bir amelin göğe yükselen hali mevcut olsa idi buna misilleme yapılsa veyahut da misli bile getirilemeyecek bir durum oluşsa ne olabilir?
onlar kitabın bir kelimesini yazmaya güçleri bile yetmez denmekteydi. acaba bizim yazdığımız kitaplar bu konuyu ne kadar desteklemektedir?
acaba misli yazılamayacak olan şey sanıldığı kadar da saf ve temiz bir durum mudur?
ALLAHU teala ben teala gerçekleri söylerken çekinmem demekte idi. acaba bu gerçekler bir takım gayri ahlaki durumları tespitten ziyade(lutilik) bizatihi tarafından yaratılmış haller olabilir mi?
biz misli getirilmeyecek hal olarak aslında ne anlıyoruz?
saygılarımla...
Allah ve Allahın Gönderdiği iddaa edilen Kur'an bence mucizevi bir kitap değil. Belki estetik bir yapısı olabilir ama bilgi bakımından çok eksik. İnsanoğlu Dini referans almayı bıraktıktan sonra o kadar şey yazdiki tarihe. Milyonlarca kitap oluşturacak bilgi oluşturduk.
DNA yi çözdük. Artık Özel Tasarım insan üretecek seviyeye geldik.
Zevke göre boyu, göz rengi , deri rengi , zekasını bile belirleyecek seviydeyiz..
Dinin Elinde tek cevap vermeyecegimiz şey ölüm sonrası kaldı. Ve o zaten dinin bugün hala güçlü olmasının tek nedenidir. O kadar çelişkiye rağmen hala profesörlerin bile kendileriyle celisip din yalanına inanmalarini sağlar. İnsan atomu parcalasa bile, DNA yi değiştirse bile hep ölüm sonrasının endişesi ile yaşar. Bu endişe insana Mantık ve Aklını devre dışı bırakmasını sağlayacak kadar güçlüdür.
< Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
ilginiz için teşekkürler.
benim yukarıda değindiğim şey kitabın mükemmelliği değil aslında . öncelikle bunu belirtmek isterim. bir şey yukarı yükselmiş(infisah bozulma fitne) ve cevap gelmiş(tevrat incil kuran) burada fail kimdir? bence misli getirilemeyecek bir şey olsa idi bu inen değil çıkan olabilirdi gibime geliyor.
sizin yaklaşımınıza da cevap vermek isterim. ancak daha sonra.
insanı reeorganize etmek tamam güzel bir şey ancak yine insan yine insan. zion da yaşayanlar ev ürünü-doğal insanı! maharet olarak dahi görüyordu.
şimdi ilmin geldiği noktada dnaya müdahale edilmesi mümkün hale gelmiş olması onun asli vazifesinden saptırmamış bilakis herkesin talebi ne ise ona göre cevap üretmişe benziyor. güzel kadın yakışıklı erkek güçlü kuvvetli nesil. şimdi bu durum neye kıyasla yapılıyor. kleopatralara herküllere kıyasla yapılıyor.
arnoldu arnold yapan şey fizik yapı ve anlayışın bu kimsede bulunması haliydi. şimdi siz sadece arnoldu yapabilirsiniz. peki kişiliğini nasıl yapacaksınız. 20 yaşında 1 milyon doları nasıl kazanacak bu kişi. nasıl dünyaca ünlü olacak. vali olacak. 65 yaşında hala film çevirebilecek. mutlu bir ailesi olacak.
yapılan şey o kadar güdük bir şey ki. aslında bu tekniği bu şekilde dahi eleştirebilirsiniz. 2. arnold belki eskisine duyulan saygıyı da azaltacak. kopyalar hep aslı hatırlatıp yine mutsuz doyumsuz insanı ele verecek.
kazanın içerisne 3 gram şundan 5 gram bundan katmakla insan denen varlık anlaşılır kılınamaz belki de daha kötü sonuçlara neden olur. bunlar özünde askeri teknoloji. uzay bilgisayar internet hepsi askeri bir amaç için icat edildi ve ilk olarak buralarda kullanıldı. şimdi bu dnasal gelişme de aslı bakımından böyleyken(az yiyen içen sert tabiatlı dayanıklı adam veya kadın) bunun nasıl insan hayrı için olduğunu söyleyebiliriz?
ölümden sonrası konusu çetrefilli bir konu. bana göre insan doğumla yaşayan değil ölen bir varlık ve dünya doğru okuyabilirsek mevt eden cesetlerle dolu ve ölüm hali bu iken ölümden sonrası denen hale ya canlılık verecek ya da ölmeyi dahi anlamadan bir takım sonuçları ilahi varlığı gerekçe göstererek beyan edecek. bence her iki halde bilinmezlik içerir.
ben şu an ölüyorum. acaba bundan önce yaşıyor muydum!!?? acaba ben ölünce tekrar eskisi gibi mi olacam!!?? yani yaşam neyse bilmediğim aleme tekrar mı iade olucam.
yoksa basit bir dna sarmalı ne kadar derin düşünüyor mu? kainatta bana ne kadar ihtiyaç var. ben ne yaptım da tekrara geri iade edilecem. sair onlarca soru sorulabilir. ancak cevapların kesinliği konusunda şüphe her daim mümkündür.
konu bakımından insana gelen kitabın sebebi bence insanın halidir. acaba biz misli ile mukabele edilecek ne(ler) yapmış olabiliriz? ve bu misil bize gelmiş olabilir mi?
bizim kaderimiz nedir? ve bunu nasıl değiştirebiliriz?
bir şey söyleyelim ki bu şey kader olsun ve tek harfi dahi değişmesin deseydik bu ne olurdu?
dikkat edilirse aslında emrin yukarıdan aşağı inen halini bu şekilde okuyan insan emrin inişine sebeb olan haliyle bir şey söylemek istemiş olabilir diye düşünüyorum.
insan denen varlık tek harfi dahi değişmeyecek hakikatı kendi oluşturmuş ve bunu kutallık atfettiği bir kitapda da meallendirmiş! olabilir mi?
bence insanın tek harfi bile değişmeyen hakikatini kainatın materyalini okuyarak görebiliriz.
bu ne olabilir?
her şey aslında bir aile kurmak için yapıldı ve eşyanın özü o nesnel gerçekliğin şekliyle anlam kazandı.
erkek olarak ben eşyayı bir kadını elde etmek için çalıştığım sayin tamamı, kadın birey olarak da erkeği elde etmek için yaptığım sayin tamamı olarak okuyabilirim.
yani elimize aldığımız değerin asli hammaddesi gerçekten bence iğrenç bir hale iklab edebilir. buradaki her şey bir kadını ikna etmek için yapıldı, servetler arabalar atlar develer villalar vs. aslında bunlar bir kadının erkekle birlikte kabul ettiği bir şeydi ve bu değer göz ardı edilerek gerçek gizleniyordu.
ancak sorun ne olabilir konusunda da beyan ettiğimiz üzere esbab kadın ise buradaki her şey eşya olarak adını değiştirmekte ve bence kadının alaysı tavrına işaret etmekte idi. erkekğin tavrına karşılık kadın denen bireyin erkeğin yeddine verdiği şey ne idi?
bence bu hakikat değişmez denirse tek harfi dahi değişmeyecek bir kitabı, kadın ve erkek arasında gizlenen o çekim açıklamakta ve ilahi varyasyona karşı tür olarak insan denen birey kendi değişmezliğinin cinsel çekimine ubudiyetle bir cevap üretmek amaçlı olarak kullanılmaktaydı.