Sovyetler Birliği’nin dağılmasından sonra Adriyatik’ten Çin Seddi’ne uzanan coğrafyada Türkçe çeşitli aksanlarda konuşuluyordu ama bu coğrafyayı spor şemsiyesi altında bir araya getirecek hiçbir etkinlik hayata geçirilememişti. Oysa dünyada spor, halkları birbirine yakınlaştırmak için kullanılan en etkili araçlardan biri. İngilizler 1911’den beri Commenwealth (İngiliz Milletler Topluluğu) adını verdikleri İngiliz dilini konuşan ülkelerin katıldığı spor oyunları düzenliyor. En son Avustralya’nın Melbourne şehrinde yapılan oyunlara 71 ülke katıldı. 1932 yılından beri dünya Yahudileri her 4 yılda bir İsrail’de bir araya geliyor. Bu oyunların adı Maccabi Oyunları ve son oyunlara aralarında Türkiye’nin de bulunduğu 40 ülkeden 6668 Yahudi sporcu iştirak etti. 1999 yılından beri dünya Ermenileri Erivan’da Pan-Ermeni oyunları adı altında çeşitli branşlarda birbirleriyle yarışıyor. Bunun dışında ilki 1980 yılında düzenlenen İslam Oyunları, 1951 yılında yapılmaya başlanan Akdeniz Oyunları yine 1951 yılından beri her 4 yılda bir düzenlenen Pan-Amerikan oyunları hem bölge halklarını birbirine yaklaştırıyor, hem de belirli bir kültürün insanlarını bir araya getiriyor. Örneğin Akdeniz Oyunları amblemindeki 3 halka, 3 kıtaya ait medeniyet ve kültür yakınlaşmasının spor yolu ile gerçekleşmesini sembolize ediyor.
Dünya bunu yapıyor ama Adriyatik’ten Çin Seddi’ne kadar birbiriyle tarihî, kültürel ve sosyal bağları bu kadar kuvvetli olan Türkî Cumhuriyetlerini aynı çatı altında bir araya getiren bir spor etkinliği yok. Ta ki Coşkun Koleji’nin geçen yıl düzenlediği küçük turnuvaya kadar. Kolej sessiz sedasız 1. Türk Dünyası Güreş Turnuvası’nı gerçekleştirerek bir ilke imza attı. Tam 9 ülkeden 100’ün üzerinde sporcunun katıldığı bir güreş turnuvasıydı bu. Geçen aylarda turnuvanın ikincisi düzenlendi. Dil, din, ırk birliği olan ülkeler; çapı küçük olsa da spor ortak paydasında ilk kez bir araya geldi. Coşkun Koleji’nin yaptığı, Asya’daki Türkî Cumhuriyetleri birbirine yakınlaştıracak hatta dünyanın dört bir yanındaki Türkleri bir araya getirecek spor oyunları şöleninin ilk kıvılcımı olabilirdi.
TÜRKİYE OYUNLAR İÇİN ABİ OLMALI
Aksiyon, Coşkun Koleji’nin küçük bir adım olarak başlattığı güreş turnuvasının tüm Türkî Cumhuriyetler arasında birçok spor dalını içine alacak şekilde düzenlenmesi fikrini gerek Türkiye’deki ve gerekse Türkî Cumhuriyetlerdeki spor adamları ve yetkililerle tartıştı. Böyle bir organizasyona Türkiye ve Türkî Cumhuriyetler sıcak bakıyor muydu? Bu tip büyük bir organizasyon yapılabilir miydi? Yapılsa ne gibi faydaları olurdu?
Konuyu ilk, Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Mehmet Ali Şahin’le görüştük. Çünkü böyle bir organizasyonun hayata geçmesi için bir abiye ihtiyaç vardı. Türkiye; özellikle son yıllarda Formula 1, Üniversiad, Şampiyonlar Ligi Finali gibi büyük organizasyonları başarıyla düzenlemiş, uluslararası sporcularının çokluğuyla da birçok branşta adını dünyaya kabul ettirmiş bir abiydi. 1971’de Akdeniz Oyunları’nı, 1980’de de İslam Oyunları’nı düzenleyerek organizasyon konusunda tecrübeliydi. Kısaca, Türkiye’nin olayı istemesi çok önemliydi. Bu noktada Şahin’den beklenen tepki geldi. Türkî Cumhuriyetleri kapsayacak bir spor şöleni fikri karşısında kendisi büyük bir heyecan duydu. Ama devlet adamı olarak temkinli konuştu: “Oyunların düzenlenmesine prensipte karşı değiliz. Böyle bir olayın olabilmesi için ne gerekiyorsa onu yapmaya hazırız. Bu konuda bir çalışma başlatacağız.”
