Hepinize tşk.ederim arkadaşlar.Bu sayfa benim gibi duygu yüklü arkadaşların yeri olsun.Hepinizi seviyorum.
Gitmelisin...
Yüzünü bir daha dönmeden gitmelisin...
Ardına ve arkanda bıraktığın bana bir daha dönmemek üzere gitmelisin....
Bu güne kadar seni görmediğim bir gün olmamıştı... her gördüğüm an daha çok özlüyordum seni... her gördüğümde içime biraz daha işliyordun... sensiz nefes alamayacağımı düşünüyordum... görüşemediğimiz saatlerimizde sesinle avunuyordum.. sesinle dolduruyordum içimde ki boşluğunu... sesin kulağımda, varlığın içimdeydi...
Bir günü bir güne ekliyordum... Aşka aşık olmaktan vazgeçmiş, direkt sana aşık olmuştum... seni bir bütün olarak sevmeyi öğrenmiştim... içimde ki senden farklı yönlerini gördüğümde şaşırıyor ama hiçbir zaman vazgeçmiyordum seni sevmekten... artık sevgi ötesi bir durumdu varlığımda ki varlığın...
Ben, ben olmaktan çıkmıştım...
Ben, sen olarak yaşamaya başlamıştım...
Bir beklenti taşımıyordum sana karşı...
Bu güne kadar hep yalnızdım... yalnızlığıma dokunulmasını, kanımda dolaşan özgürlüğümün kısıtlanmasını düşünemezdim... Fakat, yanımda olan senle yalnızlığım dağılmaya başlamıştı... çevreme ördüğüm duvar gittikçe yıkılıyordu... Korkmam gerekirdi ama keyif alıyordum... Yeni bir ben buluyordum karşımda...
Bir beklenti istemediğini fark ettiğim anda şaşkına döndüm... Korkmuştun... Kaçmak istiyordun... Yaşantında gittikçe şekillenen ve gittikçe sevdiğin benden korkmuştun... Beni daha fazla sevmekten korkmuştun... Benim sevgimin sorumluluğunu taşımaktan korkmuştun... Beni taşıyamamaktan korkmuştun...
Aramıza bir mesafe girdi, korkularımızın açığa çıkmasıyla...
Artık görüşmez olmuştuk... Kavgalarımız çıkmaya başladı... Beraber yapamıyorduk ama ayrı iken hiç olmuyordu... Bir müddet ayrı kalmak istiyorduk... Canhıraş yürek bağırtıları ile teslim oluyorduk tekrar birbirimize...
Sevgi yüreğimde, sensizliğe teslim olmuştum...
Beklediğim seni, sana teslim etme zamanı idi...
Yüreğimde ki acıya rağmen sana seslendim...
"GİT" dedim...
susma hakkını kullandığını söyledin...
ancak, alamıyordum sevgiyi... veremiyordum sevgimi...
sevgimiz donmuş ve kalıp şeklinde bekler gibiydi...
ve biz yenilmiştik...
"GİT" dedim...
Kanayan yüreğimde ki yara daha da açıldı...
"GİT" dedim...
gitmeni hiç istemedim...
gitmeyi hiç istemedim...
"GİT" dedim...
"ME" ‘yi ekleyemedim...
“GİT............. ME”
Yağan her yağmurda Soyunurum geçmişimi , Takınıp özlemini her damlada, İçime dolan toprak kokusunu Nefesindir diye solurum. Yeniden çimlenir İçimde bir tohum. Yırtılır kabuğu, Başka bir bahçede Adını bilmediğim çiçek olurum.
Yağmurda yıkanan sokaklar gibi Temizlenir içim Her damlada. Çöker tortusu acıların, Yokluğunu unuturum.
İnce bir keman teli Titrer içimde Her yağmurda Ve sevginle. Nağmesinde, Son durağım gözlerini, Tenimde çiçekler açtıran Ellerini bulurum.
Her yağmurda Aşık olurum yeni baştan Yine sana. Senden sana gider gelir, Yalnız sende dururum. Mecburiyetim olursun Yağan her yağmurda, İstese de Başka yüzler göstermez Yelkovanım, Pili biter saatimin, Durur zamanlar, Baştan ayağa “ sen ” olurum.
