Şimdi Ara

stanley kubrick filmlerini sevmeyen var mı benim gibi?

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
2 Misafir - 2 Masaüstü
5 sn
63
Cevap
1
Favori
2.814
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
-3 oy
Öne Çıkar
Sayfa: 1234
Sayfaya Git
Git
sonraki
Giriş
Mesaj
  • herkes övüyor bu adamın filmlerini. ben a clockwork orange ve 2001: a space odyssey'i izledim ve hiç ama hiç beğenmedim. bir kere sıkıcı filmler. bazı sahneler gereksiz yere fazlaca uzatılıyor. senaryo desen çok ahım şahım değil. ya konuşma çok ya hiç konuşma yok. neden beğiniliyor ben anlamış değilim. bir de üç maymun türevi filmleri beğenmiyorum, manasız buluyorum. benim gibi düşünen var mı? beğenen de neden beğendiğini açıklarsa sevinirim.



  • Ne yaptın hacı sen, tamam ben de kendim anlamamıştım bu adamın filmlerini ama gir ekşi sözlüğe ve oradaki yorumları oku ha yine beğenmezsen bişey diyemem
  • quote:

    Orjinalden alıntı: Celtic

    Ne yaptın hacı sen, tamam ben de kendim anlamamıştım bu adamın filmlerini ama gir ekşi sözlüğe ve oradaki yorumları oku ha yine beğenmezsen bişey diyemem

    okudum onları. bir çok detay var(mış). ama detay. yani bu bir film değil mi? ben 3-4 kere kendi başıma izlesem yine beğenmem. birilerinin iteklemesi olması gerekli, şurası şöyle, burası böyle diye. detayları yüzünden mi beğenmem gerekiyor? verdiği mesajlar yüzünden mi beğenmeliyim? tamam güzel olabilir ama abartılı şekilde 10 üzerinden 9 puan veriliyor bu filmlere. o düzeye gelemiyor bir türlü kafamda bu filmler.
  • the shinning
    full metal jacket i dene belki daha farklı gelir
  • quote:

    Orjinalden alıntı: Lèon

    the shinning
    full metal jacket i dene belki daha farklı gelir

    full metal jacket'ı beğenmiştim bayaa. onun filmi olduğunu bilmiyordum. aslında muhtemelen duymuşumdur ama unutmuşumdur. the shinning'i de izleyeyim. teşekkür ederim.
  • full metal jacket
  • Full Metal Jacket gerçekleri vuruyor. Çok süper filmdir.

    Shining izlemedim ama çok ünlü. (Here's Johnny çok ünlüdür mesela. )

    Clockwork Orange da izlemedim izlemek istiyorum.

    2001: A Space Odyssey zaten şimdi izlenmez. Kuzenim iletişim tasarım okuyor, yönetmenlerin okuduğu kısım. O da dedi, çok sıkıcı film ama şimdi için, eskiden olsa çok değişik gelirdi, o zaman bu detayları düşünmesi gerçekten çok iyi vs. dedi.
  • Yapay Zeka’dan İlgili Konular
    Daha Fazla Göster
  • quote:

    Orjinalden alıntı: brky


    quote:

    Orjinalden alıntı: Celtic

    Ne yaptın hacı sen, tamam ben de kendim anlamamıştım bu adamın filmlerini ama gir ekşi sözlüğe ve oradaki yorumları oku ha yine beğenmezsen bişey diyemem

    okudum onları. bir çok detay var(mış). ama detay. yani bu bir film değil mi? ben 3-4 kere kendi başıma izlesem yine beğenmem. birilerinin iteklemesi olması gerekli, şurası şöyle, burası böyle diye. detayları yüzünden mi beğenmem gerekiyor? verdiği mesajlar yüzünden mi beğenmeliyim? tamam güzel olabilir ama abartılı şekilde 10 üzerinden 9 puan veriliyor bu filmlere. o düzeye gelemiyor bir türlü kafamda bu filmler.