Gençlik ve Spor Genel Müdürü Mehmet Atalay ise bu konunun çok hassas olduğunu ve hiçbir devletin varlığını geri plana itmeden bu oyunları düzenlemek için harekete geçmeleri gerektiğini anlattı. Türkiye olaya çok sıcak bakıyordu. Zaten yapılacak iş basitti. Büyükelçiler toplanacak, onların fikri alınacak, daha sonra uzmanlar bir araya gelerek konuyu tartışacak, ardından olay ilgili ülkelerin bakanlarına aktarılacak ve anlaşma yapılarak bu spor oyunları tarihteki yerini alacaktı.
EN BÜYÜK SORUN FİNANSMAN
Böyle bir organizasyon için en büyük sorun finansman. Türkiye; Üniversiad için milyonlarca dolar harcadı. Bu organizasyon için de elini taşın altına mutlaka sokacaktır. Bu konuda Gençlik Spor Genel Müdürü Mehmet Atalay’ın görüşleri oldukça ümit verici: “Eğer bu organizasyon düzenlenirse ve ilki Türkiye’de yapılırsa biz yol masrafları hariç sporcuların tüm harcamalarını karşılarız”. Türk Dünyası Güreş Turnuvası’nı başarıyla düzenleyen Coşkun Koleji Genel Müdürü Levent Eyüboğlu da finansman konusuna dikkat çekiyor. Turnuvaya davet ettikleri her ülkenin kendilerine destek verdiğini anlatan Eyüboğlu, finansman konusunda problem yaşayan ülkelerin bulunduğunu ama yetkililerin bu turnuvaya katılmak için ellerinden geleni yaptıklarını kaydediyor.
Peki Türkî Cumhuriyetler ne diyor? Kırgızistan Milli Olimpiyat Komitesi Başkanı Murat Saralinov, böyle bir organizasyon fikrine oldukça sıcak yaklaşıyor. Saralinov, “Türkiye Cumhuriyeti devletinin böyle bir organizasyon düzenlemesi fikrini destekliyorum. Devamlı olarak düşünülen ama yapılamayan bu spor oyunlarını çok olumlu buluyorum.” diyor.
Tacikistan Milli Olimpiyat Komitesi Başkanı Bahrullo Racabaliyev de oyunlar fikrine sıcak bakanlardan. Sporun dostluk, barış ve dayanışma olduğuna dikkat çeken Racabaliyev, “Böyle bir organizasyonun arkasında oluruz. Özellikle Türkiye’nin teşebbüsüyle yapılması ayrı bir önem taşıyor. Çünkü Türkiye sporun birçok dalında kendini dünyaya kanıtlamış durumda”.
Orta Asya coğrafyasında kendisini ayrı tutan ülkelerin başında geldiği düşünülen Özbekistan’dan da oyunlara destek geldi. Özbekistan Futbol Federasyonu Başkan Yardımcısı Bahtiyor Rahimov, Türkî Cumhuriyetler arasında ortak spor oyunlarının bir an önce hayata geçirilmesi gerektiğini söylüyor. Türk dünyasını oluşturan ülkeler arasında farklı dallarda ortak bir spor organizasyonunun bugüne kadar düzenlenmemiş olmasının kendisine göre bir talihsizlik olduğunu ifade eden Rahimov, “Bu proje her şeyden önce kardeşlik ve dostluğumuzu pekiştirecek, aramızdaki yakınlık bağını güçlendirecek ve bizi birbirimizle daha da kenetlenyecektir. Özbekistan olarak Türkî Cumhuriyetler arasında oluşturulacak böyle bir düşünce ve projenin destekçisiyiz.” diyor. İLK EVSAHİBİ TÜRKİYE OLSUN
Türkmenistan Turizm ve Spor Devlet Komite Bölüm Başkanı Tacmırat Mazakovdı da Türk Cumhuriyetleri arasında yapılacak oyunları ülke olarak destekleyeceklerini dile getiriyor. Azerbaycan Spor Bakanı Azad Rahimov oyunlara istenilen yaş grubunda ve her spor branşında katılacaklarını belirtiyor. Rahimov da, düşüncenin gerçekleşmesi durumunda; ırk, dil, kültür ve tarih birliği olan bu halkların sporda da birliğinin sağlanacağını dile getiriyor. Bu organizasyonun sağlam temeller üzerinde kurulması adına ilk ev sahipliğini Türkiye’nin yapmasının daha faydalı olacağını anlatan Rahimov, “Daha sonraki oyunlara biz Azerbaycan olarak ev sahipliği için talip oluruz.” diyor.
