Şimdi Ara

Kuran Müslümanı Olmak (11. sayfa)

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
1 Misafir - 1 Masaüstü
5 sn
431
Cevap
6
Favori
7.810
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
8 oy
Öne Çıkar
Sayfa: önceki 910111213
Sayfaya Git
Git
sonraki
Giriş
Mesaj
  • Spheroidite S kullanıcısına yanıt
    yorum yap demedim ama soruma cevap vermeni istedim

    meseleyi netleştirelim

    islama göre cephede ele geçmiş olma şartı aranıyor değil mi ?
  • quote:

    Orijinalden alıntı: Spheroidite

    Öncelikle cp yapmayacağım. Sadece ayet ve hadisleri alıntılayacağım. Vay efendim cp yaptın geldin seni gidi ataiz muhabbetlerine girmek istemem.

    Şimdi öncelikle İslamda kölelik falan yoktur diyenler fevkalade yanılıyor. Olmayan bişey hakkında ''hükümler'' belirtmezsiniz öyle değil mi? Ama İslam kaynaklarına baktığımızda kölelik bir müessese olarak ele alınmış ve belirli hükümlerle sınırları çizilmiştir. İslamın kölelik anlayışı elbette o günün kölelik anlayışına göre oldukça moderndir. İslam zaten bir devrimdir. Eski düzenin yıkılıp yerine yenisinin geldiği ve arap çöllerinden dışarı çıkmayan arapların dünyaya bir mesaj dağıtmasıyla sonuçlanan büyük bir devrimdir. Öncelikle bunu anlamamız gerekiyor. İslam dini siyasi esaslar üzerine şekillenmiştir. Muhammedin Mekkede ortaya çıkışı ve Medinede devlet kurması genel manada 3 aşamada gerçekleşmiştir. Öncesine bakmakta da fayda vardır. Mesela yıllarca Hira mağarasında neler yaptığı neler düşündüğü merak konusudur. Muhtemelen kurmak istediği dini kafasında şekillendiriyordu. Biz vahiy aldığını iddia ettiği günden sonrasını ele alalım.

    3 aşama dedik ya, bu benim kendi görüşümdür. Bunu kabul etmek zorunda değilsiniz. Ben islamı incelerken bunu tespit ettim. Siz 6 aşamada tespit edebilirsiniz, fakat bunu delilendirmeniz gerekecektir. İlk aşama vahyin gelmesi ve Muhammedin bunu evvela çevresine aktarmasıyla geçti. Muhammed belirli bir sayıya ulaşıncaya kadar mesajını açıkca insanlara yaymadı. Erkamın evinde gizlice buluşarak taraftarlarını örgütledi ve onlara yeni kurduğu dini öğretti. Bu süre içerisinde Müşrikler Muhammedin ve taraftarlarının varlığını biliyor fakat neyin ne olduğunu anlayamıyorlardı. Muhammed delirdi gibi iddialarda bulundular. Oysa o delirmediydi. Ne yaptığını gayet iyi biliyor ve şartların olgunlaşmasını bekliyordu. Zamanla şartlar olgunlaşınca kendini gizlemeyi bıraktı ve açıkca İslamı insanlara anlatmaya başladı. Zira artık kendisini ve davasını koruyabileceği bir kitlesi olmuştu. Şu ayetten sonra artık kimliğini açıklamaya başladı.

    Hicr 95: ''Şimdi sen emrolunduğunu açıkça tebliğ et. Müşriklerden yüz çevir.''

    Bu ayetten sonra artık İslamı alenen yaymaya başlamış ve kitlesini artırmaya ve nihayetinde iktidarı devralmaya çalışmıştır. Müşrikleri safa tepesine çağırmış ve orada onlara Allahın bir elçisi olduğunu ilan etmiştir. Şimdi ilk soru şu, acaba neden bunu ilan etmek için bu kadar yıl bekledi? Sebebi basit. Kitlesi yoktu ve Müşrikler tarafından katledilmekten korktu. Neyse konumuzdan epey uzaklaştık. Nihayetinde safa tepesinde bu konuşmayı yaparken bizzat amcası Ebu Leheb tarafından azarlandı. Kendisini ciddiye alanda pek olmamıştır. Bu safha içerisinde alenen müşriklerin ilahlarına, adet ve geleneklerine, yaşam biçimlerine aşağılayıcı ve tahrik edici ayetler yazmıştır. Bunların bir kısmında gerçekten haklıdır ben burada hepsini eleştirmiyorum, Müşrikler gerçekten birçok noktada çok sapkın ve rezil haldeydiler. Mesele bu değil.

    Tehlikenin boyutunu anlayan ve hakimiyetleriyle birlikte yok olacaklarını anlayan Arap Müşrikleri bu safhada gerçekten Müslümanlara zulmetmiş ve onları yok etmek istemiştir. Muhammede birçok suikast girişimi olmuş fakat hepsinden kurtulmuştur. En sonunda onunla pazarlık yapmak istediler. Fakat mutlak bir hakimiyetten taviz vermeyen Muhammed bu Mekkeli Müşriklerin bu kurnaz hamlesini boşa çıkarmıştır. Bir elime ayı bir elime güneşi verseniz meselesi.

    Bu aşamada çevre kabilelerden iktidarı ele geçirmek veya kendisini korumaları için destek bile istemiştir. Özellikle amcası Ebu Talibin ölümünden sonra gücü epey zayıflamıştır.

    ''ibni kesir; İbni Abbas'ın Abbas'tan yaptığı bir rivayette şöyle demektedir; "Rasül (SAV) bana dedi ki: "Sende ve kardeşinde bizim için bir kuvvet göremiyorum. Yarın Arap kabilelerinin yanına gidip onlarla konuşmamızda sizin için bir engel var mı? isterseniz sizinle birlikte Arap kabilelerinin toplu halde bulundukları yerlere gidelim dedi. Biz de beraberce çıktık. Dedim ki; İşte şu gördüğün topluluk Kinde kabilesi ve mensuplarıdır. Bu kabile Yemenden hacca gelen kabilelerin en iyilerindendir. İşte şurası ise Bekr b. Vailin yeridir. Şurası ise Beni Amir b. Sa'saa kabilesinin yeridir. Hangisini istersen onunla görüş. Dedi ki Rasül (SAV) kinde kabilesinden başlayarak onlarla görüştü"

    Mesela Kinde ve Amir Bin Sasa kabileleri Muhammedden sonra iktidarın kendilerine geçmesi kaydıyla destek vereceklerini belirtmiştir.

    Nihayetinde bu desteği birinci ve ikinci akabe biatların Medineliler vermiştir. Muhammed Medineye varır varmaz İslam devletini kurmuş ve İslam hükümlerini uygulamaya başlamıştır. Bu davranışı, diğer kabilelere hangi amaçlarla gittiğini ispat ediyor. Onlarada aynı amaçlarla yaklaşmıştır.

    Müslümanların Medineye hicreti esasen İslam devletinin kuruluşudur. İslam tarihinin başlangıcıdır. İşte bu gerçeği ve Muhammedin siyasi emeller peşinde koştuğunu anlayan Müşrikler bu yüzden şiddetli mukavemet gösteriyordu. İşte bana göre o ikinci sahfada burada son buluyor. Son aşama olan İslam devletinin uygulaması ve genişlemesi safhasına geçiliyor ve Muhammedin ölümüne kadar da sürüyor.

