Şimdi Ara

MUSTAFA KEMAL hakkında bilinmesi gereken 30 özel şey!!!

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
1 Misafir - 1 Masaüstü
5 sn
46
Cevap
0
Favori
1.084
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
0 oy
Öne Çıkar
Sayfa: 123
Sayfaya Git
Git
sonraki
Giriş
Mesaj
  • herkesin okumasını istedigim için üşenmeyip yazdım arkadaslar, ULU ÖNDER MUSTAFA KEMAL ATATÜRK'ü daha yakından tanımak isteyenlere; tavsiyem tüm yazıyı okumak istemeseniz bile ki bu çok küçük bi kesim olur tahminimce, en azından 18, 19 ve 26.cı maddelere bi bakın derim...


    1. "ata" lafını sevmezdi

    "atatürk" hitabını ilk kez dönemin türk dil kurumu başkanı bir konuşmasında kullanmış, m.kemal de çok beğenerek soyadı olarak almıştı. kendisine "ata" diye hitap edilmesinden hiç hoşlanmazdı. ilk adı mustafa, arapçada "seçilmiş kişi" anlamına geliyor.

    2. en sevdiği yemek

    manastır askeri lisesi yıllarından kalan bir alışkanlıkta hayatı boyunca eb sevdgi yemek kuru fasulye ve pilav olarak kaldı. tatlıya düşkün degildi, ama canı tatlı istediginde çok sevdigi gül reçelini tercih ederdi.

    3. en büyük hayali dünya turuna çıkmaktı

    ömrü yetseydi, cumhuriyet devrimleri tam anlamıyla yerleştikten sonra dünya turuna çıkıp türk dili ve tarihi üzerindeki çalışmalarını genişletmek en büyük hayaliydi.

    4. basucu kitabı "çalıkuşu"ydu

    binlerce kitabı vardı. ama bunların arasında bir tanesini, hayatı boyunca, hatta cephede bile başucundan ayırmasdı. çalıkuşu romanını hep yanında taşır, hergün rastgele bir yerinden açar, bikaç sayfa okurdu.

    5. kabul salonundaki at yavrusu

    atlardan sonra en sevdigi hayvan köpeklerdi. "fox" adını verdigi köpegi, gazi'nin yatagının ayak ucunda uyur ve yemek masasının altında otururdu. hayvanlara düşkünlüğü o dereceydi ki, bir gün misafirlerinde görebilmesi için yeni doğmuş bir tayla annesinin çankaya köşkü kabul salonuna getirilmelerini bile emretmişti.

    6. tam bir salon adamı

    en sevdigi dans valsti. müzik zevki çeşitlilik gösteriyordu. klasik batı müziğinin dışında anadolu ezgilerini de severek dinlerdi. rumeli ve türküleri ve zeybek havalarını özellikle severek dinler, bazen eşlik ederdi.

    7. gömleklerinin tümü beyazdı

    gömleklerinin hepsi beyazdı. bu gömlekler ilk yıllarda isviçrede özel olarak dikilirken sonraları yerli malı kullanma kampanyasına öncülük edebilmek için beyoğlunda bir terziye diktirmeye başladı.

    8. dolabında laciverte yer yoktu

    takım elbiselerinin tasarımlarını hep kendisi çizerdi. dolabına girmeyen tek renk lacivertti.

    9. ölçüleri

    boyu 1.74 metreydi. hayatının son dönemlerine kadar 76 olan kilosu, hastalıgının ilerlemeye baslamasıyla 46ya kadar düşmüştü. 43 numara, siyah rugan ayakkabı giyerdi.

    10. rumeli şivesi

    özenli ve temiz bir türkçe konuşurdu. ancak bazı kelimeleri rumeli şivesiyle telaffuz ederdi.

    11. hazin bir hikaye

    hayatında bir dönem çok önemli yer tutan ve m.kemal'in evlenmesinden sonra hayatına trajik bir sekilde son veren fikriye hanım'ın mezarının nerede oldugu bilinmiyor.

    12. cumhurbaskanlıgından sıkılıyordu

    hayatının çogunu geçirdigi savas cephelerinden sonra cumhurbaskanı olarak geçirdigi yıllar, ona bir çeşit tecrit yasantısı gibi geliyor, çok sevdigi halkından ve sade bir vatandaş yaşamından uzaklaştıgını düşünüyordu.

