Şimdi Ara

Ya biz (ateistler) yanılıyorsak

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
4 Misafir - 4 Masaüstü
5 sn
228
Cevap
1
Favori
4.084
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
1 oy
Öne Çıkar
Sayfa: 12345
Sayfaya Git
Git
sonraki
Giriş
Mesaj



  • o zaman sıkıntı
  • 5000 tane din var. Ateist yaniliyorsa , teist de cok yakin bir ihtimalle yaniliyordur.

    < Bu ileti tablet sürüm kullanılarak atıldı >
  • quote:

    Orijinalden alıntı: P. Alemdar

    Doğru bir yaklaşım değil. 3 büyük dinin dışındaki dinlerin doğru olmadığı ortada, kaynağı ortada. 3 büyük dinin arasındaki bağı anladıktan sonra İslamın aralarından sıyrıldığını görüyoruz.

    Ayrıca bir din Tanrı katından gönderildiğini iddia ediyorsa, bunun somut bir ispatı olmalıdır diye düşünüyorum. Yani bu dinin Tanrı tarafından gönderildiğini, doğru olduğuna inanacağımız bir ispat. Bu halde bu ispatı getiren din doğrudur, gerekirse binlerce farklı din olsun sonuç değişmez.

    İslamın ispatı ise yüzyıllardır iddia ettiği gibi taklit edilemeyen Kuran'dır. Kimse onun üslubuna ve onun ulaştığı edebi zirveye ulaşamamıştır. İçinde barındırdığı tarihsel bilgilerde cabası, birçoğunu yüzyıllar sonra arkeolojik çalışmalar sayesinde ortaya çıkartabiliyoruz. Mesela buna basit bir örnek vermek gerekirse, Yusuf zamanında Mısır krallarına "Kral" diye hitap ediliyordu, Musa zamanında ise krallara "Firavun" diye hitap ediliyordu. Kuranda bu ince ayrıntı vardır, oysa Tevrat ve İncilde ikisinede Firavun deniyor. Yüzyıllar sonra yapılan çalışmalar sayesinde gerçektende Yusuf zamanında Kral, Musa zamanında Firavun olduğunu öğrendik. Demekki Kuran, İncil ve Tevrattan kopyalandı iddiasının ne kadar tutarlı olabileceğini görüyoruz.

    Yok hocam. Makarnaya tapmakla Allaha inanmak arasında haklı olma olasılığı eşittir sen yanlış biliyorsun

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >




  • Şüphesiz insanoğlu bu sorunun cevabını öldüğü zaman 5000 dinden hangisi doğruymuş öğrenecekler.

    < Bu ileti tablet sürüm kullanılarak atıldı >
  • 5000 dinin haklı olma olasılığı denen bir şey yoktur.Mükemmel olup hak olduğunu iddaa eden bir dinin akılla mantıkla çelişmemesi ve kendi içinde de tutarlı olması gerekir.Eğer sizi dediğiniz gibi işleseydi dinamikler doğru olan 5000 tane din değil sonsuz kere sonsuz doğru din anlayışı meydana gelirdi.Tüm pagan inançlar fetişizm ve animizm temellidir bin bir çeşit olsalar da bu böyledir

    Din demek paradigma kaynaklı öğretiler bütünün ritüeller yoluyla yaşama yansıması demektir.Geleneklerin bir çoğu dinleşmiştir dikkatinizi çekerse.40 lar mesela.Suyun bile 7 sünneti var arkadaşlar

    Ve her insan zaafiyetini kültleştirir.Bu insan olmanın gereğidir

    Dolayısıyla 2-3 tane hakim doğru görüş vardır 5000 tane değil
  • Zodion Z kullanıcısına yanıt
    Sonsuz ve sonsuzun çarpımı belirsizdir

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • Belirsiz ile belirsizi çarparsak gene belirsizi bulmamız çok tabii

    Siz oraya takılmayın ana fikre odaklanın
  • quote:

    Orijinalden alıntı: Mr.Prestige


    quote:

    Orijinalden alıntı: P. Alemdar

    Doğru bir yaklaşım değil. 3 büyük dinin dışındaki dinlerin doğru olmadığı ortada, kaynağı ortada. 3 büyük dinin arasındaki bağı anladıktan sonra İslamın aralarından sıyrıldığını görüyoruz.

