Şimdi Ara

Sinema Bilgisini Geliştirmek (3. sayfa)

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
2 Misafir (1 Mobil) - 1 Masaüstü1 Mobil
5 sn
63
Cevap
8
Favori
2.898
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
0 oy
Öne Çıkar
Sayfa: önceki 1234
Sayfaya Git
Git
sonraki
Giriş
Mesaj
  • Oo, güzel tartışma var ben de mi karışsam .
  • Sinema geniş bir tabirdir. Sinema bir sanattır öncelikle.. Bunun bir de teknik kısmı var. Film izleyerek sinema kültürü geliştirilmez, sadece yardımcı olur izleyene. Önemli olan öğe ne izlediğinin farkındalığı içerisinde olmaktır. Özellikle sinematografisini konuşturan yönetmenlerin filmlerin içine yerleştirdikleri felsefi düşünceyi kavramak, yorumlamak ve senaryonun içine oturtmak gerekiyor kendi kafanızda.

    Yönetmen filmlerinden gidecek olursanız mutlaka tarzını, hangi akıma mensup olduğunu, nasıl bir beyazperde zekasına ve çevikliğine sahip olduğunu bilmek şart. Bunları tamamladıktan sonra gerekli birikimler sayesinde zaten izlenilen filmi bir kalıba oturtmak zor değil. Bunlardan sonra zaten o gelişim süreci kendiliğinden gelir. Şunu da unutmamanız gerekir ki ülkemiz şartlarında Federico Fellini, Ingmar Bergman, Andrei Tarkovsky, Lars von Trier izleyen kişi sayısı çok azdır. Ancak insan kendisi için sanatı baş tacı yapmalı, filmlere anlam katmalı.. Bazıları sadece popülistlikten öteye gidemeyip ''bilmem kaç tane film izledim sen ne diyorsun'' havasında takılırlar. Her zaman nitelik önemlidir, seyirlik değil. Tabii ki bir şey daha fazla izlemek insana çok şey katacaktır. Unutmamak gerekiyor ki çok izlemek öz izlemek demek değildir.

    Arkadaşlar zaten yönetmenler önermiş. Bunlardan ziyade çok daha fazla listeyi takip etmek isterseniz;

    https://eksisozluk.com/entry/42718074

    Bunu verebilirim. Tabii ki temel olarak bilinen listelerin (Top 250, 1001 Film vb.) haricinde. Fakat Top 250'yi de büyütmemek gerekiyor fazlasıyla. Hele ki son dönemde iyice Marvel filmleri de girmeye başladı. Top 250'nin özelliği olan kült, öncü, teknik ve başyapıt filmlerin arasına istisnalar dışında bu tarz filmleri koymak yakışmıyor. Haliyle bunlarda listeyi gözümde değersiz kılıyor.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Ed Wood -- 27 Mayıs 2014; 22:07:47 >




  • St.Rendroy kullanıcısına yanıt
    Cannes'dan beri tartışmıyorduk güzel olur Arkadaş da tam konusunu açmış yani, burada bir tartışma başlarsa öyle böyle büyümez ucu açık gider de gider
  • quote:

    Orijinalden alıntı: Mr.Pacino


    quote:

    Orijinalden alıntı: lovekrand

    Forumda IMDb yi kucumseyip sonra da Kubrick , Hitchcock gibi yönetmenleri onerenler olmuş . Bu yonetmenlerin bu kadar popüler olmasinin ve filmlerinin bolca izlenmesinin nedeni de top250 dir. Evet bu yönetmenler kendi tarihlerinde pek bir basari elde edemediler ama günümüzde haklari gayet veriliyor . Bu yönetmenler top250 de en çok filmi olan yonetmenlerdir ayrıca . Bir de Nolan i falan kucumseyenler olmuş . Allah popüler kültür dusmanligindan korusun :)

    Ben top250 yi kucumsemedim, sadece o listedeki her filme basyapit gozuyle bakilmasi sacma o yuzden o konuda arkadasa destek verdim. Asil o bahsettigin yonetmenlerin filmleri basyapit ve o listeyi onlar degerli kiliyor zaten.

    Ayrica son cumlene gelecek olursak da, asil Allah bizi populer kulturden korusun. Populer kultur bir zehirdir ve sende kalkmis populer kulturu savunmussun bir nevi.

    C.Nolan konusunda da yanlis anlamissin beni, ben hangi cumlemde Nolani kucumsemisim bi goster bakayim? Ben orada populer kultur zehrine kapilarak sinemayi bir iki yonetmenden ibaret, efekt-aksiyon filmlerinden ibaret sanan kisileri kucumsedim iyi oku.



