Şimdi Ara

NEDEN VEJETARYEN-VEGAN OLMALIYIZ(VİDEOLU) (7. sayfa)

Bu Konudaki Kullanıcılar:
2 Misafir - 2 Masaüstü
5 sn
201
Cevap
12
Favori
5.912
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
0 oy
Öne Çıkar
Sayfa: önceki 56789
Sayfaya Git
Git
sonraki
Giriş
Mesaj
  • quote:

    Orijinalden alıntı: Edeb'i Muamma

    quote:

    Orijinalden alıntı: Boş Konuşan İnsan

    Bu vegancılık şeye benziyor, hani diyelimki vefat ettin ve organlarının bir hastaya ihtiyacı var.Ama sen gelipte organlarını bağışlamıyorsun ve senle beraber o hastada vefat ediyor.Ve sen o zavallı hastanın organına muhtaç olduğunu bile bile vermiyorsun.

    Hayvanlar da aslında bize et, süt, yumurta gibi ürünler vermek için yaratılmıştır.Kendileri istemiyor diye bir şey yok, bize o besinleri vermek zorundalar.Etrafına bi bakarsan istersen herşeyin insanlar için yaratıldığını anlayacaksın.

    Bu kadar önyargılı olduğun için siz veganları kınıyorum.

    Arındırılmış hiç kullanılmamış taptaze bir beyin. Helal be kardeş. Bu kanıya nasıl vardığını anlatırsan daha mutlu oluruz. Hayvanların kesilmeyi istediğini nerden çıkardın. Sen kendini başka bir canlı için seve seve feda eder misin? Diyelim ki istiyor hayvanlar neden ölürken mutlu gözük müyorlar?

    Kitabımızda geçmesine gerek yok, sadece biraz düşün.o koskoca fillerden küçücük karıncalar bile bizim yararımıza, yaptıklarıyla yada verdikleri ürünlerle.

    Peki o zaman hiç bir canlıdan beslenmeyip (bitkilerde dahil)açlıktan ölelim mi ? sen şimdi diyeceksin onlar acı çekmezler diye, o zaman ben de sana bana söylediğin şeyi söylüyorum, o bitkilerin yenilmek istediğini, acı çekmediği kanısına nerden varıyorsun ? unutma onlarında bir sinir sistemi var, onlarda acı çekerler.bizim istediğimiz parfümler, besinler, eşyalar için yapılan katliamları nasıl açıklıyorsun peki.

    hem diyelim ki o kadar hayvanlara acıyorsunuz, et yiyenlere cani diyorsunuz (genelleme yapıyorum) o halde hep beraber ot yemeye başlayıp, dünyada ki tüm bitkileri bitirip hem hayvanlar hem de insanların açlık içinde ölmesini izlemeye başlayım ne dersin ? tüm insanları bitkiler asla besleyemez, etin verdiği mineral seviyesine ulaşması için bir çok çeşitten bolca yemek gerekir ki bu bizi ya obez yapar ya da bizim sindirim sistemimize ağır zararlar verir.


    şimdi cüzdanından biraz para alıp git bi balıkçıya balık yemeye git ;)
  • quote:

    Orijinalden alıntı: Edeb'i Muamma

    quote:

    Orijinalden alıntı: Boş Konuşan İnsan

    Bu vegancılık şeye benziyor, hani diyelimki vefat ettin ve organlarının bir hastaya ihtiyacı var.Ama sen gelipte organlarını bağışlamıyorsun ve senle beraber o hastada vefat ediyor.Ve sen o zavallı hastanın organına muhtaç olduğunu bile bile vermiyorsun.

    Hayvanlar da aslında bize et, süt, yumurta gibi ürünler vermek için yaratılmıştır.Kendileri istemiyor diye bir şey yok, bize o besinleri vermek zorundalar.Etrafına bi bakarsan istersen herşeyin insanlar için yaratıldığını anlayacaksın.

    Bu kadar önyargılı olduğun için siz veganları kınıyorum.

    Arındırılmış hiç kullanılmamış taptaze bir beyin. Helal be kardeş. Bu kanıya nasıl vardığını anlatırsan daha mutlu oluruz. Hayvanların kesilmeyi istediğini nerden çıkardın. Sen kendini başka bir canlı için seve seve feda eder misin? Diyelim ki istiyor hayvanlar neden ölürken mutlu gözük müyorlar?

     NEDEN VEJETARYEN-VEGAN OLMALIYIZ(VİDEOLU)
  • quote:

    Orijinalden alıntı: Treth

    quote:

    Orijinalden alıntı: Miklo*

    aynen beyler siz bırakın et yemeyi ben yerim sizin yerinize

    aynen hem böylelikle daha uygun fiyatlardan ulaşabiliriz. Keşke hayvanlara yazık filan muhabbetinden yola çıkarak et yemeyi bıraksalar.

    Bir işe yarasınlar, vatana millete hayırları dokunsun bi yau .)) Ucuz et istiyoruz, vejeteryan olun. Biz yeriz sizin yerinize .)
  •  NEDEN VEJETARYEN-VEGAN OLMALIYIZ(VİDEOLU)

     NEDEN VEJETARYEN-VEGAN OLMALIYIZ(VİDEOLU)


  • quote:

    Orijinalden alıntı: Boş Konuşan İnsan

    quote:

    Orijinalden alıntı: Edeb'i Muamma

    quote:

    Orijinalden alıntı: Boş Konuşan İnsan

    Bu vegancılık şeye benziyor, hani diyelimki vefat ettin ve organlarının bir hastaya ihtiyacı var.Ama sen gelipte organlarını bağışlamıyorsun ve senle beraber o hastada vefat ediyor.Ve sen o zavallı hastanın organına muhtaç olduğunu bile bile vermiyorsun.

    Hayvanlar da aslında bize et, süt, yumurta gibi ürünler vermek için yaratılmıştır.Kendileri istemiyor diye bir şey yok, bize o besinleri vermek zorundalar.Etrafına bi bakarsan istersen herşeyin insanlar için yaratıldığını anlayacaksın.

    Bu kadar önyargılı olduğun için siz veganları kınıyorum.

    Arındırılmış hiç kullanılmamış taptaze bir beyin. Helal be kardeş. Bu kanıya nasıl vardığını anlatırsan daha mutlu oluruz. Hayvanların kesilmeyi istediğini nerden çıkardın. Sen kendini başka bir canlı için seve seve feda eder misin? Diyelim ki istiyor hayvanlar neden ölürken mutlu gözük müyorlar?

    Kitabımızda geçmesine gerek yok, sadece biraz düşün.o koskoca fillerden küçücük karıncalar bile bizim yararımıza, yaptıklarıyla yada verdikleri ürünlerle.



    yok vallahi tartışmak için biraz bilgi lazım kardeşim.İnsanlar bu dünyada 200.000 bin yıldır varlar.ikiyüz bin.. Hayvanlar kaç yıldır varlar biliyormusun ? 80.000.000 .. evet seksen milyon yıldır bu dünya üstündeler. 400 katı bir zaman dilimi... 80 milyon yıl ya... ve sen diyorsunki hayvanlar insanlar için yaratıldı ?

     NEDEN VEJETARYEN-VEGAN OLMALIYIZ(VİDEOLU)
  • Kısaca
    İhtiyacımız olan içecekler Su ve sıkılmış vitamin [meyve sebze ] suları
    ama et kısmını izlemedim
    o halde bundan sonra her aksam süt yerine 2 bardak c vitamini içelim bakalım eyw belkide hayatımı değiştirdi
  • Canım pastırma çekti
  • Orijinalden alıntı: Boş Konuşan İnsan

    Orijinalden alıntı: Edeb'i Muamma

    Orijinalden alıntı: Boş Konuşan İnsan

    Bu vegancılık şeye benziyor, hani diyelimki vefat ettin ve organlarının bir hastaya ihtiyacı var.Ama sen gelipte organlarını bağışlamıyorsun ve senle beraber o hastada vefat ediyor.Ve sen o zavallı hastanın organına muhtaç olduğunu bile bile vermiyorsun.

    Hayvanlar da aslında bize et, süt, yumurta gibi ürünler vermek için yaratılmıştır.Kendileri istemiyor diye bir şey yok, bize o besinleri vermek zorundalar.Etrafına bi bakarsan istersen herşeyin insanlar için yaratıldığını anlayacaksın.

    Bu kadar önyargılı olduğun için siz veganları kınıyorum.

    o bitkilerin yenilmek istediğini, acı çekmediği kanısına nerden varıyorsun ? unutma onlarında bir sinir sistemi var, onlarda acı çekerler.

    bitkilerin insanlardaki gibi sinir sistemi yoktur.. İlkokul ders notları 1. sınıf ... Bitkilerdeki sistem sadece etkiseldir... Yani bitki yaparagı hastalıga ugradıgında onu iyileştirici toksinler salgılarlar... Bu kadardır.Bitkilerin beyinleri yoktur.Üzülmezler acı çekmezler.Sosyal bağları cocukları vs yoktur.Mutlu olamazlar yada üzülemezler.Ayrıca biz elma yerken ağacı yemiyoruz... Mısır yerken , fasulye yerken , nohut yerken bitkileri yok etmiyoruz...Kaldıki bir elma bir armutla bir kuzuyu ayırt edemiyorsan pek konuşacak şey kalmaz geriye.
  • quote:

    Orijinalden alıntı: Devian

    quote:

    Orijinalden alıntı: Edeb'i Muamma

    quote:

    Orijinalden alıntı: Boş Konuşan İnsan

    Bu vegancılık şeye benziyor, hani diyelimki vefat ettin ve organlarının bir hastaya ihtiyacı var.Ama sen gelipte organlarını bağışlamıyorsun ve senle beraber o hastada vefat ediyor.Ve sen o zavallı hastanın organına muhtaç olduğunu bile bile vermiyorsun.

    Hayvanlar da aslında bize et, süt, yumurta gibi ürünler vermek için yaratılmıştır.Kendileri istemiyor diye bir şey yok, bize o besinleri vermek zorundalar.Etrafına bi bakarsan istersen herşeyin insanlar için yaratıldığını anlayacaksın.

    Bu kadar önyargılı olduğun için siz veganları kınıyorum.

