Şimdi Ara

Türkiye İran'a Benzemez

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
1 Misafir - 1 Masaüstü
5 sn
22
Cevap
0
Favori
1.909
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
16 oy
Öne Çıkar
Sayfa: 12
Sayfaya Git
Git
sonraki
Giriş
Mesaj
  • Merhaba.


    Benim adım Bahman Nirumand. İranlı bir gazeteci-yazarım.


    Şah’ın devrilmesinde aktif rol oynayanlardanım.

    Ve aynı zamanda mollaların, demokrasi ve özgürlük getireceğine inanan milyonlarca solcu, demokrat, liberal ve milliyetçi insandan biriyim.

    Evet, Humeyni yeryüzünde cenneti vaat etti bize.


    Demokrasi gelecek, kimse fikirleri ve siyasal görüşleri yüzünden tutuklanmayacak, işkence yapılmayacak, kadınlara eşit haklar verilecek, giyim serbest olacaktı.

    Şah’ı devirdikten sonra mollaların camiye geri döneceklerinden emindik. Devleti yönetecek durumda olduklarına inanmıyorduk. 


    Yanıldık. Kitaplardan ezberlediğimiz cümleleri, içi boş kavramları birbirimize söyleyip duruyorduk.

    ÜZERİNDE DURMADIK


    Her şey 14 Ocak 1979 tarihinde değişti.


    Şah, İran’ı terk etti.


    Ardından İran tarihinin en büyük yürüyüşü Tahran’da yapıldı.


    Sansür, yasak yoktu, istediğimiz gibi bağırıyorduk.

    Fakat mitingde ilk dikkatimi çeken, kim liberal Musaddık ya da solcu şehitlerin resimlerini taşıyor ise mollalarca dövülüyordu.


    Pek üzerinde durmadık bu olayın, "Hele bir kurtlarını döksünler, sonra sakinleşirler" diye düşündük.

    Ertesi gün gazetede, bir hırsızın genç mollalar tarafından yakalanıp, adına "İslam Mahkemesi"denilen bir mahalli heyet tarafından 35 kamçı cezasına çaptırıldığı haberini okuduk.


    Haberi ciddiye almadık; "Üç beş sapsızın işi" dedik.

    Bu arada bira-şarap fabrikalarının yakılması, sinemaların tahrip edilip filmlerin sokaklara atılması gibi olayların üzerinde hiç durmadık.


    "Ufak tefek şeylerin" toplumun demokrasi ve ulusal bağımsızlık yolundaki çabaları etkilemesini istemiyorduk.

    Biz bunları söylerken, mollalar tarafından, kadın ve erkeklerin yan yana yüzemeyecekleri; okullarda aynı sınıflarda olamayacakları; birlikte spor yapamayacakları gibi gerici kararlar ardı ardına alınmaya başlandı.

    "Müslüman kadınların yanında orospuların yeri yoktur" denilerek kadınlara örtünme zorunluluğu getirildi.


    Özellikle üniversitelerde bu yüzden çatışmalar çıktı. 


    Bu çatışmalardan rahatsız olduk; kadın sorununun güncelleşip ön plana geçmesini istemiyorduk! "

    Asıl mücadele, emperyalizme ve kapitalizme karşı verilmelidir" diyorduk. Kadın sorunu bir yan çelişkiydi, ana çelişki sömürüydü. Kadının giyim sorunu, emperyalizme karşı verilen mücadeleyi baltalamamalıydı!

    Peçesiz, başörtüsüz sokağa çıkan kadınlar artık açıkça, gözümüzün önünde dövülüyordu. Bazı kadınların yüzüne kezzap atılıyordu.


    Biz ise hala büyük laflar ediyorduk; bu tür olayları devrimin kaçınılmaz sancıları olarak görüp umursamıyorduk!

    GEÇİŞ SANCILARI SANDIK


    Humeyni, "Bütün sorunlarımızın sebebi, cemiyetimizdeki ahlaksızlıklardır. Bunların kökünü kazımalıyız" diyor; genç mollalar terör estiriyordu. Kitabevleri yağmalanıyor; gazete bayileri ateşe veriliyordu.