    @Karpuzcu. Diger mesajimda belirtmeyi unutmusum, elestiri ve film hakkindaki yorumlar size hic bir sey katmaz demissin, ona da katilmiyorum. Elestiriler,yorumlar filme goremedigin bambaska bir acidan bakmani saglar ama her yorum ve elestiri degil tabii. Ciddiye alacagin yorum ve elestirileride kendin bulacaksin, secici olacaksin. O zaman yarari olur yorum ve elestirilerin.
    Bunun disinda anladim ne demek istedigini. Sinema konusunda daha da ilerlemek istiyorsan film izlemekten fazlasini yapman gerekir demek istemissin yanlis anladim

    Ben mesajımı diirek sana yazmadım, forumu okudum genel bir cevapla kendi görüşümü belirttim, yukarıda arkadaşın da birçok görüşünü beğendim ama bazılarının absürd olduğunu söyledim. Direk üstünüze almışsınız:)

    Ayrıca efekt-aksiyon filmleriyle hangi filmleri kastettiniz anlamadım . Efektlerde sinema için önemli bir daldır. Oscar adaylığı da vardır . Kaliteli bir senaryoya felsefesi yedirilmiş sağlam efektler her zaman gerekli ilgiyi görmüştür .Tabi bu tarz filmler çok nadir oluyor .

    < Bu ileti mini sürüm kullanılarak atıldı >




  • Şimdi sen de benim dediğim yerlere geliyorsun . Elbet belli dönemlerin sinema filmlerini iyi anlamak için o dönemin kitaplarını,akımlarını vs. araştırmak yararlı olacaktır ama herkes sırf sinema için o dönemlerle ilgili kitap okumak istemez.Bunu sadece profesyonel sinema severler yapar .Gerekli eleştiri ,kritikleri vs. takip eden bir insan da en azından neye vurgu yapılmak istendiğini ne anlatılmak istendiğini anlamış olur .

    Benim sizi asıl eleştirdiğim hususlar farklıydı tamamen.Kullandığınız tabirler, eleştirilere karşı küçümser bakışlarınız vs. idi neyse.

    < Bu ileti mini sürüm kullanılarak atıldı >
  • Şimdi tüm yorumları okudum, katıldığım düşüncelerden çok katılmadığım şeyleri bir mesajda toplayayım dedim.

    quote:

    Bir de Atilla Dorsay'ın 100 Yılın 100 Türk Filmi, Hayatımızı Değiştiren Filmler (1995-2005) gibi kitapları var. Onları biraz karıştırabilirsin.
    @diminishedtriad

    Buna pek katılmıyorum Atilla Dorsay gününün adamıdır açıkcası. Biraz eski tarihli yazılarını okursanız (30-40 yıl eski) ne kadar cahil olduğunu görebilirsiniz. Kitapların içindeki filmleri bilmiyorum tabi ama muhtemelen içine gösteriş için Muhsin Ertuğrul filmleri de sıkıştırmıştır. Ayrıca sanırım ilk yazdığın kitapta bilgi hataları da var bir arkadaşım bir filmde yazdıklarının filmle hiçbir ilgisi olmadığını söylemişti. Yani başlık altındaki filme yazdığı yorumlar filmle hiç ilişkisi olmayan olayları kapsıyormuş. Neyse konumuz Atilla Dorsay değil, çok mühim de değil zaten bu . Belirteyim istedim.

    quote:

    Buradan top 250 den son 15 yilda çekilen filmleri izlemenin öncelikle tavsiye ederim . Filmlerin her birini izledikten sonra film , yönetmen ve oyuncular hakkında yorumları bolca okumalisin . Filmi izlemek film bilgini arttirmaz ama yorum ve eleştirileri okumak arttirir.


    Kesinlikle katılmıyorum. 1.si IMDb hiçbir zaman bir filmi değerlendirme kriteri olamaz. IMDb'ye genel geçer herkes oy verebiliyorken hiçbir filmin değerlendirilme kıstası IMDb puanı olamaz. Belki ilk kurulduğu yıllarda düzgün bir kıstas olabilirdi bizim için ama şuan bu kadar yaygın bir internet kullanımı varken ve popülizm herkesin kanına işlemişken, bu listelerin hiçbir değeri yok. IMDb bir sinema sever için en güzel bir bilgi arşivi olarak kullanılabilir. Puanlama kısmının hiçbir anlamı yok dediğim gibi.

    Ayrıca sinema bilgisini geliştirmeyi isteyen birine öncelikle son 15 yılda çekilen filmleri önermek yanlış olur. Bana kalırsa sinema tarihi ülke ülke ve o ülkelerin içerisinde dönem dönem incelenmeli. Örneğin Fransız sinemasını araştırmak isteyen bir sinemacı önce Avantgarde dönemini, sonra Fransız Yeni Dalgası'nı inceleyebilir. Bu akımlar içindeki yönetmenleri araştırabilir ve örneklerini inceleyebilir. Kronolojik olarak gidilerek son 15 yıla ulaşmak daha verimli olur.

    Ayrıca film izlemekten daha çok bir sinemacının açısını genişleten, ufkunu açan bir şey olamaz. Çünkü @diminishedtriad 'in de dediği gibi sinema duygulara hitap eden bir sanattır ve herkes kendi hislerine göre filmleri yorumlar, anlamlandırır ve değerlendirir. Ama yine @diminishedtriad 'in dediği gibi bir felsefi altyapısı olan ve ilkbakışta anlaşılmayacak olan filmler için yazılar okunabilir. Ama her zaman öncelik kendi değerlendirmesi olmalı insanın. Tabi bu değerlendirmenin sağlıklı olması da ne kadar fazla film izlediğine ve bu işle ne kadar iç içe olduğuna göre değişir. Bu yüzden ilk başlarda izlediğin filmlerin daha sonra tekrar izleme ihtiyacı duyabilir insan.

    quote:


    Ha bu arada sanat filmi diye ayıran yobaz beyinler artık ölse keşke.

