Çözüm falan hikaye, ne çözümü, senin hukuk ve adalet sistemin sağlam olacak, bunu doğru olarak işleteceksin, sonra ama dövlet bize bakmirr diyenlerin hepsinin vatandaşlığını iptal edip ırak yada neresi olursa oraya süreceksin.. Teknoloji gelişti, sihalarda dağda gezen itlerin hepsini bombalayacaksın, arkalarındaki ağababaları abdye sığınanların gözünün yaşına bakmayacaksın... Apo çok yaşa diyenlerin hepsini sülalesiyle postalayacaksın.. İdamı da getir geri, terörle ilişkisi varsa idam et gitsin.. Bak bir tane kalıyormu ortalıkta. |
Terör ve PKK sorunu nasıl çözülür (2. sayfa)




-
-
Paylaştığın o görsel, atatürk'ü ve tarihi ne kadar yüzeysel ve ne kadar ezbere bildiğini ortaya koyuyor. Kopyala yapıştır görsellerle, hamasetle atatürkçülük yapılmaz.
öncelikle şu cahilce kıyaslamayı bir kenara bırakalım. Sen, vatanı işgal eden ve ordusuyla gelen emperyalist devletlerle, bu ülkenin ekmeğini yiyip suyunu içip sonra da askerine, polisine, siviline kurşun sıkma nankörlüğünü gösteren bir terör örgütünü aynı kefeye koyuyorsun. Atatürk, sevr'i dayatan üniformalı, devleti olan düşmanla savaştı. Bugünkü mücadele ise içimizden çıkan, dışarıdan destekli bir ihanet şebekesine karşı veriliyor. Bu ikisini bir tutmak, en basit tabirle akıl fukaralığıdır.
Madem atatürk'ü referans alıyorsun, o zaman onun politikalarına bak!
Bu komisyon da, acziyet veya pazarlık değil. Atatürkte koçgiri isyani bastırıldıktan sonra, devlete sığınan ve hatta dağlara kaçanlara af verdi. önce otorite, önce devletin ezici gücü, ondan sonra şefkat. Devlet aklında sıralama budur ve bu asla değişmedi.
Dolaşıyla, o paylaştığın görselle eleştirdiğin iktidarın terörle mücadele yöntemi, atatürk'ün iç isyanları bastırma yönteminin ta kendisidir.
Tarihi, sloganlardan ve sosyal medya görsellerinden değil, gerçeklerden oku. Belki o zaman kimin atatürk'ün yolunda olduğunu daha iyi anlarsın.
Aklın bir şeye basmıyorsa ben sana yolu göstereyim: Bu işin iki sonu var. Ya önce terörün kökünü kazır, sonra toplumun yaralarını sararsın...... Ki buna devlet aklı denir. Ya da senin hayallerindeki gibi bir israil olursun; bitmeyen bir savaşın, kanın ve nefretin içinde boğulur gidersin.
Kararını ver. Atatürk'ün ve devletin yöntemlerini mi seçeceksin, yoksa o aptal görsellerin arkasına saklanıp kendi ülken için bir felaket senaryosu mu isteyeceksin?
-
"Öyle ölmez, füze atsaydın" derler ya hani. Tam şimdi demelik olmuş.
< Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı > -
Şu an Urfa'daki GAP kapsamında sulanan arazilerden neredeyse yılda 4 kez ürün alabiliyorsun .
Turkiye'de elektrik uretiminim yüzde 20si sudan elde ediliyor . Elektrik üreten büyük barajlar Fırat ve Dicle üzerinde.
Şu an Konya'nin bulunduğu yerde yer yer çöl toprağı oluştuğu gözleniyor.
Öte yandan Ortadogu'nun en büyük iki nehri bizim elimizde ve bunların üzerinde devasa barajlar kurulu . Atatürk barajının biriktirdiği su uzaydan bile görülebiliyor. Bırakın Irak ve Suriye'nin suyunu kesmeyi Atatürk ve Keban barajının sularını aniden bıraksan Irak ve Duriye'de oluşan sel yüzünden milyon insan ölür .
