çünkü herkes arapça bilmez. kuran bunları TEFSİRCİLER ANLASIN, tefsirciler de tefsirleyip herkese anlatsınlar diye söyledi.


    Ayette bahsedilen insanlar birgün mutlaka çeviri bir kitap okumaktan korkmayan, bunu abes karşılamayan, zorunluluk olarak gören, çeviriler okuyarak din dahil bir çok bilgiyi edinebileceklerini bilen, herkesin yorumuna saygı duyup, ama yine de kendi akıl süzgeçlerini kullanmaktan çekinmeyen, doğruya ulaşmak için her yolu deneyen temiz akıl sahipleridir.Bunların arap olması gerekmez, hakikat yamyamca da olsa buna ulaşmasını bilirler çevirileri okuyup araştırabilir, dil öğrenebilir, çeviri yapabilirler...



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi cemil-mustafa -- 23 Kasım 2007; 0:17:14 >




  • Yahudiler şuan dünyayı yönetiyor... Üstün kılmayıda fiziksel bir üstünlük degil sadece şuanki abd gibi olmalarından bahsediliyor üstünlük derken ..
  • quote:

    Orjinalden alıntı: mustafa sucu

    quote:

    Orjinalden alıntı: narada

    yani size göre kuran (örneğin zümer 27 'de İNSANLAR yerine ARAPÇA BİLEN İNSANLAR demeliydi) bunları söyledi ama, boş söyledi, çünkü herkes arapça bilmez. kuran bunları TEFSİRCİLER ANLASIN, tefsirciler de tefsirleyip herkese anlatsınlar diye söyledi.

    arapça bilmeyen kesim, kendi dillerinde kuranı asla okuyamaz, anlayamaz, ilk kaynağa ulaşamazlar: mutlaka birilerine muhtaç bırakılmışlardır...

    öyle mi?

    pardon ama siz ne söylediğinizin farkında mısınız?


    Dostum sen önce işin içinden çıkmak istemeyip istemediğine karar ver...

    selsan arkadaşın söylemeye çalıştığı şey, Kur'an'ın bütün ayetleri için geçerli değil, bazı ayetler için geçerli. Ayetlerin büyük bir oranı gayet net bir şekilde başka dillere çevriliyor. Herhangi bir eseri başka bir dile çeviri yapmak isteyenin karşılaşabileceği problemlerle, Kur'an çevirisi yapanlarda karşılaşıyor.bazı ayetlerde bir arapça dil bilgisi kuralını bilmek, ayetin daha iyi anlaşılmasına sebep olabiliyor. Bu sorun genelde dip notlarla aşılıyor.

    Kur'an yukarda alıntı yaptığın ayetlerde olduğu gibi açık bir kitap, öyle her isteyenin kendine göre yorum getirebileceği bir kitap değil, sonuçta muhatapları insan, insanlara hitap var. söylenmek istenen çevirinin (terarlarsak; bu herhangi bir dilde yazılmış herhangi bir kitap olabilir) orjinal eserin yerini TAM OLARAK tutamayacağı anlamındadır, yoksa çeviri okumayalım, "o Kur'an'dan başka birşeydir" değildir. u]bunun farkında olarak okuyalımdır.
    Tefsirciler tamamen yorumlarını kafalarına göre sallamıştır da değil, [ Tefsirlerde ne kadar yorum farkı olsa da Kur'an'dan bağımsız, birbirlerinden bağımsız yazılamaz, yazılırsa okunmaz, fark edilir çünkü.

    bugün bir çok filmin bile türkçeye çevrilmediği orjinal seslerle, alt yazı ile izlendiğini biliyoruz, sebep orjinalin muhafaza edilmesi... aynı mantık.

