Şimdi Ara

tarihi öğrenmeye nereden ve nasıl başlamalıyım? (2. sayfa)

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
1 Misafir - 1 Masaüstü
5 sn
62
Cevap
7
Favori
21.286
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
0 oy
Öne Çıkar
Sayfa: önceki 1234
Sayfaya Git
Git
sonraki
Giriş
Mesaj
  • quote:

    Orijinalden alıntı: boris765

    Halil İnalcık'a batıcı demedim. Genel olarak buna eleştiri getiren biri evet ama birçok meselede batı merkezli düşünmekten kurtulamamış biri. Tekrar söylüyorum özellikle 1600 sonrası birçok tespiti hatalı ve batı merkezlidir. (Gerileme Paradigması eleştirisi için Baki Tezcan okunabilir.)

    Üstüne Türkiye'nin modernleşme tarihi ve Batı'ya entegrasyonu hakkında yaptığı tespitler ne derece batı merkezli düşündüğünü gösteriyor, anlayana.

    Haa elbette ülkemizin en büyük tarihçisidir buna bir şey diyemem, benim kastettiğim büyük tarihçilerin bile birçok hatası olabilirken her tarihi bilgiye kesin gözlerle bakmanın zorluğuydu.


    Bir diğeri siz ne kadar ayar verme meraklısı bir insansınız. İnanın konuşulmuyor sizinle. Hemen tarih konuşma, bilmşyorsun, cahilsin vs. laflarını söylüyorsunuz her meselede.

    Kastettiğim yine bir bölgenin sadece mahalli tarihi değildi. Ülkenin bütün sosyolojik durumunu, insanların psikolojisini, şehrin yapısının değişmesinin insan ruhuna yansımaları, iktisadi problemlerin ve siyasi olayların halkın yaşantısına yansımaları, eski eşyaların, bozacılığın ve diğer eski mesleklerin tarihi, geçmişe ait değerlerin nasıl devam ettirelemediği, tarihe bakış açısının herkesin gözünden nasıl değiştiği vs. bir çok meseleyi harmanlayarak veriyor Kafamda Bir Tuhaflık romanı. Ve inan bana uyduruk doktora tezlerinden daha fazla araştırmaya dayanıyor.

    Tarihi romanlar öğretir derken Eco, Pamuk, Tanpınar, Mann vs. büyük yazarların dönem ve çağ romanları tarihi öğretir diyorum. Sosyal tarih üzerine ve birçok sosyal bilim dallarını harmanlayan akademik eserler var evet ama bunlar sıradan okuyucunun üstesinden geleceği eserler değil. Tarihçi, sosyolog vs.nin okuması daha uygun bu eserleri.

    Ayrıca romanları kurgu deyip küçük görme. Birçok sosyal bilimin en saf haliyle yansıdığı yer romanlardır.

    Bilgisi olmadan konuşan adama cahil denir. Bilgin olmayan konuda konuştuğuna göre sen de cahilsin, bu kadar basit.



    Halil İnalcık'a batıcı demedim diyen insanın, 1 cümle sonra "ne derece batı merkezli düşünüyor" demesi de pek güzel olmuş... Ayrıca Halil İnalcık gibi dev bir ismi de hiçbir eseri olmayan, biri Hakim Paradigma gibi Türkçe fakiri bir isimle çıkmış olmak üzere toplamda 3 kitap çıkarmış, aslen tarihçi olmayan birinin gözüyle değerlendirmeye ihtiyacım yok; Allah'a şükür kendi aklım var.



    Romanlar kurgudur, kurgu olmayanına zaten alan kitabı, teknik kitap deniyor...

    Bilgin olmayan konularda dolaşıyorsun... Şunu anlatıyor bunu anlatıyor dediğin şeylerin hepsini, o kitaplar fazlasıyla yapıyor zaten merak etme. Tarih kitabı demek kronolojik sıra vermek değildir, neden sonuç ilişkisini kurar, mukayese eder, açıklar, farklılıkları ortaya koyar ve bunların hepsini de gerçeklere, o dönemden kalan resmî evraklara dayanarak yapar. Kullandığı kaynakları da analiz eder, tenkit sonucunda ortaya çıkan bilgiyi paylaşır.



    Ayrıca Pamuk gibi birinden tarih öğrenilir diyen adam Allah rızası için onu okumaya devam etsin, tarihe bulaşmasın rica ediyorum. Kendi milletine sövmeyi aydın olmak zanneden, çıkardığı kitapların büyük bölümü kötü bir tercüme seviyesinde intihalden ibaret olan adamlardan tarih okumaya devam et sen. Buna devam ederken tarihe karışma ama olur mu ? Akademik eserler ile popüler dilde yazılmış kitapların farkını anlayamayacak kadar bu kitaplardan haberi olmayan, okumamış, tarihçiliğin ne olduğu hakkında fikri bile olmayan birisinin söyledikleri zaten ciddiye falan da alınmaz. Verdiğim listede adı geçen ve bahsini ettiğim kitapları okuyup anlamamak için Türkçe fakiri ve zeka problemin olması gerekiyor, tarihçi olmamak değil...

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
    _____________________________
    A! Elbereth Gilthoniel! Silivren penna míiriel. O menel aglar elenath, Gilthoniel, A! Elbereth! A Elbereth Gilthoniel. O menel palan-díriel. Le nallon sí. Di-nguruthos. A tiro nin, Fanuilos!
    MSI X99A Gaming 7, Nvidia Gtx980, Core i7 5820K, Dark N10, Logitech Z523, Samsung 46C750, Philips 273ELH, Samsung Note 10.1, iPhone 6 Plus 64GB, Razer Kraken 7.1, Sony PS4,




  • Kraven kullanıcısına yanıt
    Tamam hocam ben cahilim. Cahil olduğum için bu yorumları yaptım. Siz o üstün bilginiz ve engin ufkunuzla insanlara Ortaylı, Afyoncu gibi mükemmel tarihçileri önermeye devam edin. Ben diyeceğimi dedim ve gidiyorum.

    < Bu ileti tablet sürüm kullanılarak atıldı >
    _____________________________
  • quote:

    Orijinalden alıntı: boris765

    Tamam hocam ben cahilim. Cahil olduğum için bu yorumları yaptım. Siz o üstün bilginiz ve engin ufkunuzla insanlara Ortaylı, Afyoncu gibi mükemmel tarihçileri önermeye devam edin. Ben diyeceğimi dedim ve gidiyorum.

    İnsanın kendini bilmesi güzel şey. Ha bu arada tarih öğrendin adamlara dikkat et; tarih öğreniyorum dediğin adamlardan biri, diğer yabancı yazardan alenen çalmıştır. Örnek verdiğin adamları bile okumamışsın...