Tayvan Çin istilası durumunda Çin'in sarı nehri üzerindeki devasa barajları vurup Çin'in en büyük sehirlerimi sel ile yoketme tehdidi ile caydiricilik yaratıyor.
Sen ve senin gibiler ise çıkmış önümüzdeki 50 yılda özellikle Akdeniz havzasında en değerli su kaynaklarını federasyon adı altinda devlet icinde devlet olacak paralel yapılara terketmeyi düşünüyorsun.
Siz aklinizi mi kaçırdınız? Turkiye'nin savaşacak bir şeyi varsa bu devasa su kaynaklarıdır.
Ayrıca federasyon demek devletin olası bir cokusunde veya zayiflik anında aynı Sovyetlere olduğu gibi zaten devlet altyapısına sahip , sınırlara sahip yapıların bir anda kopmasına neden olacak bir durumdur. Halbuki üniter devletlerden kopmak çok daha zordur çünkü devlet icinde ayrılacak paralel yapilar yoktur .
Kısacası millete Şu zehri verip durmayın. İsrail bile küçücük bir Golan tepesi bölgesini sahip olduğu su kaynakları nedeniyle dünyaya meydan okuyarak ilhak ediyor. Siz bu vatanın 1000 yıllık toprağını ve en büyük "SU HAVZASINİ" özerk bir yapıya terketmekten bahsediyorsunuz .
Zamanında Rusya'da Kruscev bir Ukrayna'li olarak Rusya'nin en değerli toprağı olan Kırım'ı Sovyetler icindeki Özerk Ukrayna'ya bağladı. Sonra Ukrayna kopunca Kırım gibi inanılmaz değerli bir toprağı kaybettiler. Bugün kaybettiklerini almak icin 1 milyon insan feda ediyorlar.
Sizin gibi aklı bir karış havada tipler ise Fırat ve Dicle'yi birilerine peşkeş çekmekten bahsediyorsunuz . Sizin gibi tipler varken düşmanı disarda aramamak gerek !!!
< Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Periah -- 13 Ağustos 2025; 1:13:18 >
< Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
-
Bu paralı yazıyorsa hükümetin düşüncesi bu olsa gerek. Malum bu elemanlara para verip nabız yokluyorlar.
Eğer düşünce buysa daha büyük vatan hainliği yapılamaz.
< Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı > -
Siz daha olayın mantığını anlamıyorsunuz ki.
Sen Federasyonu direk bölünme ayrı bir yer orası gitti gibi gördümü anlamı yok. Öyle olmasını isteyen yok zaten. Üstte saydığım ülkeler gibi olmalı. Dışarda tek bilek tek yürek olabilmeli ki insanlar anlamı olsun. Yoksa vaay anasını GAP gitti diğeri aman İzmir gitti Antalya gitti Trakya gitti diye bakacaksanız zaten bu saçmalamak oluyor.
Orası Türkiye Cumhuriyetinin Toprağı zaten uçacak buhar olacak başkasının eline geçecek gibi anlatıyorsunuz öyle dğeil ki sistem veya mantık.
Benim dediğim anlatmak istediğim Özgürlük bağlamında. Haa 7 bölge olmuşuk haa 7 eyalet olmuşuk hayali sınırlar ile. Sadece bölgenin ihtiyaçlarına göre şekillensin bazı şeyler. TÜrkiye'nin her yeri aynı dğeil ki aynı sistemi uygulayamıyorsun.
Mesela örnek vereyim TÜrkiye Cumhuriyetinde Kumarhaneler yasak mesela eyalet sistemi olsa Antalya Muğla çevresinde istersen serbest yap ne olacak ! ( Oradaki insan ve gelen milyonlarca turist oynayacaksa oynasın sen vergine bak.) Kumar yok mu oluyor yasak deyince. Gürcistanda serbest Bulgarda Yunanda serbest altta iniyon Kıbrısta serbest. Adamlar gidiyor orda oynacağına TÜrkiye'de oynar.
