Molla Lütfi, çevresindeki sözünü sakınmayan birisi olarak bilinirdi. Fatih Sultan Mehmet’in medrese müfredatından bazı dersleri kaldırması üzerine Molla Lütfi, Fatih’e çıkıp ve “sultanım, medreselerden geometri, matematik ve felsefeyi çıkarırsanız yakında ordunuzda köprü yapacak mimar bulamazsınız, ayrıca geometri bilmeyen kadılar doğru karar veremez” der. Bu eleştiri üzerine de Sivrihisar’a sürülür.
Fatih’in ölümü sonrası tahta geçen Beyazıt, tüm siyasi mahkûmları affeder. Bu aftan yararlanan Molla Lütfi, İstanbul’a dönmekle kalmaz medresedeki görevine de iade edilir. Çalışmalarını matematik ve astronomi üzerine yoğunlaştırır. Yüzün üzerinde farklı bilim alanlarını tanımladığı eserini de bu dönemde yazmıştır. Yine bu dönemde Bizanslı bilimcilerin eserlerinden yararlandığı düşünülmektedir. Bizans ile Osmanlı arasında bilim açısından köprülerden biri Molla Lütfi’dir.
Molla Lütfi Sahn-ı Seman medreselerindeki eğitimi ve dönemin önemli bilimcilerin eleştirmiştir. Eleştirilerinin temel noktası medrese eğitiminde pozitif bilimlerin oranının azalması ve yerini dini bilgilerin alması olmuştur. Tartışmalar sırasında “namaz kuru bir tekrar, bir alışkanlık, eğilip kalkmaktan başka bir şey değildir” demesi Molla Lütfi’nin sonu olmuştur. Kurulan mahkemece suçlu bulunup, Beyazıt’ın onayıyla kılıçla boynu vurularak idam edilmiştir.
Şengör'ün anlattığı ile senin yazdığın ilk satırlar, birbiri ile çelişiyor.
Sürülme hadisesi pek doğru değil. Molla Lütfi, sürgüne gönderilen hocası Sinan Paşa'nın ardından görevini bırakarak onun yanına yoldaşlık yapmaya gitmiştir. En fazla gönüllü sürgünlük diyebiliriz.
Namaz hakkında söylediklerinin de rakiplerinin çarpıtması olduğunu söyler tarihçiler. Rakiplerinden daha açık görüşlü ve açık sözlü olmakla beraber Molla Lütfi'nin Müslümanlıkla bir derdi yoktur. İftira sonucu şehit edilmiştir.
Bu konuda Halil İnalcık'ın ve Adnan Adıvar'ın eserlerine danışmak en doğrusu olur.
Böyle şeyleri nasıl uyduruyorlar hakikaten merak ediyorum. Yok Fatih'e şunu bunu demiş, eleştirmiş, pozitif bilimlerin azaltılmasına sinirlenmiş, Bizans ile köprü olmuş da bilmemne... 15. yüzyılda yaşamış adama yaptırılmayan bir pozitif bilim savunuculuğu ve dini eğitim eleştirisiydi herhalde, onu da yaptırdınız. Ayrıca sürülen kişi Molla Lütfi de değil, hocası Sinan Paşa'dır. Lütfi onun yanında gitmiştir. Keza dönüşü de yine Sinan Paşa ile olmuştur. Ayrıca döndükten sonra Bayezid'in huzurunda birçok defa bulunmuş ve tartışmalara katılmıştır. Siyasi mahkumluk, bunlara af çıkması falan gibi bir durum da yoktur.
Detay isteyen Orhan Şaik'in Molla Lütfi kitabı ve Adıvar'ın Osmanlı Türklerinde İlim kitabına bakabilir. Yalnız Adıvar'ın kitabı birçok açıdan çok eskidiği gibi Lütfi hakkında bazı şeyler dışında çok detay falan vermediği gibi bazı yanlışlar da barındırır.
Ekleme: Yine bir kopyala yapıştır vakası ile karşı karşıyaymışız meğer. Tıp doktoru birinin Adıvar'ın kitabından gördükleriyle yalan yanlış yazdığı bir internet yazısından ibaret. 5000 defadır diyoruz ki tarihi hadiseleri internetten, kopyala yapıştır yazılardan, burada paylaşıldığı üzere ilah gibi her şeyle alakalı bir sözü bulunanların videolarından falan değil, kaynak okuyarak öğrenin.
yeni mesaja git
Yeni mesajları sizin için sürekli kontrol ediyoruz, bir mesaj yazılırsa otomatik yükleyeceğiz.Bir Daha Gösterme