    Şiraz’da "İslam Mahkemesi" eşcinsel ve fahişe olduğu gerekçesiyle dört kişiyi idam ediyordu. Benzer olay Tahran’da da gerçekleşiyor, üç fahişe ve üç eşcinsel kurşuna diziliyordu.

    Sesleri ve görüntüleriyle erkekleri tahrik ettikleri için kadın spikerler televizyondan kovuluyor; uyuşturucu olarak görülen müzik yasaklanıyordu. Alkol içen, kırbaç cezasına çaptırılıyordu.

    Şimdi düşünüyorum da,insan zamanla her türlü aşağılanmaya alışıyor galiba.Hiçbirini görmüyorduk; basmakalıp analizlerimizin doğru olduğuna o kadar inanıyorduk ki!


    Oysa toplum hızla dincileştiriliyordu. Alınan her kararda "Tamam bu sonuncusu" diyorduk. Ama arkası hep geliyordu.

    Kızların evlenme yaşı 18’den 13’e düşürüldü.


    Parfüm, ruj, saç boyası, mücevher gibi kadın malzemelerinin yurda girişi yasaklandı.


    Kadın çamaşırı satan mağazaların vitrinlerine sutyen, kombinezon vs. koymasına bile izin yoktu.

    Kamu dairelerinde kadın memurlara tesettüre girme emri çıkarıldı.


    Aslında birçok aydın kadının üye olduğu kadın dernekleri vardı. Onlar kendi küçük çevrelerinde "hamilelik tatilinin uzatılması", "eşit işe eşit ücret" gibi talepleri tartışıyorlardı.

    Biz aydınlar hep aynı düşüncedeydik: Demokrasi ve özgürlüğe geçiş sancılarıydı bu tür vakalar! Abartmaya gerek yoktu.


    Hepimiz "ana çelişki" üzerinde duruyorduk; öncelikle dışa bağımlılık ve ekonomik krizden kurtulmalıydık.

    REFERANDUM OYUNU


    Üç ay önce Humeyni, Paris’te komünistler de dahil olmak üzere her görüşün rahatça örgütleneceği bir demokrasiden, özgürlükten bahsederken, şimdi tüm solcu, milliyetçi ve liberalleri İslam düşmanı ilan etmişti.

    Bu sözler üzerine ilk protestomuzu yaptık. Mitingimize bir milyonu aşkın insan geldi.


    Mollaların en iyi siyasi stratejileriydi; işlerine gelmediği zaman hemen gündemi değiştiriyorlardı.

    Referandum meselesini gündeme getirdiler. Halka soracaklardı: "İslam Cumhuriyeti’ni istiyor musunuz, istemiyor musunuz?"


    Kuşkusuz bu bir oyundu; halkın % 65’ inin okuryazar olmadığı bir ülkede kim ne anlardı cumhuriyetten?

    Yapılan propaganda belliydi; dediler ki: "İslam’a evet mi, hayır mı diyorsunuz?"


    Biz bu oyunu biliyorduk ama şöyle düşünüyorduk: "Önemli olan cumhuriyettir; serbest seçimlerdir; demokratik haklardır; özgürlüklerdir. İslam Cumhuriyeti bunu sağlayacaksa neden karşı çıkalım?"

    Ancak bazı küçük kesimler bu oyuna gelmemek için referandumu boykot ettiler. 


    Sonuçta, "evet" diyen 20 milyon, "hayır" diyen ise sadece 140 bindi.

    Mollalar referandum sonucunu çok iyi kullandılar. Güya tüm ülke yaptıklarını onaylıyordu. Artık televizyondan sonra basın da ellerine geçmişti. Sanki tüm muhalifler 140 bin kişiydi. Halbuki 20 milyon içinde bizim oyumuzda vardı. Ama artık bizim sesimizin çıkmasına izin yoktu.

    HALKI ANLAYAMADIK


    Mollalar güçlendikçe saldırganlaştılar.