    Sonuç olarak endişelerinde haklı çıktılar ve Muhammed güçlendikten sonra onların sonu pek hayırlı olmadı.

    İslamın siyasi amaçlar üzere kurulduğu burada net olarak görülüyor. Dolayısıyla İslamın siyasi yönünün olmadığını iddia etmek hiçbir şekilde doğru değildir.

    Şimdi ana konumuza gelelim.

    Arkadaşlar demiş ki, ''islam aşama aşama kaldırdı çünkü bir anda kaldırırsan olmaz''. Aynen böyle demişler. Mesela içkiyi, faizi, kumarı, zinayı ve bilimum yasaklar ''aşama aşama'' kaldırmamış ama? Bu argüman doğru değil. Kaldı ki islamın köleliği kaldırdığı falanda yok. İslam köleliğin sınırlarını çiziyor ve onu çağına göre oldukça ileri bir düzeye çıkarıyor. Olan biten bu. Doğal olarak buna karşı çıkan kimsede olmuyor zira öncesinde çok beter bir haldeydiler. Ama biz bugün buna karşı çıkıyoruz zira çağımızda böyle gerici bir uygulamanın devam etmesi kabul edilemez. Çok uzağa gitmeyin yaklaşık bir 100 yıl önce Osmanlıda köle ve cariyeler hala mevcuttu. Osmanlı İslam Hilafetinin son temsilcisiydi zira.

    Köleliliğin varlığını kabul eden ve onun sınırlarını çizen ayetlere gelelim:

    Nisa 25

    ''Sizden her kim hür mümin kadınları nikah edecek bir zenginliğe gücü yetmiyorsa, ona da ellerinizin altındaki mümin cariyelerinizden efendilerinin rızası ile nikahlamak var. Allah sizin imanınızı daha iyi bilir. Siz birbirinizdensiniz. O halde sahiplerinin izni ile ve mehirlerini örfe göre vermek suretiyle cariyelerden iffetli olan, zina etmeyen, dost da edinmeyenlerle evlenin. Evlendikten sonra bir fuhuş yaparlarsa, o vakit hür kadınlar hakkında gerekli bulunan cezanın yarısı kendilerine lazım gelir. Bu hükümler, içinizden günah işlemekten korkanlaradır. Sabretmeniz ise, sizin için daha hayırlıdır. Allah Gafûrdur, Rahimdir (çok bağışlayıcıdır, çok merhamet edicidir).''

    Nisa 36

    ''Allah'a ibadet edin ve O'na hiçbir şeyi ortak koşmayın. Sonra anaya, babaya, akrabaya, yetimlere, yoksullara, akraba olan komşulara, yakın komşulara, yanında bulunan arkadaşa, yolda kalanlara, sahip olduğunuz kölelere iyilik edin. Şüphesiz Allah, kibirlenen ve övünen kimseyi sevmez.''

    Nisa 92

    ''Hata dışında bir mümin, diğer bir mümini öldüremez. Ve kim bir mümini yanlışlıkla öldürürse, mümin bir köle azad etmesi ve ölenin ailesine (varislerine) teslim edilecek bir diyet vermesi gerekir. Ancak ölünün ailesinin bağışlaması müstesnadır. Eğer öldürülen, mümin olmakla beraber size düşman bir kavimden ise, o zaman, öldürenin bir köle azad etmesi gerekir. Eğer öldürülen sizinle aralarında antlaşma olan bir kavimden ise, öldürenin, ölenin ailesine diyet vermesi ve mümin bir köle azad etmesi gerekir. Bunlara gücü yetmeyenin de Allah tarafından tevbesinin kabulü için arka arkaya iki ay oruç tutması gerekir. Allah, Alimdir (her şeyi bilendir), Hakimdir (hüküm ve hikmet sahibidir).''

    Maide 89

    ''Allah sizi, kasıtsız olarak yaptığınız yeminlerinizden sorumlu tutmaz. Fakat kasıtlı yaptığınız yeminlerinizden sizi sorumlu tutar. Bozulan yeminin keffareti (cezası), ailenize yedirdiğinizin ortalamasından on yoksulu yedirmek veya giydirmek yahut da bir köle azad etmektir. Verecek bir şey bulamayan kimse için de üç gün oruç tutmaktır. İşte yemin ettiğiniz zaman yeminlerinizi bozmanın cezası budur. Yeminlerinizi koruyun. İşte Allah âyetlerini size böyle açıklar ki, şükredesiniz.''

    Ve daha nice ayetler. Görüldüğü üzere burada kölelik diye birşeyin varlığı kabul edilmiş, birtakım hükümler belirtilmiş ve hatta günah kefareti olarak köle azat etmek gibi bir uygulama bile koyulmuş. Şimdi, ben kölelerin nasıl alındığına, köleleştirmenin alternatif uygulamalarına falan girmeden, öncelikle İslamda kölelik yoktur efendim bunlar hep ataiz iftirası geyiğini yıkmak istiyorum. Önce bunu kabul etmemiz gerekiyor. Buraya kadar itirazı olan varsa yazımın son ve diğer kısmına geçmek istiyorum. Zira aşama aşama gitmeyi tercih ederim zira dininizde belirli aşamalardan geçerek kurulmuştur.

    Ben bu mesajımda genel olarak İslamın ortaya çıkışı ve İslam devletiyle kurulması sonucuna giden süreci açıklamaya çalıştım çok kısa bir şekilde. İslamın bu yönünü görmemiz gerekiyor. Yoksa diğer birçok hususu anlayamayacağımız gibi ne köleliği nede cariyeliği anlayabiliriz arkadaşlar.

    Kölelik o zamanda vardı ve ona ithafen hükümler verilmiştir. Bu söylediğin çok saçma. Tecavüzün, hırsızlığın kötü bir şey olduğunu söylemen için tecavüzden, hırsızlıktan bahsetmen gerekir. Evet bir müesseseydi kölelik o zamanlarda. Ve bunun kaldırılması, kötü bir şey olduğundan bahsedilmiştir ya da emir edilmiştir.

    Bu konuda sana şunu söyleyeceğim. Bir mesaj vermek istiyorsan önce belirli bir kitleye hitap etmelisin. Adamın hitap edeceği bir kitle bile yoktu o zamanlarda. Hem ayrıca madem uydurmak istedi niye işine geldiği gibi uydurmadı bunun kanaatindeyim. Yani haramı helali niye koydu. İçki niye haram mesela? Bunu neden yaptı? Ya da niye bu kadar şeyle uğraşsın bu adam manyak mı? İşi gücü kalmadı milleti düzene sokucam derken kendi hayatından olacak var mı böyle bir şey? Böyle bir şeyi yaptıysa bir inanış, ilahi bir şey olması gerekli ki adam davası uğrunda her şeyin üzerine yürüyebilsin.

