Şimdi Ara

Masonluk nedir?

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
2 Misafir - 2 Masaüstü
5 sn
60
Cevap
0
Favori
1.215
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
0 oy
Öne Çıkar
Sayfa: 123
Sayfaya Git
Git
sonraki
Giriş
Mesaj
  • Masonluk nedir kardeşim? :) Aşağıda tartışıyorlar burda yazarsanız benim gibilerinden o konudan bişeyler anlamasına yardımcı olabilirsiniz

    Teşekür ederim...(Gerçi haberlerde gördüm locaları falan var ama hiç bi bilgim yok amaçları ne napıyolar falan)



    _____________________________
    Benim sanatım ülkem için ölümdür.Başyapıtımı henüz çizmedim...
  • MASONLARIN DİNE KARŞI SAVAŞI

    Masonluk varlığını ilk kez 1717'de İngiltere'de resmi olarak ilan etti. Bu tarihten sonra, önce İngiltere'de, ardından başta Fransa olmak üzere kıta Avrupası'nda yayılan masonluk, her ülkede din karşıtlarının toplanma yeri oldu. Kendilerini "hür düşünürler" olarak ilan eden -bununla, İlahi dinleri tanımadıklarını ifade eden- pek çok Avrupalı mason localarında buluştu. Mimar Sinan dergisindeki "Masonluğun İlk Devirleri" başlıklı bir makalede belirtildiği gibi, "Masonluk, kiliselerin dışında hakikati arayanların biraraya geldiği, toplandığı yer, melce oluyordu."113

    Dahası "hakikati dinin dışında arayan" bu zümre, dine karşı da büyük bir husumet duyuyordu. Bu nedenle örgüt, kısa sürede Kilisenin, özellikle de Katolik Kilisesi'nin rahatsızlık duyduğu bir güç merkezi haline geldi. Bu masonluk-Kilise çatışması giderek büyüyerek 18. ve 19. yüzyıl Avrupası'na damgasını vuracaktı. 19. yüzyılın ikinci yarısında Avrupa dışındaki coğrafyalara da yayılmaya başlayan masonluk, gittiği her ülkede din karşıtı felsefelerin ve hareketlerin çıkış noktası haline gelecekti.

    Mimar Sinan dergisindeki "Politika ve Masonluk" başlıklı bir makalede, masonluğun bu din karşıtı savaşı şöyle açıklanmaktadır:

    Franmasonluk siyasal bir parti olmamakla beraber, siyasal ve sosyal olayların akımına uygun olarak uluslararası birleşik ve sosyal bir kuruluş halinde örgütlenmesi 18. yüzyılın başlarına rastlar. Mezheplerin özgürlük kurallarını uygulamaya çalıştığı sırada, onlara yardım için, din adamları kurallarının (ruhban heyetlerinin) nüfuz ve iktidarlarına karşı savaş açmak durumuna giren farmasonluğun yıkmak istediği şey, Kilisenin hükümetler ve halk üzerindeki tahakkümü idi. Bundan dolayı 1738 ve 1751 yıllarında Papa tarafından dinsiz olarak ilan edilmiştir... Farmasonluk, mezhepler özgürlüğü ilkelerini amaç edinen ülkelerde yalnız ismen gizli ve esrarlı toplantıları olan bir dernek halinde kalmış ve bu gibi memleketlerde hem müsamaha ve hem de teşvik görerek, vakit ve hali uygun orta sınıf halk ile yüksek memurlardan taraftarlar bulmuş ve mason olan devlet erkanını kendi örgütlerinin başkanlık makamına geçirmiştir. Katolik mezhebinin herkes için mecburi olduğu güney memleketlerinde ise, gizli, yasak ve kanuni tekib ve izlenmeye maruz devrimci bir dernek niteliğini muhafaza etmiştir. Bu memleketlerde orta sınıftan hür düşünceli gençler ve hükümetlerinin yönetiminden memnun olmayan subaylar mason localarına girmeye ve böylece, İspanya, Portekiz ve İtalya'da ve özellikle Vatikan Kilise Hükümetinin tahakkümü altındaki rejimler aleyhine devrimci tertipler alınmaya başlanmıştır.114

    Kuşkusuz burada mason yazar kendi örgütünün lehinde bir üslup kullanmakta, masonluğun "kilise tahakkümü"ne karşı savaştığını ileri sürmektedir. Ancak konuyu yakından incelediğimizde, pek çok ülkede "tahakküm" kavramının asıl olarak masonlar tarafından kurulan veya desteklenen rejimlere uygun düştüğünü görürüz. Öte yandan, masonluğun "tahakküme karşı savaşma" iddiasının da göstermelik olduğu sonucuna varırız. Kilise, -Hıristiyanlığın çarpıtılmış olması sebebi ile- gerçekten de skolastik fikirler ve baskıcı uygulamalar sergilemesine rağmen, masonluğun kilise düşmanlığı bu sosyal meseleden değil, İlahi dinlere karşı duyduğu nefretten kaynaklanmıştır.