    Örneğin, tirajı bir milyon olan liberal"Ayendegan" Gazetesi’ni kapattırdılar. Sıra sonra"Keyhan" Gazetesi’ne geldi; muhalif yazarların işten çıkarılmasını sağladılar.

    Tüm bu olanları protesto etmek için mitingler düzenlemeye başladık. Ama iş işten geçmişti artık; insanlar yılmıştı, korkuyordu. 


    Özgürlük, demokrasi ve bağımsızlık için ayaklanan halkın, bu kadar kısa sürede değişeceğini düşünememiştik.

    Sanmıştık ki, mollaların gerici yasalarına/kurallarına halk karşı çıkacak. Halbuki tersi oldu; mollalar yasak, sansür getirdikçe arkalarından gidenlerin sayısı arttı.


    Örtünmek moda oldu!


    Tüm bunlara "gelip geçici bir fırtına" diye bakmak ne büyük yanılgıydı.

    omünistlerden, solculardan, demokratlardan, milliyetçilerden sonra liberal İslamcılar da zamanla mollaların hedefi oldu. 


    Şah döneminden daha çok insan cezaevlerine konuldu; idam edildi.


    Milyonlarca insan canını kurtarmak için yurtdışına kaçtı.


    Kaçanlardan biri de bendim.

    Umarım bizim hatalarımızdan birileri ders çıkarır. 


    (Not: Bu metin, Bahman Nirumand’ın "İran" kitabından derlenmiştir.)


    Türkiye’nin İran benzerliği çok şaşırtıcı



    Diyorlar ki, "Türkiye, İran’a benzemez!"




    _____________________________




  • CSB yazmayan adam C kullanıcısına yanıt
    C CSB yazmayan adam demiş ki;
    Mesajı Yerinde Gör
    quote:

    Orijinalden alıntı: CSB yazmayan adam

    90 yıldan fazladır cumhuriyet öyle ya da böyle devam etmiş. Kimsenin gücü yetmez cumhuriyeti kaldırmaya. İnsanlar istemiyor zaten. Boomerlar isteyebilir onları takan kim.

    Hala cumhuriyet diyor


    2 sene önce resmi olarak yönetim şekli değişti ülkenin aloo.Ülkede başbakan yok bakanlar meclis dışından atanıyor hangi cumhuriyet yönetiminde böyle şeyler var??

    EnergyHill kullanıcısına yanıt
    EnergyHill demiş ki;
    Mesajı Yerinde Gör
    quote:

    Orijinalden alıntı: EnergyHill

    Başkanlik sistemine kadar bende öyle saniyordum.Şuan hilafet getirmek isteseler getirirler.

    Şu an bütün ipler iktidar ve destekçilerinin elinde ordu dahil tüm kurumları kontrol altına aldılar şu an ülkede sessiz devrim yaşanıyor.


    Yukarıda İstiklal Mahkemeleri falan yazanlar hayal aleminde yaşıyor hiçbir şey yapamazlar..

  • 90 yıldan fazladır cumhuriyet öyle ya da böyle devam etmiş. Kimsenin gücü yetmez cumhuriyeti kaldırmaya. İnsanlar istemiyor zaten. Boomerlar isteyebilir onları takan kim.

    < Bu ileti mini sürüm kullanılarak atıldı >
    _____________________________
  • Biz İran değilde daha çok bir Kuzey ülkesi oluyoruz gün geçtikçe...











    (Not : Norveç tabiiki...)

    _____________________________
  • quote:

    Orijinalden alıntı: CSB yazmayan adam

    90 yıldan fazladır cumhuriyet öyle ya da böyle devam etmiş. Kimsenin gücü yetmez cumhuriyeti kaldırmaya. İnsanlar istemiyor zaten. Boomerlar isteyebilir onları takan kim.

    Bu ülkenin tek sıkıntısı boomerlar ve haydut kavim.

    _____________________________
  • herkes hak ettiği gibi yönetilirmiş  

    _____________________________
    HER ŞEY MÜSTEHAK
  • Eğer biri hilafet hayalleri kurarsa istiklal mahkemelerinden daha çok kelle gider.Onun için İran'a hiç benzemiyoruz.