    Sinema sanatın 7.dalıdır. Ne olursa olsun çekilen her film bir sanat parçasıdır.
    @Karpuzcu.

    Şimdi ben de senin gibi ''sanat filmi'' olgusunun anlamsız olduğunu düşünüyorum ama bence sen biraz abartmışsın. Evet sinema 7. sanattır doğru ama bu sanat dalında ürün veren herkesin bu gayeyi taşıdığına inanmıyorum. Bu gayeyi taşımayan ve niteliksiz ürünler ortaya koyan birinin de sanatçı olduğunu, ortaya çıkardığı şeyin sanata dair bir şey içerdiğini düşünmüyorum. Bu da her filmi bir sanat parçası yapmaz kesinlikle.

    Kurosawa, sinemanın bence de tanrısıdır ayrıca. Yazının başında katılmadıklarımı söyleyeceğim dedim ama dayanamadım buna.

    quote:

    Amatör bir izleyici olarak Akira Kurosawa favori yönetmenimdir ve seninde dediğin gibi Kurosawa sinema tarihinin en önemli yönetmenlerindendir. Şimdi benim Kurosawa'yı anlamak için önce bir ton kitap okumam mı gerekiyor, yani sinema toplumun her kesimine hitap eden bir sanat dalı değil mi?
    @Mr.Pacino

    Şöyle ki bence Kurosawa dünyadaki her zihinsel, kültürel seviyedeki insanı etkileyecek bir isim. Ama tabi bu etkileme Kurosawa'nın filmine kattığı her şey için geçerli değildir. Örneğin izleyen var mı bilmiyorum Kagemusha'da
    Kagemusha ile Shingen'in torununun bir ayrılık sahnesi var. Kagemusha'nın Shingen olmadığı ortaya çıkıyor ve kapı dışarı ediliyor. Ama o çocuğu son bir kez görmek istiyor. Yine de izin vermiyor askerler ve kapı dışarı ediliyor Kagemusha. Daha 1 saat önce yanına yaklaşamayan adamlar tarafından yaklaşıyor. İşte bu aslında tüm insanlık tarihindeki ''gücün, bireye olan yansıması'' nın kısa bir özetidir. Belki bunu herkes benim gibi dile getiremeyebilir ama Kagemusha üzüldüğünde, gözleri dolduğunda, o çocuğa bir daha sarılmak istediğinde herkes üzülür. Herkes Kagemusha'nın hissettiklerini en derinden hisseder.
    İşte bence Kurosawa'yı Kurosawa yapan da budur, onun estetik görkemini ayrı bir parantezde tutarsak tabi.

    Başka bir taraftan baktığımızda da mesela : @vorschlaghammer arkadaşımın bizim yaptığımız Akira Kurosawa haftaları programında ''Ikiru'' üzerine bir yazısı vardı. Filmin büyük bir kısmını Goethe'nin Faust kitabıyla ilişkilendirmişti arkadaşım. Mesela ben bunu farkedemezdim çünkü ben kitabı okumadım. Ama o okumuş birisi olarak Kurosawa'nın ortaya koyduğu felsefi görüşü yakaladı. Ben ise filmin daha duygusal, hissel ve eleştirel boyutunu gördüm. İşte bu noktada, genel bilgi birikiminin filmi anlamada ne kadar yararlı olduğunu görebiliriz.

    quote:

    Bu kadar insan bu isten boşuna mi para kazanıyor. Bir eleştirmenin yazdigi bir yazi filmin kaderini değiştiriyor. Yeri geliyor bir eleştirmen 10 yil önceki köşede kalmis bir filmi çok popüler , kült bir eser olarak saydirabiliyor.Yeri geliyor vizyona giren bir film hic beğeni almazken bir yazi ile değeri bambaşka bir yere gelebiliyor.
    @lovekrand

    Kısa ve öz : Evet boşuna para kazanıyor. Dünyada eleştirmen olmaktan daha kebap bir iş yok kanımca. Ama bu konuyu uzatmayalım çünkü benim kişisel inancımdır bu. Sen farklı olduğunu düşünüyorsun, saygı duyarım.

    quote:

    Forumda IMDb yi kucumseyip sonra da Kubrick , Hitchcock gibi yönetmenleri onerenler olmuş . Bu yonetmenlerin bu kadar popüler olmasinin ve filmlerinin bolca izlenmesinin nedeni de top250 dir.


    Şimdi bu yorum çok absürd kaçmış başta söylemem gerek. Neresinden tutsam elimde kalıyor. Kubrick ve Hitchcock'un ön plana çıkmasının nedenini top 250'ye bağlamak en başta Kubrick ve ne kadar filmlerini beğenmesem de Hitchcock'a hakarettir. Bu adamlar hayatlarını sinema uğruna harcamış, özellikle Kubrick. Ayrıca kendi dönemlerinde başarı elde edemediler demişsin ama hiç alakası yok.