    Arındırılmış hiç kullanılmamış taptaze bir beyin. Helal be kardeş. Bu kanıya nasıl vardığını anlatırsan daha mutlu oluruz. Hayvanların kesilmeyi istediğini nerden çıkardın. Sen kendini başka bir canlı için seve seve feda eder misin? Diyelim ki istiyor hayvanlar neden ölürken mutlu gözük müyorlar?

     NEDEN VEJETARYEN-VEGAN OLMALIYIZ(VİDEOLU)





    yani ? bana sadece kötü muamele yapan mezbahaları gösterip diğerleri kendine saklayacaksan devam et, sözüm yok.


    ek olarak:

    Aklı başında ve bilinçli vejetaryenler ile hiçbir derdimiz olamaz ve kesinlikle bu tercihlere saygılıyız. Ancak bizim militan/radikal vegan adını verdiğimiz, fanatik ve gözü dönmüş, siyaset ve şahsi düşünceler ile bilimsel gerçekleri birbirinden ayıramayacak kadar bilgisiz bir kitle, hem Evrimsel Biyoloji gerçeklerine, hem de diğer alanlardaki bilimsel gerçekleri hiçe sayarak bazı argümanlar üretmektedir. Bu gruplar ve kişiler kendi görüşlerini savunabilmek adına yalanlar üretmekte ve hayali bilimsel veriler yaratmaktadırlar. Bu kişiler, insanların vejetaryenliğe şüpheyle bakmasına neden olmakta ve halk içerisinde önyargı oluşmasına neden olmaktadır. Kısaca bu kişilerin, kendi savundukları fikre faydadan çok zararı olmaktadır. Bu şekilde argümanlar ileri süren vejetaryenlere güzel bir örnek vermek ve bu örnek üzerinden fanatik vejetaryenlerin bilimsel hatalarını açıklamak istiyoruz:



    Buraya tıklayarak izleyebileceğiniz bir videoda, militan/radikal bir vegan grubu bir dizi argüman ileri sürmektedir. Paylaşan grubun adı "vegankolektif", dolayısıyla tarafsız bir kaynak olmadığı oldukça açık. Ancak videodaki argümanları ve bunları sunuş biçimleri üzerinden giderek bu tür gözü dönmüş vejetaryen gruplarının gerçeklikten ne kadar uzak olduklarını ele alalım:



    1) "Diş Yapımız Etçil Bir Tür Olmadığımızı Gösterir" Argümanı: Diş yapımızı anlatırken ciddi bir sahtekarlık yaparak insanın ağız yapısını diğer otçulların ve etçillerin yanına koymamışlardır. Koyulduğunda, ikisinin arasında bir yapısı olduğu görülür (köpek dişlerimiz avcılarınki gibi sivridir, molar dişlerimiz ise yassıdır). Ki zaten insan "etçil" bir tür değildir, "omnivor"dur. Ancak "otçul" bir tür de asla değildir!



    2) "Dişlerimizin Çoğu Yassı Olduğuna Göre Etçil Olamayız" Argümanı: Dişlerimizin bu yapıda olmasının sebebi, 4 milyon yıl öncesine kadar otçul ağırlıklı omnivor bir yaşam sürmemizdir. Ancak 4 milyon yıl öncesinde bu değişmiş, savanaya çıkmamızla etçil ağırlıklı bir diyete geçmişizdir. Beyin evrimimiz de bu sayede mümkün olmuştur.



    3) "Yüzümüz Yassı Olduğuna Göre Avcı Bir Tür Olamayız" Argümanı: Dişlerimiz ısırarak avlanan hayvanlar gibi evrimleşmemiştir, zira asla böyle avlanmadık. Biz, beynimiz sayesinde hep silah kullanarak avlandık ve sonra yedik. Bu yüzden ağzımız ileri doğru hiç uzamadı, dişlerimiz tutucu şekilde sivrileşmedi. Bunlar, etçil doğamız olmadığı anlamına gelmez. Biz silahlarla avladık, elimizle parçalara ayırdık, sonra yedik. Bu yüzden diş yapımız diğer türlerinki gibi tam olarak etçil yapıda değil. Bilgi çarpıtması söz konusu yani.



    4) "Avlanmaya Yönelik Adaptasyonlarımız Olmadığına Göre Etçil Olamayız" Argümanı: Gece görüşü, gece avlanan hayvanlar için geçerlidir. Her avcıda olması gerekmez. Diğer yetiler de aynı şekilde. İnsanın avlanmak için var olan bir silahı vardır: Zeka. Bu, nedense sayılmak istenmemiştir (zaten et yeme düşmanları, bunlara "vejetaryen" bile demek istemiyoruz, et yeme ile zeka arasındaki ilişkiye pek değinmek istemezler).



    5) "Bağırsaklarımızın Yapısından Ötürü Etçil Olamayız" Argümanı: Bağırsaklarımızın uzun olmasının nedeni otçul atalarımızdır. Dediğimiz gibi, tam etçil bir doğamız olduğunu kimse iddia etmiyor. Ancak, tekrar edelim... Otçul da değiliz! Zira otçul olmamız için selülozu sindirebilecek adaptasyonlarımız olmalı (çok gözlü mide gibi, apandiks gibi). İnsanda ne rudimenter (geviş getiren) bir yapı vardır, ne de apandiks selülozu sindirebilecek yapıdadır. Tam tersine, türümüzün apandiksi diğer otçul ağırlıklı kuzenlerimize kıyasla yok denecek kadar körelmiştir ve neredeyse hiçbir işlevi bulunmamaktadır. Bunun sebebi açık bir şekilde otçul yaşamdan uzaklaşmamızdır.



    6) "Midemizde Gerekli Bakteriler Olmadığına Göre Etçil Olamayız" Argümanı: Midemizde et içerisindeki bakterileri öldürecek birçok enzim ve bakteri zaten bulunmaktadır. Et sindirimine katkı sağlayan hiç bakterinin bulunmadığı veya bunu sağlayacak adaptasyonların olmadığı iddiası bir yalandır. Örneğin Bacteroides cinsi bağırsak bakterilerimiz hayvansal proteinleri sindirmemizde görev almaktadır. Ayrıca ikincil adaptasyonlar olarak midemizin asidik yapısı, yiyeceklerle gelen bakterileri ve virüsleri işlevsiz hale getirmeyi hedefler (elbette sadece et tüketimine yönelik bir adaptasyon değildir; ancak işe yaramaktadır). Üstelik bağırsak enterotiplerimiz beslenme türümüzün ağırlığına göre adapte olabilmektedir (tam da hepçil bir türde görmeyi beklediğimiz gibi). Yani eğer hayvansal proteinleri ve yağları çok tüketirseniz bunları sindirmek için Bacteroides enterotipi artarken, karbonhidrat ve bitkisel proteinlerin tüketimi artınca Prevotelle enterotipi artar.



    7) "Vejetaryenler Sporda Madalyalar Aldığına Göre Etçil Olamayız" Argümanı: Bunu bir argüman olarak ileri sürmek bile insan zekasına hakaret olacaktır. "Zenciler koşuda madalya alabildiğine göre insanlar beyaz olamaz." demek kadar düşük seviyeli bir argümandır. Kahahuluların madalya alması, onların sağlıklı oldukları veya etten alacaklarını ilaçlarla takviye etmedikleri anlamına gelmez. İnsan, et ağırlıklı beslenmesi gereken bir omnivordur. Elbette ilaçlarla veya planlı beslenmeyle eksikler kapatılarak et yenmeyebilir. Ancak aynı şekilde, ilaçlarla eksikleri kapatılarak ot da yenmeyebilir.



    8) "Et Yememiz Kültürel Evrimin Ürünüdür, Biyolojik Evrimin Değil" Argümanı: Videoda da görüldüğü gibi, et yeme evriminden çok kısa bahsedilmiş, uzak durulmuştur. Çünkü bu, Evrimsel Biyoloji'nin güçlenmesinden beridir var olan veganlar için ağır bir darbedir. Ancak itirazlarının aksine, kültürümüzden önce biyolojimiz et yiyecek şekilde evrimleşmiştir; daha doğrusu et yememiz evrimimize şekil vermiştir. Sonrasında ise kültürel evrimimiz et tüketimimizi arttırmış olabilir, bu doğrudur (ve apayrı bir tartışma konusudur). Ne var ki bunun temelinde biyolojik bir evrim olmadığı iddia edilemez.



    9) "Hiç Et Yememeliyiz, Et Yemek Çok Zararlıdır" Argümanı: Emin olun hiç ot yemeden et yemek veya hiç et yemeden ot yemek; et ile otu bir arada yemekten daha ölümcüldür. Boş bir argüman daha...



    10) "İnsan Yavruları Bir Tavşanı Avlamadığına Göre Etçil Olamayız" Argümanı: Son test ise muazzam bir bilgisizlik örneğidir ve yine, insan zekasına, insan onuruna, insan düşünme yetilerine ve milyonlarca yıllık insan evrimine hakarettir. Böyle bir test ancak modern dünyadan izole olmuş bir şahıs tarafından ileri sürülebilir. İnsan bebekleri asla avlanacak şekilde evrimleşmemişlerdir; her zaman anneleri tarafından beslenmişlerdir. Bu sebeple bir bebeğin tavşanı yememesi kadar doğal bir şey olamaz. Etçil olduğu tartışmasız olan bir kaplan yavrusu dahi, bir tavşan önüne konulduğunda onunla yemeden oynayabilir. Üstelik bebeklerin eğilimlerinin, insanın doğasını anlamak için yeterli olduğunu sanmak başlı başına bir hatadır. Bu şekilde bir argüman üretmek, bebeklerin bir kendilerini öldürecek kadar sıcak olan sobalara dokunabiliyor veya sarılabiliyor olması, insan türünün hayatta kalmak için evrimleşmemiş bir tür olduğunu iddia etmeye benzer. Halbuki alakası bile yoktur. Bu test, saçmalığın daniskasıdır.



    Görüldüğü gibi bilime karşı tehdidin nereden geleceğini öngörmenin bir yolu yok. Çok basit bir konuda bile cehalet, bilim düşmanlığını doğurabilmektedir.