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
    _____________________________
    A! Elbereth Gilthoniel! Silivren penna míiriel. O menel aglar elenath, Gilthoniel, A! Elbereth! A Elbereth Gilthoniel. O menel palan-díriel. Le nallon sí. Di-nguruthos. A tiro nin, Fanuilos!
    MSI X99A Gaming 7, Nvidia Gtx980, Core i7 5820K, Dark N10, Logitech Z523, Samsung 46C750, Philips 273ELH, Samsung Note 10.1, iPhone 6 Plus 64GB, Razer Kraken 7.1, Sony PS4,
  • Roman size sadece hoş bir vakit sağlar ve güzel bir hayal gücü kazandırır. Romandan tarih, sosyoloji, fizik, kimya öğrenilmez. Bunlar birer bilim dalıdır ve uzmanından öğrenmek icap eder.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Tarihçi -- 11 Şubat 2017; 9:50:14 >
    < Bu ileti mini sürüm kullanılarak atıldı >
  • Kraven kullanıcısına yanıt
    Çalmıştır dediğin Pamuk'sa edebiyat literatürüne ve yazım tekniklerine hakimiyetine şapka çıkartıyorum. Ve Murat Bardakçı'nın ve İlber Ortaylı' nın trollüklerini ve iftiralarını ciddiye aldığın içinde tebrik ediyorum. Ayrıca böyle adamları takip ettiğin için bu tepeden bakmanı normal karşılıyorum.

    Neyse görüşmek üzere.

    < Bu ileti tablet sürüm kullanılarak atıldı >
    _____________________________
  • quote:

    Orijinalden alıntı: boris765

    Çalmıştır dediğin Pamuk'sa edebiyat literatürüne ve yazım tekniklerine hakimiyetine şapka çıkartıyorum. Ve Murat Bardakçı'nın ve İlber Ortaylı' nın trollüklerini ve iftiralarını ciddiye aldığın içinde tebrik ediyorum. Ayrıca böyle adamları takip ettiğin için bu tepeden bakmanı normal karşılıyorum.

    Neyse görüşmek üzere.

    "...Cenova’dan Napoli’ye giderken, hareketimizi haber alarak Ponza Adaları’nda bekleyen Türk donanmasının hücumuna uğradık..." (Pedro s.11)

    “Venedik’ten Napoli’ye gidiyorduk. Türk gemileri yolumuzu kesti..." (Pamuk s.11)

    ***

    "...Ama ne olur ne olmaz, gene esir düşebiliriz korkusu ile, kürekçileri sıkıştırmaktan vazgeçtiler. Malüm a, kürek çekenler ya Türk, ya Mağribi. Gemi bir kere zaptedil mi, bunlar artık serbest. O vakit, Türklere, bu bize şunu etti, şu bize işkence yaptı, derler..." (Pedro s.12)

    "... Türk ve Mağripli olan kürekçilerimiz sevinç çığlıkları atıyordu; sinirlerimiz bozuldu... Esir düşerse cezalandırılmaktan korkan kaptanımız kürek kölelerini şiddetle kırbaçlatmak için bir türlü emir veremiyordu..." (Pamuk s.11)

    ***

    "...İlk önce, öyle bir niyetimiz olmadı değil. Fakat bir borda ateşi yiyince teslim olduk..." (Pedro s.13)

    "Şiddetli bir borda ateşine tutulmuştuk, hemen teslim olmazsak gemimiz batacaktı..." (Pamuk s.12.)

    ***

    "...Birinin bileklerini, kulaklarını ve burnunu kesip omuzuna bir pafta yapıştırdılar; paftada şu yazılı idi: ‘Böyle eden böyle olur’. Öbürünü kazığa çaktılar..." (Pedro s.12)

    "Kazığa oturtulan korkak kaptanımız yeni ölmüştü. Kırbaççıları, burnunu, kulağını kesip ibret olsun diye bir sala koyup denize bırakmışlardı..." (Pamuk s.11.)

    ***

    "...Rampacılar gemiye daldılar ve herkesi çırılçıplak ettiler. Beni tepeden tırnağa soymadılar; sırtımdakiler, onların hoşlanmadıkları ve beğenmedikleri şeylerdi. Hem, sırtımdakilerle uğraşmaya bir lüzum görmediler; yattığım kamara çok daha değerli eşyalarla doluydu..." (Pedro s.13.)

    "...Rampacılar gemimize ayak basarlarken kitaplarımı sandığıma koyup dışarı çıktım. Gemi ana-baba günüydü. Dışarıda herkesi toplamışlar çırılçıplak soyuyorlardı..." (Pamuk s.14.)



    Hiç çalar mı canım ? Eco'dan, Dostoyevski'den yaptığı ve bunlar gibi birçok intihale hiç girmeyeyim istersen daha da rezil olma... 1995 yılından itibaren şuan ismini hatırlamadığım ama bir Google araması kadar yakın olan Yeni Şafak yazarı bir gazeteci, Murat Bardakçı, Ahmet Taner Kışlalı ve onlarca isim tarafından defalarca yerin dibine sokup sokup çıkartılan, yukarıdaki gibi intihali sabit olan, kendi milletine, Atatürk'e sövmeyi aydın olmak sanan herifin icraatlarına kalmayacak kadar kuvvetlidir edebiyatımız. Hayatında tek bir divan okumuş olan, Reşad Ekrem gibi 20. yüzyıl başındaki o muazzam neslin kitaplarını okumuş olan adam bunu söyleyemezdi, tarih okumadığın gibi edebiyat da okumadığını öğrenmiş olduk.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
    _____________________________
    A! Elbereth Gilthoniel! Silivren penna míiriel. O menel aglar elenath, Gilthoniel, A! Elbereth! A Elbereth Gilthoniel. O menel palan-díriel. Le nallon sí. Di-nguruthos. A tiro nin, Fanuilos!
    MSI X99A Gaming 7, Nvidia Gtx980, Core i7 5820K, Dark N10, Logitech Z523, Samsung 46C750, Philips 273ELH, Samsung Note 10.1, iPhone 6 Plus 64GB, Razer Kraken 7.1, Sony PS4,




  • Bu sayacağım isimler çok kıymetli adamlar bunların hepsini okuyabilirsin.



    1- Hocaların hocası lakaplı Halil İnalcık'ın ilgini çeken tüm kitapları

    2-Talha Uğurluel

    3- İlber Ortaylı

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
    _____________________________
  • Kraven kullanıcısına yanıt
    Tahsin Yücel gibi dil üstadımızın Pamuk için yazdığı eleştiri yazısını göndereceksin sandım bir an. Allah'tan onu gödermedinde seni hala ciddiye alıp son bir cevap daha yazıyorum.

    Bakın postmodern yazım tekniklerinde Pamuk'un yaptığı olabildiğine normal bir durum. Buna intihal denmiyor, buna metinlerarası kuramı deniyor. Bu bir...

    Beyaz Kale Orhan Pamuk'un en kısa romanıdır. Ayrıca teknik olarak en basit olan birkaçından biridir. Şimdi intihal yapmış desek bile(ki böyle birşey yok) bu adamın çoğu okuyucu tarafından Türk Edebiyatının zirvesi olarak adlandırılan Kara Kitap gibi bir romanı var. Yeni Hayat, Benim Adım Kırmızı gibi oldukça kült romanları var. Bu iki.

    Murat Bardakçı gibilerinin niyeti tamamen trollük ve karalama. Bu üç.

    Dördüncüsü Orhan Pamuk edebiyata oldukça vakıf olan, tasavvufi eserlerden tut batının tüm tekniklerini yalayıp yutmuş biri. Hatta bu konuda bu ülkede Tanpınar bir, Pamuk ikidir. Divan okumamış dediğin adamı birazcık tanı istedim.