Hızlanır İçimdeki değirmenlerin çarkı, Başım döner, Silkelenir bedenim, Adını bilmediğim rüzgârlarda savrulurum. Dinmesin herşeye rağmen Karanlık akşamları yıkayan yağmur! Çünkü ben Her yağmurda , Sıcak vücuduna Islak ellerimle dokunurum.
Kamuran Esen...
uykusuz gecelerin sabahini bana sor yarim kalan askimin eyvahini bana sor bana sor yalnizligi ayriligi bana sor mutlulugu bilirsin mutsuzlugu bana sor.
Unutulmaz anlari vardir hayatin Islak kirpiklere takilip kalan Zamana meydan okuyan Biz de öylesine yasadik seninle Öylesine sevdik
Unuttun mu diye sorma Unutamam ceren gözlüm Sitem edip gönül kirma Dayanamam ceren gözlüm
Unutmak ne varsa kötülükten yana Inmek sevilen gözlerin derinligine Öyle mutlu, öyle sarhos, alabildigine Bin yil içmek o sulardan kana kana
Unut benden kalan ne varsa Unutmak tesellidir yalnizligin Günesi bir kadeh sarap gibi içip Delicesine sarhos olmak En güzel tarafi imkansizligin
Umutlarimin mavisini alip gittin Denizlerimin mavisini çalip gittin Masmavi dünyama Simsiyah bir çivi çakip gittin... Gittin Ve sen de her yalan gibi Bittin..
Terkeden sen oldun niye yanayim Kanayan kalbini niye sarayim Sevgilim deyipte nasil anayim Sen bana dost bile olamadin ki
Tanridir can veren kul ona borçlu Ben de bu sevdayi sana borçluyum Bu boynumun borcu bu gönül borcu Ben bu mutlulugu sana borçluyum
Su anda hiç bir sey mümkün degil. Su anda her seyden ayri, her seyden uzak ve her seyden mahrumum ben. Su anda sadece yalnizlik ve kahir.
Simdi öyle büyük ki beraberligimiz Nabzin benim bileklerimde vurmakta Artik bütün kaygilarin ötesindeyiz Benimle en güzelsin aynalardan uzakta
Simdi en açik renginde gözlerin Simdi benimlesin tüm kaygilardan uzak Anlatilmaz bir sey var aramizda hazin Siir gibi bir sey seninle yasamak
Simdi ellerini görüyorum boslukta çaresiz Gözlerini görüyorum en aci hüzünlerle dolu Oysa Ne kadar yalvarsan da Ne kadar aglasan da Artik evet diyemem Insanlar kendi çizer kaderlerini Seni affedemem...
Nesin sen bilmiyorum. Allah`tan reva mı, derdime deva mı yoksa başıma bela mı? Ama ben, artık yorgun biriyim. Umutsuz bir aşığım. Bir dalın ucunda sallanan yaprağım. Sen getirdin beni bu hale, biliyorsun. Ben eskiden böylemiydim sevdiğim. Kavuşamayacağımız, bir arada olamayacağımız madem bu kadar aşikardı neden çektirdin bunca acıyı, neyin uğruna mücadele verdim ben? Senin için her şekle girmedim mi sevdiğim. Kar olup yağmadım mı senin için. Neden söylemedin ben güneş`im, sen de umutsuzca, boşu boşuna yağan kar`sın diye... Ben seni yıllardır üzerine yağdığım, o bembeyaz saflıkla her bir santimini kaplamaya çalıştığım topraksın sanırdım. Nereden bilirdim bütün kızgınlığın ve acımasızlığınla umutlarımı eritip sele çeviren güneş olduğunu... Yıllar boyu umut olup yağdım sana. Şefkat olup sardım seni. Saflığımı göstermek için beyaza bürüdüm dört bir yanı. Sen erittikçe ben yağdım bıkmadan,usanmadan,senin o zalim güneş olduğunu bilmeden... Kar güneşe dayanabilir mi sevdiğim,neden sen de toprak olup özünde hissetmedin beni...
Ben yılmadım, umutsuzluğa kapılmadım. Hani sen güneştin ya, bu sefer bulut olup, yağmur olup geldim sana. Bütün sıcaklığını üzerimde hissedip buharlaşmak için, sana kavuşmak için. Bu sefer de rüzgar olup dağıttın bulutlarımı. O bulutları, o damlaları öylesine savurdun ki fırtına olup... Yağamadım sevdiğim. Dayanamadım yine sana, dayanamadım o zalim rüzgara. Savrulup gittim bilinmezlere...