    Gelelim tefsir yazarları hakkındaki görüşlere, sen fizikte, tıpta veya herhangi bir bilim dalındaki gelişmeyi nasıl öğreniyorsun.İngilizceni veya latinceni geliştirerek mi? Hayır orjinaline sadık kalınarak, dikkatle hazırlanmış, dip notlar eklenmiş çevirilerle.
    Kur'an'ın araplar dışındaki kavimlere açıklanması görevi, Peygamberimiz dönemi için, Peygamberimize ve o günkü müslüman araplara verilmiş bir görevdi (Allah tarafından). Çünkü onların dili ile bütün insanlara sesleniliyordu. Onlar bu görevi başarı ile yerine getirdiler, elimizde Türkçe birçok meal ve tefsir var o insanların sayesinde.
    Sorun bütün dillerde ayrı ayrı ,Kur'an inmeliydi ise bu hiç samimi bir sorun değil bana göre.

    arapçayı çok iyi bilen herhangi bir türk ilahiyatçı da Kur'anın çevirisini yapabiliyor, tefsirini yazabiliyor. Farklı kimselerin elinden çıkmış tefsrelerde küçük farklılıklar oluşabiliyor, bu birden fazla dinin oluşmasına sebep olaacak yorumlara sebep olmuyor. O kadar çok ki ayrıca bu eserler karşılaştırma imkanı da var, büyük farklılıklar yok. kimi konuya derinlemesine bakıyor, kimi kısaca özetliyor.

    quote:

    yani size göre kuran (örneğin zümer 27 'de İNSANLAR yerine ARAPÇA BİLEN İNSANLAR demeliydi) bunları söyledi ama, boş söyledi, çünkü herkes arapça bilmez. kuran bunları TEFSİRCİLER ANLASIN, tefsirciler de tefsirleyip herkese anlatsınlar diye söyledi.


    Ayette bahsedilen insanlar birgün mutlaka çeviri bir kitap okumaktan korkmayan, bunu abes karşılamayan, zorunluluk olarak gören, çeviriler okuyarak din dahil bir çok bilgiyi edinebileceklerini bilen, herkesin yorumuna saygı duyup, ama yine de kendi akıl süzgeçlerini kullanmaktan çekinmeyen, doğruya ulaşmak için her yolu deneyen temiz akıl sahipleridir.Bunların arap olması gerekmez, hakikat yamyamca da olsa buna ulaşmasını bilirler çevirileri okuyup araştırabilir, dil öğrenebilir, çeviri yapabilirler...


    1- film örneğin hiç olmamış. orjinal sese gereksinim duyulmasının nedeni, dudak haraketi-dil senkronizesini tutturma derdi ve ondan da önemlisi ses efektlerinin ve vurgularının türkiye de yeterince yapılamamasıdır, bu bambaşka birşeydir.

    2- yazdıklarının hikaye kısmını geçiyorum: "Kur'an'ın bütün ayetleri için geçerli değil, bazı ayetler için geçerli...." böyle birşey olmaz.

    3- "... Ayetlerin büyük bir oranı gayet net bir şekilde başka dillere çevriliyor. Herhangi bir eseri başka bir dile çeviri yapmak isteyenin karşılaşabileceği problemlerle, Kur'an çevirisi yapanlarda karşılaşıyor.bazı ayetlerde bir arapça dil bilgisi kuralını bilmek, ayetin daha iyi anlaşılmasına sebep olabiliyor. Bu sorun genelde dip notlarla aşılıyor...."

    tamamen katılıyorum. evet bence de öyledir ve olması gereken de budur.

    o zaman başa gönül rahatlığıyla dönebiliriz:

    Bakara 47:
    ''Ey İsrailoğulları, size bağışladığım nimetimi ve sizi alemlere üstün kıldığımı hatırlayın.''

    çevirisinde sorun yoktur.

    yazılanları okudum. bazı arkadaşlar "vaktiyle", "birzamanlar" demişler, doğrudur. "birzamanlar sizi alemlere üstün kıldığımı hatırlayın"dir, "üstünlük kalıcı değil"dir, ama bu yaklaşım soruyu yanıtlamıyor... ister geçici olsun, ister fi tarihinde olsun, "alemlere üstün kılmış"mıdır, kılmıştır. önemli olan bunun süresi, zamanı, geçiciliği, kalıcılığı değil; önemli olan bunun yapılmış olmasıdır.

    bazı arkadaşlar; dönemin yerel ve güncel yapısından kaynaklanan bir gereksinim olduğunu söylüyorlar; o da doğrudur, ama o zaman ayetlerin yerelliği ve zaman içinde kalması sözkonusudur: evrenselleştirilemez ve zamana yayılamaz.

    sonuçta, (kendi yaklaşımımı yazmayayım, bana kalsın) BU KONULAR HİÇ AÇILMASA DAHA İYİ OLUR...




