Şimdi Ara

Turkcell: 'Türkiye'nin kule pazarından hak ettiği payı alması an meselesi'

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
1 Misafir - 1 Masaüstü
5 sn
34
Cevap
2
Favori
313
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
0 oy
Öne Çıkar
Sayfa: 12
Sayfaya Git
Git
sonraki
Giriş
Mesaj
  •  

    GSM pazarında penetrasyon oranlarının artması yeni fırsat alanlarını da beraberinde getiriyor. Bu alanların başında gelen kule endüstrisi, bugüne kadar sadece “kanser yapar mı, yapmaz mı?” başlığıyla konuşuluyordu. Fakat şimdilerde dünyanın pek çok yerinde önemli bir iş koluna dönüşmeye başladı. Turkcell iştiraki olarak kurulan Global Tower’ın Genel Müdürü Nihat Narin, Türkiye’nin de bu pazardan hak ettiği payı almasının an meselesi olduğunu söyledi.
     

    Global Tower tarafından belirtilene göre, sadece Hindistan’da 2020’ye kadar 130 bin yeni kulenin piyasaya çıkması bekleniyor. Asya’da ise açıklanan rakamlara göre 3 milyonu aşkın kule bulunuyor. Amerika, Asya ve Hindistan’ın lider konumunda bulunduğu kule endüstrisi yılda yüzde 15-20’lik büyüme ivmesini sürdürüyor. Yatırımcısının yüzünü güldüren bu pazarda Türkiye’nin de hak ettiği payı alması için tek gerekenin kuleleri GSM lisansının bir parçası olmaktan çıkarmak ve bağımsız büyümelerinin kapılarını açmak olduğu söyleniyor.

     

    Türkiye'de pazar hızla büyüyebilir

    Yüksek temettü verimiyle dünya piyasalarında öne çıkan kuleler, öngörülebilir ve enflasyona endeksli gelirleriyle de yatırımcılar açısından cazibesini arttırıyor. Aynı zamanda çoklu kiracılığa dayanan iş modeli nedeniyle yüksek nakit dönüşüm hızı elde ediyor. Tarım, turizm veya yaşam alanı olarak kullanılamayacak arsa ve arazilerin de bu yatırımlarla değerine değer kattığı belirtiliyor. Ülkemizde ise bu pazarın gelişimine katkıda bulunan şirketler arasında Global Tower bulunuyor.

     
     

    Konuyla ilgili Nihat Narin’in açıklamaları şu şekilde; “Sektörde olağanüstü hızla artan data trafiğini taşımanın da tek yolu kule sayısını artırmak ancak bu bağlamda mükerrer yatırımın önlenmesi önemli. Dünyada pazarın nasıl büyük bir hızla büyüdüğünü gözlemliyoruz. Sırf ABD’de American Tower’ın 62 milyar dolar değerinde olması bile bize kule endüstrisinin geleceğiyle ilgili önemli ipuçları veriyor. Yatırımcıların Türkiye’ye ilgisini ve bu sektöre olan inancını görüyoruz. Mükerrer yatırımın önlenmesi ve yabancı sermaye girişinin de artmasıyla ülkemizde de sektörün çift haneli büyüme ivmesini sürdüreceğinden kuşkumuz bulunmuyor.

     

    Kulelerin operatörlerin verimliliği için de avantajlar sunduğu belirtiliyor. Ortak kule kullanımı ve mobil operatörler arasında yapılan altyapı yatırım paylaşımı, önemli ölçüde kaynak tasarrufu sağlıyor. Türkiye’de bugün 3 mobil operatörün yıllık ortalama kule yatırımının 65-70 milyon TL seviyesinde olduğu söyleniyor. Global Tower, kule yapım şirketlerinin bu rakamı 25-30 milyon TL seviyesine indirebileceğini belirtiyor.

     







  • Gece geldi detay yazalım biraz gençler bilgilensin. [Tamamen kendi yorumlarım ve yaşadıklarımdır]

    Sene 1993 zamanları. KVK'nın V'si olan arkadaş , ki şimdinin çok çok zenginlerinden birisidir, Finlandiyada çalıştığı dönemde GSM sektörünü görüp "Aha bunu TR'de uygulasam paraya para demem" diyip TR ye gelir. Büyük holdinglere gider öyle ya da böyle. Anlattığı, zamanın ütopik görünen şeyi - ki şimdilerde muazzam bir şey oldu, bıyık altından gülmeler, "yaw he he" diyerek sırtının sıvazlanması ile biter. Buna koca Koç ve Sabancı dahildir. KVK'nın 1. K'sı sinerjiyi ve parayı görür yatırıma başlar. KVK kurulur.

