Şimdi Ara

tarihi öğrenmeye nereden ve nasıl başlamalıyım? (3. sayfa)

Bu Konudaki Kullanıcılar:
2 Misafir - 2 Masaüstü
5 sn
64
Cevap
7
Favori
19.664
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
0 oy
Öne Çıkar
Sayfa: önceki 1234
Sayfaya Git
Git
sonraki
Giriş
Mesaj
  • Kraven kullanıcısına yanıt


    Yahu cevap vermek ne boş uğraşmış. Bide sen kaşınıyorsun. Şizofrenik bir zihniyetle olmayan şeyleri var gibi zannediyorsun.

    O kitabın arkasında kaynakça gibi bir bölüm olduğunu unutmuşum. Genelde okuduğum romanlarda kaynakça olmadığı için aklımda kalmamış, bunu çarpıtıp kendine tutunacak bir dal araman komik.

    Orhan Pamuk kendi halkına küfreden bir insan demen daha komik. Orhan Pamuk görebilene hep bu halkın içinde oldu. Diyarbakır Cezaevinde, Kars'ta, Gecekondu mahallerinde sizin trollerinizin hiç olamayacağı yerlerde olup o insanların hayatlarını dinledi, yeri geldi romanını yazdı sizin küçük gördüğünüz cahil ve bilgisiz insanların.

    Kendi halkına küfrettiği bir yer bile yok kitaplarında tam tersine bilgili olmanın insanı ne kadar kibirli yapabileceğini, hırsın ve çıkarcılığın insanı ne düşürebileceği, bu ülkede aydın olmanın halkı küçük düşürüp ona cahil, echel gibi laflar etmek olmadığını anlattı.

    Dostum daha o ifadenin geçtiği bölmü bile bilmiyorsun. Birisi romandaki köşe yazarının kaleminden, diğeri umutsuzluğu ve larışıklığı betimlediği bir yerden alınmış. Kitabı okursan ne kadar yerinde kullanıldığını görürsün, gelip buraya herşeyde Atatürk'e hakaret görmek gibi Atatürkçü duyarlılığı sergilemene gerek olmazdı.

    Reşat Ekrem'in ne yaptığını bilmiyprum, umrumda değil. Ama araştırıcam siz ve Bardakçı böyle savunmaya geçiyorsanız kesinlikle ...

    neyse devam etmiyorum, benden gerçekten bu kadar. Size cevap vermek boş uğtaş bunu anladım...

    < Bu ileti tablet sürüm kullanılarak atıldı >




  • Merhaba, oncelikle romanla tarih falan ogrenilmez. Sakin boyle bir yola koyulmayin. Kafanizi populist yazarlarin zirvalariyla doldurup tasirirsiniz.

    Diger bir konuya yazdigim mesajin aynisini kopyaliyorum:


    "Tarihi gercekten ogrenmek istiyorsaniz, yapilmasi gerekeni, birinci el kaynaklari okuyun. Cogu kisi bunu yapmiyor. Bazi sarlatanlardan degistirilmis tarih ogreniyorlar. Gercek tarihi ancak bize birakilan eserlerden ogrenebiliriz. Nedir bunlar? Mesela Sezar'in kendisinin kaleme aldigi The Conquest of Gaul. Mesela, Izlandali tarihci Snorri Sturluson'un bizzat kendisinin kaleme aldigi/derledigi The Prose Edda, The Poetic Edda, Mesela Bede'nin bizzat kaleme aldigi ve hristiyanligin Britanya'ya girisini anlatan The Ecclesiastical History of Britain.

    Emin olun boyle ilerlerseniz hem donemin kulturunu kavrarsiniz, hem donemin edebiyat kulturu hakkinda bilgi sahibi olursunuz hem de bilgileriniz saglam ve dogru olur. "

    Buna ek olarak, ciddi bir tarihcinin uzmanlik alanindaki dilleri bilmesi gerekir. Bir Osmanli tarihcisinin Farsca ve Klasik Yunanca'ya hakim olmasi; bir Nors tarihcisinin Old Norse, Old English, Modern Icelandic dillerine hakim olmasi sarttir. Ulkemizde 3-4 dil bilen tarihci cok kulturlu, olaganustu birisi olarak goruluyor halbuki olmasi gereken bu. Tarihcinin uzmanlik alanindaki dilleri bilmesi cok onemli, cunku o dilleri kullanarak donemde yazilmis eserleri 1.elden okumak cok onemli bir sey. En dogru tarihcilik budur iste. Bakiyorum gunumuzde Harold Lamb vesaire okuyarak tarih ogrenmeye calisanlar var. Vakit israfi tek kelimeyle. Belki dedigim yontemle yavas yol alirsiniz fakat ulasabilecegimiz en dogru bilgiye ulasirsiniz.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Guest-82BEAE867 -- 12 Şubat 2017; 14:6:3 >