    Evet demin de bahsettim bir kitleye hitap etmen gerekir. Öyle bir kitlesi bile yoktu ama insanlara öyle bir güven kazandırmış ki onun izinden, arkasından gidenler olmuş hemde tüm önyargılarını ve bugüne kadar yaptığı tüm şeylere de karşı çıkmıştır arkasında duranlar. Çünkü o zamanlar cahiliye dönemi, kadınlar diri diri toprağa gömülüyor, her şey güçle elde edilmeye çalışılıyor, gücü olan her şeye sahip oluyor vs.

    Ayet sun, delil sun dedim hadis getirdin yine. Geçelim.

    İslam'ı yaymak amacıyla gidiyor ne amacıyla gidecek? Yani onları kullandı attı gibi bir ibare vermeye çalışıyorsun aklın sıra ama ne alakası var? Adam onları da doğru yola sokma peşinde. Ayrıca güvendiği kitleden yardım istemesi gayet doğal değil mi? Sen bugün bir yarışmaya girecek olsan ya da kavga edecek olsan yanında en güvendiğin insanları götürmez misin?

    İyide sana İslam'ın siyasi yönünün olmadığını sana kim söyledi? Zaten var olduğunu biz söylüyoruz. Kuran bir hayat rehberidir. İçinde astronomi den tutun tıbba kadar her şeyden söz edilmiştir. İçinde siyaset de vardır doğal olarak. Bunu biz inkar etmiyoruz zaten. Hem Allah zaten insanları doğru yola gelmeleri için Kuran'ı indiriyor. Kuran da kötü bir tane ibare yok. Siz işinize geldiği gibi ibareleri çarptırıp bu var bu var diyorsunuz ama yanlış. Aklını kullanan herkes bu eşsiz sistemin bir yüce yaratıcısı olduğunu rahatlıkla düşünebilir.

    Osmanlı İslam'ın son temsilcisi dedin ve bastım kahkahayı Osmanlı İslam ile birebir çelişiyor, küçücük kardeşlerini katleden padişahlar mı dersin, ailesinin doğuştan önder olduğuna inanıp saltanat yapmasını mı dersin, müslümanlardan 1 gayri müslimlerden 2 vergi alınmasıyla laik olmaması mı dersin, vs. vs. liste uzar gider ama Osmanlı İslam ile direk birebir çelişiyor yani Kuran ve İslam temsilcisi falan deme sen daha Kuran'ın İslam ın ne olduğunu anlamamışsın gelmiş buraya bide ona buna itiraz etmeye çalışıyorsun önce bi itiraz ettiğin mantığı kavra...

    Sana yukarda bunca ayet ile açıklama yaptım. O attığın ayetleri diyanetten aldın biliyorum. Adamlar kör topal çeviri yapıyorlar bu meallerin hepsini tek tek ele al bütün çevirileri bak altında yatan mesajın farkına var. Demin attığımı okusan bunları buraya yazamazdın o yüzden yine kopyala yapıştır yapıyorum buyur oku;

    4:24 Ayrıca yeminlerinizin/anlaşmalarınızın hak sahibi oldukları hariç, (evlilik yoluyla) korunmuş kadınlar. Bunlar, ALLAH’ın üzerinize farz kıldığı yasalardır. Bunların dışındakiler, iffetli yaşamanız, zina etmemeniz ve mehirleriyle istemeniz koşuluyla size helaldir. Onlardan hoşlandıklarınıza, bir farz olarak mehirlerini ödeyin. Bu farzı yerine getirirken mehri ayarlamak için karşılıklı anlaşmanızda bir sakınca yoktur. ALLAH Bilendir, Bilgedir.

    4:25 Sizden (bekar veya dul) korunmuş kadınlarla evlenmeye güç yetiremeyenler, yeminlerinizin/anlaşmalarınızın hak sahibi oldukları gerçeği onaylamış kadinlarla evlensinler. Onaylamanızın aslını en iyi bilen ALLAH’tır. Birbirinize eşitsiniz. Sahiplerinin izniyle ve uygun şekilde mehirlerini ödeyerek onlarla nikahlanın. İffetli yaşasınlar, zina etmesinler ve gizli dostlar edinmesinler. Evlilik yoluyla özgürlüklerine kavuştuktan sonra zina yaparlarsa, kendilerine korunmuş kadınlara verilen cezanın yarısı uygulanmalı. Bu, günaha girmekten korkanlarınız içindir. Sabrederseniz sizin için daha iyi. ALLAH Bağışlayandır, Rahimdir.

    NOTLAR:

    4:024 “Ma meleket eymanukum“ ifadesi geleneksel çeviriler tarafından “ellerinizin altındakiler“ olarak çevrilmiştir. Bu çeviri, erkeğin kontrolü altında özgürlüklerini kaybetmiş cariyeler olarak anlaşılmıştır. Bu geleneksel anlayış Kuran’ın diğer ayetleriyle çelişir. Zira Kuran köleliği müşriklerin bir âdeti olarak değerlendirir ve yasaklar (79:24; 12:39-42; 90:13; 4:25). İlginç bir detaylama örneği olarak bu ifadedeki “YeMiN“ sözcüğünün çoğulu olan “eYMaN“ Kuran’da sürekli olarak “sözleşmeler, yeminler“ anlamında kullanılır (2:224; 2:225; 4:33; 5:89; 16:92,94; 66:2; 3:77; 5:53; 5:108; 6:109; 9:12,13; 16:38; 24:53; 35:42; 58:16; 63:2) Öyleyse söz konusu ifade şöyle çevrilebilir: “sözleşmelerinizin hak sahibi olduğu kişiler“ veya “sözleşmelerinizle üzerlerinde hakka sahip olduklarınız“ veya EYMAN (sözleşmeler) kelimesini özne yerine tümleç olarak okursak o zaman: “sözleşmelerinize sahip olanlar“ Evlilik, kural olarak her iki tarafın ailesinin onayı ve katılımıyla oluşan bir sözleşme ve ilan olayıdır. Kocası boşamadan evli bir kadınla evlenilmez. Ancak, kocası Müslümanlarla savaş halinde olan düşmanların safında yer alan Müslüman bir kadın Müslümanların ülkesine göç ederse o kadınla sözleşme yapılarak evlenilebilir (60:10). Bu durumda, kadın düşman safında yer alan kocasından boşanmadığı halde hukuken boşanmış sayılıyor. Kendisiyle yapılan anlaşma normal evlilik anlaşmasından farklı olduğu için bu ilişki böyle bir ifadeyle betimleniyor. Bu durum, karısı düşman safında yer alıp da Müslümanların ülkesine göç eden erkekler için de söz konusudur. Bak: 24:31 ve 33:55. Sözleşme ile bir başkası için çalışan kişi için de aynı ifade kullanılır. Bak: 16:71; 30:28. Ayrıca bak: 4:25,36; 23:6; 24:58; 33:50; 33:52; 70:30).

    Gerçeği onaylayan bir kadın, gerçeği onaylayanlarla savaş halinde olan inkârcı kocasını terk edip onaylayanlara sığınırsa, evlenmesi için eski kocasından boşanması gerekmez. Boşanmanın iki tarafın hakemleri huzurunda tartışılması gereken ve aylarca süren bir işlem olduğunu hesaba katınız. Ayrıca bak 60:10.

