Şimdi Ara

sonuna kadar okuyun üşenmeyin acaip bir hikaye

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
2 Misafir - 2 Masaüstü
5 sn
19
Cevap
0
Favori
244
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
0 oy
Öne Çıkar
Sayfa: 1
Giriş
Mesaj
  • Bir bebeğin yarım kalmış günlüğünden...

    5 Ekim: Bugün var edildim. Buradayım. Varım. Müthiş bir duygu bu. Var olduğumu henüz annem ve babam bilmiyor.
    Bir elma çekirdeğinden bile küçüğüm. Ama ne de olsa, ben benim. Varım ya! Bu bana yetiyor.
    Henüz bedenim belli belirsiz, yüzüm yok ama, varlığımı ve benliğimi hissedebiliyorum.
    Bir kız olacağım ve baharda çiçekleri seveceğim.

    19 Ekim: Biraz büyüdüm. Kımıldamam mümkün değil.
    Annem henüz farkında değil ama onun kanıyla besleniyorum.
    Kalbini dolaşıp gelen sımsıcak kan bana geliyor.
    Beni sevecek bir kalbin kıpırtılarını şimdiden hissediyorum.
    Annem beni çok sevecek. Annem için güzel bir sürpriz olacağım.

    23 Ekim: Hiç göremediğim bir el ağzımı biçimlendirmeye başladı.
    Dudaklarımda onun dokunuşunu hissediyorum. Bu "el"in dokunduğu yerler dudağım damağım oluyor.
    Düşünün bir yıl sonra bu elin dokunduğu yerde tebessümler açacak, güleceğim.
    Dudağımdan ve dilimden sözler dökülecek. Herhalde önce "Anne!" diyeceğim. Anne duyuyor musun beni?
    Seninle konuşacağım. Sana güleceğim. Kimilerine göre hâlâ daha var değilmişim… Nasıl olur?
    Varım ve gülücükler sunacak dudaklarım da olmak üzere ya…
    Hem sonra bir ekmek kırıntısı ne kadar küçük olursa olsun yine ekmektir. Öyle değil mi anneciğim? Ah bir konuşabilsem!

    27 Ekim: Bugün pek mutluyum. İçimde tatlı bir kıpırtı başladı. Artık bir kalbim var.
    Kalbim atmaya başladı. Hayatım boyunca böyle atıp duracak. Sevgilerle dolduracağım kalbimi.
    Tıpkı anneminki gibi... Annem bedeninde iki kalbin birden atmaya başladığını bilseydi ne kadar sevinirdi!
    Duyuyor musun anne?

    2 Kasım: Her gün biraz daha büyüyorum.
    Kollarım ve bacaklarım da biçimlenmeye başladı.
    Hele bir büyüsün kollarım bak nasıl kucaklayacağım seni anneciğim.
    Şu ayaklarım da tamamlansın da, beraber çiçekli bahçemizde yürürüz. Belki birlikte okula gideriz.

    12 Kasım: Ah evet… Bunlar, bunlar ne kadar sevimli ve küçük şeyler.
    Aman Allah'ım parmaklarım da çıkmaya başladı. Bunlarla çiçek toplayacağım, annemin elini tutacağım, kalem tutacağım.
    Belki de güzel bir şiir yazacağım. Anneciğim, orada mısın? Ellerimi ellerinin arasına koymak için sabırsızlanıyorum.

    20 Kasım: Oh, nihayet.. Annem doktora gitti. Burada olduğumu öğrendi.. Yaşasın!
    Doktor teyze özel bir cihazla gördü beni. Ultrason diyorlarmış. Resmimi bile çekti.
    Sevinmiyor musun anneciğim? Seneye kalmaz kollarının arasında olacağım…

    25 Kasım: Artık babam da burada olduğumu biliyor. Fakat henüz kız olduğumun farkında değiller.
    Onlara sürpriz yapacağım..

    10 Aralık: Bugün yüzüm tamamlandı. Artık iki güzel gözüm, bir küçük burnum, dudaklarım ve yanağım var…
    Anneme benziyorum galiba…

    13 Aralık: Artık çevreme bakabiliyorum. Etrafım çok karanlık ama olsun.
    Yine de mutluyum. Yaşıyorum ve varım.
    Kısa bir süre sonra gün ışığını görebileceğim, renkleri ve çiçekleri tanıyacağım. Rüyamda gördüm.
    Dünyada gökkuşağı diye bir şey varmış.. Onu çok merak ediyorum..
    Anneciğim, babacığım sizin yüzünüzü de göreceğim. Tanışacağız… Mutlu olacağız. Gülüşeceğiz..