    Sonuç


    Bireyler, varyasyon olarak et veya ot ağırlıklı beslenebilir; ancak bu, türün et ağırlıklı, en azından diyetinde eti bolca barındıran bir tür olduğu gerçeğini değiştirmez. Yine de, tekrar ediyoruz: İnsan etçil de değildir, otçul da... İnsan hepçil bir türdür!



    Evrim Ağacı, bilimsel sınırlar dahilinde, ne vejetaryenliği savunmaktadır, ne de tamamen etçilliği. Bilimsel verilere saygı duyulduğu ve gerçekçi argümanlar üretildiği sürece iki tarafın da görüşüne sonsuz bir saygı duymaktadır. Ancak yine de bizler, bilim insanları olarak, insanın bu iki kutup arasında bir yerde olduğunu belirtmekteyiz; ancak hangi tarafa yakın olacağını kişisel tercihi olarak görmekteyiz. Dediğimiz gibi, vejateryenlerin tercihine de, etçillerin tercihine de saygımız sonsuzdur. Bizim burada eleştirdiğimiz vejateryenlerin bilimsel gibi lanse edilen bilim dışı argümanlarıdır.



    Vejetaryenler çoğu zaman etin üretim yönteminden ötürü etten uzak dururlar ve vejetaryen olmalarındaki ana sebep de budur. Örneğin, veganlar arasında çok sık kullanılan bir söz şudur: "Mezbahaların duvarları camdan olsaydı, herkes vejetaryen olurdu." Hayvanların toplu katlinden tiksindikleri için bir nevi koruma içgüdüsüyle bunu yaparlar. Bu tercihe saygımız sonsuzdur ve Evrim Ağacı olarak biz de, asla et üretimi için kitlesel katliamları desteklemiyoruz! Ancak üretim konusundaki insan temelli hatalarımız ve duygusallığımız, bilimsel gerçekleri örtmek için kullanılamaz ve kullanılmamalıdır! Biz, her zaman bilimsel gerçekleri, duygusal tesellilere tercih ederiz. Tüketimden fazla üretime karşıyız örneğin. Ancak et üretimini şahsi tercihlerden ötürü durdurmak, kabul edilemez bir baskıcılık örneğidir. Zira doğadaki tüm ölümler vahşidir ve bunu diğer türlerden daha iyi algılayabiliyor olmamız, bizim haricimizdeki bireylerin beslenme tercihlerine baskı yapabilme hakkını bize tanımamaktadır. Bunu net bir şekilde kabul etmekle birlikte, türlere zarar vermeden ve türlerin bireylerine acı çektirmeden, alternatif et üretim yöntemlerine, dolayısıyla bilim ve teknolojiye de desteğimiz sonsuzdur. Örneğin günümüzde artık yavaş yavaş yapay et üretebilmeyi bile başarabilecek bir noktadayız. Şahsi ve evrensel olamayacak bir sebeple et tüketimine karşı olmaktansa, et üretim tekniklerini geliştirmeye yönelik çabalar sarf edilmelidir.



    Benzer bir şekilde, eğer ki biri hiç bitkisel besin tüketilmeden tamamen et tüketimini savunacak olursa ve bunu yukarıdaki gibi sığ ve cahil bir argümana oturtacak olursa, buna da karşı çıkılmalıdır. Ancak şimdiye kadar hiç "Sakın ot yemeyin!" diyen bir argüman görmedik. Görecek olursak, ona da ilgili ve bilimsel cevapları veririz. Fakat örneğin aşırı et tüketiminin, daha doğrusu aşırı hayvansal protein alımının gut gibi sıkıntılı hastalıklara neden olduğunu, kalp krizi riskini arttırdığını, vücuttaki yağlanmaya sebep olduğunu (etin kalitesine bağlı olarak) önemle belirtiriz.



    Uzun lafın kısası, herkes diyetindeki dengeyi sağlamalı, sadece etten sağlıklı bir şekilde alınabilecek besinlerle, sadece bitkisel besinlerden sağlıklı bir şekilde alınabilecekleri besinleri bir arada tüketmelidirler.



    Kaynak:http://evrimagaci.org/makale/242/


    bende ot yemeye karşı değilim, sadece veganların gösterdiği bu sert tepkilere kızıyorum, bilginize...
  • Tekirdağ'da hayvan çiftliğim var hayvanlara antibiyotik falan verdiğimiz yok hepsi merada otluyorlar.Besicilikde süt o çiftliği döndürmek için şarttır yoksa o çiftlik dönmez.Biz sütü saf olarak mandıralara veriyoruz onlar içine ne katıyor bilemem.En başında biz müslümanız bizim için bu hayvanlar veli nimetdir ve dinimizde yenilmesi için gönderilmişlerdir.Büyükbaş hayvan ot yer et olur sen yersin hiç bir şey olmaz bir de burdan bak :)
  • quote:

    Orijinalden alıntı: Boş Konuşan İnsan

    quote:

    Orijinalden alıntı: Devian

    quote:

    Orijinalden alıntı: Edeb'i Muamma

    quote:

    Orijinalden alıntı: Boş Konuşan İnsan

    Bu vegancılık şeye benziyor, hani diyelimki vefat ettin ve organlarının bir hastaya ihtiyacı var.Ama sen gelipte organlarını bağışlamıyorsun ve senle beraber o hastada vefat ediyor.Ve sen o zavallı hastanın organına muhtaç olduğunu bile bile vermiyorsun.

    Hayvanlar da aslında bize et, süt, yumurta gibi ürünler vermek için yaratılmıştır.Kendileri istemiyor diye bir şey yok, bize o besinleri vermek zorundalar.Etrafına bi bakarsan istersen herşeyin insanlar için yaratıldığını anlayacaksın.

    Bu kadar önyargılı olduğun için siz veganları kınıyorum.

    Arındırılmış hiç kullanılmamış taptaze bir beyin. Helal be kardeş. Bu kanıya nasıl vardığını anlatırsan daha mutlu oluruz. Hayvanların kesilmeyi istediğini nerden çıkardın. Sen kendini başka bir canlı için seve seve feda eder misin? Diyelim ki istiyor hayvanlar neden ölürken mutlu gözük müyorlar?

     NEDEN VEJETARYEN-VEGAN OLMALIYIZ(VİDEOLU)





    yani ? bana sadece kötü muamele yapan mezbahaları gösterip diğerleri kendine saklayacaksan devam et, sözüm yok.


    ek olarak:

    Aklı başında ve bilinçli vejetaryenler ile hiçbir derdimiz olamaz ve kesinlikle bu tercihlere saygılıyız. Ancak bizim militan/radikal vegan adını verdiğimiz, fanatik ve gözü dönmüş, siyaset ve şahsi düşünceler ile bilimsel gerçekleri birbirinden ayıramayacak kadar bilgisiz bir kitle, hem Evrimsel Biyoloji gerçeklerine, hem de diğer alanlardaki bilimsel gerçekleri hiçe sayarak bazı argümanlar üretmektedir. Bu gruplar ve kişiler kendi görüşlerini savunabilmek adına yalanlar üretmekte ve hayali bilimsel veriler yaratmaktadırlar. Bu kişiler, insanların vejetaryenliğe şüpheyle bakmasına neden olmakta ve halk içerisinde önyargı oluşmasına neden olmaktadır. Kısaca bu kişilerin, kendi savundukları fikre faydadan çok zararı olmaktadır. Bu şekilde argümanlar ileri süren vejetaryenlere güzel bir örnek vermek ve bu örnek üzerinden fanatik vejetaryenlerin bilimsel hatalarını açıklamak istiyoruz:



    Buraya tıklayarak izleyebileceğiniz bir videoda, militan/radikal bir vegan grubu bir dizi argüman ileri sürmektedir. Paylaşan grubun adı "vegankolektif", dolayısıyla tarafsız bir kaynak olmadığı oldukça açık. Ancak videodaki argümanları ve bunları sunuş biçimleri üzerinden giderek bu tür gözü dönmüş vejetaryen gruplarının gerçeklikten ne kadar uzak olduklarını ele alalım:



    1) "Diş Yapımız Etçil Bir Tür Olmadığımızı Gösterir" Argümanı: Diş yapımızı anlatırken ciddi bir sahtekarlık yaparak insanın ağız yapısını diğer otçulların ve etçillerin yanına koymamışlardır. Koyulduğunda, ikisinin arasında bir yapısı olduğu görülür (köpek dişlerimiz avcılarınki gibi sivridir, molar dişlerimiz ise yassıdır). Ki zaten insan "etçil" bir tür değildir, "omnivor"dur. Ancak "otçul" bir tür de asla değildir!



    2) "Dişlerimizin Çoğu Yassı Olduğuna Göre Etçil Olamayız" Argümanı: Dişlerimizin bu yapıda olmasının sebebi, 4 milyon yıl öncesine kadar otçul ağırlıklı omnivor bir yaşam sürmemizdir. Ancak 4 milyon yıl öncesinde bu değişmiş, savanaya çıkmamızla etçil ağırlıklı bir diyete geçmişizdir. Beyin evrimimiz de bu sayede mümkün olmuştur.



    3) "Yüzümüz Yassı Olduğuna Göre Avcı Bir Tür Olamayız" Argümanı: Dişlerimiz ısırarak avlanan hayvanlar gibi evrimleşmemiştir, zira asla böyle avlanmadık. Biz, beynimiz sayesinde hep silah kullanarak avlandık ve sonra yedik. Bu yüzden ağzımız ileri doğru hiç uzamadı, dişlerimiz tutucu şekilde sivrileşmedi. Bunlar, etçil doğamız olmadığı anlamına gelmez. Biz silahlarla avladık, elimizle parçalara ayırdık, sonra yedik. Bu yüzden diş yapımız diğer türlerinki gibi tam olarak etçil yapıda değil. Bilgi çarpıtması söz konusu yani.



    4) "Avlanmaya Yönelik Adaptasyonlarımız Olmadığına Göre Etçil Olamayız" Argümanı: Gece görüşü, gece avlanan hayvanlar için geçerlidir. Her avcıda olması gerekmez. Diğer yetiler de aynı şekilde. İnsanın avlanmak için var olan bir silahı vardır: Zeka. Bu, nedense sayılmak istenmemiştir (zaten et yeme düşmanları, bunlara "vejetaryen" bile demek istemiyoruz, et yeme ile zeka arasındaki ilişkiye pek değinmek istemezler).



