Kapkara bulutlar Bilgewater'in uzerinde geziniyorlardi. Gok gurultuleri ve simsekler , gelen buyuk firtinanin habercileriydi. Buyuk bir liman sehri olan Bilgewaterin sokaklarinda hickimse kalmamisti. Tek bir kisi haric... Kum renginde saclari koyu mavi gozleriyle Alicia, buyuk firtinanin yaklasiyor olmasina ragmen iskeleye oturmus , denizi seyrediyordu. Yagmur baslayana kadar denizi izlemeye devam etti. Deniz , bu hayatta en cok sevdigi seydi. Her gun her saat her dakika izlese yine de bikmazdi. Nese dolu biriydi Alicia ama istedigi zamanlarda cok sogukkanli olabiliyordu. Annesi elinde koca bir semsiyeyle cikip gelene kadar yagmur yagdiginin farkinda degildi. "Alicia ! Eve gel artik!" diye bagirdi Bayan Rosa. İskelede oturan kiz, annesinin sesini guclukle duyabilmisti. İstemeyerek de olsa ayaga kalkti ve annesinin yanina gidip semsiyenin altina girdi. Eve girdiklerinde Alicia sirilsiklam bir haldeydi. "Sana kac kere dedim degil mi?" Alicia guluyordu. "Ben denize gitmiyorum." dedi. "O, beni cagiriyor." Bayan Rosa , kizinin saclarini havluyla kuruturken derin bir ic cekti. "Sadece...korkuyorum kizim." dedi. "Senin de bir gun..." ama sozunu tamamlayamadan Alicia "Asla !" diye cikisti. "Seni asla birakmam." dedi annesine siki siki sarilirken. Sonra teninde bir islaklik hissetti. Gozyaslariydi bunlar... Sevgi gozyaslari. "Anne yapma." dedi Sari sacli kiz. Bayan Rosa gozlerindeki yaslari sildi. "Hadi ustunu degistir de bir bardak sicak cay ic. İcin ısınsın" Alicia hicbir sey soylemeden ust kata cikti. Üzerini değiştirirken aklı denizdeydi her zamanki gibi. Alicia'nin babası bir denizciydi. Düzenli olarak denize açılırdi.Tam bir deniz sevdalisiydi. Alicia bu askı babasından almıştı.Yine bir gun denize açılmıştı Alicia'nin babası. Ama bir daha donmemişti. Aradan 5 yıl geçmesine ragmen hicbir haber alamamışlardı. Su... Onu, Alicia'dan almıştı. Fakat sari sacli kızın içindeki deniz tutkusu hiç sönmemişti. Aksine babasını ondan alan denizin, onu geri getireceğine de inanıyordu. İste her gün denizi izlemesinin bir diğer nedeni de buydu.Babasını bekliyordu...
Not: CoolStorylerimin devamı gelecektir. Ve yabancı klavye için kusura bakmayın.
Biri Void mi dedi?
Kurun oyunu alalım Faceless Void'i akalım time walk ile, chrono ile.
Not: -em koyanın klavyesi kırılsın.
Bilgewater denince benim aklıma goblinler gelir arkadaş
quote:
Orijinalden alıntı: ThunderVolt
Bilgewater denince benim aklıma goblinler gelir arkadaş
Bu League Of Legends'taki Orada pek ilgi çekmedi. Şansımı deniyorum
Ayıp ettin ben devamını bekliyordum
quote:
Orijinalden alıntı: hdloader11
Ayıp ettin ben devamını bekliyordum
Yorum istiyorum :(
Alicia, sabah erkenden kalkmış, sofrayı hazırlamaya başlamıştı. Önce cay suyunu koydu, sonra sofra örtüsünü masaya serdi. Kahvaltıliklari da masaya koyduktan sonra annesini uyandırmaya gitti. Merdivenleri ağır ağır cikti. Bayan Rosa'nin yattığı odanın kapısını açtığında , annesinin yatakta olmadıgını farketti. "Nereye gitmiş olabilir ki?" diye düşündü. Sonra birden dış kapı gicirdayarak açıldı. Alicia koşar adım aşağı indi ve annesini karşısında buldu. "Günaydın kızım." dedi gülümseyerek Bayan Rosa , buhari tuten ,sicak ekmekleri Alicia'ya verirken. Sıcacik ekmeklerin kokusu Alicia'nin midesini guruldatmaya yetmişti. Genc kiz hemen ekmekleri sofraya koydu ve cayı demledi. "Cay da hazır. Tek eksik sensin." dedi gülümseyerek. Bayan Rosa "Az sonra geliyorum." diye karşılık verdi