Sen rüzgar olduğunda, bu sefer ben güneş olmaya çalıştım. Rüzgar güneşe ne yapabilir ki yüzünü okşayıp geçmekten başka? Ah be sevdiğim nerden bilirdim gece olup karanlığa mahkum edeceğini beni. Ben bir yerlerde senden başka herşeyi aydınlatan güneş, sense bilinmezlerde bir geceyarısı...
Ne yapsam olmuyor sevdiğim, sana kavuşamıyorum. Ne olsam, neye bürünsem olamıyoruz ki yanyana. Sen mi kaçıyorsun, ben mi yanlıştayım hala anlamıyorum, belki de anlamak istemiyorum. Artık sadece dalda kıpırdamadan duran bir yaprağım. İster güneş ol yak, soldur beni, ister rüzgar ol savur beni istediğin bilinmeze, ister gece olup mahkum et beni karanlığına...
Hangi Ayrılık?
Hangi sevgili var ki, senin kadar duyarsız ve kalpsiz? Ve hangi sevgili var ki, benim kadar çaresiz?
Hangi ayrılık var ki, böyle kanasın ve böyle acısın? Ve hangi taş yürek var ki, benim kadar ağlasın?
Hangi gün karar verdin, küt diye çekip gitmeye? Hangi lafım dokundu sana, böyle inceden inceye? Hangi otobüs söyle, hangi uçak, hangi tren? Seni benden götüren, beni bir kuş gibi öttüren. Hangi kırılası eller dolanır, kırılası beline? Hangi rüzgar şarkı söyler, o ay tanrıçası teninde? Hangi çirkin gerçek uğruna, tükettin güzel ütopyamızı? Hangi boşboğazlara deşifre ettin, en mahrem sırlarımızı? Hangi cama kafa atsam? Hangi kapıyı omuzlayıp kırsam? Hangi meyhanede dellenip, hangi masaları dağıtsam?
Bende bu sersem başımı, karakolun duvarına vursam. Kendimi caddeye atıp, arabaların altına savursam. Hangi tercih beni en hızlı şekilde öldürür? Hangi şekil öldürmez de, ömür boyu süründürür? Kayıp ilanı mı versem, şehir şehir dolanmak yerine? Ödül mü koysam, ölü veya diri seni bulup getirene? Hangi ayrılık var ki, böyle diş ağrısı gibi durmadan zonklasın? Hangi cam kesiği var ki, böyle musluk gibi içime damlasın? Hiç sanmam! ... Hasta kalbim bunu bir süre daha kaldıramaz! . Feriştah olsa, böyle eli kolu bağlı bekleyip duramaz. Hangi mübarek dua, Hangi evliya tesir eder, seni döndürmeye? Hangi aptal mazeret ikna eder, ateşimi söndürmeye? Olur mu be! . olur mu? Bu da benim gibi adama yapılır mı? Aşk dediğin mendil mi? Buruşturup bir kenara atılır mı? VEFA bu kadar basit mi? Alınır mı? Satılır mı?
Hangi hırsız çaldı, seni yırtık cebimden? Hangi pense kopardı bizi birbirimizden? Hangi uğursuz hamal taşıdı valizini? Hangi çöpçü süpürdü yerden bütün izini? Hangi yaldızlı otel çarşaf serip barındırdı? Hangi süslü manzara seni kolayca kandırdı? Hangi şarlatan imaj böyle çabuk ilgini çekti? Hangi pembe vaadler o saf kalbini cezbetti?
Dağ gibi adamı eze eze! ..... Hangi anası tipli parlak çömeze, Hangi alemlerde kahkahanı ettin meze? Hangi yamyamlara yedirdin o masum rüyamızı? Hangi mahluklar çiğnedi el değmemiş sevdamızı? Hangi bıçak keser şimdi benim biriken hıncımı? Hangi mermi dağıtır insanlara olan inancımı? Hangi bekçi, hangi polis artık zapteder beni? Ve! .. Hangi su bağışlatır? Hangi musalla temizler seni?
Bu Nasıl Ayrılık? ...
