Merhaba arkadaşlar, sayısaldan mı yoksa eşit ağırlıktan mı devam etmeliyim ikileminin en çok yaşandığı döneme geldik. Üniversite sınavına çalışmaya başlangıç dönemindeyiz ve aslında kafamızı çok fazla kurcalamasa da arka planda sürekli bunu düşünen arkadaşlar fark etmeden odaklarını bozuyorlar ve odaklanma problemi yaşıyorlar. Bu durumdaki olaylar şu şekilde.
Bu şekilde devam eder. Bunları yazma sebebim şu, bu kafa yapısı sadece siz de yok aynı problemi yaşayan herkeste var. Özellikle sayısal okuyanlar, sayısal çıkışlılar eşit ağırlığa yönelsem mi yönelmesem mi problemi yaşıyorlar. Eşit ağırlıkçı arkadaşlar da zaten sayısal konuları yetiştiremeyeceğinin az çok farkında olduğu için kabulleniş durumlarına geçiyorlar. Burada sizi anladığımı ve aklınızda dönen düşünceleri de hepimizin yaşadığını belirtmek isterim.
gibi devam ediyor. Hedefi Tıp, Diş Hekimliği olmayanların genel olarak yaşadığı problemler. Örneğin bunu endüstri mühendisliği özelinde düşünmek zor olur çünkü iyi bir üniversitede işletme okuyup, çap ve yandal, üstüne seminerler vs. şeklinde devam edildiğinde kıytırık bir üniversitenin endüstri mühendisliğinde okuyan birinin tek üstünlüğü mühendislik özelindeki dersleri almış olması olacaktır. Aynı şekilde bilgisayar mühendisliği özelinde düşünmekte zor. Çünkü eşit ağırlıkta hangi bölümü okursanız okuyun, tüm firmalar bas bas bağırıyor "hangi bölümü okuduğunuz umurumuzda değil, projeniz var mı? çıkarıp gösterin" diyor. Şimdi hal böyleyken size psikolojik olarak yardımcı olabilmesi için şunları önerebilirim: Kimsin? Nereye kadar gidebilirsin? Hayat idealin kariyerle birlikte yükselen bir hayatı sürdürmek mi yoksa yüksek maaşımı alayımı nerede olursam olayım mı? Ünvanını çıkartıp masaya vurabilmek mi yoksa ben arabam ile gezeyim, tatilime çıkayım, kimin bana ne saygınlık duyduğu ya da nerede öncelikli olduğumun bir önemi yok düşüncesi mi? İlgilendiğim alan net! Bunla uğraşmadan duramam, neresi olursa olsun o şehrin sıkıntılarına katlanır ben işimde yükselirim mi diyorsun yoksa benim ilgilendiğim alan hala belli ama imkanlar sunulmadıktan sonra kendi başıma bir şey yapamayacağımın farkındayım, sosyal ilişkiler kurmalıyım, üniversite hayatını da yaşamalıyım mı diyorsun? Aslında bu gibi soruları özgür bir şekilde kendine sorabilmekten geçer. Yani anlıyorum işte matematik hocanız sizi bezdirmiştir karekök sorularını çözerken dahi zorlanıyorsunuzdur, ezber yeteneğiniz yoktur falan fistan. Artık hepiniz 17 yaşını geçtiniz ve neredeyse hepiniz oy kullanabiliyorsunuz. Ülke hakkında karar verebilecek konuma, evlenip boşanıp nafaka hükmedilecek mevkiye geldiğiniz için geçmişi geçmişte bırakmayı öğrenmeniz gerekiyor. Ben bunu asla yapamam sözünden vazgeçmeniz gerekiyor. Vereceğiniz radikal karar sonrası hezeyana girmekten korkmanız normal. Ancak korktuğunuz için veremediğiniz kararlar dolayısıyla esir gibi hayat sürersiniz. Bırakın verdiğiniz kararlar sizi kuma gömsün. Gömüldüğünüz yerden kalkmayı elbet öğrenirsiniz. Kendi geçmişin, senin gelecekte neyi ne kadar yapabileceğini gösterir. Kendinize imkansız hedefler koymayın. Ömrünüz boyunca son dakika sınavlara hazırlanmış biriyseniz, ben üniversite sınavına kadar günde 10 saat çalışacağım, o üniversiteyi kazanacağım demek hiç realistik bir bakış değildir! Yapamaz mısınız? Tabi ki yaparsınız, istersen gerçekten yaparsın. Ama eğer geçmişinde çalışamamanın sebebi hala sürüyorsa bunu kendi vereceğin kararla değiştirmek öyle kolay değil. Herkese bu sürecin başında başarılar diliyorum. |
Bildirim