    Masonluğun yapısına, rit ve ayinlerine bir göz atmak, bu konuda fikir vermek için yeterlidir.
    _____________________________




  • Öyleyse Masonluğu tam bir şekilde nasıl tanımlayabiliriz?

    Masonluk bir politik parti, bir lobi, bir din, bir tarikat, bir düşünce okulu veya üyelerine maddi olanaklar sağlayan bir kuruluş değildir. Masonluğa kabul edilmek için kişinin nitelikleri sıkı ve uzun bir şekilde araştırılır. İsteyen üye istediği an verdiği bir dilekçe ile Masonluktan hemen ayrılabilir. Bu nedenle Masonların sayısı bütün ülkelerde çok yavaş bir şekilde artmaktadır. Dünya’da 7 milyon Mason 142 ülkeye dağılmıştır ve ülkemizde 14.000 Mason vardır.

    Masonluk; lâikliğin değişmezliği ve dokunulmazlığı prensibi üzerine oturtulmuştur. Ancak bunun yanında;

    • Masonlar hakikatin Tanrı olduğuna kesin bir şekilde inanırlar.
    • Çalışmalarında dine ve politikaya değin her türlü tartışma yasak edilmiştir.
    • Kesinlik kazanmamış, içinde en ufak şüphe kırıntıları bulunan tüm dogmaları, ideolojileri, ön görüşleri, düşünce sistemlerini reddederler. Hakikati aydınlıkta ve bilinçlilikte ararlar.
    • Çalışmalarını barış, sevgi ve Kardeşliğin ideallerini aramakta yürütürler.
    • Ve nihayet, insanlığın yücelmesi için her şeyden önce, bireysel olarak herkesin kendi kendini, kendi deyimleriyle yontması, yani birlikte yaşamın gerektirdiği erdemleri herkesin özümleyerek kendini olgunlaştırması gerektiğine inanırlar.

    alıntı;http://www.mason.org.tr/baskan.htm
    _____________________________
    Yağan her kar tanesi gibiyiz....




  • BİR MASON LOCASI ÖRNEĞİ: "CEHENNEM ATEŞİ KULÜBÜ"

    Masonların 18. yüzyılda nasıl bir örgütlenme içinde olduklarını, nelerle uğraştıklarını anlamak için yapılması gerekenlerden biri, o dönemde ortaya çıkan çeşitli masonik gizli dernekleri incelemektir. Bu derneklerden birisi, 18. yüzyılın ortalarında İngiltere'de aktif olan "Cehennem Ateşi Kulübü"dür. (Hell Fire Club) Bu kulübün masonik yapısını ve sahip olduğu din aleyhtarı, pagan kimliği, mason yazar Daniel Willens "The Hell-Fire Club: Sex, Politics, and Religion in Eighteenth-Century in England" adlı makalesinde açıklamaktadır. Masonlar tarafından açılan "thefreemason.com" isimli internet sitesinde yayınlanan makaleden bazı ilginç pasajlar şöyledir:

    İngiltere'de Kral III. George'un hükümdarlığı döneminde, mehtaplı gecelerde, pek güçlü hükümet üyelerinin, önde gelen aydınların ve etkili sanatçıların hep birlikte Thames nehrinin üzerinde bir tekne içinde West Wycombe civarında bulunan bir manastır yıkıntısına doğru yol aldıkları görülebilirdi. Orada, keşiş kıyafetlerine bürünen bu saygıdeğer kişiler, kutsallığını yitirmiş bu manastırın çanlarının çalmasıyla birlikte, her türlü ahlaksızlığa kendilerini kaptırırlardı. Gece, kendini sefahate adamış bir soylu kadının çıplak vücudu ile kutlanan bir Kara Ayin ile doruk noktasına ulaşır, şeytani tapınmalarını tamamlayan ele başları Britanya İmparatorluğu'nun gidişatı ile ilgili komplolar kurmak için cümbüşe ara verirlerdi.

