Şimdi Ara

Neden AKP? (2. Bölüm) (450. sayfa)

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
3 Misafir - 3 Masaüstü
5 sn
9.588
Cevap
23
Favori
127.465
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
634 oy
Öne Çıkar
Sayfa: önceki 448449450451452
Sayfaya Git
Git
sonraki
Giriş
Mesaj
  • quote:

    Orijinalden alıntı: kafkas kurtları


    quote:

    Orijinalden alıntı: ziel34

    quote:

    Orijinalden alıntı: *ORION*

    Ülkenin kurucusu M.Kemal Atatürk'e hakaret edenlerin sınırsız banlanması gerekir. Howard88 kullanıcı adlı üyenin sınırsız banlanması gerekir.

    Hakkında dava açılması lazım bariz bir şekilde atatürke hakaret etti.

    dininize sövseler hakaret etseler bu kadar savunmaya gecmessiniz olaya bak ya!



    Ona sizden fırsat gelmiyor merak etme. Siz herkesten daha dindarsınız ya o bakımdan.
  • quote:

    Orijinalden alıntı: fatih2085


    quote:

    Orijinalden alıntı: nayifhakan


    quote:

    Orijinalden alıntı: Howard88

    Tayyip Erdoğan'ın askerleriyiz

    Hz.Muhammet'in ve Mustafa Kemal'in askerleriyiz.

    Hem peygamberimizin hem de bir din dusmaninin askerisin helal sana

    umarım Allah vardır cennet cehennem vardır ve Atatürk'e ettiginiz bütün hakaretlerin cezasını ve aldıgınız günahlarını size sorar.

    Atatürk olmasa yaşadığın bu topraklarda cami yerine kilise olacaktı ama bunu anlayacak kadar gelişiminizi tamamlayamamışsınız. Tarih bilginiz eksik kalmış




  • quote:

    Orijinalden alıntı: UNetwork

    quote:

    Orijinalden alıntı: fatih2085


    quote:

    Orijinalden alıntı: nayifhakan


    quote:

    Orijinalden alıntı: Howard88

    Tayyip Erdoğan'ın askerleriyiz

    Hz.Muhammet'in ve Mustafa Kemal'in askerleriyiz.

    Hem peygamberimizin hem de bir din dusmaninin askerisin helal sana

    umarım Allah vardır cennet cehennem vardır ve Atatürk'e ettiginiz bütün hakaretlerin cezasını ve aldıgınız günahlarını size sorar.

    Atatürk olmasa yaşadığın bu topraklarda cami yerine kilise olacaktı ama bunu anlayacak kadar gelişiminizi tamamlayamamışsınız. Tarih bilginiz eksik kalmış

    Bunlar hakaret degil mustafa kemalin kendisinin belirttigi seyler adam butun dinlerden nefret ediyor niye karisiyosunuz adama rahat birakin

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >




  • quote:

    Orijinalden alıntı: combaba
    hüseyin,

    somut hiç bir örnek olmadan sadece birileri söyleid diye yazılmış şeyleri yazıyorsun. Mesela anayasa değişikliği konusu. Değişiklik neleri kapsayacak; belli değil. Geçtim onu. Mesela sen anayasada bulunmasını istediğin, başkalarının düşünemediği neyi istiyorsun da illede anayasa değişikliği diyorsun. Halkın tamamının temsil edilmesi fazlasıyla ütopik bir yaklaşım. 3-5 binlik site devletinde yaşamıyoruz. Mutlaka temsil edilmeyen grup-lar olacaktır. Yargı bağımsızlığı buda fazladan utopik. Yargı dediğinde sonuçta insan. Kanunlar aynı, olay aynı ama farklı sonuçlar çıkabiliyor. Önemli olan insan ve erdemlilik. Bunu nasıl sağlayacaksın. Yargı süreleri konusu ise ap ayrı bir konu. Asıl olan hiç yargıya bulaşmamak. Yani kendisi ile barışık bir toplum dizayn etmek. Fiziksel adımların atılması da ne demek. Mesela yatırım buna örnek olabilirmi? Chip fabrikası, nasa benzeri kuruluş, köprüler havaalanı vb. sizce hangi kapsamda? Bürokrasi dediğin zaten devletin ta kendisidir. Eğer davul benim sırtımdaysa tokmakta bende olacak. Senin yazdığın ise tokmak başkasını elinde olması demek. Herkesin dini özgürlükleri zaten var. Ancak her yerde olamaz. Müslüman mahallesinde salyangoz satamazsın mesela. BU müslümanların özgürlüğü kısıtlamaktır.
    Bana göre kendine ait bir şeyler yazdığını sanıyordun. Ancak öğretilmiş şeylerden öte bir isteğin yok.