    Her ne kadar ödüllere kafa yormayan biri olsam da sana somut verilerle cevap vereyim.

    Hitchcock : 5 Oscar Adayı, 31 diğer festivallerde ödül kazanmışlığı var.

    Ayrıca : Psycho : 800 bin dolara çekilmiş, 60 milyon dolar kar etmiş.
    North by Northwest : 4.3 Milyon dolara çekilmiş, 10 milyon kar etmiş.
    Vertigo : 2.5 milyon dolara çekilmiş , 15 milyon dolar kar etmiş.
    Rebecca : 1.2 milyon dolara çekilmiş, 6 milyon dolar kar etmiş.
    Rear Window: 1 milyon dolara çekilmiş, 36 milyon dolar kar etmiş.

    Kubrick:

    5 Oscar adaylığı var 1 kez de kazanmış Space Odyssey ile . 39 da diğer festivallerden ödül toplamış. Tekrar hatırlatıyorum bunların benim için hiçbir değeri yok Kubrick'in değerini aldığı üç beş ödülle sınırlandıracak kadar sığ bir adam değilim. Ama senin ''dönemlerinde pek bir başarı elde edemediler'' sözüne somut nitelikte cevaplar bunlar.

    Space Odyssey : 10 milyon dolara çekilmiş, 190 milyon dolar kar etmiş.
    Barry Lyndon : 11 milyon dolara çekilmiş, yaklaşık 35 milyon dolar kar etmiş.
    Full Metal Jacket : 30 milyon dolara çekilmiş , 46 milyon dolar kar etmiş.
    Spartacus : 12 milyon dolara çekilmiş, 60 milyon dolar kar etmiş.
    A Clockwork Orange : 2 milyon dolara çekilmiş, 26 milyon dolar kar etmiş.

    Bunlar rakamlar. Bence Kubrick gibi Hitchcock gibi adamlar hakkında konuşmadan önce biraz bilgi sahibi olmak gerek. Onların kalıcılıklarını, ünlerini top 250'ye bağlamak ilk başta dediğim gibi kendilerine çok büyük hakarettir.

    quote:

    Bir altyapı oluşturmak için bilgi sahibi olmak zorundasınız, bu sinema dahil herşey için geçerlidir. Film çekerken neden bir kişi alt açıda çekilir neden bir kişi üst açıda çekilir bunları bilmeden kendi anlatmak istediklerinizi bile anlatamayabilirsiniz.
    @Karpuzcu.

    Bu önemli ve doğru bir yorum olmuş her ne kadar yine ilk baştaki kuralımı bozsam da atlamayalım bunu. Gerçekten herhangi bir işle ilgili fikir sahibi olmadan önce biraz bilgi sahibi olmakta yarar var. En azından filmin çekildiği ülkenin, o devirdeki toplumsal sorunlarını, siyasi meselelerini incelemek bile bize bir yol sunacaktır.

    quote:

    Film izleyerek sinema kültürü geliştirilmez, sadece yardımcı olur izleyene. Önemli olan öğe ne izlediğinin farkındalığı içerisinde olmaktır. Özellikle sinematografisini konuşturan yönetmenlerin filmlerin içine yerleştirdikleri felsefi düşünceyi kavramak, yorumlamak ve senaryonun içine oturtmak gerekiyor kendi kafanızda.
    @Ed Wood

    Her ne kadar film izleme farkındalığının önemi konusunda haklı olsan da kalınlaştırdığım yere katılmıyorum. Çünkü sinemada kişisel altyapıyı oluşturan sinemanın kendisidir zaten. Ama yazımın başlarında da söylediğim gibi bir filmin belki ilk izlediğinizde daha basit yönünü, ikinci ve daha sonraki izleyişinizde daha derin yönünü kavrarsınız. Ama her izleyişiniz, her yönetmenle, her filmle vakit geçirişiniz sana bir altyapı oluşturur. Bir yönetmen hakkında koca koca kitaplar okumak, emin olun o yönetmenin sizin içinize işlediği bir sahneden daha etkili bir alt yapı oluşturmaz insana. Tabi ki yönetmenler hakkında, sinema hakkında araştırma kitapları incelemek önemlidir, bu da ürünlerini daha iyi okumamızı sağlar ama film izlemenin sinema kültürünü geliştirmeyeceğine kesinlikle katılmıyorum. Tabi bunun yanında filmin nitelik faktörü de çok önemlidir ki sen de bunu belirtmişsin.