    Beş Orhan Pamuk Reşat Ekrem Koçu'yu dört büyük üstadından biri kabul eder. Onun kitaplarıyla büyüdüm der.(Bknz; İstanbul Hatıralar ve Şehir) Murat Bardakçı trolünün yalan ve iftiralarını gör diye dedim.

    Altı ben öyle çok tarihi eser okumadım. Ama küçüklüğümden beri Dostoyevski, Umberto Eco gibi yazarları okudum ve okumaya devam ederim. Bu yazarların ve Pamuk'un birçok eserini okudum. Pamuk bu adamların hepsinden belli açılardan çok farklıdır. İlla birine yamayacaksınız çağ romanlarını Mann'a yamayabilirsiniz, postmodernist romanları da biraz Borges'a yamayabiliriz. Ama Pamuk belirli yönlerden bu yazarları aşar. Bunu ancak bu dediğim yazarları okuyanlar anlar, okumadan bir metin alıp nefret besleyip iftira kasanlar değil.

    Yedincisi ve son olarak Pamuk'un görüşlerini onun okuyucusu olarak bilirim. 80'den önce solcuydu daha sonra solculuğu bıraktı ve Cevdet Bey ve Oğulları romanıyla kendisini ve çevresini, siyasi hayatı temelden sorgulamaya gitti. Evet yanlış fikirleri de oldu. Ama hiçbir vakit bu millete tepeden bakan aydınlardan olmadı, eserlerinde bunları yerden yere vurdu. Eserlerinin her yerinde tarihin ne kadar rölatif ve çok boyutlu algılanabileceğini belirtti. Elbette dedikleri insanları rahatsız etti, Murat Bardakçı gibi dinazorları nefret ettirdi. Siyasi tespitleri doğru veya yanlış umurumda değil ama dedikleri Atatürkçülerede, Ulusalcılarada batıyor, İslamcılarada batıyor, solcularada batıyor. Bu yüzden ideolojik gözlüklerle hayata bakan insanların hiçbiri yani bu ülkenin en az yüzde doksanı Pamuk'u okumaz ama nefret eder.

    Bana dediğiniz okumadan fikir belirtmeyi siz yapıyorsunuz, bide hala konuşuyorsunuz. Önce bir oturun kendinizi sorgulayın.

    < Bu ileti tablet sürüm kullanılarak atıldı >




  • Teşekkürler

    < Bu ileti tablet sürüm kullanılarak atıldı >
    _____________________________
  • quote:

    Orijinalden alıntı: boris765

    Tahsin Yücel gibi dil üstadımızın Pamuk için yazdığı eleştiri yazısını göndereceksin sandım bir an. Allah'tan onu gödermedinde seni hala ciddiye alıp son bir cevap daha yazıyorum.

    Bakın postmodern yazım tekniklerinde Pamuk'un yaptığı olabildiğine normal bir durum. Buna intihal denmiyor, buna metinlerarası kuramı deniyor. Bu bir...

    Beyaz Kale Orhan Pamuk'un en kısa romanıdır. Ayrıca teknik olarak en basit olan birkaçından biridir. Şimdi intihal yapmış desek bile(ki böyle birşey yok) bu adamın çoğu okuyucu tarafından Türk Edebiyatının zirvesi olarak adlandırılan Kara Kitap gibi bir romanı var. Yeni Hayat, Benim Adım Kırmızı gibi oldukça kült romanları var. Bu iki.

    Murat Bardakçı gibilerinin niyeti tamamen trollük ve karalama. Bu üç.

    Dördüncüsü Orhan Pamuk edebiyata oldukça vakıf olan, tasavvufi eserlerden tut batının tüm tekniklerini yalayıp yutmuş biri. Hatta bu konuda bu ülkede Tanpınar bir, Pamuk ikidir. Divan okumamış dediğin adamı birazcık tanı istedim.

    Beş Orhan Pamuk Reşat Ekrem Koçu'yu dört büyük üstadından biri kabul eder. Onun kitaplarıyla büyüdüm der.(Bknz; İstanbul Hatıralar ve Şehir) Murat Bardakçı trolünün yalan ve iftiralarını gör diye dedim.

    Altı ben öyle çok tarihi eser okumadım. Ama küçüklüğümden beri Dostoyevski, Umberto Eco gibi yazarları okudum ve okumaya devam ederim. Bu yazarların ve Pamuk'un birçok eserini okudum. Pamuk bu adamların hepsinden belli açılardan çok farklıdır. İlla birine yamayacaksınız çağ romanlarını Mann'a yamayabilirsiniz, postmodernist romanları da biraz Borges'a yamayabiliriz. Ama Pamuk belirli yönlerden bu yazarları aşar. Bunu ancak bu dediğim yazarları okuyanlar anlar, okumadan bir metin alıp nefret besleyip iftira kasanlar değil.

    Yedincisi ve son olarak Pamuk'un görüşlerini onun okuyucusu olarak bilirim. 80'den önce solcuydu daha sonra solculuğu bıraktı ve Cevdet Bey ve Oğulları romanıyla kendisini ve çevresini, siyasi hayatı temelden sorgulamaya gitti. Evet yanlış fikirleri de oldu. Ama hiçbir vakit bu millete tepeden bakan aydınlardan olmadı, eserlerinde bunları yerden yere vurdu. Eserlerinin her yerinde tarihin ne kadar rölatif ve çok boyutlu algılanabileceğini belirtti. Elbette dedikleri insanları rahatsız etti, Murat Bardakçı gibi dinazorları nefret ettirdi. Siyasi tespitleri doğru veya yanlış umurumda değil ama dedikleri Atatürkçülerede, Ulusalcılarada batıyor, İslamcılarada batıyor, solcularada batıyor. Bu yüzden ideolojik gözlüklerle hayata bakan insanların hiçbiri yani bu ülkenin en az yüzde doksanı Pamuk'u okumaz ama nefret eder.

    Bana dediğiniz okumadan fikir belirtmeyi siz yapıyorsunuz, bide hala konuşuyorsunuz. Önce bir oturun kendinizi sorgulayın.

    Tarih okumadığını söyleyen adamın bu konuda ne işi var, önce onu bir izah et. Bilmediğin konuda ahkam kesmeye çalışman yetmiyor, başkasına tavsiye de veriyorsun, bravo. Beyin tümörü yahut kalp damar cerrahisi veyahut süper sicim teorisine göre üst boyut matematiği hakkındaki tavsiyelerini de bekliyoruz, hiç çekinme...



    'Çocukluğunda kız kardeşi ile tarlada karga kovalayan sapık bir padişah'' cümlesini kuran adam solcuya, sağcıya falan değil Türk insanına batar...



    Kendi milleti tarafından bu kadar nefret edilen başka bir "aydın" hiçbir ülkede yoktur. Reşad Ekrem için de kullandığı cehalet ürünü ifadeleri biliyoruz. İçki masalarında, oğlan peşinde koşan bir eşcinsel olduğu için İstanbul Ansiklopedisi'ni bitiremedi demek gibi tam bir densizlik örneği de kendisine aittir. Bilmiyor ki, Reşad Ekrem o sıralarda hasta, ömrünün son yıllarında ve parasızlıktan çıkaramadığı ansiklopedisi için yardım yahut sponsor arıyor kapı kapı dolaşıp...