    Ayetteki Muhsanat kelimesinin kökü olan HaSaNa koruma anlamına gelir (12:48; 21:80; 59:14). Muhsinin iffetini evlilik dışı cinsel ilişkilerden koruyan erkekler için (5:5), Muhsanat ise iffetlerini koruyan kadınlar için kullanılır ve üç grup için kullanılır: Bekar olup evlilik dışı cinsel ilişkiden kendilerini koruyan veya aileleri tarafından korunan kadınlar (4:25; 21:91; 66:12), evli olup kendilerini evlilik dışı cinsel ilişkiden koruyan kadınlar (5:5; 4:24), veya her iki grup (5:5; 24:4; 24:23) için kullanılır. Her evli kadın Muhsina‘dır ama her Muhsina evli kadın değildir.

    Rabbimiz, evlenilmesi yasak olan yakın akrabaları 14 madde halinde belirttikten sonra, sayılanların dışındakilerin helal olduğunu açıkça bildirmektedir. Ne var ki, Hadis, Sünnet ve mezhep kitapları, peygambere yaptıkları bir iftira ile bunlara bir madde daha ekleyerek 4:24’deki hükmü inkar etmektedirler. Bir kadını, teyzesi veya halası ile birlikte nikâhlamanın haram olduğunu iddia edenler, hem Allah’ı unutkanlıkla suçlamış oluyorlar ve hem de Kuran’ı bize ileten peygamberin Kuran’la çeliştiğini iddia etmiş oluyorlar. (6:19,38,114; 12:111; 19:64; 25:30).

    * 4:025 O günün mevcut bir realitesi olan kölelik kurumu Kuran tarafından kaldırılır (4:92; 5:89; 8:67; 24:32-33; 58:3; 90:13). Nitekim bu ayet eşitliği vurguluyor. Bak 60:10

    4. Süre Nisa suresi oluyor. Yani senin en başta yazdığın Nisa/24 benim de en başta yazdığım 4:24 oluyor. En baştaki süre numarası sonraki ayet numarası. Tabi hiç bakmadın bile baksan anlardın :)

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >




  • Spheroidite S kullanıcısına yanıt
    kaynak ?

    islama göre cephede ele geçmiş olma şartı arandığını ben biliyorum..

    hayır dediğine göre ..kaynak ?
  • quote:

    Orijinalden alıntı: Spheroidite


    quote:

    Orijinalden alıntı: Sabah Yıldızı

    kaynak ?

    islama göre cephede ele geçmiş olma şartı arandığını ben biliyorum..

    hayır dediğine göre ..kaynak ?

    Sen benim ortaya sunduğum tarihsel bir gerçekliği ''yorum'' olarak değerlendirirsen benim sana vereceğim cevapta ancak o doğrultuda olmalıdır.

    dini meselede "açık bir hükmü" yorumlamak suretiyle hayır diyemessin ama ..

    hüküm ne ise onu belirtirsin ondan sonra gelişmeleri kaynaklı şekilde ele alır değerlendirir..yorumunu eklersin

    bu kadar basit bir gerçeği anlamadığını sanmıyorum

    sorum belli

    islama göre köle nasıl edinilir..




  • quote:

    Orijinalden alıntı: gandalff

    quote:

    Zaten peygamberimiz de kendisine vahyedilenden başka hiçbir şey söyleyemez İslam hakkında.


    peygamberimiz, peygamberimiz olduğu için eğer İslam hakkında bir şey söylenecekse, buna en uygun kişidir.
    alıntıladığım sözünle sen, demiş oluyorsun ki bir insan, İslam hakkında vahiy dışında hiçbir şey söyleyemez.
    oysa ki bunu söylerken sen, İslam hakkında vahiy dışında bir şey söylemiş oluyorsun.
    yani alıntıladığım yargın tutarsız.

    Kur'an okuyan kimse, ancak okuduğunu yorumlayarak bir bilgiye erişebilir.
    yorum ve açıklamalar ve bunlara dayanan hükümler zorunludur.
    Kur'an'ın kendisine indiği peygamberimiz, yalnızca bir katip değil, aynı zamanda bu dini en kusursuz biçimde yaşayabilecek tek insan.
    dini en kusursuz biçimde yaşayabilecek tek insan, dini en kusursuz biçimde yaşayabilir çünkü zihninde dini "nasıl" en kusursuz biçimde yaşayabileceğine dair bilgi vardır. bu bilgi, onun kendi yorumlarından da açığa çıkmış olabilir, deneyimlediği manevi olaylardan da.
    netice itibariyle peygamberimiz faydalı bilgilere sahiptir. ve faydalı bilgilere sahip iyi bir insan, bu bilgileri olabildiğine çevresiyle paylaşmayı tercih eder.

    hadislerin kaynağı güvenilir oldukça ve Kur'an ile açık biçimde çelişmedikçe, doğruluğuna inanmak akla uygun olan tercihtir.
    tüm hadisleri yalan saymak, Kur'an dışında edinilebilecek en değerli bilgi kaynağını elinin tersiyle itmektir.
    bu yalnızca büyük bir ahmaklık değil, aynı zamanda büyük bir saygısızlıktır da.

    İslam hakkında Allah bir şey söylemedikçe peygamber de hiçbir şey söyleyemez. Bu böyledir. Neyi tutarsız yargımın? Yanlış anladın.

    Ayetlerimiz kendilerine apaçık birer delil olarak okunduğunda, (öldükten sonra) bize kavuşmayı ummayanlar, "Ya (bize) bundan başka bir Kur'an getir veya onu değiştir" dediler. De ki: "Onu kendiliğimden değiştirmem benim için olacak şey değildir. Ben ancak bana vahyolunana uyarım. (Yunus/15)

    Ey Muhammed Rabbin den sana vahyolunana uy. (Ahzab/2)

    Ey Muhammed de ki; Rabbinizden size indirilene uyun. (Araf/3)



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi vTeck -- 24 Eylül 2016; 3:32:56 >
    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >




  • Spheroidite S kullanıcısına yanıt
    evet vermiş olduğunuz ayetlerden de anlayacağımız gibi İslamiyet MEVCUT OLAN KÖLELİĞİ yıkmaya çalışıyor sudan sebeplerden tabiri caizse Allah köle azad edin diyor ve benim bahsettiğim ayetlerde de açık olarak da anlaşılıyor Allah köleliği adım adım yasaklıyor. İSLAMİYETTE KÖLELİK YOKTUR O DÖNEMDE O COĞRAFYADA MEVCUTTUR İSLAMİYET BUNU YIKMAK İÇİN HÜKÜMLER SUNUYOR BU DEMEK DEĞİLDİR İSLAMİYETTE KÖLELİK VARDIR. YOKTUR SİZİN VERDİĞİNİZ AYETLERDEN DE ANLAŞILDIĞI ÜZERE MEVCUT OLAN SİSTEMİ YAVAŞ YAVAŞ SAF DIŞI BIRAKIYOR. Kölelik dışında belirttiğin konuları bundan sonra tartışalım konuyu dağıtıyorsun çünkü asıl konumuz İslamiyet ve kölelik.
  • soruma cevap gelmedi hala beni muhattab almanıda belirtmiştim
  • Spheroidite S kullanıcısına yanıt
    şüphesiz hz peygamberin uygulaması ölçüdür esastır..ancak sen onun uygulamasını ve uygulama konusunda olan biteni olduğu gibi aktarmıyorsun

    kureyza yahudileri nerede savundular kendilerini..kalede değil mi ? kuşatma 25 gün sürdü hatta ..dolayısı ile kale ve içi cephe değilmidir..?Hallâd b. Süveyd r.a o kaleden atılan bir taş ile ki onuda yine kale içindeki bir kadın atmıştı şehid olmadı mı ?

