Öğretmenlerdeki 'ATANAMADIM' Mağduriyeti (2. sayfa)

İşin özeti bu, da işte maalesef gençler o yaşta bunları göz önünde bulunduramıyor. Benim çevremde en az 4-5 arkadaşım aile baskısından uzaklaşmak için, biraz da hormonların etkisiyle üniversite hayatına erken başlama hevesiyle, yatay geçiş dikey geçiş falan yaparım bi yerlere kapak atarım diye neresi geliyorsa orayı yazdı geçti.

Şuan çevremde öğretmenlik okumuş 2 arkadaşım 30 yaşında ve KPSS'ye hazırlanıyor hala,29 yaşında bir tanesi geçen sene puanı tutturdu ama atama bekliyor sanırım çok detayını bilmiyorum, 27 yaşında 2 arkadaşım da öğretmenlik okumalarına rağmen vazgeçip başka işlerde çalışmaya başladılar.

Maalesef diğer mesleklerden farklı olarak öğretmenlik işinde özel sektör yok denecek kadar kötü, el mahkum kalıyor o açıdan durumları içler acısı.

Mühendisler o açıdan çok daha şanslı en azından özelde bi yerlere kapak atabiliyor, terfi falan alabiliyorsun. Sakarya Elektrik ve Elektronik okumuş 2 arkadaşımın biri 60k civarı maaş alıyor, diğerine bu sene 50k teklif etmişler işten ayrılmış başka iş bakıyor örneğin. Tabi ki yüksek değil bu maaşlar ama sıralaması da yüksek bi bölüm değildi zaten sanırım 70-80k sıralama ile girilebiliyordu, öğretmenler ile yakındır diye tahmin ediyorum.

Aynen katılıyorum. Öğretmen olduysan oldun. İhtiyaç haline alınırsın. Kimse sana garanti vermedi. Her sene aynı şey bık bık bık. Yılda 6 ay çalış mis gibi maaş al. Çoğunun derdi eğitim değil kolay para.

Sadece öğretmenlikte değil genel anlamda memurlukta atanmak zor zaten. Çalışacaksın yüksek puan alacaksın, biraz da şansın varsa atanıyorsun. Ağlayıp sızlanmak çözüm değil maalesef. İdealist olup gerçekten öğretmen olma hevesiyle yanıp tutuşan da var, rastgele tercih verip mezun olduktan sonra iş bulamayınca "ama devlet yeterli atama yapmıyor, #öğretmenleratamabekliyor" diyen de var. Bir noktadan sonra kişi suçu kendi üzerinden devlete atıyor tamamen. Çünkü çalışıp çabalamak zor geliyor, devlet beni kesinlikle işe almalı, suçlu atama yapmadığı için devlettir diyor. Bu yanlış bir düşünce.

Öğretmenlikle mühendisliği kıyaslamak doğru değil.

Ülkelerin eğitim bakanlığı olur, uzun vadeli eğitim planları, stratejileri olur. Eğitim, ülkeler için bir beka meselesidir, dolayısıyla devletin doğrudan öğretmen çalıştırması çok absürt bir durum değil.

Ama zaten sıkıntı burada. Bu işin planlamasını yapmadan her köşe başına bakkal açar gibi üniversite ve eğitim fakültesi açtılar. Öğretmenlik, polislik vb. gibi bazı branşlarda bunları açarken çok dikkatli, uzun vadeli ihtiyaca göre planlama yapılması gerekirdi. Aptal gibi ihtiyacın çok üzerinde fakülte açıp öğrenci aldılar, sonra bu öğrenciler mezun olunca ve işsiz kalınca da vay efendim mülakat vs. olmazsa ben bunca insanı nasıl eleyeceğim? Aptal adam, ihtiyacın kadar yetiştirsene?

Lakin yapmadılar. Sonuç? Yüz binlerce mezun. İşsiz.

Özel sektör diyenler var ama bu çok mantıksız çünkü özel sektör de olsa kamu da olsa bir öğretmen fazlası var ülkede. Fazla olanın da değeri düşüyor biliyorsunuz. Bugün özel okul/dershanelerdeki çalışma koşulları ve öğretmen maaşı rezaletin de ötesinde bir durumda. Ha bu demek değil ki burada kimse çalışmıyor, öğretmenler iş beğenmiyor vs. Hayır! Kaçırdığınız nokta şu, özel sektör de doymuş durumda. Asgari ücrete öğretmen çalıştıran okul da en ufak şeyde o öğretmeni yollayıp sıraya 10 kişi dizebiliyor. E durum buyken de istese de iş bulamayan bir sürü öğretmen çıkıyor ortaya.

Son olarak, bırakın şu ıvırzıvırcılar günde 1038951209385 saat çalışıyor öğretmenler haftada 20 saat derse giriyor oh ne güzel ayağını. Her mesleğin çalışma saati farklıdır. Çok kolaysa öğretmen olup haftada 40 saat derse girip paraya para dememeyi deneyebilirsiniz yapabiliyorsanız.

İş rahat, maaş kıyak olunca herkes devlette öğretmenlik peşinde.

akp sana zorla üniversetimi oku diyor git sanayide meslek sahibi ol sende tutan yok seni. 

Sen AKP misin? AKP adına cevap veriyorsun?

yukardaki zat nasıl bağlıyorsa akpy bende aksini söyledim zorunamı gitti demci bey.? 

O vatandaş, birey. İstediğini bağlar. Sorun senin birey olamaman. Yaşını da merak etmeye başladım bu mesajindan sonra.

Nüfus fazla, göçmen de var.

Sektörde herkese iş yok, zaten böyle dört dörtlük bir dünya da yok. Bir sürü yerli yabancı okuyan var.

Bir dönem (1995) nüfusumuz 62 milyon idi bu kadar hengame yoktu, nüfusumuz göçmenlerle 100 milyona geldi.

Farka bak 30 yılda 40 milyon ne demek? 1. Dünya savaşınaki şehit sayısı 40 milyon idi. Bunun 21 milyonu ölüm 19 milyonu sakatlık aslında.

Düşün benim babam 1957'li, o zaman nüfus 26 milyon falan imiş.

Geldiğimiz şu zaman boktan bir dönem. Niceliğin artıp niteliğin düştüğü bir zaman. Herkes doğsun büyüsün üresin..