    Bu arada postmodern yazım tekniklerin sana kalsın cicim. Ona biz hem Türkçede hem de yabancı literatürde hırsızlık, çalıntı, intihal diyoruz. Burada bahsi geçen şey bir esinlenme değil, aynı cümlenin içindeki bazı kelimeleri atmak yahut değiştirmek yoluyla kaynak vermeden kullanmak. Buna da hırsızlık denir. Nitekim ilgili romanın önceki baskılarının kaynakça kısmında bir önceki mesajımda verdiğim orijinal metnin bulunduğu kitabın ismi geçmez, bu intihali ortaya çıkıp yaygara kopunca sonraki baskılarda eklenmiştir... O yüzden diyorum, örnek verdiğin adamları dahi okumamışsın. Okusaydın sadece bunlar değil, Eco ve Dostoyevski'den de yürüttüğünü görürdün.



    “Sonra kasaba alanına dolanır. Atatürk heykellerine sıçan güvercinleri ayıplar…”

    “Atatürk kendini içkiye vermiş meyhane kalabalığına, cumhuriyeti emanet etmiş olmanın güveniyle gülümsüyordu…”

    “Atatürk’ün leblebi zevkinin ülkemiz için ne büyük felaket olduğunu…”



    Yahut bu topraklarda 1 milyon Ermeni, 30 bin Kürt öldürüldü demek mi aydın olmak, ideolojiden uzak olmak ?



    Sen tarih değil hiçbir şey okumamışsın ki. Okuma da zaten, dönemin Cumhurbaşkanı dahil olmak üzere bütün yazar çizer takımının rezil rüsva ettiği, Tahsin Yücel ve Emin Özdemir gibi dilciler tarafından kitaplardaki Türkçe'nin ne kadar kötü olduğu ayan beyan ortaya dökülen, içinden çıktığı millete ettiği küfürler nedeniyle her kesimden nefret kazanmış birini aydın zannedip başının üstünde tutmaya devam et. Sen ona devam et, zira bu millet Allah'a şükür kimin gerçek münevver olduğunu, aydın olduğunu gayet iyi biliyor. Bozuk bir Türkçe ile yazmayı "anlaşılamamış dahi" edasıyla marifetmiş gibi el üstünde tutma garabetini yapmak da anca senin kurduğun cümleleri kuran birinden beklenirdi, beklentiyi boşa çıkarmadın.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
    _____________________________
    A! Elbereth Gilthoniel! Silivren penna míiriel. O menel aglar elenath, Gilthoniel, A! Elbereth! A Elbereth Gilthoniel. O menel palan-díriel. Le nallon sí. Di-nguruthos. A tiro nin, Fanuilos!
    MSI X99A Gaming 7, Nvidia Gtx980, Core i7 5820K, Dark N10, Logitech Z523, Samsung 46C750, Philips 273ELH, Samsung Note 10.1, iPhone 6 Plus 64GB, Razer Kraken 7.1, Sony PS4,




  • Romanlar edebi kurmacadır. Tarihi romanlarda kişilikler ve işlenen zaman gerçeğe uymakta. Geriye kalan her konu yazarın kendisine kalmış, istediği gibi yansıtabilir.



    Birinci ve özellikle ikinci Cihan harbi günümüz kapitalist düzenin ciddi bir başlangıcı olarak gorulebildiginden, çeşitli kaynaklardan bolca bu iki savaşı ve gelişen olayları öğrenmek, sizlere çok şey katacaktır. Bu konuda istemediğiniz kadar kaynak mevcut.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
    _____________________________


  • Tarihi değiştirenler kitap serisi var genel bir bilgi edinmek için okunabilir

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
    _____________________________
  • Bazılarını dinlersen kadir mısıroğlu gibi fesli delilerden tarih " ahahah" öğren diyecekler. Gerçekler tarihçilerden dinlemek lazım. Akademisyen uyduruyormuş. Bu akılsızlara kalsa tarihi baştan yazacaklar. Eh birde deli olmasalar ...
    _____________________________
    Game Over.
  • Kraven kullanıcısına yanıt
    Evet orada hiç tarih okumadığımı söyledim. Çok fazla akademik eser okumadığımı kastettiğim bir yeri sırf üstün gözükmek için çarpıtıyorsunuz. Hatta çırpınıyorsunuz ki Tahsin Yücel'ide getirmişsiniz.

    Dilci dediğin Tahsin Yücel Türkçe konuşmuyor ki. Öztürkçe denilen garebetten kendine yeni bir dil üretmiş. Hiçbir Türkçe konuşan insan gelip Tahsin Yücel'i okuyamaz, okudu anlayamaz, anladı ne anladığını kimseye anlatamaz. Şaka değil ha, istersen okumaya kalk bakalım.

    Yahu Eco'nun bir tanesi hariç tüm romanlarını, Dostoyevski'nin birçok romanını, Pamuk'un iki tanesi hariç tüm romanlarını+inceleme yazılarını okudum. Bu adamların tarzı, anlattığı mezvular birbirinden çok başka. Bir tek Kar kitabı Ecinnilerin postmodern uyarlaması, bunu Pamuk'un kendisi 10 sene önce yazdığı kitapta çaktırmadan söylüyor. Başkalarıda bu edebi sanata maharetmiş gibi çalıntı diyor.

    Ayrıca ondan çaldı dediğin Umberto Eco, Pamuk'un hayranıdır. Hatta onun yazdıklarının gücü onun dehasında gizlidir diye bir şey söylemişti.

    Pamuk hırsızsa James Joyce hırsızın dik alası. Gelmiş bir yunan destanını Ulyssess diye postalamış, bu kadar edebiyatçıda boşuna tapmış bu kitaba. Sizin düz mantığınızla bakarsak bütün postmodern kitapları ve içinde metinleraraı bağlantı olan bütün kitapları çöpe atmamız gerekiyor. Ama bu konulardan o kadar uzaksınız ki hala çırpınıyorsunuz.

    Ayrıca bir romanın arkasına kaynakça konmaz. Hele metinlerarsı bağlantı kuran kitaplara kaynakça koyarsan metnin işaret ettiği anlamı ve yazının ruhunu öldürürsünüz.


    Akıllı görünmeye çalışmadan önce bir Pamuk'un Reşat Ekrem Koçu hakkındaki fikirlerini sağda soldaki gazeteci trollerden ve internet makalelerinden değil kendi kitaplarından dinle. Ekrem Koçu'nun oğlancı ve esrarkeş olması bir kötüleme değildir, bu durum yazdıklarının değerini düşürmez.

    Bu halka fildişi kulelerinden bakanlar yıllarca belli ideolojileri sırf kendi çıkarları için pohpohlayanlardır. Yıllarca bu milletin üstünden geçinip, milletin duymak istediğini kelimelere döken ve çok büyük bir alim gibi kibirlenip gene milleti küçük görenlerdir.

    Atatürk üzerine söylediklerini kullandığı metnin bir yeri var, akıllı abicim. Kara Kitap'ın olayı bu. Orada Mevlana'dan tut 2. Mahmut'a kadar ne ifadeler var. Şimdi ben o metinden Mevlana hakkındaki ifadeyi alıp Orhan Pamuk Mevlana'ya eşcinsel, tecavüzcü ve katil dedi mi diyeyim. Veya Mahmut her gece kılık değiştirip kerhanelerde Frenk karılarını ... yapıyor dediğini mi diyeyim.