KKTC Spor Bakanı Özkan Yorgancıoğlu da bu fikre destek verenlerden. Organizasyonun içinde seve seve yer almak istediklerini kaydeden Yorgancıoğlu, “Bunun adı olimpiyat olmaz da Türk oyunları olur. Çünkü olimpiyat dersek dünyanın tepkisini çekebiliriz. Eğer Türkî Cumhuriyetleri spor oyunları gerçekleşirse bizler hem sporcu hem de tesis olarak yaklaşık 5 ay içinde bu oyunlara katılacak hale geliriz.” şeklinde görüşlerini belirttiyor. 25 yıldır Dünya ve Avrupa şampiyonlarında hakemlik yapan Makedonya milli güreş hakemi Neşret Liman’ın yorumu ise bu turnuvanın daha da kapsamlı olabileceğinin sinyallerini veriyor. Liman, Makedonya’da yaşayan Türklerin de bu olimpiyatlara davet edilmeleri halinde katılabileceğini söylüyor. “Dünyanın pek çok yerine yayılmış Türk nüfusunu düşündüğünüz spor organizasyonuyla bir araya getirmek harika bir birliktelik sağlayacaktır.”
Coşkun Koleji’nin davetlisi olarak İstanbul’a gelen Gürcistan Şevanderi Spor Kulübü Başkan Yardımcısı Vaja Gogiaşvili de Rahimov gibi düşünüyor. “Bana göre finansal olarak bu organizasyonu ilk etapta Türkiye üstlenmelidir. Mesela biz ekonomik olarak tüm spor dallarına yeterince bütçe ayıramıyoruz. Bu bazı Türkî Cumhuriyetlerde de rastlanılan bir durum. Bu noktada Türkiye öncü ülke olarak ilk organizasyonu gerçekleştirirse iyi olur”.
Tabi böyle bir organizasyon için herkesin hemfikir olması çok zor. Mesela Türkiye Milli Olimpiyat Komitesi Başkanı Togay Bayatlı oyunları düzenleme fikrine tamamen karşı çıkıyor. Bayatlı’ya göre bu oyunları Türkî Cumhuriyetler arasında yapmak bir ayrıcalık olarak algılanır.
TURGUT ÖZAL’IN BÖYLE BİR HAYALİ VAR MIYDI?
Oyunlar için açıklamalar gayet yerinde ve niyetler çoğunlukla bu oyunların yapılması yönünde. Ama bu oyunları düzenlemek öyle görüldüğü gibi pek kolay değil. Tam burada geçmişte Türkiye’nin öncülük ettiği Karadeniz Oyunları’nın hâlâ hayata geçirilememiş olduğunu hatırlatmakta fayda var. 1998 yılında İstanbul’da Tarabya Oteli’nde Karadeniz’e komşu ülkelerin üst düzey yetkilileri bir araya geldi, oyunların düzenlenmesine dair karar çıkartıldı, ancak oyunlar bugüne kadar bir türlü yapılamadı. Buradan hareketle Türk Dünyası Spor Oyunları’nın yapılabilmesi için çok güçlü bir altyapıya ve desteğe ihtiyaç var. Bu noktada birçok olimpiyadı yerinde takip etmiş duayen gazeteci Cüneyt Koryürek’in görüşleri büyük önem taşıyor. “Epey zor. İmkansız değil ama zor. Sporcuları buraya getirebilmek, sponsor bulmak, yer bulmak, organizasyonu yapmak; çok para ister, bilgi ister. Bu işin olması için devletin de desteklemesi lazım. Büyük bir organizasyon lazım. Vizyon lazım. Vizyon sahibi insanlar lazım”. diyor Koryürek.