  • quote:

    Orjinalden alıntı: narada


    quote:

    Orjinalden alıntı: C4

    yahu sen çocuk felan mısın? yaş kaç? hala aynı mesele etrafında mesnetsiz bir şekilde dönüp dolaşıp ne kelime oyunları yapıyorsun?

    bu yahudi meselesinde üst konuda gene aynı tartışmalar geçmemişmiydi? orada da söyledik. buradaki üstün kıldık ibaresi zamanında kayırılmış olmalarına işaretten başka bir şey değil. orijinali feddaltüküm alel alemin - sizi onlara efdal tuttuk manası verir. şimdi al bunu evir çevir, vay yahudi üstün ırkmış, yok efendim neden arapça Kur'an içerisinde "ya ben-i israil" - "ey israiloğulları" geçiyormuş diye feveran et. iş mi bu şimdi, akıl ve mantık bunun neresinde soruyorum sana?

    daha önce de Kur'an inerken yahudilerin arap yaramadasındaki konumlarına değinmiştik. bunlar o dönemlerde kitap ehli ve din mensubu olmaları hasebiyle cahil araplar tarafından saygı duyulan bir topluluktu. ama gel gör ki Kur'an, bunların bu cakalarının fos olduğunu, Musa a.s'a yaptıkları eziyetleri ve daha sonra gelen peygamberlerini nasıl tekzip edip hatta öldürdüklerini haber verdi. neden verdi, çünkü bunlar son peygamberi beklemekle birlikte kendi içlerinden geleceğine inanıyorlardı, araptan çıkınca "araptan gelen peygamberi asla kabullenmeyiz diye düşmanlığa başladılar. bu tavırları nedeniyle Allah aslında bunların kendi iddia ettikleri gibi seçilmiş bir ırk değil de kendilerine bahşedilen tüm nimetlere nankörlük eden bir nankörler topluluğu olduklarını tüm insanlara bildirdi.
    ve bu esnada bunlara hitabedilirken elbetteki arapça Kuran içinde ey israiloğulları - ya ben-i israil denecekti.

    (yukarıda size=4 yaptım ki belki artık anlarsın da, aynı şeyleri defaten yazmaktan kurtuluruz)




    siz bir DİN'den mi söz ediyorsunuz, siyasi bir deklerasyondan mı?

    bu yaklaşım siyasi bir deklerasyona uygun bir yaklaşımdır.


    eğer buna siyasi bir deklerasyon diyorsanız, Kur'an içerisinde bunun gibi daha bir çok deklerasyon olarak tabir edebileceğiniz ibareye rastlayabilirsiniz. bu da, sizin Kur'an hakkında fikirlerinizin yanlış olarak şekillenmesine sebep verecektir. ne demek din mi, siyasi bir deklerasyon mu? elbetteki Allah, gerekli gördüğü bir çok meseleyi beyan edecekti. yahudiler hakkında inen bu ayetler olmasaydı yahudiler kendi iddia ve zanları ile girdikleri polemik ve düşmanlıkta ısrar edeceklerdi. gerçi ısrar ediyorlar mı etmiyorlar mı orası tartışılır ama, Allah ayet ile olayın onların iddia ettikleri gibi olmadığını belirtti ve müslümanlar açısından mesele anlaşılmış oldu.