    Halk arasında "Cehennem Kulübü" olarak tanınmış olmalarına karşın, bu günah tarikatı, kendilerini, bir Gotik özenti ile "Medmenham'lı St. Francis Keşişleri" diye adlandırırlardı. Bu dedikodu dolu dönemde, topluluğun şeytani etkinlikleri hakkında epey söylenti yayılmıştı, hatta 1765 yılında Charles Johnstone adlı bir yazar Medmenham Keşişleri'nin gizlerini açıkladığı "Chrystal" isimli bir roman yayınlamıştı.


    18. yüzyıl mason localarındaki garip ayinlerin bir tasviri
    Medmenham Keşişleri'nin en önemli öncüsü, Wharton Dükü Philip (1698-1731) tarafından 1719 yılında Londra'da kurulan Cehennem Kulübü'dür. Wharton, liberal partiden ileri gelen bir politikacı ve bir masondu. Aynı zamanda ateist olan Wharton, satanist şenliklere alenen önderlik ederek, dini alaya almaya çabalardı. Wharton, 1722 yılında Londra Büyük Locası'nın Büyük Üstadı seçildi...

    1739 Yılında Dashwood, Abbe Nicolini'yi görmek için gittiği Floransa'da, Divan Kulübüne katılacak olan Lady Mary Wortley Montagu ile karşılaştı. Bu dönemde İtalya'da masonların işleri pek yolunda gitmiyordu. Papa XII. Clement, engizisyonu mason localarının aleyhine döndüren yeni bir kararname yayınlamıştı. Ancak, 1740 yılının başlangıcında Papa öldü. Yeni Papa'yı seçecek olan kardinaller kurulu toplantısı yapılırken, Dashwood Roma'ya gitti. Masonların en büyük düşmanı Kardinal Ottiboni kimliğine girdi ve halkın önünde maskaralıklar ve sövgülerle dolu sahte bir ayin düzenleyerek Ottiboni ile alay etti....

    Keşişlerin gerçek eylemlerini öğrenebilmek için gerekli belli başlı bilgiler herhalde toplantı salonunda bulunmalıydı. Ancak salonun hem döşenişi, hem de kullanılış tarzı bu güne kadar esrarını korudu. Sansasyon yaratmaktan hoşlanan yazarlara göre, bu salon tam bir satanist tapınaktı. Oysa, mason toplantıları için kullanıldığını varsaymak çok daha akla uygun görünüyor. Medmenham Keşişleri'nin önde gelen üyelerinden biri olan ve ancak kulüpten ayrıldıktan sonra masonluğa giren John Wilkes , eski dostlarına kara çalan bir makalesinde şunları anlatmıştı: "Kutsal günlerde keşişlerin bir araya gelerek en gizli ayinleri yaptıkları ve şatafatlı törenlerle kutsal adakları BONA DEA adına sundukları, bu Eleusis Gizemleri toplantılarına hiçbir günahkâr göz bile bakmaya cesaret edemezdi." Dashwood'un politik düşmanlarından biri olan ve kulübe kesin bir tavırla karşı çıkan Sir Robert Walpole'un oğlu Horace, manastır hakkında şu alaylı sözleri söylemişti: "Öğretileri ne olursa olsun, uygulamaları tam olarak pagandı: Bu yeni kilisenin şenliklerinde hiç gizlemeden Bacchus ve Venüs'e kurbanlar sunarlar, şarap fıçıları ile tanrıça heykelleri gırla giderdi."...

    Eğer o dönemlerde mevcut idiyse bile, Medmenham Keşişleri'nin üye listesi bugün elde değil. Ancak, pek büyük bir olasılıkla kulübe üye olan kişiler arasında, Dashwood'un kardeşi John Dashwood-King, Sandwich Earl'ü John Montagu, John Wilkes, George Bubb Dodington, Baron Melcombe, Paul Whitehead ve daha birçok meslek sahibi kişiler ve yerel toprak sahiplerinin bulunduğu biliniyor... Kamunun gözünde skandal sayılacak kadar önemli kişiler bunlar.