    13. papa'nın temsilcisine hediye

    kıyafet kanunu çerçevesinde tüm din adamlarının dini kıyafetleriyle sokaga çıkmaları yasaklanınca, monsenyör roncalli'ye kendi terzisi kemal milaslı eliyle bir koleksiyon hazırlattı.

    14. kendisi traş olmazdı

    sabah kahvaltılarıyla arası hiç hoş degildi. yataktan kalkar kalkmaz odasındaki divanın üzerine bagdaş kururak oturur, günün ilk kahvesiyle sigarasını içerdi. bir özelliğide kendi kendine traş olmamasıydı.

    15. düzen takıntısı vardı

    evinde, çevresinde, çalışma odasında hatta konuk olarak bulundugu evlerde bile egri duran eşyaları düzeltmeden rahat duramazdı (şimdi hatırladım, gerçi atatürk'ten önce yapılmıştı ama dolmabahçeye gidenler bilir, herşey simetrik)

    16. hoşgörülü lider

    köylünün birinin gazete kagıdına sardıgı tütünü içmeye çalışırken eli yanmış, o da can havliyle "alsın bunu kendi içsin" diyerek atatürk'e küfretmişti. mahkemeye çıkarılacaktı. atatürk olayı dinledikten sonra tepkisi çok yumaşak oldu: "onu mahkemeye vereceginize dogru dürüst sigara içmesini temin edin!"

    17. sigara pazarlıgı

    hastalıgının basında kendisini muayene eden dr. fissinger günde kaç paket sigara içtigini sormuş, atatürk de 8 paket içtigini söylmisti. doktor bunu günde 1 pakete indirmesi gerektigini söyleyince gülümseyerek cevap vermişti: "ben zaten 1 paket içiyorum. bundan sonra bunu sizin izninizle yapacagım."

    18. "bu nasıl halkçılık"

    bir sabah floryadan dolmabahçeye dönerken yanındakilerle birlikte trene binmişti. kondüktörün yanındaki milletvekillerinden bilet parası almamasına şaşımış, nedenini sormustu. trenin milletvekillerine bedava oldugunu ögrenince epey sinirlenmiş, "ne de güzel halkçılık ama" demişti.

    19. "laiklik adam olmaktır"

    ilk mecliste bir oturum sırasında üyelerden biri laikigin ne manaya geldigini anlayamadıgını söyleyince gazi çok sinirlenmiş ve elini kürsüye vurarak tanınmış bir din bilgini olan üyeye cevap vermişti: "adam olmak demektir hocam, adam olmak!"

    20. yabancı dile merakı

    askeri lisede öğrenmeye basladıgı fransızcayı sonraki yıllarda geliştirdi. zengin bir kelime bilgisi vardı. konusurken araya fransızca sözcüklerde eklerdi.

    21. kurbanları bağışlardı

    gittiği yurt gezilerinde kendisi için kurban edilen hayvanlara bakamaz, böyle durumlarda ya sırtını döner ya da kesilmelerini engellerdi.

    22. fasulyesine poker

    kumardan hoşlanmaz, ama bazen arkadaslarıyla fasulyesine poker oynardı. oyundan sonra kazandıklarını iade ederdi.

    23. kan görmeye dayanamazdı

    cephelerde düşmanla gögüs göğüse savaşmış biri olarak en ilginç özelliği savaş meydanları dışında kan görünce fenalaşmasıydı.

    24. kulakları duyan tek kişi

    fransız tarihçi ve yazar herriot, ankaraya geldiginde gazinin kulaklarının duyuyor olmasına neredeyse şaşırmış ve anılarında bu olayı espirili bir dille anlatmıştır: "t.c.'de bir tane kulakları duyan kişi var. onu da cumhurbaşkanı yapmışlar." (ben anlamadım bu olayı, birisi açıklayabilirmi)

    25. son yılbaşı gecesi

    1937'yi 38'e baglayan son yılbaşı gecesi dışişleri bakanı tevfik rüştü aras'la başbaşa geçirmişti. o gece dolabındaki bazı elbiseleri bakan'a hediye etmişti.