    Ne yazık ki hiç demokrat olmayan bir bakış açınız var söylemeliyim.

    Öncelikle devlet kurumlarında kadrolaşma konusu:
    Devlet kurumu ile hükümetin bir arada, paralel ülkeyi yönetebilmesi için devlet kurumunu hükümete karşı bağlayan yasalar ve iç tüzükler var. Eğer, devlet kurumları ile hükümet, hükümet kurumlarda kadrolaşmadan ortak hareket edemiyor ise, ya kanunlarda ve iç tüzüklerde, ya da kanunların uygulanmasında bir eksiklik aramanız gerekmektedir. Burası bir hukuk devleti ise, dingonun ahırı gibi, her koltuğa hükümet yandaşının oturmasını normal karşılamamanız gerekir. Bürokrasiyi işgal eden koltukları bağlayan yasalar vardır. Bu yasalar devlet kurumlarının siyasi davranmasını da engeller, herkese eşit mesafede yer almasını sağlar, bürokratın siyasi görüşlerinin kurumu etkileyememesini garanti altına alır. Ancak Türkiye'nin genel haline baktığımda kadrolaşmanın uzman yardımcısı statüsüne kadar indiğini ve yapılan işin veriminin de, kalitesinin de hep düşük olduğunu görmekteyim. O yüzden bırakınız, işi bilen yapsın. Mevkiiyi o işi bilen kişi kaplasın. İşi iyi yapamayan şutlansın. Her hükümet değişiminde uzman yardımcısına kadar temizlik yapa yapa, düzgün işleyen devlet kurumu kalmadı. Sırf eşimin Tübitakta çalıştığı dönemde şahit olduğu olayları yazsam roman olur. Şahsi görüşüm, bürokratlık ve devlet memurluğunda yapılan işin özel sektör standardında olması gerektiğidir. Kadrolaşmanın önüne geçip, işten çıkarmayı kolaylaştırmak ve yüksek verim hedefleri ile işe yaklaşılırsa, işinin ehli olmayan adam koltuk işgal edemezken, işinin ehli olup, ters siyasi görüşe sahip kişi de koltuğunu koruyabilir. Özetle yapılan işe bakılmalı. Daha bu konuda hemfikir değilseniz, ne diyeyim ben size. Ülkeyi kifayetsiz muhterisler yönetsin o zaman. Burnumuz boktan kurtulmasın.

    ----

    Hukuğun bağımsızlığı konusu: Bir hukuk devletinde yasalar herşeyden üstündür. Bu kural geçerli olmadığı taktirde hiçbir şeyin meşruluğundan bahsedemezsiniz. Demokrasiden de bahsedemezsiniz. İktidarın hukuğa doğrudan karıştığı çok örnek vardır. Geçmişte de oldu. Şu anda tam gaz devam ediyor. Bu çok aşağılık bir durumdur. Hükümetin çoğu konuda mahkemelere gidip ricalarda bulunduğu bilinmektedir. Benim şahit olduğum konu, konut satışlarından doğan gelir vergisi davalarında, maliye bakanlığı vergi mahkemelerine ricada bulununca mahkeme kararlarının 180 derece dönmüş olmasıdır mesela. Bu tarz müdehaleler çok oluyor. Bir de diyorsunuz ki, "hakim de birey. Onun kararı söz konusu olunca bağımsızlık nasıl mümkün?" şaka yapıyor olmalısınız. Türkiye Roma hukuku ile yönetilir. Yani, herşey yasada yazar. Hakim sonsuz serbestlikte biri değildir. Yasada yazanı uygulayandır. Yasada yazanı uyguladığı sürece, bağımsız olacaktır. Uygulamadığında ise soruşturma geçirir. Gayet basit. Hükümet bazı yargı kararlarında değişiklik istiyorsa, yapabileceği tek şey kanunları değiştirmektir. Neticede hakim, kanunlara göre hareket etmek zorundadır. Bunun dışında hükümetin yargıya müdehalesi, doğrudan, Türkiye Cumhuriyeti devletinin temel dayanak noktası olan "hukuk devleti olma" prensibine saldırmaktır. Hele bir başbakanın çıkıp, "anayasa mahkemesinin kararına saygı duymuyorum" demesi kabul edilebilir değildir. Anayasa bu devlettir. Gayet net. Devletini seven bir başbakan bu lafı edemez. Anayasa mahkemesi de sonsuz güçte değildir. Anayasa belli, önünde davalık olmuş kanun belli. Kanun anayasaya aykırı ise, mahkemenin görevi yasayı iptal etmektir. Bitti. Net!