    Devlet ile arası iyi olan K bu konuda önlenemez bir durum olduğundan bahisle şirketi kutuyor. Uzan da uyanık. O zamanlar da devlete yakın. İki şirket kuruluyor. Önce TCELL sonra TLSM. 500 milyon $ karşılığında. Ancak bu para yıllar, yıllar sonra ödendi bunu da belirteyim.

    Neyse konuya dönelim, iki adet GSM 900 şebekesi onayı alıp kuleleri kurmaya başlarlar. Önce istanbul, sonra ankara, izmir derken cep telefonları (2g) hayatımıza girmeye başlar. Hatta hatırlarım her gün Hürriyet gazetesinin bir köşesinde Turkcell'in minik bi reklamı ve kaç adet abone olduğuna dair bilgiler verirlerdi.

    Bu bir süre böyle devam eder. Pazar payları da %50-%50 şeklinde gidiyordur. O zamanların tek tarifesi standard tarife. Konuştukça ödersin. 6 sn'de 1 atar. Hatırlarım 15-20 dk konuşsak 96-97 parası ile 20-25 TL fatura gelirdi. SMS interconnect olmadığı için sadece şebeke içi mümkündü. Yurtdışı SMS Center numarası bulup diğer şebekedeki aboneye SMS atardık.

    Bir süre sonra KVK'nın K ve V'si durumdan rahatsız olur ve hepinizin bildiği üzere bazı güzellemeler yapılarak (!) UBAK Müsteşar yardımcısının çeşitli oyunları ve siyasi baskı ile Telsim'in "gerekli yatırımları yapmadığı, aboneleri mağdur ettiği, şikayetlerin olduğu" gibi bahanelerle 6 aylığına abone alımı engellenir.

    İşte o dakikadan sonra patlama aşamasında olan GSM sektöründe rüzgarı arkasına alan TCELL alır başını gider. 6 ay sonra telsim yine abone almaya başlasa da yaşananlar ve aradaki süreçten dolayı kötü şekilde etkilenir ve hep geriden gelmeye başlar.

    Peki diyeceksiniz bu direk mevzusu ile alakası ne. O da 1999 yıllarına gelindiğinde anlaşılır. 3G'ye ilerleyen ve 2.5 G aşamasında olan şebekelerde pazar büyümekte ve yeni oyuncuları işin içine sokarak lisans geliri için devletin ağzı sulanmaktadır.

    GSM 1800 ihalesine çıkılır. Bir önceki treni kaçıran ve dizini döven sabancı bile ilgilenmektedir. Koç da ilgilenmektedir.

    http://arsiv.ntv.com.tr/news/45472.asp

    Telecom Italia ve İş Bankası ortaklığı ile Aria 7 Ağustosta 2.5 milyar dolar rekor ücret ile lisansı alır. Bu kadar yüksek vermesinin temel sebebi sözleşmedeki ulusal roaming maddesidir.



    http://arsiv.ntv.com.tr/news/63672.asp



    Tcell de Telsim de anlaşmaya uyarlar ama "kapsama alanı kullanım bedeli" olarak kazığı çaka çaka uygulamaya kalkarlar.

    Kısmen de haklılardır çünkü iki firma da yıllardır direk ve baz yatırımı yapmakta, santraller kurmaktadır.

    Ancak Aria vızıldamaya başlar. Ulusal roaming diye tutturur.

    http://www.turk-internet.com/portal/yazigoster.php?yaziid=3797

    Tabi devlette kendine bir şebeke kurar. Adı da Aycell. O da 4. oyuncu olarak başlar. Ama tel tel dökülürler. Ucuz fiyatları ile bir dönem ben de kullanmıştım ve en merkezi yerde şebeke meşgul alırdım. Sonuç itibariyle olan da çekilen aria ve aycell'in birleşerek avea olması. Lisansın 1 taneye indirgenmesi...

    http://www.hurriyet.com.tr/ekonomi/aria-aycell-yasasi-cikti-telekom-ulastirmaya-gecti-197566

    Çok uzattım.

    Ulusal roaming olmadı, zordu, ama devlet regüle edeceğine şirketlerin kucağına oturup durdu. Herkesi memnun edemezsini bu konuda.