  • Orada aslında şunu kastediyorum; Film derken asıl belirtmek istediğim şey, hayatı boyunca çerezlik ya da overrated filmleri izleyerek geçirenlere. Ek olarak değindiğim konu ise örnek olarak 2001: A Space Odyssey filmine çöp diyen bir insanın ne kadar film izlerse izlesin (ki burada dolu filmleri izleyip çöp diyecekleri ortada) kendi içinde bulunduğu kültürün bir tık üzerine bile koyamayacağıdır. Aksi halde tabii ki film izleyerek bir insan kendini geliştirebilir. Fakat film izleyerek 'sinema kültürü' gibi geniş bir kavramın edinilemeyeceğini belirtiyorum. Film izle, kötü/iyi de geç diğer filme.. Biliyorsun ki böyle yapan tonla insan var. Şimdi bu düşüncede, karakterde bir insanın ikinci izleyişinde hiçbir şey okumayarak (izlediği filmle ilgili) o filmde bir ayrıntı yakalayacağı düşüncesi bana göre komik bir ütopya. Kaynak kitaplardan asla bahsetmiyorum burada.. Bende hayatımda hiç sinemayla ilgili kitap okumadım.

    xxx, aaa, bbb filmlerinin yönetmeni kimdir? sorusuna, şu yönetmendir diye cevap veremez yukarıda belirttiğim türde kişiler. Bu kadar basit bir soruya cevap veremeyecek olanlar bence bu kültürden pek bir şey alamamış olanlardır.

    Demek istediğim bunlardan ibaret. Geniş bir tanım yaparak hata yapmış olabilirim..




  • quote:

    Orijinalden alıntı: Ed Wood

    Orada aslında şunu kastediyorum; Film derken asıl belirtmek istediğim şey, hayatı boyunca çerezlik ya da overrated filmleri izleyerek geçirenlere. Ek olarak değindiğim konu ise örnek olarak 2001: A Space Odyssey filmine çöp diyen bir insanın ne kadar film izlerse izlesin (ki burada dolu filmleri izleyip çöp diyecekleri ortada) kendi içinde bulunduğu kültürün bir tık üzerine bile koyamayacağıdır. Aksi halde tabii ki film izleyerek bir insan kendini geliştirebilir. Fakat film izleyerek 'sinema kültürü' gibi geniş bir kavramın edinilemeyeceğini belirtiyorum. Film izle, kötü/iyi de geç diğer filme.. Biliyorsun ki böyle yapan tonla insan var. Şimdi bu düşüncede, karakterde bir insanın ikinci izleyişinde hiçbir şey okumayarak (izlediği filmle ilgili) o filmde bir ayrıntı yakalayacağı düşüncesi bana göre komik bir ütopya. Kaynak kitaplardan asla bahsetmiyorum burada.. Bende hayatımda hiç sinemayla ilgili kitap okumadım.

    xxx, aaa, bbb filmlerinin yönetmeni kimdir? sorusuna, şu yönetmendir diye cevap veremez yukarıda belirttiğim türde kişiler. Bu kadar basit bir soruya cevap veremeyecek olanlar bence bu kültürden pek bir şey alamamış olanlardır.

    Demek istediğim bunlardan ibaret. Geniş bir tanım yaparak hata yapmış olabilirim..

    Tabi çıkmaza sürüklenmiş garip insanlar var haklısın. Ben normal insan üzerinden yürüttüm düşüncelerimi.




  • St.Rendroy kullanıcısına yanıt
    Ben Türkiye'de Attila Dorsay'dan başka sinema eleştirmeni görmediğim için onu önereyim dedim. Birkaç kitabını okumuştum kütüphanede. Yılmaz Güney'le ilgili filan da bir kitabı vardı ama Türk literatürü çok zengin değil sinema konusunda ne yazık ki. Aslında yazılacak çok şey var da sinemayla içli dışlı olarak burada yazılanların yüzde doksanına katılamıyorum, hatta cinlerim tepeme çıkıyor. Hiç olmazsa size daha müsterih cevap yazabiliyorum.
    Bence sanat sineması ve gişe sineması ayrımı vardır. Hatta art film kavramı vardır. Sinemada var oğlu vardır. Ben son 4-5 yılda sinema hakkında kazandıklarımı kitaplardan kazanmadım. Sinemada yetkinleşmeyle sinema hakkında kitap okumanın arasında çok fazla bağıntı yok.
    Tamamen görsel ve öznel bir sanattan bahsediyoruz yahu. Sanattan bahsediyoruz yani, Fight Club'daki tarikat bilmem ne yorumlarını okumak isteyen okur yine. Ben o tür filmleri de kesinlikle ayırırım. Bu beni yobaz yaptıysa vay hâlime O filmleri ayırmam da 4-5 yılın bana kazandırdığı neticelerden biridir. Pirinçten taşları ayıkladık fena mı. Sinema her anlamda izlenerek öğrenilir. Yeni Dalga Akımını, Brezilya'daki Akımı, İtalyan Yeni Gerçekçiliğini, İngiltere'deki Özgür Sinema Akımını, o akımların ürünü olan filmleri izleyerek öğrenirsiniz. Zaten sinemadaki teknikler de akım filmlerinin özelliklerinin iyice anlaşılmasıyla öğrenilebilir. Yeni Dalga mı öğrenmek istiyorsun aç başlıca filmlerini. Vivre sa Vie, Les quatre cents coups, Que la bête meure vs. Zaten bu filmleri izledikçe akımın özellikleri de sen de yerleşiyor. Godard'ın sinemadaki kurguyla yani montajla nasıl oynadığını, sahneleri nasıl birleştirdiğini, sinema dilini nasıl özgürleştirdiğini görüyorsunuz. O zamana değin, klasik, romantik filmler çekilegelmiş, bu akım da sinema alanında devrim sayılır. Oturup Fransız Yeni Dalgasıyla ilgili on sayfalık makale okumak istiyorum diyen de buyursun okusun. İtalyan Yeni Gerçekçiliği de çok önemli bir akımdır, açın Roberto Rosselini'nin üçlemesini izleyin, Vittoria de Sica'nın filmlerini izleyin. Eski İtalyan sineması tam bir hazinedir. Tarkovski, Bergman, Bunuel gibi adamlar da hiçbir akıma bağlı kalmamışlardır. Sinemada auteur director diye bir kavram var. Bakın bakalım kimmiş bu yetkin/işinin ehli yönetmenler, takip edin.
    Ha bir de sinemada kendimi geliştirmek istiyorum diyenin ayağına her şey hazır gitmiyor. Bu alanda yetkinleşmek biraz emek isteyen bir şey. Ülkeler-akımlar-yönetmenler, bunları takip ettiniz mi iş tamam.
    Neyse daha da yazmak istemiyorum şuraya Ortalık yazım yanlışından, imla hatasından geçilmiyor. Kitap okuma bakın burada işe yarayabilir.