    Mahkeme sürelerinin sonsuzluğa uzaması konusunda çok doğru bir tespitiniz var. "Milletin kendisi ile barışık bir yapısının olmasının sağlanması..." Bu dediğinizi toplum mühendisliğine girmeden yapmadan başarabilir isek, zaten işin çoğunu hallederiz. Türk milletinde her 3 kişiden biri davalı veya davacı. Komedi bir rakam değil mi? Ancak mahkemelerimizin aşırı hantal olduğu da bir gerçek. Çıkarılacak çeşitli yasalar mahkemelerin yoğunluğunu azaltabilir.

    Farklı mahkemelerden farklı sonuçlar çıkması tamamen yasal eksikliklerden, bilirkişi raporlarının hatalarından ve gene siyasi müdehalelerden kaynaklanır. Gene, aynı vergi mahkemesi örneğinde, istanbul vergi mahkemesinde karar farklı çıkıyor. Ankara'da farklı çıkıyor. Çünkü İstanbul maliyenin "ricasını" dinlememiş. Yasayı uyguluyor. Aynı şekilde aynı mahkeme danıştaya düşünce, danıştay 3 kararı bozmuyor, 9 bozuyor. 3'de yeni yapılanma olmuş. İsimler değişmiş. Talepleri dinliyorlar. 9'daki abiler kimseyi dinlemiyorlar. Böyle bir hukuk sistemi olmaz arkadaş! Daha bunu göremiyor musunuz? Dünyanın hangi hukuk devletinde aynı mevzu için bu derece farklı kararlar çıkıyor? Tek bir örnek veremezsiniz. Önce, sistemimizin düzgün işlemediğini kabul etmemiz gerekir. Sonra çözüm yolları ararız.

    ----

    Mecliste halkın doğru temsil edilmesi konusu. Tabii ki halkın %100'ünü mecliste temsil edemezsin. Ancak temsil kabiliyeti de %70'e düşmemeli. %17 oy alan parti 90 vekil çıkarırken, %34 oy alan parti 180 vekil çıkarmıyor. Tabii ki çıkarmamalı da zaten; ama bizde rakamlar çok bir absürt. Seçim sistemimiz istikrarı arttırmak için demokrasiden ödün veriyor. Sanırım fazla ödün veriyor. Önce buna bir ayar çekmeli. Dünyanın medeni demokrasilerinde 1 metrelik seçim pusulaları yok. İyi niyetli bir hükümetin parti yasasını değiştirip, parti kurmayı zorlaştırması, mevcut partileri birleşmeye zorlaması gerekiyor. Ardından da %10 barajının kaldırılması gerekiyor. En basitinden ben. ÖDP'nin 2 vekil çıkaracağını bilsem, şönk diye veririm oyumu ÖDP'ye. Arkama bile bakmam. Gece de çok rahat uyurum. Oy veriyorum. Verdiğim oy mecliste temsil ediliyor. Ancak benim oyumla meclise gelen adam beni temsil etmiyor. Çünkü aslen ben o adamın düşündüklerine katılmıyorum. Kısaca oy versem de, gönlüm başka yerde. Benim konumumda olan milyonlar var. Birçok liberal arkadaşım %10 barajı olmasa ilk seçimde gider LDP'ye oy basar mesela.

