Şimdi Ara

Uluslar Neden Fakirdir Neden Zengindir

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
2 Misafir - 2 Masaüstü
5 sn
15
Cevap
0
Favori
321
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
0 oy
Öne Çıkar
Sayfa: 1
Giriş
Mesaj
  • İster Mısır olsun; ister Kuzey Kore, Sierra Leone ya da Zimbabve hepsinin fakirlik nedeni aynıdır. Birleşik Krallık ve Amerika Birleşik Devletleri ise zenginleşmiştir çünkü vatandaşları gücü elinde tutan elit kesimi devirip, siyasi hakların yaygınlaştırıldığı; iktidarın topluma hesap verip duyarlı davranmak zorunda olduğu bir devlet yönetiminde geniş bir halk kitlesinin ekonomik olanaklardan yararlanabildiği bir toplum yaratmışlardır.Dünyada neden bunca eşitsizlik olduğunu anlamak için öncelikle tarihsel dinamiklere bakmak gerekir. İngiltere’nin Mısır’dan daha zengin olmasının nedeni, 1688’de İngiltere’de ulusun siyasetini ve dolayısıyla ekonomisini değiştiren bir devrim gerçekleşmiş olmasıdır. İnsanlar politik hakları için mücadele etmiş ve bu haklardan ekonomik olanaklarını geliştirmek için yararlanmışlardır. Sonuçta eskisinden çok farklı bir politik-ekonomik gidişat ortaya çıkmış ve bu ilerleme Sanayi Devrimi ile şahlanmıştır.

    Yoksul bir ülkenin zenginleşmesi için İngiltere, Fransa, ABD, Japonya, hatta Botsvana ve Brezilya’da olanlara benzer köklü bir politik dönüşüm yaşanması gerekir. Kilit nokta, toplum hareketinin geniş kitleleri birleştirebilmesidir.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Apple_M1 -- 26 Ocak 2017; 9:55:51 >
    < Bu ileti tablet sürüm kullanılarak atıldı >







  • Dinle kandırılan, dini hayatının merkezine oturtan, kendi yaşamının yanında devleti de dini esaslarla bağdaştıran tüm uluslar fakirdir. Ulusların bu zaafını bilen ve yine bu yöntemle onları kandırabilenler ise zengindir.

    "Avrupalılar geldiklerinde onların elinde İncil, bizim elimizde ise topraklarımız vardı. Bize gözlerimizi kapatıp dua etmeyi öğrettiler. Gözlerimizi açtığımızda baktık ki İncil bizim, topraklarımız ise beyazların elindeydi."

    Jomo Kenyatta - Kenya 1. Devlet Başkanı
  • Yukarıdaki yazıma ek olarak Kuzey Kore dinle mi kandırılıyor diye tezimi çürütmek isteyenler çıkabilir. Kuzey Kore istisnadır. İnsanları dinle susturmak ve askeri diktatörlükle susturmak arasında çok fazla fark yoktur. Birinde ölünce cehennemle diğerindeyse yaşarken cehennemle buluşturulacağına inandırılır insanlar.
  • quote:

    Orijinalden alıntı: uyumak istemeyen adam

    Yukarıdaki yazıma ek olarak Kuzey Kore dinle mi kandırılıyor diye tezimi çürütmek isteyenler çıkabilir. Kuzey Kore istisnadır. İnsanları dinle susturmak ve askeri diktatörlükle susturmak arasında çok fazla fark yoktur. Birinde ölünce cehennemle diğerindeyse yaşarken cehennemle buluşturulacağına inandırılır insanlar.

    kafayı takmışsınız dine dinle kültürle ekonomik gelişmenin alakası yok

    quote:

    Zenginliği kültürle ilişkilendiren hipotez, Batı Avrupa’nın modern sanayi toplumuna dönüşmesinin özünde Reform ve Protestan ahlakının olduğunu ileri süren Alman sosyolog Max Weber’in teorisine dayanır. İlk sanayileşen ülkelerin İngiltere ve Hollanda olması bu teoriyi desteklese de hemen arkalarından çoğunluğu Katolik olan Fransa’nın kalkınması din ile ekonomik başarının ilişkisinin zayıf olduğunu gösterir. Ayrıca Protestan ahlakının ya da Hristiyanlık dininin son zamanlarda Doğu Asya’nın yakaladığı başarıyla hiç ilgisi yoktur. Artık yalnızca din değil, başka inançlar, etik değerler de göz önüne alındığı için kültür teorisi, değiştirilmesi zor olabilen ve kurumsal farklılıkları destekleyen sosyal kuralların önemli olduğunun anlaşılması açısından yararlı olabilir. Yine de dünyadaki eşitsizliği açıklamaya yetmediği gibi düzenin işleyişini kavramamıza da pek yardım etmez. Bir ara Çin kültürü ve Konfüçyüs öğretilerinin ekonomik gelişmeye müsait olmadığını düşünenler vardı mesela. Şimdiyse Çinli çalışma ahlakı Çin, Hong Kong ve Singapur’daki büyümenin motoru olarak gösterilmekte. Ya da Afrikalıların çalışma ahlakından yoksun; Latin Amerikalıların (çıkmaz ayın son çarşambası) mañana zihniyetine sahip oldukları için asla fakirlikten kurtulamayacaklarını zannedenler bile var. Kültür teorisini savunanlar, Orta Doğu’yu örnek vererek İslam ülkelerinin gelişemediklerini iddia eder. Suriye ve Mısır gibi ülkeler fakirdir ama petrol zengini Arabistan veya Kuveyt de modern ekonomiler geliştiremedi. Eskiden Osmanlı himayesinde olması Orta Doğu’nun gelişimini olumsuz etkilemiştir. Osmanlı İmparatorluğu çöktükten sonra İngiliz ve Fransız egemenliğine girince gelişimi yine engellenmiştir. Orta Doğu ülkeleri bağımsızlıklarını kazandıktan sonra da sömürge zihniyetinde devam etmiş, hiyerarşik ve otoriter siyasi rejimlerle yönetildiğinden ekonomik başarıyı sağlayabilecek kurumlar oluşturamamıştır. Demek ki Orta Doğu’nun ekonomik çizgisinin belirlenmesinde kültürel etkenlerden çok tarihsel olayların rolü var.

    Başka bir deyişle sınırlar arasındaki kültürel farklar refah farkını yaratan sebep olmaktan öte farklı yönetimlerin, farklı kurumların dolayısıyla farklı teşviklerin sonuçlarıdır. Çok vurgulandığı halde kültürel öğeler yani din, ulusal kimlik, etnik köken ya da ahlaki değerler, gidişatın neden basmakalıp devam ettiğini anlamamızda o kadar önemli değil aslında. İnsanların birbirine güvenmesi ya da işbirliği yapabilmesi de çok önemli. Fakat bu ortam tek başına oluşamaz kurumlar sayesinde ortaya çıkar.




  • Fakir olmasının en büyük nedenlerinden biri üretim değil tüketim halinde olmaları, örneğin konuyu açan dostumuz tüketim çılgınlığına dahil olup metni copy/paste yapmış. Ne bir alıntı ne bir kaynak var. Kendisi zaman zaman gözümüze çarpan genç bir arkadaşımız olduğu için konuda yazılanların ona ait olmadığını anlamak çok güç değil.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • quote:

    Orijinalden alıntı: Jon SNOW 37


    quote:

    Orijinalden alıntı: uyumak istemeyen adam

    Yukarıdaki yazıma ek olarak Kuzey Kore dinle mi kandırılıyor diye tezimi çürütmek isteyenler çıkabilir. Kuzey Kore istisnadır. İnsanları dinle susturmak ve askeri diktatörlükle susturmak arasında çok fazla fark yoktur. Birinde ölünce cehennemle diğerindeyse yaşarken cehennemle buluşturulacağına inandırılır insanlar.

    kafayı takmışsınız dine dinle kültürle ekonomik gelişmenin alakası yok

    quote:

    Zenginliği kültürle ilişkilendiren hipotez, Batı Avrupa’nın modern sanayi toplumuna dönüşmesinin özünde Reform ve Protestan ahlakının olduğunu ileri süren Alman sosyolog Max Weber’in teorisine dayanır. İlk sanayileşen ülkelerin İngiltere ve Hollanda olması bu teoriyi desteklese de hemen arkalarından çoğunluğu Katolik olan Fransa’nın kalkınması din ile ekonomik başarının ilişkisinin zayıf olduğunu gösterir. Ayrıca Protestan ahlakının ya da Hristiyanlık dininin son zamanlarda Doğu Asya’nın yakaladığı başarıyla hiç ilgisi yoktur. Artık yalnızca din değil, başka inançlar, etik değerler de göz önüne alındığı için kültür teorisi, değiştirilmesi zor olabilen ve kurumsal farklılıkları destekleyen sosyal kuralların önemli olduğunun anlaşılması açısından yararlı olabilir. Yine de dünyadaki eşitsizliği açıklamaya yetmediği gibi düzenin işleyişini kavramamıza da pek yardım etmez. Bir ara Çin kültürü ve Konfüçyüs öğretilerinin ekonomik gelişmeye müsait olmadığını düşünenler vardı mesela. Şimdiyse Çinli çalışma ahlakı Çin, Hong Kong ve Singapur’daki büyümenin motoru olarak gösterilmekte. Ya da Afrikalıların çalışma ahlakından yoksun; Latin Amerikalıların (çıkmaz ayın son çarşambası) mañana zihniyetine sahip oldukları için asla fakirlikten kurtulamayacaklarını zannedenler bile var. Kültür teorisini savunanlar, Orta Doğu’yu örnek vererek İslam ülkelerinin gelişemediklerini iddia eder. Suriye ve Mısır gibi ülkeler fakirdir ama petrol zengini Arabistan veya Kuveyt de modern ekonomiler geliştiremedi. Eskiden Osmanlı himayesinde olması Orta Doğu’nun gelişimini olumsuz etkilemiştir. Osmanlı İmparatorluğu çöktükten sonra İngiliz ve Fransız egemenliğine girince gelişimi yine engellenmiştir. Orta Doğu ülkeleri bağımsızlıklarını kazandıktan sonra da sömürge zihniyetinde devam etmiş, hiyerarşik ve otoriter siyasi rejimlerle yönetildiğinden ekonomik başarıyı sağlayabilecek kurumlar oluşturamamıştır. Demek ki Orta Doğu’nun ekonomik çizgisinin belirlenmesinde kültürel etkenlerden çok tarihsel olayların rolü var.

    Başka bir deyişle sınırlar arasındaki kültürel farklar refah farkını yaratan sebep olmaktan öte farklı yönetimlerin, farklı kurumların dolayısıyla farklı teşviklerin sonuçlarıdır. Çok vurgulandığı halde kültürel öğeler yani din, ulusal kimlik, etnik köken ya da ahlaki değerler, gidişatın neden basmakalıp devam ettiğini anlamamızda o kadar önemli değil aslında. İnsanların birbirine güvenmesi ya da işbirliği yapabilmesi de çok önemli. Fakat bu ortam tek başına oluşamaz kurumlar sayesinde ortaya çıkar.


    "dinle kültürle ekonomik gelişmenin alakası yok" diyen birine bir şey izah edebilir miyim bilmiyorum ama deneyeceğim.

    Ekonomik gelişme üretimle olur, bunun başlıca şartı bu. Kuru kuruya doğal kaynak satmak da bir yoludur ama durumu mutlak geleceği açısından değerlendirmemiz gerekirse kalıcı zenginlik üretimle ilişkilendirilir.

    Bir ülkede üretimin görülebilmesi için sağlanması gereken şartlar vardır. Üretimin temeline inerseniz bilimle karşılaşırsınız. Bilim, evet hani şu özgür düşünce ortamının sonucu olarak insan hayatında ortaya çıkan gerçek.

    Benim din ve kültürden kastım İslam kötüdür ama Hristiyanlık iyi şeklinde değil. Hristiyan ülkelerin üretimde iyi olmalarının nedeni Hristiyanlığın daha güzel bir din olması değil, oradaki insanların dini hayatlarında merkezi ve belirleyici bir unsur olarak görmemeleridir.

    Yukarıda ekonomi için üretim, üretim için bilim, bilim için de özgür ortam demiştim.

