Tıp seçeceklere tavsiye

1-)Verdiğiniz emeğe karşılık alacağınızı düşünüp ona göre kararınızı verin. 10 sene kısa bir süre değil. Fiziksel ve mental olarak çok yorulacaksınız. Bunu düşünüp kararınızı verin.

2-)En yakınınızla bile maaş konusunda tartışacaksınız. Anlatsanız hatta bordro atsanız bile inanmayacaklar. Bunu düşünüp kararınızı verin.

3-)Lise kpss sine girip memur olmanızla 6 sene okuyup alacağınız maaş birbirine çok yakın olacak(En azından şuanki dönemde). Bunu düşünüp kararınızı verin.

4-)Bütün milletin ağzında sadece ve sadece sizin maaşınız olacak. Önceden kat ve kat fazla aldığınız meslekler sizin maaşınızı geçer ve o mesleklere hiç duyulmadan binlerce lira zamlar yapılır. Ama sizin maaşınızda hiç artış olmamasına rağmen doktorlara şu kadar zam yapıldı diye sayısız haber görürsünüz. Açar bordronuza bakarsınız değişen birşey yok. Üzgünüm ama herkes sizin zammı aldığınızı düşünür oturur kalırsınız yerinizde söyleseniz de inanmazlar eksik gösteriyor diye. Yanınızdaki hemşire ile neredeyse aynı parayı alacaksınız. Yetmeyecek saatlerce çalışmanıza rağmen bunlara asgari ücret vermek lazım, bu doktorlarda dayağı hak ediyor diyen birçok insanla karşılaşacaksınız. Bunlara hiçbir zaman laf anlatamayacaksınız. Bunu düşünüp kararınızı verin.

5-)Bazı şeylerin düzeltilmesi için grevler yapılacak. Bu grevlere yan kapınızdaki aynı branştaki doktor arkadaşınız bile katılmayacak döner sermayesi kesilmesin diye. Birlik olamayacaksınız. Dolayısıyla hiçbir istediğinizi alamayacaksınız çünkü dostunuz bile destek çıkmayacak. Bunu düşünüp kararınızı verin.

6-)Herkesin dilinde siz olacaksınız bakın ciddi söylüyorum. Kimse kalkıp da mesela ya belediyeye gittim bu işimi yapmadılar bunlar dayağı hak ediyor demez. Yada kimse bir kamu binasına gidip ordan oraya yollanmasına rağmen benim paramla maaş alıyorsunuz niye işimi halletmiyorsunuz demez. Herhangi bir yerde(Örneğin araç muayenesi, nüfus vs) randevusuz hiçbir işini halledemez ama hastanede randevusuz gelip niye muayene etmiyorsunuz diye herkesle kavga eder. Hastaneye gelir ne derse olacağını sanır herşey doktorun elindeymiş gibi. Sıra bulamaz bunun suçlusu sizin(doktorun) olduğunu sanır. Ama siz bunun doğrusunu ona anlatamazsınız. Bunu düşünüp kararınızı verin.

6-)4 ve 5. Sınıflarda 2 ayda bir vs her stajda sözlü sınavlara gireceksiniz. Bu stajlarda bazen ne kadar çalışsanız bile hocanız belki sinirli olduğu için hiç soru sormadan bile sizi stajdan bırakacak. Yazı çalışmakla geçirmek zorunda kalacaksınız. Kalırsanız da geçmiş olsun tekrar baştan stajı alacaksınız. Bunu düşünüp kararınızı verin.

7-)Deli gibi çalıştınız ve asistanlığı kazandınız. Her ay 7 8 tane 36 saatlik nöbetler tutacaksınız. Eğer aileniz zengin değilse üzgünüm araba alamayacaksınız. Artık nasıl gidip geleceğinizi siz çözersiniz. Bunu düşünüp kararınızı verin.

8-)Akrabalarınızla bir araya geldiğinizde belki normal konuşursunuz kimse sizi tınlamaz. Ama sizle ilgili doktor ya da tıp okuyor lafı geçtiğinde bir anda değerlenirsiniz. Çok çelişkilidir bu durum bende çözemedim hala. Üzerinde tartışılması lazım. Bunu düşünüp kararınızı verin.

9-)İnsanlarla kesinlikle çok iyi konuşurum her zaman güler yüzlü olurum demeyin. Yeşil alanda her hastayla mükemmel bir şekilde günde 300 hasta bakıp bir lavaboya gidip geldiğinizde bir kişinin ohh doktor bey keyif yapıyor demesini bir hayal edin ve tekrar düşünün. Elbette güler yüzlü olmak zorundasınız. Ama ben asla birini terslemem diye düşünmeyin. İnsanın doğası böyle. Hiç kimse daima güler yüzlü olamaz malesef. Bunu düşünüp kararınızı verin.

10-)Hiçbir meslekte elde edemeyeceğiniz bir tatmin duygusu var. Biri gelir yanınıza kıvrana kıvrana. 2 saat sonra acısını dindirirsiniz. Size, Allah sizden binlerce kere razı olsun doktor bey acımı dindirdiniz çok sağolun, deyip gülerek yanınızdan ayrılır. Bu mükemmel bir tatmin duygusudur. Bazen gönüllerinden kopar size ellerinde ne fazla ise onu getirirler ve sizde yanınızdaki hemşirelere sekreterlere dağıtırsınız. Herkesin yüzü güler. Bu karşılığı ödenebilecek birşey değildir gerçekten mükemmel bir duygudur. Bunu düşünüp kararınızı verin.