Veya başka bir şehir daha dindar muhafazakardır orada parkta bahçede açık alanda alkolü yasakla sadece mekanda serbest yap. Akşam alkol satışını yasakla. Ama bırak İzmir'de kordonda adam içebilsin. Alkol 7/24 satılabilsin öyle alışmış adamlar gibi...
Veya Diyarbakında adam Türkçe'ye ek Kürtçe öğrenmek istiyorsa Ek ders veya seçmeli ders olarak alacaksa alsın. ( Tabii Türkçe kesin alınacak yanında almak istiyorsa Çin'ce alsınlar isterse eğitimi. )
Veya bir bölgede kürtler aşırı fazla ise Türkçe tabelanın ynaıdna Kürtçede olabililsin. ( Türkçesi kesin olmak şartı ile. )
Veya bir restoranda o bölgenin insanına göre menü olabilsin. Bir köyün adı halk nasıl istiyorsa konabilsin.
Kendii içinde bölgesel İDAMLAR bile gelebilir vb...
Ama siz işi Trolleyip koşunnn bunlar satılmış ülkeyi bölecek kafası ile bakacaksanız hiç konuşmanın anlamı yok zaten sizin gibiler ile. İnsanların devlet millet sevdasını böyle sorgulamaktan vaz geçin. Kimse ülkesinin kötülüğünü istemez.
ABD' Kanada Almanya Rusya Brazilya vb bu ülkeler hep saf cahil hiç bir şey bilmiyor Eyalet sistemi getirmişler bir siz biliyorsunuz ve çok zekisiniz sanmaya devam edin siz ne diyeyim...
< Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi 0zkanK. -- 13 Ağustos 2025; 1:43:3 >
-
Bop eşbaşkanı o zaman şaka yapmamıştı.
Mehapı nasıl bu hale getirebildiler ben sadece buna şaşıyorum.
< Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı > -
bknz: biat etmek.
ama bunun da farklı anlamları var.
Fıkıhta biat, devlet başkanını seçme, belirleme ve İslam hukuku içerisinde ona bağlılık gösterme, bunu ifade ve temsil etmek için el ele tutuşup sözleşme yapmak demektir.
satış yapma, alışveriş
sözleşme yapma, siyasi fıkıh.
şeyh'e bağlanma.
kabile liderine veya bir gruba bağlılık yemini etmek.
Bir fikre, harekete veya kişiye gönüllü olarak bağlanmak. (mecazi anlam)
-
Söylediğin şey içki içeyim ama sarhoş olmayayım gibi birşey. Bir sistemin sadece iyi taraflarını alabilseydik her sistem mükemmel olurdu ancak öyle bir düş yok.
Osmanlı'da federalizmi hiç görmedik mi sanıyorsun ? Kavalalı Mehmed Ali Paşa diye birini hayatında hiç duydun mu ? veya Tepedelenli Ali Paşa, Ayanlar ? 2. Mahmud'dan Atatürk'e kadar olan döemde bu ülke çok büyük bedeller ödeyerek merkezi otoriteyi tekrar kurabilmiştir. Tarihte hiçbir ülke gönüllü olarak federalizme vb geçmek istemez bu ancak o ülke yenildiğinde veya merkezi otoriteyi dayatacak siyasi gücü bulamadığında ortaya çıkan bir durumdur.
Hayatında hiç Bayyera'nın veya Teksas'ın bağımsızlık hayallerini duydun mu ? veya Güney ABD eyaletlerinin merkezden ayrılmaya karar verişini ? Keza Almanya'da Kutsal Roma Germen imparatorluığunun içindeki federal Alman devletçiklerinin bir süreden sonra ülkeyi nasıl işlemez hale getirdiğini ve dış güçleri ülkeye çağırarak 30 yıl savaşında Almna nufusunun 3'te 2sinin yokolduğunu vb vb...