merdivenleri çıkarken... Bir yandan çayını yudumluyor bir yandan da pencereden etrafı seyrediyordu genc kiz. Yoldan geçenleri süzüyor, gemilere bakıyor, denizde gezen martıları izliyordu. Dünkü fırtına sanki hiç yaşanmamış gibiydi. Güneş tüm gücüyle parlıyor , Bilgewater'i tüm sıcaklığiyla kucaklıyordu.Her zamanki gibi günlük hayat devam ediyordu. Derin bir iç cekti Alicia.Bugün babasının onları terk ettigi gündü. Genc kiz bunu ölüm yıldönümü olarak gormuyordu . Babasi donecekti , bundan emindi . Bayan Rosa , merdivenlerden indi. "Hazır mısın?" diye sordu. Alicia kafa salladı,bardağını masaya koyup annesiyle birlikte rıhtıma dogru yola cikti. Havada denizin tuzlu kokusu vardı. Bu koku her zaman babasını hatirlatirdi Alicia'ya. Birlikte balık tutmaya giderlerdi. "En cok balığı kim tutacak?" diye yarışma yaparlardı. İlginç bir sekilde hep Alicia kazanirdi. Her defasında da babası, genc kızla gurur duyduğunu söylerdi.Şimdi Ne kadar isterdi babasının yanında olmasını.Yine denize açılmak isterdi onunla birlikte. Belkide kabul etmesi lazımdı artık. Bir daha hiç dönmeyecekti babası. Alicia bütün bunları düşünürken gözleri dolu dolu olmuştu. Bayan Rosa , kırmızı bir gul uzattı kızına. Alicia gulu aldı ve her yıl yaptıgı gibi denize attı. Artık ağlıyordu. Gözyaşlarını tutamıyor hungur hungur ağlıyordu. Annesine sarılarak "O geri donecek... Babam ölmedi!" diyordu. Bayan Rosa da kızına sarıldı. "Donecek..." dedi. "Seni hiç bırakır mı ki?" Genc kiz tüm gun boyunca odasından çıkmamıştı.Aksam yemeginde cok az sey yemisti sonra da erkenden yatmıştı. Bu yil diger yillar gibi kolay gecmiyordu Alicia icin. Bayan Rosa endişeleniyordu. Sonunda dayanamayarak kızının yattığı odanın kapısını açtı. Deniz gözlü kiz uykusunda "baba" diye sayıkliyordu. Rüyasında babasını görüyordu. "Alicia yardım et!" diyordu babası karanlığın icinden. Genc kiz koca boşluğun icinde oradan oraya koşuyor babasını arıyordu. "Baba...Neredesin?!" diye bağırmak istedi ama sesi çıkmıyordu. Artık ne bir sey görebiliyor be duyabiliyor ne de söyleyebiliyordu. Bağırmak istiyordu ama nafile... Sonra birden karanlığın icinden süzüldü ışığı gördü ve ona dogru koştu. Gördüğü sey tüyler urperticiydi. Babasının bedeni yerde uzanıyordu ve kafası bir kazığa saplanmıştı. Hicbir yerde kan izi yoktu. Sanki bütün kanı çekilmişti. Aniden bir çığlık duydu arkasına döndüğünde karanlık bir silüet üzerine atladı. Tek gördüğü sey havada ucusan kan oldu... Kan ter icinde uyandığında ağladığını farketti, nefes alamıyordu. Koşar adımlarla evden dışarı cikti. Bir yandan gözlerinden yaslar nehir gibi akıyor bir yandan da nefes almaya çalışıyor ama boğazı yanıyordu. Deniz kenarına gitti ve bir banka oturdu, gözyaşlarını sildi. Yaşadığı soku atlatmaya çalışıyordu. Ellerinin titremesi ve bogazindaki yanma geçtikten sonra guclukle ayaga kalktı. Kendini ölü gibi hissediyordu. Derin bir nefes aldı, tam kalkacaktı ki denizde bir karalti gördü. Bir an içindeki korku yerini heyecana bıraktı. Karalti git gide yaklaşıyordu. Bu, yüz üstü suda yatan genc bir adamdı. Beklediği kisi bu kisi degildi ama onu orada ölüme terk edemezdi Alicia. Cok iyi bir yüzücü oldugundan çekinmeden suya atladı ve genc adamı karaya cekti deniz gözlü kiz. Tabii is bununla bitmiyordu. Zor olsada adamın midesindeki bütün suyu dışarı çıkardı. Genc adam öksurdu, bir an kendine geldi, gözlerini açtı ve genc kıza baktı. Tekrar bayılmadan önce söylediği tek sey "Alicia" oldu.