THE LAST OF US: PART II | ANA KONU | TÜM ZAMANLARIN EN ÇOK ÖDÜL ALAN OYUNU (1092. sayfa)

Abby Ellie ile ilk karşılaştığında Tommy Miller'ı önce bacağından sonra kafasından vurmuştu. Oyunun sonuna geldiğimde Tommy'nin hayatta olduğunu gördüm. Acaba hikaye anlatımında yanlışlıkla cutscenelerden birini atladım mı diye düşündüm Tommy nasıl hayatta kaldı?

Hatırlarsanız oyunun ilk bitirdiğim zamanlar, Joel'un, Ellie ona dargın bir şekildeyken, daha tam olarak barışamamışken hayata veda ettiğine dair duyduğum üzüntüden bahsetmiştim. Sizler de tam tersine aslında barıştıklarını ve aralarının bozuk gitmediğini iletmiştiniz. Bana da o an söyledikleriniz mantıklı gelmişti ve sizin dediğiniz şekilde düşünmeye başlamıştım hatırlarsanız.

Ancak oyunu ikinci kez uzun uzadıya oynadıktan sonra ilk düşüncemden şu an kesinlikle ve kesinlikle eminim. Farklı arkadaşlarımla da konuyu tartıştım, onlar da benle aynı şekilde durumu anladıklarını iletti. Ben başka bir şekilde düşünülmesinin de mümkün olmadığından eminim ve oyun bunu bize açıkça anlatıyor. Şöyle açıklayayım: Evet Ellie, Joel ile barışmak için ilk adımı attı, zaten bunu kendi ağzıyla Joel'a iletiyor bunda hemfikiriz. Orada Joel duygulanıyor ve mutlu oluyor bunda da sıkıntı yok. Ancak Joel, Ellie ile tam olarak barışamadan ölüyor. Gözü arkada kalıyor. Zaten oyunun o anına kadar aralarındaki gerginlik ve buruk küslük devam ediyor. Abby, Joel ile Ellie'nin tam olarak barışmasına engel oldu. Oyunun duygusal olarak en yoğun sahnelerinden birinin vermek istediği mesaj da buydu. Hem Joel, Ellie ile tam olarak eski haline dönememişken, bir şeylere henüz ilk adımını atmışken gözü arkada kalacak şekilde ölüyor; hem de Ellie'nin, Joel ile tam olarak barışamamanından dolayı duyduğu vicdan azabını bariz bir şekilde yüzümüze çarpıyor. Kaldı ki, oyunun sonlarında Ellie ile Abby birbirlerine dalarken, orada Ellie aslında kızgınlığının Abby'ye olmadığını anlıyor. Joel ile eski haline gelemeden onun ölmesi sebebiyle kendine duyduğu kızgınlık mevcut. Oyunun vermek istediği en önemli mesajlardan biri de buydu. İntikam duygusunu kamçılayan, Ellie'nin kendini affedememesi ve duyduğu vicdan azabıydı. Sonrasında Ellie zaten her şeyini kaybediyor buraları biliyoruz.

Kısacası oyunun sonlarındaki Ellie ile Joel'in flashback sahnesi, tüm oyunun bana göre en önemli noktası, ve anlatmak istediği çok çok açık bir şekilde ortada. Joel, Ellie ile arası hala bozukken öldü, hatta daha da kötüsü bir şeyleri düzeltmek için ilk adımı henüz atmışken gözü arkada kalacak şekilde öldü. Bu daha da acı verici bir durum.

@ tospik
Hocam senin 4-5 gün önce benle paylaştığın o sahneye gelirsek, aslında o sahne de bu durumu net bir şekilde tamamlayan bir cümleymiş.
Dina Ellie'ye "Joel ile barıştınız mı?" diye sorduğunda Ellie'nin çok kısa ve anlamlı bir ses tonu / söyleyiş tarzıyla "Evet." demesi de onun oyunda sürekli gördüğümüz geçiştirme, her şeye kısa cevaplar veren, suskun yapısını tamamlayan bir sohbetti. O cümleden direkt olarak barıştıklarını çıkarmak zaten yanlış, kaldı ki yukarıda da dediğim gibi oyunda aralarının hala tam olarak düzelmediğini net bir şekilde görebiliyoruz. O cümle tam tersine bu durumu perçinliyor.

Oyunda beni en çok üzen şey de cidden dediğiniz gibi Joel'un aralarının bozuk ve tam iyileşecekken gitmesi oldu. Ne Joel'un ölümü bana bu kadar koydu ne de başka karakterlerin ölümü veya başka olaylar. Bu oyunda net olarak söyleyebilirim ki beni en çok üzen olay, oyunun sonundaki o flashback idi. Bazen düşünüyorum neden öyle bir flashback koyma gereği duydular diye, cidden oyunu seven insanları çok depresif bir duruma düşüren bir flashback. Ama daha detaylı düşününce sanırım oyunun en kilit sahnesinin o flashback olduğunu anlıyorsunuz

Bir kaç gün önce bahsetmiştim, sende bu noktaya güzel bir vurgu yapmışsın.