    26. bir ricası baş açtırdı

    bir gün halkın arasında dolaşırken sımsıkı çarşafa sarılmış bir kadın dikkatini çekti. yaklaşarak kadının adını sordu ve "hafız hanım benim hatırım için başındaki örtüyü açarmısın?" diye sordu. kadın başörtüsünü açarak atatürk'ün önüünde egildi ve elini öptü.

    27. bilardo ve yüzme

    sportmen bir kişiliği vardı. askerlik yıllarında her gün at binen atatürk, sonralarıda yüzmeye ve bilardoya başlamıştı. açık havada dolaşmayıda çok severdi.

    28. en başarılı dersi

    eğitim hayatı boyunca en başarılı oldugu ders matemeatikti. pozitif bilimlere olan ilgisi ömrünün sonuna kadar devam etti.

    29. yağcılara geçit yok

    yağcılığa çok kızardı. bir akşam sofrada kendisine gereksiz şekilde ve abartarak iltifat eden abdülhak hamite müdahale etti.

    30. köşkteki güvercinlik

    kuşları çok severdi. çankaya köşkünde özel bir bakıcının ilgilendiği güvercinleri vardı.



    not: özel isimleri ve türk kelimelerini büyük harfle yazmakla uğrassaydım bayagı yorucu olucaktı, bu yüzden eleştiri gelmez umarım...


    edit: kaynak, haftalık



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi r7bertpires -- 25 Ekim 2005, 23:34:52 >







  • Orjinalden alıntı: r7bertpires

    15. düzen takıntısı vardı

    evinde, çevresinde, çalışma odasında hatta konuk olarak bulundugu evlerde bile egri duran eşyaları düzeltmeden rahat duramazdı (şimdi hatırladım, gerçi atatürk'ten önce yapılmıştı ama dolmabahçeye gidenler bilir, herşey simetrik)


    Atatürk için yapılmamış Dolmabahçe, oradaki simetrinin Atatürkle alakası yoktur.


    24. kulakları duyan tek kişi

    fransız tarihçi ve yazar herriot, ankaraya geldiginde gazinin kulaklarının duyuyor olmasına neredeyse şaşırmış ve anılarında bu olayı espirili bir dille anlatmıştır: "t.c.'de bir tane kulakları duyan kişi var. onu da cumhurbaşkanı yapmışlar." (ben anlamadım bu olayı, birisi açıklayabilirmi)



    Herhalde savaşlardaki top tüfek seslerinden olsa gerek.

  • quote:

    Orjinalden alıntı: was


    quote:

    Orjinalden alıntı: r7bertpires

    15. düzen takıntısı vardı

    evinde, çevresinde, çalışma odasında hatta konuk olarak bulundugu evlerde bile egri duran eşyaları düzeltmeden rahat duramazdı (şimdi hatırladım, gerçi atatürk'ten önce yapılmıştı ama dolmabahçeye gidenler bilir, herşey simetrik)


    Atatürk için yapılmamış Dolmabahçe, oradaki simetrinin Atatürkle alakası yoktur.





    quote:

    gerçi atatürk'ten önce yapılmıştı ama


    bende biliyorum atatürk için yapılmadıgını yada atatürk'ün yaptırmadıgını




  • Adam gibi Adam, İnsan gibi İnsan, canım, Mustafa Kemal ATATÜRK'üm Seni çok seviyor ve Özlüyorum.
  • teşekkürler yazı için bilmediğim pek çok ayrıntıyı öğrendim
  • Çok Teşekkürler
  • daha gelmez böylesi
  • Yapay Zeka’dan İlgili Konular
    Daha Fazla Göster
  • quote:

    Orjinalden alıntı: cck_ylmzzz

    daha gelmez böylesi


    quote:

    ilk adı mustafa, arapçada "seçilmiş kişi" anlamına geliyor.



    bu olay çok ilginç ve istense bu kadar güzel denk gelemezdi heralde...