    Bak işte Full Metal Jacket'ı beğenmişsin bu, yönetmenin yeteneğinin ne kadar geniş bir yelpazede olduğunu gösterir. Bazı filmler herkese hitap eder bazılarıysa belli insanlara bu sanatın en tartışılan konusu değil mi zaten?(bkz. sanat ... içindir) Bunu insanın bilgi birikimi etkiliyor diye düşünüyorum. Ama yeterli bilgi birikimi olmasa bile olan kişilerden faydalanarak da böyle eserlerden yararlanılabilinir(misal ben). Yani bu tip filmleri hiç bir ekstra çaba harcamadan anlayayıp haz alan insanlar da var ama bunların sayısı çok çok az bu tip filmleri böyle özel yapan da belki budur. Hal bu olunca beğenmemen gayet normal aslında




  • 2001: A Space Oddseyy, bilim kurgu film tarihinde yeni bir çağı başlatmıştır. Karl Sagan gibi astronomi ve uzay bilimlerinde dünya çapında tanınan bilim adamlarının görüşleri alınarak çevirilmiştir. Yapım tarihi yanlış hatırlamıyorsam 1968 idi. O tarihte uzaydan dünyanın nasıl göründüğü bile tam olarak bilinmiyordu. Bu yapım sayesinde bütün dünya neredeyse gerçeğine en yakın şekilde, dünyayı uzaydan izlemiştir. Ve yine film çevirildikten tam bir yıl sonra, yani 1969 yılında Armstrong aya ayak basmıştır ve bu yapımdan büyük ölçüde etkilendiğini açıklamıştır. Öyle ki, sanırım dünyanın başka hiçbir filminde, izleyiciye 5 dakika boyunca boş bir ekran gösterilip yalnızca orkestral müzik dinletilmemiştir.
    Daha sonraki yıllarda çevirilen Star Wars gibi bilim kurgu filmlerine de ilham kaynağı olmuştur.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi penguin -- 7 Temmuz 2009; 0:10:36 >




  • Clockwork Orange'ı izlemeye çalıştım dayanamadım. Belki sabır gösterebilsem fikrim değişebilirdi, bilemiyorum.

    Full Metal Jacket'ı izledim. Özellikle acemi eğitiminin anlatıldığı ilk yarı oldukça hoşuma gitti. Genel toplamda çok iyi değil ama gayet iyi bir filmdi.

    2001: A space Odyssey: Çekildiği zamanı da düşünürsek Kabul etmek lazımki büyük bir zeka işi. Fakat bir film olarak sıkıcı. Hatta anımsayabildiğim kadarıyla film bir kaç maymunu göstererek başlıyor ve 15 dakika kadar bu maymunları gösteriyordu. Film diye belgesel mi indirdim diye şüpheye düştüm.

    Shining: Gereksiz uzatılan sahneleri (kamera'nın benzer sahnede uzun süre kalması gibi...) biraz sıkıcı ama kötü olmayan bir film. Orta halli denebilir.

    Şimdi yazıyı yazerken baktım da "Eyes Wide Shut" filmini de o çekmiş. O film de bence iyi değildi.

    Velhasılı toparlarsam ben bu adamın varsa eğer başka filmi, izlemem. Seyrettiklerimi de ıssız bir adada can sıkıntısından patlama aşamasına gelmişsem yanımda da gerekli ekipmanlar varsa belki tekrar izlerim.

    Bu tip eleştrilere genelde gözlemlediğim; beğenen arkadaşlar biraz tepkili yaklaşıyorlar onlara da saygım var. Bunu da ek olarak belirtmiş olayım.




  • Full Metal Jacket
    Paths of Glory

    bu iki filmi seyretmeyen insana film seyrediyorsun demem.
  • quote:

    Orjinalden alıntı: Lèon

    the shinning
    full metal jacket i dene belki daha farklı gelir



    dr.strangelove 9/10
  • strangelove benim en sevdiğim kubrick filmidir.
    !!


    ama kubriğin diğer filmleri için, bir sergio leone filminden aldığım hazzı alamam.

    iyi kötü ve çirkin ya da benim adım hiçkimse gibi filmler benim için daha bir fazla önem arz etmekte..

    ama konumuz 2001: A Space Oddseyy tarzında bir film ise, bu tür için allien'ı tek geçerim.
  • @brky

    Simdi bu olay kac S. Kubrick filmi izledigine gore degisir! 1-2 filmle yargilayamayiz. 2001 S.O. degisik bir filmdir, sevene niye sevdin, sevmeyene niye sevmedin diyemeyiz, ama bir The Shinning baraji asar sevmeyenleri elestirebiliriz. Kubrick`in gidip-gelen fanlari var, kendimde genel olarak sevmem ama bazi filmleri tartisilmaz kultdur.
  • quote:

    Orjinalden alıntı: kaplanmete

    @brky

    Simdi bu olay kac S. Kubrick filmi izledigine gore degisir! 1-2 filmle yargilayamayiz. 2001 S.O. degisik bir filmdir, sevene niye sevdin, sevmeyene niye sevmedin diyemeyiz, ama bir The Shinning baraji asar sevmeyenleri elestirebiliriz. Kubrick`in gidip-gelen fanlari var, kendimde genel olarak sevmem ama bazi filmleri tartisilmaz kultdur.