    detaya gireceğiz merak etme..eğer kalede saklanmak yerine meydana inselerdi cephe olarak bulundukları bölgeyi esas almamız gerekecekti..

    soruma cevap vermekte neden bu kadar çekingen davrandın ki..

    islama göre cephe ki bu kale olur veya açık alan ..savaş sonucu canlı ele geçen kimseler köle edinilir...buraya kadar sorun var mı ?
  • quote:

    Orijinalden alıntı: Spheroidite

    Bak dikkat edersen ayetlerde yasaklama gibi bir durum yok. Kölelerle ilgili meselelerden bahsediyor. Yani onun varlığını kabul ediyor. Ben zaten kölelikle ilgili detaylı bir yazımı bu konu altında paylaşacağım. Sadece kısa bir giriş yapmak istemiştim genel olarak.

    ''Hem ayrıca madem uydurmak istedi niye işine geldiği gibi uydurmadı bunun kanaatindeyim. Yani haramı helali niye koydu. İçki niye haram mesela? Bunu neden yaptı? Ya da niye bu kadar şeyle uğraşsın bu adam manyak mı? İşi gücü kalmadı milleti düzene sokucam derken kendi hayatından olacak var mı böyle bir şey? Böyle bir şeyi yaptıysa bir inanış, ilahi bir şey olması gerekli ki adam davası uğrunda her şeyin üzerine yürüyebilsin.''

    Sebebi çok basit. Neden yasaklar koydu? Toplumu düzene sokmak için. İçkiyi neden yasakladı? Muhtemelen insanların sarhoş olmasını istemedi. Neden zinayı yasakladı? Toplumun ıslahı için, gayrimeşru çocuklar doğmasın diye. Hitlerde zinayı yasaklamıştı. Aile hayatına bir yön verdi onu düzene soktu. Sebebide gayet basit, toplumun ıslahıdır. Neden abdesti emretti? Muhtemelen insanların pis halini gördü ve onların temizlenmesini istedi. Neden camide toplanmayı tavsiye etti? İnsanların sosyalleşmesi için olabilir. Neden neden neden? Hepsinin akıl sınırları içerisinde mantıklı bir izahı vardır muhakkak. Nihayetinde Che Guevara ateist bir kişiliktir fakat inandığı dava uğruna bir ömür boyu mücadele vermiş ve bu uğurda canını seve seve feda etmiştir. Bunu yapması için illa ortada ilahi bir davanın var olması gerekmiyor.

    ''İslam'ı yaymak amacıyla gidiyor ne amacıyla gidecek? Yani onları kullandı attı gibi bir ibare vermeye çalışıyorsun aklın sıra ama ne alakası var? Adam onları da doğru yola sokma peşinde. Ayrıca güvendiği kitleden yardım istemesi gayet doğal değil mi? Sen bugün bir yarışmaya girecek olsan ya da kavga edecek olsan yanında en güvendiğin insanları götürmez misin?''

    Mesela burada İslamı yaymak değildir. İslamı yaymasının altında yatan sebep, kafasında oluşturduğu siyasi hedeflerdir. İslamın Medineliler tarafından kabul görmesi ve tarihlere adeta bir ''savaş biatı'' olarak geçen akabe biatları sonucunda medinede yıllardır amaçladığı İslam devletini kurmuştur. Mekkede İslamı yaymaya çalışırkende maksadı onu iktidara taşıyacak olan kitleyi oluşturmaktır. Devrim gerçekleştirmektir. İslam devleti sonrası İslamı yaydığı topraklarda hakimiyet kurmuş, valiler atamış, ordular göndermiştir. İslama girmesiyle birlikte o toplum üzerinde güç sahibi olmuştur, oluşturduğu dinde lidere olan mutlak sadakat hükümlerinden dolayı adeta tek adam olmuştur. Ondan sonra gelen İslam halifeleri içinde aynı durum geçerlidir. Egemenlik altına alınması istenen diyarlar İslamlaştırılmış, orada hakimiyet sağlamak için orada varlığını sürdüren devletler cihatla yıkılmış, orada islam şeriatı uygulanarak oradaki toplum yavaşça ve sessizce asimile edilmiştir. Bu öylesine büyük bir asimilasyon ki, binlerce yıl sonra bile hala geçerlidir. Mesela burada bana İslamı savunmana sebep olan şeydir.

    ''Aklını kullanan herkes bu eşsiz sistemin bir yüce yaratıcısı olduğunu rahatlıkla düşünebilir.''

    Bu tabikide mümkündür. Fakat bu yaratıcının islam inancında geçen Allah olmadığına eminim.

    ''Siz işinize geldiği gibi ibareleri çarptırıp bu var bu var diyorsunuz ama yanlış.''

    Asla. Biz işimize geldiği için değil, tam aksine hayatımızı kısa süreliğine zindana çevirmiş olmasına rağmen, bizleri kısa süreliğine büyük bir boşluğa itmesine rağmen, islamdaki bu akıl ve mantık dışı uygulamaları gördüğümüz için dinden çıktık ve sonrasında bunları paylaşıyoruz. Burada birçoğumuz muhtemelen İslamda kalabilmek için mücadele etmiştir. Bu sadece Müslümanlar için değil, Hrıstiyanlar içinde geçerlidir. ''İnanmak istiyorum ama yapamıyorum'' olayı, aklını çalıştıran her dindarın karşılaştığı bir sendromdur kardeşim. Ama zaman herşeyin ilacıdır.

    ''Osmanlı İslam ile birebir çelişiyor''

    Osmanlı tam anlamıyla mükemmel bir İslam devleti olmamasına rağmen, bir İslam devletiydi ve İslamla çelişmiyor. Senin kafanda oluşturduğun ve var olmasını arzuladığın İslamla çelişiyor.

    Yahu hala anlamıyor musun hocam

    Ayetlerin notlarını oraya tek tek düştüm okudun da anlamadın mı hala. Kuran var olan kölelik anlayışını ortadan kaldırmaya çalışıyor sen diyorsun ki kölelik var. Kölelik zaten o zamanda var ve bunu saf dışı bırakmak istiyor ayetler apaçık ortada lakin siz gerçekten diretiyorsunuz boş yere.

    Cahillerle onlara laf attıkları zaman "Selam" der geçerler (Furkan/63)

    Peki bunları Che gibi yapabilirdi, niye kendini deli yerine koyup 6000 küsür ayet yazsın? Yani bu hayati şeyleri 100 sayfalık bir kitapla bile çok rahat yazardı yani sizin de demin yazdığınız gibi. İçki haram insanları sarhoş edip oldukları halinden çıkarıyor kötü sonuçlar doğuruyor sağlığa da zararlı vs. vs. yazar geçerdi.