    Ayrıca bir din Tanrı katından gönderildiğini iddia ediyorsa, bunun somut bir ispatı olmalıdır diye düşünüyorum. Yani bu dinin Tanrı tarafından gönderildiğini, doğru olduğuna inanacağımız bir ispat. Bu halde bu ispatı getiren din doğrudur, gerekirse binlerce farklı din olsun sonuç değişmez.

    İslamın ispatı ise yüzyıllardır iddia ettiği gibi taklit edilemeyen Kuran'dır. Kimse onun üslubuna ve onun ulaştığı edebi zirveye ulaşamamıştır. İçinde barındırdığı tarihsel bilgilerde cabası, birçoğunu yüzyıllar sonra arkeolojik çalışmalar sayesinde ortaya çıkartabiliyoruz. Mesela buna basit bir örnek vermek gerekirse, Yusuf zamanında Mısır krallarına "Kral" diye hitap ediliyordu, Musa zamanında ise krallara "Firavun" diye hitap ediliyordu. Kuranda bu ince ayrıntı vardır, oysa Tevrat ve İncilde ikisinede Firavun deniyor. Yüzyıllar sonra yapılan çalışmalar sayesinde gerçektende Yusuf zamanında Kral, Musa zamanında Firavun olduğunu öğrendik. Demekki Kuran, İncil ve Tevrattan kopyalandı iddiasının ne kadar tutarlı olabileceğini görüyoruz.

    Yok hocam. Makarnaya tapmakla Allaha inanmak arasında haklı olma olasılığı eşittir sen yanlış biliyorsun

    Spagetti canavarinin varligina dair bulunan kanit sayisi ile Allah'in varligina dair bulunan kanit sayisi birbirine esit.
    Spagetti canavarina inanan sayisi ile Allah'a inanan sayisi arasinda fark olmasi da bir seyleri kanitlamiyor.
    https://en.wikipedia.org/wiki/Argumentum_ad_populum
    Dolayisiyla spagetti canavarini yedirtmeyiz oyle kolay kolay. Varligi kutsal kitapta acik-secik , net bir sekilde belirtmistir ve bugune kadar curutulememistir. Ayrica kutsal kitabinda yazan olaylar da curutulememistir.
    Bu yaziyi sana cevap olarak yazdim nedense, kusuruma bakma.
    https://en.wikipedia.org/wiki/The_Gospel_of_the_Flying_Spaghetti_Monster

    < Bu ileti tablet sürüm kullanılarak atıldı >




  • Zodion Z kullanıcısına yanıt
    Belirsiz ve belirsiz çarpılamaz

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • Yanılmıyorum kardeş en azından günümüzdeki tanrı fikri tamamen hayal ürünü insani duygulara sahip tanrı mı olur varsa bile tanrı değildir algılarımızın çoook ötesinde birşeydir ki tanım bile yapılamaz.
  • Tanrıya inanmak insana ümit verir. 5000 tane dindeki tanrıların hepsi insanidir. Övgü isteyen , muhtaç olanlara değil de zengin olanlara yardım eden, sözünü tutmayan , yarattığı(!) şeylere ceza vermekten hoşlanan , çeşitli işkenceler planlayan biri. Doğuştan kusurlu yaratan bir tanrı olur mu? Tanrının yarattığı düzen(!)de güçlü güçsüzü ezer mi?, insanların birbirini öldürmesine göz yumar mı? , insanların birbirini öldürmesini teşvik eder mi? , Kendi varlığını bir tane aciz insana anlatıp başkalarına anlatmasını ister mi? Bir kum tanesi büyüklüğüne binlerce galaksi ve gezegenleri sığdırabilen tanrı gelip evrende küçücük bir hacim kaplamayan bir yaratığa kendini anlatacak ve yine diğer yaratıklara eziyet edecek ve yasakladıkları şeyler emrettiği şeyler saçma(önemsiz) olacak.


    https://www.cfa.harvard.edu/sites/www.cfa.harvard.edu/files/images/pr/2011-16/1/hires.jpg

    Bu resimde dünyayı bulun.Bulabildiniz mi? Hayır. kendinizi bulun lütfen. Bulabildiniz mi? hayır.Peki peygamberleri bulun. Bulabildiniz mi? Yine mi hayır. Bu kadar büyük bir yerde senin hayatının değeri var mı? Lütfen kendinizi büyük görmeyin. O kadar önemsenecek varlıklar değiliz.