    Şimdi zeki olup bu ifadeleri de alıp bak bunları bunları dedi deme. Metnin bir yeri var, o yerde kazandığı çok başka bir anlam var. Atatürk'ü ve devrimlerini inceden ama derinden eleştirdiği yerler var ama bunlar çok ayrı mevzular.


    Bu konuda hiç okumadığı kitaplar hakkında, hiç bir şey bilmediği kişiler hakkında ahkam kesen sensin ve gelip bana dalaşıyorsun sırf kendini daha zeki, bilgili göstermek için. İki lafınızdan biri cahil, hiçbir şey bilmiyorsun gibi ifadeler.

    Kişi 'başka'larını nasıl görüyorsa kendi de 'o'dur, der büyükler. Millete her konuda ne kadar cahil olduklarını hatırlatacağınıza dışarı çıkın ve biraz hava alın. Kendinize gelirsiniz.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi boris765 -- 11 Şubat 2017; 13:13:35 >
    < Bu ileti tablet sürüm kullanılarak atıldı >
    _____________________________




  • quote:

    Orijinalden alıntı: boris765

    Evet orada hiç tarih okumadığımı söyledim. Çok fazla akademik eser okumadığımı kastettiğim bir yeri sırf üstün gözükmek için çarpıtıyorsunuz. Hatta çırpınıyorsunuz ki Tahsin Yücel'ide getirmişsiniz.

    Dilci dediğin Tahsin Yücel Türkçe konuşmuyor ki. Öztürkçe denilen garebetten kendine yeni bir dil üretmiş. Hiçbir Türkçe konuşan insan gelip Tahsin Yücel'i okuyamaz, okudu anlayamaz, anladı ne anladığını kimseye anlatamaz. Şaka değil ha, istersen okumaya kalk bakalım.

    Yahu Eco'nun bir tanesi hariç tüm romanlarını, Dostoyevski'nin birçok romanını, Pamuk'un iki tanesi hariç tüm romanlarını+inceleme yazılarını okudum. Bu adamların tarzı, anlattığı mezvular birbirinden çok başka. Bir tek Kar kitabı Ecinnilerin postmodern uyarlaması, bunu Pamuk'un kendisi 10 sene önce yazdığı kitapta çaktırmadan söylüyor. Başkalarıda bu edebi sanata maharetmiş gibi çalıntı diyor.

    Ayrıca ondan çaldı dediğin Umberto Eco, Pamuk'un hayranıdır. Hatta onun yazdıklarının gücü onun dehasında gizlidir diye bir şey söylemişti.

    Pamuk hırsızsa James Joyce hırsızın dik alası. Gelmiş bir yunan destanını Ulyssess diye postalamış, bu kadar edebiyatçıda boşuna tapmış bu kitaba. Sizin düz mantığınızla bakarsak bütün postmodern kitapları ve içinde metinleraraı bağlantı olan bütün kitapları çöpe atmamız gerekiyor. Ama bu konulardan o kadar uzaksınız ki hala çırpınıyorsunuz.

    Ayrıca bir romanın arkasına kaynakça konmaz. Hele metinlerarsı bağlantı kuran kitaplara kaynakça koyarsan metnin işaret ettiği anlamı ve yazının ruhunu öldürürsünüz.


    Akıllı görünmeye çalışmadan önce bir Pamuk'un Reşat Ekrem Koçu hakkındaki fikirlerini sağda soldaki gazeteci trollerden ve internet makalelerinden değil kendi kitaplarından dinle. Ekrem Koçu'nun oğlancı ve esrarkeş olması bir kötüleme değildir, bu durum yazdıklarının değerini düşürmez.

    Bu halka fildişi kulelerinden bakanlar yıllarca belli ideolojileri sırf kendi çıkarları için pohpohlayanlardır. Yıllarca bu milletin üstünden geçinip, milletin duymak istediğini kelimelere döken ve çok büyük bir alim gibi kibirlenip gene milleti küçük görenlerdir.

    Atatürk üzerine söylediklerini kullandığı metnin bir yeri var, akıllı abicim. Kara Kitap'ın olayı bu. Orada Mevlana'dan tut 2. Mahmut'a kadar ne ifadeler var. Şimdi ben o metinden Mevlana hakkındaki ifadeyi alıp Orhan Pamuk Mevlana'ya eşcinsel, tecavüzcü ve katil dedi mi diyeyim. Veya Mahmut her gece kılık değiştirip kerhanelerde Frenk karılarını ... yapıyor dediğini mi diyeyim.

    Şimdi zeki olup bu ifadeleri de alıp bak bunları bunları dedi deme. Metnin bir yeri var, o yerde kazandığı çok başka bir anlam var. Atatürk'ü ve devrimlerini inceden ama derinden eleştirdiği yerler var ama bunlar çok ayrı mevzular.


    Bu konuda hiç okumadığı kitaplar hakkında, hiç bir şey bilmediği kişiler hakkında ahkam kesen sensin ve gelip bana dalaşıyorsun sırf kendini daha zeki, bilgili göstermek için. İki lafınızdan biri cahil, hiçbir şey bilmiyorsun gibi ifadeler.

    Kişi 'başka'larını nasıl görüyorsa kendi de 'o'dur, der büyükler. Millete her konuda ne kadar cahil olduklarını hatırlatacağınıza dışarı çıkın ve biraz hava alın. Kendinize gelirsiniz.

    Tahsin Yücel'İn öztürkçe denen garabeti savunuyor olması, onun bir dilci olarak değerinden birşey götürmez. Yine bilmediğin konulara giriyorsun, yine kendini rezil rüsva ediyorsun. Bilmediğin konularda dolaşmamayı ne zaman öğreneceksin merak ediyorum. Tarih okumadığını söyleyen de sensin. Ayrıca tarih okumak, bilmek için akademik çalışmaları, kitapları okumaya gerek yok. Konudan o kadar uzaksın ki, o kadar cehalet içerisindesin ki haberin bile yok neredeyse 20 küsür senedir tarih kitaplarının dillerinin değiştiğinden ve akademik çalışmalar dışında neredeyse tüm kitapların popüler dille yazıldığından, o eskinin akademik dilinin geçmişte kaldığından. Böyle bir cehalet örneğini de anca okuduğunu söyleyenler yapabilir, ona da cahil değil, cehli mürekkep denir. Yani gittikçe daha da dibe batıyorsun ve olaydan o kadar uzaksın ki bundan bile haberin yok.

    "Ayrıca ondan çaldı dediğin Umberto Eco, Pamuk'un hayranıdır." Mantığını seveyim... İki kitabı yan yana koyduğun vakit bizimkinin Eco'dan yürütme olduğunu anlamamak için kör olmak gerekiyor. Eğer sesli kitap haline getirildiyse, kör olmak da kesmiyor, işin içine zeka, algı, idrak falan gibi başka meziyetler giriyor. Ayrıca adamın işi gücü yok oturacak, Pamuk'un yazdığı romanın Türkçe halini okuyacak, kendi kitabından yapılan yürütmeyi görmeyecek ve bu lafları edecek ha ? Hakikaten mantığını seveyim...