    5) "Bağırsaklarımızın Yapısından Ötürü Etçil Olamayız" Argümanı: Bağırsaklarımızın uzun olmasının nedeni otçul atalarımızdır. Dediğimiz gibi, tam etçil bir doğamız olduğunu kimse iddia etmiyor. Ancak, tekrar edelim... Otçul da değiliz! Zira otçul olmamız için selülozu sindirebilecek adaptasyonlarımız olmalı (çok gözlü mide gibi, apandiks gibi). İnsanda ne rudimenter (geviş getiren) bir yapı vardır, ne de apandiks selülozu sindirebilecek yapıdadır. Tam tersine, türümüzün apandiksi diğer otçul ağırlıklı kuzenlerimize kıyasla yok denecek kadar körelmiştir ve neredeyse hiçbir işlevi bulunmamaktadır. Bunun sebebi açık bir şekilde otçul yaşamdan uzaklaşmamızdır.



    6) "Midemizde Gerekli Bakteriler Olmadığına Göre Etçil Olamayız" Argümanı: Midemizde et içerisindeki bakterileri öldürecek birçok enzim ve bakteri zaten bulunmaktadır. Et sindirimine katkı sağlayan hiç bakterinin bulunmadığı veya bunu sağlayacak adaptasyonların olmadığı iddiası bir yalandır. Örneğin Bacteroides cinsi bağırsak bakterilerimiz hayvansal proteinleri sindirmemizde görev almaktadır. Ayrıca ikincil adaptasyonlar olarak midemizin asidik yapısı, yiyeceklerle gelen bakterileri ve virüsleri işlevsiz hale getirmeyi hedefler (elbette sadece et tüketimine yönelik bir adaptasyon değildir; ancak işe yaramaktadır). Üstelik bağırsak enterotiplerimiz beslenme türümüzün ağırlığına göre adapte olabilmektedir (tam da hepçil bir türde görmeyi beklediğimiz gibi). Yani eğer hayvansal proteinleri ve yağları çok tüketirseniz bunları sindirmek için Bacteroides enterotipi artarken, karbonhidrat ve bitkisel proteinlerin tüketimi artınca Prevotelle enterotipi artar.



    7) "Vejetaryenler Sporda Madalyalar Aldığına Göre Etçil Olamayız" Argümanı: Bunu bir argüman olarak ileri sürmek bile insan zekasına hakaret olacaktır. "Zenciler koşuda madalya alabildiğine göre insanlar beyaz olamaz." demek kadar düşük seviyeli bir argümandır. Kahahuluların madalya alması, onların sağlıklı oldukları veya etten alacaklarını ilaçlarla takviye etmedikleri anlamına gelmez. İnsan, et ağırlıklı beslenmesi gereken bir omnivordur. Elbette ilaçlarla veya planlı beslenmeyle eksikler kapatılarak et yenmeyebilir. Ancak aynı şekilde, ilaçlarla eksikleri kapatılarak ot da yenmeyebilir.



    8) "Et Yememiz Kültürel Evrimin Ürünüdür, Biyolojik Evrimin Değil" Argümanı: Videoda da görüldüğü gibi, et yeme evriminden çok kısa bahsedilmiş, uzak durulmuştur. Çünkü bu, Evrimsel Biyoloji'nin güçlenmesinden beridir var olan veganlar için ağır bir darbedir. Ancak itirazlarının aksine, kültürümüzden önce biyolojimiz et yiyecek şekilde evrimleşmiştir; daha doğrusu et yememiz evrimimize şekil vermiştir. Sonrasında ise kültürel evrimimiz et tüketimimizi arttırmış olabilir, bu doğrudur (ve apayrı bir tartışma konusudur). Ne var ki bunun temelinde biyolojik bir evrim olmadığı iddia edilemez.



    9) "Hiç Et Yememeliyiz, Et Yemek Çok Zararlıdır" Argümanı: Emin olun hiç ot yemeden et yemek veya hiç et yemeden ot yemek; et ile otu bir arada yemekten daha ölümcüldür. Boş bir argüman daha...



    10) "İnsan Yavruları Bir Tavşanı Avlamadığına Göre Etçil Olamayız" Argümanı: Son test ise muazzam bir bilgisizlik örneğidir ve yine, insan zekasına, insan onuruna, insan düşünme yetilerine ve milyonlarca yıllık insan evrimine hakarettir. Böyle bir test ancak modern dünyadan izole olmuş bir şahıs tarafından ileri sürülebilir. İnsan bebekleri asla avlanacak şekilde evrimleşmemişlerdir; her zaman anneleri tarafından beslenmişlerdir. Bu sebeple bir bebeğin tavşanı yememesi kadar doğal bir şey olamaz. Etçil olduğu tartışmasız olan bir kaplan yavrusu dahi, bir tavşan önüne konulduğunda onunla yemeden oynayabilir. Üstelik bebeklerin eğilimlerinin, insanın doğasını anlamak için yeterli olduğunu sanmak başlı başına bir hatadır. Bu şekilde bir argüman üretmek, bebeklerin bir kendilerini öldürecek kadar sıcak olan sobalara dokunabiliyor veya sarılabiliyor olması, insan türünün hayatta kalmak için evrimleşmemiş bir tür olduğunu iddia etmeye benzer. Halbuki alakası bile yoktur. Bu test, saçmalığın daniskasıdır.



    Görüldüğü gibi bilime karşı tehdidin nereden geleceğini öngörmenin bir yolu yok. Çok basit bir konuda bile cehalet, bilim düşmanlığını doğurabilmektedir.




    Sonuç


    Bireyler, varyasyon olarak et veya ot ağırlıklı beslenebilir; ancak bu, türün et ağırlıklı, en azından diyetinde eti bolca barındıran bir tür olduğu gerçeğini değiştirmez. Yine de, tekrar ediyoruz: İnsan etçil de değildir, otçul da... İnsan hepçil bir türdür!



    Evrim Ağacı, bilimsel sınırlar dahilinde, ne vejetaryenliği savunmaktadır, ne de tamamen etçilliği. Bilimsel verilere saygı duyulduğu ve gerçekçi argümanlar üretildiği sürece iki tarafın da görüşüne sonsuz bir saygı duymaktadır. Ancak yine de bizler, bilim insanları olarak, insanın bu iki kutup arasında bir yerde olduğunu belirtmekteyiz; ancak hangi tarafa yakın olacağını kişisel tercihi olarak görmekteyiz. Dediğimiz gibi, vejateryenlerin tercihine de, etçillerin tercihine de saygımız sonsuzdur. Bizim burada eleştirdiğimiz vejateryenlerin bilimsel gibi lanse edilen bilim dışı argümanlarıdır.



    Vejetaryenler çoğu zaman etin üretim yönteminden ötürü etten uzak dururlar ve vejetaryen olmalarındaki ana sebep de budur. Örneğin, veganlar arasında çok sık kullanılan bir söz şudur: "Mezbahaların duvarları camdan olsaydı, herkes vejetaryen olurdu." Hayvanların toplu katlinden tiksindikleri için bir nevi koruma içgüdüsüyle bunu yaparlar. Bu tercihe saygımız sonsuzdur ve Evrim Ağacı olarak biz de, asla et üretimi için kitlesel katliamları desteklemiyoruz! Ancak üretim konusundaki insan temelli hatalarımız ve duygusallığımız, bilimsel gerçekleri örtmek için kullanılamaz ve kullanılmamalıdır! Biz, her zaman bilimsel gerçekleri, duygusal tesellilere tercih ederiz. Tüketimden fazla üretime karşıyız örneğin. Ancak et üretimini şahsi tercihlerden ötürü durdurmak, kabul edilemez bir baskıcılık örneğidir. Zira doğadaki tüm ölümler vahşidir ve bunu diğer türlerden daha iyi algılayabiliyor olmamız, bizim haricimizdeki bireylerin beslenme tercihlerine baskı yapabilme hakkını bize tanımamaktadır. Bunu net bir şekilde kabul etmekle birlikte, türlere zarar vermeden ve türlerin bireylerine acı çektirmeden, alternatif et üretim yöntemlerine, dolayısıyla bilim ve teknolojiye de desteğimiz sonsuzdur. Örneğin günümüzde artık yavaş yavaş yapay et üretebilmeyi bile başarabilecek bir noktadayız. Şahsi ve evrensel olamayacak bir sebeple et tüketimine karşı olmaktansa, et üretim tekniklerini geliştirmeye yönelik çabalar sarf edilmelidir.



    Benzer bir şekilde, eğer ki biri hiç bitkisel besin tüketilmeden tamamen et tüketimini savunacak olursa ve bunu yukarıdaki gibi sığ ve cahil bir argümana oturtacak olursa, buna da karşı çıkılmalıdır. Ancak şimdiye kadar hiç "Sakın ot yemeyin!" diyen bir argüman görmedik. Görecek olursak, ona da ilgili ve bilimsel cevapları veririz. Fakat örneğin aşırı et tüketiminin, daha doğrusu aşırı hayvansal protein alımının gut gibi sıkıntılı hastalıklara neden olduğunu, kalp krizi riskini arttırdığını, vücuttaki yağlanmaya sebep olduğunu (etin kalitesine bağlı olarak) önemle belirtiriz.



    Uzun lafın kısası, herkes diyetindeki dengeyi sağlamalı, sadece etten sağlıklı bir şekilde alınabilecek besinlerle, sadece bitkisel besinlerden sağlıklı bir şekilde alınabilecekleri besinleri bir arada tüketmelidirler.



