Şimdi Ara

Küçük Şehirde Üniversite Okuma Hatasına Düşmeyin!!! (6. sayfa)

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
3 Misafir (1 Mobil) - 2 Masaüstü1 Mobil
5 sn
137
Cevap
6
Favori
14.178
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
113 oy
Öne Çıkar
Sayfa: önceki 34567
Sayfaya Git
Git
sonraki
Giriş
Mesaj
  • birileri çıkıp da 81 ile 810 üniversite kuracağız deyince hüloğğ diyenler nerde, konuya bekleniyorlar.
    şimdi çocuğum üniversite okudu ama işsiz bla bla bla.
  • Kafe mafe bunlar önemli değil. Zaten kütüphaneler boş kafeler ful dolu. Öğrencilik sanki gezme eğlenme yeri. Sosyallik önemli elbet ama bu her gün gidip akşama kadar kafede lakırtı yapmak olmamalı. Esas mesele düzgün eğitim. Özellikle teknik eğitimi baz alırsak zaten senin çok fazla vaktin olmayacak. Ama burada eğitimci kalitesi 1. derecede önemli ve tabi ona denk de öğrenci olması gerekir. İkisinden biri olmadığında verim alamazsın. Diğer birçok bölüm için de bu geçerlidir. Doğal olarak burada da seçilim ortaya çıkıyor ve doğal olarak da bu büyük şehirlerde toplanıyor. Eğitim odaklı politika izlenirse ama her yerde kaliteli eğitim verilebilir ve herkes büyükşehire gitmez hatta gitmek bile istemez. Ama bu teoride böyle pratikte değil maalesef.
  • dertliadamınkabusu D kullanıcısına yanıt
    Üniversite okumaktan bahsederken gösterdiğiniz örnekler saç uzatmak ve tayt giymek. Şu beyne sahip insan üniversite okursa devletin yatırımlarına sizin için harcayacağı paraya üzülürüm ben.

    Sakın üniversite falan okumayın siz o kafanızı değiştirmeden hatta insan içine bile karışmayın, gidin bir mağaraya alın bir tayt zaten bekledikçe de saçınız uzar orada yaşayın siz.
  • quote:

    Orijinalden alıntı: armutsever

    Üniversite okumaktan bahsederken gösterdiğiniz örnekler saç uzatmak ve tayt giymek. Şu beyne sahip insan üniversite okursa devletin yatırımlarına sizin için harcayacağı paraya üzülürüm ben.

    Sakın üniversite falan okumayın siz o kafanızı değiştirmeden hatta insan içine bile karışmayın, gidin bir mağaraya alın bir tayt zaten bekledikçe de saçınız uzar orada yaşayın siz.
    Adam tahammülsüzlükten bahsetmiş, sen de cevap olarak tahammül edememişsin. "İnsan içine bile karışmayın."




  • ADAM HAKLI BEYLER... ben o hataya düştüm siz düşmeyin.
  • quote:

    Orijinalden alıntı: armutsever

    Üniversite okumaktan bahsederken gösterdiğiniz örnekler saç uzatmak ve tayt giymek. Şu beyne sahip insan üniversite okursa devletin yatırımlarına sizin için harcayacağı paraya üzülürüm ben.

    Sakın üniversite falan okumayın siz o kafanızı değiştirmeden hatta insan içine bile karışmayın, gidin bir mağaraya alın bir tayt zaten bekledikçe de saçınız uzar orada yaşayın siz.
    boşsun

    < Bu ileti mini sürüm kullanılarak atıldı >
  • armutsever A kullanıcısına yanıt
    Ya kardeşim sen bence kafa yapını değiştir,cevap vermeyeceğim sana ama neyse sen okumayı sadece kampüse git gel eve bu döngüde mı zannediyorsun ? İnsanın hiç mi sosyal hayatı olmayacak ? Odun gibi mi yaşasın bu gençlik sen sanırım bazı yapamadiklarinin hırsını burdan çıkarıyorsun, bi öğrenci adayının hangi unide ve nerede okuyacağı çok önemli aksi taktirde öğrencilik yılları işkence gibi gelir

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • Antalyada okuyun iyidir

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • Taşrada üniversite olur. Taşra zihniyetli taşrada üniversite olmaz. NET. Eskişehir'de üniversite olur. Yozgat'ta olmaz. Eskişehir taşra değil mi şimdi? Cücük kadar şehir. Ama zihniyet taşra değil. Bu sadece sanayileşme ile alakalı da değil. Kayseri mesela. Sanayi şehri. Eskişehir'in 1.5 katı büyüklüğünde şehir. Kayseri'de okumak ister miydim? Yok abi, ben almayayım.