    Oysa bu konuda kararlı olsa ve şimdiki gibi "Hayır kardeşim ulusal roaming olacak, ücreti de bu kadardır max" dese şimdi onbinlerce direk, on binlerde enerji nakil hattı olmayacaktı. Belki de bu kadar direk ile dağ bayır her yerde en kötü 2.5 G çekecekti.

    Bugün BTK onayı olmadan hiç bir telekom operatörü tarife açıklayamıyor. Keşke o zaman da böyle kararlı bir duruş sergilenseydi.

    Ben TCELL'in bu açıklamasını da manidar bulmaktayım.
  • Yuh arkadaş. Aria zamanında piyasaya girdi, o zamanın hükümeti de lisans parasını yükselt dedi, Aria da ulusal roaming olursa tamamdır, söz mü dedi. Hükümet söz dedi. Turkcell "Bana ne aga ben yatırım yaptım o fiyata roaming yapmam, hem de rakibime" dedi Aria döndü hükümete "e ne olacak, milyar dolarlar gömdüm" dedi.

    Sonrası malum. Aycell ile birleştirme, TT içerisine yedirerek Avea olma vs vs vs.

    Şimdi de "ortak kule" diyorlar.

    Peh.
  • astegon kullanıcısına yanıt
    Ortak kule demiyorlar. Ben kuleyi dikeyim, siz gelin benden yer kiralayın diyorlar. :D
  • sis651 kullanıcısına yanıt
    "....Turkcell iştiraki olarak kurulan Global Tower’ın Genel Müdürü Nihat Narin,....."

  • astegon kullanıcısına yanıt
    Aynen. Ben de öpeyim para kazanayım diyor. :D
  • sis651 kullanıcısına yanıt
    TR'deki GSM sektorünün böyle olmasının 2 sebebi vardır.

    Birisi zamanın hükümeti (o Telsim'e ceza verip 6 ay abone alımına kapatan UBAK Müsteşar Yardımcısına ben ...... neyse)
    Öteki de TCELL'dir.

    Şimdi de BTK GSM sektörünün gelişmesini engellemekte.

    Yazık.
  • astegon kullanıcısına yanıt
    Turkcell'i orada haklı görüyorum. Hani kendi şirketim olsa ben de başkasının gelip altyapıya ucuza yatmasını istemem. Aynı durumu şimdi de kendileri istiyor mesela, Turk Telekom fiberine yatalım diyorlar.

    Açıkçası o dolaşım anlaşması olsa sektörün çok da daha iyi olacağını düşünmüyorum. Bu fark sayesinde kullanmak isteyenin kullanabildiği ucuz bir operatör var. Öbür türlü abone sayıları birbirine yaklaşır, oligopol piyasa ortamı oluşur ve ya dördü hep beraber toplu sömürürdü, ya da dördü de verimli gelir elde edemez yatırımda yetersiz kalırdı. İlki yüksek ihtimal. :D
  • sis651 kullanıcısına yanıt
    Hocam şu andakinden daha iyi olabilirdi ama. Detaylar çok bir ara (gece) yazarım bu konuya.

    < Bu ileti DH mobil uygulamasından atıldı >
  • Gece geldi detay yazalım biraz gençler bilgilensin. [Tamamen kendi yorumlarım ve yaşadıklarımdır]

    Sene 1993 zamanları. KVK'nın V'si olan arkadaş , ki şimdinin çok çok zenginlerinden birisidir, Finlandiyada çalıştığı dönemde GSM sektörünü görüp "Aha bunu TR'de uygulasam paraya para demem" diyip TR ye gelir. Büyük holdinglere gider öyle ya da böyle. Anlattığı, zamanın ütopik görünen şeyi - ki şimdilerde muazzam bir şey oldu, bıyık altından gülmeler, "yaw he he" diyerek sırtının sıvazlanması ile biter. Buna koca Koç ve Sabancı dahildir. KVK'nın 1. K'sı sinerjiyi ve parayı görür yatırıma başlar. KVK kurulur.

    Devlet ile arası iyi olan K bu konuda önlenemez bir durum olduğundan bahisle şirketi kutuyor. Uzan da uyanık. O zamanlar da devlete yakın. İki şirket kuruluyor. Önce TCELL sonra TLSM. 500 milyon $ karşılığında. Ancak bu para yıllar, yıllar sonra ödendi bunu da belirteyim.