    Dashwood'un bugüne dek yarattığı etkinin tam merkezinde din sorunu vardır... Cinsel büyüler, manastırda bulunan Kabala kitabı, her fırsatta ortaya çıkan Harpokrat'ın resmi, Dashwood'un masonlarla olan ilintisi ve Medmenham Manastırı'nda bulunan Theleme sloganı gibi unsurlar, Cehennem Ateşi Kulübünün erken bir "Crowley'cilik" olduğunu düşündürmektedir. Çok daha ciddi bir yaklaşım ise, Dashwood'un mason bağıntılarının üzerinde durarak, manastırın toplantı salonunun bir mason mabedi olduğunu, büyük olasılıkla isabetli olarak, ileri sürebilir. 115

    Bu uzun alıntıyı aktarmamızın nedeni, 18. yüzyılda ortaya çıkan masonik örgütlenmenin nasıl bir atmosferde geliştiğine, kişileri nasıl etkilediğine dair iyi bir fikir vermesidir. Masonluk, gizemli, merak uyandırıcı, cezbedici bir örgüt olarak ortaya çıkmış, üye olan kişilerde, toplumun genel inançlarına aykırı davranmanın getirdiği bir tür psikolojik tatmin meydana getirmiştir. Masonik ayinlerin temel özelliği ise, az önceki alıntıda da vurgulandığı gibi, İlahi dinlerin sembol ve kavramları yerine pagan sembol ve kavramları yüceltmesidir. Böylece, sadece sembolizm yoluyla dahi, masonluğa giren kişiler Hıristiyanlığı terk ederek paganlaşmışlardır.

    Ancak masonluk sadece garip ayinler düzenlemekle kalmamış, Avrupa'yı İlahi dinlerden uzaklaştırıp pagan bir kültüre sürüklemek için siyasi bir strateji de izlemiştir. Bu bölümde Avrupa tarihinin bazı önemli kilometre taşlarına ülke ülke bakacak ve bu aşamalarda masonluğun dine karşı yürüttüğü söz konusu savaşın izlerini araştıracağız. İlk bakmamız gereken ülke, Fransa'dır.
    _____________________________




  • iki farklı görüş ortaya çıkmış. ben alıntı yaptım. ama benimde kafam karıştı. hangisi doğru ki?
    _____________________________
    Yağan her kar tanesi gibiyiz....
  • Eyvallah bilgiler içinde

    nasıl ayinlerine göz atcaz ?Gerçi en güzeli mason olan birini bulup konuşmak en doğru bilgiyi o verir ama kapalı bir örgüt olduğundan kimse bişey sölemez snrm değil mi?
    _____________________________
    Benim sanatım ülkem için ölümdür.Başyapıtımı henüz çizmedim...
  • hiçbir mason ben buyum benim hedeflerim bunlar demez ki.. dolaylı yoldan kendini anlatma çabaları içine girer. ayrıca rica ederim hiç önemi yok
    _____________________________
  • Yapay Zeka’dan İlgili Konular
    Liberteryenizm Nedir?
    8 yıl önce açıldı
    Daha Fazla Göster
  • Ocein yazdıklarını okudum kardeşim ve hiç birşey anlamadım tek anladığım bunlar Allah'a inanmıyor bide kadın düşkünü adamlar zenginler kiliseye karşılar...

    Ben king oynayım en iyisi mynet'te :)

    Ama ilgilendiğiniz için çok teşekkür ederim...
    _____________________________
    Benim sanatım ülkem için ölümdür.Başyapıtımı henüz çizmedim...
  • Hakkikaten nedir bu masonluk masonluk dedikleri milletin dilinde bir masonluktur gidiyor ama nerededir bu masonlar kimlerdir? Açıkçası ben hayatımda hiç mason görmedim ve de bu konunun abartıldığını düşünüyorum.
    _____________________________
  • bence gayet iyi açıklamış fakat bir noktaya takılıp kaldığı bi gerçek neyse daha başka şekilde bilgilendirebilirsem daha olur umarım..
    _____________________________
  • Kesin şimdi bi kaç ünlü kişi için şunlar masondu şunlar şöleydi böleydi yazılcak..Bende buraya yazdım :)
    _____________________________
    Benim sanatım ülkem için ölümdür.Başyapıtımı henüz çizmedim...
  • quote:

    Orjinalden alıntı: Mr.Lonely

    Kesin şimdi bi kaç ünlü kişi için şunlar masondu şunlar şöleydi böleydi yazılcak..Bende buraya yazdım :)