    Üniversite üniversal olmak zorundadır. Geniş fikirli olmak zorundadır. Geniş fikir derken de donunu gösteren yırtık kot giy, küpe tak değil. Sığ sığ düşünmeyin hemen. Her şeyin mümkün olduğu, her görüşün makbul olduğu, herkesin değerli olduğu bir ortam üniversite için ŞARTTIR. Bunu sunamayan ortamda üniversite olmaz. Çünkü aklı çalışan adam o ortamda durmak istemez. Adam yoksa da, üniversite yok.

    Üniversitenin amacı seni meslek sahibi yapmak değildir. Onun için meslek okuluna gidilir. Üniversitenin amacı seni vizyon sahibi yapmaktır. Bu da iletişimle olur. Ağ kurarak olur. Kurduğun ağlar kardeşler limited'de tıkanıyorsa senden bir cacık olmaz. Kurduğun ağlar bugün linkedin'da, twitter'da, facebook'da çalışıyorsa senden hiçbir şey olmasa bile bir şeyler olur. O yüzden kendinizi kandırmayın. Zamanınızı da boşa harcamayın. Türkiye'nin bu kadar üniversite mezununa ihtiyacı olmadığını da unutmayın. Türkiye'de ciddi bir tekniker açığı var. Üniversite mezunu fazlası var. Mezun kalitesi de çok düşük. Sadece en iyi üniversitelerden mezun olanlar işe yarar işlere girebiliyor (güç bela) kalanı devlete kapağı atamazsa açıkta. Çünkü mal bu abi. Talep bu.

    Taşra üniversitesinin işe yararlığını da kolaylıkla ölçümleyebilirsiniz. Bilkent'ten eşeği bağlasan 4 yılda mezun olacak işletme fakültesinden 5 yılda 2.63 ortalama ile mezun oldum. Ales'e girdim (dönemin yüksek lisans sınavı). Bir ay öncesinde bir hafta deneme sınavlarına baktım. Zaman tutarak da iki sınav çözdüm. Baktım ki iyi puan alıyorum, bıraktım. Sonra aklımdan çıktı. Birkaç hafta sonra birinin doğum günüydü. Arkadaşlarla içmeye gittik. Gece ertesi gün ALES olduğu aklıma geldi. Sınava akşamdan kalma girdim. 80 küsür puan aldım. Toefl'a girdim. Hayatımda gördüğüm ikinci Toefl sınavıydı. Hayvanca bir puan aldım. Evraklarımı topladım. Hacettepe Finans yüksek lisansına başvurdum. Mülakata çağrıldım. İçeri girdim. Aynen anlatıyorum: "Anlat bakalım Hüseyin!" dediler. "Ben askerliğimi yaptım. Askerlik ötelemek gibi bir derdim yok. 16 yaşında üniversiteye girdim. Aklım biraz havadaydı. 21 yaşında mezun oldum. O dönem pazarlamaya ağırlık verdim. Ancak gördüm ki, Türkiye'de pazarlama bana göre değil. Burada pazarlama = satış şeklinde imiş. Ben bunu iş hayatına girince anladım. Satış da bana göre değil. Bu alanda kötüyüm. Bazılarının Allah vergisi yeteneği var bu konuda. Bende yok. Onu anladım. Lisansta önem vermediğim için Finans alanında bilgi eksiğim var. Bu eksiği gidermek ve Finans alanına yönelmek istiyorum. O yüzden Finans yüksek lisansı yapmak istiyorum." dedim. "Çok teşekkür ederiz. Çok açık ve netti." dediler. Bir hafta sonra kabul edilmiştim. Ertesi ay yüksek lisansa başladım. 4 üzerinden 3.92 ile mezun oldum. Bilkent'ten sonra Hacettepe, "Ehem. Lütfen. Bitch please..." Çocuk oyuncağı idi.

