Spec Ops The Line (6. sayfa)

öncelikle şunu söyleyim, iki şeyi tam oturtamadım, onun dışında herşey tamam. Birincisi neden cia en başında dubai'nin batmasını istiyor (çıkarımımdan emin değilim), ikincisi konrad nerede ölüyor. Onun dışında herşey aşağıda yazdığım gibi.

Şimdi bir kere biz Cia ile birlik olmuş, ancak bozguna uğramış 33. Müfrezenin bir kısmıyız. Müfrezeden, daha doğrusu Konrad'ın emrinden ayrılma sebebimiz de onun insanları "kurtarmak" için yaptığı şeyleri onaylamamamız. Daha başı, aslında biz oraya insanları kurtarmaya da gitmiyoruz, afganistandan dönüyoruz. Hatırlarsanız başta uçakda bir istihbarat belgesi alıyoruz, uçağın kara kutusu, orada insanların bazı kalburüstü insanların kaçmak için daha çok para verdiği o yüzden uçağın kalkacağını falan söylüyor, Cia'yinki biraz bu gibi. Cia burada dubai'deki görevlerini yaparken ortalığı bok götürdüğü ve adamlar da bencil olup sadece kendilerine ve (belki) amerikan askerlerine tahliye istedikleri için konrad cia'ye karşı çıkıyor ve bu olay konrad eve kahraman olarak dönmek istemesinden dolayı cia'le çatışmasıyla son buluyor (konrad'ın bu kahramanlık isteğini yine istihbarattan bulabilirsiniz). Mevzu da burada kopuyor, cia ile amerikan askerleri arasında yıkılmış bir şehrin içinde piyonların siviller olduğu bir savaş çıkıyor. Cia, konrad'ın sırf eve kahraman dönmek uğruna zorla elinde tutsak olarak tuttup kurtardığı insanları ona karşı kıştırtıyor, bu arada askerlerin bazılarını da. Çünkü işler boka sarmış durumda ortada kurtarma görevinden eser kalmamış, askerlere asıl kurtarma görevine başlıyoruz deyip kandırıyor. Bu sırada kandırılanlardan biri de biziz. Kanmamızın sebebi, aslında başlangıçta anlattığı gibi konrad'ın bizi kurtarıp kahraman olması, yani konrad'ın kapıldığı, onun psikolojik rahatsızlığından kaynaklanan kahraman olma sanrısına biz de katılıyoruz. Neyse, oyun başlıyor, mevzular kopuyor, bizim kafamız yerinde olmadığı için konradın belki anında emirle belki de önceden (biz hala onun emri altındayken) yaşattıklarını yaşıyoruz (mesela o asılı iki ceset sahnesi, aslında o su çalan ve su çalanı kovalarken ailesinden beş kişiyi vuran askerin asılı olduğu sahneyi biz, konradın gözünden tekrar yaşıyoruz, yani aslında o ikişer sniperları zamanında konrad doğrulttu, bizim durduğumuz yerden cesetlere baktı ve kararı o bizim durduğumuz yerden verdi. Ve ilginçtir, yazarken aklıma ne geldi, belki de biz o askerdik, çünkü konrad askeri kurtarırsak doğru yaptığını, askeri kayırmasını gerektiğini söylüyor, belki de bu aslında bizi oraya asıp sonra da öbürünü indirdikten sonraki uyarı/tavsiyesiydi. Ayrıca eğer askeri vurursanız konrad ben yapmazdım ama bu senin dubai için uygun olduğun anlamına gelir diyor, bilemiyorum ama aşırı mantıklı gelmese de kafamdan atamadım). Peki cia bu işte niye bizim gibi birini alıp da dubai'yi batırmak istiyor, çünkü aslında kafayı sıyırmış bir vatansever gibi davranıyorlar da ondan. Amerikan askerleri milleti kurtaracağım diye toplama kamplarına tıkıyor, cia şehirde pis işleri yapıp sonra sıvışacakken eline yüzüne bulaştırmış, bir de bu ikisi arasında yazdıklarımdan dolayı kavga çıkmış, eh birde bunu bütün dünya öğrensin de aslında Amerika'nın ne kadar madara bir ülke olduğu mu gözüksün. Ne münasebet, şeklimiz için gerekirse ölürüz diyip ölüyorlar hakikaten, bunda ise biz yardımcı oluyoruz. Çünkü zaten kafayı sıyırıyoruz Afganistan sonrası