Oyunun ana temalarından biri de kesinlikle pişmanlık duygusu, Ellie ilk oyunda ona kendi canını siper eden adamı, onu koruyup kollayan adamı tek bir büyük hatasına değişmiş, aralarındaki güçlü sevgi bağını alıp çöpe atmış, Joel ile de ilişkisini tamamen koparmıştır.

Joel ölmeden saatler önce Dina ile devriye anında Ellie diyor ki, "Akşam Joel'i film izlemeye davet edeceğim" bu bana kalırsa barışma aşamasında büyük bir adım olacaktı, Ellie daha 10 saat önce, "Seni affedebileceğimi sanmıyorum ama denemek istiyorum" demişti, görünen o ki, vicdan yapmış, kararını değiştirip olaya daha olumlu bakmak istemiş ve 2 yıllık buzları eritmeye niyetli.

Fakat, barışmalarında önemli olacak bu adımı gerçekleştiremeden Joel gözleri önünde ölünce doğal olarak vicdan azabı çekiyor ve öfkeleniyor, dahası, Joel ona son bir şey söylemek istedi lakin söyleyemedi, çalıştı ama yapamadı.

Yani, hali hazırda intikam almak istese de, bu şok edici korkutucu olayın arkasındaki kişileri biçmek istese de, kendine olan kızgınlığı çok daha ağır basıyor, hatta öyle ki, Ellie o kadar yol yapıp vahşiçe kimseyi tınlamadan öldürmüşse bunun sebebi yaşadığı vicdan azabıdır, hatta ve hatta son sahnede Abby'i öldürmek istemesi de bir nevi kendini de refaha kavuşturmak istemesinden kaynaklıdır.

Kendisine her şeyi feda eden adamı hastane olayı için kalben terk edip ondan 2 yıl uzaklaşacak kadar sinirli olan Ellie, vicdan azabı yaşamış olmasaydı gördüğümüz vahşiliğin yarısına sahip olamazdı. Bu teorik olarak mantıklı değil, çünkü Ellie böyle bir karakter değil.

Bakın Nora sahnesi yazdıklarım için çok büyük bir önem arz ediyor, "Yaptıkları şeyi bir düşün, tedaviyi engelledi, onlarca insanı öldürdü" diyor, Ellie'yi bu sözlerle şah damarından vurmasına rağmen, onun 2 yıl küs kaldığı olayı Nora'nın deşmesine ve tahrik etmesine rağmen Ellie duymamazlıktan geliyor ve, "Bu son şansın" diyor.

Ellie o kadar vicdan azabı çekiyor ki, çıktığı yolculuğu kimse durduramazdı, Abby'nin babasını öldürmesinin bir önemi yok, artık, Joel'in ona söylediği yalanın bir önemi yok, kalmadı, Joel'e kendisini borçlu hissediyor, suçlu hissediyor ve aklına geldikçe bu düşünce onu içten içe yiyip bitiriyor.

Bazıları, "Ellie Joel'i umursamadı, Abby'i öldürmedi, ona ihanet etti" diyor, ben katılmıyorum, aksine Joel ile Ellie arasındaki bağ o kadar güçlü ki, 14 yaşındayken bile insanları deşen kızın, hayatının tek önemli kısmında kendisine engel olunup yalan söylenip bununda gizlenmesine tüm her şeyi kesip atan bir kişiliğe sahip sert ve acımasız bir kızın, huzursuz olması, dahası, kimseyi iplemediği bir dünyada huzursuzluğu yaşamasını sağlayacak belki de tek değerli kişiyi, Joel'i kaybetmesi, onu rayından çıkarıp, tüm dünyaya bile karşı gelecek biri yapmıştır. Joel'den başka hiçbir kimseye öyle bir duygu yaşamadı, yaşayamazdı, dünyayı karşısına alabilecek tek kişi de Joel'di, ona yaşadığı vicdan azabı, kendisine benliğini unutturdu.

Lafı kısa keseyim, tekrar diyorum, Part II Pişmanlık, İhanet, İntikam ve Sevgi'nin önemini mükemmel derecede işliyor, oyun bize, "sevdiklerinizin kıymetini bilin, eğer bilmezseniz, bir gün telafi etmek için çok geç olabilir" mesajı veriyor, "Öfkeyle kalkan zararla oturur" mesajı veriyor, "İyiliğin bazen kötülük getireceği" mesajını veriyor, daha sayamayacağım, hayattan alıntılar barındıran bir sürü önemli ve kayda değer mesaj veriyor Part II, işte bu yüzden sıradan ya da basit bir proje değildir, kimisi için çöp bile olabilir, ama benim için bir Sanat Eseri.