    Şu anda dünyanın herhangi bir ülkesinde, çıtayı çok yüksek tutmaz isem, yüksek lisans + doktora programına girebilirim. Lisanstan 2.63 mezunu biri olarak.

    Şimdi, herhangi bir taşra üniversitesinden 3.70 ile mezun olsan, bir yandan İngilizce kurslarına gitsen, 18 yaşından sonra İngilizce öğrensen, üzerine bir de eşekler gibi çalışıp benim kadar yüksek bir Toefl puanı alsan, gene de kolayına yurtdışında bir yüksek lisans programına kabul edilme ihtimalin benden az. Neden? Üniversiten üniversal değil de ondan. Sen 3.80 ile mezun ol, benim çok daha fazla sosyal çevrem, bu çevrenin getirdiği sosyal mühendislik imkanlarım olur. "Aga bizim burada şöyle bir boş pozisyon var. CV'ni bana yolla, bir vereyim müdüre!"den tut, "müdür bey ilk 15 üniversiteden istedi"ye kadar... Tek olay iş bulmak da değil zaten. Üniversite sana ne katıyor? Olay bu. Sen kendini geliştirdiğin için üniversite bir anlam ifade ediyor.

    İlber Hoca'nın dersine girdim lan ben. Üstelik "çok cahilsin keşke ölsen" geyikleri yokken girdim. İlber Hoca hakkında ne biliyorsanız, o buzdağının görünen yüzü, öyle diyeyim. Halil İnalcık sağken, bizim okulda odası varken okudum. Kanlı canlı gördüm adamı. Fazıl Say MSSF'de hocalık yaparken, öğle aralarında İİSBF'nin holünde konserler verirken okudum. Değişim yönetimi dersini Kofi Annan Birleşmiş Milletlere ilk girdiği zaman Kofi Annan'ı çırağı diye yanına verdikleri bir amcadan aldım. Kıbrıs konusu hakkında aylar öncesinden amca "patlar o iş, Kofi'nin de kariyerini yer" dedi. Şimdi sen, taşradaki badem bıyığın dersinden A- aldın diye benim önüme mü geçeceksin? Hadi ya?! Yok oğlum öyle dünya. Üniversite ortamdır. Ortam derken de, Cafe'de göt büyütmek, tavla atmak değil. Aha bu yazdıklarımdır.

    Kaçınız Hikmet Sami Türk gibi bir adam hakkında aranızda "Hiko'nun dersini ne yaptın?" diye konuşabilir? Bizim hukukçular yapıyordu vallaha... Üniversite budur. Sen Hiko'yu, İlber Hoca'yı, Fazıl Say'ı üniversitene hoca diye getiremezsen, olmuyor işte. Sadece bu da değil. Bilkent'in Türkiye'de iş yapan şirketlerle çok ciddi bağı vardı. Hocalar kendi alanlarında danışmanlık hizmeti verir. Üniversite ile şirketler ortak proje yürütür. Bu projelerden yüksek lisans-doktora-post doc öğrencilerine iş/deney/tez konusu çıkar. Olur da olur yani... Bağlantılar abi herşey. Üniversitenin de varlığı bu bağlantılara bağlı. Böyle bir üniversite olursan, Şanlı Urfa'nın kazasında ol, İlber Hoca gelir. İlber Hoca bir örnek tabi. Siz anladınız ne demek istediğimi. Ama böyle bir üniversite var mı Türkiye'de? Yok.

    Üniversite budur. Bunu yapabilen üniversite, bunu bir kasabada yapabiliyorsa gene iyi üniversitedir. Bunu yapamayan üniversite bunu Türkiye'nin en büyük şehrinde yapamıyorsa, gene kötü üniversitedir. Üniversite iyi olursa, zaten o kasabayı değiştirir. O kasaba taşra zihniyetinden kurtulur (Bkz. Eskişehir). Eskişehir geçmişin oldukça yobaz bir ilidir. İster inanın, ister inanmayın. İyi üniversite bir coğrafyanın dünyaya bakışını bile değiştirebilir.

