Şimdi Ara

Türk Telekom'un neden rakibi yok?

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
2 Misafir (1 Mobil) - 1 Masaüstü1 Mobil
5 sn
9
Cevap
0
Favori
447
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
0 oy
Öne Çıkar
Sayfa: 1
Giriş
Mesaj
  • Türkiye, doksanlı yılların başında bu yana iyi kötü cep telefonu cephesinde marka çeşitliği ve rekabeti yaşıyor. Sektör, Turkcell’in açık ara üstünlüğüne rağmen rekabet açık olması sebebiyle de tüketici en azından tercih edebileceği başka operatörler bulabiliyor. GSM operatörleri yakın bir zaman dilimi içinde ise birbirlerinden daha az şikayet edecek konuma gelerek, yoğun bir yarış içine girecekler.
    Ancak, Türk Telekom’un özelleştirilmesine rağmen benzeri bir durum yani rekabet sabit telefon tarafında yok. Sabit telefonda rekabetin önü hükümet tarafından açılmıyor. Hızlı internet de Türk Telekom (TT) çatısı altında yoluna devam ettiğinden tüketici yarı özel bir kuruma mahkûm durumda.

    Yakın bir süre içinde telekomünikasyon sektörü, GSM operatörleri cephesinde iki yeniliği kıyasıya yaşayacak. Belki de bu cephedeki oyuncuların haksız rekabete yönelik hiçbir eleştirisi kalmayacak. Durum böyleyken sabit telefon tarafında tekelciliğin kalkması gerekmez mi?

    Bilindiği üzere numara taşınabilirliği ve GSM istasyonları üzerinden hızlı internet erişimi sağlayan üçüncü nesil (3G) telefon hizmeti için geri sayım başladı. Üç GSM operatörü de bu yarışa hazır. Peki, halen daha sabit telefon tarafında yüksek fatura ödemeye devam eden tüketici ne zaman alternatif şirketlerle tanışacak? Türk Telekom’un, sabit telefon ücretlerini cep telefonu şirketleriyle kıyaslayarak daha ucuz olduğuna dair yaptığı reklâmlar ne kadar gerçekçi ve haklı bir zemine oturuyor? Sabit telefon cephesinde ve hızlı internette yeni şirketler devreye girmedikten sonra ucuz ve kaliteli hizmet verildiğini kimse iddia edemez.

    Çünkü sabit telefon ve hızlı internette rekabet yok, tek şirket var.

    Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım ve Telekomünikasyon Kurumu (TK) Başkanı Tayfun Acarer’in bıçağın kemiğe dayandığı bu noktada adım atması gerekiyor. Neden? Diye sorulması gerekmiyor. Bakanlık binası da dâhil olmak üzere hiçbir bina girişindeki terminalleri bile yenilemeyen, modernleştirmeyen, güvenli hale getirmeyen Türk Telekom, sadece fatura keserek gece ve gündüz tarifeleri ilan ederek, iyi, kaliteli ve ucuz hizmet verdiğini öne süremez..

    Evet, sabit telefon tarafının biran önce rekabete açılması gerekiyor. Özellikle GSM operatörleri cephesinde başlayacak yeni rekabet argümanları ister istemez Türk Telekom’a da sirayet edecektir.

    Sorulabilecek en güzel soru; ‘Şimdiye kadar bu tartışma neden yapılmadı?’Ancak, verilecek cevap biraz karışık.