    Neyse konuya dönelim, iki adet GSM 900 şebekesi onayı alıp kuleleri kurmaya başlarlar. Önce istanbul, sonra ankara, izmir derken cep telefonları (2g) hayatımıza girmeye başlar. Hatta hatırlarım her gün Hürriyet gazetesinin bir köşesinde Turkcell'in minik bi reklamı ve kaç adet abone olduğuna dair bilgiler verirlerdi.

    Bu bir süre böyle devam eder. Pazar payları da %50-%50 şeklinde gidiyordur. O zamanların tek tarifesi standard tarife. Konuştukça ödersin. 6 sn'de 1 atar. Hatırlarım 15-20 dk konuşsak 96-97 parası ile 20-25 TL fatura gelirdi. SMS interconnect olmadığı için sadece şebeke içi mümkündü. Yurtdışı SMS Center numarası bulup diğer şebekedeki aboneye SMS atardık.

    Bir süre sonra KVK'nın K ve V'si durumdan rahatsız olur ve hepinizin bildiği üzere bazı güzellemeler yapılarak (!) UBAK Müsteşar yardımcısının çeşitli oyunları ve siyasi baskı ile Telsim'in "gerekli yatırımları yapmadığı, aboneleri mağdur ettiği, şikayetlerin olduğu" gibi bahanelerle 6 aylığına abone alımı engellenir.

    İşte o dakikadan sonra patlama aşamasında olan GSM sektöründe rüzgarı arkasına alan TCELL alır başını gider. 6 ay sonra telsim yine abone almaya başlasa da yaşananlar ve aradaki süreçten dolayı kötü şekilde etkilenir ve hep geriden gelmeye başlar.

    Peki diyeceksiniz bu direk mevzusu ile alakası ne. O da 1999 yıllarına gelindiğinde anlaşılır. 3G'ye ilerleyen ve 2.5 G aşamasında olan şebekelerde pazar büyümekte ve yeni oyuncuları işin içine sokarak lisans geliri için devletin ağzı sulanmaktadır.

    GSM 1800 ihalesine çıkılır. Bir önceki treni kaçıran ve dizini döven sabancı bile ilgilenmektedir. Koç da ilgilenmektedir.

    http://arsiv.ntv.com.tr/news/45472.asp

    Telecom Italia ve İş Bankası ortaklığı ile Aria 7 Ağustosta 2.5 milyar dolar rekor ücret ile lisansı alır. Bu kadar yüksek vermesinin temel sebebi sözleşmedeki ulusal roaming maddesidir.



    http://arsiv.ntv.com.tr/news/63672.asp



    Tcell de Telsim de anlaşmaya uyarlar ama "kapsama alanı kullanım bedeli" olarak kazığı çaka çaka uygulamaya kalkarlar.

    Kısmen de haklılardır çünkü iki firma da yıllardır direk ve baz yatırımı yapmakta, santraller kurmaktadır.

    Ancak Aria vızıldamaya başlar. Ulusal roaming diye tutturur.

    http://www.turk-internet.com/portal/yazigoster.php?yaziid=3797

    Tabi devlette kendine bir şebeke kurar. Adı da Aycell. O da 4. oyuncu olarak başlar. Ama tel tel dökülürler. Ucuz fiyatları ile bir dönem ben de kullanmıştım ve en merkezi yerde şebeke meşgul alırdım. Sonuç itibariyle olan da çekilen aria ve aycell'in birleşerek avea olması. Lisansın 1 taneye indirgenmesi...

    http://www.hurriyet.com.tr/ekonomi/aria-aycell-yasasi-cikti-telekom-ulastirmaya-gecti-197566

    Çok uzattım.

    Ulusal roaming olmadı, zordu, ama devlet regüle edeceğine şirketlerin kucağına oturup durdu. Herkesi memnun edemezsini bu konuda.

    Oysa bu konuda kararlı olsa ve şimdiki gibi "Hayır kardeşim ulusal roaming olacak, ücreti de bu kadardır max" dese şimdi onbinlerce direk, on binlerde enerji nakil hattı olmayacaktı. Belki de bu kadar direk ile dağ bayır her yerde en kötü 2.5 G çekecekti.

    Bugün BTK onayı olmadan hiç bir telekom operatörü tarife açıklayamıyor. Keşke o zaman da böyle kararlı bir duruş sergilenseydi.