    ----

    Anayasa konusu... Anayasada çok eksik var. Bizi engelleyen birkaç madde var. 3'üncü madde ile başlayalım: "Türkiye Devleti, ülkesi ve milletiyle bölünmez bir bütündür. Dili Türkçedir." Sonuna bir ek gerekli. "Resmi Dili Türkçedir." olmalı. Aksi halde değişen bir yönetim, teorik olarak, Kürt'lerin kürtçe konuşmasını tekrar engelleyebilir. Bir çok yeni yasayı bu maddeyi dayanak göstererek iptal ettirebilir. Bir kelimelik bir fark, gelecekte başımıza bela olabilir. Bunun gibi onlarca tek kelimelik eksik bulunabileceğini atlamamak gerekir.

    Anayasada "Herkes, önceden izin almadan, silahsız ve saldırısız toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkına sahiptir." şeklinde çok güzel bir maddemiz var; ancak söz konusu madde kapsamı geniş değil. Bu hakkın tabi olduğu kurallar ise fi tarihinden kalma bir yasa ile belirleniyor. O yüzden polisin ve valiliğin her zaman "güvenlik gerekçesi ile" izin vermemesinin yolu açık oluyor.

    Anayasada Sendikal haklarımız olduğu belirtilmiş; ancak kapsamı gene geniş değil. TCK 118 gibi güzel bir yasamız var mesela. Sendikalaşma hakkını gaspedene 1-3 yıl arası hapis cezası öngörüyor. Ancak ne hikmetse sendikalaşan işçinin kapı dışarı konması engellenemiyor. Bir başka darbe anayasası olan 1961 anayasasının sendikalaşma konusunda güncel anayasadan daha özgürlükçü olduğu rivayet edilir hep (hukukçu abilerimiz tarafından). Ancak 61 anayasasının bu konudaki detaylarını pek bilmiyorum mesela.

    Özetle anayasamızda bir dolu eksik var.

    -----

    Sıraladığım maddeler aşırı özetlenmiş olduğu için başkaları tarafından "öğretilmiş" gözükmekte evet. Ancak içleri boş değil. Emin olabilirsin.

    Gene şunu atlamayın. Mevcut durum için sadece AKP'yi suçlamıyorum. "Eskiden beri böyleydi, eskiden yasal boşluklardan x faydalanıyordu, şimdi AKP faydalanıyor. İyi niyetli bir hükümetin bu eksiklikleri gidermesi lazım. Aksi halde iyi niyetli olduğunu iddia etmesin." diyorum. Gelecekte gün gelir nevran döner, bu sefer baştaki AKP'lileri sindirmek için aynı yasal boşlukları kullanır. Sonsuza kadar gidecek mi bu böyle? Bir noktada buna dur dememiz lazım. 30 yıldır, 40 yıldır hukuksuzluklara sessiz kalan hukukçu "amcalar", 30 yıl önce neden susuyordunuz? Onları da samimiyetsiz buluyorum. AKP'yi de samimiyetsiz buluyorum. Umarım meramımı iyi aktarabilmişimdir.




  • Burda bi kişi bakara-makara diye dalga geçse delirecek,ağlayacak ,akpli siyasal islamcılar,nedense egemen bağışa gıklarını çıkaramıyor :)



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi savkar -- 24 Mart 2015; 21:49:29 >
  • fatih2085 kullanıcısına yanıt
    Son nefesinde yanında mıydın nasıl gittiğini biliyor musun? Bence siz rahat bırakın düşün yakasından kendi kendinizle uğraşın dünkü gibi.
  •  Neden AKP? (2. Bölüm)


     Neden AKP? (2. Bölüm)



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi savkar -- 24 Mart 2015; 21:56:15 >
  • LeThaLeRRor kullanıcısına yanıt
    Maşallah her şeyi devlete bağlamışsınız. Oldu olacak devlet gelip sizin bebenin altını da bezlesin, olmadı sigaranızı yakmaya çalışırken rüzgar esip, çakmağınızı söndürünce de rüzgara: dur hemşerim ! LeThalRRor sigarasını yakacak esmeyi kes, yoksa ben seni kesmesini bilirim desin..