Türk dünyasını bir araya getirecek spor oyunları denince akla hemen Orta Asya ile yakından ilgilenen 8. Cumhurbaşkanı Turgut Özal’ın böyle bir hayalinin olup olmadığı geliyor. Bu soruyu Özal’ın cumhurbaşkanlığı dönemindeki danışmanı Engin Güner, “O yıllar Türkî Cumhuriyetler bağımsızlıklarına yeni yeni kavuşuyorlardı. Belki ileriye dönük, kafasında spor oyunları olabilirdi” diye cevaplıyor. Özal’ın, Türk dünyasıyla yakın ilişkiler kurmak istediğini, oraya genel anlamda ekonomik ilişkiler yoluyla gidilmesi gerektiğini düşündüğünü ve bu ülkelere ekonomiden anlayan büyükelçilerin tayin edilmesini arzuladığını dile getiren Güner, “Her zaman söylediği bir şey vardı. ‘Biz doğuya da yönelmeliyiz’. Türk dünyasına, Uzakdoğu’ya, Asya’ya da yönelmeliyiz. Spor da bunun bir parçası.” diyor.
Oyunların statüsü nasıl olacak? Bakıldığı zaman diğer toplulukların yaptığı oyunlar 4 yılda bir düzenleniyor. Bu oyunlar da 4 yılda bir yapılabilir. Baştan aşağı hazırlanacak, üzerinde günlerce düşünülecek statüye, taslağa ya da tüzüğe gerek yok. Zira Karadeniz oyunları için hazırlanan taslak gayet başarılıydı. Mevcut taslağı, üzerinde birkaç değişiklik yaparak bu oyunlara adapte etmek çok kolay. Bu taslakta oyunların tanımı, amacı anlatıldıktan sonra statü bölümünde; oyunların Uluslararası Olimpiyat Komitesi himayesinde olacağı, oyunlara sporcu kayıtlarının ülkelerin milli olimpiyat komitelerince yapılacağı, organizasyonu yapacak aday şehrin belirlenmesinin, organizasyon tarihinden en az 4 yıl önce, oyunları düzenleyecek komite tarafından teklif edileceği ve üyelerin oy çokluğu ile şehrin belirleneceği, katılan ülkelerin sporcularının tarafsızlık, dürüstlük, kardeşlik ve centilmenlik gibi ilkeler doğrultusunda bir araya toplanacağı, oyunlara katılan sporcuların ulusal federasyona bağlı olması gerektiği, oyunların ticari maksada dayanmamasının önemli olduğu, oyunların en fazla 10 gün süreceği gibi maddeler vardı. Bu maddelere ufak çaplı ilaveler yapılarak Türk dünyası spor oyunlarının statüsü ortaya çıkartılabilir.
Commonwealth Oyunları’nın ondokuzuncusu 2010 yılında Hindistan’da yapılacak. Delhi’deki turnuvaya 8 bin 500 atletin katılması bekleniyor. Pan Amerikan oyunların onbeşincisi Brezilya’nın Rio de Janeiro şehrinde düzenlenecek. Maccabi Oyunları’nın onsekizincisi yine İsrail’in çeşitli şehirlerinde hayata geçirilecek. Umarız Türk dünyası spor oyunlarının birincisi de en kısa zamanda tarihteki yerini alır.
Katkıda bulunanlar: Nurullah Kaya, Murat Bodur (Kıbrıs), Atıf Ala (Özbekistan), Shamil Roznazarov (Türkmenistan), Umedjon Mavlanov (Tacikistan), Osman Ucak (Azerbaycan), Marat Omurov (Kırgızistan).
TÜRK OYUNLARI HAKKINDA YETKİLİLER NE DİYOR?