    Çünkü, Türk Telekom özelleştirildiği tarihte Telsim’in şimdiki adıyla Vodafone’un sahiplik sorun söz konusuydu. Tasarruf Mevduat Sigorta Fonu (TMSF) kontrolündeki şirket yeni sahibini aradığından telekomünikasyon sektöründe rekabetten bahsedecek durumu yoktu. Türk Telekom’un da hissedar olduğu Avea ise başka sorunlarla uğraşıyordu. Aycell ve yarı İtalyan Aria evliliğinden doğan Avea ise konumlandırma sorunu yaşadı. Doğal olarak piyasanın en önemli ve en güçlü oyuncusu Turkcell de bu atmosferde yoluna devam etti. Şikâyet edecek konusu yoktu. Hatta diğer GSM operatörleri tarafından sürekli şikayete edilen konumdaydı. Şimdi GSM tarafında taşlar yerine oturduğuna göre hükümetin telekomünikasyon sektörünün tamamını bakarak bir açılım sağlaması gerekiyor. Zaten sektör oyuncuları da bu konuyu yüksek sesle konuşmaya başladı bile…

    Turkcell Genel Müdürü Süreyya Ciliv geçen hafta haklı olarak şu açıklamayı yaptı; ‘ Türk telekomünikasyon sektöründe yaşanması beklenen iki yeniliğe; numara taşınabilirliği ve 3. nesil hızlı mobil internete en iyi şekilde hazırlandık. Sürecin başlamasını bekliyoruz. Ancak, sabit telefon ve hızlı internette rekabet yok, tek şirket var."

    Görüldüğü üzere yarı resmi Türk Telekom’un tekel konumunun sektörün geldiği nokta itibariyle sona ermesinden başka çare yok.

    Yalnız süvari Şener

    Eski Devlet Bakanı Abdüllatif Şener’in AK Parti’den ayrılma sürecine yönelik tartışmalar piyasaya çıkan kitapla yeni bir boyut kazanıyor. Hafta sonu haberi Akşam Gazetesi’nde okuyunca ben kendi adıma bazı taşları yerine oturttum. Ancak, aklım Akşam’ın yine yarım yamalak haberinde kaldı. Kitabı kim yazmış, kim yayınlamış belli değildi. Akşam’ın haberine göre kitabı Şener bizzat kaleme almış. Cümle aynen şöyle; ‘Adım da Benimle Büyüdü’ isimli kitabında…

    Ancak, haberin eksikliklerini Akşam yazarı Nagehan Alçı’nın köşesinden tamamlayabildim. Yayınevinin isminin ‘Doğan Kitap’ olduğunu ise Hürriyet’ten öğrendim. Aynı gün, Akşam’ın diğer yazarı Ali Saydam da köşesinden müşterisi Kiler Holding’e övgüler diziyordu. Saydam, Bitlis’te Başbakan tarafından açılışı yapılan Hikmet Kiler Fen Lisesi sebebiyle kalemi eline almış.

    Ancak, Başbakan Recep Tayip Erdoğan’ın Bitlis’te açılışını yaptığı Limak Holding’e ait çimento fabrikası hakkında tek satır dahi yazmamıştı. Gazeteci değil de halkla ilişkilerci gözüyle bakınca böyle tuhaflıklar ortaya çıkabiliyor. Açıkçası merakta kaldım. Limak Holding’in PR’nı Saydam’ın hangi rakibi yapıyor?

    Neyse biz yorgun demokrat Eski Devlet Bakanı Abdüllatif Şener’e dönelim. Şener’in AK Parti’den ayrılarak köşesine çekilmeyeceğini daha önceden hatta ayrıldıktan kısa sonra biliyordum. Bu sebeple yapılan yorumları biraz da merakla takip ettim. Çünkü Şener, Erdoğan’ın kabinesinde yer aldığı ilk günlerden itibaren mizacıyla uyumlu olmayan, inatçılığına ters düşen, zaman zaman taltif bekleyen iş yapma tarzına ters bir tabloyla karşılaştı. Kabinede adeta yalnız bakan oldu. Zamanla AK Parti’nin dört adamından birisi olma konumunun hükümetin biri üyesine dönüştüğüne görünce tedirgin oldu. Ancak çıkış noktası bulamadığından, eski gücünü yeniden kazanma şansı göremediğinden ayrılığı tercih etti.