  • hocam ortega ve benjamin okudunuz mu

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • Konunun ilk mesajını okudunuz mu? Yahu bu konuda tarihçi olmak isteyen kimse yok ki kendinize göre şöyle tarihçi olunur, birinci el kaynak okuyacaksın gibi şeyleri söylemişsiniz.

    Kim üç, dört bilip oturup belge tetkiki yapacak her konuda, bütün konularda? Bunu büyük tarihçiler bile yapamıyor ki, her biri bir konuya odaklanıyor... Birincisi dediğiniz yöntem sıradan bir okuyucu için değil tarihçiler için bile mümkün değil, ikincisi tarihçilik 'belge tetkiki'nden ibaret bir alan değil. Ayrıca birçok tarihçi bile belge tetkikini bile yapamıyor iken, baştan aşağı propagandadan ibaret belgeleri ve tarihi vesikaları tamamen doğru olarak kabul ediyor ve bunun üzerine tamamen propaganda tarih öğreniyor iken sıradan insandan ne bekliyorsunuz acaba?


    Son olarak birisi Tarih'i net doğrular olarak anlatıyorsa, modernizmin getirdiği zihniyetle tamamen 'net bilgi'ymiş gibi anlatıyor ve bir roman önerisine bile burun çemkirip tarihi insandan ve insan ruhundan tamamen soyutluyorsa ondan kaçmanızı tavsiye ederim. Bu şekildeki tarih anlayışı 19. Yy'da kaldı... Şu an Fernand Braudel takip ediliyor, Annales takip ediliyor. Artık tarih bütün sosyal bilimleri içine alan bir alana dönüştü. Bir nevi hakikat ve anlam arayışına dönüştü. Ve küçümsediğiniz edebi eserler bu tarihçiliği takip ediyorlar, anlayabilene.

    Ayrıca emin olun büyük tarihçiler bile birçok temel konuda kökünden hatalı iken ve kendi hatalarını sorgulayarak aşıyor iken sanki tarih kendi malıymış gibi herhangi bir 'tarihsel bilgi'ye evrensel hakikatler, net doğrular olarak bağlanmak yanıltıcıdır. Bu da benim konudaki son yazım olsun...

    < Bu ileti tablet sürüm kullanılarak atıldı >




  • Fikirleriniz için teşekkürler ama akademik tarzda kitaplar okumayı düşünmüyorum zaten okuyamam da
    Biraz daha sıkmayacak şekilde zevk alarak öğrenmek istiyorum, sağolun yine de

    < Bu ileti tablet sürüm kullanılarak atıldı >
  • quote:

    Orijinalden alıntı: Mareşal Rommel

    Merhaba.
    Tarihi, tarafsız bir bakış açısıyla, meseleyi olduğu gibi sunan tarihçi bence çok az. Mesela Amerikan tarihini Amerikalı tarihçilerden öğrendiğinde farklı, İngiliz tarihçilerden öğrendiğinde farklı sonuçlar elde edebilirsin. Ama ikisinide okuyup, her iki sunumda da olan ortak noktaları aldığında, görece daha iyi sonuç elde edersin. İnsanların aktardığı tarih, o insanın düşüncesine, o çağın şartlarına göre aktarılır. Mesela 1000 yıl önce gayet normal karşılanan bir olay aktarıldığında bunu aktaran adam normal bir şekilde aktarır. Ama aynı olay eğer günümüzde ayıplanan bişeyse, günümüzde aktaran kişide ona göre aktarır. Veya o dönemde yaşayan ve bakış açısı tamamen farklı bir kişi bu olayı aktarıyorsa sonuç yine değişir. İnsan faktörü devreye girdiğinde durum bu hale gelebiliyor.