    Kur'an 23 senede inen bir kitaptır bunu da unutmayınız narada. bir kerede gökten zenbille inmedi bu kitap. peyderpey, emirleri ve yasakları alıştıra alıştıra, meseleleri açıklaya açıklaya indi.

    ayrıca, siz Kur'anın evrensel olmasından ne anlıyorsunuz? etliye sütlüye karışmayan ve içerisinde sadece namaz kıl, zekat ver, hacca git vs yazan bir kitap olmasını mı arzu ediyordunuz? böyle değil Kur'an. Allah ise sizin kafanızda tasavvur ettiğiniz gibi semadan yeryüzünü gözleyen ve müdahil olmaması gereken bir tanrı değil.

    kafanızda şekillendirdiğiniz tanrı ve kitap motiflerine uymuyor diye ne Kur'an yanlış olur ne de Allah yanlış yapmış olur. artık anlasanız bunu diyorum?




  • quote:

    Orjinalden alıntı: narada

    3- "... Ayetlerin büyük bir oranı gayet net bir şekilde başka dillere çevriliyor. Herhangi bir eseri başka bir dile çeviri yapmak isteyenin karşılaşabileceği problemlerle, Kur'an çevirisi yapanlarda karşılaşıyor.bazı ayetlerde bir arapça dil bilgisi kuralını bilmek, ayetin daha iyi anlaşılmasına sebep olabiliyor. Bu sorun genelde dip notlarla aşılıyor...."

    tamamen katılıyorum. evet bence de öyledir ve olması gereken de budur.

    o zaman başa gönül rahatlığıyla dönebiliriz:

    Bakara 47:
    ''Ey İsrailoğulları, size bağışladığım nimetimi ve sizi alemlere üstün kıldığımı hatırlayın.''

    çevirisinde sorun yoktur.




    quote:

    1- film örneğin hiç olmamış. orjinal sese gereksinim duyulmasının nedeni, dudak haraketi-dil senkronizesini tutturma derdi ve ondan da önemlisi ses efektlerinin ve vurgularının türkiye de yeterince yapılamamasıdır, bu bambaşka birşeydir.

    2- yazdıklarının hikaye kısmını geçiyorum: "Kur'an'ın bütün ayetleri için geçerli değil, bazı ayetler için geçerli...." böyle birşey olmaz.


    Film yerine, Shakespeare in bir eseri demeliydim senin için, haklısın, kafana göre takıl film veya Shakespeare'in bir eseri...

    hikaye kısımlarını da mazur gör, bizden bu kadar...


    quote:

    yazılanları okudum. bazı arkadaşlar "vaktiyle", "birzamanlar" demişler, doğrudur. "birzamanlar sizi alemlere üstün kıldığımı hatırlayın"dir, "üstünlük kalıcı değil"dir, ama bu yaklaşım soruyu yanıtlamıyor... ister geçici olsun, ister fi tarihinde olsun, "alemlere üstün kılmış"mıdır, kılmıştır. önemli olan bunun süresi, zamanı, geçiciliği, kalıcılığı değil; önemli olan bunun yapılmış olmasıdır.

    bazı arkadaşlar; dönemin yerel ve güncel yapısından kaynaklanan bir gereksinim olduğunu söylüyorlar; o da doğrudur, ama o zaman ayetlerin yerelliği ve zaman içinde kalması sözkonusudur: evrenselleştirilemez ve zamana yayılamaz.






  • İsrailoğulları, arap yarımadasında kendilerini en fazla bilgi sahibi sayan kavim idi. Araplar Hz. Muhammed (sav)’e ve İslam’a karşı gelmek için İsrailoğullarından fikir alıyorlardı. Ayrıca ilim tahsil etmelerini sağlamak içinde araplar, çocuklarını yahudilerin yanına gönderiyorlardı. Hıristiyanlar ve İsrailoğulları kitaplarına bağlı idiler. Bu ne­denle, Kuran’ı Kerim onlardan, hilelerinden, entrikalarından, sahtekarlıklarından ve yalancılıklarından bir çok yerde söz etti. Onları insanlara teşhir ediyor ve insanların onlara güvenlerini sarsmaya çalışıyordu. Aynı anda onlara, değişik hitaplar yönelterek, hidayete gelmelerini sağlamak için kendilerine verdiği nimetleri hatırlatıyordu. Umulur ki, yumuşarlar ve iman ederler. Allah’u Teala onlara yönelik şöyle buyurmuştur:

    “Ey İsrailoğulları! Size verdiğim nimetimi ve sizi (bir zamanlar) cümle âleme üstün kıldığımı hatırlayın.” (Bakara 47)

    Allah, (cc) İsrailoğullarına bir çok peygamber gönderdiğini, Tevrat’ı, Zebur’u ve İncili Resuller yoluyla onlara indirdiğini Firavundan ve zalimlerden onları kurtardığını hatırlatıyor.