  • quote:

    Orijinalden alıntı: diminishedtriad

    Ben Türkiye'de Attila Dorsay'dan başka sinema eleştirmeni görmediğim için onu önereyim dedim. Birkaç kitabını okumuştum kütüphanede. Yılmaz Güney'le ilgili filan da bir kitabı vardı ama Türk literatürü çok zengin değil sinema konusunda ne yazık ki. Aslında yazılacak çok şey var da sinemayla içli dışlı olarak burada yazılanların yüzde doksanına katılamıyorum, hatta cinlerim tepeme çıkıyor. Hiç olmazsa size daha müsterih cevap yazabiliyorum.
    Bence sanat sineması ve gişe sineması ayrımı vardır. Hatta art film kavramı vardır. Sinemada var oğlu vardır. Ben son 4-5 yılda sinema hakkında kazandıklarımı kitaplardan kazanmadım. Sinemada yetkinleşmeyle sinema hakkında kitap okumanın arasında çok fazla bağıntı yok.
    Tamamen görsel ve öznel bir sanattan bahsediyoruz yahu. Sanattan bahsediyoruz yani, Fight Club'daki tarikat bilmem ne yorumlarını okumak isteyen okur yine. Ben o tür filmleri de kesinlikle ayırırım. Bu beni yobaz yaptıysa vay hâlime O filmleri ayırmam da 4-5 yılın bana kazandırdığı neticelerden biridir. Pirinçten taşları ayıkladık fena mı. Sinema her anlamda izlenerek öğrenilir. Yeni Dalga Akımını, Brezilya'daki Akımı, İtalyan Yeni Gerçekçiliğini, İngiltere'deki Özgür Sinema Akımını, o akımların ürünü olan filmleri izleyerek öğrenirsiniz. Zaten sinemadaki teknikler de akım filmlerinin özelliklerinin iyice anlaşılmasıyla öğrenilebilir. Yeni Dalga mı öğrenmek istiyorsun aç başlıca filmlerini. Vivre sa Vie, Les quatre cents coups, Que la bête meure vs. Zaten bu filmleri izledikçe akımın özellikleri de sen de yerleşiyor. Godard'ın sinemadaki kurguyla yani montajla nasıl oynadığını, sahneleri nasıl birleştirdiğini, sinema dilini nasıl özgürleştirdiğini görüyorsunuz. O zamana değin, klasik, romantik filmler çekilegelmiş, bu akım da sinema alanında devrim sayılır. Oturup Fransız Yeni Dalgasıyla ilgili on sayfalık makale okumak istiyorum diyen de buyursun okusun. İtalyan Yeni Gerçekçiliği de çok önemli bir akımdır, açın Roberto Rosselini'nin üçlemesini izleyin, Vittoria de Sica'nın filmlerini izleyin. Eski İtalyan sineması tam bir hazinedir. Tarkovski, Bergman, Bunuel gibi adamlar da hiçbir akıma bağlı kalmamışlardır. Sinemada auteur director diye bir kavram var. Bakın bakalım kimmiş bu yetkin/işinin ehli yönetmenler, takip edin.
    Ha bir de sinemada kendimi geliştirmek istiyorum diyenin ayağına her şey hazır gitmiyor. Bu alanda yetkinleşmek biraz emek isteyen bir şey. Ülkeler-akımlar-yönetmenler, bunları takip ettiniz mi iş tamam.
    Neyse daha da yazmak istemiyorum şuraya Ortalık yazım yanlışından, imla hatasından geçilmiyor. Kitap okuma bakın burada işe yarayabilir.

    Yani kısmen haklısın ama şunu da unutmamak gerek mesela İtalyan Yeni Gerçekçiliği'nin örneklerini incelerken aynı zamanda 1940-1950 İtalyası'nın koşullarını, bireylere neler yüklediğini de bilmek gerek. Bunları bilmeden de birçok farklı duygu hissedebilir insan ama bu daha iyi anlamaya yol açar. Ama genel olarak asıl gelişimin ''film izleme'' üzerinden kazanıldığı konusunda sana katılıyorum.




