Şimdi Ara

Eşcinsel Erkeklerin Cinsiyet Hormonlarına Verdiği Tepki

Bu Konudaki Kullanıcılar:
1 Misafir - 1 Masaüstü
5 sn
5
Cevap
0
Favori
748
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
0 oy
Öne Çıkar
Sayfa: 1
Giriş
Mesaj
  • http://www.sensualism.com/gay/pheromones.html

    Yazıyı türkçeye çevirdim.


    Araştırmacıların bulgularına göre eşcinsel erkeklerin beyinleri cinsiyet hormonlarına maruz kaldığında heteroseksüel erkeklerden farklı bir şekilde tepki veriyor. Eşcinsel erkeklere erkeklik hormonu testostorondan elde edilen bir kimyasal koklattırıldığında beyinlerinin verdiği tepki daha çok heteroseksüel kadınlarının verdiği tepkiye benziyor.
    Kanada'nın Ontario şehrindeki McMaster Üniversitesi'nin Michael G.DeGroote tıp fakültesinde beyin anatomisi ve cinsel yönelim konusunda uzman bilim adamı Sandra Witelson "Bu araştırma cinsel yönelimin öğrenilerek kazanılan bir davranış olmadığına bir parça kanıt daha sunuyor" dedi.
    Araştırma ekibinde yer almayan Witelson araştırmanın bulguları açıkça cinsel yönelimdeki biyolojik faktörün önemini gösteriyor dedi.
    Proceedings of the National Academy of Sciences'ta yayınlanan araştırma İsveç''in Stockholm şehrindeki Karolinska Enstütüsünde yapıldı.
    Araştırmacılar heteroseksüel erkek ve kadınları ve eşcinsel erkek ve kadınları, erkek ve kadın cinsiyet hormonlarından elde edilen kimyasallara maruz bıraktılar.
    Bu kimyasalların birçok hayvanda savunma ve seks gibi davranışları tetiklediği bilinen feromonlar olduğuna inanılıyor.
    2000 yılında Amerika'lı araştırmacılar insanların burunlarındaki feromon algılayıcılarını yönlerdiklerini inandıkları geni bulduklarını rapor etmelerine rağmen, insanların feromonlara tepki verip vermediği tartışmalıydı.
    Araştırmacıların lideri Ivanka Savic bu çalışmanın kokulara ve feromonlara cevap olarak beynin hangi kısımların işe karıştığını gözlemleyen araştırmaların ilki olduğunu söylüyor.
    Farklı gruptaki deneklerin beyinleri lavanta çiçeği gibi sıradan kokulara benzer tepki verdi. Fakat feromon olduğu düşünülen kimyasallara verdikleri tepki farklıydı.
    İsveç araştırmacılar 36 deneği heteroseksüel erkek, heteroseksüel kadın ve eşcinsel erkek diye olmak üzere 3'e ayırdı. Pet scanlar kullanılarak kimyasalları kokladıklarında beyinlerinin verdiği tepkiler gözlendi. Deneklerin hepsi sağlıklı, kullandığı bir ilaç olmayan, sağ elini kullanan ve hiv negatif kişişerdi.
    Denekler sedir ağacı, lavanta çiçeği gibi kokular kokladığında, hepsinin beyinlerinin sadece olfactory bölgesi (koklama duyusunua ait bölge) tepki verdi.
    Fakat araştırmacıların bulgularına göre deneklere erkeklik hormonu testestorondan elde edilen kimyasal koklattrıldığında heteroseksüel kadın ve eşcinsel erkeklerin beyinlerinin bazı kısımları aktive olurken heteroseksüel erkeklerde böyle bir aktivite olmadı.