M. ALİ ŞAHİN (Başbakan Yardımcısı ve Spor Bakanı)
Prensip olarak böyle bir organizasyon bana sempatik geldi. Ben de arkadaşlara bu konuda çalışın dedim. Böyle bir olayın olabilmesi için ne gerekiyorsa yapmaya hazırız. Ama bu sadece bizim istememizle olacak bir şey değil. Diğer Türkî Cumhuriyetlerin yetkilileriyle bu konuda görüş alışverişinde bulunmamız gerekiyor. Bu konuda bir çalışma başlatacağız. Konuyu önce yetkili kişilerin gündemine taşıyacağız. Yani ilkin kafalarda şekillenecek. Daha sonra dışarıya yansıyacak. Henüz proje aşamasına geçmedi. Böyle bir organizasyonu yapmayı başaralım arzusundayım.
TOGAY BAYATLI(Türkiye Milli Olimpiyat Komitesi Başkanı)
Avrupa Birliği'ne üye olmak istiyoruz. Balkan ülkeleriyle, Araplarla aramız iyi. Ortaya çıkıp sadece Türkler arasında bir organizasyon yapmak yanlış olur. Türk cumhuriyetlerinin bazıları da istemiyor. Çoğunun yaklaşımları böyle. Onların Sovyetlerle de ilişkisi var. İslam ülkeleri spor müsabakalarında bazı Türk cumhuriyetlerinden gelen sporcuların yarıdan fazlası Müslüman değildi. Daha çok o ülkelerde yaşayan Ruslardı. Aynı şey Türk cumhuriyetleri oyunlarında da olacak. Onları yarıştırmasanız ayrımcılık olacak.
CÜNEYT KORYÜREK (Gazeteci- Yazar)
Epey zor. İmkansız değil ama zor. Sporcuları buraya getirebilmek, sponsor bulmak, yer bulmak, organizasyonu yapmak; çok para ister, bilgi ister. Bu işler bürokratik kafayla da olmaz. Bir genelge çıkartıyorsun on sayfa bürokratların resmi var. Zor bu işler. Bu işin olması için devletin de desteklemesi lazım. O zaman bürokrasi işin içine girecek. Kolay değil yani. Büyük bir organizasyon lazım. Vizyon lazım. Vizyon sahibi insanlar lazım. Tek sponsorla olmaz bu işler.
BAHTİYOR RAHİMOV: (Özbekistan Futbol Federasyonu Başkan Yardımcısı)
Türkî Cumhuriyetler arasında ortak spor oyunları bir an önce hayata geçirilmeli. Türk dünyasını oluşturan ülkeler arasında farklı dallarda ortak bir spor organizasyonunun bugüne kadar düzenlenmemiş olması bana göre bir talihsizliktir. Bu proje ve düşüncenin yakın bir dönemde hayata geçeceğine olan inancım tamdır. Böyle bir organizasyon mevcut spor potansiyelinin daha da canlandırılması için bir fırsat oluşturur. Ama asıl bu çalışma ve proje her şeyden önce kardeşlik ve dostluğumuzu pekiştirecek, aramızdaki yakınlık bağını güçlendirecek ve bizi birbirimize daha da kenetleyecektir. Özbekistan olarak Türkî Cumhuriyetler arasında oluşturulacak böyle bir düşünce ve projenin destekçisiyiz. Umarım bu düşünce yakın bir zamanda hayata geçer. Sporda kardeş cumhuriyetlerin kendine ait küçümsenemeyecek bir potansiyeli var. Bu potansiyel geleneksel olarak düzenlenecek bu tür ortak spor oyunlarıyla, daha da güç kazanacaktır. Böylelikle bu ülkeler spor alanında gerek bölgesel ve gerekse uluslararası düzeyde daha çok ses getirebilecek başarılara imza atma fırsatını yakalayacaktır.
