Yeni Kayıt
Konudaki Resimler
< Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi roverci -- 22 Mart 2007; 19:06:00 > |
Hızlı 
Bildirim
OKUL MU, EV Mİ? YENİ KONU BELLİ OLDU...
Sıcak Fırsatlarda Tıklananlar
Editörün Seçtiği Fırsatlar
Daha Fazla 
Bu Konudaki Kullanıcılar:
Daha Az 
2 Misafir - 2 Masaüstü
Giriş
Mesaj
-
-
hatırlıyorum ilkokulda öğretmenimiz müzik resim vs gibi aslında hiçbir zaman hakkıyla yapılamayan derslerde bize yanımızda getirdiğimiz ve kendi seçtiğimiz kitapları okuturdu. en sessiz geçen dersti herhalde... 
onun dışında kitap okumayı sevmeyi daha çok aileden edindiğimi düşünüyorum. benden yaşça büyük kardeşlerim özellikle ablamın teşvik ve tavsiyeleriyle çocukluğuma baya bir renk ve ufuk katmıştı okuduğum kitaplar.
tabii eve gazete ve çeşitli dergiler giriyorsa meraklı bir çocuk için okumak sıkıcı bir zorunluluktan çok bir zevke dönüşüyor. -
quote:
Orjinalden alıntı: roverci
KİTAP OKUMA ALIŞKANLIĞINI KAZANMADA, OKUL MU EV Mİ DAHA ÖNEMLİDİR?
YA DA ÖĞRETMENLER Mİ EBEVEYNLER Mİ DAHA ETKİLİDİR?
BU KIZIMIN MÜNAZARA KONUSU...
DÜŞÜNCELERİNİZLE YARDIMCI OLACAĞINIZI ÜMİT EDİYORUM...
yalnız münazarada 2 ayrı görüş olur ve iki taraf bunları tartışır, kızınızınki hangisi? Yani kızınız "okul, öğretmenler" diyenlerden mi yoksa "ev, ebeveyn" diyen grupta mı? Yardımcı olmamız için onu bilmemiz lazım, ona göre sav geliştirelim di mi ama... -
"OKUL/ÖĞRETMEN DAHA ETKİLİDİR" İ SAVUNMAMIZ GEREKİYOR. YANİ İŞİMİZ ZOR...
quote:
Orjinalden alıntı: avea-zede
yalnız münazarada 2 ayrı görüş olur ve iki taraf bunları tartışır, kızınızınki hangisi? Yani kızınız "okul, öğretmenler" diyenlerden mi yoksa "ev, ebeveyn" diyen grupta mı? Yardımcı olmamız için onu bilmemiz lazım, ona göre sav geliştirelim di mi ama...
-
Hmm evet size savunulması güç olan denk gelmiş...Olsun bi başlayalım, arkası gelir...
Bence şurdan girebilirsiniz konuya:
Sonuçta her ailede ebeveynler - ne yazık ki- kitap okumuyor ve eğer siz böyle bir aileye sahipseniz yani hayatınızın o ilk, okul öncesi kritik dönemlerinde annenizin ya da babanızın elinde kitap, dergi, gazete vs görmezseniz okula başladığınızda kitap okuma alışkanlığınız da olmaz, çünkü özellikle okul öncesi dönemde çocuklar anne ve babalarını model alarak kişiliklerini oluşturur yine aynı şekilde onları model alarak bazı alışkanlıkları edinirler.
Okuma alışkanlığı olmayan aileden bir çocuğu ele alalım: Bu çocuk evde görmediği bir şeyi nerede görecektir?
Tabii ki okulda, yani öğretmeni vasıtasıyla olacak bu. Belki istekli bir şekilde, belki öğretmenin dayatmasıyla olacak ama yine de bir şekilde bu iş okulda olacak.
