Tom Barrack: “Yeni bir bölgesel düzenin zamanı geldi” (Meali Üniter Devlet Yapısı Yok Edilmeli TRde)

türkınform haberler | güncel, son dakika haberler

Barrack’tan tartışma yaratan sözler: “Yeni bir bölgesel düzenin zamanı geldi”

https://turkinform.com.tr/barracktan-tartisma-yaratan-sozler-yeni-bir-bolgesel-duzenin-zamani-geldi

Türkiye Büyükelçisinin Amerikada ABD nin şu an ki sistem iyi degil tekrar iki devletli amerika konfedere devletleri ve amerika birlesik devletleri'ne dönmesi gerektiğini söylediğini düşünün tam anlamıyla kepazelik bu açıklamalar. Acilen çağırılıp izahat istenmeli ama nerede böyle yönetici, halk ve devlet?

Bu açıklamaların meali şu:

Yani ortadoğuda birleşmiş ulus devlet istemiyoruz, ulus devlet işi 1919 da çıktı, birleşmiş bir ulus devlet yerine "meşruiyetinin bizim verdiğimiz" tek bir kişi tarafından yönetilen küçük küçük kabileler daha fazla işimize geliyor demiş açık açık.

Yani orta doğu çöplüğüne çevirmek istiyoruz sizi diyorlar komple kısaca bu.

Türkiyeyi artık komple Amerika mı yönetiyor işgal altında mıyız?

“1919 sonrası ulus-devletleşme, Doğu Akdeniz'in jeoekonomik düzenini kilitleyip engel oluşturdu.

Hazar'daki dev enerji rezervleri Akdeniz'e açılacak bir kapı bekliyor. O kapı da Türkiye ile Yunanistan.

Ama 1919’dan beri ulus-devletlerin çizdiği sınırlar bu yolu kilitledi.

Doğu Akdeniz'de yeni bir düzen kurmanın zamanı geldi.”

Açıklamaya bak komedi.

Amerika gözünü diktiği coğrafyalarda işine gelirse ulus devletleri savunur işine gelmedi mi ulus devletlerin yıkılması gerektiğini savunur.Mesela Uzak Doğu'da G.Kore'de Kore milliyetçiliğine ve ulus devlet yapısına karışmaz zira G.Kore'nin karşısında K.Kore ve Çin gibi ABD'nin düşman olduğu ülkeler vardır.Bu ülkelere karşı güçlü bir ulus milliyetçiliğine sahip G.Kore daha çok işine gelir.Benzer tutumu Japonya içinde takınırlar.Zira hem G.Kore hem de Japonya sahip oldukları ulusal yapıları sayesiyle hem K.Kore hem Çin hem de Rusya'ya karşı faydalıdırlar.Tayvan konusunda da benzer tutum içerisindedirler.

Yani Tom Barrack'ın Ulus devletleri hedef alan açıklaması tamamen ABD'nin çıkarları doğrultusunda yaptığı açıklamalar.Gerçekte ise bunun bir karşılığı yok ama bu Amerika için önemli değil.Tom Barrack'ın açık açık ifade ettiği şekilde Hazar havzasında yer alan enerji kaynaklarının ABD tarafından sömürülebilmesi için Hazar havzasına komşu olan ülkelerde ulusal bir bilincin,milli bir duruşun olmaması gerekir.Bu coğrafyada ne kadar fazla devlet,devletçik vs meydana gelirse,ulusal bilinç ve milliyetçilik yok edilirse ne kadar fazla çatışma ve kaos olursa ABD'nin bu tür ülkelerle anlaşması,onları kontrol etmesi o kadar kolay olur.

Türkiye içerisinde PKK'nın devlete entegre edilmeye çalışılması,Suriye'de Esad rejiminin devrilmesinde hiç katkıları olmadığı halde YPG'yi yeni rejime ortak etmeye çalışmaları,K.Irak'ta Peşmerge'yi Irak rejimine entegre etmeleri bölgede çatışmayı ve kaosu engellemek için değil aksine bu coğrafyada çatışmayı ve kaosu sürekli diri tutmak için atılan adımlardır.Güçlü bir ulusal bilince sahip olan Türkiye,Irak ve Suriye bölgedeki kaynakların ABD tarafından sömürülmesine her daim engel olmuştu fakat son 20 yılda gerek Türkiye'de Ergenekon ve Balyoz dava süreçler ve bu davalarla beraber paralel yürütülen I.Açılım süreci ile gerek Türkiye'nin desteğiyle Irak ve Şam'da devrilen rejimlerle bu coğrafyada ulusal bilinç zayıflatılmak istenmiş ve terör örgütlerine (PKK,YPG,İŞİD) alan açılarak sürekli bir çatışma ve kaosun yaşanmasına ortam hazırlanmıştır.

Mesela Saddam döneminde Irak'ın enerji kaynakları tüm Iraklılarındı fakat 2003'de ABD'nin Irak'ı işgal etmesiyle beraber enerji kaynaklarının büyük bir kısmı K.Irak Bölgesel Kürt Yönetimi sınırları içerisine kaldı.Bu özerk yönetim ise çoğu zaman Irak'a ait olan bu enerji kaynaklarını Bağdat ile paylaşmaya yanaşmadı.Hatta 2017 yılı civarında Barzani bağımsızlık referandumu düzenleyince Irak ve Türkiye buraya müdahale etme sinyali vermişti.Hala daha Irak ordusu ile Peşmerge arasında çekişme ve çatışma ortamı sürüyor.