    dediklerinin doğruluk payı var fakat önemli olan masonların faaliyetleridir.
    _____________________________
  • DÜNYA'DA MASONLUK
    Masonluğun kökenlerini, Masonluk tarihinden elde ettiğimiz belgelerden çıkarıyoruz. Bu belgeler Pitagor’a kadar dayandırılıyor. Pitagor’un Kroton Okulu dağıldıktan sonra, öğrencileri Orta Doğu ve Avrupa’da, bilhassa Roma’da çok sayıda Pitagor okulları kurdular. Kollegia adı verilen ve içinden Yeni-Pitagorculuğun çıktığı bu okullar yetiştirdikleri sanat üstadı mimarlar sayesinde Roma’da saraylar, mabetler, binalar inşa ederek sanat harikaları yaratmışlar ve bilhassa Sezar ve Romanın ilk imparatorlarının koruyuculuğu altında gelişerek, gerek okul, gerekse üye sayısı itibarı ile kısa sürede gelişmişlerdir. 476 yılında, Roma İmparatorluğunun yıkılışından sonra ortaya çıkan kaos içinde Kollegia üyesi inşaatçılar yaşamlarını sürdürebilmek için tüm Avrupa'ya dağıldılar ve çeşitli ülkelerin şantiyelerinde iş bulabildiler. Mimari bilgileri ve Pitagorun ezoterik görüşlerinden öğrendikleri Allaha iman, ahlaklı olma, karşısındakine sevgi ve saygı ile yaklaşma gibi özellikleriyle, Orta Çağda bugün herkesin hayranlıkla seyrettiği Gotik sanatın kiliselerini, saraylarını, şatolarını inşa ettiler. Halk bu kişilere inşaatçı anlamına gelen “Mason” adını vermiştir.
    Masonları göç ettikleri ülkelerde örgütlenmeye iki faktör zorlamıştır. Birincisi; Masonlar çalıştıkları şantiyelerin değişmesine bağlı olarak sık sık yer değiştirmek zorundaydılar. Bu nedenle birbirlerini tanımak için özel işaretler gerekli olmuş ve bunlar nesilden nesile taşınmıştır. İkincisi; şantiyelerde çalışanların tümü Mason değildi. Bu nedenle, diğer işçiler arasında örgütlenebilmek için şantiyelerde gruplar oluşturmak zorunda kalmışlardır. Başka bir deyişle Masonları şartlar zorlamamış olsa bir kuruluş haline gelemeyeceklerdi. Kısaca, Roma İmparatorluğunun yıkılışından sonra çeşitli ülkelere göç etmek zorunda kalan sanatkarlar, gittikleri yörelerde bir araya gelmeye çalışmışlar ve 11. ve 12. Yüzyıllardan itibaren el emekçilerinin bir araya toplandığı “Kardeşlikler” adı altında özgür topluluklar kurmuşlardır. Bunlar zamanla gereksinmeler sonucu birbirlerini koruyan ve yardım eden Kardeşlik toplulukları durumuna geldiler ve birbirlerine kenetlenmenin gücünü arttırıcı kurallar geliştirerek gerçek profesyonel gruplar oluşturmayı başarabildiler.
    Free-Mason (Hür-Mason) sözcüğüyle ilk defa 1376 yılında, sanatkâr, kaliteli (yetenekli) inşaatçı anlamında karşılaşılıyor. “Ham taşı yontma becerisi olan” anlamı doğru gibi görülüyor. Bunun yanında operatif (el sanatkârı) masonlar krallardan aldıkları yetkiyle tüm Avrupa da pasaportsuz dolaşabilirlerdi. Sahip oldukları bu özgürlük anlamı da teknik anlam üzerine eklenmiş bulunuyor. Bunların yanında Masonlar bir sanat eserinin inşasını kabul ederken, inşaatın yeri ve biçimine kendi özgür iradeleriyle karar vermeyi şart koşarlardı.
    Mason örgütünün varlığını ilk defa 1350 yılında Kral III. Edward’a atfedilen bir genelgeden öğreniyoruz. Masonların hep birlikte en önemli davranışları, altını çizerek söyleyebileceğimiz Allah’a olan imanlarıydı. Ayrıca, bulundukları ülkenin Krallarına ve Bölgesel yöneticilere de hep sadık kalmışlardır. Diğer masonlara kardeş gibi davranmışlar ve ahlak kurallarına uymaya büyük özen göstermişlerdir.
    Profesyonel Operatif Masonluğun yüzyılların getirdiği deneyimler sonucu oluşturduğu dayanışma, ahlaklı olma ve ağırbaşlı davranma kuralları 18. Yüzyılda Spekülatif Masonluk kurulurken çok uygun görülmüş ve bu kurallar operatiflerin eski yazılı belgelerinden ayıklanarak Masonluğun düzenini oluşturmak için hazırlanan Anayasada Eski Yükümlülükler ve Landmarklar halinde kodlanmıştır. Yani düşünsel Masonluğun yönetimsel gelenek ve düzeni büyük ölçüde operatif masonluktan aktarılmıştır.