    Ben TCELL'in bu açıklamasını da manidar bulmaktayım.




  • Hükümet desteği olmadan çok zor.

  • astegon kullanıcısına yanıt
    İletiyi yeni okuyorum.

    Turkcell zaten yine işin para kısmını düşünüyor. TT ve Vodafone arasında olan aktif paylaşım ya da roaming gibi bir şeyden bahsetmiyor. Gelin benim kulelerimi kullanın, benim kulelerimi kiralayın; ekipmanlarınızı benim kulelerime kurun ben para kazanayım diyor. Hani burada yaptığı roaming değil, yer kiralama hizmeti sağlamaya çalışıyor. Bunu bildiğim Global Tower zaten yapıyordu ama ne değiştiyse haber olduklarına göre...
  • sis651 kullanıcısına yanıt
    Hocam yapılmalı. Ama bunu devletin teşvik etmesi gerekiyordu zamanında.

    Şimdi düşünün, ulusal roaming olsa keşke. Her tepede 3 adet tower yerine 1 adet olsa, geriye kalan tower'ları dağıtsak her yere. Dağ bayır 3G olur yeminle.

    Ama nerdeeeee....

    TCELL işin çakallığında. "Ben yatırımı yaptım, şirketi kurdum size de hizmet vereyim" mantığında.

    GSM sektörü şimdilerde yavaştan oturuyor. BTK'nın bir çok yaptığı şeye kızarım ama lider operatörün fiyatlarını düşürmesini engellemesini mantıklı buluyorum.
  • astegon kullanıcısına yanıt
    Niye mantıklı olmasın ki? Sektörde Turkcell gibi kar eden yok. Lider operatör fiyat kırarsa diğerlerinin rekabet etmesi zorlaşıyor. Elinde kapsama alanı, hizmet kalitesi düşük, fiyat avantajın da olmazsa kim neden kullansın seni.
    Ulusal roaming olayı için geç kalındı. İlk dönemlerde hızlı kapsama alanı artışı için kullanılabilirdi. Şimdi ise kullanım oranları operatörlerin 3G 4G şebekelerini doyma seviyesine getirebiliyor. İngiltere'de Vodafone ile O2 miydi benzer bir ortaklık sistemi yürüten iki firma, kırsal kesimler hariç uygulamayı durdurmuş. Çünkü bir baz istasyonu tek operatörde bir bölgeyi besleyemezken, birden fazla operatör ile hiç olacak şey değil. İstasyonun kapasitesinin ya ortak olarak yükseltilmesi gerekiyor ya da her operatör kendi yatırımını yapmak istiyor. Herkesin kendi yatırımını yapması bir noktadan sonra daha karlı geliyor. Kırsal kesim için roaming yapılabilir tabii ki evrensel hizmet fonundan yapılan çalışmalarla bir seviye yapılıyor bu.
    Üç kule kurma meselesi eskilerde kaldı. Artık operatörler bir yerde birinin kulesi varsa onu kiralayabiliyor. Ya da kendi kulelerinden birini kullandırmak karşılığında onu kullanabiliyor. Anlaşabiliyorlar artık hani. Eskiden bu işler iyi yönetilseydi çok farklı olurdu tabii ki.
    Dağ bayır yine 3G olmazdı ki. Operatörlerin şu anki piyasası oligopol piyasa. Yani üçü de anlaşmalı, üçü de sömürebildiği gibi sömürüyor. Burada telefon çekmiyorsa hiçbirimizde çekmiyor, sıkıntı yok derler. Şuan Turkcell'e şurada Vodafone 4G çekiyor, Turkcell çekmiyor dediğimde gidip orada 4G aktif ediyor. Üçü bir olsalar madem orada hiç çekmiyor çekmesin, bizim kazancımız azalır derler. Hani bu işlerin her kısmında devletin bir zorlaması gerekiyor...




  • astegon kullanıcısına yanıt
    sis651 kullanıcısına yanıt
    Şimdi Ulusal roaming'de şöyle bir sıkıntı yok mu? Diyelim ki vaktinde ulusal roaming zorunlu kılındı, kanunu nizamlandı, işliyor diyelim. Kiracı Operatör için roaming yatırım yapmaktan daha uyguna gelecekse neden yatırım yapsın ki. Altyapı sahibi operatör de ben yatırım yapıyorum meyvesini rakibim de yiyor diyerek yatırımları durdurmaz mıydı ?