    Bu yüzden tarihi eser, tarihi belge olarak değerlendirebileceğimiz şeylerle görüş destekleniyorsa, bu daha doğru olur. Bunlarda mesela arkeolojik buluşlar, anılar, günlükler, mektuplar, antlaşmalar gibi şeylerdir. Örnek vermek gerekirse. 1100 yılında yaşamış bir devleti düşünelim. Bu devletin başındaki şahısı kendi döneminde yaşayan birçok insan kitaplarında anlatmış mesela. İşte şöyle yaptı böyle yaptı şunu dedi vs. Bunların hepsi yine bunu aktaran kişinin bakış açısına göre değişir. Ama mesela bu devletin başındaki şahıs bir anı yazdıysa, bir günlük falan tuttuysa, bu çok daha güvenilir bir belge olur. Veya diğer devletlere gönderdiği mektuplar, yaptığı antlaşmalar falan elimize geçerse bunlar çok daha doğru sonuçlara ulaşmamıza yardımcı olur.

    Tarihe bende ilgi duyuyorum. Tahsilim bu konuda değil ama. Profesyonel bir tarihçi değilim. Bu yazdıklarım bu konuda çıkardığım kendi sonuçlarım. Yanlış olabilir. Doğrusunu, konuyu daha iyi bilen kişilerden öğrenmeye açığım.

    Amerikan tipi tarihçilik ve anakronizm denen iki kavram vardır. Senin söylediklerin de buna giriyor. Amerikan tipi tarihçilik belgeye değil, yoruma dayalı tarihçiliktir. Tembel adamın işidir. Anakronizm de bugünün kavramlarını alıp, geçmişe götürmektir. Bunu yapan kişiye tarihçi denmez, yazdığı da ciddiye alınmaz. Mesela Temeşvarlı Osman Ağa'nın hatıratını okuyun; adam esir düşüyor ve sahibine bana izin ver, gideyim bedelim neyse parasını bulup getireyim, beni serbest bırak diyor. Sahibi izin veriyor o da gidip parayı buluyor. Fakat geri döndüğünde efendisi olan general ortada yok, Avusturya ordusu yürümüş gitmiş başka bir yere. Günlerce ordunun bıraktığı izleri takip ediyor, günlerce aç kalıyor, o arada birkaç defa ölümle burun buruna geliyor ama kendi ifadesiyle "Türklüğün şanında verilen sözü bozmak olmadığı için" efendisini bir şekilde buluyor, parasını veriyor ama bu ona yaklaşık 14 yıllık kölelik olarak geri dönüyor. Şimdi bu adamı niye geri döndün vs. diye sorgulayamazsın, o dönemin anlayışına göre kölelik meşru bir kurum.

    Ha birde Türk tarihi Türklerden okunur. Arada çok istisna bazı ecnebi Türkologlar dışında Türk tarihini rahatlıkla okuyabileceğiniz yabancı yoktur. Onlarca, yüzlerce Türk tarihi hakkında yazmış ecnebi tarihçi var, yaptıkları saçmalıklar saymakla bitmez. Bu da normaldir zira bizi bilmezler, anlayamazlar da. Şark kültürüne sahip olmayan biri gaza ruhunu anlayamaz, üzerinde namaz kıldığım toprak benimdir anlayışını anlayamaz vs. Mesela benim verdiğim listenin hem bilgi, dil olarak sıradan birinin okumasına uygun olmasının sebebi budur. Zira bilgiye yani belgeye dayalı tarih yazıcılığının eserleridir, yoruma dayalı değil.




  • Kraven kullanıcısına yanıt
    Ecnebilerin yanlışları olduğu kadar hatta belki daha fazla Türk tarihçilerininde yanlışı var, Kraven Hocam.

    Anakronizm demişsin. İki bin sene önceki göçebe kavimlerin kurduğu yapıları devlet zanneden, bu göçebe kavimlere Türk diyen, Kara Kuvvetlerinin Kuruluşunu Mete Han'a dayandıran(not bu ifadeler Neferin Adı Yok kitabından aklımda kaldı), Cumhurbaşkanlığı forsununun tarihini bile araştırmadan 16 türk devleti değil 200 türk devleti var diyen(Bahaattin Ögel, Abdulkadir Donuk vd.) tarihçilerin dedikleri anlatılıyor bu üniversitelerde. 1600 sonrası Osmanlı'yı ve Batılılaşma tarihimizi objektif şekilde değerlendirebilen genç tarihçi kuşağı son 10-15 yılda ortaya çıktı. Bundan öncekiler baştan sona 'yanlı' olarak anlatır bu tarih dilimini.