    _____________________________
    Egemenlik ve saltanat hiç kimse tarafından hiç kimseye, ilim icabıdır diye; görüşme ile, münakaşa ile verilmez. Egemenlik, saltanat kuvvetle, kudretle ve zorla alınır. Osmanoğulları, zorla Türk milleti'nin egemenlik ve saltanatına el koymuşlardı; bu musallat olmalarını altı asırdan beri devam ettirmişlerdi. Şimdi de, Türk Milleti bu mütecavizlerin hadlerini ihtar ederek, egemenlik ve saltanatını, isyan ederek kendi eline açıkça almış bulunuyor. Bu bir olupbittidir. Söz konusu olan; millete saltanatını, egemenliğini bırakacak mıyız, bırakmıyacak mıyız? Meselesi değildir. Mesele zaten olupbitti haline gelmiş bir hakikati ifadeden ibarettir. Bu, mutlaka olacaktır. Burada toplananlar, Meclis ve herkes meseleyi tabiî görürse, fikrimce uygun olur. Aksi takdirde, yine gerçek gerektiği şekilde ifade olunacaktır. Fakat ihtimal bazı kafalar kesilecektir. 1922 (Nutuk II, S. 691)
  • Halk ne isterse o olur. Yarın deseler ki padişahlık dönsün, bi refaranduma bakar. Kısacası boşuna kasmayın, maşa olmayın ve kendinize bakın.

    _____________________________
    Tulpar T7 V20.3: 10. Nesil Comet Lake Core™ i7-10750H 6C/12T, 16GB (2x8GB) DDR4L 1.2V 2933MHz, 512GB SSD, 17.3" Full HD 1920x1080 144hz IPS Mat LED Ekran, RTX3060 6GB GDDR6 nVIDIA® GeForce® DX12...
  • Yapay Zeka’dan İlgili Konular
    Daha Fazla Göster
  • Başkanlik sistemine kadar bende öyle saniyordum.Şuan hilafet getirmek isteseler getirirler.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
    _____________________________
  • quote:

    Orijinalden alıntı: EnergyHill

    Başkanlik sistemine kadar bende öyle saniyordum.Şuan hilafet getirmek isteseler getirirler.

    Şu an bütün ipler iktidar ve destekçilerinin elinde ordu dahil tüm kurumları kontrol altına aldılar şu an ülkede sessiz devrim yaşanıyor.


    Yukarıda İstiklal Mahkemeleri falan yazanlar hayal aleminde yaşıyor hiçbir şey yapamazlar..




    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Türkçü Kayı -- 13 Temmuz 2020; 1:59:52 >
    _____________________________
    Türk ordusunda en seçme ve kahraman unsur daima Kastamonu, Çankırı, Taşköprü, Tosya ve havalisinde yetişen neferlerdir. Niçin? Çünkü buradaki Türkler Orta Asya’dan nasıl geldilerse öyle kalmışlar, hiç karışmamışlardır. Savaş meydanlarında yüzde hesabıyla en çok şehit düşenler de bunlardır. Halbuki Kastamonu ve civarı köylüsü ne gösterişsiz mahluktur. Demek ki Türk vatanı için kendisini harcayan hep Türkler olduğu gibi en sakınmadan harcayanlar da en karışmamış Türkler oluyor. Nihal Atsız
  • Salak liberallerin yetmez ama evet olayı, tr de de bu yaşandı zaten, rejim de değişti, olmaz denilen ne kaldı, hedef 2023 beklemedeyiz

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
    _____________________________
  • quote:

    Orijinalden alıntı: Türkçü Kayı

    Şu an bütün ipler iktidar ve destekçilerinin elinde ordu dahil tüm kurumları kontrol altına aldılar şu an ülkede sessiz devrim yaşanıyor.


    Yukarıda İstiklal Mahkemeleri falan yazanlar hayal aleminde yaşıyor hiçbir şey yapamazlar..