    Edit Ayrıca bunu da okuyunhttps://eksisozluk.com/entry/42916302



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Augustus Hill -- 23 Şubat 2016; 12:38:19 >




  • aynisini diger din mensuplari da soyluyor.

    hepsi kendince hakli, digerlerinin gunahkar olduguna inaniyor.

    hepsi kendi inandiklarinin dogru olduguna kanaat getiriyor.

    hepsi olunce goreceksin diyor.

    hepsi kitaplarindan, ogretilerinden mucize oldugunu iddaa ettikleri seyler sunuyor.



    bu tum dinler farklilik icerdigine gore ayni tanri tarafindan gonderilme ihtimali yok.

    bu durumda gercek tanri sadece bir kisim insana dogrudan dini gonderdiginden diger insanlara haksizlik yapilmis olmuyor mu? oldu da gercek din hinduizm cikti, sormayacak misin niye bize haksizlik yaptin diye?( genellikle cevaplar gercek din bizim ki, ben guveniyorum seklinde oluyor. bunu hristiyana, yahudiye, muslumana, budiste sormak farketmiyor. hepsi ayni cevabi veriyor.)
  • quote:

    Dünyaya inek olarak tekrar gelmek için ruhlarına işkence çektiren Hindularla, Tanrı'nın bir insanla güreştiğini iddia eden Yahudilerle ve Tanrı'nın bir oğlu ve dolaylı olarak bir karısı olduğunu iddia eden Hrıstiyanlarla, Müslümanları aynı kefeye koymayalım lütfen.


    mesele de buralardan kaynaklaniyor.

    Mesela yurt disinda bir arkadasim mavi bir tanriya inaniyorum deyince gulmustum. sizinkiler de daha nerede oldugu belli olmayan gorunmez bir tanriya inaniyor demisti. yani herkesin dogrusu kendine.

    sonuc olarak su dedigine geliyoruz.

    quote:

    Kanaat getirmek demek, emin olmak demektir, emin olmak için ise ortada somut bir delilin olması gerekir. Eğer kendileri dinlerinin kesin doğru olduklarına emin iseler, o halde o şekilde kalmaya devam edebilirler. Bu her inanç, ideoloji ve felsefe için geçerlidir. Eğer kişi kendini tanımladığı düşünceden memnunsa, o halde sorun yok demektir.


    Insanlar dinlerinden memnun ki hala orada kaliyorlar. Ama niye diger dinleri kucuk goruyorlar onu bilmiyorum.




  • Diğer dinleri küçümsemelerinin nedeni, o dinlere objektif bakabiliyor olabilmelerimi acaba?

    < Bu ileti mini sürüm kullanılarak atıldı >
  • Eski Ahitten (Tevrat)

    Genesis 39:20 = And Joseph's master took him, and put him into the prison, the place where theking's prisoners were bound: and he was there in the prison.


    Genesis 40:1 = And it came to pass after these things, that the butler of the king of Egypt and his baker offended their lord the king of Egypt.
  • yaratıcı ve tanrı kavramları aynı değildir. insanları dna'nın, atomun, elektronun evrenin, doğanın karmaşıklığından bahsederek herhangi bir dine inandıramazsınız. bu bir bilimsel kanıt değildir, ispat değildir.

    yaratıcı kavramı hakkında bir bilgimiz yok ve buna kesin yoktur ya da vardır diyemeyiz. ispat söz konusu değildir. Hz musayı kovalayan ve boğularak vs ölen firavunun herhangi bi tarihi kaydı yoktur. 1, 1.5 milyon kölenin halkın mısırdan kaçıp, firavunun ordusuyla bu halkı kovalayıp da geri döndüğünün mısır kayıtlarında geçmemesi şaşırılacak şeydir. yarılan denizde ise hiçbir kalıntı bulunamamıştır.
  • Evet, Eski Ahit'te ayni kisiye firavun seklinde de, kral seklinde de hitap ediliyor. Ama bunun bence bir önemi yok.
  • quote:

    Orijinalden alıntı: P. Alemdar


    quote:

    Orijinalden alıntı: casteele

    Eski Ahitten (Tevrat)

    Genesis 39:20 = And Joseph's master took him, and put him into the prison, the place where theking's prisoners were bound: and he was there in the prison.