    Bunlar birer büyük nimetlerdir. Hatta, onlara gökten envayi çeşit yiyecekleri indirdi. Onlara diyor ki, “Bunları sizin ecdatlarınıza vermiştim. Çünkü, onlar o zaman imanlı idiler.” Fakat ecdatları kafir olmaya ve Peygamberlerini öldürmeye başlayınca onları lanetledi, diğer kavimleri onlara musallat kıldı, en alçak ve en zelil millet haline getirdi.

    Bu durumları anlatan birçok ayetler vardır. Misal olarak Ali İmran ve Maide suresine bakılabilir.

    Ey İsrailoğulları! Haliniz nasıl idi? Onu düşünüyor musunuz? İşte, o günlerde en üstün millet idiniz. Çünkü, Allah’ın indirdiğine boyun eğiyordunuz. Fakat, bugün en lanetli millet oldunuz. Çünkü Allah’a isyan ettiniz. Ne zaman Hz. Muhammed’e ve Kur’ana inanırsanız en hayırlı ümmetten bir parça olursunuz. Zira en hayırlı millet İslam ümmeti oldu. Ali İmran suresinde Müslümanlara şöyle hitap ediyor:

    “Siz, insanların iyiliği için ortaya çıkarılmış en hayırlı ümmetsiniz; iyiliği emreder, kötülükten meneder ve Allah'a inanırsınız. Ehli kitap da inansaydı, elbet bu, kendileri için çok iyi olurdu. (Gerçi) içlerinde iman edenler var; (fakat) çoğu yoldan çıkmışlardır.” (Ali İmran 110)

    Bundan dolayı, en üstün ve hayırlı millet İslam ümmetidir. Fakat, İslam ümmeti Allah’a inandığı halde marufu emretme ve münkeri nehyetme farzlarını ihmal ettiği için Allah bu ümmeti zelil ve kötü duruma düşürdü. İsrailoğullarının haline benzer duruma düştü. Öyleyse İslam ümmetine de hitap ediyoruz; Allah’ın size verdiği nimetlerini hatırlayın, dünyanın büyük bir kesimini size fethettirmiş ve boyun eğdirmişti. 1300 yıl izzetli ve müreffeh olarak yaşadınız, sizi diğer insanlara üstün kıldı. Peygamberlerin efendisi olan Hz. Muhammed (sav)’i size gönderdi ve kıyamet gününe kadar mucize olarak kalacak Kur’an’ı Kerimi size indirdi. Gece gündüz okuyup dinlediğiniz en mükemmel Allah (cc)’nun kelamı size indi. Bunları hatırlayın İsrailoğullarının düştükleri durumlara düşmeyin ve onları taklit etmeyin.

    Yalnız Allah’a dönün emrine uyun ve yasaklarından vazgeçin Onun hükmünü uygulayın, o zaman göreceksiniz, eskiden olduğu gibi en üstün millet olarak sizi tekrar getirecektir!!

    Esad Mansur




  • quote:

    Orjinalden alıntı: C.C.C.P.

    Bakara 47:
    ''Ey İsrailoğulları, size bağışladığım nimetimi ve sizi alemlere üstün kıldığımı hatırlayın.''