Bir Adın Kalmalı
Bir adın kalmalı geriye Bütün kırılmış şeylerin nihayetinde Aynaların ardında sır Yalnızlığın peşinde kuvvet Evet nihayet bir adın kalmalı geriye Birde o kahreden gurbet Sen say ki ben hiç ağlamadım Hiç ateşe tutmadım yüreğimi Geceleri koynuma almadım ihaneti Hele nihavend hele buse hiç geçmedi aklımdan Ve hiç gitmedi bir topak kan gibi adın İçimin nehirlerinden Evet yangın Evet salaş yalvarmanın korkusunda talan Evet kaybetmenin o zehirli buğusu Evet isyan evet kahrolmuş sayfaların arasında adın Sokaklar dolusu bir adamın yalnızlığı Bu sevda biraz nadan Biraz da hıçkırık tadı Pencere önü menekşelerinde her akşam Dağlar sonra oynadı yerinden Ve hallaçlar attı pamuğu fütursuzca Sen say ki yerin dibine geçti geçmeyesi sevdam Ve ben seni sevdiğim zaman bu şehre yağmurlar yağdı Yani ben seni sevdiğim zaman Ayrılık kurşun kadar ağır gülüşün kadar felaketiydi yaşamanın Yine de Bir adın kalmalı geriye Bütün kırılmış şeylerin nihayetinde Aynaların ardında sır Yalnızlığın peşinde kuvvet Evet nihayet, bir adın kalmalı geriye bir de o kahreden gurbet beni affet kaybetmek için erken sevmek için çok geç
BENİ GÖZLERİN ÖLDÜRSÜN
Bana bir söz desin ki gözlerin Derinliklerinde süren mavi yolculuğumun Gölgelerine düşsün aydınlığı gözlerinin Hüznümün sıcacık belleğine Erinçler yağdırsın ışık ışık Ve kuşça sevinçler
Gözlerin öldürecekse beni böyle öldürsün
Bana bir söz desin ki gözlerin Güz gözlerime taşısın bulutlarını Ay ağıda dursun ve yıldızlar yasa Yoketsin bahtıma yansıyan bütün renkleri Saklama gözlerini gözlerimden Yaksın, yıksın kevgir yüreği Ne diyecekse bırak gözlerin desin
Gözlerin öldürecekse beni böyle öldürsün
Bana bir söz desin ki gözlerin Hallacım ol, lincime hazırlan desin Bırak istediğini istediğince söylesin Toprak damar damar emsin bedenimi Mutlu olacaksa sevinecekse gözlerin Bana öl desin
Sensiz.. Yüzüm gülmüyor, ne desem bos, yüregime söz gecmiyor, derdime derman bulunmuyor, canim aciyor gülüm, canim aciyor..
Dön artik.. Sensiz bu dünya cekilmiyor..
Dön artik.. Sensiz zaman gecmiyor..
Dön artik.. Yüregime söz gecmiyor..
Dön artik.. Sensizlik bana yakismiyor
Dön artik.. Canim aciyor..
Üçüncü Şahsın Şiiri gözlerin gözlerime değince felâketim olurdu ağlardım beni sevmiyordun bilirdim bir sevdiğin vardı duyardım çöp gibi bir oğlan ipince hayırsızın biriydi fikrimce ne vakit karşımda görsem öldüreceğimden korkardım felâketim olurdu ağlardım ne vakit maçka'dan geçsem limanda hep gemiler olurdu ağaçlar kuş gibi gülerdi bir rüzgâr aklımı alırdı sessizce bir cigara yakardın parmaklarımın ucunu yakardın kirpiklerini eğerdin bakardın üşürdüm içim ürperirdi felâketim olurdu ağlardım akşamlar bir roman gibi biterdi jezabel kan içinde yatardı limandan bir gemi giderdi sen kalkıp ona giderdin benzin mum gibi giderdin sabaha kadar kalırdın hayırsızın biriydi fikrimce güldü mü cenazeye benzerdi hele seni kollarına aldı mı felâketim olurdu ağlardım