    Kaynak:http://evrimagaci.org/makale/242/


    bende ot yemeye karşı değilim, sadece veganların gösterdiği bu sert tepkilere kızıyorum, bilginize...

    hocam copy paste yapılan şeyleri okumuyorum.5 senedir vejetaryenim herkes bunları kopyalıyor tartışmalarda , ezberledim artık google dan kopyalanan seyleri.Kendi düşüncesini yazan olursa o zaman okur cevap yazarım ben bu yazılanları çok fazla cevapladım zaten.1 sayfa öncede alter man denen arkadaş , bu senin kopyala yapıstır yaptıgın seyin aynısını kopyaladı yapıstırdı ona cevap yazdım , 2. oldu bu aynı konuda okumadınızmı önceki sayfaları birde hiçmi kendi düşünceniz olmaz yahu şu konuda herkes kopyala yapıstır..
  • quote:

    Orijinalden alıntı: fremaan02

    Ne kadar olmak istesemde ot sevmediğim için mecburen olamıyorum

    hah şöyle olun canımı alın.Açık açık delikanlı gibi söyleyin kıvırmadan... Bende seneler önce et yerken söylüyordum , arkadaş yanlış oldugunu biliyorum üzülüyorum ama mideme hakim olamıyorum çok güzel şu etin tadı mk ! yok insan etsiz olamazmışta yok vitaminmişde... Etin tadı muhteşem kardeşim bu kadar basit , kendinizi tutamıyorsunuz..
  • Orijinalden alıntı: Devian

    Orijinalden alıntı: Boş Konuşan İnsan

    Orijinalden alıntı: Edeb'i Muamma

    Orijinalden alıntı: Boş Konuşan İnsan

    Bu vegancılık şeye benziyor, hani diyelimki vefat ettin ve organlarının bir hastaya ihtiyacı var.Ama sen gelipte organlarını bağışlamıyorsun ve senle beraber o hastada vefat ediyor.Ve sen o zavallı hastanın organına muhtaç olduğunu bile bile vermiyorsun.

    Hayvanlar da aslında bize et, süt, yumurta gibi ürünler vermek için yaratılmıştır.Kendileri istemiyor diye bir şey yok, bize o besinleri vermek zorundalar.Etrafına bi bakarsan istersen herşeyin insanlar için yaratıldığını anlayacaksın.

    Bu kadar önyargılı olduğun için siz veganları kınıyorum.

    o bitkilerin yenilmek istediğini, acı çekmediği kanısına nerden varıyorsun ? unutma onlarında bir sinir sistemi var, onlarda acı çekerler.

    bitkilerin insanlardaki gibi sinir sistemi yoktur.. İlkokul ders notları 1. sınıf ... Bitkilerdeki sistem sadece etkiseldir... Yani bitki yaparagı hastalıga ugradıgında onu iyileştirici toksinler salgılarlar... Bu kadardır.Bitkilerin beyinleri yoktur.Üzülmezler acı çekmezler.Sosyal bağları cocukları vs yoktur.Mutlu olamazlar yada üzülemezler.Ayrıca biz elma yerken ağacı yemiyoruz... Mısır yerken , fasulye yerken , nohut yerken bitkileri yok etmiyoruz...Kaldıki bir elma bir armutla bir kuzuyu ayırt edemiyorsan pek konuşacak şey kalmaz geriye.



    Bunlar henüz bilimsel olarak isbat edilmiş şeyler değilse bile hepsi akla yatkın ve mümkün görülmüyor mu?

    Siz, siz olun, çiçekleri, ağaçalerı üzmeyin, yaralamayın, orasını burasını elleyip koparmayın.

    Onlar sizin için durmadan üretiyorlar. Sizi besliyorlar. En iyi doktorunuz onlar. Havanızı temizliyor ve size sağlık dağıtıyorlar. Dünyayı sizin için güzelleştiriyor ve süslüyorlar.






    işte bu fikir yüzünden veganlığa karşıyım
  • Orijinalden alıntı: Boş Konuşan İnsan

    Orijinalden alıntı: Devian

    Orijinalden alıntı: Boş Konuşan İnsan

    Orijinalden alıntı: Edeb'i Muamma

    Orijinalden alıntı: Boş Konuşan İnsan

    Bu vegancılık şeye benziyor, hani diyelimki vefat ettin ve organlarının bir hastaya ihtiyacı var.Ama sen gelipte organlarını bağışlamıyorsun ve senle beraber o hastada vefat ediyor.Ve sen o zavallı hastanın organına muhtaç olduğunu bile bile vermiyorsun.

    Hayvanlar da aslında bize et, süt, yumurta gibi ürünler vermek için yaratılmıştır.Kendileri istemiyor diye bir şey yok, bize o besinleri vermek zorundalar.Etrafına bi bakarsan istersen herşeyin insanlar için yaratıldığını anlayacaksın.

    Bu kadar önyargılı olduğun için siz veganları kınıyorum.

    o bitkilerin yenilmek istediğini, acı çekmediği kanısına nerden varıyorsun ? unutma onlarında bir sinir sistemi var, onlarda acı çekerler.

    bitkilerin insanlardaki gibi sinir sistemi yoktur.. İlkokul ders notları 1. sınıf ... Bitkilerdeki sistem sadece etkiseldir... Yani bitki yaparagı hastalıga ugradıgında onu iyileştirici toksinler salgılarlar... Bu kadardır.Bitkilerin beyinleri yoktur.Üzülmezler acı çekmezler.Sosyal bağları cocukları vs yoktur.Mutlu olamazlar yada üzülemezler.Ayrıca biz elma yerken ağacı yemiyoruz... Mısır yerken , fasulye yerken , nohut yerken bitkileri yok etmiyoruz...Kaldıki bir elma bir armutla bir kuzuyu ayırt edemiyorsan pek konuşacak şey kalmaz geriye.



    Bunlar henüz bilimsel olarak isbat edilmiş şeyler değilse bile hepsi akla yatkın ve mümkün görülmüyor mu?

    Siz, siz olun, çiçekleri, ağaçalerı üzmeyin, yaralamayın, orasını burasını elleyip koparmayın.

    Onlar sizin için durmadan üretiyorlar. Sizi besliyorlar. En iyi doktorunuz onlar. Havanızı temizliyor ve size sağlık dağıtıyorlar. Dünyayı sizin için güzelleştiriyor ve süslüyorlar.






    işte bu fikir yüzünden veganlığa karşıyım



    hocam artık nick-mesaj uyumu dicem... Çünkü kopyala yapıstır dan baska yorumun yok..Bunuda kopyala yapıstır yapmışsın kusura bakma ama sana cevap vemricem artık.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Devian -- 14 Aralık 2013; 14:52:05 >
  • quote:

    Orijinalden alıntı: Devian

    quote:

    Orijinalden alıntı: Boş Konuşan İnsan

    quote:

    Orijinalden alıntı: Devian

    quote:

    Orijinalden alıntı: Edeb'i Muamma

    quote:

    Orijinalden alıntı: Boş Konuşan İnsan

    Bu vegancılık şeye benziyor, hani diyelimki vefat ettin ve organlarının bir hastaya ihtiyacı var.Ama sen gelipte organlarını bağışlamıyorsun ve senle beraber o hastada vefat ediyor.Ve sen o zavallı hastanın organına muhtaç olduğunu bile bile vermiyorsun.

    Hayvanlar da aslında bize et, süt, yumurta gibi ürünler vermek için yaratılmıştır.Kendileri istemiyor diye bir şey yok, bize o besinleri vermek zorundalar.Etrafına bi bakarsan istersen herşeyin insanlar için yaratıldığını anlayacaksın.

    Bu kadar önyargılı olduğun için siz veganları kınıyorum.

    Arındırılmış hiç kullanılmamış taptaze bir beyin. Helal be kardeş. Bu kanıya nasıl vardığını anlatırsan daha mutlu oluruz. Hayvanların kesilmeyi istediğini nerden çıkardın. Sen kendini başka bir canlı için seve seve feda eder misin? Diyelim ki istiyor hayvanlar neden ölürken mutlu gözük müyorlar?

     NEDEN VEJETARYEN-VEGAN OLMALIYIZ(VİDEOLU)





    yani ? bana sadece kötü muamele yapan mezbahaları gösterip diğerleri kendine saklayacaksan devam et, sözüm yok.


    ek olarak:

    Aklı başında ve bilinçli vejetaryenler ile hiçbir derdimiz olamaz ve kesinlikle bu tercihlere saygılıyız. Ancak bizim militan/radikal vegan adını verdiğimiz, fanatik ve gözü dönmüş, siyaset ve şahsi düşünceler ile bilimsel gerçekleri birbirinden ayıramayacak kadar bilgisiz bir kitle, hem Evrimsel Biyoloji gerçeklerine, hem de diğer alanlardaki bilimsel gerçekleri hiçe sayarak bazı argümanlar üretmektedir. Bu gruplar ve kişiler kendi görüşlerini savunabilmek adına yalanlar üretmekte ve hayali bilimsel veriler yaratmaktadırlar. Bu kişiler, insanların vejetaryenliğe şüpheyle bakmasına neden olmakta ve halk içerisinde önyargı oluşmasına neden olmaktadır. Kısaca bu kişilerin, kendi savundukları fikre faydadan çok zararı olmaktadır. Bu şekilde argümanlar ileri süren vejetaryenlere güzel bir örnek vermek ve bu örnek üzerinden fanatik vejetaryenlerin bilimsel hatalarını açıklamak istiyoruz:



    Buraya tıklayarak izleyebileceğiniz bir videoda, militan/radikal bir vegan grubu bir dizi argüman ileri sürmektedir. Paylaşan grubun adı "vegankolektif", dolayısıyla tarafsız bir kaynak olmadığı oldukça açık. Ancak videodaki argümanları ve bunları sunuş biçimleri üzerinden giderek bu tür gözü dönmüş vejetaryen gruplarının gerçeklikten ne kadar uzak olduklarını ele alalım:



    1) "Diş Yapımız Etçil Bir Tür Olmadığımızı Gösterir" Argümanı: Diş yapımızı anlatırken ciddi bir sahtekarlık yaparak insanın ağız yapısını diğer otçulların ve etçillerin yanına koymamışlardır. Koyulduğunda, ikisinin arasında bir yapısı olduğu görülür (köpek dişlerimiz avcılarınki gibi sivridir, molar dişlerimiz ise yassıdır). Ki zaten insan "etçil" bir tür değildir, "omnivor"dur. Ancak "otçul" bir tür de asla değildir!