    Hala siyasi sebep diyorsun hocam. Adamları doğru yola sokmuş gördüğün üzre ve adamlar da doğru yola girip gayet güzel bir biçimde yaşamışlar. Nedir bu uydurma politikan, merakın anlamadım

    Evet tek derdi tahttı haklısın. O yüzden veda hutbesini bile okurken üzerinde yamalı hırkası vardı değil mi. Tek derdi hükümdar olmaktı ve insanlara doğruyu göstermekti öyle mi yani? Bi insan lüks yaşamak için hükümdar olur ya da dilediğini yapmak için hükümdar olur ama görünüşe bakılırsa benim peygamberimin lüks ile alakası bile yoktur ve kafasına göre her istediğini de yapan bir insan değil bunu herkes görebilir. Çarptırmak isteyen her şeyi çarptırır. Tıpkı senin gibi. Benim peygamberimin insanlar üstünde hüküm sahibi olması için İslam'ı uydurmayın gerek yoktu o zaman senin tabirinle. Zaten herkesin saydığı, sevdiği, son derece güvendiği bir insanmış. Böyle bir insan zaten her yerde söz sahibi ve hükümdar olabilir. Niye uğraşsın kitap, ayet yazsın?

    Nereden eminsin Allah olmadığına hadi bakalım kanıtla bana

    İslam daki akıl ve mantık dışı uygulamalar? Hangi uygulamalar onlar? Ve hangi kısa süreliğine büyük bir boşluk? Bir şeyi söylüyorsun neyi kastettiğini de anlat

    Gayet de çelişiyor kardeşim Kuran okuyan biri bunu rahatça görebilir



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi vTeck -- 24 Eylül 2016; 4:15:49 >
    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >




  • quote:

    Orijinalden alıntı: Spheroidite

    Ek olarak, işine gelmediği bir durum yok ortada. Müslümanlara 4 kadın sınırı koyarken kendisi için böyle bir sınır yok ve eşlerinin sayısı 10larla ifade ediliyor. Bu sadece tek bir örnek kardeşim.

    Ahzab/50 ye gelelim. Hz. Muhammed e evlenme hakkı verilmiştir, Arap coğrafyasındaki siyasi ilişkilerden kaynaklı bir durum. Muhammed as'ın yaptığı tüm evliliklerin bir sebebi var

    -Hatice ile evlenmesi ; İslamın güç kazanması.
    -Aişe ile 19 yaşında evlenmesi ; evlilik çağını göstermek.
    -Zeynep ile evlenmesi ; Evlatlık hükümleri
    -Cariyeleri ile evlenmesi ; Cariyeliği bitirmek

    Bunun dışındaki evlilikleri de ; siyasi evliliklerdir.

    Ki 63 yaşında vefat etti, 55 yaşına kadar tek eşliydi. Şehvet için evlense 55'e kadar beklemezdi.

    Kendi isteğiyle, severek yaptığı 2 evlilik vardır ; Hatice ve Aişe.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >




  • quote:

    Orijinalden alıntı: Spheroidite

    Dikkat ettin mi bilmiyorum ama sen sadece copy paste yapıyorsun. Bende buraya birçok cp yapabilirim ama hiç yaptığımı gördün mü? Burası tartışma bölümü.

    Şimdi bir soru soracağım sana. Sen hadisleri kabul etmiyorsun öyle değil mi? Neden kabul etmiyorsun? Rivayetlere güven olmaz diyorsun. Peki, Muhammedin veda haccının değiştirilmediğini nereden biliyorsun, onu neden kabul ediyorsun? Ayrıca, Muhammedin veda haccında yamalı bir hırkasının olduğunu nereden biliyorsun? Kuranda yazmıyor bunlar.

    Senin gibi biriyle bişeyleri tartışmak çok zor. Zira güneş gibi apaçık şeyleri inkar yoluna gidiyorsun. Bu durumda sağlıklı bir tartışma ortaya çıkmıyor. Eğer rahatsız oluyorsan sonlandırabilirim, ''toy dindarların beynini yıkıyor'' ithamına maruz kalmak istemem açıkcası. Sen nasıl mutluysan öyle kal. Nihayetinde hepimizin sonsuza dek toprağa karışacağına inanan biriyim, benim açımdan senin bu dünyada müslüman olman hiçbir şey ifade etmiyor. Mutluysan Müslüman ol.

    Ben bilmediğim okumadığım şeyi buraya yazmam kardeşim bu bir

    İkincisi hırka hala duruyor müze de sergileniyor. Bunları bilmek zor değil yani göz önünde olan şeyler. Veda hutbesi var veya yok, gerçek ya da değil. Yani eklenen vardır çıkarılan vardır bilemiyorum. Bana Kuran yeter. İnanan adama Kuran fazla fazla yeter.

    Ney? Bunu sen mi söylüyorsun? Asıl seninle tartışmak çok zor. Ortaya ayet atıyorsun açıklıyoruz işine gelmiyor inkar ediyorsun. Sonra apaçık şeyleri inkar eden de ben oluyorum. Ben insanların aklına takılan soruları cevaplamaya çalışıyorum elimden geldiğince. Kendim biraz da olsa bilgilendim, etrafımdakilerin de bilgilenmesini istiyorum. Yoksa umrumda olmaz çeker giderim herkes inanışını yaşasın derim. Katlanamadığım şey de Kuran a iftira etmeniz. Açıklayınca da "Hep öyle olur zaten" tarzı şeyler duymak. Öyle değilse öylesini siz anlatın da bilelim. Daha ortada bi iddian bile yok senin. Ben Allah var diyorum şunlara şunlara dayanıyorum diyorum sen yaratıcı var diyorsun ama neyi nasıl yapmamız gerektiğini anlatmamış senin yaratıcı unutmuş galiba bizi buralarda



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi vTeck -- 24 Eylül 2016; 4:44:02 >
    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >




  • Spheroidite S kullanıcısına yanıt


    ben bizzat savaşanlar demedim cephede ele geçenler dedim..

    ayrıca istisnai durumu öne çıkararak (kureyza) avantaj elde ettiğini mi düşünüyorsun..

    kale içindeki kadın ve çocuklar köle edinildi ancak bir kısmı serbest bırakıldı..ancak atladığın-belkide bilmediğin -daha kötüsü gizlediğin bir nokta var..büyük ihtimalle gizliyorsun !!

    kadın ve çocukların ortada kalmasına köle edinilmesine müslümanlar değil yahudiler sebeb oldu..malum tevrata göre yargılanma arzusu onlardan geldi..tevratın dönekler hk hükmüde belli ..ölüm..

    kalleşliklerinin bedelini kendileri ödedi..çocuklarınada bu utancı miras bıraktılar..erkeklerin yaşamadığı bir dünyada kadın ve çocukları ne yapmamızı önerirdin orada olsan...

    eğer o aşşağılık kalleşler hz peygamberin onlar üzerine yürüdüğünü haber aldıkları anda kadın ve çocukları güvenli bir noktaya nakletselerdi bu manzara ortaya çıkmayacaktı !!

    haa bu arada dün ki sen ile bu gün ki sen arasında muazzam fark var ..için ne kadar doluymuşda haberimiz yokmuş..oysa bana merhemden duyarsızlığımdan dem vuruyor islam ümmetinin maruz kaldığı zülmler sadedinde ne yapıp etmediğim noktasında hesap soruyordun..