Bir Gün Anlarsın Uykuların kaçar geceleri Bir türlü sabah olmayı bilmez Dikilir gözlerin tavanda bir noktaya Deli eden bir uğultudur başlar kulaklarında Ne çarşaf halden anlar, ne yastık Girmez pencerelerden beklediğin aydınlık Kapanır yatağına çaresizliğine ağlarsın Onun unutamadığın hayali Sigaradan derin bir nefes çekmişcesine dolar içine Sevmek ne imiş bir gün anlarsın Bir gün anlarsın aslında her şeyin boş olduğunu Şerefin, faziletin, iyiliğin, güzelliğin Gün gelir de sesini bir kerecik duymak için Vurursun başını soğuk taş duvarlara Büyür gitgide incinmişliğin, kırılmışlığın Duyarsın
Ağlamasam
Bir sabah hıçkırıkla uyansan Pencerelere koşup güneşi arasan Umudun kenarını kemire kemire Akşamı alsan odana Beni ne kadar seversin kim bilir... Sonbahar olsan, bütün kış sana ısınsam Yağmur düştüğünde pencereme Geldiğini anlayıp koşa koşa Kısa kollu yüreğimle yollara koşsam Döktüğün yaprakların kuruluğuna aldırmadan Avuçlarıma alıp yüzüme sürsem Göz yaşlarımla yaprakların ıslansa Bu son bahar gelsen Gelsen de artık ağlamasam
YAĞMUR KAÇAĞI
Elimden tut yoksa düşeceğim yoksa bir bir yıldızlar düşecek eğer şairsem beni tanırsan yağmurdan korktuğumu bilirsen gözlerim aklına gelirse elimden tut yoksa düşeceğim yağmur beni götürecek yoksa beni geceleri bir çarpıntı duyarsan telaş telaş yağmurdan kaçıyorum sarayburnu'ndan geçiyorum akşamsa eylülse ıslanmışsam beni görsen belki anlayamazsın içlenir gizli gizli ağlarsın eğer ben yalnızsam yanılmışsam elimden tut yoksa düşeceğim yağmur beni götürecek yoksa beni.
Kime diyorum gelsin kendisi buraya
burası bensız olmas galıba
Bu yazı sana sevdiğim……….
Sen giderken ben yüreğim ellerimde,gözümde yaşlar seni seyredeceğim…Ta ki karanlığın içinde kaybolana kadar… Sonra yavaş yavaş yürümeye başlayacağım… Attığım her adım beni senden biraz daha uzağa götürecek.. İki damla yaş akacak gözlerimden yüreğime..Her damlada seni çağıracağım….. Nereye gittiğimi bilmeden yürüyeceğim saatlerce… Ölümü düşüneceğim sonra… Her şeye son vermeyi… Ama aklıma "sen" geleceksin.. Cesaret edemeyeceğim.. İki damla yaş akacak gözlerimden..Her damlada seni yaşayacağım… Hiç bitmeyecek bu gece… Bundan sonraki gecelerin bitmeyeceği gibi.. Sabaha kadar resimlerine bakacağım.. İki damla yaş akacak gözlerimden.. Her damlada seni hatırlayacağım… Elim telefona gidecek.. Seni aramak isteyeceğim.. Sana bağırmak, haykırmak isteyeceğim.. Ama belki korkudan belki istenmemenin verdiği üzüntüden arayamayacağım.. İki damla yaş akacak gözlerimden..Her damlada seni duyacağım.... Güneş doğacak.. Kimin için acaba?? Benim için olmadığı kesin… Kendimi yollara atacağım.. Kalabalığın içine karışacağım… Tutunacak bir dal,sığınacak bir liman arayacağım kendime… Aklıma "sen" geleceksin.. iki damla yaş akacak gözlerimden.. Her damlada seni arayacağım.. Annemler soracak.. Neden diye soracaklar.. Neden gitti?? Verecek bir cevap bulamayacağım..Bildiğim tüm kelimeler sanki senle beraber gitmiş gibi olacak.. İki damla yaş akacak gözlerimden… Her damlada seni göreceğim… İşte senin istediğin oldu.. İşte benim hayatımın özeti.. Her şeye rağmen ayrılmakta kararlıydın… Ama bende seni içimde yaşatmaya kararlıyım.. Bırakta hiç değilse seni istediğim gibi yaşayayım… Son öpüşünün sıcaklığı kalsın dudaklarımda… Son söylediğin söz elveda değil SENİ SEVİYORUM olarak kalsın… Sen git ben gelmiyorum… SENDEN KALANLARLA BURADA KALACAĞIM… İki damla yaş akacak gözlerimden… Her damlada sana yeniden aşık olacağım!!!!!!!!!!!