    Ancak günümüz Spekülatif (düşünsel) Masonluğunun kuruluşundaki en önemli faktör, “Hür ve Kabul edilmiş” adı altında, özgür düşünceli ve doğru davranan ahlaklı kişilerin Operatif Mason localarına kabul edilmesidir. Sözcüğün kökeni, sanatkar olmayan kişinin Operatif Masonluğa kabulü anlamınadır ve başlangıç tarihi saptanamasa da, çok eski tarihlerden beri Operatif Mason localarına sanatkar olmayanların kabul edildiği biliniyor. Örneğin 1459 da Ratisbonne bildirgesi adıyla yayınlanmış genelgede; “Masonluğa saygı ve sevgi duyan ve kutsal hizmete katılmayı arzu eden sanatkar olmayan kişileri, aralarına kabul edeceklerinden, fakat bu kişilerin operatif çalışmalara katılamayacaklarından” bahsediliyor.
    Kabul edilmenin başlangıcı İskoçya’ya ve Kral V. James’e (1513-1542) dayanıyor. Marie Stuart’ın babası olan bu Kral, İskoç ve İtalyanlardan oluşan bir Loca kurmuştu. 5. James’in torunu, VI. James 1603 de I. James ünvanıyla İngiltere Kralı oldu. Kral İngiltere’de mimari gelişime çok önem vermiş ünlü ve kültürlü kişilerle iletişim kurma gereğini duymuştur. İngiltere’deki Devrimden sonra ise Masonlar çeşitli yörelere dağılmışlar ve buna bağlı olarak Localardaki spekülatif sayısı hızla artmaya başlamıştır.
    Kısaca “Kabul Edilmişlik” Spekülatif Masonluğun kökenidir ve 1717 yılında ilk Spekülatif Loca olan Londra Büyük Locasının kurulmasındaki en önemli faktör, İngiltere’de önceden kurulmuş olan düşünsel topluluk üyelerinin mason localarına girerek, buralarda etkinlik kazanmalarıdır. İngiltere’deki bazı mason localarının 17. Yüzyılda meslekten olmayanları onur üyesi biçiminde kabul ettiği 1619 yılında ‘London Mason’s Company’ (Londra Mason Birliği) nin ‘Kabul Edilmişler’ için hazırladığı genelgede de açıkça görülüyor. Genelgeye göre, giriş ücretinin iki katını ödeyen spekülatifler localara adaylık için başvurabileceklerdi. İlk kabul edilen masonlardan Elhias Ashmole ve Dr. Robert Moray aynı zamanda ‘British Royal Society’ (Britanya Kraliyet Akademisi) üyesiydiler. Bu dernek günümüzdeki TÜBİTAK gibi, devletin desteklediği ve koruyuculuğu altına aldığı bilimsel ve düşünsel bir kuruluştur.
    Spekülatif masonluk, Batı ülkelerinde Rönesans ve Reformdan sonra oluşan aydınlanma çağının, toplumda özümlenmesiyle, orta çağın dini baskısına karşı, akıl çağının nasıl yönlendirileceğini düşünenlerin toplumda giderek artmasının bir sonucudur. Örneğin; 1645 yılında yayımlanan Bacon’un ‘Mutlular Adası’ kitabında, bugün kurmayı amaçladığımız insanlık mabedi anlatılır. Bu fikrin Bacon’la ortaya çıkmadığını, çok daha öncesinden, aydınlanma görüşünü savunanların zamanla, içinde Dekart ve Bacon’ında bulunduğu ‘Görünmeyen Kolej’ topluluğunu oluşturduklarını ve bunların bir bölümünün 1666 da İngiltere de, Kralın maddi ve manevi desteklediği, ‘Royal Society’yi (Kraliyet Akademisi) kurdukları kesindir. Akademi üyelerinin büyük bölümü aşağıda söylediğim gibi, aynı zamanda Mason Localarına da üye idiler.
    Neden? Çünkü Masonik gelenek ve görenekler bir taraftan bilgi ve düşünceye saygıyı gerektiriyordu, öte yandan Masonik bir ilke olan ‘Tesviye’ İnsanlık Mabedine etkin hizmetleri kolaylaştırıyordu. Locaları oluşturan, çok değişik yerlerden gelmiş çeşitli mevkideki kardeşlerle , tolerans ve söz özgürlüğü içinde konuşma, tartışma ve bu kişilerin çevresindekilere edindiği pozitif görüşleri anlatma ve uygulama olanağı doğuyordu. Soylular, yüksek düzey devlet adamları, din adamlarıyla, başka hiç bir kuruluşta beraber ve tesviyede eşit olma ayrıcalığı bulunamazdı. Ayrıca masonların bilgin kişilere olan saygısı ve geleneklerden gelen alçak gönüllülükleri, ‘Kraliyet Akademisi’ üyelerinin Loca yönetimlerine geçirilmelerini sağlamış ve sonunda, kardeşlerin İnsanlık Mabedi inşası yolunda daha etkin, daha düzenli ve uyum içinde çalışma arzusu 1717 yılında ilk spekülatif Büyük Loca olan Londra Büyük Locasının kurulmasını sağlamıştır.