Okulun eve göre daha etkili olduğuyla ilgili bir de şöyle bir şey düşünebiliriz, okuldaki diğer arkadaşları da öğretmenler tarafından verilen, özellikle kitap okuma ve özet çıkarma gibi ödevleri yapmakla yükümlü olacaklar, dolayısıyla çocuk o dönemde arkadaşlarıyla bir çeşit rekabet durumuna girecek. Başka bir bakış açısından, diyelim ki çocuğun OKULDAKİ en yakın arkadaşı kitap okuma alışkanlığına sahip, ee bizim çocuk da ne yapacak, Ayşeden Aliden gördüğünü yapacak.
Bir başka tez: Bu alışkanlığı evde edinmemiş bir çocuktan yola çıkalım, çocuğun evdeyken edindiği bir kitap alışkanlığı yoksa o çocuğa okulda öğretmeni ödev olarak kitap okutturacak, okuduğu kitapla ilgili birçok yan ödev verecek ( kitabın özetini çıkarma, kitapla ilgili soru çıkarma vs). Çocuk bu ödevi yapmazsa belki ceza alacak, belki öğretmeni tarafından azarlanacak ve bunun sonucunda arkadaşları arasında rencide olacak. Peki çocuk ne yapacak? Tüm bu olumsuzlukları yaşamamak için o kitabı okuyacak. Oysa ki evde bu cezanın anne babalar tarafından verildiğini düşünün. Sizce bir çocuk anne babasının verdiği cezayı mı daha çok takar, yoksa öğretmeninin verdiği cezayı mı? Ailesine nazı geçtiği için, ailesinin kitap okuma dayatmasını pek de umursamayacaktır. Dolayısıyla öğretmen ve okul yine evden daha etkili olmuş olacak.
Bu son madde biraz zoraki bir madde ama sonuçta cezayla da olsa zorla da olsa çocuk onu yapacak, en azından kitap okumanın nasıl bir şey olduğunu anlayacak, çünkü O KİTABI OKUMUŞ OLACAK. Bundan sonrasının da zaten kendiliğinden gelişeceğine inanıyorum, bir kere okumaya başladı mı insan, kitap dünyasının büyüsüne bir kere kapıldı mı bir daha kolay kolay vazgeçmeyecektir.
diye düşünüyorum. Umarım yardımım dokunur kızınıza, ne yazık ki ben bu alışkanlığın ilk etapta ailede kazanılacağını düşünüyorum, aslında tam olarak da öyle değil, insanın kendi içinden gelen bir şey bence okumak, benim elimden okumayı öğrendiğim günden beri kitap düşmez ama kimse bana kitap oku demedi, ne ailem ne öğretmenim. Ailem okurdu kitap ama dediğim gibi bana direkt bi şey demediler hiç...Keşke bi de "içinden gelmesi etkilidir" diye bi konu olsaymış münazarada...Neyse iyi şanslar kızınıza...
< Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi KızılveKara -- 13 Mart 2007; 19:48:16 >
-
Aklıma bir şey daha geldi, onu da yazayım:
Maddi durumu kötü olan bir aile kitaba para vermez veremez, malum kitap fiyatlarını da biliyorsunuz, incecik kitaplar bile 10-15 ytl arasında değişiyor. Kıt kanaat geçinen bir aile örneğin çocuğuna ayda 2 kitap almaya kalksa 25-30 ytl harcayacak ki bu para o durumda bir ailenin bütçesini zorlar, dolayısıyla kitap o aile için bir lüks olur. Ekonomik koşulları böyle olan bir ailede büyüyen çocuk sırf bu yüzden bile EVDE kitap okuma alışkanlığını istese de kazanamaz. Peki OKULDA durum nedir? Okullarda kütüphaneler vardır ve isteyen istediği kitabı ödünç alıp okuyup geri verebilir. Kütüphanesi olmayan bir okulsa OKUL arkadaşlarından ödünç kitap alabilir. -
Bence ev önemli. Çocuk kendini bilmeye başladığı ilk zamanlarda ailesini tv izlerken ya da bilgisayarla uğraşırken görürse tv ve bilgisayara kitap okurken görürse kitaba yönlenir. -
quote:
Orjinalden alıntı: jrem
Bence ev önemli. Çocuk kendini bilmeye başladığı ilk zamanlarda ailesini tv izlerken ya da bilgisayarla uğraşırken görürse tv ve bilgisayara kitap okurken görürse kitaba yönlenir.