AZAD RAHİMOV (Azerbaycan Spor Bakanı)
Türk cumhuriyetleri arasında düzenlenmesi muhtemel bir olimpiyat fikrine sıcak bakıyoruz. Türk halkları arasında yapılacak olimpiyat oyunları fikri çok güzel. Biz Azerbaycan olarak istenilen yaş grubunda ve her spor branşında oyunlara katılırız. Bu düşünce gerçekleşirse, ırk, dil, kültür ve tarih birliği olan bu halkların sporda da birliği sağlanır. Bağımsızlık üzerinden 15 yıl gibi kısa bir süre geçmesine rağmen birçok uluslararası organizasyona ev sahipliği yaptık. Ama bu organizasyonun sağlam temeller üzerinde kurulması adına ilk ev sahipliğini Türkiye'nin yapması daha faydalı olur. Daha sonraki oyunlara biz Azerbaycan olarak ev sahipliği için talip oluruz. Bu düşünce bana göre devlet başkanları seviyesinde ele alınarak hayata geçirilebilir.
MURAT SARALİNOV (Kırgızistan Milli Olimpiyat Komitesi Başkanı)
Türkiye, Orta Asya ülkelerine göre Avrupa'ya daha yakın olduğu için bu oyunlar sayesinde bizler de dünyaya açılmada ve ilgi odağı olmada Türkiye'nin bu çoğrafi konumundan faydalanabiliriz. Orta Asya ülkeleri arasında iki yılda bir spor oyunları yapılıyor. Ama katılım iyi değil. Bu yıl oyunlar Katar'da gerçekleşecek. Burada bir araya geleceğimiz diğer ülkelerin temsilcileri ile bu konu üzerinde daha yakın fikir alış verişinde bulunabiliriz. Böylelikle bu organizasyonun yapılması ile ilgili daha iyi bir değerlendirme olanağı buluruz.
BAHRULLO RACABALİYEV (Tacikistan Milli Olimpiyat Komitesi Başkanı)
Türkiye sporun birçok dalında kendini dünyaya kanıtlamış durumda. Böyle bir spor organizasyonun düzenlendiği takdirde Tacikistan olarak en iyi katılımı sağlamak için seferber oluruz. Ülke olarak bu organizasyonu her zaman destekliyoruz.
TACMIRAT MAZAKOVDI (Türkmenistan Turizm ve Spor Devlet Komite Bölüm Başkanı)
Türk cumhuriyetleri arasında yapılacak oyunları ülke olarak destekleriz. Biz ülke olarak da bu tür bir organizasyonun içinde yer alabiliriz. Bizden bu oyunlara resmi olarak katılmamıza yönelik istekte bulunulması halinde daha ayrıntılı açıklamada bulunabilirim.
ALİYEV ATABEY (Kazakistan Genç Güreş Milli Takım Antrenörü)
Bu yıl yapılan güreş organizasyonu Türk dünyasının bir araya gelmesi açısından çok iyi oldu. Geçen yıl başlayan turnuvaya bu yıl ilk kez katıldık. Bu tür turnuvalara ihtiyacımız var. Yeter ki organizasyonun başında Türkiye gibi bir ülke olsun. Eğer bu tür bir organizasyon daha fazla spor dalında ve daha kapsamlı gerçekleştirilirse ülke olarak memnuniyetle katılırız. Kazakistan bu tür bir davete her zaman açıktır.
ÖZKAN YORGANCIOĞLU (KKTC Spor Bakanı)
Uluslararası alanda olimpiyat ruhunun temelinde din ve ırk ayrımı gözetmeden bütün uluslara spor yapma olanağını vermek lazım gelir. Biz Türkî Cumhuriyetler arasındaki organizasyonun içinde seve seve yer almak isteriz. Bunun adı olimpiyat olmaz da Türk Oyunları olur. Çünkü olimpiyat dersek dünyanın tepkisini çekebiliriz. Eğer Türkî Cumhuriyetler spor oyunları gerçekleşirse bizler hem sporcu hem de tesis açısından yaklaşık 5 ay içinde bu oyunlara katılacak hale geliriz. COMMONWEALTH OYUNLARI DÜNYAYI KAPSIYOR
Tarihe Güneş Batmayan İmparatorluk olarak geçen İngiltere ve kolonilerinin katılımıyla başlayan Commonwealth Oyunları'nın 18.si 15-26 Mart tarihleri arasında Avustralya'nın Melbourne şehrinde gerçekleşti. Oyunlara Trinidad & Tobago'dan Pakistan'a, Tanzanya'dan Falkland Adaları'na, Kıbrıs'tan Fiji'ye kadar tam 71 ülke katıldı. Oyunlar boyunca 16 branşta kıyasıya rekabet yaşandı. Melbourne'de Avustralya 84 altın, 69 gümüş, 68 bronz madalya ile en çok madalya kazanan ülke oldu. Ev sahibi ülkeyi toplam 110 madalya ile İngiltere ve 86 madalya ile Kanada takip etti.