Kesinlikle. Aynı şekilde düşünüyoruz. Joel'un öleceği zaten belliydi ve her ne kadar üzülsek de olması gereken bir durumdu. İlk oyunda üzüntü yaşatan duygusallık daha yoğundu, ikinci oyunda ise nefret ve vahşet duyguları üzüntü yaratan duygusallıktan daha yoğundu. Part II'de gerçekten gözlerimi dolduran, boğazımın düğümlendiği en önemli sahne bu flashback sahnesiydi. Oyuncuyu daha da kötü, depresif, rezil bir ruh haline sokmayı çok güzel başardı şerefsizler.

Oradaki konuşmanın devamında film izlemeye davet edeceğini hatta en sevdiği filmi izleyeceklerini söylüyor. Aslında ellie affetti kalbinde ama bunu tam olarak bize görsel olarak göstermiyor oyun. Eğer beraber film izleselerdi hakikaten diyecektik aynı eski günlerdeki gibi ama bunu abby bozuyor. Bence bu ellie’nin intikam/vahset ateşini daha da arttırıyor.
Bahsettiğim video:https://www.youtube.com/watch?v=i1-r1Sr5-hU&feature=youtu.be 19:15’ten itibaren izlerseniz bahsettiğim görü gorursunuz

Joel’a gelirsek joel 2 oyunda o kadar ağır travmalar atlatmasına rağmen sadece 2 yerde agliyor.
1- Kızı öldugu zaman
2- Ellie seni affetmeyi deneyeceğim dediği zaman.
Burda da joel’un ellie’yi kızı yerine koyduğunu görüyoruz (daha çok örnek var bununla ilgili sadece bir tanesini yazdım). Kızının seni affetmeyi deneyeceğim dediği zaman bütün babalar icin bunun aslinda seni affettim anlamına geldiğini düşünüyorum. Sonuçta joel hala ellie’yi koruyup kollamaya çalışıyor (Jesse’ye yaptığı uyarılar, Seth’e karşı koruması) burda küs olan tek kişi ellie. Joel’un yaptıklarından pişman olmadığını da görüyoruz.

İşte tam eski günlerdeki ellie-joel ikilisine dönecekken ölmesi beni üzmüştü. Joel bunu her zaman istemiştir ama ellie o geceden sonra istemiştir cunku ellie 4 sene boyunca (Joel’un yalanına önemsiyor) joel’a karşı tavirliydi. Flashback sahnelerinin birinde Tommy bu konuda uyarıyor selam/görüşürüz haricinde de joel ile konuş diye zaten bu olaydan sonra bir daha soruyor gerçek ne diye joel yalan söyleyince ellie hastaneye gidiyor.

Siz de haklı olabilirsiniz hocam. Mesela sizin yazdıklarınız da mantigima oturdu.

Hocam o flashback sahnesi benim icin oyunun puanını direkt 1 puan arttırıyor. Ne zaman izlesem gözüm doluyor. Bu kadar iyi oynanmış bir sahne (oyun icin) görmedim. Çok uğraşılmış bir sahne...

Hoşbuldum. Herhalde üçüncü kez falan diyorum bunu ama bu sefer daha aktif olacağım konuda söz.

Birkaç hafta önce bu konu hakkında konuşurken yazdıklarınız aslında daha net ifadeler içeriyordu. Şu an biraz daha yakın düşünüyoruz gibi. Zaten asıl olay; Ellie, Joel ile arasındaki buzları eritmek için ilk adımı atmışken aradan zaman bile geçemeden Joel'un veda etmesiydi. Evet Joel biraz olsun bir şeyler için seviniyor, Ellie'den ilk kez olumlu bir şey duyuyor ancak bu iki karakter barışmak için çabalamaya başlayacakken Joel'u öldürtüyor oyun, ve oyuncuyu olması gerekenden daha da kötü bir ruh haline, depresifliğe sokuyor. Kısacası bu barıştıkları manasına kesinlikle gelmez. Tam tersine o flashback sahnesi mutlu bir sahne olmayı bir kenara bırakın, oyundaki en depresif ve moral bozan duygusallığın en yoğun olduğu sahneydi. Bence oyunun en önemli sahnesi. Buranın yanlış anlaşılmaması gerekiyor kesinlikle. Ben fikir almayı seven biriyim, farklı fikirleri de dinleyip tartarım kendimce bir orta yol bulmaya çalışırım, gerek forumdaki bazı üyeler gerek çevremdeki arkadaşlarım olsun tamamının bu sahneyi aynı şekilde anladığını söyleyebilirim. Yukarıda da birkaç arkadaş aynı şekilde yorumlamışlar. Şöyle bir etraflıca düşününce çok açık bir şekilde ne anlatılmak ve gösterilmek istendiği belli aslında. Farklı bir şekilde yorumlaması güç bir sahne çünkü özellikle o sahneyi bu durumu perçinlemek ve o depresifliği oyuncuya hissetmek için koymuşlar.