    İlber'den Amerikan tipi tarihçilik lafını duyup gelip burada ayar verme. Aşırılar hariç kimse belgeleri küçük görmüyor... Sadece 'salt belge'lere ve basit mukayeselere dayanan bir tarihçiliğin yanlışları belirtiliyor. İyi bir tarihçinin belge fetişisti olmasına gerek yok diyor, belge tetkikinin düzgün yspılmadığı durumlarda ne kadar propaganda tarih öğrenebileceği belirtiliyor. Bu günümüzde geçerli temel metodoloji kitaplarında yazılı, bir bak istersen.

    Sosyal Tarih inan bana belge okumaktan çok daha zordur. Psikoloji, Sosyoloji, Kavramların tarihi vs. her şeye hakim olmak kolay değil. Ülkemizdeki tarihçiler bunu yapamayacağı için Osmanlıca vs. öğrenip belgelere gömülüyor.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >




  • quote:

    Orijinalden alıntı: boris765

    Ecnebilerin yanlışları olduğu kadar hatta belki daha fazla Türk tarihçilerininde yanlışı var, Kraven Hocam.

    Anakronizm demişsin. İki bin sene önceki göçebe kavimlerin kurduğu yapıları devlet zanneden, bu göçebe kavimlere Türk diyen, Kara Kuvvetlerinin Kuruluşunu Mete Han'a dayandıran(not bu ifadeler Neferin Adı Yok kitabından aklımda kaldı), Cumhurbaşkanlığı forsununun tarihini bile araştırmadan 16 türk devleti değil 200 türk devleti var diyen(Bahaattin Ögel, Abdulkadir Donuk vd.) tarihçilerin dedikleri anlatılıyor bu üniversitelerde. 1600 sonrası Osmanlı'yı ve Batılılaşma tarihimizi objektif şekilde değerlendirebilen genç tarihçi kuşağı son 10-15 yılda ortaya çıktı. Bundan öncekiler baştan sona 'yanlı' olarak anlatır bu tarih dilimini.


    İlber'den Amerikan tipi tarihçilik lafını duyup gelip burada ayar verme. Aşırılar hariç kimse belgeleri küçük görmüyor... Sadece 'salt belge'lere ve basit mukayeselere dayanan bir tarihçiliğin yanlışları belirtiliyor. İyi bir tarihçinin belge fetişisti olmasına gerek yok diyor, belge tetkikinin düzgün yspılmadığı durumlarda ne kadar propaganda tarih öğrenebileceği belirtiliyor. Bu günümüzde geçerli temel metodoloji kitaplarında yazılı, bir bak istersen.

    Sosyal Tarih inan bana belge okumaktan çok daha zordur. Psikoloji, Sosyoloji, Kavramların tarihi vs. her şeye hakim olmak kolay değil. Ülkemizdeki tarihçiler bunu yapamayacağı için Osmanlıca vs. öğrenip belgelere gömülüyor.

    Senin şu cahilce yorumlarını ben dahil kimsenin ciddiye almadığını ne zaman öğreneceksin ? Bir insan bilmediği konularda ısrarla bu kadar konuşur mu yahu Yazdığı son saçmalıklardan sonra ciddiye almayıp cevap yazmıyoruz, halen daha ısrarla konuşuyor. Cehaletinle uğraşmak, oynamak falan keyif veriyordu, eğlendiriyordu falan ama kabak tadı verdin artık. Eskidin.




  • quote:

    Orijinalden alıntı: boris765

    Ecnebilerin yanlışları olduğu kadar hatta belki daha fazla Türk tarihçilerininde yanlışı var, Kraven Hocam.

    Anakronizm demişsin. İki bin sene önceki göçebe kavimlerin kurduğu yapıları devlet zanneden, bu göçebe kavimlere Türk diyen, Kara Kuvvetlerinin Kuruluşunu Mete Han'a dayandıran(not bu ifadeler Neferin Adı Yok kitabından aklımda kaldı), Cumhurbaşkanlığı forsununun tarihini bile araştırmadan 16 türk devleti değil 200 türk devleti var diyen(Bahaattin Ögel, Abdulkadir Donuk vd.) tarihçilerin dedikleri anlatılıyor bu üniversitelerde. 1600 sonrası Osmanlı'yı ve Batılılaşma tarihimizi objektif şekilde değerlendirebilen genç tarihçi kuşağı son 10-15 yılda ortaya çıktı. Bundan öncekiler baştan sona 'yanlı' olarak anlatır bu tarih dilimini.