    2) "Dişlerimizin Çoğu Yassı Olduğuna Göre Etçil Olamayız" Argümanı: Dişlerimizin bu yapıda olmasının sebebi, 4 milyon yıl öncesine kadar otçul ağırlıklı omnivor bir yaşam sürmemizdir. Ancak 4 milyon yıl öncesinde bu değişmiş, savanaya çıkmamızla etçil ağırlıklı bir diyete geçmişizdir. Beyin evrimimiz de bu sayede mümkün olmuştur.



    3) "Yüzümüz Yassı Olduğuna Göre Avcı Bir Tür Olamayız" Argümanı: Dişlerimiz ısırarak avlanan hayvanlar gibi evrimleşmemiştir, zira asla böyle avlanmadık. Biz, beynimiz sayesinde hep silah kullanarak avlandık ve sonra yedik. Bu yüzden ağzımız ileri doğru hiç uzamadı, dişlerimiz tutucu şekilde sivrileşmedi. Bunlar, etçil doğamız olmadığı anlamına gelmez. Biz silahlarla avladık, elimizle parçalara ayırdık, sonra yedik. Bu yüzden diş yapımız diğer türlerinki gibi tam olarak etçil yapıda değil. Bilgi çarpıtması söz konusu yani.



    4) "Avlanmaya Yönelik Adaptasyonlarımız Olmadığına Göre Etçil Olamayız" Argümanı: Gece görüşü, gece avlanan hayvanlar için geçerlidir. Her avcıda olması gerekmez. Diğer yetiler de aynı şekilde. İnsanın avlanmak için var olan bir silahı vardır: Zeka. Bu, nedense sayılmak istenmemiştir (zaten et yeme düşmanları, bunlara "vejetaryen" bile demek istemiyoruz, et yeme ile zeka arasındaki ilişkiye pek değinmek istemezler).



    5) "Bağırsaklarımızın Yapısından Ötürü Etçil Olamayız" Argümanı: Bağırsaklarımızın uzun olmasının nedeni otçul atalarımızdır. Dediğimiz gibi, tam etçil bir doğamız olduğunu kimse iddia etmiyor. Ancak, tekrar edelim... Otçul da değiliz! Zira otçul olmamız için selülozu sindirebilecek adaptasyonlarımız olmalı (çok gözlü mide gibi, apandiks gibi). İnsanda ne rudimenter (geviş getiren) bir yapı vardır, ne de apandiks selülozu sindirebilecek yapıdadır. Tam tersine, türümüzün apandiksi diğer otçul ağırlıklı kuzenlerimize kıyasla yok denecek kadar körelmiştir ve neredeyse hiçbir işlevi bulunmamaktadır. Bunun sebebi açık bir şekilde otçul yaşamdan uzaklaşmamızdır.



    6) "Midemizde Gerekli Bakteriler Olmadığına Göre Etçil Olamayız" Argümanı: Midemizde et içerisindeki bakterileri öldürecek birçok enzim ve bakteri zaten bulunmaktadır. Et sindirimine katkı sağlayan hiç bakterinin bulunmadığı veya bunu sağlayacak adaptasyonların olmadığı iddiası bir yalandır. Örneğin Bacteroides cinsi bağırsak bakterilerimiz hayvansal proteinleri sindirmemizde görev almaktadır. Ayrıca ikincil adaptasyonlar olarak midemizin asidik yapısı, yiyeceklerle gelen bakterileri ve virüsleri işlevsiz hale getirmeyi hedefler (elbette sadece et tüketimine yönelik bir adaptasyon değildir; ancak işe yaramaktadır). Üstelik bağırsak enterotiplerimiz beslenme türümüzün ağırlığına göre adapte olabilmektedir (tam da hepçil bir türde görmeyi beklediğimiz gibi). Yani eğer hayvansal proteinleri ve yağları çok tüketirseniz bunları sindirmek için Bacteroides enterotipi artarken, karbonhidrat ve bitkisel proteinlerin tüketimi artınca Prevotelle enterotipi artar.



    7) "Vejetaryenler Sporda Madalyalar Aldığına Göre Etçil Olamayız" Argümanı: Bunu bir argüman olarak ileri sürmek bile insan zekasına hakaret olacaktır. "Zenciler koşuda madalya alabildiğine göre insanlar beyaz olamaz." demek kadar düşük seviyeli bir argümandır. Kahahuluların madalya alması, onların sağlıklı oldukları veya etten alacaklarını ilaçlarla takviye etmedikleri anlamına gelmez. İnsan, et ağırlıklı beslenmesi gereken bir omnivordur. Elbette ilaçlarla veya planlı beslenmeyle eksikler kapatılarak et yenmeyebilir. Ancak aynı şekilde, ilaçlarla eksikleri kapatılarak ot da yenmeyebilir.



    8) "Et Yememiz Kültürel Evrimin Ürünüdür, Biyolojik Evrimin Değil" Argümanı: Videoda da görüldüğü gibi, et yeme evriminden çok kısa bahsedilmiş, uzak durulmuştur. Çünkü bu, Evrimsel Biyoloji'nin güçlenmesinden beridir var olan veganlar için ağır bir darbedir. Ancak itirazlarının aksine, kültürümüzden önce biyolojimiz et yiyecek şekilde evrimleşmiştir; daha doğrusu et yememiz evrimimize şekil vermiştir. Sonrasında ise kültürel evrimimiz et tüketimimizi arttırmış olabilir, bu doğrudur (ve apayrı bir tartışma konusudur). Ne var ki bunun temelinde biyolojik bir evrim olmadığı iddia edilemez.



    9) "Hiç Et Yememeliyiz, Et Yemek Çok Zararlıdır" Argümanı: Emin olun hiç ot yemeden et yemek veya hiç et yemeden ot yemek; et ile otu bir arada yemekten daha ölümcüldür. Boş bir argüman daha...



    10) "İnsan Yavruları Bir Tavşanı Avlamadığına Göre Etçil Olamayız" Argümanı: Son test ise muazzam bir bilgisizlik örneğidir ve yine, insan zekasına, insan onuruna, insan düşünme yetilerine ve milyonlarca yıllık insan evrimine hakarettir. Böyle bir test ancak modern dünyadan izole olmuş bir şahıs tarafından ileri sürülebilir. İnsan bebekleri asla avlanacak şekilde evrimleşmemişlerdir; her zaman anneleri tarafından beslenmişlerdir. Bu sebeple bir bebeğin tavşanı yememesi kadar doğal bir şey olamaz. Etçil olduğu tartışmasız olan bir kaplan yavrusu dahi, bir tavşan önüne konulduğunda onunla yemeden oynayabilir. Üstelik bebeklerin eğilimlerinin, insanın doğasını anlamak için yeterli olduğunu sanmak başlı başına bir hatadır. Bu şekilde bir argüman üretmek, bebeklerin bir kendilerini öldürecek kadar sıcak olan sobalara dokunabiliyor veya sarılabiliyor olması, insan türünün hayatta kalmak için evrimleşmemiş bir tür olduğunu iddia etmeye benzer. Halbuki alakası bile yoktur. Bu test, saçmalığın daniskasıdır.



    Görüldüğü gibi bilime karşı tehdidin nereden geleceğini öngörmenin bir yolu yok. Çok basit bir konuda bile cehalet, bilim düşmanlığını doğurabilmektedir.




    Sonuç


    Bireyler, varyasyon olarak et veya ot ağırlıklı beslenebilir; ancak bu, türün et ağırlıklı, en azından diyetinde eti bolca barındıran bir tür olduğu gerçeğini değiştirmez. Yine de, tekrar ediyoruz: İnsan etçil de değildir, otçul da... İnsan hepçil bir türdür!



    Evrim Ağacı, bilimsel sınırlar dahilinde, ne vejetaryenliği savunmaktadır, ne de tamamen etçilliği. Bilimsel verilere saygı duyulduğu ve gerçekçi argümanlar üretildiği sürece iki tarafın da görüşüne sonsuz bir saygı duymaktadır. Ancak yine de bizler, bilim insanları olarak, insanın bu iki kutup arasında bir yerde olduğunu belirtmekteyiz; ancak hangi tarafa yakın olacağını kişisel tercihi olarak görmekteyiz. Dediğimiz gibi, vejateryenlerin tercihine de, etçillerin tercihine de saygımız sonsuzdur. Bizim burada eleştirdiğimiz vejateryenlerin bilimsel gibi lanse edilen bilim dışı argümanlarıdır.



    Vejetaryenler çoğu zaman etin üretim yönteminden ötürü etten uzak dururlar ve vejetaryen olmalarındaki ana sebep de budur. Örneğin, veganlar arasında çok sık kullanılan bir söz şudur: "Mezbahaların duvarları camdan olsaydı, herkes vejetaryen olurdu." Hayvanların toplu katlinden tiksindikleri için bir nevi koruma içgüdüsüyle bunu yaparlar. Bu tercihe saygımız sonsuzdur ve Evrim Ağacı olarak biz de, asla et üretimi için kitlesel katliamları desteklemiyoruz! Ancak üretim konusundaki insan temelli hatalarımız ve duygusallığımız, bilimsel gerçekleri örtmek için kullanılamaz ve kullanılmamalıdır! Biz, her zaman bilimsel gerçekleri, duygusal tesellilere tercih ederiz. Tüketimden fazla üretime karşıyız örneğin. Ancak et üretimini şahsi tercihlerden ötürü durdurmak, kabul edilemez bir baskıcılık örneğidir. Zira doğadaki tüm ölümler vahşidir ve bunu diğer türlerden daha iyi algılayabiliyor olmamız, bizim haricimizdeki bireylerin beslenme tercihlerine baskı yapabilme hakkını bize tanımamaktadır. Bunu net bir şekilde kabul etmekle birlikte, türlere zarar vermeden ve türlerin bireylerine acı çektirmeden, alternatif et üretim yöntemlerine, dolayısıyla bilim ve teknolojiye de desteğimiz sonsuzdur. Örneğin günümüzde artık yavaş yavaş yapay et üretebilmeyi bile başarabilecek bir noktadayız. Şahsi ve evrensel olamayacak bir sebeple et tüketimine karşı olmaktansa, et üretim tekniklerini geliştirmeye yönelik çabalar sarf edilmelidir.