travmadan (belki de sıyırdık asılı asker savım doğruysa). Neyse işte mevzu en son öyle bir noktaya dönüyor ki ben yanımdaki iki saz arkadaşım artık herkes ama herkes tarafından katil gibi görünüyoruz, çünkü öyleyiz, ilk başta onları alıp toplama kamplarına alıp sonra da onları fosfor bombasıyla yaktık, zaten eğer konrad bir yerde intihar ettiyse bu olay ile bağlantılı. Önce bunu görüyor, ardından da biz ona doğru giderken son köprüde bir kere daha fosfor bombası atılıyor ya, o aslında farkındaysanız bize değil arkamıza, yani şehre yönelik atılmış durumda, belki bilerek belki bilmeden. Konrad en sonunda belki bilerek belki bilmeden savaşı durdurmak adına en sonunda savaşı öyle bir noktaya getiriyor ki kurtaracağı bütün insanlar ölmüş, biliyor ki artık kahraman olamaz, intihar ediyor (son sahneyi değil, ilk sahneyi düşünün, elinde silah, sabah kalkmış ve gazeteleri okuyup dubaiye baktıkça artık kahraman olamayacağını anlamış) (belki de biz bu intiharı (son sahnedeki gibi durduğunu) gördükten sonra sıyırıyoruz; dediğim gibi, anlamadığım noktalardan biri bu). Ya da bağımsız olarak cia en son fosforu attırdı ama bu da tüm yazdıklarımı siler yine konrad'ın kahraman olamayacağından dolayı intiharını bırakır bize. Her halükarda bizim özenti Walker'ımız tıpkı Konrad olduğunu anlıyor, kahraman olmak uğruna altındaki adamları, yurttaşlarını ve sivilleri öldürdü ve yine de eline kötü bir ünden başka bir şey geçmedi. O yüzden en sonunda (buraları artık şizofreni, o mükemmel kral dairesinde onu kimse beklemiyor) Walker aslında kendi kendine hep olmak istediği Konrad olduğunu anlıyor, o yüzden onun dairesinde onunla yüzleşiyor, onu onun askerleri selamla karşılıyor ve en sonunda yanına emir almak için geliyor ve en önemlisi o yüzden eğer o sonu seçerseniz, intihar etmezseniz (Konrad'ı vuruyormuş gibi gözüküyorsunuz ama değil, aslında kendi benliğinizle onun yerine geçmek için onu siliyorsunuz) konrad'ın kıyafetini giyiyorsunuz. Aslında sonların pek de bir önemi yok hikayenin açıklanması için, çünkü aslında o fosforu yedikten sonra köprüden çıkamamanız lazım, çıkarsanız da çok aşırı yanıklarla çıkarsanız ki olan o. Ama gene de kafamdakileri yazayım. İntihar ederseniz bir mevzu yok, çünkü öldünüz, daha ne olsun Sadece oradaki ölülerden birisiniz ve aslında bu cia sonu gibi bir şey, çünkü dışarıya yaşananları anlatacak biri kalmıyor ve olanların hepsi örtülüyor. Eğer konradı vurursanız dediğim gibi yerine geçiyorsunuz psikolojik rahatsızlığınızdan dolayı. Ve bu arada iki hafta önce gönderilen askerler de artık geliyorlar sizi almaya ama sizi aslında çok da kurtarmaya gelmiyorlar, çünkü yaşananlardan cia dolayısıyla haberdarlar ancak biz cia'yi öldürdüğümüzden dolayı bir yerden sonra ne olduklarını bilmediklerinden adam gönderiyorlar ki kötü bir şey olmadan yine dubai'de mevzuyu halletsinler, o yüzden hatta iner inmez size yardım etmek yerine silah doğrultup nasılsın ne ettin diye soruyorlar. Üç sondan silahı bırakıp teslim olduğunuz Amerika'nın sizi eve götürüp psikolojik durumunuz bahanesiyle dışarıya hiçbir şey çıkarttırmayıp sadece sizi "Amerika kahramanını kurtardı diye yansıtacağı" çok da onurlu olmayan ama psikolojiniz dolayısıyla doğru bulduğunuz son, eğer gelen askerlere ateş açıp hepsini öldüremeden ölürseniz hem amerika hem cia son, eğer askerleri öldürür ve siz yaşarsanız hem Amerikan hem de Konrad son oluyor.

E benim yorlamam bu kadar