    "Kendi kitaplarından dinleyemem" çünkü kitaptan dinlenmez, okunur. Nitekim benim söylediğim şey de National Geographic Türkiye dergisinde yazılıdır, kendi ifadesidir. Ayrıca bu kötüleme de değil, bilgisizlik kaynaklı, art niyet içerisindeki cahilliğin ifade edilmesidir zira Reşad Ekrem'i tanıyan herkesin anlattığı, hatıratlarında yazdığı üzere parasızlık içerisindedir ve İstanbul Ansiklopedisi'nin çıkamama sebebi de budur. Muhterem yazarımızın iddia ettiği gibi meyhanelerde içki masalarında, alemlerde sürtüp oğlan peşinde koşmaktan değil. İkisinin arasında çok büyük fark var, bunu anlayabilmek için biraz okuduğunu idrak edebilmek yeterlidir...


    O kadar dil fakiri, Türkçe'den bihabersin ki eleştiri ile küfrün, hakaretin, edepsizliğin, hayasızlığın farkını bilmiyorsun. Eğer bir başkasının ağzından direkt nakletmiyorsan “Sonra kasaba alanına dolanır. Atatürk heykellerine sıçan güvercinleri ayıplar…” yahut "Çocukluğunda kız kardeşi ile tarlada karga kovalayan sapık bir padişah" gibi ifadeler kullanmak, en basit tabirle edepsizliktir. Eleştiri ile edepsizliğin, hayasızlığın farkını anlamayabilmek için Türkçe bilmek yeterlidir. Yarın öbür gün birisi çıkıp da "boris765 bir pisliktir, namussuzdur, sapıktır çünkü her gece oğlan peşinde koşan ..nenin biridir" diye kitap yazsa ne diyeceksin ? Aa beni eleştirmiş, postmodern yazarlıkta bu normaldir dersin, eminim...


    Yabancı devletlerin baskılarına artık dayanamayan Osmanlı, azınlıkların durumunu iyileştirmek için Tanzimat Fermanını yürürlüğe koyar. Halkın da bilgilendirilmesi için de, meydanlarda bu ferman halka okunur. İşte böyle bir duyurudan sonra, iyice tanınmış zatın biri orada çıkar ve "Ne yani, gavura gavur demeyecek miyiz artık bu memlekette" der. Bu memlekette gavura gavur kardeşim. Dolayısıyla cahile de cahil denmesi, hakikatin beyanıdır, birisine cahil diyerek insan kendini yüceltmez; karşısındaki kişinin nasıl bir cehalet içerisinde olduğunu gösterir. Dolayısıyla ben millete herhangi birşey hatırlatmıyorum, bilgisinin olmadığı konularda ısrarla konuşmakta olan bir cahilin, ne kadar büyük bir cehalet içerisinde olduğunu ve şu saçmalamayı ancak bir cahilin hatta artık cahillik hududunu da aşıp echel birinin yaptığını beyan ediyorum.

    "Ayrıca bir romanın arkasına kaynakça konmaz. Hele metinlerarsı bağlantı kuran kitaplara kaynakça koyarsan metnin işaret ettiği anlamı ve yazının ruhunu öldürürsünüz."

    Bu echellik öyle bir safhaya varmış ki savunduğun kitapta ne yazdığını bilmiyorsun!... Bak bakalım o çok sevgili Orhan Pamuk'unun Beyaz Kale'sinin SON yazan sayfasından sonra ne anlatılıyor ? Beyaz Kale Üzerine başlığı altında yaklaşık 5 küsür sayfa kadar bu kitabı nasıl yazdığını, kimden yardım aldığını, hangi kitaplardan ve tarihi şahıslardan ilham aldığını vs. anlatıyor ve şu kitabı okudum bu kişiyi düşündüm şu çizime baktım o kitap bana ilham verdi diye birçok kitap ismi veriyor... Sonra da ne diyor ? 90'lı yılların ortasında kopan yaygara neticesinde eklemek zorunda kaldığı şu cümleleri yazıyor; "İyi niyetli, iyimser İtalyan'ımı Hoca'nın kölesi yapabilmek için (gemiyle esir düşme ve sahte hekimlik günleri) bir yüzyıl önce tıpkı Cervantes gibi Türklere esir düşen adsız bir İspanyol'un İkinci Filip'e sunduğu bir kitaptan yararlandım".

    Burada bahsedilen "Filip'e sunulan kitap" benim yukarıda orjinal metniyle yapılan karşılaştırmasını verdiğim kitap... Bir insan kendini nasıl rezil eder ? Her tarihi romanın arkasında mutlaka kaynakça kısmı bulunur... Orhan Pamuk da bunu yapmış, adına kaynakça demese de kaynak olarak kullandığı kitapları sıralamış, Türkiye'de bu işi en iyi yapan kişi olan İskender Pala'nın herhangi bir kitabını açıp sonuna bakarsan, sanki bir akademik tezmiş gibi titizlikle eklenmiş bir kaynakça ve ondan sonrasında da kronoloji tablosu olduğunu görürsün.

    Bu nasıl bir rezilliktir, cehalettir akıl alır gibi değil. Hem Orhan Pamuk'u savunacaksın, dünya kadar kitabını okudum diyeceksin, okuduğunu söylediğin tarihi romanlar hakkında "kaynakça konmaz, ruhunu öldürür" diyeceksin, ama ne hikmetse bunu söylediğin adam, kitabının sonunda şundan şundan faydalandım, şu kitapları kaynak kullandım diye 5 küsür sayfa boyunca yazacak, bu işi Türkiye'de en iyi yapan kişi olan İskender Pala gibi birinin bütün tarihi romanlarının arkasında detaylı bir kaynakça ve kronoloji tablosu olduğunu bilmeyeceksin... Hakikaten pes! Yeter, daha fazla rezil olmasın, biraz gururu varsa inşallah yazmaz falan diyorum ama her mesajında kendi kendini daha da rezil rüsva etmeyi beceriyorsun ya, hakikaten pes!
    _____________________________
    A! Elbereth Gilthoniel! Silivren penna míiriel. O menel aglar elenath, Gilthoniel, A! Elbereth! A Elbereth Gilthoniel. O menel palan-díriel. Le nallon sí. Di-nguruthos. A tiro nin, Fanuilos!
    MSI X99A Gaming 7, Nvidia Gtx980, Core i7 5820K, Dark N10, Logitech Z523, Samsung 46C750, Philips 273ELH, Samsung Note 10.1, iPhone 6 Plus 64GB, Razer Kraken 7.1, Sony PS4,




  • Kraven kullanıcısına yanıt
    Ooo hala uzatmak istiyorsun. Uzatalım o zaman. Boş vaktim var ne de olsa.

    Tahsin Yücel'in dili Türkçe değil. Başka bir dil. Sadece kendisinin konuşup yazabildiği bir dil. Bu dilin en büyük dil bilimcisi olmasına bir itirazım yok. Ama gelipte bizim anlayabildiğimiz dil olan Türkçe'yi yazan birilerini eleştirmesi komik. Hem de çook komik. Tabii siz ne Tahsin Yücel'i ne de Pamuk'u okumadığınız için komikliğin derecesini kavrayamıyorsunuz.