+1 Bencede ev daha önemlidir
< Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi _ENGN_ -- 15 Mart 2007; 23:50:36 > -
quote:
Orjinalden alıntı: KRAToX_DLL
quote:
Orjinalden alıntı: jrem
Bence ev önemli. Çocuk kendini bilmeye başladığı ilk zamanlarda ailesini tv izlerken ya da bilgisayarla uğraşırken görürse tv ve bilgisayara kitap okurken görürse kitaba yönlenir.
+1 Bencede ev daha önemlidir
Arkadaşlar bizce de ev daha önemli ama burdaki arkadaşın kızı münazarada "okul daha önemli" diyen tarafta, o yüzden ona yardımcı olmak için okulun önemli olduğuna dair tez geliştiriyoruz, yani kişisel fikir beyan etmek için açılmış bir konu değil bu... -
Okuldan görmek daha önemli bencede ne kadar çok insan tanırsanız okadar şanslısınız ,
içlerinde kitap okumayı seven birisi mutlaka çıkacaktır ve sizi de heveslendirecektir,
tabi boyle bir ortamı bulabileceğiniz çocuk yaşlar için okuldur.
Ben annemle babama kitap okuma alışkanlığı kazandırdım , babam 55 yaşında annem 50 fantastik, korku gerilim kitapları okuyorlar :) , bir arkadaşımda askerde nöbette uyumamak için verdiğim kitapları okuyor :) -
bence (ben de bir ilk öğretim öğrencisi olarak) ev ve ebevyn daha etkili
ama öğretmenlerde not tehdidiyle okuma alışkanlığı kazandırabilir -
Bende ıkısınınde ayrı yerı var. Bırı dıgerı ustundur dıyemem. Kendımden ornek vermek gerekırse; ilk kitap okuma alıskanlıgım evde basladı. Annem Orhan KEMAL'ın "Baba Evi" atlı hıkayeyı alıp bana getırdı ve okumamı onerdı. Onun sayesınde kıtap okumaya basladım. Babamda saolsun yenı kıtaplar alarak okumama destek oldu. Unversıtede Tarıh hocamız gundemle cok ılgılendıgı ıcın sagolsun okudugu kıtapları bıze tanıtır. Onun sayesınde yakın tarıh okumaya basladım. Bır kıtabı alıp okuduktan sonra ara verıp uzunca bır sure okumadıgım zamanlarda tarıh hocamın anlattıgı kıtaplar ılgımı cektı ve tekrar kıtap okumaya basladım. Yanı evım ve okulum olmasa okuma alıskanlıgım uzun surecegını sanmıyorum. Ikısınede borcluyum. -
BUGÜN YARIFİNAL YAPILDI... 4 TANE SINIF VARDI... FAVORİ SINIF, BİZİM RAKİBİMİZDİ... VE KAZANDIK...
DİĞER SINIFLAR ARASINDA DA "OKUMA ALIŞKANLIĞINDA, OKUL DAHA ÖNEMLİDİR" DİYEN SINIF KAZANDI...
FİNAL 28 MARTTA. KONUMUZ 21 MART ÇARŞAMBA GÜNÜ BELLİ OLACAK...
DÜŞÜNCELERİNİ YAZAN ARKADAŞLARA (ÖZELLİKLE AVEA-ZEDE ADLI ARKADAŞA) SONSUZ TEŞEKKÜRLER...
KIZIMIN PERFORMANSI DA SÜPERDİ... ÇOK MUTLUYUZ...
YENİ KONU BELLİ OLUNCA YİNE YARDIM İSTEYECEĞİM.... -
tebrikler sevindim. 
-
quote:
Orjinalden alıntı: roverci
BUGÜN YARIFİNAL YAPILDI... 4 TANE SINIF VARDI... FAVORİ SINIF, BİZİM RAKİBİMİZDİ... VE KAZANDIK...