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi r7bertpires -- 26 Ekim 2005, 1:31:41 >
  • Sağol
  • 26. maddede ne öle? ben mustafa kemalin böle bişey yapçana inanmıyorum...kuranda apaçk emir olan saç telinin gözükmemesi...)
  • quote:

    Orjinalden alıntı: halook

    Sağol

    imzandaki şiir süper



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi LINEBACKER -- 26 Ekim 2005, 6:37:17 >
  • bir olay var daha kurtuluş savaşından önce fevzi çakmak veya kazım karabekir olabilir tam olarak kiminle olduğunu bilmiyorum fransaya gidiyor.diğerleri teyyareye binerken son anda vazgeçiyorlar yanındaki ata ya "bilmedik aş ya karın ağrıtır ya baş.bu teyyare denen şeye binmeyelim"der.o da kabul eder zira kendiside huzursuz olmuştur.ve binmedikleri teyyare düşer kimse sağ kurtulamaz
  • yazı için ellerine sağlık teşekkür ederim Yüce M.Kemal Atatürk ile ilgili ayrıntıları bilmek çok hoş
    sağolasın
  • 1938-1881=57 öldüğünde 57 yaşında idi
    ve
    09;05;01 10/11/1938 de öldü
    bunlar yan yana toplandığında
    9+5+1+10+11+1+9+3+8=57 öldüğü yaş ortaya çıkıyor;


    birde şu tarihler arasında bir ilişki araştırın bakalım
    19 mayıs(05) 1919
    23 nisan (04) 1920
    29 ekim (10) 1923

    buna benzer ilişkiler bulan var mı
  • ingiliz subayın anılarından alıntı.çanakkale savaşı sırasında mustafa kemel siperleri dolaşır zaman zamanda siperden çıkar çok isabetli atışlar yaparmış.ingiliz askerleri okadar uğraşmalarına rağmen birtürlü vuramazlarmış onu.esir aldıkları askerlerden cephe komutanı olduğunu ve adının mustafa olduğunu öğrenmişler.giderek huzursuzlukı artmış siperlerde.bir türlü vuramadıkları bu adama efsunlu mustafa adını takmışlar.atatürk bir sipere gittiğinde karşı ingiliz siperinde"efsunlu mustafa geldi"sözleri dolaşır askerlerin morali bozulurmuş.ingiliz subaylarsa"o deil başkası bu"sözleriyle askerleri sakinleştirmeye çalışırmış
  • @drahte 1905

    Herkes hakaret ve küfür etmeden ortamı germeden istediği yorumu yapmakta özgürdür. Lütfen diğer üyelere hitap tarzınıza dikkat edin. "Ben böyle bir şey yapacağına inanmıyorum" demiş ve bu şekilde düşünmekte serbest. Direkt o kişiyi hedef alan bir mesaj yerine varsa kendi fikrinizi yazınız.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi vozer -- 26 Ekim 2005, 11:03:45 >
  • quote:

    Orjinalden alıntı: Kara_Dayı

    1938-1881=57 öldüğünde 57 yaşında idi
    ve
    09;05;01 10/11/1938 de öldü
    bunlar yan yana toplandığında
    9+5+1+10+11+1+9+3+8=57 öldüğü yaş ortaya çıkıyor;


    birde şu tarihler arasında bir ilişki araştırın bakalım
    19 mayıs(05) 1919
    23 nisan (04) 1920
    29 ekim (10) 1923

    buna benzer ilişkiler bulan var mı



    ATATÜRKÜN 9.05 TE ÖLMEDİĞİ İDDİA EDİLİYOR.

    GECE ÖLDÜĞÜ KUVVETLE MUHTEMEL.
  • çok güzel olmuş bunları bizimle paylaşman. Sağol !
  • Atatürk gibi bir adamın sigara ve içki konusunda bu derece kendisine hakim olamamasını anlayamıyorum. Sarı Zeybek belgeselinde izlemiştim; hastalığının son döneminde doktor "bu şekilde içki içmeye devam edersen 3 ay yaşarsın, eğer bırakırsan 3 yıl yaşarsın" demiş ama Atatürk günde yarım ila 1 litre arasında rakı içmeyi sürdürmüş ve 3 ay sonra da ölmüş.

    quote:


    Orjinalden alıntı: r7bertpires

    17. sigara pazarlıgı

    hastalıgının basında kendisini muayene eden dr. fissinger günde kaç paket sigara içtigini sormuş, atatürk de 8 paket içtigini söylmisti. doktor bunu günde 1 pakete indirmesi gerektigini söyleyince gülümseyerek cevap vermişti: "ben zaten 1 paket içiyorum. bundan sonra bunu sizin izninizle yapacagım."





  • Bir saç telinin gözükmemesi İran da var Kur'an da yok.
  • 
Sayfa: 123
Sayfaya Git
Git
sonraki
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.