    3 filmin izledim. full metal jacket, a clockwork orange ve 2001: a space odyysey. full metal jacket'ın ona ait olduğunu anımsamamıştım. burada hatırladım. 3 filminden yalnız full metal jacket'ı beğendim. the shinning de en yakın zamanda izleyeceğim.
  •  stanley kubrick filmlerini sevmeyen var mı benim gibi?



  • Bak bu benim yaklaşık 1 yıl önce Kubrick'i tanıdığım zaman açtığım topic belki bir şeyler kazanan olur,http://forum.donanimhaber.com/m_25347034/mpage_1/key_//tm.htm#25347034
    2001'i izleyenler az şunu bi okuyun süper

    ****ne diyeyim, iyi filim, hoş filim. süper görüntüler var. kübrik de saygı duyduğumuz bir abimizdir. şahsen aksiyon filmlerinin hastası olduğum kadar yavaş seyreden kurguların da hastasıyımdır. ne bileyim, bir mayıs sıkıntısını mest olarak izlemiş, rüzgarda hışırdayan ot görüntülerine dakikalar boyu neş'e ve huşu içinde bakadurmuşumdur. bu filimde de sıkılmadım, gayet ilgi ve alaka ile izledim. bir film olarak mükemmel. fakaaaat filmin anafikri hakkındaki fikrimi soracak olursanız, bu filmin anafikri, kaavede söylenen "aabi uzay nassı biyer amına koyyim yaa, çok acayip yaa" cümlesinin arkasına klasik müzik döşemektir derim.

    belki bu filmi alien'den önce seyredebilmiş olsaydım böyle demezdim. trt'nin 2001 filmini yayınladığı o gece (sene bindokuzyüzseksenbilmemkaç) ebeveynlerim tarafından ertesi günkü yazılıya çalışmam için odama kapatıldığım için filmi kaçırmasam, ertesi gün sınıfta filmi seyredenlerin "çok acayipti yaauv", "neydi olum o siyah taş?", "ben hiç bişey anlamadım amunakkoyyim" türünden muhabbetlerine maruz kalmasam, yıllar yılı filmi seyredemeyerek deliler gibi "uzaydaki siyah taş"ın ne olduğunu merak etmesem, ve malesef bu filmi seyretmemin bir kaç yıl evvelinde sinemada "aliyen iki" filimini izleyerek aliyenin salyalarına maruz kalmasam böyle demeyebilirdim. belki körpe dimağıma uzayın yaratık salyası ve sümüğünden mamul olduğu bilgisinden evvel uzayın gizemli taşlardan mamul olduğu bilgisi girseydi, girebilseydi, uzayın ne kadar yüce, ne kadar gizemli, ne gadder acayip olduğunu anlatan bu filmi sevebilirdim. ama sevmedim, sevemedim.

    efendim, siz hiç vapurdayken, iskeleye yanaşan vapur bir ileri bir geri manevra yaptıkça, içinizde uhrevi bir takım duygulanımlar oluştu mu? yahut ankara'dan gelip esenler otogarına girmekte olan bir otobüste otururken, ve içinde oturduğunuz otobüs esenler otogarının çevresinde dolana dolana bir türlü içine giremeyen o acayip yollarda dönenip dururken, hiç içinizin maneviyatla dolup taştığı oldu mu? hiç sanki şöyle fondan bir klasik müzik sesi geliyormuşçasına ruhen coştuğunuz? benim olmadı. ezici bir çoğunluğun da benim gibi, coşmadıklarını söyliyecekleri beklentisi içerisindeyim. peki soruyorum size, neden sayın kübrik biz seyircilerin, biz o uzay gemisine yanaşmak için manevra yapan, büyük geminin devrine uymak amacıyla bulunduğu yerde dönenip duran o uzay mekiğini seyreden biz sabırlı seyircilerin, uhreviyat ve maneviyatla dolmamızı beklemektedir? niye o makine öbürkü makineye değecek diye dönerken yönetmen bize bunu onbeş dakika seyrettirmekte ve arkadan da klasik müziği pompalamaktadır? niye?.. çünkü efenim, uzaaaaay, çok müthiş bir yerdiiiir, çok süper bir yerdiiiir, çok acayiptiiiiiir... uzayda bir makine dönmeye görsün, içimiz coşar, gönlümüz betofın'ın opus 28 numaralı uvertürünün şeysi gibi acayip olur... hele hele o mekiğe manevra yaptıran şöför (evet şöför), ve o mekikte giden yolcu nasıl ruhen kıpır kıpır olurlar, nasıl içleri içlerine sığmaz anlatamam...