    Anladığım/duyduğum kadarı ile şu anda Bilkent'in benim okuduğum dönemki halinden pek eser kalmamış. Durum bu ise listeden Bilkent'i de atarsınız. Bilmiyorum, çok takip etmiyorum neticede. Ama Üniversite böyle bir şey yani. Sana bir nosyon kazandırıyor herşeyden önce. Bunu Eskişehir Anadolu bir nebze verebilir. KATÜ bir nebze verebilir. Ama yani abuk subuk yerlerde, abuk subuk üniversiteler veremez abi. Süleyman Demirel Üniversitesi mesela. Yeni açılanların yanında köklü üniversite oldu. Ben Isparta'lıyım. Üniversite diye Sülo'da okumayın. Hiç tavsiye etmem. Isparta'da öğrencilik geçmez. Üniversite desen, bana göre o bir üniversite değil.

    Akdeniz olur mesela. Sülo olmaz abi. Ki, Sülo gene iyi olanı. Çoğu yerde geçer akçedir.

    Son olarak: Yabancı dilin yoksa, üniversiteye kasma derim. Boşver yani. Önce yabancı dili hallet, üniversiteye bakarsın. Çok ciddiyim. Bu hayatta çok şansın yok yabancı dilin yoksa. İstediğin kadar uzman ol, yeri gelir senin yarın kadar bilgisi olmayan gençten çocuk önüne geçer, sırf müşteri ile iletişim kurabiliyor diye falan... Kaldı ki, sadece Türkçe kaynak araştırması ile nasıl araştıracan da kendini geliştirecen? Üniversiteyi gene, size verilen kitapları okumak sanarsanız hataya düşersiniz. Türkçe ile kaynağı çok sınırlıyorsun. Sen Türkçe kaynak yaratmaya bakacaksın; ama dünya ne yapıyor, onu da araştırıp bileceksin. Bunu yapamıyorsan, yarattığın kaynak sığ olur. Türkçe kaynak gelişmez. Araştıramazsan bilemezsin. Bilim de üretemezsin. O yüzden HER TÜRLÜ, YABANCI DİL ŞART.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Huseyin-ZST -- 12 Mayıs 2020; 19:33:27 >




  • Kütahya da üniversite okurken benzer bir ortam vardı. Okulu yarıda bırakmak zorunda kalmıştım

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • İstanbulda oturuyorum ve bu konuya hem hak veriyor hem vermiyorum.Bir çok şehir dışında okumaya giden rakadaşım var mesela İzmire gidip pişman olanda var ama Zonguldağa gidip pişman olmayıp memnun olanda.Aslında kişinin ne beklediğinede bağlı açıkcası.Ben bazı insanların ticarethane dediği beğenmediği İstanbul Gelişim Ünivesitesinde bilgisayar mühendisliği okuyorum ve gayet memnunum ve bir çokta memnun arkadaşım var ama memnun olmayanda var.Okuduğum okulda bir kız arkadaşım psikoleji okuyordu ve memnun değildi igüden Beykent istiyordu övüp duruyordu (arkadaşları varmış orada) ikinci dönem yatay geçişle geçti ve şuan oradanda nefret ediyor.Yani beklenti beklenti beklenti diyorum.
  • quote:

    Orijinalden alıntı: power-pc

    ADAM HAKLI BEYLER... ben o hataya düştüm siz düşmeyin.
    üniversite gitmekten vazgeçtim
  • quote:

    Orijinalden alıntı: smart0201

    üniversite gitmekten vazgeçtim

    Alıntıları Göster
    tamam bir meslek sahibi olduk ama en iyi zamanlarım bu sıkıcı ve taşra zihniyetli gerici yerde çöp oldu.15 sene geçti bir kere bile adım atmadım oraya,diplomayı aldım ve KAÇTIM. o ne güzel bir kaçıştı, en berbat doğu otobüsü bile cennet gibi gelmişti.
  • quote:

    Orijinalden alıntı: power-pc

    tamam bir meslek sahibi olduk ama en iyi zamanlarım bu sıkıcı ve taşra zihniyetli gerici yerde çöp oldu.15 sene geçti bir kere bile adım atmadım oraya,diplomayı aldım ve KAÇTIM. o ne güzel bir kaçıştı, en berbat doğu otobüsü bile cennet gibi gelmişti.