Çok büyük masraflar ve can kayıpları ile dediğim gibi 2. Mahmud döneminde başlayıp Atatürk'ün 15 yıllık iktidarı sonucunda kurulmuş olan merkezi devleti gönüllü biçimde federalizme çevirmek ancak ya devletin yenilmesi ya iÇ siyasi yapının tamamen kargaşaya teslim olamsı yada koyu komünist , cihangir solcusu , liboş olup kafandaki itopya veya teoriyi gerçek zannedip romantik hasyallerle bu sistemi getirip ardından büyük felaketlere yol açtıktan sonra tekrar eski düzene dönme çabası vermek şeklinde olur.
Her ülkenin delilik dönemleri olur. Örneğin Türkiye'nin delilik dönemi ülkenin kuruluş dönemine islamcı , kürtçü, liberal ve azınlıkların birlleşip saldırdığı hasatalıklı dönemdi ve bu dönem ülke için pekçok felakete neden olduktan sonra siyasi iktidarın aklı başına gelerek son buldu. Senin savunduğun federalizm dediğim gibi içki içip sarhoş olmayacağını iddia etmek gibi birşey ancak rakı şişede durduğu gibi durmaz. Bu ülkede Pkk ve siyasi uzantısının hedefinin ülkeyi parçalamak olduğunu ve fedaralizmin sadece bu sonuca gidecek bir basamak olarak görüldüğünü hepimiz biliyoruz o nerdenle biziki gibi tehlikeli bir coğrafyada bu aptallıkların bedelinin çok ağır olacağını bilip öyle hareket etmek gerek.
Bizim ülkemiz bu tarz deneyleri kaldırmaz. Bizim ülkemiz Avrupa'nın ortasında değil. Dolayısıyla elinde merkezi otoritesi kurulmuş bir ülke varken bunu gönüllü biçimde parçalamak istemek hemde daha önce bahsettiğim üzere geleceğin petrolü olacak olan en geniş tatlı su kaynaklarını ülkenin merkezinden kopartmak gibi saçmasapan düşüncelerin bedelini gelecekte yavaş ve acılı biçimde hepimizin ödeyeceğini unutmamak gerekli.
< Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Periah -- 13 Ağustos 2025; 4:48:36 >
-
sence bir üst akıl var mı? bu dahili olabilir mi, ne dersin? ya da harici, örneğin amerika gibi? ayrıca amerika ve ab'nin zıt yönde kutuplaştığını söyleyebilir miyiz? bu durumda, amerika'yı mı yoksa ab'yi mi kaale almak isterdin? ya da rusya'nın da içinde olduğu üçüncü seçeneği... merak ettim ne düşünüyorsun?
-
Avrupa diye bir kavram yok. AB dediğimiz şey beş benzemezin bir araya geldiği kendi içindeki çelişkiler barındıran bir yapı. Avrupa tekrar bir güç odağı olmak istiyorsa dağılması ve Ab içinde gerçekten çıkarları örtüşen devletlerin daha sağlık ittifaklara girmesi gerekiyor. Bu bizim içinde çok iyi olacaktır. Nitekim küçücük bir Güney Kıbrıs bile bizim tüm Avrupa ile olan ilişkilerimizi zedelerken veya bu kadar çok kafadan bu kadar çok ses çıkarken sen nasıl uzun vadeli sağlıklı ilişkiler kurabilirsin ki ?
Ben AB'nin dağılmak zorunda olduğunu düşünüyorum. Bu yapıyı ne kadar uzun süre ittirirlerse dağıldığı gün ortaya çıkacak zararın o kadar büyüyeceğini düşünüyorum.
AB dağılıp çıkarları örtüşen farklı ittifaklar oluştuğunda biz Türkiye olarak bunun bir parçası olabiliriz.
Rusya, Ortadoğu , Pkk, Pyd, Barzani vb vb bunların hepsi petrol içerek yaşayan organizmalar Avrupa gibi bunların da bir geleceği yok , petrolün önemi azaldıkça göreceksin bu Kürt sorunu denen şeyde kendiliğinden yokolacak nitekim Barzani yönetimiminin gelirlerinin yüzde 98i petrol , Pydnin gelirlerinin yüzde 90ı petrol bu belaları yaratan orada oluşan o bürokratik yapıları yaşatan şey petrol dünya petrolden uzaklaştıkça dediğim gibi Avrupa'nın dağılması gibi Ortadoğu da çok büyük bir kaosa sürüklenecektir.