    Akademik yayınlar ayrılır popüler yayınlardan. Bir tarihçinin okuması gereken yazılar ve kitaplar, makaleler vs. çok daha ağırdır. Konuyla ilgili doktora tezlerini, meseleyle ilgili tartışmaları vs. tüm literatüre hakim olması gerekir.

    Ama sıradan bir okuyucunun bu meselelerle işi yoktur.

    Evet içerik olarak dolu hem akademiye hitap eden hem de popüler olmuş eserler var, olabilir. Ama bu kitapların yazarlarının Ortaylı, Afyoncu gibi yazarlar olmadığı kesin.

    Valla istersen Eco'nun ve Pamuk'un bütün kitaplarını yan yana koy. İstersen satır satır diz. Ne yapıyorsan yap ikisi çok farklı şeyleri çok faklı üslupla anlatıyorlar. İkisi de bir kitabında her bölümün başında epigraf kullandı diye bu adamlar birbirinden çaldı diyebilen insanlar varken bu ülkede ne desem boş biliyorum.

    Bilmiyorum hangi kafayla yazdın ama Eco'nun Türkçe bilmesine gerek yok. Pamuk'un kitapları İtalyanca ve İngilizce'ye çevrili. Ve Eco'ya göre Pamuk büyük bir romancı ve dahiyken senin dediğin laflar absürt ve utanmadan bunda hala diretiyorsun.

    Beyaz Kale benim için önemsiz bir kitap. Yaklaşık 7 sene önce falan okumuştum. Son sayfası şimdi aklıma geldi evet orada muhabbet halinde yazılmış şu eserlerden yararlandım kısmı vardı. Ama bu neyi değiştirir? Bakın dönüp dolaşıp aynı yere geliyorsun. Postmodern ve eserlerinde sürekli metinlerarası bağlantı kuran bir yazarı intihalle suçlamak ancak konudan bihaberlere yakışır. Murat Bardakçı'nın ve senin bu yazım tekniklerinden haberiniz yok, sorun burda... Örneğin Foucault Sarkacı romanının giriş kısmı ve ana hatları doğrudan Kabala'nın kutsal kitabından alınmıştır. Şimdi Eco'ya da hırsız mı diyelim?

    Romanın arkasına kaynakça koymak gerekmez. İskender Pala, Ahmet Ümit gibi bazı yazarlarda bunu görüyorum tamamen gereksiz bir uğraş. Ayrıca İskender Pala'nın her romanında kaynakça yok. Şu an açtım Katre-i Matem'e baktım orada kaynakça falan yok...

    Metinlerarası bağlantı koyan kitabın zevki arkada kaynakça yazan bir kitaptan çıkmaz, o bağlantıyı kendin keşfedince daha zevkli oluyor. İnan bana.

    Reşat Ekrem Koçu'nun hayatını tam araştırmadım. Esrarcı veya Cemal aşığı olması umurumda bile değil. Sizin dediğiniz veya Pamuk'un bu konu hakkında söylediği pek ilgilendirmiyor beni. Sadece Pamuk Ekrem Koçu'yu eleştirmiş gibi tamamen kuru bir şftiranın ysnlışlığını belirttim. Çok sevdiğim Tanpınar'da esrarkeştir. Şimdi seviyorum diye Tanpınar'ın esrarkeş olduğu gerçeğini gizlemem gerekmez... Yani bu konu gerçekse bile önemsiz bir konudur.

    Son olarak Atatürk'e gelelim. O ifadeler eleştiri değil, ben bunlara eleştiri demedim. Dediklerimi çarpıtıp meseleyi karıştırma. O ifadeler inan bana o metnin içinde olması gereken ifadeler. Tabii siz kitabı okumadığınız için konudan bihabersiniz. Bu yüzden sizi mazur görüyorum.

    Bakıyorum daha ne kadar çırpınacaksınız, sırf üste çıkmak için. Boş vaktim var dedim ama yazmaktan yoruldum. Benden bu kadar zaten konunun içine ettik birazda.


    Ayrıca millete efendileriymiş gibi bakan trolleri okuyup takip edeceğine biraz dışarı çıkıp hava alsan hala bu kadar çırpınmazdın.

    < Bu ileti tablet sürüm kullanılarak atıldı >
    _____________________________




  • Tarihe başlayacaksan elbetteki ya Roma Yada antik mısır ile başlayacaksın birde Hunlar Attila sonra zamanla geleceksin Osmanlı falan filan

    İlk başta yüzeysel git çok derine inmeden sonra yavaş yavaş karar ver hangisine inmek istiyorum.Hangi alanı derinlemesine incelemek istiyorum diye karar ver

    burdakiler direk kitap yığmışlar önüne ama tarihi değiştirenler serisi ile genel olarak girebilirsin.Sevdikçe daha çok susayacaksın sana yeterli gelmeyecek bunlar
    _____________________________
  • boris765 B kullanıcısına yanıt
    Hocam tavsiyem kraven hadsizi ile tartışmayaya girmemeniz kendisini internetten kopyala yapıştırcı bir zihniyettir.Cevap veremediği ve her halükarda olmayan biylgisinin ve kopyala yapıştırının cevap bulamadığı yerlerde hakaret edip karşı tarafı tahrik etmeye çalışarak konuyu saptırır
    _____________________________
  • O serinin tanıtım kitabını okumuştum ve bayağı hoşuma gitmişti, sanırım onunla başlayacağım. Teşekkürler



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi phoebe-buffay -- 12 Şubat 2017; 0:32:40 >
    < Bu ileti tablet sürüm kullanılarak atıldı >
    _____________________________
  • quote:

    Orijinalden alıntı: boris765

    Ooo hala uzatmak istiyorsun. Uzatalım o zaman. Boş vaktim var ne de olsa.

    Tahsin Yücel'in dili Türkçe değil. Başka bir dil. Sadece kendisinin konuşup yazabildiği bir dil. Bu dilin en büyük dil bilimcisi olmasına bir itirazım yok. Ama gelipte bizim anlayabildiğimiz dil olan Türkçe'yi yazan birilerini eleştirmesi komik. Hem de çook komik. Tabii siz ne Tahsin Yücel'i ne de Pamuk'u okumadığınız için komikliğin derecesini kavrayamıyorsunuz.

    Akademik yayınlar ayrılır popüler yayınlardan. Bir tarihçinin okuması gereken yazılar ve kitaplar, makaleler vs. çok daha ağırdır. Konuyla ilgili doktora tezlerini, meseleyle ilgili tartışmaları vs. tüm literatüre hakim olması gerekir.

    Ama sıradan bir okuyucunun bu meselelerle işi yoktur.

    Evet içerik olarak dolu hem akademiye hitap eden hem de popüler olmuş eserler var, olabilir. Ama bu kitapların yazarlarının Ortaylı, Afyoncu gibi yazarlar olmadığı kesin.

    Valla istersen Eco'nun ve Pamuk'un bütün kitaplarını yan yana koy. İstersen satır satır diz. Ne yapıyorsan yap ikisi çok farklı şeyleri çok faklı üslupla anlatıyorlar. İkisi de bir kitabında her bölümün başında epigraf kullandı diye bu adamlar birbirinden çaldı diyebilen insanlar varken bu ülkede ne desem boş biliyorum.