BU GECE SENİ UNUTMAYI DÜŞÜNDÜM
Bu gece seni unutmayı düşündüm; Önce ışıkları söndürdüm, Perdeyi araladım usulca, Biraz ürkek,biraz çekingen baktım dışarıya, Bir zamanlar beni beklediğin sokağı boş görünce, Pencereyi sonuna kadar açtım, Odam karanlık,yüreğim karanlık Senden kalan sadece hafif bir bahar yeliydi, Kokunu hissettim yeniden, Dışarıdaki sokak lambası aydınlattı, Yüreğim kadar karanlık odamı, Akşamın ilerleyen saatlerinde aldığım sigaram, Son demlerni yaşıyordu. Bir türlü sevmediğin,alışamadın sigaramla, Yine başbaşaydım işte. Zaten bir o yalnız bırakmıyordu beni, Bir de baş ucumdan ayrılmayan, Hain ayrılığın hınzır uğultusu. Paketteki son teki çıkardım ellerim titreyerek, Uzun uzun seyrettim önce, İsmini yazdım sigaramın üzerine büyük harflerle, Bir zamanlar seni nasıl yazdıysam kalbimin en arı köşesine, İşte öyle..!! Beni nasıl yaktıysan ihanetinle, Bende öyle yaktım sigaramı, Hala bende olan hasretinle. Bir an dudaklarının sıcaklığını hissettim, Sana susamışlığını giderememiş dudaklarımda, O karanlık hastahane odasında, Ölüme koşar adım giden bir hastanın, Son nefesini çekmesi gibi, Doyasıya br nefes çektim içime, Bir zamanlar senin kokunu nasıl çekiyorsam, İşte öyle..!! Bir an hayalin belirdi önümde, Sen beni hayatından nasıl attıysan, Bende seni o dumanla öyle atacaktım içimden. Küllerini dışarıya attım, Rüzgar savuracaktı külleri, Kahrolası kaderin, Beni bu duvarlar arasına savurması gibi.... Son sigaram bittiğinde unutacaktım seni, Ama unuttuğum bir şey vardı, Son anda aklıma çıkagelen, Oysa hiç hesapta yoktu, Nerden bilebilirdim ki; Son sigaramın her nefesinde seni içime çekeceğimi....
Bu gece seni unutmayı düşündüm, Son kez dinledim,MÜHÜR GÖZLÜM diye başlayan, KISKANIRIM diye biten şarkımızı, Seni son kez anmalıydım bu şarkıyla, Ağlamalarımın sonu olmalıydı bu gece, Ağlıyormuydum,yoksa kanıyor muydum, Ya da cevap bulamadığım sorular mıydı canımı sıkan bilmiyorum, Yağmurlar yağıyordu, Sana olan öfkem şimşekler çaktırıyordu gözlerime, Ellerimle yanaklarımdan akan, Yağmur damlalarına dokundum, Parmaklarımın uçları yanıyordu, Üzerime dökülen her damlada, Sana olan nefretim vardı, Son anda fark ettim o damlaların rengini, Hiç tahmin etmezdim oysa, Nerden bilebilirdim ki; O yağmur damlalarında seni göreceğimi...
Bu gece seni unutmayı düşündüm, Işığa üşüşen pervaneler sarmışlardı sokak lambasını, Yıldızlarla kaplı olan gök yüzüne kaldırdım başımı, Eski parlaklıkları yoktu artık, Güneş doğduğunda,yıldızlar kaybolduğunda, Unutmalıydım seni, Katlanamazdım artık bu kalleşliğe, Sensiz geçirdiğim bu son gece olacaktı, Çünkü çıkacaktın hayatımdan, Hiç girmemiş gibi, Ama unuttuğum bir şey vardı, Yine son anda aklıma gelen, Nerden bilebilirdim ki;yıldızlara bakarken, Sayısız dilek tuttuğum, Ruhumun derinliklerine hapsettiğim, Hayatıma bilmediğim anlamlar getiren, Nice gecelerimi aydınlatan gözlerini hayal edeceğimi....