    1 gecede tamamen farklı bir noktaya gelemez insan ..bu mümkün değil..yani dün gayet iyi oynadın...ama ben zaten biliyordum safını ve hatırlarsan seni açıkca ayırmıştım ..bizden


    gelelim neden köleliği tercih ettiğimize ..

    alıntı yapacağım ki sen zaten ne alıntılayacağımı az çok biliyorsun bu nedenler kureyzalı kadın ve çocuklar üzerinde duygu sömürüsü işini üstlendin


    Savaş sonucu esir alınanlar hakkında şu uygulamalardan birisi veya birkaçı hayata geçirilebilir:

    1. Öldürmek.

    2. Karşılıksız serbest bırakmak.

    3. Belli bir karşılık alarak serbest bırakmak.

    4. Hapse atmak.

    5. Köleleştirmek.

    Bu uygulamalardan her birinin, zamana, yere ve duruma göre avantajları ve dezavantajları bulunduğunu söyleyebiliriz. Makul ve meşru bir sebep yokken bunların birisini dayatmak ve zorunlu görmek mümkün ve doğru değildir. Bununla birlikte, tek başına alındığında bu uygulamaların dezavantajlarını şöyle belirleyebiliriz:

    Bu şıklardan ilki, yerine göre onbinlerce insanın öldürülmesi demek olacağından, bir anlamda “katliam” demektir. Ayrıca böyle yapıldığında, esirler arasında bulunabilecek ve mesleği, sanatı, kabiliyeti ve tecrübesiyle çeşitli alanlarda insanlığa faydalı olabilecek kimselerin üreteceği değerlerden insanlığın mahrum bırakılması söz konusu olacaktır.

    İkinci seçenek hayata geçirildiğinde düşmanın güçlenmesine katkıda bulunulmuş olacak, böylece görünüşte zaferle sonuçlanmış olsa da, yapılan savaş gerçek anlamda maksadına ulaşmış olmayacaktır. Zira hem İslâm devleti savaş sebebiyle uğradığı maddi-manevi zararları yine kendisi üstlenmek zorunda kalacak, hem de düşmana savaşarak tecrübe sahibi olmuş askerler hediye etmekle kendi geleceğini riske atmış olacaktır.

    Üçüncü seçeneğe gelince, belli bir vergiye bağlamak, karşılıklı esir mübadelesi (değişimi) gibi tercihe şayan durumlar olabileceği gibi, bunların söz konusu olmadığı durumlar da olabilir. Genellikle mağlup tarafın zaten elinde mübadele edecek esir olmaz veya fidye verip esirleri kurtaracak maddi gücü bulunmaz. Bu durumda bu çözüm şekli de tıkanmaktadır.

    Dördüncü seçenek, esirlerin ömür boyu devletin kesesinden bakılıp beslenmeleri anlamına gelir. Üstelik bunun karşılığında ne İslâm devleti, ne de esirler bakımından elde edilecek hiçbir fayda da söz konusu değildir.

    işte bu sebeblerden ötürü kölelik uygulaması devreye girer


    neden çocuklar..ve kadınlar

    sana-size göre dünya hayatından ibaret bir yaşam ve değerlendirme söz konusu olduğu için .. meseleye yaklaşımın belki anlaşılabilir..ancak bize göre durum böyle değil..öleceğiz sizde bizde ..yani bizler herhangi bir konuda bir uygulamayı hayata geçiriyorsak bu ahiret endeksldir aynı zamanda ..

    esir edilen çocuk ve kadınların serbest bırakılmayan kesimi müslümanların gölgesinde hayatlarına devam etti..islamı seçenler oldu ve ebedi hayatları kurtuldu..

    bu sizin için önem arzetmediğinden meseleye yaklaşımınızda farklı oluyor haliyle..

    ama sizin bakış açınızı umursayan kim özellikle ahiret hayatı söz konusu ise..son nefesini verdiğinde o kadın ve çocukların islam ile şereflenenlerinin ebedi rahat ve huzurunu gördüğünde nedametin katlanarak artacak ..bilakis belki fırsat bulsalar ve tenezzül etseler seni yanlarına yörelerine bile yaklaştırmayacaklar..

    cariye meselesine ayrıca değineceğim..işim var halletmem gerek




  • vTeck kullanıcısına yanıt
    Kur-anda hangi vakitte kaç rekat kılınacağı yazıyor mu? Daha somut örnek vermek gerekirse biz nereden öğrendik akşam namazının 3 rekat olduğunu, tabiki sünnetlerden.

    Kuran'da apaçık "Allah ve Resuluna itaat edin. Birbirinizle çekişmeyin, sonra zayıf düşersiniz" diyor. Burada islamı zayıf düşüren ehli sünnetlikten ayrılmaktır. Seni yaratan kendi sıfatı yanına peygamberin sıfatını defalarca koyabiliyorsa sünnetlerden çekinmek niye?

    Farz zorunluluktur, ama sünnet bunun yanında gönülden, seve seve, fazla fazla yapılan ibadettir. Muhakkak daha hoş olan sünnetli ibadettir.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • Spheroidite S kullanıcısına yanıt
    fırsat bulsalar hayatta bi tane müslüman bırakmayacak kureyza ve müşrikler mazlum müslümanlar zalim..bak senn ve ben bu durumu makul karşıladığım için eleştiriliyorum..


    sen kalleşlikleri sebebiyle "yani kendi elleri ile " işledikleri cürümleri es geçiyorsun..

    eğer hz peygamber o yahudilerin antlaşmayı bozduklarını haber almasaydı...mekkeli müşrikler iie bir olup medineye hucum etselerdi manzara nasıl olurdu neden bunları dile getirmiyorsun..

    ortada ölüm var ise dul ve çocuklar söz konusu ise ..buna sebeb müslümanlar değil..kureyza yahudileri..

    yani ..meseleye gerçekci bakmıyorsun..sanki müslümanlar ortada hiç bir sebeb yokken baskın vermiş erkekleri katletmiş ondan sonra kadın ve çocukları esir almışlar gibi bir intiba bırakmaya çalışıyorsun veya bu şekilde intibaya maruz kaldın..

    maruz kalmadın aslında..sen taa en başından beri bu fikriyatta idin ..müslüman görünümlü forumda takılıyor ve maskeni çıkarmak için uygun anı bekliyordun..