DİĞER SINIFLAR ARASINDA DA "OKUMA ALIŞKANLIĞINDA, OKUL DAHA ÖNEMLİDİR" DİYEN SINIF KAZANDI...
FİNAL 28 MARTTA. KONUMUZ 21 MART ÇARŞAMBA GÜNÜ BELLİ OLACAK...
DÜŞÜNCELERİNİ YAZAN ARKADAŞLARA (ÖZELLİKLE AVEA-ZEDE ADLI ARKADAŞA) SONSUZ TEŞEKKÜRLER...
KIZIMIN PERFORMANSI DA SÜPERDİ... ÇOK MUTLUYUZ...
YENİ KONU BELLİ OLUNCA YİNE YARDIM İSTEYECEĞİM....
çok sevindim kızınızın kazanmasına, ve rica ederim, konunuz belli olunca yine burada konu açın elimizden geleni yaparız... -
Bekliyoruz yeni konuyu... 
-
ARKADAŞLAR YENİ KONU:
BİR ÜLKENİN KALKINMASINDA, EĞİTİM Mİ YOKSA PARA MI DAHA ÖNEMLİDİR?
BİZİM KONUMUZ: EĞİTİM...
YARDIMLARINIZI ACİLEN BEKLİYORUZ...
MÜNAZARA TARİHİ: 28 MART 2007... -
Eğitim tabiki daha önemli doğru konuyu seçmişsiniz :) ,
Kalkınma sadece ekonomik bir olay değil , sosyal gelişim , bilimsel gelişim , sağlık ,insan hakları , yaşam standardı , kültürel olanaklar , demokrasi işte bu konuların herbirinde gelişmiş olan bir ülke ancak kalkınabilir
Bununda başı tabiki eğitim , eğitim iyi olacakki işinin ehli uzmanlar , sanatçılar, bilim adamları , doktorlar , ekonomistler ,eğitimciler ,politikacılar yetişecek , o insanlar ülkelerine doğru yön verecekler ve kalkınma başlayacak..
Kalkınma sadece parayla olsaydı şuan da dünyanın en yoksul insanlari en değerli enerji kaynağının sahibi Arap milleti olmazdı değil mi?
umarım faydalı olur iyi günler. -
Bu sefer konu avantajı sizde, yani tabii ki "Eğitim" bir ülkenin kalkınmasında daha önemli.
enemy1980 arkadaşın yazdığı gibi benim de ilk aklıma gelen Arabistan oldu.
Eğitim herşeyin başı olduğu için, bir toplumun eğitim seviyesi o ülkenin birçok açıdan kaderini belirler. Eğitim seviyesi ne kadar yüksekse kalkınma da aynı oranda yükselecektir. Bu kalkınma, toplumdaki en küçük kurum olan aile kurumundan başlayarak en büyük kuruma kadar devam edecektir. Burada dikkat edilmesi gereken en önemli husus bu kalkınmanın temelinin sağlam olmasıdır. Bu yüzden aileden başlayan kalkınma en sağlıklısı olacaktır, çünkü başka bir deyişle bireysel bir şekilde başlayan kalkınma toplumsal boyuta geçecektir. Dolayısıyla aile kurumuna gereken önemi veren toplumlar zaten kalkınma konusunda diğer ülkelere göre 1-0 galip durumda olacaktır. Bundan sonrası ise zaten kendiliğinden gelecektir. Çünkü böyle bir toplumda aile kurumu sağlamdır, bu bahsi geçen sağlam aile bilinçlidir, özellikle çocuğuna gereken eğitimi verme konusunda bilinçlidir. Bir ülke düşünün; bireylerinin çok büyük bir oranının eğitim seviyesi yüksek, okuma yazma oranı çok yüksek. Böyle bireylere sahip bir ülkenin kalkınmaması için bir sebep var mı? Tabii ki yok. Çünkü böyle bireylere sahip bir ülkenin her alanda (tıp, fizik, edebiyat, siyaset vs vs) ortaya çıkarabileceği, herhangi bir alanda atılım yapabilecek bir ve/veya daha fazla ferdi olacaktır.
