Şimdi Ara

Kıbrıs Beş Parmak Dağındaki Tank

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
2 Misafir - 2 Masaüstü
5 sn
27
Cevap
0
Favori
10.499
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
0 oy
Öne Çıkar
Sayfa: 12
Sayfaya Git
Git
sonraki
Giriş
Mesaj
  •  Kıbrıs Beş Parmak Dağındaki Tank


    1974 Kıbrıs Barıs Harekatında bir Türk tankının Beşparmak dağlarının zirvesine kadar tırmanıp orada kaldığından bahsedilir. Resmini görmeyenler hep onun bir savaş
    efsanesi olduğunu sanır. Ama bu gerçektir ve bir de hikayesi vardır;

    Önce hikayesi;

    Girne Beşparmak dağlarının üzerinde bu savaştan kalma, Türk Ordusu'nun tankı hâlâ hayretle seyredilmektedir.

    Bu tankı buraya çıkaran, onbaşı Gürler ERDAĞ, Er Abdulkadir KURT, Er Recep Doğan YİĞİT'tir.

    Birliğin komutanı, tankın sürücüsü kahraman askere;

    - Evladım bu tankı buraya nasıl çıkardın? diye sorunca. Asker;

    - Komutanım, o anda gözlerimin önünde engelsiz dümdüz bir yol göründü. Rumlar kaçıyordu, ateş ede ede buraya öyle çıktım.

    Komutan mehmetçiğe emreder.

    - Tankı indir.

    Er cevap verir.

    - O yolu görmeden nasıl indireyim komutanım.







  • Kıbrıs Savaşı Olayları - 1
    1974'teki Kıbrıs çıkarmasına katılan bir asker anlatıyor:

    "Çok şiddetli bir taarruz vardı. Mermiler kulağımızın dibinden geçiyordu. Siperde daha önce hiç görmediğim bir asker yanıma yaklaştı. Belli ki bizim birlikten değildi. Bir zarf çıkardı ve:

    -"Memlekete dönünce bu zarfı, üzerindeki adrese bırakır mısın?"

    -"İkimiz de döneriz inşallah" dedim.


    Israrla kendisinin dönemeyeceğini, benim ise memleketime ve aileme kavuşacağımı söylüyordu. Biraz isteksiz de olsa zarfı aldım. Ancak o çatışma sırasında birbirimizi kaybettik. Taarruz bitip memlekete döndüğümden bir-iki yıl sonra eski eşyaları karıştırırken o zarfı buldum. Unuttuğum görevi, geç te olsa yerine getirmek için İstanbul'a gittim. Üzerindeki adres, Aksaray'da eski bir eve götürdü beni. Kapıyı yaşlı bir amca açtı.

    -"Merhaba amca. Ben Kıbrıs'ta savaşan oğlunuzdan bir mektup getirdim. Belki kendisi de gelmiştir."

    -"Bizim Kıbrıs'ta savaşan bir oğlumuz yoktu"

    Beni içeri davet ettiler. Eşi, bir fotoğraf albümü ile geldi. Fotoğrafları gösterip:

    -"Sana zarfı bu genç mi verdi?"

    -"Evet. Çok iyi hatırlıyorum. Buydu." ve işte o an beni şok eden ve hala aklımı başımdan alan şu cevabı verdi:

    -"Bu çocuk benim oğlumdu. Fakat onu 15 sene önce Kore harbinde şehit verdik..."
    .



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi wRei -- 27 Mayıs 2012; 1:04:35 >




  • Guzel bir bilgi tesekkur ederim.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi excolizma -- 27 Mayıs 2012; 1:03:01 >
    < Bu ileti tablet sürüm kullanılarak atıldı >
  • Kıbırsla , Kore olayını anlayamadım.
  • quote:

    Orijinalden alıntı: wRei

    Kıbrıs Savaşı Olayları - 1
    1974'teki Kıbrıs çıkarmasına katılan bir asker anlatıyor:

    "Çok şiddetli bir taarruz vardı. Mermiler kulağımızın dibinden geçiyordu. Siperde daha önce hiç görmediğim bir asker yanıma yaklaştı. Belli ki bizim birlikten değildi. Bir zarf çıkardı ve:

    -"Memlekete dönünce bu zarfı, üzerindeki adrese bırakır mısın?"

    -"İkimiz de döneriz inşallah" dedim.