    2. bölümdeki son yorumlarına baktığımda kimin ikinci yada 3. niki olduğunu düşünmüyor değilim hani..

    hele şu m.kemal üzerinden kaşıman yok mu ? aklın sıra neyse..

    kimin ebter olduğu kimin neslinin devam ettiği ve ülkenin gidişatı esas alındığında kimin yok olmaya mahkum olduğu son derece net

    ayrıca konumuz bu değil..


    sen hayata ve olaylara dair sadece 60 yıllık sonlu ölümlü bitici dünya hayatı penceresinden küfür yelpazesinden bakıyorsun ..senin inkarın ve inkarından neşet eden çıkarımların helede duygu sömürün belki 18-19 yaşındaki toy gençleri etkiler ama beni değil..

    hayatta en nefret ettiğim tip - model ikiyüzlü olanlardır..sen onlardan birisin..ve şizofreni belirtisi için dön kendine bak

    daha dün "sildiğin" mesajlarında merhametli cevval müslüman ayağına yatmıyormuydun ..hatta bana müslümanlar zülm görürken kardeşlerimiz bu haldeyken sen neredeydin diye mesaj yazan sen değilmiydin..

    tutarlılık konusunda bana nasihat edecek tahlil sonucu teşhis koymaya kalkacak en son kimse sensin !!

    sen "materyalizmin şeysi" ayarında biraz daha kurnazı ama daha fazlası olmayan bir ibret vesikasısın..

    haberin olsun cehennemin en alt katı münafıkların ve sen pek hevesli görünüyorsun buradan bakınca tavrın esas alınınca alt kata girmeye..



    ha bu arada diline doladığın hadisler içinde hz peygamberin gösterdiği mucizlerde var...bu konuda fikrin ne ?

    güya zalim gaddar plancı hesapcı biri olağanüstü doğaüstü olayları nasıl gerçekleştirdi..100 yakın hatta belkde daha fazla mucize var..




  • Spheroidite S kullanıcısına yanıt
    apaçık ifadesinin geçtiği her ayet ahkam ile alakalıdır..

    senin abuk çıkarımına delil olmaz..

    ayrıca apaçık ifadesinden yola çıkarak eleştiriye kalkışan sana sormalı neden müteşabih ayetler var

    kuran hidayet kitabı olduğu kadar delalete de sürükler insanı ..ayet var yani

    ayrıca

    insan adedince fikir niyet idrak ahlak ve yaklaşım olduğu gibi..kalbi hastalıklarda var

    doğal olarak herkes nasibince yol bulur gideceği yere kurandan..

    daha dün 19 yaşında toy delikanlı yanlış yolda yapma etme derken şimdi o çocuk üzerinden hem islama hemde güya bana sual yöneltmen acınası

    sıktın artık git kendine başka bi meşkale bul din konusu senin harcın değil
  • Spheroidite S kullanıcısına yanıt
    doğal değil mi tepkim..sank anormal bir tavır sergilemişim gibi değerlendiriyorsun ..

    evet o mesajlarda müslüman kimliği ile takılanda sendin 1 gün geçmeden asıl suretin beliriverdi

    senin ne evsafda olduğunu forum görsün diye üsteledim

    nitekim görüldüde...gerçi o mesajları sildin ama konuyu takip eden bizler biliyoruz durumunu

    şimdi anlıyormusun.. neden islam seni bünyesine kabul etmiyor

    ve neden dün senin aslen müslüman olmadığını ima eden mesajlar yazdım..

    şimdi..seni ali imran 119. başbaşa bırakayım

    takıl kafana göre

    arkadaşlar ile plan yaptık eh hafta sonu eğlenmekde lazım hazırlanmam gerek ..





  • Kuran da namazin nasil kilinacagi yok, peygamber olmasa nasil kilicaksiniz, kuran yetersizdir, peygamber onu tamamlamistir diyenler kuran okumamis olanlardir. Acin kuran okuyun ve namaz kilmak istiyorsaniz oradaki bilgilere gore kilin. Ama tabi dileyen baska haci hocalar nasil kil diyorsa ben oyle kilarim diye ona gore kilabilir. Farkli toptaklarda farkli namazlarin kilinmasi neden var azicik dusunun.

    < Bu ileti mini sürüm kullanılarak atıldı >
  • Biri bana gerçek islamın ne olduğunu anlattı

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • Yazı içerisinde ABD ye gitti yazısını okuyunca gerisini okumadım.
    kuklalar kuklacılarının yanına gider
    Fetullah ABD
    Mısırlıoğlu İngiltere .

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • quote:

    Orijinalden alıntı: Spheroidite

    O hırkanın Muhammede ait olduğunu sana düşündüren nedir? Bunu şunun için söylüyorum. Ben hadisleri bir İslam kaynağı olarak görüyorum. Veda haccınında Muhammede ait olduğuna inanıyorum. Fakat ben bunu yaparken farkediyorsan sünneti kabul ederek yapıyorum. Zira bize bunları aktaran rivayetlerdir. Biz bunlarla Muhammed diye birininin yaşadığını öğreniyoruz. Sen ise hadisleri reddediyorsun. Ama işine gelen bir durum olduğunda, rivayet yoluyla gelen bir bilgiyi önüme getiriyorsun. Bende doğal olarak soruyorum sana, rivayetlerden şüphe duyan birisi olarak, sen nasıl bu hırkanın Muhammede ait olduğuna inanıyorsun? Ben onun olduğuna inanıyorum yanlış anlamayın. Sadece Kuran diyen birisi olarak, sana bunu düşündüren nedir? Ben yaratıcı var demedim ki? Senin ''muhteşem düzen, kainat, vs vs, yaratıcı olabilir'' diye sunduğun esasen deist bir argümana, ''olabilir'' dedim.

    Şimdi şunu düşün kardeş. Sahabeler peygamber döneminde hadisleri yazmak istemişler fakat yazdırmamış peygamberimiz. En erken hadis zaten peygamberin ölümünden 200-300 yıl sonra yazılmış. Yani imkan yok ki bu sözlerde ekleme yapılan ya da eksik kelimeler olmasın. Hırka somut olan bir şey. O öldükten sonra hırkasını saklamışlar. Bak bunu sende çok iyi biliyorsun ki kimse onu değiştiremez, değiştirmek de istemez ordakilerden yani. Neyse ben hırkayı bir örnek olarak göstermiştim.

    Hırkayı ya da peygamberin başka kullandığı bir şeyi putlaştırmanın bir mantığı yok buna karşıyım. Saklanır müzeye konur sergilenir eyvallah tarihi bir eşyadır güzel bişey ama putlaştırılmasına tamamen karşıyım. Adamlar sakalını görüyor öpüyor kokluyor başına sürüyor zannediyor ki bir şey olacak. Bu putlaştırmaktır ve İslam da böyle bir şey yoktur. İslam zaten bu demagojileri kaldırmak için gelmiştir.

    İşime gelen bir durumla alakası yok konu neydi nereye getirdin ben diyorum ki sonuçta sefalet içinde yaşadı peygamber yani hırka falan mevzu değil sen konuyu çektin aldın nereye getirdin hırkaymışta bilmem neymiş. Zaten somut olan bir şey. Söz olsa değişir diyeceğim adamı nasıl seviyorlarsa ağzından çıkan her sözü yazmak istemişler bi hırkaya mı sahip çıkamayacaklar.

    quote:

    Bu tabikide mümkündür. Fakat bu yaratıcının islam inancında geçen Allah olmadığına eminim.


    Tamam ben yanlış anladım sen deistler için bunu söyledin. O halde bana deliller sun nereden geldik nereye gidiyoruz koca bir hiç miyiz?
    He sen diyorsan ki din uydurma. Bana bunca şeyin nasıl oluştuğunu anlat. Bi tesadüf olduğunu anlat. 19 mucizesinin de tesadüf olduğunu anlat. Anlat bana hadi bekliyorum

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >




  • 
Sayfa: önceki 910111213
Sayfaya Git
Git
sonraki
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.