    Alıntıları Göster

    Bunlar gittiği zamandada hiçbir sekilde yargilanmayacaklar normal şartlar altinda vatan hainliği sucundan müebbet yemeleri lazim ama hiçbirşey olmayacak yanina kar kalacak her zaman böyle olmuştur.


    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
    _____________________________




  • Makarna ve kömür alanlar bile filimin sonunu bilir izin vermez,

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
    _____________________________
    Masallara inanmam,tek gerçek
    Mustafa Kemal Atatürk
  • Çok iyimser arkadaşlar görüyorum. Silahlı güçler, hukuk, medya vs. Hepsi ellerinde. Ne yapabilirsin?

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • quote:

    Orijinalden alıntı: CSB yazmayan adam

    90 yıldan fazladır cumhuriyet öyle ya da böyle devam etmiş. Kimsenin gücü yetmez cumhuriyeti kaldırmaya. İnsanlar istemiyor zaten. Boomerlar isteyebilir onları takan kim.

    Hala cumhuriyet diyor


    2 sene önce resmi olarak yönetim şekli değişti ülkenin aloo.Ülkede başbakan yok bakanlar meclis dışından atanıyor hangi cumhuriyet yönetiminde böyle şeyler var??


    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
    _____________________________
    21
  • quote:

    Orijinalden alıntı: AsiretinMarjinalCocugu

    Hala cumhuriyet diyor


    2 sene önce resmi olarak yönetim şekli değişti ülkenin aloo.Ülkede başbakan yok bakanlar meclis dışından atanıyor hangi cumhuriyet yönetiminde böyle şeyler var??



    Alıntıları Göster

    Her ülkede. Başbakan ve bakanlar yürütmenin yapısına dahildir. Bunlara "kabine" denir. Yürütme seçimleri yapılır, hükümet kurulur ve hükümet kabinesini oluşturur. Meclis, yürütmenin kabinesini oluşturamaz, öyle bir şey olsa onun adı meclis hükümeti olurdu, cumhuriyet değil.(1920-23 dönemi Türkiye)

    Hiçbir parlamenter sistemde kabine meclis tarafından atanmaz, yalnızca yasamaya karşı sorumludur.(Gensoru)


    Ülkenin yönetim şekli resmi olarak falan değişmedi.


    Başkanlık sistemi de cumhuriyetin bir başka şeklidir. Başkan yine halk tarafından(cumhur) seçilir. Meclis yine halk tarafından(cumhur) seçilir. Yargı yine bağımsızdır ve halktan kişiler gelir.(cumhur)


    Efektif olarak böyle olmadığını biliyorum, bana AKP'yi anlatmazsan sevinirim. Ancak RESMİ OLARAK DEĞİŞTİ demek başlı başına yanlış bir ifade. Resmi olarak değil, efektif olarak yönetim şeklimiz otokrasiye evrildi.

    _____________________________




  • Ülkemize gelmeyi düşünen İranlı kardeşlerimizi de tabi ki aç bırakmayız, bizim halkımızın parası çok maaşallah. Gerekirse kendi yemez din kardeşine yedirir. 1 kalem vergi fazla veririz onlara da bakarız. Suriyeli kardeşlerimiz gibi onlara da bir 40 milyar harcarız evelallah. Kudurun  

    _____________________________
    Bir delil ile 40 alimi yendim, 40 delil ile bir cahili yenemedim
  • perslerin geldiği hale bak nerden nereye kendileri kaşındı gerçi

    _____________________________
    chp bjk
  • Türkiye üç tarafı denizlerle iç tarafı cahillerle çevrili bir kara parçasıdır.

    Neyin ne olacağı belli olmaz.

    Birisi söylüyordu eskiden cahiller dinlerdi şimdi bilip bilmeden konuşup bir de kendini haklı sanıp üste çıkıyor diye

    Tam da böyle olduk.

    _____________________________
    Welcome to Banana Republic
    PSN: Linkosin

  • < Bu ileti mini sürüm kullanılarak atıldı >
    _____________________________
    H&H&E&E
  • 
Sayfa: 12
Sayfaya Git
Git
sonraki
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.