    Ekonomisi iyi olan bir devlete bakalım, ABD. Ekonomi iyi çünkü üretim var. Üretim var çünkü bilim var. Bilim var çünkü insanlar özgürce araştırıp düşünüp geliştirebiliyorlar. İnsanlar özgürce araştırabiliyorlar çünkü din ve kültür onları kısıtlamıyor.

    Şimdi de ekonomisi iyi olmayan bir ülkeye bakalım, İran. (Yine yukarıdaki dogal kaynak istisnasını çıkaralım ve üretim bazlı ekonomiden bahsettiğimizi unutmayalım.) Ekonomi (üretim bazlı) kötü çünkü üretim yok. Üretim yok çünkü bilim yok. Bilim yok çünkü insanlar özgürce araştırıp düşünüp geliştiremiyorlar. İnsanlar özgürce araştıramıyorlar çünkü din ve kültür onları kısıtlıyor.

    Kadınların hala baş örtüsü olmadan sokağa çıkabilmek için mücadele ettiği bir ülkede aynı kadınların bilim üretebilmesi mümkün değildir.

    Ya da bize kaç eş helal diye hala evlenebilecekleri kadın sayısını tartışan adamların ülkelerini zenginleştirmek adına bir şey yapmasını da bekmeyemezsiniz.




  • uyumak istemeyen adam U kullanıcısına yanıt
    bilimden kasıt nedir teknoloji mi yoksa farmakoloji mi biraz sınırlandırmalıyız bilimden kastedileni
    peki türkiyede isteyen istediğini düşünüyor giyiyor da neden gelişmiyor türkiye
    ülkenin bir kısmı da olsa neden bilim üretmiyor
  • Yapay Zeka’dan İlgili Konular
    Daha Fazla Göster
  • uyumak istemeyen adam U kullanıcısına yanıt
    İsrail'in zenginliği nereden geliyor. Dahası ABD de dindar bir ülke sayılır.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • quote:

    Orijinalden alıntı: oktayakgoz

    İsrail'in zenginliği nereden geliyor. Dahası ABD de dindar bir ülke sayılır.



    eğitim ve girişimci zümre. abd dindar.ama zenginliği dindarlığıdan gelmiyor. aydın sınıf var. bunların pek çoğu hristiyanlığa inanmmıyor bile. ama en büyük yatırımcılar , bilim insanları vesaire bu sınıfı oluşturuyor. ikincisi ise hırsızlık. boru değil ,abd dünyayı sömürüyor. yani aslında zenginliği ile dinin etkisi yok. hatta din faktörü abd nin gelişimini frenleyen bir etken .

    israil de aynı şekilde. halkı daha eğitimli ve elit sınıfı etkin. dünya genelinden yahudi lobilerinden destek alıyor. yahudilik ile gelişimi orantılı değil. muhtemelen dinin etkisi onlarda da fren etkisi yapıyordur.
  • Eğitime bilime önem verirsen gelişirsin üretirsin zenginleşirsin.Kafanı farklı kültürlere milletin dinine takıp ya da hala alevi sünni muhabbeti yapıyorsan gelişemezsin ama gelişiyormuş gibi yapıp halkı dizginlersin.Fakirsindir ama zengin gözükmeye çalışırsın.Kendini kandıran her şey herkes kaybetmeye mahkumdur.Halklar,ülkeler,kişiler.
  • quote:

    Orijinalden alıntı: Jon SNOW 37

    bilimden kasıt nedir teknoloji mi yoksa farmakoloji mi biraz sınırlandırmalıyız bilimden kastedileni
    peki türkiyede isteyen istediğini düşünüyor giyiyor da neden gelişmiyor türkiye
    ülkenin bir kısmı da olsa neden bilim üretmiyor

    Türkiye'de isteyen istediğini yapabiliyor ama bu din ile meşgul olmadığımız anlamına gelmiyor. Burada iki kesimin de ayarı yok. Biri sekülerizmin ayarını kaçırıp özgür iradesiyle dinine göre hareket etmek isteyen birine sen kamusal alanda yer alamazsın diyor diğeri dindarlığın ayarını kaçırıp dağın başına kadar gidip gerekmediği halde imamhatip üzerine imamhatip açıyor.