    Kuran'da Geçen Bu ayet YAHUDİ IRKININ ŞİMDİLERDE SAVUNMUŞ OLDUĞU ''ÜSTÜN IRK'' SAÇMALIĞINI BELİRTİYOR.
    Hani Herkes eşitti?
    Hani Müslümanın Müslümana üstünlüğü ibadetindeydi?
    Mantıklı bir cevap verebilecek misiniz müslüman olan arkadaşlar?
    Arkadaşımın evinde bulduğum bir mealden alıntı yaptım.Kafamı çok kurcaladı.
    Sizlere danışıyorum...


    Sana bir hikaye anlatayım:Bektaşi'nin biri bir gün bir alime sormuş:Bak demiş,Kur'an-ı Kerimde Namaza Yaklaşmayınız diyor.O halde biz neden namaz kılalım.Alim demiş ki:Ey Bektaşi ayetin devamını getirsene.Bektaşi bu sefer:Ya ben hafız değilim.Ben o kadarını bilmem demiş.(Çünkü ayetin devamında sarhoş iken denmektedir.Yani ''Sarhoş iken,namaza yaklaşmayınız''debmektedir.''
    Burada bektaşi hesabına geleni alıp,hesabına gelmeyeni almamakla büyük bir hata yapmıştır.
    Arkadaşlar gördüğüm kadarıyla sana sorunun açıklamasını gayet iyi yapmışlar.Ama bir tavsiyede bulunayım.Her ne olursa olsun.ALLAH'IN AYETLERİNE SAÇMALIK DEME!!!O seni yarattı,O sana nimet verdi halende veriyor.Birde onun haşa ki ayetlerini SÇMALIKLA MI itham ediyorsunSen belki farkında değilsin ama.alıp verdiğin nefeste bile onu anıyorsun.İspatı açık,Bir nefes alıp verince HOO,HUUU sesi çıkmıyor mu?Huu'da Allah demektir.İnsan bir dakika bile nefessiz kalamaz.Yani HUU demeden hayatını devam ettiremez.Bu da demektir ki Allahı anmadığımız zaman ölüm gerçekleşir.Hatta Mevlevi Dervişleri birbirlerine karşı HU şeklinde selam verirler.Allah'ın ayetlerine sakın ola haşa haşa ki SAÇMALIK DEME,SENDE İNANMAYANLARDAN OLMA,VE ONLAR BİZE GERİ DÖNDÜRÜLMEYECEKLERİNİ Mİ ZANNEDİYORLAR denilen gafillerden olma.Bir sorun varsa adamakıllı sor.O sorunun başına SAÇMALIK gibilerinden yaftalar uydurma...



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Oriental -- 4 Aralık 2007; 0:35:37 >




  • quote:

    Yahudiler Gerçekten de Üstün Irk(mı)dır?

    üstün olanlar hiç bir zaman ırklar olmamıştır, olamaz. üstün olan akıldır, zekadır, bilimdir.
  • üstün falan değiller sadece uyanıklar akıllılar zekiler ve çok cimriler birde dünya ekonomisi ellierinde abd yönetimi dahil
    tek sınırları belli olmayan ülkede israil en tahlikeliside zaten bu
  • quote:

    Orjinalden alıntı: C.C.C.P.

    Bakara 47:
    ''Ey İsrailoğulları, size bağışladığım nimetimi ve sizi alemlere üstün kıldığımı hatırlayın.''


    Kuran'da Geçen Bu ayet YAHUDİ IRKININ ŞİMDİLERDE SAVUNMUŞ OLDUĞU ''ÜSTÜN IRK'' SAÇMALIĞINI BELİRTİYOR.
    Hani Herkes eşitti?
    Hani Müslümanın Müslümana üstünlüğü ibadetindeydi?
    Mantıklı bir cevap verebilecek misiniz müslüman olan arkadaşlar?
    Arkadaşımın evinde bulduğum bir mealden alıntı yaptım.Kafamı çok kurcaladı.
    Sizlere danışıyorum...


    bu ayet hz. süleyman döneminden bahsediyor o zaman yahudiler dünyaya hükmediyorlardı

    ve bir çok ayettede bu nimetinden dolayı yahudilerin çokça şükretmeleri gerektiği belirtiliyor ve yahudilerin şükretmedikleri hatta bu nimetlerin allahtan geldiğini inkar ettikleri için cezaya çarptırıldığından da bahsediyor.