Oyunların temeli 1911 yılında Londra'da ortaya atıldı. O yıl İngiltere, Kanada, Güney Afrika ve Avustralya'lı sporcular atletizm, boks, yüzme ve güreş branşlarında festitival adı adlında bir araya geldi. Resmi olarak ilk İngiliz İmparatorluğu oyunları ise 1930 yılında Kanada'da düzenlendi. 6 branşta gerçekleşen ilk oyunlara 11 ülke katıldı. Oyunların 19.su 2010 yılında Hindistan'da yapılacak. Delhi'deki turnuvaya 8 bin 500 atletin katılması bekleniyor. Bu oyunlar sponsorlarıyla, katılan sporcuların üst düzeyde olmasıyla, izleyici sayısıyla, medyada gündemin ilk sırasında yer almasıyla olimpiyatlardan sonraki en büyük spor organizasyonu olarak dikkat çekiyor.
ERMENİLER ERİVAN’DA BİR ARAYA GELİYOR
Dünya Ermenilerini bir araya getiren Pan-Armanian Oyunları'nın ilki 1999 yılında Ermenistan'ın başkenti Erivan'da düzenlendi. İlk oyunlar 7 branşta gerçekleştirildi. 2.si 2001 yılında yapılan oyunların 3.sü ise 2005 yılında yine başkentte düzenlendi. Ermeni oyunları diğerleri kadar profesyonel bir organizasyon çatısı altında değil. Oyunlara ülkelerden ziyade Beyrut, Londra, Kahire, Bounes Aires, İstanbul gibi dünyanın çeşitli şehirlerinde yaşayan Ermeni sporcular katılıyor. Bu oyunlara bazı Türk şirketleri de sponsorluk yapıyor.
DÜNYA YAHUDİLERİ İSRAİL’DE BULUŞUYOR
Maccabi Dünya Oyunları 4 yılda bir İsrail'de yapılıyor. Maccabi, Roma İmparatorluğu'na karşı isyan eden Yahudilerin başında bulunan komutanın ismi. Maccabi oyunları 4 yılda bir sadece Avrupa'da da yapılıyor. Oyunların amacı dünya Yahudilerini bir araya getirmek. İlki 1932 yılında düzenlenen oyunlara 18 ülkeden 390 Yahudi sporcu katıldı. Mısır, Suriye gibi ülkelerden de 60 tane Arap Yahudi ilk oyunlarda derece için mücadele etti. 2005 yılının Haziran ayında 17.si gerçekleştirilen Maccabi Dünya Oyunlarına ise Türkiye'nin de aralarında bulunduğu 40 ülkeden toplam 6668 Yahudi sporcu katıldı. Bu sporculardan 2184'ü İsrail'liydi. Türkiye'den 49 sporcunun yer aldığı ve İsrail'in çeşitli şehirlerinde yapılan oyunlara Bolivya ve Portekiz'den 1 sporcu katıldı. Türk Yahudilerinin kafile başkanlığını Sadi Beceren yaptı. İsrail'de Türkiye'yi Ay-Yıldızlı forma ile temsil ettiklerini kaydeden Beceren, TC. Hahambaşılık Maccabi Oyunları Türkiye Komitesi'nin Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğü'nün gözetiminde sporcuları okullardan, kulüplerden seçtiklerini belirtti. Talep fazlalığında ise elemeler yaptıklarını ve sporcuları uzun dönemli kamplara aldıklarını ifade eden Beceren, bugüne kadar Türkiye'deki Musevi cemaatinin 4 kez Dünya Oyunlarına katıldığını söyledi. Bu arada son oyunlara toplam 13 şirket sponsorluk yaptı.