    Ben dinle meşgul oluyoruz derken din kötü bir şey dindarlar bizi geri bırakıyor demiyorum. Dini sürekli gündeme getirip başka şeylere yönelemiyoruz diyorum. Son bir asırdır ülkenin ana tartışması din. Yok laiklik geldi din elden gitti, yok laiklik elden gidiyor şeriat gelecek. Sürekle iki kesim birbirine sokup duruyor. Biri dindar nesil yetiştireceğiz der diğeri zorunlu din dersi kalksın der. Sürekli ve sürekli aynı saçmalıklarla gündemdeyiz.

    Tüm bu yorumun yanına Türkiye için eğitim faktörü de söz konusu, es geçilemez. Türkiye'nin üretmeye yöneltici bir eğitim sistemi yok. Türk okulları bilgiyi öğrenciye verir ama ne olduğunu açıklamaz. Ezberleyip sınavda kağıda yazabiliyorsan kolaylıkla üniversite bitirebilirsin. Sonra da en ufak üretim yapamadan sıradan bir çalışan olmak için iş ararsın. Yurtdışından 1000 dolara aldığın bilgisayara yine para ödeyerek aldığın Windows işletim sistemini kurar ve yine para ödeyerek aldığın Office programlarında anca Excel tablosu oluşturmayı bilirsin.


    @oktayakgoz ABD, içerisinde Hristiyanlığın söz sahibi olduğu bir ülke. Ama bu benim "din ile meşgul olma" tanımıma uymuyor. Bana göre devlet başkanının bir dine uygun olarak yemin etmesi ya da ülke sloganının "In God We Trust" olması, o ülkenin din ile meşgul olduğu anlamına gelmez. Dinin etkilerinin kültürel olarak ülkeyle bütünleşmesi anlamına gelir.

    Birleşik Devletler, anayasanın bir dine bağlı hükümlere göre düzenlenmesini tartışmıyor. Hristiyan olmayanların dışlanmasını ya da kısıtlanmasını tartışmıyor. Ceza hukukunda dine uygun düzenlemeleri de tartışmıyor. Kimse bir başkasını ibadet edip etmemesi nedeniyle ayıramıyor. Bahsettiğimiz özgür düşünebilme ve fikir ifade ortamı orada dinler konusunda da çok ileri seviyede. Bir kişinin ateist olduğunu söylemesi kimseyi ilgilendirmiyor. Ama bir ortadoğu ülkesinde bir kişi ateist olduğunu açıklasa ülkesine göre ya cezai yaptırım alır ya da toplumdan dışlanır. Birbirimizi kandırmayalım ki bu bir gerçek. İşte bu yüzden diyorum özgürlük diye.

    İsrail'in zenginliği konusuna gelince. Yahudilerin işi zaten zenginlik. Tarih boyunca toprak sahibi olmak yerine para edecek şeylere sahip olmaya çalışmışlardır. Ticaret konusunda yeteneklilerdir. Ayrıca yahudilerin organizasyon kabiliyetleri yüksektir. Grup halinde olup dışarıya iş yapıp kendi içlerinde kazanırlar. Eğitimi de bu doğal yeteneklerine eklediklerinde zenginlik çok şaşılası değil.




  •  Uluslar Neden Fakirdir Neden Zengindir

    Özeti
  • olağan_şüpheli kullanıcısına yanıt
    Benim demek istediğim dindarlarda zengin olabilir. Dindar olmak fakirlik manası taşımıyor.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • quote:

    Orijinalden alıntı: oktayakgoz

    Benim demek istediğim dindarlarda zengin olabilir. Dindar olmak fakirlik manası taşımıyor.

    dindarlık olumsuz bir etken. ama haklısın. dindar diye fakir olacak veya da bilim sıfır olacak diye bir durum yok. ortadoğunun geri olmasının sebebi dindarlık demek tek başına yeterli değil. Biz de aydın bir zümre yok veya etkin değil , biz de girişimci bir zümre yok veya yeterince etkin değil.
  • 2 kitap var bu konu için.

    1.)Tüfek mikrop ve çelik

    2.)Hayvanlardan Tanrılara
  • 
Sayfa: 1
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.