    Araştırmacılar, heteroseksüel kadın ve eşcinsel erkeklerin verdikleri en büyük tepkinin cinsel davranış için gerekli olan hormonal ve duyusal tepkileri aktivite eden preoptic bölgenin hipotalamus bölgesinde olduğunu söyledi.
    Deneklere kadınlık hormonu östrojenden elde edilen kimyasal koklattırıldığında heteroseksüel kadınların beyinlerinin sadece olfactory(koklama duyusunu ait bölge) bölgeleri tepki verdi. Eşcinsel erkeklerinde olfactory bölgeleri tepki verirken, hipotalamus bölgeleri çok küçük bir tepki verdi. Heteroseksüel erkeklerinse beynin üreme davranışlarından sorumlu olan bölge (hipotalamus) çok büyük bir tepki verdi.
    Savic araşatırmanın eşcinsel kadınlarıda kapsadığını ama sonuçların daha tamamlanmadığını söyledi.
    Philadelphia'daki başka bir çalışmada deneklerin diğerlerinin vücut kokularına verdiği tepkiyi gözlemleyen araştırmacılar eşcinsel erkek, heteroseksüel kadın ve heteroseksüel erkeklerde keskin farklılıklar buldu.
    Araştırmanın liderliğini üstlenen nörolog Charles Wysocki "Bulgularımız, cinsel tercihin farklı vücut kokularınının üretimi ve vücut kokularına verilen tepkinin algılanmasını ifade eden biyolojik unsura sahip olduğu tezini destekliyor" dedi.
    Wysocki özellikle eşcinsel ve heteroseksüel kişilerin vücut kokularında farklılıklar bulmalarının fiziksel bir farklılığa işaret ettiğini söyledi.
    Aynı zamanda "gay ya da lezbiyen olmak vücut kokularının üretimini etkilerken bunun nasıl basit bir tercih olduğunu anlamak zor" dedi.
    Monell Chemical Senses merkezinde Wysocki'nin takımı 82 heteroseksüel/eşcinsel erkek ve kadına değişik cinsiyet ve cinsel yönelimlerdeki 24 deneğin koltukaltı kokuları koklattırıldı.
    Araştırmacılar eşcinsel erkeklerin hangi vücut kokusunu tercih etme ve kendi vücut kokularının diğer gruplara nasıl geldiği konusunda heteroseksüel erkek, heteroseksüel kadın ve eşcinsel kadınlara göre farklılıklar buldu.
    Eşcinsel erkekler diğer eşcinsel erkeklerin kokularını tercih ederken, heteroseksüel erkekler, heteroseksüel kadınlar ve eşcinsel kadınların en az derecede tercih ettikleri eşcinsel erkeklerin kokularıydı. Bu bulgular şubat ayında Psychological Science adlı dergide yayınlandı. Bu araştırma isveç tıp araştırma konseyi, karolinska enstütüsü ve magnus bergvall kuruluşu tarafından finanse edildi. Wysocki'nin araştırması Monell Merkezi tarafından desteklendi.
  • Farklı ve çok güzel bir deney olmuş. Sonuçlar cidden bazı tartışmalara cevap olacak nitelikte.
  • Şahsen eşcinselliğin genetik bir bozukluk olduğunu düşünüyorum.Bunu söyleyince nedense bazı kesimler(eşcinsel olmamalarına rağmen bir savunma duygusu içerisine giriyorlar) tepki gösteriyor.Bu çalışma da farklı kokulara verilen farklı tepkilerin genetik kaynaklı olabileceğini gösteriyor.