Ayrıca Irak bu işgalle beraber Türk,Kürt,Arap,Sünni,Şii farklıklıklarının daha çok ön planda olduğu,Irak vatandaşlık tanımının içinin boşaltıldığı,her etnik ve dini yapının kendi kendilerini kolladığı,koruduğu bir ülke haline döndü.Bunun sonucunda 2014 yılında İŞİD ortaya çıkarak Irak'ta 2019'a kadar sürecek ağır bir iç savaşın yaşanmasına neden oldu.Bugün Irak hala daha iç parçalanmasını sona erdirebilmiş değil.

Suriye'de de Esad döneminde Suriye enerji kaynakları tüm Suriyelilere aitti fakat iç savaşla beraber bu kaynaklar önce İŞİD'in ardından ABD destekli YPG'nin kontrolüne geçti.Bugün hala daha bu kaynaklar YPG kontrolü altında bulunuyor.Suriye'de devrim olsada ABD'nin arzusu Şam merkezli bir devlet yerine tıpkı Irakta olduğu gibi Suriye'deki etnik kökenlerin ve dini yapıların anayasada vurgulandığı, Suriyelilik tanımının içinin boşaltıldığı,Suriye'ye aidiyet hissinin oluşmadığı,her etnik ve dini kökenin özerk yapıda olduğu bir rejim kurulması...Bu nedenle YPG'yi SDG'ye döndürüp tıpkı K.Irak'ı Peşmerge idaresine verdikleri gibi K.Suriye'yi YPG'ye bırakmak amacındalar.

Dikkat edileceği üzere her iki ülkede de ABD müdahaleleri Irak ve Suriye'de iç bütünlemeyi sağlamamış aksine parçalamış ve çatışma ortamını her zaman diri tutmaya yönelik olmuştur.

Türkiye içinde arzulanan budur.Irak ve Suriye'de ne yapılıyorsa Türkiye'de de aynısı yapılmak isteniyor.Sürekli olarak Kürtlerden bahsedilmesi,sürekli olarak etnik ve mezhep vurgusu yapılması (Kürtlük,Alevilik vs),vatandaşlık tanımının tartışmaya açılması,Cumhuriyetin yanlış kurulduğuna dair söylemlerin medyayı doldurması,PKK'nın sözde fesih bildirisinde Lozan'ı hedef alması ve ulus devlet yapısını suçlaması,Türk milliyetçiliğine en ufak bir tahammül gösterilmemesi ve karalanması,ulusal bayramların coşkuyla kutlanmasının engellenmesi,İstanbul Fatih Kaymakamlığına bağlı Fener-Rum Patrikliğinin bir devlet gibi muamele görmesi ve başındaki Patriğin bir devlet başkanı gibi uluslararası görüşmeler yapması,Beyaz Sarayda ağırlanması gibi adımlar Türkiye'de ki ulus devlet yapısını yıkmak için atılan adımlardan bazılarıdır.

Ayrıca Tom Barrack bir başka açıklamasında da Osmanlı'da ki millet sistemini övüp Türkiye'nin bu sisteme geçmesi gerektiğini açık açık söylemişti.

Eleman açık açık itiraf etmiş Atatürk ve silah arkadaşları ağzımıza s.tı 100 yıl ileriye attı planlarımızı ama şimdi tekar devreye alıyoruz.

başka bir ülkede olsa sınırdışı edilirdi.

Hilafet yıkılırken ve laik cumhuriyet kurulurken de dinciler ve emperyalist güçler aynı fikirdeydi ve aynı tarafta olmuşlardı. Ağızlarını ararsanız bugün de aynı düşüncede olduklarını göreceksiniz. Püsküllü Kadir'in "keşke yunan galip gelseydi" lafı boşuna değildir. Dinciler laiklikten o kadar nefret ederler ki hilafet karşılığında emperyalist güçlerin emir ve himayesi altında yaşamayı sorun etmezler.

Osmanlı tipi yönetim isteyen diğer bir taraf ta bağımsız kürt devleti kurmak isteyen bölücü teröristlerdir. Çünkü Türkiye bir ulus devlet iken bunu yapabilme şansları yok. Bağımsız kürt devletinin anahtarı eyalet sisteminden geçiyor.

Yani biz Türk milliyetçileri olarak ismi Türkiye olan bir ülkede azınlık olarak kaldık ve var olma mücadelesi veriyoruz. Karşımızda 100 yıldır cumhuriyetten intikam almanın hayalini kuran dinciler, emperyalist güçler ve ülkeyi bölmek isteyen kürt ırkçıları var. Atatürk'e ve kurduğu ülkeye düşman olan herkes güçlerini birleştirdi.

Normalde olması gereken bu

Gene Amerika suçlu olmuş. Seni yönetenlerin senin geleceğini mahvetmesine göz yumarsan başına gelen her şey müstehak. 23 sene önceye gitsek ve elimizde bugünkü ekonomik veriler, 23 senede olan olaylar, halkın vergilerle boğulmasını kanıtlasak dahi seçimde gene Ak Parti kazanır.

Niyet ve olanlar bellide, birileri farkına varabilse keşke.

Ben varım.

Van münüüüt, van münüüüğttt.

Böyle halka, böyle yönetim böyle devlet normal maalesef.

Tamam la Barak kafalı, ver elini anlaştık. Cumhuriyet öncesi siyasi yapıya dönüyoruz :) Yunanistanı , Balkanları , Kıbrısın tamamını, Akdeniz havzasını, Kudüs, suriye ve Irak dahil komple alırız, Osmanlıya dönüyorsak tam dönelim öyle yarım iş olmaz : )