    pekiii, siz hiç otobüste giderken kaleminiz cebinizden fırlayıp düştüğünde "vay be şuna bak, yer çekimi etkisinde nasıl da kavisler çizerek yere doğru yol katediyor!" diye hayret ve sevinç gösterdiniz mi? peki bir otobüs yolculuğu kadar sıradanlaşarak gündelik yaşantıya girmiş olarak bize aksettirilen uzay yolculuğunda adamın cebinden fırlayan kalem neden klasik müzik eşliğinde kavisler çizmektedir? yer çekiminin ortadan kalkışı mı olayı hemen yüceleştirivermektedir? her gün mesai saatlerinde hosteslik yaptığı gemide yine ayak işleriyle ilgilenmekte olan hostes kadın uyuyan adamın uçan kalemine hakkaten böylesine şefkatle muamele yapar mı?

    iddia ediyorum: ister yer yüzünde olsun ister ayda; tarih boyunca cepten fırlayan hiç bir kalem klasik müzik eşliğinde kavisler çizmedi ve çizmeyecek!.. uyuklayacak denli uzay gemisine alışkın yolcularla ilgilenen her hostes fırlayan kalem gördüğünüde tarih boyunca "hassiktir" dedi, şu an "hassiktir" diyor, gelecekte de "hassiktir" diyecek!.. neden bu filimde hiç hassiktir, ananısikiyim, götüne koyyim duygusu yok? neden çamur yok, bok püsür, salya sümük yok? neden senaryo icabı kötü karakter olmak zorunda kalan bilgisayar dışındaki insanların gündelik meseleleri ve küçük hesapları yok? neden herkes kendini sadece ve sadece insanlığın ilerlemesine ve gelişmesine adamış durumda? o taş ne? ne ulan o taş?..

    efenim her şeyin bu denli steril, mükemmel ve klasik müziksel bir coşkunlukta olması, biz seyredenleri uzayın çok süpersonik bir yer olduğuna inandırmak için çekilmiş numaralardır. tabi aslında numara diyerek kübrik abiye çamur atmayalım, her halde kendisi de uzayın çok acayip biyer olduğuna inanmaktadır ki filmi böyle çekmiştir. belli ki kübrik de muhtemelen geceleri yatağına yattığında "ulan şu uzay ne acayip biyer amına koyyim yaaauv" şeklindeki düşüncelere garkolmaktadır. işte filimdeki o siyah taş kübrikin dilinden (sinama dilinden) dökülen kocaman bir "vay amına koyyim"dir. kübrik maymunların evrim geçirmelerini anlayamamakta "vay amına koyyim, daha dün kemiklen oynaşıyorlardı, aha şindi uzaya çıktı ****ler" demektedir. fakat uzayı da anlayamamakta, anlayıp adlandırabildiği bir kaç şeyin her biri için bir vay amına koyyim çekmektedir. bunların ilki "vay amına koyyim aya çıktı ****ler" şeklindeki yakın uzay, yani ay, ikinci ve sonuncusu ise "vay amına koyyim, jüpitere de gidecek ****ler"şeklindeki uzak uzay, yani jüpiterdir. jüpiterden ötesini ise hiç kafası basmamakta, düşünmeye çalıştıkça beyni bulanmakta, gözlerinin önünde bööyle ışıklar mışıklar çakmakta, görüşü dumanlanmaya kulakları uğuldamaya başlamaktadır. sankim ölecek gibi olmakta, kendini yaşlanmış, boku bokuna geçmiş bir ömrün sonunda çocukları tarafından yalnızlığa terk edildiği evinde yemek bile yemekten aciz bir zavallı olarak tahayyül etmekte, ödü bokuna karışmaktadır. işte o vakit "nabıyorum ben ya, deli mi sikti beni bunları düşünüyorum" diye silkinip kendine gelmekte, ölümün karşısına koyabildiği tek alternatifi, yani doğumu, kabak gibi kör gözüm parmağına ekranın tam orta yerine dünya kadar kocaman yerleştirmektedir. tabi ki klasik müzik eşliğinde.