    24 Aralık: Kulaklarım daha iyi duyuyor artık. Anneciğim, senin kalbinin seslerini duyuyorum.
    Benim kalbimin atışlarını da sen duyabiliyor musun? Hatta sesini bile tanıyabiliyorum.
    Sesin ne kadar tatlı… Hiç duymadığım bir şey bu… Güzel ve sağlıklı bir kız olacağım.
    Kollarında uyuyacağım, yüzüne bakacağım, o tatlı sesini dinleyeceğim.
    Benim için ninni de söyleyecek misin anneciğim? Sen de beni özlüyorsundur mutlaka…
    Beni koklayacaksın.. Çok seveceksin, değil mi?

    28 Aralık: Anne burada bir şeyler oluyor. Doktor abla neden mutsuz bakıyor böyle...
    Sen acı çekiyor gibisin. Kalp seslerin değişti... Sustun. Benimle niye konuşmuyorsun anne?
    Anne… Anne… Anneciğim… Yüzümde soğuk bir şey hissediyorum. Anne, yüzümü parçalıyorlar...
    Anne bir şeyler yap… Anne… Kolumu çekiyorlar anne… Canım yanıyor anne... Anne…
    Ayaklarımı parçalıyor bu şey anne... Beni sana bağlayan damarı kopardılar anne…
    Anne kalbimi parçalıyorlar… Anneciğim… Anne… Anne… An… Ah!

    Kürtajınız tamamlandı hanımefendi. Geçmiş olsun!
    28.11.2004
    SENAİ DEMİRC







  • cok eski bu...
  • gözler falan oluştuktan sonra kürtaj için geç diye biliyorum?
  • quote:

    Orjinalden alıntı: Cernunnos

    gözler falan oluştuktan sonra kürtaj için geç diye biliyorum?

    Bende doğmamiş bebekler konuşamaz diye biliyodum ya neyse artik
  • Yapay Zeka’dan İlgili Konular
    Daha Fazla Göster
  • quote:

    Orjinalden alıntı: girmiyor


    quote:

    Orjinalden alıntı: Cernunnos

    gözler falan oluştuktan sonra kürtaj için geç diye biliyorum?

    Bende doğmamiş bebekler konuşamaz diye biliyodum ya neyse artik




    ya oraları hikayeyi anlatmak için kullanılmışta, benim kastettiğim şey işin bilimsel kısmıydı biyolojim rezalettirde




  • Yanlış hatırlamıyorsam 2 ay veya 3 aya kadar yapılan kürtajlar dinimizce caizdir ancak ne olursa olsun kendimizden bir parçanın yok oluşu üzücü
  • Benim bildiğim yasalar 6 haftaya izin veriyor.
  • ÜZÜLDÜM YAA










































































































  • kanuni olarak 10. gebelik haftasına kadar tıbbi olarakta 16. gebelik haftasına kadar olan feüsler kürete edilebilir.
  • ya kürtaj ne demek
  • quote:

    Orjinalden alıntı: sweerboy

    ya kürtaj ne demek


    bravo Günün sorusu
  • hani floppy bozuksa "abort" edeyimmi der ya o işte
    quote:

    Orjinalden alıntı: sweerboy

    ya kürtaj ne demek
  • quote:

    Orjinalden alıntı: sweerboy

    ya kürtaj ne demek


    Kadının içindeki (rahimdeki) bebeğin (yani ceninin) adeta elektrikli testereyle parçalanarak katledilmesi, öldürülmesi ve neticesinde gebeliğin sona erdirilmesi işlemidir.
  • Oha öylemi oluyor yav bu iş. Ben tüp gibi birşey ile çekiyorlar sanıyordum.
  • quote:

    Orjinalden alıntı: phatoshwest

    Oha öylemi oluyor yav bu iş. Ben tüp gibi birşey ile çekiyorlar sanıyordum.


    evet, aynen öyle oluyor maalesef...
  • vakumlu ve kasikli olarak iki turlu (daha da olabilir) kurtaj vardir. vakumlular rahimden ceninin uffffffffffffft seklinde cekilmesi ile cenin parcalarinin bir kaba dolmasi imis ki en sagliklisinin bu oldugu soyleniyor. kasikli yontem ise daha bir ilkel yontem olup, kasiga benzeyen uzun ince ve ucunda kazimak amaci ile yapilmis sirt kasimaya yarayan tahta el misali bir aparat bicimli aletin vajinaya sokulup, ceninin orada direk parcalanmasi ile yapilan bir islem(mis). kasikli yontem sonucunda kadinin tekrar hamile kalma olasiligi vakumlu yonteme gore daha dusuk olup, cenini ile birlikte olme riski de daha yuksekmis.
  • 
Sayfa: 1
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.