  • quote:

    Orjinalden alıntı: Always0007

    quote:

    Orjinalden alıntı: kaotika

    Wala ben Kuranda ne yazıyor bilmem de, bu yahudilerde var birşey. Bütün büyük bilimadamları hep yahudilerden çıkıyor.



    yahudiler hepimizin bildiği gibi birlerine inanılmaz şekilde kenetlenmiş bir toplum. birbirlerine her koşulda destek oluyor, konu kendileri olduklarında hemen tek yumruk olabiliyorlar. Başka toplumlarda bir birleriyle bu kadar barışık olabilse, bir birlerine her anlamda destek verebilse onlarda bu kadar bilim adamını, ekonomisti, politikacıyı çıkarır ve dünyada söz sahibi olur.

    New York'da 3 ay kadar yaşamıştım. Dünya ekonomisinin kalbi sayılan bir şehirde adamlar her yerdeydi, geleneksel kıyafetleri kültürleriyle. Bir birlerine karşı her yerde iltimas gösteriyorlardı, bir birlerini tanımasalar dahi. Metro da, park da, iş yerlerinde bunu hayatın her alanında gözlemlemek mümkün dü.

    evet arkadaslar yahudiler birbirine kenetlenme konusunda müthişler.mesela biz türkler acil bir anda cok hızlı birleşir ve reaksiyon gösteririz ama adamlar sürekli bir...
    bu belkide geçmişte gördükleri kötü muameleden ezilen ırk konumundandır..ya da bu konuyu acan cahil(okumadam bilmeden yorum aptıgından diorum yanlış anlasılmasın) arkads gibi onları tanrı üstün yarattı




  • Yahudiler zamnında çok sayıda peygamberin doğuşuna vesile olmuşlardır.Bu açıdanda bakmak lazım...(Yusuf , musa a.s gibi)
  • quote:

    Orjinalden alıntı: E.Gunes
    Yahudiler zamnında çok sayıda peygamberin doğuşuna vesile olmuşlardır.Bu açıdanda bakmak lazım...(Yusuf , musa a.s gibi)

    bu duruma şu açıdan bakmak da olası...
    demek ki Yahudiler o kadar çok hata yapmışlar ki Allah, yola gelsinler diye ha bire peygamber göndermiş


    şaka bir yana ortadoğu medeniyetin beşiği diye geçer. bunun nedeni eski uygarlıkların çoğunun orada olduğudur. hatta ilk insanın dahi ortadoğuda yaşadığı varsayılır. peygamberlerin antartiktanın ortasında olmasının dünyaya bir faydası olmayacağı için Allah; insanlar, kavimler, ırklar neredeyse oraya peygamber göndermiştir. onun için peygamberlerin çoğu ortadoğuda yaşamıştır.




  • quote:

    Orjinalden alıntı: desci


    quote:

    Orjinalden alıntı: proxTed

    Herkes eşittir.Yahudiler ne kadar üstündür onu da bilemem ama;
    İlla birisi üstün ise tarihte 16 devlet kurmuş Türk milleti onlardan daha üstündür.


    yada 15 devleti yıkılmış

    acı bir tebessüm peyda oldu suratımda bu yorumunuzu okuyunca
  • quote:

    Orjinalden alıntı: desci


    quote:

    Orjinalden alıntı: proxTed

    Herkes eşittir.Yahudiler ne kadar üstündür onu da bilemem ama;
    İlla birisi üstün ise tarihte 16 devlet kurmuş Türk milleti onlardan daha üstündür.


    yada 15 devleti yıkılmış


    diyecek hiçbir sözüm yok arkadas....helal olsun sana.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi 20burak1991 -- 11 Ocak 2008; 15:46:36 >
  • Ustun irkliktan korelmis bir soyu niye irdeliyorsunuz ki? Sonraki ayetleri okumaniz yetmez miydi

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • 
Sayfa: önceki 34567
Sayfaya Git
Git
sonraki
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.