    bu film yapay zeka üzerine bir film olabilir, bir gerilim filmi olabilir, klasik müzik eserlerine çekilmiş bir klip olabilir, "vay amına koyyim" kavramının açılımlanışı olabilir, ama kanaatimce uzay ve evrenin sırrı üzerine bir film değildir.
    (bindokuzyuzseksendort)****




  • The Shining güzel gerçekten
  • yönetmenlik bence herkesin anlayabileceği bir iş değildir... yönetmenlik bir yetenektir...

    ben stanley kubrıck'in hastasıyım... bu adam insan olamaz... gerçekten muhteşem bir adam... inanılmaz inanılmaz... onu anlatmak istesem sayfalar dolusu yazı yazabilirim... daha kötüsü bu yazılar sonunda onu tam anlamıyla anlatamayacak olmamdır... o anlatılacak bir insan , bir yönetmen değil... onu içinizde hissetmeniz gerekir...

    gerek vermek istedikleri gerekse (buraya dikkat) '''''kamera açılarını kullanımındaki ustalığıdır'''''...kamerayı o kadar muhteşem kullanır ki izlerken şahsen kusursuzluğu görürüm... ve bunu bana gösterdiği için kubrıcke olan hayranlığım her geçen saniye katlanır...

    genel anlamda filmlerinden bir çok sonuç çıkarılabilir... filmleri üzerine saatlerce düşünülebilinir...

    daha fazla yazmak istemiyorum...çünkü dediğim gibi tam anlamıyla onu anlatamayacağım...onu anlayan zaten anlamıştır...onu hissedebilen zaten hissetmiştir...beni gerçek anlamda sinema ile tanıştıran insandır kendileri... ona insan demek ne kadar doğru bu bile bence tartışılmalıdır...

    diğer bir konu ise bana göre stanley kubrıckin filmlerini beğenmeyen biri bence daha fazla zorlamamalıdır kendini...çünkü bu anlık bir şeydir... filmi izlerken ''işte bu'' dediğinizde olay bitmiştir zaten...o anı hissetmişseniz artık siz bir kubrıck bağımlısısınızdır... bak yazmayacağım dedim yine yazmaya devam ediyorum...napıyım kendimi alamıyorum...

    hea sadece kubrıck için geçerli değil bu durum... ben tarantinoyu da beğenirim,coen kardeşleri,david fincheri,Christopher Nolan,wachowski kardeşler,sphilbergi de çok beğenirim... ama kubrıck'in kapalı anlatımı beni ona çeken asıl unsurdur...

    tarantino demişken ona değinmeden de geçemeyeceğim... oda muhteşem bir insandır... özellikler kamera kullanımı neredeyse kubrıck'den bile daha iyidir diyebilirim...benide sinemaya ısındıran adam olmuştur.... reservoir dogs da ki bir sahnedende bahsetmek istiyorum...michael madsen polisin kulağını kestikten sonra depodan dışarı çıkıp arabanın bagajından benzini alır ve içeri girer...işte bu sahne çoğu insana göre bişey ifade etmesede ben burayı izlerken inanılmaz keyif alırım...bu sahneyi kime göstersem şuna benzer bir tepkiye maruz kalıyorum

    -olum bu ne lan , hastamısın nesin , sen buna sahne mi diyosun... geçen 2012'yi izledim binalar bi yıkılıyor aklın durur hacı... sonra yer yarılıyor felan...insanlar kaçışıyor manyak bişey hacı yaaa...

    - tmm sus... :-S gösterende kabahat...

    işte demek istediğim de bu... sadece anlamak gerek...

    neyse bu kadar yeter... yazmaya devam edersem pc'nin başından sabaha kadar kalkamayacağım için korkuyorum...

    saygılar...




  • shining i beğendim ben ama şu clockwork orange da çok sıkıcı yerler vardı
  • 
Sayfa: 1234
Sayfaya Git
Git
sonraki
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.