    İlber'den Amerikan tipi tarihçilik lafını duyup gelip burada ayar verme. Aşırılar hariç kimse belgeleri küçük görmüyor... Sadece 'salt belge'lere ve basit mukayeselere dayanan bir tarihçiliğin yanlışları belirtiliyor. İyi bir tarihçinin belge fetişisti olmasına gerek yok diyor, belge tetkikinin düzgün yspılmadığı durumlarda ne kadar propaganda tarih öğrenebileceği belirtiliyor. Bu günümüzde geçerli temel metodoloji kitaplarında yazılı, bir bak istersen.

    Sosyal Tarih inan bana belge okumaktan çok daha zordur. Psikoloji, Sosyoloji, Kavramların tarihi vs. her şeye hakim olmak kolay değil. Ülkemizdeki tarihçiler bunu yapamayacağı için Osmanlıca vs. öğrenip belgelere gömülüyor.

    Daha ne kadar saçmalayacaksın acaba?

    < Bu ileti mini sürüm kullanılarak atıldı >




  • Tarihçi kullanıcısına yanıt
    Yahu Kraven mantıklı ve kabul edilebilir bir cevap verdi de saçmalayan biz mi olduk?

    Madem Tarihçisiniz aydınlatın beni. Ben tarihçi falan değilim, avama anlatır gibi anlatın.

    < Bu ileti tablet sürüm kullanılarak atıldı >
  • quote:

    Orijinalden alıntı: boris765

    Yahu Kraven mantıklı ve kabul edilebilir bir cevap verdi de saçmalayan biz mi olduk?

    Madem Tarihçisiniz aydınlatın beni. Ben tarihçi falan değilim, avama anlatır gibi anlatın.

    Avamsan tarih metodolojisi hakkında ahkam kesme. Bilmiyorsan, niye paragraflarca yazı düzüyorsun?



    Her yerinden çelişki akıyor.

    < Bu ileti mini sürüm kullanılarak atıldı >
  • Bilmiyorsam öğret diye dedim. Bu konuda yanlışım varsa düzeltte eksiğimizi bilelim Tarihçi bey.

    Ayrıca siz ne kadar Tarihçisiniz o bile bilinmiyor. Daha önce sordum ama cevap alamadım, herhangi bir lisans eğitimi aldınız mı?
  • quote:

    Orijinalden alıntı: Tarihçi


    quote:

    Orijinalden alıntı: boris765

    Yahu Kraven mantıklı ve kabul edilebilir bir cevap verdi de saçmalayan biz mi olduk?

    Madem Tarihçisiniz aydınlatın beni. Ben tarihçi falan değilim, avama anlatır gibi anlatın.

    Avamsan tarih metodolojisi hakkında ahkam kesme. Bilmiyorsan, niye paragraflarca yazı düzüyorsun?



    Her yerinden çelişki akıyor.

    Veterinerlik fakültesi mezunu olduğun için hiç tarihçilik, metod falan bilmezsin. Niye bilmediğin işlere burnunu sokuyorsun ki ? Gidip hayvanlara aşı falan yap sen...




  • Kraven kullanıcısına yanıt
    Bide veterinermiymiş Tarihçi nickli arkadaş. Bide gelip ortalarda Tarihçiyim diye dolanıyor, metod falan konuşuyor... Ne adamlar varmış be.

    < Bu ileti tablet sürüm kullanılarak atıldı >
  • quote:

    Orijinalden alıntı: Donald Trump

    İlk çağlardan başla derim. Taş devriyle ilgili Regina Phalange'nin kitaplarına bakabilirsin.

    :) Güzel espriydi hocam.
  • Önce ilber amcayı dinleyip cahil oldupumuzu anlayacağız akabinde çok okuyacağız ama ara ara ilber amcanın cahiller deyip durduğu videoları izleyip seviyemizi unutmayacağız
  • Kraven kullanıcısına yanıt
    aga nasıl yarbay oldun dh de
  • Kraven kullanıcısına yanıt
    hey listeye girilmiyo şu an
  • quote:

    Orijinalden alıntı: Kraven

    Osmanlı ve Orta Asya, İslamiyet öncesi Türk tarihi hakkında kitap okumak istiyorsan, şöyle detaylı bir liste hazırlamıştım;

    http://www.mecmuayitevarih.com/2016/10/ne-okumalym-osmanl-tarihi.html

    http://www.mecmuayitevarih.com/2016/10/ne-okumalym-islamiyet-oncesi-ve-orta.html
    Link olmus. Yeni link verebilir misiniz?