    Benzer bir şekilde, eğer ki biri hiç bitkisel besin tüketilmeden tamamen et tüketimini savunacak olursa ve bunu yukarıdaki gibi sığ ve cahil bir argümana oturtacak olursa, buna da karşı çıkılmalıdır. Ancak şimdiye kadar hiç "Sakın ot yemeyin!" diyen bir argüman görmedik. Görecek olursak, ona da ilgili ve bilimsel cevapları veririz. Fakat örneğin aşırı et tüketiminin, daha doğrusu aşırı hayvansal protein alımının gut gibi sıkıntılı hastalıklara neden olduğunu, kalp krizi riskini arttırdığını, vücuttaki yağlanmaya sebep olduğunu (etin kalitesine bağlı olarak) önemle belirtiriz.



    Uzun lafın kısası, herkes diyetindeki dengeyi sağlamalı, sadece etten sağlıklı bir şekilde alınabilecek besinlerle, sadece bitkisel besinlerden sağlıklı bir şekilde alınabilecekleri besinleri bir arada tüketmelidirler.



    Kaynak:http://evrimagaci.org/makale/242/


    bende ot yemeye karşı değilim, sadece veganların gösterdiği bu sert tepkilere kızıyorum, bilginize...

    hocam copy paste yapılan şeyleri okumuyorum.5 senedir vejetaryenim herkes bunları kopyalıyor tartışmalarda , ezberledim artık google dan kopyalanan seyleri.Kendi düşüncesini yazan olursa o zaman okur cevap yazarım ben bu yazılanları çok fazla cevapladım zaten.1 sayfa öncede alter man denen arkadaş , bu senin kopyala yapıstır yaptıgın seyin aynısını kopyaladı yapıstırdı ona cevap yazdım , 2. oldu bu aynı konuda okumadınızmı önceki sayfaları birde hiçmi kendi düşünceniz olmaz yahu şu konuda herkes kopyala yapıstır..

    o elemana verdiğin cevaba baktım ve kusura bakma ama çok saçma bir yorum olmuş, kimse bi anda çiğ et yiyemez bünye alışık değil sonuçta.zamanın mağara adamlarına bak çiğ eti nasıl hastalanmadan götürüyorlar, çünkü bünye alışık abi."onlar neden hastalanıp ölüyorlar" dersen cevabım basit, o zamana şuan ki tıp bilimini, o temizlik malzemelerini bi götür bakalım ne oluyor.adamlar paşa paşa 100 yaşına kadar çiğ et yemezse ne olayım
  • Bir saatlik video ile etçilerin fikirlerini değiştiremezsiniz.
    Çoğu kişi izlemekle uğraşamıyacak çünkü çoğu kişinin zamanına değmez, mesela ben ve bu bir katı gerçek.
    Hangi kişi ilgilenmediği şeye bir saat ayırır ya?
  • 45 dksını izledim adam mantıklı konuşuyor gibi görünsede sallıyor. Yani et yemeye devam
  • quote:

    Orijinalden alıntı: Boş Konuşan İnsan

    quote:

    Orijinalden alıntı: Devian

    quote:

    Orijinalden alıntı: Boş Konuşan İnsan

    quote:

    Orijinalden alıntı: Devian

    quote:

    Orijinalden alıntı: Edeb'i Muamma

    quote:

    Orijinalden alıntı: Boş Konuşan İnsan

    Bu vegancılık şeye benziyor, hani diyelimki vefat ettin ve organlarının bir hastaya ihtiyacı var.Ama sen gelipte organlarını bağışlamıyorsun ve senle beraber o hastada vefat ediyor.Ve sen o zavallı hastanın organına muhtaç olduğunu bile bile vermiyorsun.

    Hayvanlar da aslında bize et, süt, yumurta gibi ürünler vermek için yaratılmıştır.Kendileri istemiyor diye bir şey yok, bize o besinleri vermek zorundalar.Etrafına bi bakarsan istersen herşeyin insanlar için yaratıldığını anlayacaksın.

    Bu kadar önyargılı olduğun için siz veganları kınıyorum.

    Arındırılmış hiç kullanılmamış taptaze bir beyin. Helal be kardeş. Bu kanıya nasıl vardığını anlatırsan daha mutlu oluruz. Hayvanların kesilmeyi istediğini nerden çıkardın. Sen kendini başka bir canlı için seve seve feda eder misin? Diyelim ki istiyor hayvanlar neden ölürken mutlu gözük müyorlar?

     NEDEN VEJETARYEN-VEGAN OLMALIYIZ(VİDEOLU)





    yani ? bana sadece kötü muamele yapan mezbahaları gösterip diğerleri kendine saklayacaksan devam et, sözüm yok.


    ek olarak:

    Aklı başında ve bilinçli vejetaryenler ile hiçbir derdimiz olamaz ve kesinlikle bu tercihlere saygılıyız. Ancak bizim militan/radikal vegan adını verdiğimiz, fanatik ve gözü dönmüş, siyaset ve şahsi düşünceler ile bilimsel gerçekleri birbirinden ayıramayacak kadar bilgisiz bir kitle, hem Evrimsel Biyoloji gerçeklerine, hem de diğer alanlardaki bilimsel gerçekleri hiçe sayarak bazı argümanlar üretmektedir. Bu gruplar ve kişiler kendi görüşlerini savunabilmek adına yalanlar üretmekte ve hayali bilimsel veriler yaratmaktadırlar. Bu kişiler, insanların vejetaryenliğe şüpheyle bakmasına neden olmakta ve halk içerisinde önyargı oluşmasına neden olmaktadır. Kısaca bu kişilerin, kendi savundukları fikre faydadan çok zararı olmaktadır. Bu şekilde argümanlar ileri süren vejetaryenlere güzel bir örnek vermek ve bu örnek üzerinden fanatik vejetaryenlerin bilimsel hatalarını açıklamak istiyoruz:



    Buraya tıklayarak izleyebileceğiniz bir videoda, militan/radikal bir vegan grubu bir dizi argüman ileri sürmektedir. Paylaşan grubun adı "vegankolektif", dolayısıyla tarafsız bir kaynak olmadığı oldukça açık. Ancak videodaki argümanları ve bunları sunuş biçimleri üzerinden giderek bu tür gözü dönmüş vejetaryen gruplarının gerçeklikten ne kadar uzak olduklarını ele alalım:



    1) "Diş Yapımız Etçil Bir Tür Olmadığımızı Gösterir" Argümanı: Diş yapımızı anlatırken ciddi bir sahtekarlık yaparak insanın ağız yapısını diğer otçulların ve etçillerin yanına koymamışlardır. Koyulduğunda, ikisinin arasında bir yapısı olduğu görülür (köpek dişlerimiz avcılarınki gibi sivridir, molar dişlerimiz ise yassıdır). Ki zaten insan "etçil" bir tür değildir, "omnivor"dur. Ancak "otçul" bir tür de asla değildir!



    2) "Dişlerimizin Çoğu Yassı Olduğuna Göre Etçil Olamayız" Argümanı: Dişlerimizin bu yapıda olmasının sebebi, 4 milyon yıl öncesine kadar otçul ağırlıklı omnivor bir yaşam sürmemizdir. Ancak 4 milyon yıl öncesinde bu değişmiş, savanaya çıkmamızla etçil ağırlıklı bir diyete geçmişizdir. Beyin evrimimiz de bu sayede mümkün olmuştur.



    3) "Yüzümüz Yassı Olduğuna Göre Avcı Bir Tür Olamayız" Argümanı: Dişlerimiz ısırarak avlanan hayvanlar gibi evrimleşmemiştir, zira asla böyle avlanmadık. Biz, beynimiz sayesinde hep silah kullanarak avlandık ve sonra yedik. Bu yüzden ağzımız ileri doğru hiç uzamadı, dişlerimiz tutucu şekilde sivrileşmedi. Bunlar, etçil doğamız olmadığı anlamına gelmez. Biz silahlarla avladık, elimizle parçalara ayırdık, sonra yedik. Bu yüzden diş yapımız diğer türlerinki gibi tam olarak etçil yapıda değil. Bilgi çarpıtması söz konusu yani.



    4) "Avlanmaya Yönelik Adaptasyonlarımız Olmadığına Göre Etçil Olamayız" Argümanı: Gece görüşü, gece avlanan hayvanlar için geçerlidir. Her avcıda olması gerekmez. Diğer yetiler de aynı şekilde. İnsanın avlanmak için var olan bir silahı vardır: Zeka. Bu, nedense sayılmak istenmemiştir (zaten et yeme düşmanları, bunlara "vejetaryen" bile demek istemiyoruz, et yeme ile zeka arasındaki ilişkiye pek değinmek istemezler).



    5) "Bağırsaklarımızın Yapısından Ötürü Etçil Olamayız" Argümanı: Bağırsaklarımızın uzun olmasının nedeni otçul atalarımızdır. Dediğimiz gibi, tam etçil bir doğamız olduğunu kimse iddia etmiyor. Ancak, tekrar edelim... Otçul da değiliz! Zira otçul olmamız için selülozu sindirebilecek adaptasyonlarımız olmalı (çok gözlü mide gibi, apandiks gibi). İnsanda ne rudimenter (geviş getiren) bir yapı vardır, ne de apandiks selülozu sindirebilecek yapıdadır. Tam tersine, türümüzün apandiksi diğer otçul ağırlıklı kuzenlerimize kıyasla yok denecek kadar körelmiştir ve neredeyse hiçbir işlevi bulunmamaktadır. Bunun sebebi açık bir şekilde otçul yaşamdan uzaklaşmamızdır.



    6) "Midemizde Gerekli Bakteriler Olmadığına Göre Etçil Olamayız" Argümanı: Midemizde et içerisindeki bakterileri öldürecek birçok enzim ve bakteri zaten bulunmaktadır. Et sindirimine katkı sağlayan hiç bakterinin bulunmadığı veya bunu sağlayacak adaptasyonların olmadığı iddiası bir yalandır. Örneğin Bacteroides cinsi bağırsak bakterilerimiz hayvansal proteinleri sindirmemizde görev almaktadır. Ayrıca ikincil adaptasyonlar olarak midemizin asidik yapısı, yiyeceklerle gelen bakterileri ve virüsleri işlevsiz hale getirmeyi hedefler (elbette sadece et tüketimine yönelik bir adaptasyon değildir; ancak işe yaramaktadır). Üstelik bağırsak enterotiplerimiz beslenme türümüzün ağırlığına göre adapte olabilmektedir (tam da hepçil bir türde görmeyi beklediğimiz gibi). Yani eğer hayvansal proteinleri ve yağları çok tüketirseniz bunları sindirmek için Bacteroides enterotipi artarken, karbonhidrat ve bitkisel proteinlerin tüketimi artınca Prevotelle enterotipi artar.