    Üniversite öğrencilerinin kampüsteki eğitimleri esnasında ki güvenliklerini sağlamak devletin değil üniversite yönetiminin sorumluluğundadır (bkz. Yök kanunu ve yönetmeliği), ayrıca öğrencilerin yine kampüs içerisinde ki tüm ihtiyaçları giderme görevi de yine üniversite yönetimine verilmiştir, devletin görevi değildir.

    Bizim devletteki işleyiş aynen böyle, acaba bu sizin devlet gazı çıkmadığı için geceleri uyumayan bebenin sırtını da pışpışlar mı? Ben hemen oraya taşınayım.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi dopac34 -- 24 Mart 2015; 22:01:35 >
  • chiron2007 C kullanıcısına yanıt
    valla haziranda CHP yi seçiez.temmuzda ikramiyeyi cebe indircez.

    neden din sömürücüsü hırsızları zengin edeyim ki???
  • Kul Hakkı'nın dibine vururlar,hırsızlık da yüksek lisans yaparlar sonra çıkıp Allah'dan dinden peygamberden bahsederler
    Hirsiz diyince de Cevapları da hazırdır -Bizden öncede soyuyorlardı..
    Ama Müslümanlar elhamdulillah Hamd olsun cennete gidecekler
    İnsanı bunlar dinden imandan çıkartır ki ben son 2 senedir hep sorgulamaya başladım...
    Allahtan Korkmaz kuldan utanmazlar sizi,duble yol yapmışlarmış.... Eğer Allah varsa artık beni affetsin en azından çalmadık,kul hakki yemedik,helal kazandık doğrunun yanında olduk öldürmedik,bazıları gibi cumadan çıkıp rüşvetle hükümet destegi ile tarım hibelerin de,desteklemeler de torpil yaptırmadık,AKP gibi bir partinin safında olup ucuza arazi haksız Kazanç sağlamadık eee Allah da bizi artık affeder...



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Vendetta262 -- 24 Mart 2015; 22:00:43 >
    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >




  • Kamuya alinan memurlari adaletle degil tamamen siyasetle secer oldular. Merkezi atama diye bir kavram birakmadilar. Adalet adı sadece parti isminde kaldi :(

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • sende inandın böyle yapacaklarına!her siyasi parti aynı, işlerine gelirse hepsi birlik bile olurlar.örnek; milletvekili maaşları!!
  • quote:

    Orijinalden alıntı: fatih2085


    quote:

    Orijinalden alıntı: nayifhakan


    quote:

    Orijinalden alıntı: Howard88

    Tayyip Erdoğan'ın askerleriyiz

    Hz.Muhammet'in ve Mustafa Kemal'in askerleriyiz.

    Hem peygamberimizin hem de bir din dusmaninin askerisin helal sana

    Valla ben bu asker meselesini hiç anlamamışımdır. Ben sivil zihniyette bir adamım. Kimsenin askeri değilim. Kimse bana emir veremez. Ben hür iradem ile karar veririm. Kusura bakmayın, Hz. Muhammed adına da, Mustafa Kemal Atatürk adına da bugün askerlik yapamam. Zira ilk düşüneceğim şey kimin amacına hizmet ettiğim olur. Kosmos korusun, TSK'nin ekmeğine yağ sürmek istemem. İçi boş söylemlerden uzak durmak en iyisidir. Bu devlete, bu millete ve geleceğe zerre faydası dokunmamış kurumların veya ekstremist grupların maşası olmayı reddedecek irade var bende.

    Ancak söz konusu vatan savunması ise, gerisi teferruattır. Hür irademle ölüme giderim. Ve fakat, 21'inci yüzyılda birilerinin "askeri" olan adama da hayretler içerisinde bakıyorum.

    Özetle: Hepiniz hatalısınız, hepiniz yanılıyorsunuz, bir ben doğruyum!