    1717 de kurulan spekülatif (düşünsel) Masonluk devrin aydınlanma görüşünün topluma yansıtılmasını amaç edinmişti. Bu durumda yapılacak ilk uygulamanın ise, birlikteliği güçlendirmek için operatiflerin geleneklerinden yararlanma, eski yükümlülükleri bir araya getirerek bir anayasa hazırlamaktı. Çünkü orta çağdan beri kurulmuş tüm örgütlenmeler yıkıldığı, dağıldığı halde, operatif masonluk; koyduğu yönetimsel kurallar, Allah’a inanç ve bağlılık, gerekli erdemleri özümleterek oluşturduğu ağırbaşlı ve vakarlı kişilikli üyeleriyle varlığını sürdürebilmişti. Bu nedenle Oxford da Felsefe ve Deneysel Bilimler Profesörü olan Désagulier ve papaz olan Anderson operatiflerin eski yükümlülüklerini toplayıp, düzenleyerek oluşturdukları Anayasa ile düşünsel bir kardeşlik topluluğu kurabilmişlerdir. Bu kişiler önce İngiliz toplumuna, daha sonra da tüm dünyaya o zamana kadar görülmemiş bir felsefi prensip sunmuşlardır. Bu kişiler, devrin temel mistik metinlerine saygı göstererek çevrelerini etkilemişler, soyluları, burjuvaları, din adamlarını, bilim adamlarını, filozofları bir araya getirebilmeyi başarmışlardır. Hazırladıkları Anayasa kurallarıyla çeşitli güçleri tesviyede birleştirerek, örgüt içinde yerli yerlerine yerleştirebilmişlerdir.
    Ancak, çok çeşitli eğitim ve yörelerden gelenlerin oluşturduğu kuruluşun amacı doğrultusunda ilerleyebilmesi için, bu girişimlerin yeterli olamayacağı açıktı.
    Çünkü Masonluğun; amacı doğrultusunda üyelerine kulluktan çıkıp, asıl kimliği olan birey sıfatını kazandırmayı, yani insanı insan yapan ahlak ve erdem öğretiminin yanında, gerek bireysel, gerekse toplumsal bazlarda özgürlük ilkesinin öğretimini de üstlenmesi gerekiyordu.
    Çünkü; Masonluk en başta gelen kavram ve ilkesi olarak akıl ve bilime değişmez iki unsur olarak öncelik vermeli ve insanlığın yücelmesi için gerekli tüm erdemleri bu kapsamda vazgeçilmez kriterler kabul etmeliydi. Çünkü; Masonluğun doğrudan hedefi birey, dolaylı amacı toplum ve evrensel boyutta tüm insanlık olmalıydı. Ve Masonluk pratik olarak siyasetin dışında kalarak, fakat insan özgürlüğü ve onurunu hiçe sayan modellerin karşısında durarak, kişisel ahlak, toplumsal erdem ve evrensel kardeşlik sevgisi ilkelerine dayanan özgün bir karizmaya sahip olmalı ve bunu sürdürmeliydi. Ve; insanlığın mutluluğu için gereken fiziksel ve ruhsal olgular arasında sağlanacak uyumlu denge Masonluğun öğretisinin baş konusu olmalıydı.
    Çünkü Masonun kendini toplumda kabul ettirebilmesi için ağırbaşlı ve vakarlı olması, liderlik vasfı kazanması, bunun için de tüm felsefe, bilim ve dinlerin içeriklerini çok iyi özümlemesi gerekliydi.
    Çünkü Masonun insanlığın yücelmesi için yapacağı girişimlere gönülden inanması ve özverili bir biçimde, hiçbir şeyden yılmadan girişimlerde bulunması gerekiyordu.