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • Hayır olmazdı, roaming yaparken senin operatörün bağlandığın operatöre ödeme yaparsa böyle bir sorun olmaz, ayrıca roaming de firma kendi abonesine verdiğinden daha düşük kaliteli bir hizmet verebilir, atıyorum roaming de sadece 2g izni, yada max 2 mbps hız, yada 5 dk dan uzun görüşmeye engel gibi. Abone maduriyetini giderir çözümler sunulmuş olurdu.

    Buradaki esas amaç şehir içinde ölü noktalarda roaming ile hizmet almaktan öte, ömrünüzde belki bir kere gittiğiniz kuş ucmaz kervan geçmez yerlerde 3 operatörün 3ünden hizmet beklemek yerine bir operatör ile olayın çözülmesi olmalıdır.
  • maaart M kullanıcısına yanıt
    Ö1f1 kullanıcısına yanıt
    Bölge bölge kısıtlı yerde sıkıntı olabilir ama genel manada ciddi bir sıkıntı olmaz.

    maart'ın dediği gibi aynı kalitede hizmet vermeyebilir. Ya da Amerika'da da vardı sanırım bu, ücretlendirme roaming üzerinde farklı olabilir. Hani 10 GB kotalı paketin var, bunu kullanamabilirsin ama roaming bölgeleri için 1 GB ayrı paketin olabilir, ya da paket dışı sayılabilir kullanımlar. Bir şekilde ayarlanabilir bu. Ama devlet müdahalesi ve kontrolü şart. Yoksa sonucu bugünkü oligopol piyasadan farklı olmayabilir, üç operatör de sağım işine abanır. :D
  • Zaten şu anda 3 operatör eğer BTK olmasa sağma işini yapacaktı. BTK sayesinde olmuyor.

    Ama şu var, operatörler kendi içinde tarife paketlerine göre QoS yapmakta. Misal TCELL platinum abonelerine önceliklendirme yapmakta.
  • astegon kullanıcısına yanıt
    sis651 kullanıcısına yanıt
    Mesela sabitte de benzer bir paylaşım modeli gündemde bu sıralar. Ama bu lez akıllıca hazırladılar. Kiracı ISS (KS) hat sahibi ISS'den (HS) uzun vadeli kullanım sözü ile kiralama yapabilecek. KS, HS'de yeni hat istediğinde ise HS, KS'den hat masraflarını alacak, bu yeni hattı KS bir süre ücretsiz kiralayabilecek ancak bu yeni hat HS'ye ait olacak.



    Yani KS için kiralamak, hat döşemekten daha masraflı hale gelecek. Bu da yatırımları tehlikeye atmamış olacak. KS henüz erişim ve backbone hatlarını kurmadığı bölgelerde kısa ve orta vadede verümli olarak kiralayabilecek sadece.





    Tabi bu sistem mobilde nasıl uygunalabilir meçhul, zira ortada mevcut bir altyapı zaten var.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • Ö1f1 kullanıcısına yanıt
    Bu bir süredir konuşuluyordu ama eyleme geçildi mi bilmiyorum. Ben 2026'de Telekom'un yeniden devlete geçmesini bekliyorum bu hali ile doğru bir modele ulaşmamız zor.

    Rekabet kurumu TTNET'in kuruluşuna onay vermeseydi keşke zamanında. Ah ah.

    O zaman birden çok ISS olabilirdi belki.
  • Ö1f1 kullanıcısına yanıt
    Açıkçası kendi fikrim bu ULAK uygulamasının uygun olduğu yönünde. Hani yatırıma değer görülmeyen yerlerde ortak altyapı kurulsun. Diğer bölgelerde de her operatör kendi altyapısını kursun. Ancak bu esnada diğer operatörlerin var olan kulelerini mantıklı bir şekilde kiralayabilsin, kullanabilsin ya da kule karşılığı paylaşabilsin. Çünkü kırsal kesimde belki az kullanımdan dolayı ortak kule yeterli olabilir ama, nüfusun yüksek olduğu yerlerde tek bir baz istasyonu ile sınırsız kapasite vermek mümkün değil. Buralarda kendi altyapılarını kullanmaları daha mantıklı. Ama var olan kuleleri ve trafoları kullanabilmeleri de daha tasarruflu ve görüntü dostu.
  • 
Sayfa: 12
Sayfaya Git
Git
sonraki
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.