    Bilmiyorum hangi kafayla yazdın ama Eco'nun Türkçe bilmesine gerek yok. Pamuk'un kitapları İtalyanca ve İngilizce'ye çevrili. Ve Eco'ya göre Pamuk büyük bir romancı ve dahiyken senin dediğin laflar absürt ve utanmadan bunda hala diretiyorsun.

    Beyaz Kale benim için önemsiz bir kitap. Yaklaşık 7 sene önce falan okumuştum. Son sayfası şimdi aklıma geldi evet orada muhabbet halinde yazılmış şu eserlerden yararlandım kısmı vardı. Ama bu neyi değiştirir? Bakın dönüp dolaşıp aynı yere geliyorsun. Postmodern ve eserlerinde sürekli metinlerarası bağlantı kuran bir yazarı intihalle suçlamak ancak konudan bihaberlere yakışır. Murat Bardakçı'nın ve senin bu yazım tekniklerinden haberiniz yok, sorun burda... Örneğin Foucault Sarkacı romanının giriş kısmı ve ana hatları doğrudan Kabala'nın kutsal kitabından alınmıştır. Şimdi Eco'ya da hırsız mı diyelim?

    Romanın arkasına kaynakça koymak gerekmez. İskender Pala, Ahmet Ümit gibi bazı yazarlarda bunu görüyorum tamamen gereksiz bir uğraş. Ayrıca İskender Pala'nın her romanında kaynakça yok. Şu an açtım Katre-i Matem'e baktım orada kaynakça falan yok...

    Metinlerarası bağlantı koyan kitabın zevki arkada kaynakça yazan bir kitaptan çıkmaz, o bağlantıyı kendin keşfedince daha zevkli oluyor. İnan bana.

    Reşat Ekrem Koçu'nun hayatını tam araştırmadım. Esrarcı veya Cemal aşığı olması umurumda bile değil. Sizin dediğiniz veya Pamuk'un bu konu hakkında söylediği pek ilgilendirmiyor beni. Sadece Pamuk Ekrem Koçu'yu eleştirmiş gibi tamamen kuru bir şftiranın ysnlışlığını belirttim. Çok sevdiğim Tanpınar'da esrarkeştir. Şimdi seviyorum diye Tanpınar'ın esrarkeş olduğu gerçeğini gizlemem gerekmez... Yani bu konu gerçekse bile önemsiz bir konudur.

    Son olarak Atatürk'e gelelim. O ifadeler eleştiri değil, ben bunlara eleştiri demedim. Dediklerimi çarpıtıp meseleyi karıştırma. O ifadeler inan bana o metnin içinde olması gereken ifadeler. Tabii siz kitabı okumadığınız için konudan bihabersiniz. Bu yüzden sizi mazur görüyorum.

    Bakıyorum daha ne kadar çırpınacaksınız, sırf üste çıkmak için. Boş vaktim var dedim ama yazmaktan yoruldum. Benden bu kadar zaten konunun içine ettik birazda.


    Ayrıca millete efendileriymiş gibi bakan trolleri okuyup takip edeceğine biraz dışarı çıkıp hava alsan hala bu kadar çırpınmazdın.

    Tam bir arsızsın, başka birşey değil.

    Okumadığın bilmediğin kitaplar hakkında halen daha ahkam kesiyorsun. İlber Ortaylı'nın ve Erhan Afyoncu'nun kitapları sayesinde insanlar bazı bilgilere bu kadar çabuk ulaşabilir durumda. Bilmediğin şeyler hakkında konuşuyorsun halen, insanın bir gururu olur da bir noktada durur artık...

    Bu kadar rakkaseliği hakikaten uzun zamandır görmemiştim. Hem romanın arkasında kaynakça olmaz de, hem savunduğun kişinin ve okuduğum dediğin romanın arkasında kaynakça olduğunu bilme, sonra da gel ama o benim için önemsiz bir kitap hede hödö... Bu kadar oynarbaşlıklı olmayı nasıl miden kaldırıyor cidden anlamıyorum.

    Çalmak bir yazım tekniği değildir. Aynı cümleyi alıp, kelimelerini değiştirmek ve kaynakça kısmında da bundan bahsetmemek hırsızlıktır. İki artı iki dörttür. Postmodern falan diye zırvalıkların arkasına sığınma boşuna.
    Yoktur dediğin şey, kaç mesajdır savunduğun adamın kitabının arkasında yazıyor, okumadığın bilmediğin haberinin dahi olmadığı o kadar belli ki. Kendi milletine küfreden bir herifin yaptığı hırsızlıkları bu kadar gönülden savunmak, okumadığı ve bilmediği halde savunmak ancak bir echele mazhar olurdu, bu göreve de nail oldun, tebrikler.

    Yine rakkaselik. Reşad Ekrem'e iftira atmıştır, art niyetli olduğundan dolayı iftira etmiştir. İftirasını açıklayınca, Reşad Ekrem için şöyle iyi demiştir şöyle seviyordu derken bir anda önemsiz konu oldu değil mi ? Ne midesizsin be...

    Eleştiri olmayan şey küfürdür, hakarettir, edepsizliktir. Birincisi, kimseye hakaret etmek gibi bir hakkı yok. İkincisi, metnin içinde zerre kadar olmasına gerek olmayan ifadelerdir. Olmasına gerek olsa dahi başka ifadeler kullanmayıp da Türk insanının sevdiği, saydığı, önemli gördüğü ve bunlardan birisinin de bu ülkenin kurucusu olan kişiler hakkında edepsizce, densizce, hayasızca cümleler kurulmasını hiçbir şey mazur gösteremez. Edebiyat deme canının istediğine istediğin gibi sövmek demek değildir.

    Her mesajında savunduğun şeylerin, iddia ettiğin şeylerin yanlış olduğu ve hatta mevcut olmadığı ispat edilmesine rağmen halen daha nasıl çıkıp konuşur bir insan yahu. Nasıl kendine yedirebiliyorsun, nasıl miden kaldırıyor hakikaten anlamak mümkün değil. Şu savunduğun şeyler yanlıştır, sebebi de şunlar şunlar diyorsun, itiraz edemeyeceğini anlayınca e o zaten benim için önemsiz bir konudur diyor. Yuh!

    Bu arada hadi ben trolleri okuyorum, keşke sen savunduğun adamlar da dahil olmak üzere, üzerinde konuştuğun konuya dair herhangi birşey okumuş olsaydın be... Sana hava falan da yetmez, üstüne kitap falan fırlatmak lazım da bu saatten sonra fayda eder mi bilmem.
    _____________________________
    A! Elbereth Gilthoniel! Silivren penna míiriel. O menel aglar elenath, Gilthoniel, A! Elbereth! A Elbereth Gilthoniel. O menel palan-díriel. Le nallon sí. Di-nguruthos. A tiro nin, Fanuilos!
    MSI X99A Gaming 7, Nvidia Gtx980, Core i7 5820K, Dark N10, Logitech Z523, Samsung 46C750, Philips 273ELH, Samsung Note 10.1, iPhone 6 Plus 64GB, Razer Kraken 7.1, Sony PS4,




  • 
Sayfa: önceki 1234
Sayfaya Git
Git
sonraki
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.