  • Konu çok değerli, favorilere ekliyorum. Lakin şuan uyuyorum çıkamam yarısında bırakmak zorunda kaldım.
  • @Karpuzcu. Bir kac konu haricinde anlastik merak etme o konularda da anlasacagimizi pek sanmiyorum bence her film sanat degildir, sirf gise icin cekilen filmlere sanat demem ben ama cogu fikrinde ilk basta soylemek istedigini cok kisa belirttigin icin yanlis anladim, diger konularda problem yok.

    @St.Rendroy Sende Karpuzcu arkadasin film-kitap iliskisi hakkindaki dusunceleriyle hemen hemen ayni seyler soylemissin. Katildigim yer, bir filmde yonetmenin vermek istedigi mesaji dogru sekilde alabilmek icin hem o yonetmen hakkinda hem de donemi hakkinda bilgi sahibi olmak gerekiyor. Dedigin gibi bilgi sahibi olursak o filmden cok daha genis anlamlar cikarabiliriz ve sinemayi seven birinin yapmasi gerekende bu zaten
    Ama birde katilmadigin bir yer var, @Ed Wood un da dedigi film izlemek sinema kulturunu gelistirmez kismi. Film bu isin ozudur, evet o filmi ceken hakkinda,cekilen donem hakkinda veya genel olarak sinema konusunda bilgi sahibi olmak filmi daha iyi kavramamizi saglar ama bilgi sahibi olmadan da o filmden bir seyler kapabilir bence isteyen herkes. Sinema konusunda film izlemeyi niye bu kadar degersiz gordunuz anlamadim

    Neyse, arkadas yardim isteyince aklima gelen bir kac yonetmeni yazdim, bu yonetmenleri izlemek sinema hakkinda fazla kitap okumasan bile sinemaya bakis acini degistirir bence. Tartismanin buralara gelecegini tahmin etmemistim

    Bence bu konudan cikarilacak ana yargi, sinemayi daha genis gormek istiyorsan sadece film izlemekle yetinme ama film izlerken de secici ol, onune gelen her "sanat parcasi" bir seyler katmaz sana
    Ha birde bu konudaki yorumlardan sonra filmler hakkindaki elestirileri daha az dikkate almaya karar verdim



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Mr.Pacino -- 28 Mayıs 2014; 13:01:34 >
    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >




  • günümüz olarak korku kısmına james wan ı araştır derim
  • quote:

    Orijinalden alıntı: Mr.Pacino

    Ama birde katilmadigin bir yer var, @Ed Wood un da dedigi film izlemek sinema kulturunu gelistirmez kismi. Film bu isin ozudur, evet o filmi ceken hakkinda,cekilen donem hakkinda veya genel olarak sinema konusunda bilgi sahibi olmak filmi daha iyi kavramamizi saglar ama bilgi sahibi olmadan da o filmden bir seyler kapabilir bence isteyen herkes. Sinema konusunda film izlemeyi niye bu kadar degersiz gordunuz anlamadim



    Anlamadım ben film izlemeyi değersiz görmedim ki tam tersine film izlemek bu işin temelidir dedim. Ben mi yanlış anladım yoksa sen mi yanlış yazdın hoca?




  • Takip edilesi bi konu olmuş bi sinema sever olarak benimde epey eksiğim var takipte kalalım..
  • Konu özeti : Eleştirmenlerin film eleştirileri kebap iş ama yazdıkları kitaplar değerli
  • quote:

    Orijinalden alıntı: St.Rendroy

    quote:

    Orijinalden alıntı: Mr.Pacino

    Ama birde katilmadigin bir yer var, @Ed Wood un da dedigi film izlemek sinema kulturunu gelistirmez kismi. Film bu isin ozudur, evet o filmi ceken hakkinda,cekilen donem hakkinda veya genel olarak sinema konusunda bilgi sahibi olmak filmi daha iyi kavramamizi saglar ama bilgi sahibi olmadan da o filmden bir seyler kapabilir bence isteyen herkes. Sinema konusunda film izlemeyi niye bu kadar degersiz gordunuz anlamadim



    Anlamadım ben film izlemeyi değersiz görmedim ki tam tersine film izlemek bu işin temelidir dedim. Ben mi yanlış anladım yoksa sen mi yanlış yazdın hoca?

    Yok ben onu sana hitaben yazmadım, seni mentionladığım paragrafa yazınca karıştı herhalde, mobilden yazınca biraz karışması normal



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Mr.Pacino -- 28 Mayıs 2014; 15:42:43 >




  • quote:

    Orijinalden alıntı: lovekrand

    Konu özeti : Eleştirmenlerin film eleştirileri kebap iş ama yazdıkları kitaplar değerli

    Bence konunun özeti : Sen yazdığım şeylerin hiçbirine bir karşı tez üretemedin ve şuan işi ciddiyetsizliğe vuruyorsun. Kubrick ve Hitchcock a dönemlerinde başarısız dedin, gördük ki hiç alakası yokmuş. Onların değerli olmasını sağlayan top 250 dedin, gördük ki uzaktan yakındak ilişkisi yokmuş. Evet her zaman diyorum gazete köşelerinde orada burada filmler için atıp tutmak kebap iş. Ama sen bir film, bir yönetmen için yazılan yazıların hepsinin eleştirmenler tarafından yazıldığını sanıyorsun anlaşılan. Araştırma görevlilerini, profesörleri, onların yazdıkları tezleri, araştırmalarını unutuyorsun. O yüzden yine yanılarak tek cümleyle işi gırgıra vurup kaçıyorsun. Bence biraz özeleştiri yapmalısın ve düşüncelerini sorgulamalısın. Özellikle top 250 ve yönetmenlere etkisi konusunda.