    Konuşarak anlaşabilecek taraflar değilsiniz. Bence muhabbete devam etmenize gerek yok. Kendi dalganıza bakın derim. %3-4'lük ekstremist tayfa ile, köhneleşmiş içi boş söylemlerin çarpışmasını elimde çekirdek çitleye çitleye izliyorum.

    Ancak şunu da atlamamam gerekir: Tarihe yön vermiş büyük komutanları hor görmek, aşağılamak bana çok onursuz bir hareket olarak gelir hep. Bir millet, özellikle kendine ölüm kalım savaşları kazandırmış komutanlarına laf ettirmeyecek kadar onurlu olmayı bilmelidir. Eleştirmek ayrı bir konu, tarihine yön vermiş, savaş kazanmış komutanını alakasız ve özel hayatı ilgilendirecek meselelerden vurarak, bir azınlığın gözünde bile olsa, küçük göstermek ayrı bir konu. Yoksa sen-ben kim, Mustafa Kemal'i küçültmek kim? Gülerler adama. Ateş olsak, cürümümüz kadar yer yakarız. Ek olarak müslüman da olsa, dinsiz de olsa sana-bana ne? Dünya üzerinde her millette böyle onursuz davranışlar sergileyen azınlıklar olmuştur; ama havlamaları Türkiye'deki kadar duyuluyor mudur? hiç sanmıyorum.

    Daha kudurmak istersen: O kadar aciz bir azınlıktan bahsediyoruz ki, Atatürk'ün sarhoşken kurduğunu iddia ettikleri devlet idaresini 90 yıldır ayıkken değiştiremediler. Şaka şaka... Başka başka içi boş söylemlere girmeyeceğim. Sadece şaka yaptım.

    Sana, şu bilincin ile varolup, kendisine karşı olma şansını bahşetmiş bir komutan sadece makul çizgiler dahilinde eleştirilebilir. Yok din düşmanıymıştı da, yok ateyiz mişti de... Bırakın allasen bu işleri. Daha işe yarar şeyler ile uğraşın. Karşıtsanız, olaya düzgün bir eleştirel boyut kazandırın.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Huseyin-ZST -- 24 Mart 2015; 22:20:50 >




  • Enerjide dışa bağımlıyiz diyordunuz. Reklamlarda cçıkıyor artik. Türkiye enerjisini kendi üretecek Akkuyu nükleer projesi ile. Siz yine begenmessiniz adına takılır yada birşey bulursunuz gerçi. Ama sonucta dışa bağımlılık kalkacak ortadan ! Bundan rahatsız olan Türkiye düşmanıdır .

    < Bu ileti tablet sürüm kullanılarak atıldı >
  • Noter imzalı belge paylaşıldı bugün takip etseydiniz keşke Emekliler her bayramda ikramiye alacak.Doğrusu da budur.900 lira maaşla adama sürün diyorsun emekliliğini yaşamak yerine.Torununa belki harçlık veremiyor , kurbanını kesemiyordu.Şimdi rahatlıkla yapabilir
  • Başlık altında yazılanları devamlı okuyorum . Çok sıkıldım 7 hziran gelsede bitse bu konular; Konu dışı birşey yazayım bari. 7 Haziran gecesi acaba balkon konuşmalarını kim daha coşkulu yapar.


    Birde aklımda bir soru var balkon konuşmasını akp adına kim yapacak.?
    Erdoğan mı davutoğlumu?
    Bahçeli yüzde 20 filan alırsa balkondan filan Heyecandan Düşer mi ?
    Kılıçtaroğlu istanbul 2. bölgede çözülmeler var seçimin kazanını Chp der mi ? .)
  • quote:

    Orijinalden alıntı: general4242

    Enerjide dışa bağımlıyiz diyordunuz. Reklamlarda cçıkıyor artik. Türkiye enerjisini kendi üretecek Akkuyu nükleer projesi ile. Siz yine begenmessiniz adına takılır yada birşey bulursunuz gerçi. Ama sonucta dışa bağımlılık kalkacak ortadan ! Bundan rahatsız olan Türkiye düşmanıdır .