Özellikle herbirininin sonuna bunu düşünüp kararınızı verin şeklinde yazdım. Bu ve bunun gibi birçok önerme gerçekten üzerinde düşünülmeli. Daha yazılacak birçok madde var aklıma gelenler bunlardı. Yazdıklarımda abartı 1 kelime bile yoktur. Trollere cevap bile vermem engeller geçerim boşuna yazmasınlar. Umarım hakkınızda hayırlısı olur. İleride pişman olacağınız kararlar vermeyin. Detayıyla bilip gittiğinizde iyiki de gelmişim pişman değilim diyebileceğiniz mesleklerde olmanız ümidiyle hepinizin Allah yardımcısı olsun.

11- Artık hakareti ve şiddeti geçtik öldürülme ihtimaliniz var. Ekonomi battıkça insanların psikolojisi bozuldukça doktorlara sarıyor.

12- Akrabalarınızın bitmek bilmeyen istekleri oluyor bazen öyle saçma sapan şeyler istiyorlar ki lanet ediyorsunuz.

.,.,,..,,.

Oturaklı ve güzel bir yazı olmuş. Zamanında aile ve akrabalarımın isteklerine karşı çıkıp tıp yazmamamın sebepleri de tam olarak bunlardı. Annem, babam ve dolayısıyla arkadaş çevreleri doktor, çok fazla hikaye duydum ve benim katlanamayacağım bir şey olduğuna karar verdim. Bir yazılımcı olarak bile müşteriler saçma şeyler söylediklerinde dayanamıyorum, sinirim tepeme çıkıyor, ki bunlar eğitimli insanlar.

Halkla uğraşabilmek, buna uyum sağlayabilmek herkesin kişiliğine uyan özellikler değil. Benden çok daha uyumlu olan annem bile arada problemler yaşıyor, ben hayatta yapamazdım.

İnsanlara maaşın batması da ayrı bir konu. Yazılımcıların maaşı çok konuşulmasına rağmen arada bir ekşideki denyolar dışında laf atan pek olmuyor, ama doktor maaşları 5 haneli olduğu gibi "fazla bile alıyor, asgari almalı" diyen tipler türüyor anında. Cidden Türkiye'de doktorluk sabır işi, bu da bende olmayan bir şey. Kafayı sıyırıp var gücümle ülkeyi terk etmeye çalışırdım muhtemelen.

...

....

Aradaki fark şu ama, o insanlar yazılımcının yaptığı işi kendi gözleriyle görmüyor, yorum yapacak kadar bilgi yok ellerinde. Ama doktorlara halk bizzat kendileri gidip kendileri iletişim kurduğu için saçma fikir sahibi olmaları çok daha rahat.

İlaç istiyor mesela, doktor gerekli görmeyip vermiyor, hasta da sinirleniyor. Kendi istediği gibi davranmadığı için hemen aldığınız maaş haram olsun moduna giriyorlar. Halkla direkt iletişim halinde olmayan mesleklerin böyle problemleri yok.

Bizim de mesela filmlerdeki gibi aralıksız çatır çutur klavyeye basmadığımızı, günün çoğunda bir şey yapmadan ekrana baktığımızı ve sık sık aramızda konuşup toplantılar yaptığımızı görseler HİÇ BİR ŞEY YAPMADAN PARA ALIYORLAR diyen milyonlarca insan türer. Ama bunlar ofisimizde oluyor, doktorlarınki gibi gözleri önünde olmuyor, böylece yorum yapma fırsatı buluyorlar.

sil

Türlü türlü insan var, her meslekte mesleğini kötü yapan, kötü temsil edebilecekler var, ama dediğim gibi sorun şurada, bazı mesleklerde mesleğini temsil etmek diye bir şey yok. Mesleğini kötü yapıyorsan ancak iş arkadaşların bunu görüp rahatsız oluyor, olay burada bitiyor. Doktorların üzerinde çalıştığı ürün direkt halkın kendisi, bu sebepten ötürü çok daha fazla probleme yol açıyor.

Annem radyolog. Haftasonları evden gelen MR fotolarını inceleyip ses kaydı yapıyor rapor formatında, bunu yaparken hiçbir problem yaşamıyor. Bu yaptığı aynı bir yazılımcının yaptığı iş gibi, halktan kopuk, sadece kendi uzmanlığını kullandığı bir alan. Ama canlı canlı ultrason baktığında işler çok değişiyor. Hastayla aralarındaki uzaklık koptuğu an her şey çok daha zor bir hale gelmiş oluyor.

Ki annem özel hastanede çalışıyor şu an, hastalara 4-5 dakikadan fazla zaman ayırabiliyor. Devlet hastanelerinde bu durum çok daha korkunç. Ben şahsen bir rapor bir şey almak için devlet hastanesine gidersem doktorun benle ilgilenmesini bile beklemiyorum, çünkü mantıklı değil, arkamda bekleyen 50 kişi var (istanbul'da herhangi bir hastane). Devamlı bir kaos var, herkes birilerine suç atmak için tetikte bekliyor.

Yazılanların altına imzamı atıyorum sevmiyorsanız gelmeyin tıpa 1.sınıfta bile mental olarak çok yoruldum

adminler tıp düşmanı hocam şaşırmamak lazım