Bu gece seni unutmayı düşündüm; Ne zaman küfürler yağdırsam kahbe hayata, Nasıl alıyorsam kalemi elime,yine alacaktım, Gözlerimden boşalan yağmurlar, Dışarıdaki bahar yeli, Ve artık eskisi gibi parlamayan yıldızların eşliğinde, Sokak lambasının aydınlattığı, Yüreğim kadar karanlık odamda son şiirimi yazacaktım sana, İçinde sen olacaktın,ben olacactım,ikimiz olacaktık, Sadece bize ait olan o şiiri benden başkası bilmeyecekti, Bir ben ağlayacaktım,bir kalemim kanayacaktı,bir de şiirim, İlk mısralarda sevgimi anlatacaktım, Nasıl kahrolduğumu, Kaç gece korkuyla uyandığımı, Sıra ihanetine gelecekti, Şiirimin geri kalanlarına isyanlarmla devam edecektim, Ve son olarak seni unuttuğumu yazacaktım, Son noktayı koyacaktım şiirime, Son anda fark ettim hala içimde olduğunu, Nerden bilebilirdim ki; Şiirimin son noktasını yine seninle koyacağımı....
Bana gel, sadece bana... Yıllardır içinde sakladığın ve haykırmak için biriktirdiğin sevda sözlerinle gel. Ya da konuşma, tek bir söz bile söyleme, suskunluğunla gel. Utangaçlığın, güçsüzlüğün, üzerini yalanlarla örttüğün hatalarınla gel Sana kendini anlatman için hiç fırsat vermeyen insanları bırak bir kenara. Onlar hep zamanını çaldı senin. Sen aşkını saklarken hoyrat ellerden, onlar her seferinde bir çentik açıp yüreğine, büyüttüler yaranı, kanattılar. Sen paylaşmak adına içindeki mavilikleri sunarken onlara, yıldızsız gecelerin karanlığına çektiler seni. Kimliğini çaldılar. Uyuyamadığın bütün uykuları, üşüdüğün kış sabahlarını, iç sıkıntısıyla geçirdiğin bütün akşamları, seni yatağından sıçratan kabuslarını topla öyle gel. Arzuladığın; ama, ertelediğin ne varsa hepsini alıp gel. Ben koşulsuzca sevmeye hazırım seni. Sorgulamadan, yargılamadan, değiştirmeye çalışmadan sevmeye hazırım. Hayatı seninle yeniden keşfetmeye, seninle yaşanacak sevdanın isimsiz bir neferi olmaya hazırım. Gel ve sarıl bana. Bu sahte hayatların ortasında inandığım tek gerçek sen ol. Suç ortağım ol, aşık olmak suçunu birlikte işleyelim. Bekleyişle tüketme beni. Gel ve sarıl, son bulsun kalabalığın ortasında asırlardır süren korkunç yalnızlığım. ... ... ... Sadece bana gel yar... Yıllardır ışık girmemiş karanlık odalarımı aydınlatmak için sadece bana gel. Ben sevmeye hazırım seni... Sonsuza dek sevmeye...
Mehmet Coşkundeniz-Aşk bize yakıştı kitabından...
Sen, belki de bu mektubu aslinda sana yazdigimi hiç bilmeden okuyacaksin.
Ben, senin bunu okurken parmaginla yanagina dokundugunu, gözlerini hafifçe kistigini, saçlarini kulaginin ardina attigini görmeyecegim. Elimin uzanamadigi yerlere kelimelerimle sokulmaya çalismamin, kirilgan harflerden kurulmus görünmez bir köprüden sana dogru yürürken düsmekten böylesine korkmamin, sana tek bir bakisla anlatabilecegime inandigim ve birçogunun belki bir ismi bile olmayan birçok duygunun her birine isimler bulmaya ugrasmamin beni nasil yaralayip yordugunu bilmeyeceksin.
Ilerde bir gün bana çok karmasik ve anlasilmaz gözükecek olsalar da, su anda bana, kendime saplamak için elimde tuttugum solgun bir biçak gibi sade ve içmeye hazirlandigim zehirli bir su gibi berrak gözüken duygularimin, keskin ve yakici tadini, onlarin üstünü örten sözcüklerin altindan çikarip çikarmamakta duydugum kararsizligi da herhalde sana hiç anlatamayacagim. Halbuki bütün korkunçlugu sadeliginde gizli olan duygularim o kadar açik ki.
Memelerini aklinla birlikte özledim. Gülüsün, kasiklarinin bugday yalazi parlakligiyla birlikte aklimda.