    Nükleer yakıtı kimden alacağımızı da öğrenirsen... Kendi yakıt zenginleştirmemizi yapmayacağımız ortada. Nükleer tartışmalı bir mevzu. Karşı değilim, yanlısı da değilim. Ancak "enerji bağımlılığımız azalacak" tezinizin zır saçma olduğunu söyleyebilirim. "Enerji bağımlılığımız çeşitlenecek, Rusya bağımlılığımız azalacak" derseniz daha doğru olur. Son durumda yakıtı japonya'dan alacağız gibi duruyor. Kısaca Rus bağımlılığımıza ABD dolaylı bağımlılığını ekleyip, biraz daha özgür olacağız. En önemlisi maliyet kısacağız. Teknolojiye güveniyorum; ancak denetimlerde olası bir gevşekliğin felaketle sonuçlanabileceğini de biliyorum. Soma'dan gördüğüm, denetim konusunda başarılı bir devlet yapımız da yok. Kararsızım kısaca.

    İşte mesele hep aynı. Her karar, her tercih, iyi yanları ve kötü yanları ile gelir. AKP mutlak iyi, mutlak başarılı olmadığı gibi, CHP veya MHP veya HDP mutlak kötü, mutlak başarısız, öcü değildir. Aynı bu nükleer meselesi gibi. Bir şey söylüyorsak, iyi ve kötü yanlarını bilerek söylemeliyiz. Bir düşünceyi savunuyorsak, bize getireceği iyilikleri, kötülükleri tartarak savunmalıyız. Partiler de böyle. Mutlak iyi yok. Aslen iyi yok. Hepsi kötü de... Gene iyi niyetli olalım. Mutlak iyi yok...



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Huseyin-ZST -- 24 Mart 2015; 22:35:31 >




  • quote:

    Orijinalden alıntı: *ORION*

    quote:

    Orijinalden alıntı: kafkas kurtları


    quote:

    Orijinalden alıntı: ziel34

    quote:

    Orijinalden alıntı: *ORION*

    Ülkenin kurucusu M.Kemal Atatürk'e hakaret edenlerin sınırsız banlanması gerekir. Howard88 kullanıcı adlı üyenin sınırsız banlanması gerekir.

    Hakkında dava açılması lazım bariz bir şekilde atatürke hakaret etti.

    dininize sövseler hakaret etseler bu kadar savunmaya gecmessiniz olaya bak ya!



    Ona sizden fırsat gelmiyor merak etme. Siz herkesten daha dindarsınız ya o bakımdan.

    herkesten daha dindar olduğumu kim söyledi sana akıllı çocuk

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >




  • Ilkenin bir nukleer serpinti eksikliği kalmıştı onuda yaşatacaklar. Turkiye ve nukleer enerji çok zıt iki kavram malesef. Daha yolları bile duzgun denetleyemezkrn nukleer enerjini denetleyecez . Tey teyyu

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • 1. ülke güllük gülistanlık ekonomi çok iyi yeni fabrikalar acılıyor işsizlik bitti

    2. Anarşi terör bitti

    3. PKK dağdan indi şimdi ovada hatta

    4. Mecliste demokrasi gelişti. Özerklik falan artık tartışılmaktan öte yavaş yavaş uygulanıyor.

    4. ileri demokrasi gereği milletvekili polise tokat atıyor, milletvekili polise taş atıyor, artık polise çoluk
    çocuk havai fişek atabiliyor.

    5. ordu artık konuşamıyor.

    6. yeni fidan gibi zenginlerimiz oldu.

    7. dünya ülkeleri arasında saygınlık sahibi oldu.

    8. Gap bitti, sıra İstanbul kanalında.

    9. insanların altında araba oturduğu evi ve cebinde mangırı çok.

    10.artık adalet hızlandı insanların adalete güveni artı.

    Evet, bu güzel gelişmelere olmadı mı canım ülkemde

    Hadi o zaman bu güzel gelişmeler olduktan sonra 7 haziran 2015 de oylarımızı AKP ye rahat bir, şekilde verelim,




  • 
Sayfa: önceki 448449450451452
Sayfaya Git
Git
sonraki
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.