    Ancak Şener’in AK Parti’den kopuşu yeniden ve daha güçlü bir başlangıç yapabilmek için enerji toplamaya, durum değerlendirmeye yönelikti. Yaptığı eylemin yanlışlığını veya doğruluğunu tespit etmek içinse henüz süre dolmuş değil. Beklemek gerekiyor.



    Kahve Dünyası’nda neden çay yok?



    Son yılların popüler mekânları modern kafeler. Starbucks Coffee zinciriyle başlayan atılımlara, şubelere yeni yabancı markalar ve yerli markalar eklendi. Bunlar arasında yerli marka Kahve Dünyası ve İtalyan İlly’nin cafe markası “espressamente illy”.

    Caffe-bar konseptiyle Türkiye pazarına giren İlly’nin, “espressamente illy” alameti farikalı ilk halkası mayıs ayında Kanyon’da açıldı., Gerçek İtalyan kahve barını Türkiye’ye taşımayı amaçlayan “espressamente illy”nin mönüsünde dünyadakilerden farklı olarak demleme Türk çayı ve Türk kahvesi de yer alıyor. İtalyanlar, Türkiye’deki yetkililerin mönüye yaptığı ilavelere önce itiraz etmişler, ama sonra durumu öğrenince onay vermişler.

    Gariptir İtalyanlar, Türk çay ve kahvesini çay ülkesindeki kafelerine koymayı kabul ediyor, hatta tüketici eğilimini dikkate alarak gerekli görüyorlar ama bir Türk markası olan Kahve Dünyası ısrarla çayı mönüsüne almıyor. Hatta bunu alaturkalık olarak görüyor.

    Altınkılıçlar’ın üretici kimliği ve modern işletmecilik anlayışla Türkiye’nin belli başlı şehirlerine yayılma hazırlıkları süren Kahve Dünyası kafelerinde maalesef çaya karşı bir direnç var.

    gsimsek@haberturk.com

    haberturkten alıntı biraz uzun oldu :D







  • okunmaz bu
  • Bi özetlesen bunu
  • Çok uzun hemde.....
  • ben sana yazıyı hiç okumadan neden tekel olduğunu söyleyeyim.

    Bu işe girecek firmalar bakıyor yıllık ne kadar kar sağlayabilirim.

    ve aynı firmalar diyor ki bu karı ben daha az yatırım ve elemanla şu işten rahat rahat çıkartırım

    işte sana kısa ve öz olarak sebebi...
  • quote:

    Orjinalden alıntı: ogameci

    ben sana yazıyı hiç okumadan neden tekel olduğunu söyleyeyim.

    ...


    İşte insanımız çok önemli sorunlarından bir tanesi..
  • quote:

    Orjinalden alıntı: sLyyy


    quote:

    Orjinalden alıntı: ogameci

    ben sana yazıyı hiç okumadan neden tekel olduğunu söyleyeyim.

    ...


    İşte insanımız çok önemli sorunlarından bir tanesi..



    yazı çok uzun kardeş ne yapayım :)
  • Yapay Zeka’dan İlgili Konular
    Daha Fazla Göster
  • Elbette rakibi var ayrıca rakibi olan kullaniyorum. 1 mbit 49 ise bizde 39 ödüyoruz ve sömüyoruz. Ping de ttnete göre daha düşük rahatca online oynuyorum. Kablonet
  • quote:

    Orjinalden alıntı: firatdo

    Elbette rakibi var ayrıca rakibi olan kullaniyorum. 1 mbit 49 ise bizde 39 ödüyoruz ve sömüyoruz. Ping de ttnete göre daha düşük rahatca online oynuyorum. Kablonet



    kablonette tt'nin alt yapısını kullanıyor ama

    Kendi altyapısını kuran firma yok

    bi turkcell yavaş yavaş bişeyler yapmaya çalışıyor
  • 
Sayfa: 1
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.