İSLAM OYUNLARI’NIN İLK TÜRKİYE DÜZENLEDİ
Türkiye geçen yıl S.Arabistan'da yapılan ve 1. olduğu açıklanan İslam Oyunları'nı ilk düzenleyen ülke. 12 Eylül 1980'in hemen ardından 29 Eylül'de 1.İslam Oyunları İzmir'de yapıldı. Tüm İslam ülke gençlerinin ilk buluşma yeri olarak İzmir'in seçilmesinin temel dayanağı tesis zenginliğiydi. O günlerde İzmir; 70 bin kişilik Atatürk Stadı, tartan pisti, salonu, havuzu, kortu ve konaklama tesisleriyle alternatifsizdi. 1. İslam Oyunları, tarihimizin en bereketli olimpik yarışmaları olmuş, sporcularımız 69'u altın, 83'ü gümüş ve 67'si de bronz olmak üzere tam 219 madalya kazanmıştı. Oyunlarda Türkiye futbolda Libya'ya 2-1 yenilerek büyük hayal kırıklığı yaşatmıştı. Basketbolda ise Libya'yı 142-45 mağlup ederek tarihindeki en farklı skoru elde etmişti. İslam Oyunları 2009'da İran, 2013'te ise Suriye'de düzenlenecek. 15 branşta düzenlenen Arabistan'daki son oyunlara 53 ülkeden yaklaşık 6 bin sporcu katıldı. Sovyetler Birliği’nin dağılmasından sonra Adriyatik’ten Çin Seddi’ne uzanan coğrafyada Türkçe çeşitli aksanlarda konuşuluyordu ama bu coğrafyayı spor şemsiyesi altında bir araya getirecek hiçbir etkinlik hayata geçirilememişti. Oysa dünyada spor, halkları birbirine yakınlaştırmak için kullanılan en etkili araçlardan biri. İngilizler 1911’den beri Commenwealth (İngiliz Milletler Topluluğu) adını verdikleri İngiliz dilini konuşan ülkelerin katıldığı spor oyunları düzenliyor. En son Avustralya’nın Melbourne şehrinde yapılan oyunlara 71 ülke katıldı. 1932 yılından beri dünya Yahudileri her 4 yılda bir İsrail’de bir araya geliyor. Bu oyunların adı Maccabi Oyunları ve son oyunlara aralarında Türkiye’nin de bulunduğu 40 ülkeden 6668 Yahudi sporcu iştirak etti. 1999 yılından beri dünya Ermenileri Erivan’da Pan-Ermeni oyunları adı altında çeşitli branşlarda birbirleriyle yarışıyor. Bunun dışında ilki 1980 yılında düzenlenen İslam Oyunları, 1951 yılında yapılmaya başlanan Akdeniz Oyunları yine 1951 yılından beri her 4 yılda bir düzenlenen Pan-Amerikan oyunları hem bölge halklarını birbirine yaklaştırıyor, hem de belirli bir kültürün insanlarını bir araya getiriyor. Örneğin Akdeniz Oyunları amblemindeki 3 halka, 3 kıtaya ait medeniyet ve kültür yakınlaşmasının spor yolu ile gerçekleşmesini sembolize ediyor.
Dünya bunu yapıyor ama Adriyatik’ten Çin Seddi’ne kadar birbiriyle tarihî, kültürel ve sosyal bağları bu kadar kuvvetli olan Türkî Cumhuriyetlerini aynı çatı altında bir araya getiren bir spor etkinliği yok. Ta ki Coşkun Koleji’nin geçen yıl düzenlediği küçük turnuvaya kadar. Kolej sessiz sedasız 1. Türk Dünyası Güreş Turnuvası’nı gerçekleştirerek bir ilke imza attı. Tam 9 ülkeden 100’ün üzerinde sporcunun katıldığı bir güreş turnuvasıydı bu. Geçen aylarda turnuvanın ikincisi düzenlendi. Dil, din, ırk birliği olan ülkeler; çapı küçük olsa da spor ortak paydasında ilk kez bir araya geldi. Coşkun Koleji’nin yaptığı, Asya’daki Türkî Cumhuriyetleri birbirine yakınlaştıracak hatta dünyanın dört bir yanındaki Türkleri bir araya getirecek spor oyunları şöleninin ilk kıvılcımı olabilirdi.