Başka bir örnek; yine eğitim seviyesi yüksek olan bir ülkenin devlet adamları, başbakanının...vs da eğitimli olduklarını düşünün (ki bu çok mümkündür). Devletin kalkınmasında bu insanlar da birinci dereceden söz sahibi olduklarına göre yine o ülke cahil devlet adamlarının elinde idare edilen ülkelere göre çok daha avantajlı olacaktır.
Yine aileden yola çıkarak bir örnek vereceğim: İlk paragrafta sözünü ettiğim, aile kurumunu sağlama almış ülkeler için en basitinden aklıma şu geldi. Eğitimli aileler, dolayısıyla eğitimli toplumlarda "nüfus planlaması" na önem verilir. "Nüfus planlaması"nın da bir ülkenin kalkınmasında önemli bir rol oynadığını göz önünde bulundurursak demek istediğim anlaşılır sanırım. Eğitimli, bilinçli toplumlarda nüfus planlamasına önem verilir, eğitimsiz bir ülkede ise insanlar tabiri caizse ÇOĞALMAK için yaşarlar, bu çoğalmanın ülke için ne gibi dezavantajları olabileceğinden tamamen bihaber çoğalırlar. Yani paralı bir ülke düşünün ama toplum cahil, böyle bir ülkenin kalkınabilmesi size mantıklı geliyor mu?
Sonuç olarak, eşeğe altın semer de vursan eşektir. Nice para içinde yüzen insan var etrafta, bizim toplumumuzda da var. Bu paralı insanların örneğin bizim ülkemizin kalkınması konusunda bir işe yaradığını ya da bundan sonra yarayabileceğini düşünüyor musunuz? Etrafınıza bi bakın, kaç tane bol para sahibi ama cahil olan insan, kendisi için ya da ülkesi için, ülkem kalkınsın diye kılını kıpırdatır? Burada "kendisi için" den kastım, adam o kadar paranın içinde gidiyim de kendimi geliştirecek bir şeyler yapayım, mesela dil öğreneyim, gidip alabildiğim kadar kitap alayım der? Bu kadar param var, birilerini okutayım der? Demez! Kendi kalkınmadığı gibi başkalarının kalkınmasına da fırsat vermez. Hadi fırsatı geçtim, bi de kendi gibilerinin artmasına olanak verip toplumun yozlaşmasına sebep olur. Kendi, toplumun gelişmesinde negatif rol oynadığı gibi peşinden de kendi gibilerini sürükler. Ve bu zincir böyle devam eder, peki sonuç? Bi işe yaramadığı gibi bi de toplumun kalanının kalkınma yolundaki verdiği savaşta ayak bağı olur, eksi puan olarak hanemizde kalır...kurunun yanında yaş da yanar kısacası...
Şimdilik aklıma gelenler bunlar, aklıma yeni bir şeyler gelirse 28 ine kadar yazarım yine.
< Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi KızılveKara -- 23 Mart 2007; 16:39:05 >
-
TEŞEKKÜRLER...
YAZDIKLARINIZ ÇOK İŞE YARAYACAK...
Benzer içerikler
- sherlock holmes kitap serisi
- entelektüel birikim için okunması gereken kitaplar
- game of thrones harita
- ölüm ile ilgili şiirler
- ısbn sorgulama
Ip işlemleri
Bu mesaj IP'si ile atılan mesajları ara Bu kullanıcının son IP'si ile atılan mesajları ara Bu mesaj IP'si ile kullanıcı ara Bu kullanıcının son IP'si ile kullanıcı ara
KAPAT X
Bu mesaj IP'si ile atılan mesajları ara Bu kullanıcının son IP'si ile atılan mesajları ara Bu mesaj IP'si ile kullanıcı ara Bu kullanıcının son IP'si ile kullanıcı ara
KAPAT X