    7) "Vejetaryenler Sporda Madalyalar Aldığına Göre Etçil Olamayız" Argümanı: Bunu bir argüman olarak ileri sürmek bile insan zekasına hakaret olacaktır. "Zenciler koşuda madalya alabildiğine göre insanlar beyaz olamaz." demek kadar düşük seviyeli bir argümandır. Kahahuluların madalya alması, onların sağlıklı oldukları veya etten alacaklarını ilaçlarla takviye etmedikleri anlamına gelmez. İnsan, et ağırlıklı beslenmesi gereken bir omnivordur. Elbette ilaçlarla veya planlı beslenmeyle eksikler kapatılarak et yenmeyebilir. Ancak aynı şekilde, ilaçlarla eksikleri kapatılarak ot da yenmeyebilir.



    8) "Et Yememiz Kültürel Evrimin Ürünüdür, Biyolojik Evrimin Değil" Argümanı: Videoda da görüldüğü gibi, et yeme evriminden çok kısa bahsedilmiş, uzak durulmuştur. Çünkü bu, Evrimsel Biyoloji'nin güçlenmesinden beridir var olan veganlar için ağır bir darbedir. Ancak itirazlarının aksine, kültürümüzden önce biyolojimiz et yiyecek şekilde evrimleşmiştir; daha doğrusu et yememiz evrimimize şekil vermiştir. Sonrasında ise kültürel evrimimiz et tüketimimizi arttırmış olabilir, bu doğrudur (ve apayrı bir tartışma konusudur). Ne var ki bunun temelinde biyolojik bir evrim olmadığı iddia edilemez.



    9) "Hiç Et Yememeliyiz, Et Yemek Çok Zararlıdır" Argümanı: Emin olun hiç ot yemeden et yemek veya hiç et yemeden ot yemek; et ile otu bir arada yemekten daha ölümcüldür. Boş bir argüman daha...



    10) "İnsan Yavruları Bir Tavşanı Avlamadığına Göre Etçil Olamayız" Argümanı: Son test ise muazzam bir bilgisizlik örneğidir ve yine, insan zekasına, insan onuruna, insan düşünme yetilerine ve milyonlarca yıllık insan evrimine hakarettir. Böyle bir test ancak modern dünyadan izole olmuş bir şahıs tarafından ileri sürülebilir. İnsan bebekleri asla avlanacak şekilde evrimleşmemişlerdir; her zaman anneleri tarafından beslenmişlerdir. Bu sebeple bir bebeğin tavşanı yememesi kadar doğal bir şey olamaz. Etçil olduğu tartışmasız olan bir kaplan yavrusu dahi, bir tavşan önüne konulduğunda onunla yemeden oynayabilir. Üstelik bebeklerin eğilimlerinin, insanın doğasını anlamak için yeterli olduğunu sanmak başlı başına bir hatadır. Bu şekilde bir argüman üretmek, bebeklerin bir kendilerini öldürecek kadar sıcak olan sobalara dokunabiliyor veya sarılabiliyor olması, insan türünün hayatta kalmak için evrimleşmemiş bir tür olduğunu iddia etmeye benzer. Halbuki alakası bile yoktur. Bu test, saçmalığın daniskasıdır.



    Görüldüğü gibi bilime karşı tehdidin nereden geleceğini öngörmenin bir yolu yok. Çok basit bir konuda bile cehalet, bilim düşmanlığını doğurabilmektedir.




    Sonuç


    Bireyler, varyasyon olarak et veya ot ağırlıklı beslenebilir; ancak bu, türün et ağırlıklı, en azından diyetinde eti bolca barındıran bir tür olduğu gerçeğini değiştirmez. Yine de, tekrar ediyoruz: İnsan etçil de değildir, otçul da... İnsan hepçil bir türdür!



    Evrim Ağacı, bilimsel sınırlar dahilinde, ne vejetaryenliği savunmaktadır, ne de tamamen etçilliği. Bilimsel verilere saygı duyulduğu ve gerçekçi argümanlar üretildiği sürece iki tarafın da görüşüne sonsuz bir saygı duymaktadır. Ancak yine de bizler, bilim insanları olarak, insanın bu iki kutup arasında bir yerde olduğunu belirtmekteyiz; ancak hangi tarafa yakın olacağını kişisel tercihi olarak görmekteyiz. Dediğimiz gibi, vejateryenlerin tercihine de, etçillerin tercihine de saygımız sonsuzdur. Bizim burada eleştirdiğimiz vejateryenlerin bilimsel gibi lanse edilen bilim dışı argümanlarıdır.



    Vejetaryenler çoğu zaman etin üretim yönteminden ötürü etten uzak dururlar ve vejetaryen olmalarındaki ana sebep de budur. Örneğin, veganlar arasında çok sık kullanılan bir söz şudur: "Mezbahaların duvarları camdan olsaydı, herkes vejetaryen olurdu." Hayvanların toplu katlinden tiksindikleri için bir nevi koruma içgüdüsüyle bunu yaparlar. Bu tercihe saygımız sonsuzdur ve Evrim Ağacı olarak biz de, asla et üretimi için kitlesel katliamları desteklemiyoruz! Ancak üretim konusundaki insan temelli hatalarımız ve duygusallığımız, bilimsel gerçekleri örtmek için kullanılamaz ve kullanılmamalıdır! Biz, her zaman bilimsel gerçekleri, duygusal tesellilere tercih ederiz. Tüketimden fazla üretime karşıyız örneğin. Ancak et üretimini şahsi tercihlerden ötürü durdurmak, kabul edilemez bir baskıcılık örneğidir. Zira doğadaki tüm ölümler vahşidir ve bunu diğer türlerden daha iyi algılayabiliyor olmamız, bizim haricimizdeki bireylerin beslenme tercihlerine baskı yapabilme hakkını bize tanımamaktadır. Bunu net bir şekilde kabul etmekle birlikte, türlere zarar vermeden ve türlerin bireylerine acı çektirmeden, alternatif et üretim yöntemlerine, dolayısıyla bilim ve teknolojiye de desteğimiz sonsuzdur. Örneğin günümüzde artık yavaş yavaş yapay et üretebilmeyi bile başarabilecek bir noktadayız. Şahsi ve evrensel olamayacak bir sebeple et tüketimine karşı olmaktansa, et üretim tekniklerini geliştirmeye yönelik çabalar sarf edilmelidir.



    Benzer bir şekilde, eğer ki biri hiç bitkisel besin tüketilmeden tamamen et tüketimini savunacak olursa ve bunu yukarıdaki gibi sığ ve cahil bir argümana oturtacak olursa, buna da karşı çıkılmalıdır. Ancak şimdiye kadar hiç "Sakın ot yemeyin!" diyen bir argüman görmedik. Görecek olursak, ona da ilgili ve bilimsel cevapları veririz. Fakat örneğin aşırı et tüketiminin, daha doğrusu aşırı hayvansal protein alımının gut gibi sıkıntılı hastalıklara neden olduğunu, kalp krizi riskini arttırdığını, vücuttaki yağlanmaya sebep olduğunu (etin kalitesine bağlı olarak) önemle belirtiriz.



    Uzun lafın kısası, herkes diyetindeki dengeyi sağlamalı, sadece etten sağlıklı bir şekilde alınabilecek besinlerle, sadece bitkisel besinlerden sağlıklı bir şekilde alınabilecekleri besinleri bir arada tüketmelidirler.



    Kaynak:http://evrimagaci.org/makale/242/


    bende ot yemeye karşı değilim, sadece veganların gösterdiği bu sert tepkilere kızıyorum, bilginize...

    hocam copy paste yapılan şeyleri okumuyorum.5 senedir vejetaryenim herkes bunları kopyalıyor tartışmalarda , ezberledim artık google dan kopyalanan seyleri.Kendi düşüncesini yazan olursa o zaman okur cevap yazarım ben bu yazılanları çok fazla cevapladım zaten.1 sayfa öncede alter man denen arkadaş , bu senin kopyala yapıstır yaptıgın seyin aynısını kopyaladı yapıstırdı ona cevap yazdım , 2. oldu bu aynı konuda okumadınızmı önceki sayfaları birde hiçmi kendi düşünceniz olmaz yahu şu konuda herkes kopyala yapıstır..

    o elemana verdiğin cevaba baktım ve kusura bakma ama çok saçma bir yorum olmuş, kimse bi anda çiğ et yiyemez bünye alışık değil sonuçta.zamanın mağara adamlarına bak çiğ eti nasıl hastalanmadan götürüyorlar, çünkü bünye alışık abi."onlar neden hastalanıp ölüyorlar" dersen cevabım basit, o zamana şuan ki tıp bilimini, o temizlik malzemelerini bi götür bakalım ne oluyor.adamlar paşa paşa 100 yaşına kadar çiğ et yemezse ne olayım

    1. si mağara adamları binlerce yıl boyunca ta ki silah yapana kadar çiğ et yemediler... Yaptıktan sonra bile nadiren yiyebildiler.Ana yemekleri meyveler , sebzeler idi.Hastalanmadan yediklerini nerden biliyorsun zaten ortalama bir mağara adamının ömrü 18 yıl idi Vucutlarının hastalanıp kansere veya baska hastalıklara çevirecegi süre zarfında hiçbirzaman yaşamadılarki..
  • Ryan Oreily kullanıcısına yanıt
    Kardeşim vegan arıyorsan git veganların yanına baktın aradığın yok bakmayacaksın.

    Ayrıca hayvanlar insanlar için yaratılmıştır.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Harunk1994 -- 14 Aralık 2013; 15:33:27 >
  • millet et yemesin babam da işsiz mi kalsın

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • 
Sayfa: önceki 56789
Sayfaya Git
Git
sonraki
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.