ABD ve Çin rekabeti içinse biz oldukça periferide kalacağız güç merkezleri Avrupa ve Ortadoğu'dan pasifik ve uzakdoğuya kayacak dolayısıyla bu bölgede Türkiye ve israil dışında kaydadeğer bir güç kalmayacak Avrypalılar ise içlerine aldıkları milyonlarca yabancı, küçülen ekenomi kaçırılan teknoloji yarışı ve işlemeyen AB bürokrasisi altında çok karanlık bir döneme giriyorlar.
Kısacası söylemeye çalıştığım biz kendi başımızın çaresine bakmaya yaklaşan fırtınaya hazırlanmaya çalışmaktan başka birşey yapamayız nitekim önümüzdeki dönemde uluslarası hukuk vb vb gibi ikinci dünya savaşından sonra kurulna sistemin artık çöktüğünü göreceğiz.
Dünyada barış ancak denge ile sağlanır. Sovyetler çöktüğünden beri ortada bir denge unsuru yok. Yeni denge ortaya çıkıncaya değin savaşlar , çatışmalar , insan kitlelerinintoplu hareketi , iklim krizi dünyayı özellikle bizim coğrafyamızı çok tehlikeli bir dönem bekliyor.
Biz Türkiye olarak enerji açlığı çeken Avrupa ile doğal kaynaklarını dışarıya satacak kanal bulamayan Orta Asya arasında bir köprü kurup bölgeye bir istikrar, süreklilik sağlayabiliriz ancak bunun için Avrupa'nın tekrar işler hale gelmesi gerekiyor şu anki yapısıyla dediğim gibi ben olsam Avrupa'ya güvenerek bir iş yapmazdım.
-
Federasyon, ayrılmaya açılan kapıdır.
bir yerde bir kapı varsa,
oradan geçmek sadece bir zaman ve konjönktür meselesidir.
hiç özerklik / federasyon olmasın,
hiç kapı olmasın !
ayrıca, ayrılmaya müsait bir yapı kurup
kimse ayrılmasın demek ahmaklıktır !
üstelik, böyle bir yapı kurmak,
karşı tarafı sürekli ayrıcalık isteyen bir konuma yerleştirir.
Türk milleti de ayrılma / bölünme olmasın diye sürekli taviz verir hale gelir.
Örnek;
-) elektriği bedava verin yoksa ayrılırız
o) peki, elektrik faturası ödemeyin, aman ayrılmayın.
-) bölgemizde çıkan madenlerin yarısı bize kalacak, yoksa ayrılırız
o) peki, madenlerin yarısı sizin, aman ayrılmayın.
-) kendi zabıta-polis-güvenlik gücümüzü oluşturacaz, yoksa ayrılırız.
o) peki, onu da yapın, sakın ayrılmayın.
-) bölgedeki su kaynaklarını biz kontral edecez yoksa ayrılırız.
o) peki, sular sizin olsun, sakın ayrılmayın.
-) bölgemizdeki barajlar bizim, ürettiğimiz elektriği size parayla satçaz, yoksa ayrılırız.
o) peki biz sizden parayla elektrik alalım, sakın ayrılmayın.
.
.
.
< Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi adolf1 -- 13 Ağustos 2025; 9:10:15 >
-
Şu yapay zekalar var ya. Yapay zekanın kendi fikri olur, kendi iradesi olur ama sizin kendi fikriniz olamaz imkansız. Süreç başarısız olsa, tayyip çıksa ulus devleti övse sen burada hepimizden fazla federasyon karşıtı olursun. Ondan sonra 3. açılıma başlarlar ve senin gibiler tekrar pkkcı federasyoncu olur. Bu dönüşler böyle devam eder...
-
Herkesi kendin gibi sanma...