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >




  • quote:

    Orijinalden alıntı: boris765

    Roman okuyarak başlayabilirsin.



    Akademik kitaplar okumamalı bence normal bir okuyucu. Ben onlarca akademik kitap okumuşumdur ve okuyorum hala ama bana tarihi bunlar değil romanlar öğretti.



    Mesela lisedeyken okuduğum Eco'nun Prag Mezarlığı kitabı. Dönemin ruhunu ve toplumsal paranoyasını inanılmaz ayrıntılarla anlatmıştı. İşte tarih dediğin budur. Tarih bilmem kim kimi düdüklemiş, kim bilmem kime posta koymuş, kim kimi satmış falan değildir.



    Tarih 'geçmişin ruhunu' anlamaya çalışmaktır. Son zamanlarda akademik tarihçilikte bu yönde ilerliyor. 19. Yüzyılın bilimsel şekilciliğini, 20. Yüzyılın Marksist/İktisadi boyutunu aşıp 'geçmişin ruhu'na odaklanıyor.



    Ha romanlar çok mu doğru şeyler anlatıyor. Yani objektif mi diye sorabilirsin. Bende derim ki akademik tarihçiler çok mu objektif? Özellikle ülkemiz tarihçileri?



    Erken İç Asya tarihinden tut Osmanlı tarihine kadar baştan aşağı subjektif değerlendirmeler yapan tarihçiden bol bir şey yoktur bu memlekette. Bu bolluğun içinde doğru bilgi aramak roman ve hikayelerden bilgi aramaktan çok daha zordur.
    Tarih ikincil akademik kaynaklarla desteklenmiş, editöryal uzman desteği de içeren ana kaynaklardan öğreniliyor; romanlardan değil. Çünkü romanlar Harold Lamb gibi bir tarihçi tarafından tarihi olay ve kişilere, yer ve zamana sadık, kronolojik ve belgeselvari şekilde yazılsa bile bir noktaya kadar kurgudur. "Geçmişin ruhunu" taşıyan da zaten romanlardan ziyade tarihsel romanlara ilham kaynağı olan ana kaynaklardır, ana ve yardımcı ikincil kaynaklar dururken anakronistik yani dönemle uyumsuz bir bağlama sahip olması oldukça muhtemel roman kurgularına güvenilemez. Adı üstünde birisi ana kaynak yani tarihin cevheri öbürü roman yani çağdaş olmayan yazarın kurgusu. Konuyu okuyacak olanlar alıntıladığım mesajda yazanları ciddiye almamalı, çok büyük yanlış yönlendirme var. Bir de ana kaynaklara dil bariyeri, piyasada bulunmama vs gibi sebeplerle erişilemiyorsa elbette ana kaynaklarla, arkeolojik bulgularla vs iç içe geçmiş şekilde hareket eden kaliteli ikincil akademik kaynaklar her zaman kullanılabilir. Kaynakçasız ikincil tarihsel kaynak olmaz mesela, güvenilir değildir. Pek tabii ki Osmanlı elbette Halil İnalcık'ın akademik kitaplarından öğrenilir, Orhan Pamuk vs gibi birisinin romanlarından öğrenilmez. Aksini savunmak abesle iştigal etmek oluyor. Gerçi postmodernitenin rölativizmi ve anarşisine safça bir hayranlık duyarak başka bir yorum yapmanız da beklenemezdi. Postmodernite tarihçilikte kesinlikle sökmez. İyi bir kültür tarihçisi akademik yazınında sizi dönemsel bağlama sokacaktır merak etmeyin. Eğitimli düzgün bir tarihçi dönemsel inceliklerle nasıl başa çıkılabileceği hakkında profesyonel eğitim almış bir kişidir; iyi bir tarihçinin yazıları ve yorumları ne denli daha fazla kanıta ihtiyaç duyarsa duysun ne denli kanıt eksikliğinden çeksin asla roman yazarlarınkiyle bir tutulamaz.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >




  • 
Sayfa: önceki 1234
Sayfaya Git
Git
sonraki
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.