Yoruldugumda, biktigimda, yenilginin tam kiyisinda durdugumu hissettigimde, beni sadece bana dokunarak iyilestirebilecegini biliyorum. Degmeden, hatta bazen seni görmeden, hissettigim bedeninin o yumusak sicakligini istiyorum. Yalnizim. Kendimi yalniz hissediyorum ki bu yalnizliktan da kötü. Benim yalnizligimi ve kendimi yalniz hissetmemin yalnizliktan da kötü oldugunu anlayacak senden baska kimsem yok. Ve sen de yoksun. Belki de hiç olmayacaksin. Sözcüklerden olusturmaya ugrastigim bir köprüden sana ulasmaya çalisacagim. Ve biliyor musun, sen bütün bunlari okurken, ben yazdiklarimi sakaci gülüslerimle reddedecegim.
Beni bir gün görürsen, gördügünün bu satirlari sana yazan adam olduguna inanmayacaksin. Duydugum aski, özlemi ve bunlari duymaktan duydugum korkuyu güvenli bir durusun ardina saklayacagim. Yüzümde satirlarimdan bir iz aradiginda, onlar orada olmayacak. Sana nasil yalvardigimi hiç isitmeyeceksin, siradan bir ‘‘Nasilsin’’ sözcügü saklayacak o yalvarisi. Ama bütün bunlar, bu sahte kibir, bu sakaci gülüs, bu siradan ‘‘Nasilsin’’ sözü, bu güvenli durus, içimdeki sesi dindirmeyecek. Bütün bunlara hiç aldirmadan bana sarilmani bekleyecegim, bazen benden babandan korktugun gibi korktugunu, bazen beni çocugunu oksar gibi oksadigini görmek isteyecegim. Aralarinda dolastigim kalabaliklar içinde benim yalnizligimi gören ve kendimi yalniz hissetmemin yalnizliktan da kötü oldugunu sezen bir tek sen varsin. O kadar sade ki duygularim.
Memelerini aklinla birlikte özledim. Gülüsün, kasiklarinin bugday yalazi parlakligiyla birlikte aklimda.
Kirilgan bir köprüden sana dogru yürüyorum. Sana ulasamazsam, sesim ve kelimelerim sana degmezse ve sen bana bir daha dokunmazsan, iste o zaman, korkarim sonsuz ve sensiz bir bosluga yapayalniz düsecegim. Beni tut, beni her seye ragmen tut.
Ahmet ALTAN
rica ederim canım acizene paylaşıyorum işte
quote:
Orjinalden alıntı: HuZuN_CiCeGi
quote:
Orjinalden alıntı: kastalia
Dertlerle dolu sermaye küpü Gömü gibi saklanırken alnımdaki çizgilerde Bu can senin … gel etme beni sensiz eyleme Bu can senin çünkü ben gönlümde senin adını yar koydum
SÜPER
Saol canım ayrıca renk kattığının farkındasındır umarım sevgi dağarcığımaİyiki varsın canım...
BEN UZAKTANDA SEVERİM
Resmine bakarak iç çekerim Kalbim yansa da sabrederim Sen anlayamasan da beni Ben uzaktan da severim seni.
Hayalimde tutarım ellerini Öperim gül misali leblerini Sen istemesen de beni Ben uzaktan da severim seni.
Hatıranla avunurum Hayalimde sevişirim Sen sevmesen de beni Ben uzaktan da severim seni
Nasıl sevmem, nasıl aşık olmam bensana Hayat veriyor can veriyorsun bana Sen anlamak istemesen de beni Ben uzaktan da severim seni.
AŞK NEDİR?
Yum gözlerini, yüregini dinle, Aldigin her nefes aska dairse, Sevdigin yüreginden uzaniverse, Düsecek diye korkar ya insan,
Duydugun bir sözle icin yanarsa, Gölgesini bile onu sanarsa, Her ayak sesinde, yola bakarsa, Baktigin her yönde o varya hani
Sanki öncesi olmamis, sonrasi asla, Onun yoklugunu, düsünmek bile zor, Ne zaman birisi yüzüne baksa, Hic kimse o degil, onun bakisi varya,
Herkeste onu ararsin, o essizdir, Kimse o degildir, o senindir, Hatasi bile hostur, bir inceliktiktir, Yanlisini bile doğ ruya yorarsin ya...!
ASIK INSAN KÖRDÜR, ASIK INSAN DILSIZDIR, ASIK INSAN SAGIRDIR, SEVIYORSA, ESIRDIR SEVDIGINE. BU DERECE SEVENIN VAY HALINE...