Ben 4-5 yıl önceki mesajlarımda bile AYRILIKÇILIK olmasa Eyalet sisteminin bizim ülke için daha iyi olduğunu düşünüyor ve savunuyorum. Bu kadar büyük bir çoğrafyada bu kadar kalabalık nufusta Ulus devlet işi zor. Olsa iyi ama olmuyor işte. Ufak 5-10 milyonluk bir ükke trakya kadar bir alan olsak çok güzel olur ama bu kadar büyük coğrafyada Çok karışık bir ulusuz üstüne bir çok din dil ırk var Kendini Türk görmeyen insanlara zorla Türksün sen demezsen kafanı kırarım kafasıyla 50-60 yıldır uğraşılıyor 50 bini geçti can kaybı olmuyor bazı şeyler.
Dünyadaki örneklere bakarak bunu söylüyorum. Ayrıca Türkiye için 1960-70 lere kadar gider Eyalet sisteminin ülkemiz için daha mı iyi olur tartışmaları.
Zamanında Erdal İnönünden tut Turgut Özal'a hatta Kenan Evren bile Eyalet sistemini savunmuştur.
Ben görürmüyüm bilmem ama bu ülke elinde sonunda Eyalet sistemine geçecek diye beyanları ve harita paylaşımı bile vardır o dönemli siyasilerin.
Tabi benim savunduğum anayasal birliktelik ile Birleştirici eyalet sistemi. Ayrışmacı ayrıştırıcı Özerklik sevdalısı eyalet sistemi değil. Güçlü merkezi bir teşkilat gene olacak devlet aklı anlamında orduyu askeri polisi kontrol eden Ankara yönetimi olacak. Herkes kendi içinde çoğunluk nasıl isterse öyle davransın ama genel anlamda ana devlete bağlı olsun. Ama zor tabi o zihniyete ulaşmak kısa vadede çok ama çok zor.
Kısa vadede terör bitsin gerisi sonraki yılların işi.
-
sen ya cahilsin, ya da cahilsin.
"Osmanlı İmparatorluğu, farklı millet ve eyaletlere geniş özerklik tanıyan, ancak nihai otoritenin merkezde toplandığı çok uluslu bir imparatorluktu; yapısı, bazı yönleriyle federatif sisteme benzerdi."
osmanlı neden yıkıldı dersek eğer, senin çok beğendiğin bu sistemi yöneten merkezi otorite hem içten hem de dıştan gelen baskılara dayanamadı ve osmanlı yıkıldı, göçtü gitti. sen diyorsun ki biz yine yıkılalım gidelim. yani önünde osmanlı varken federasyona dayalı bir sistemi beğenip savunacak olmak ya cahillik, ya da gerçekten cahillik örneği. bak yukarıda üye sormuş bunu anlayamıyorum demiş. ben de anlamayacak ne var, ortada biat var dedim. sence kimne biat var, amerikaya mı?
-
Şöyle kendinizi çok bilmiş herkesi saf cahil sanmanız gene yok mu.
Madem her şey dört dörtlük ülkede neden 40-50 yıldır terör var neden 50 binden fazla insan öldü neden insanlar mutsuz ! Neden bir çok kesim kendini dışlanmış ayrımcılık görmüş gibi hissediyor biraz sorsanız sorgulasanız keşke.
Sizin gibiler tartışma kültürü bile istemiyor sopayı almışınız elinize sağa sola salla bir şey mi diyor kafasına vur sustur olmadı hakaret et mantık hep aynı.
Bu ülkede kürtler neden mutsuz ! Aleviler neden mutsuz Tuncelide yaşayanlar neden ülkesine mesafeli son 10 yıl öncesine kadar dindarlar neden mutsuzdu vb bu liste uzar gider bazı şeylerde sıkıntı var demek ki. İnsanlar mutsuz ve buna dünyadaki örneklere bakarak bir şeyler söylüyor insanlar.
Ama sizin gibi tiplere ne anlatılır engelleyip geçecen en iyisi.
Bu mesaj IP'si ile atılan mesajları ara Bu kullanıcının son IP'si ile atılan mesajları ara Bu mesaj IP'si ile kullanıcı ara Bu kullanıcının son IP'si ile kullanıcı ara
KAPAT X