  • quote:

    Orijinalden alıntı: St.Rendroy

    quote:

    Orijinalden alıntı: lovekrand

    Konu özeti : Eleştirmenlerin film eleştirileri kebap iş ama yazdıkları kitaplar değerli

    Bence konunun özeti : Sen yazdığım şeylerin hiçbirine bir karşı tez üretemedin ve şuan işi ciddiyetsizliğe vuruyorsun. Kubrick ve Hitchcock a dönemlerinde başarısız dedin, gördük ki hiç alakası yokmuş. Onların değerli olmasını sağlayan top 250 dedin, gördük ki uzaktan yakındak ilişkisi yokmuş. Evet her zaman diyorum gazete köşelerinde orada burada filmler için atıp tutmak kebap iş. Ama sen bir film, bir yönetmen için yazılan yazıların hepsinin eleştirmenler tarafından yazıldığını sanıyorsun anlaşılan. Araştırma görevlilerini, profesörleri, onların yazdıkları tezleri, araştırmalarını unutuyorsun. O yüzden yine yanılarak tek cümleyle işi gırgıra vurup kaçıyorsun. Bence biraz özeleştiri yapmalısın ve düşüncelerini sorgulamalısın. Özellikle top 250 ve yönetmenlere etkisi konusunda.

    Evet Kubrick , Hichcook döneminde ne gişede ne de akedemi tarafından yeterince ilgi görmedi . Bir Kubrick filmi ancak 10 yil sonra değerli olabildi . Bir Vertigo ancak yazılan bir eleştiriyle kaderi değişti. IMDbde de ayni şekilde gerektiği şekilde ilgiyi görüyor.

    Ben dediklerimin hala arkasindayim. Kaliteli eleştirmenlere saygim vardır her zaman . Çünkü farklı bakis acilari ve düşünce derinliğini arastirmak önemlidir benim gözümde. Ben kitapları , arastirmalari okumanin faydalı olacagini yukarıda da yazdim zaten. Ama bunu genelde profesyonel sinemacilarin yapacagi bir şey olduğu için genel sinema izleyicisine daha cok eleştirmenleri takip etmesi daha normal olduğunu belirttim. Bu mesajda yazdigim mesajda ustlerde okudugum yorumlardan alinti yaptim ve bana eglenceli geldi :)

    < Bu ileti mini sürüm kullanılarak atıldı >




  • Konudaki tartışmalar konuda soğuk rüzgarlar estirmiş ama faydalı bir konu olmuş. Ben de yazılanlardan aklıma yatanları benimsedim. Hayatta yapmayı sevdiğim tek şey olan film izleme eylemini sığ bir şekilde yapmak istemiyordum. Konuyu açan arkadaş gibi yazı iyi değerlendirip sinema kültürümü geliştirmek istiyorum. Normalde bir filmi izlemeden önce pek araştırma yapmaz filmden sonra ekşisözlükten falan film hakkındaki yorumları okurdum ama şimdi bir filmi izlemeden önce yönetmen ve dönem hakkında araştırma yapmaya karar verdim. Yapılan bazı yorumların aksine filmi izleyenlerin yorumlarını okumanın bana bir şeyler kattığını düşünüyorum. Mesela ben yeni yeni iyi filmler izlemeye gayret eden biriyim. İlk Lynch filmimi izlediğimde -Mulholland Dr- ana hikayeyi anlasam da bazı imgelemleri anlamamıştım. İnternetten izleyenlerin yorumlarını okuduğumda bu imgelemlerin ne demek istediklerini anladım ve bu yorumlar bana baya şey kattı. Finallerimden sonra film izlemeye devam etmek istiyorum. Zaten konuda da önerilen ve benim de merak ettiğim yönetmenlerin filmlerini sırasıyla izlemeyi düşünüyorum:

    Akira Kurosawa
    David Lynch
    Tarkovsky
    Bergman
    Lars von Trier
    Masaki Kobayashi
    Coen Brothers

    Zeki Demirkubuz
    Nuri Bilge Ceylan

    Ben bir de bir şey soracaktım. Bu konuda fikir birliğine pek varılamayınca kafam karıştı. Yukarıdaki Lynch örneğimde olduğu gibi bazı filmlerde geçen imgeleri ya da mesela yönetmenin çekim açısıyla vermek istediği mesajı falan anlamayabiliyorum. Bunu geliştirmek için ne yapmak gerekiyor? Konuda önerilen kitaplardan birini alıp okumam bu konuya katkı sağlar mı yoksa o yönetmenin filmini izledikçe bir şeyler kapar mıyım?




  • 
Sayfa: önceki 1234
Sayfaya Git
Git
sonraki
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.