    Genesis 40:1 = And it came to pass after these things, that the butler of the king of Egypt and his baker offended their lord the king of Egypt.


    Tüm Genesis 39 bölümünü okumanı tavsiye ederim arkadaşım.

    "Genesis 39:1

     Now Joseph had been taken down to Egypt. Potiphar, an Egyptian who was one of Pharaoh's officials, the captain of the guard, bought him from the Ishmaelites who had taken him there."

    Diğer ayetlerdede belirtiliyor.

    tek ayet kafa karisikligi yaratir. tumunu koyalim

    quote:

    1 And Joseph was brought down to Egypt; and Potiphar, an officer of Pharaoh, captain of the guard, an Egyptian, bought him of the hands of the Ishmeelites, which had brought him down thither.

    2 And the Lord was with Joseph, and he was a prosperous man; and he was in the house of his master the Egyptian.

    3 And his master saw that the Lord was with him, and that the Lord made all that he did to prosper in his hand.

    4 And Joseph found grace in his sight, and he served him: and he made him overseer over his house, and all that he had he put into his hand.

    5 And it came to pass from the time that he had made him overseer in his house, and over all that he had, that the Lord blessed the Egyptian’s house for Joseph’s sake; and the blessing of the Lord was upon all that he had in the house, and in the field.

    6 And he left all that he had in Joseph’s hand; and he knew not ought he had, save the bread which he did eat. And Joseph was a goodly person, and well favoured.

    7 ¶And it came to pass after these things, that his master’s wife cast her eyes upon Joseph; and she said, Lie with me.

    8 But he refused, and said unto his master’s wife, Behold, my master wotteth not what is with me in the house, and he hath committed all that he hath to my hand;

    9 There is none greater in this house than I; neither hath he kept back any thing from me but thee, because thou art his wife: how then can I do this great wickedness, and sin against God?

    10 And it came to pass, as she spake to Joseph day by day, that he hearkened not unto her, to lie by her, or to be with her.

    11 And it came to pass about this time, that Joseph went into the house to do his business; and there was none of the men of the house there within.

    12 And she caught him by his garment, saying, Lie with me: and he left his garment in her hand, and fled, and got him out.

    13 And it came to pass, when she saw that he had left his garment in her hand, and was fled forth,

    14 That she called unto the men of her house, and spake unto them, saying, See, he hath brought in an Hebrew unto us to mock us; he came in unto me to lie with me, and I cried with a loud voice:

    15 And it came to pass, when he heard that I lifted up my voice and cried, that he left his garment with me, and fled, and got him out.

    16 And she laid up his garment by her, until his lord came home.

    17 And she spake unto him according to these words, saying, The Hebrew servant, which thou hast brought unto us, came in unto me to mock me:

    18 And it came to pass, as I lifted up my voice and cried, that he left his garment with me, and fled out.

    19 And it came to pass, when his master heard the words of his wife, which she spake unto him, saying, After this manner did thy servant to me; that his wrath was kindled.

    20 And Joseph’s master took him, and put him into the prison, a place where the king’s prisoners were bound: and he was there in the prison.

    21 ¶But the Lord was with Joseph, and shewed him mercy, and gave him favour in the sight of the keeper of the prison.

    22 And the keeper of the prison committed to Joseph’s hand all the prisoners that were in the prison; and whatsoever they did there, he was the doer of it.

    23 The keeper of the prison looked not to any thing that was under his hand; because the Lord was with him, and that which he did, the Lord made it to prosper.


    ayricahttps://en.wikipedia.org/wiki/Pharaoh



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Jeopol -- 20 Şubat 2016; 12:45:31 >




  • firavunun ingilizce tanimina bakarsak makedon isgaline kadar misir yoneticilerinin kullandigi unvan olarak gecer. Daha da iyi ogrenmek icin incili orjinal dilinde incelemek gerekir. Cunku ingilizce de kral( king) da yonetici anlamina gelir.

    Ayrica ille de bu unvanlarla gideceksen antik misirlilar hic bir zaman melik unvanini kullanmamislar. burada da bir mantiksizlik var. buyuk ihtimal ile melik kelimesinin kral-yonetici anlaminda kullanildigini soyleyeceksin. Aynisini incilin ingilizcesinde pharaoh - king olarak yapmislar.
  • 
Sayfa: 12345
Sayfaya Git
Git
sonraki
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.