    Alıntıları Göster
    benim doğu değil idi

    afyon kocatepe üniversitesi
  • İstanbul ve Ankara dışında birkaç tane üniversite var zaten. Tabela asmakla üniversite olunmuyor. 4 sene vize final dönemi boyunca ders notu+çıkmış bakmakla üniversite okunmuş sayılıyor. Bir de sonrasında kpss var. Zaten 4 sene boyunca textbook nedir guideline nedir bunlardan bi haber olup üniversite okumak ancak burada olur. Son gece bakıp dersi geçmek üniversitede en büyük başarı hikayesi muhtemelen. Cafede oturmakla kahvede oturmak arasında çok bir fark yok sadece değişen neslin yaşam tarzı. Hiç mi sıkılmıyorsunuz her gün cafelere gidip instagramdan hikaye atmaktan. Boş yere şehirleri eleştirmeyin o şehirler dün ne ise bugünde o.Asıl sıkıntı 4 senede üniversite okuyup bir adım ileri gidemeyen insanlar. Keşke tüm ülke cafelerden ibaret olsa da bu sorun çözülse. Ülkedeki en iyi birkaç tane üniversiteyi çıkar geriye ne kalır ? Kalanlara ne kadar üniversite denir asıl sorun bu.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >




  • Sdu Isparta'nın kampüsünu görünce gençler özellikle 1976 ya dayanan mühendislik eğitiminide bilince bu genelleme nin yanlış olduğu kanısındayım tabi Kırıkkale bartın vb şehirlere gitmeyin zaten

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • Eskişehir Denizli Isparta hem eğitimi iyi hemde epey sosyal üniversiteler tercih yapacak gençler bunları değerlendirsin kulaktan dolma bilgilerle saçma sapan şehirlerde heba etmeyin kendinizi İstanbul Ankara hatta İzmir'den birçok anlamda daha sosyal olabilirsiniz daha az paraya

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • Trabzon KTÜ gitmeyi hedefliyorum, dediğiniz küçük şehir dandik ortama burasıda girer mi ki?

    < Bu ileti DH mobil uygulamasından atıldı >
  • Huseyin-ZST kullanıcısına yanıt
    hocam boğaziçi kimya mı kocaeli hukuk mu
  • Adam doğru söylüyor harbiden. Konya'da 1 sene okudum. Havaların berbat oluşu, sürekli bir bitmeyen inşaat hali, plansız yerleşim, sekse hep karşı olan ama tek zikirleri yine seks olan insanlar, sosyal olanakların çok az olması; bazı olanakların hiç yapılmaması vs vs.. gider böyle. Bunlar insanı üniden soğutuyor cidden.

    Bahar şenlikleri, konserler falan olmazdı hiç. Koskoca ünide gökkuşağı avm diye bir yer vardı ufacık bir yer tek sosyalleşme alanı orasıydı. Dahası Bosna çarşısı yine avuç kadar olanaklar kısıtlı hep. Konya'da en sevmediğim ve beni sinir eden tecrübem de şu oldu; birkaç kuruş fazla kazanıp altlarına araba çeken insancıklar yayaya gram saygısı olmadan üstlerine sürerler, asfaltta en küçük fırsatta gazı kökleyip berbat egzoz sesi çıkarırlardı. Nefret etmiştim bundan dolayı konya kültüründen böyle kibirli ve saygısız araba süren bir toplum ben görmedim hayatımda daha. Her yer apartman canını yediğimin şehri her yer...

    Gerçi bir arkadaşım da vardı kendince üniversitenin etinden suyundan faydalanayım kafasındaydı, sürekli arkadaşlarıyla kulüp işleri falan yapardı kulüplerde bulunurdu. Yine tabi bir yere kadar o da. Konu sahibinin dediği gibi büyük şehirlerdeki kaliteli ünilerde okumaya çalışın. Keşke her şehirde üni olsun politikası yerine birkaç pilot şehirlerimizde çok çok köklü ve büyük imkanlı üniler olsaydı. Bu ünilere girişler de kolay olsaydı ne güzel olurdu..




  • 
Sayfa: önceki 34567
Sayfaya Git
Git
sonraki
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.