    Ayrıca bu deneyde beynin verdiği tepkilerin biyolojik sonuçlar sonucu olduğundan bahsediliyor yani kişisel seçimlerle alakası olmadığı ve kişinin kendi kararı olmadığı savunuluyor.Buna kısmen ben de katılıyorum ama bir şey eklemek isterim.

    Bazı psikolojik hastalıklarda beyindeki kimyasalların değişimi biliniyor.Yalnız, durumların veya olayların mı bu kimyayı değiştirdiği ve hastalığın görüldüğü yoksa kimyanın değişmesi sonucu mu hastalıkların çıktığı kesin değil.Yani bir kişiye vuruyorsanız bu kişinin beyninde x hormonu azalıyorsa ve kişi psikolojik bir hastalığa yakalanıyorsa bu durum, eşcinsellik deneyinde de olduğu gibi çevresel etkilerin(kişinin kendi düşünceleri) beynin tepki mekanizmasını değiştirmiş olabileceğini gösteriyor.Yani kişinin seçiminden dolayı beyin farklı tepki veriyor olabilir.

    Bu söylediğim sadece bu deneydeki kullanılan yöntemle ilgili.Yoksa şahsen eşcinselliğin genetik bir bozukluk olduğunu bir seçim olmadığını düşünenlerdenim.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi i miss you bro -- 18 Haziran 2012; 14:27:45 >
  • quote:

    Orijinalden alıntı: uohk061_TS

    Şahsen eşcinselliğin genetik bir bozukluk olduğunu düşünüyorum.Bunu söyleyince nedense bazı kesimler(eşcinsel olmamalarına rağmen bir savunma duygusu içerisine giriyorlar) tepki gösteriyor.Bu çalışma da farklı kokulara verilen farklı tepkilerin genetik kaynaklı olabileceğini gösteriyor.

    Ayrıca bu deneyde beynin verdiği tepkilerin biyolojik sonuçlar sonucu olduğundan bahsediliyor yani kişisel seçimlerle alakası olmadığı ve kişinin kendi kararı olmadığı savunuluyor.Buna kısmen ben de katılıyorum ama bir şey eklemek isterim.

    Bazı psikolojik hastalıklarda beyindeki kimyasalların değişimi biliniyor.Yalnız, durumların veya olayların mı bu kimyayı değiştirdiği ve hastalığın görüldüğü yoksa kimyanın değişmesi sonucu mu hastalıkların çıktığı kesin değil.Yani bir kişiye vuruyorsanız bu kişinin beyninde x hormonu azalıyorsa ve kişi psikolojik bir hastalığa yakalanıyorsa bu durum, eşcinsellik deneyinde de olduğu gibi çevresel etkilerin(kişinin kendi düşünceleri) beynin tepki mekanizmasını değiştirmiş olabileceğini gösteriyor.Yani kişinin seçiminden dolayı beyin farklı tepki veriyor olabilir.

    Bu söylediğim sadece bu deneydeki kullanılan yöntemle ilgili.Yoksa şahsen eşcinselliğin genetik bir bozukluk olduğunu bir seçim olmadığını düşünenlerdenim.

    Aynen öyle, pek inceleme şansım olmadı verilen makeleyi ama fikrine katılıyorum. Bir belgesel izlemiştim, hayvanları yiyecek ödülüyle belli görüntüere şartlandırıyorlardı.kimisinin görüntüye sinirlenmesini, diğerinin başka tepkiler vermesini sağlıyorlardı. Ondan sonra hayvanları yine teste sokup, beyinlerinin görüntüsünü alırken hayvanlara aynı görüntüleri gösterdiler ve beyinlerindeki kimyasal değişimleri incelediler. Burada da, eşcinsel birine arzu edilen cinsin özelliklerini çağrıştırırsanız kişi şartlanmış olabileceğinden çeşitli cinsel tepkimeler vermesi gayet olası bence. Şöyle de ifade edebiliriz, internette mantı resmi görünce karnım acıkıyor. Beyin birazdan yemek yiyebileceğim yanılgısına kapılıp mideyi ona göre düzenliyor, metabolizmayı hızlandırıyor kısaca çeşitli değişiklikler oluyor. Ama aynı resmi daha önce mantı görmemiş ve mantının da yemek olmadığını belirtirseniz o kişinin beyni aynı tepkimeleri vermeyecektir diye düşünüyorum



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi ahmet// -- 18 Haziran 2012; 18:50:52 >
  • Cinselliğin doğal amacı neslin devamını sağlamaktır. Dolayısıyla eşçinsellik genetik bir bozukluktur bana göre de. Ama yadırgamıyorum...diğer genetik bozukluğu olanları yadırgamadığım gibi.
  • 
Sayfa: 1
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.