    Reims Katedrali / Fransa

    Leonardo Usta Mona Lisa'yı çalışırken

    Leonardo da Vinci'den
    İstanbul Haliç Köprüsü eskizi

    Francis Bacon



    Dört eski Loca'nın biraraya gelerek kurdukları ilk Büyük Loca
    24 Haziran 1717

    James Anderson'a hazırlattırılan,
    "Anderson Nizamnameleri" adlı
    ilk Masonik Doküman

    İnsan Hakları Beyannamesi

    Fransız halkının zaferi
    _____________________________




  • Faliyetleri ne?Neden böle bişey kurmuşlar?Madem kurdular neden gizli tutuyorlar gizli tutuyorlarsa demekki yasa dışı şeyler yapıyorlar herkez tarafından bilinmesin diye?Vallah neyse yazıları takip edicem zaten king'de çok şansızdım adam el almaz dedi 8 parça ben aldım sırf as papaz kız geldi gıcık oldum çıktım...
    _____________________________
    Benim sanatım ülkem için ölümdür.Başyapıtımı henüz çizmedim...
  • Dostum yanlış anlama uğraşmışsın yazmışsın ama ben bu tarz şeylere güvenmiyorum belki senin kaynakların doğrudur..


    Demekki bu adamlar baya elit insanları bünyelerine alıyorlar daha doğrusu büyüyen insanları kendi içlerine katmaya çalışıyorlar güçlü olmak için?
    _____________________________
    Benim sanatım ülkem için ölümdür.Başyapıtımı henüz çizmedim...
  • quote:

    Orjinalden alıntı: Mr.Lonely

    Dostum yanlış anlama uğraşmışsın yazmışsın ama ben bu tarz şeylere güvenmiyorum belki senin kaynakların doğrudur..


    Demekki bu adamlar baya elit insanları bünyelerine alıyorlar daha doğrusu büyüyen insanları kendi içlerine katmaya çalışıyorlar güçlü olmak için?



    size hitap etmeyebilir bence bu gayet normal. hayır neden bu kadar konuyu anlamamış gibi cevaplar veriyorsun onu anlamış değilim...
    _____________________________
  • Ben masonum çaktırmıyorum

    Yazdığın yazılarda anlamını bilmediğim şeyler çok sana normal gelebilir ama ben anlayamadım...

    Daha basit yazarsan daha anlaşılır olur ocein bey :)

    Bide çok uzun yazılar kendi yazıların yazarsan sevinirim..Böle okuması uzun oluyor
    _____________________________
    Benim sanatım ülkem için ölümdür.Başyapıtımı henüz çizmedim...
  • MASONLUK

    Uluslararası bir menfaat kuruluşu. Bünyesine özel vasıflı ve seçkin insanları alarak geniş bir teşkilatlanma içerisine giren masonlar, dünyanın hemen her yerinde seslerini ve etkilerini duyurmuşlardır.Masonluk, Yahudiliğin gizli faaliyet gösteren bir örgütüdür. Bütün rütbelerini, sembollerini muharref Tevrat'tan almıştır. Giriş törenleri Tevrat doktrinine uygun olarak yapılır.

    Masonlar, Yahudilerle olan bağlarını sürekli inkâr etmekte ve onlarla hiçbir ilişkilerinin olmadığını iddia etmektedirler. Eğer Yahudilerle olan bağları anlaşılırsa, toplum tarafından hoş karşılanmayacaklardır. Bunun yerine kendilerini bir hayır kurumu, bir kardeşlik, yardımlaşma cemiyeti olarak topluma lanse etmeye çalışmaktadırlar.

    herşey gönlünce olsun Mr Lonely...
    _____________________________




  • james mason vardı bir zamanlar...
    _____________________________
  • Masonluk, esas itibariyle Yahudi olmayan birtakım insanları bir gizli dernek çatısı altında toplayıp, eğiterek, onları herhangi bir sahada Yahudiliğe ve Yahudilik ideallerine hizmet eder hale getirmek için verilen bir tedris usulüdür.Bozulmuş ve değiştirilmiş Tevrat'ta Yahudi ırkının dünya milletlerine yapması emredilen vahşet ve katliam şekilleri ayrıntılı bir biçimde belirtilirken, gizli, dikkat çekmeyecek yöntemler de detaylarıyla anlatılmış, çeşitli yollar gösterilmiştir. Bu yöntemler uygulandığında milletler içten çökertilecek ve ne hedef alınan milletler bunu farkedebilecek, ne de olayların arkasında bir Yahudinin ismi duyulacaktır.
    _____________________________
  • 
Sayfa: 123
Sayfaya Git
Git
sonraki
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.