    Israrla kendisinin dönemeyeceğini, benim ise memleketime ve aileme kavuşacağımı söylüyordu. Biraz isteksiz de olsa zarfı aldım. Ancak o çatışma sırasında birbirimizi kaybettik. Taarruz bitip memlekete döndüğümden bir-iki yıl sonra eski eşyaları karıştırırken o zarfı buldum. Unuttuğum görevi, geç te olsa yerine getirmek için İstanbul'a gittim. Üzerindeki adres, Aksaray'da eski bir eve götürdü beni. Kapıyı yaşlı bir amca açtı.

    -"Merhaba amca. Ben Kıbrıs'ta savaşan oğlunuzdan bir mektup getirdim. Belki kendisi de gelmiştir."

    -"Bizim Kıbrıs'ta savaşan bir oğlumuz yoktu"

    Beni içeri davet ettiler. Eşi, bir fotoğraf albümü ile geldi. Fotoğrafları gösterip:

    -"Sana zarfı bu genç mi verdi?"

    -"Evet. Çok iyi hatırlıyorum. Buydu." ve işte o an beni şok eden ve hala aklımı başımdan alan şu cevabı verdi:

    -"Bu çocuk benim oğlumdu. Fakat onu 15 sene önce Kore harbinde şehit verdik..."
    .


    Oha hocam bütün vücudum diken diken oldu




  • quote:

    Orijinalden alıntı: Mert103

    quote:

    Orijinalden alıntı: wRei

    Kıbrıs Savaşı Olayları - 1
    1974'teki Kıbrıs çıkarmasına katılan bir asker anlatıyor:

    "Çok şiddetli bir taarruz vardı. Mermiler kulağımızın dibinden geçiyordu. Siperde daha önce hiç görmediğim bir asker yanıma yaklaştı. Belli ki bizim birlikten değildi. Bir zarf çıkardı ve:

    -"Memlekete dönünce bu zarfı, üzerindeki adrese bırakır mısın?"

    -"İkimiz de döneriz inşallah" dedim.


    Israrla kendisinin dönemeyeceğini, benim ise memleketime ve aileme kavuşacağımı söylüyordu. Biraz isteksiz de olsa zarfı aldım. Ancak o çatışma sırasında birbirimizi kaybettik. Taarruz bitip memlekete döndüğümden bir-iki yıl sonra eski eşyaları karıştırırken o zarfı buldum. Unuttuğum görevi, geç te olsa yerine getirmek için İstanbul'a gittim. Üzerindeki adres, Aksaray'da eski bir eve götürdü beni. Kapıyı yaşlı bir amca açtı.

    -"Merhaba amca. Ben Kıbrıs'ta savaşan oğlunuzdan bir mektup getirdim. Belki kendisi de gelmiştir."

    -"Bizim Kıbrıs'ta savaşan bir oğlumuz yoktu"

    Beni içeri davet ettiler. Eşi, bir fotoğraf albümü ile geldi. Fotoğrafları gösterip:

    -"Sana zarfı bu genç mi verdi?"

    -"Evet. Çok iyi hatırlıyorum. Buydu." ve işte o an beni şok eden ve hala aklımı başımdan alan şu cevabı verdi:

    -"Bu çocuk benim oğlumdu. Fakat onu 15 sene önce Kore harbinde şehit verdik..."
    .


    Oha hocam bütün vücudum diken diken oldu

    +1 her ne kadar gerçek olmasada ürperdim




  • quote:

    Orijinalden alıntı: J. MacTavish

    quote:

    Orijinalden alıntı: Mert103

    quote:

    Orijinalden alıntı: wRei

    Kıbrıs Savaşı Olayları - 1
    1974'teki Kıbrıs çıkarmasına katılan bir asker anlatıyor:

    "Çok şiddetli bir taarruz vardı. Mermiler kulağımızın dibinden geçiyordu. Siperde daha önce hiç görmediğim bir asker yanıma yaklaştı. Belli ki bizim birlikten değildi. Bir zarf çıkardı ve:

    -"Memlekete dönünce bu zarfı, üzerindeki adrese bırakır mısın?"

    -"İkimiz de döneriz inşallah" dedim.


    Israrla kendisinin dönemeyeceğini, benim ise memleketime ve aileme kavuşacağımı söylüyordu. Biraz isteksiz de olsa zarfı aldım. Ancak o çatışma sırasında birbirimizi kaybettik. Taarruz bitip memlekete döndüğümden bir-iki yıl sonra eski eşyaları karıştırırken o zarfı buldum. Unuttuğum görevi, geç te olsa yerine getirmek için İstanbul'a gittim. Üzerindeki adres, Aksaray'da eski bir eve götürdü beni. Kapıyı yaşlı bir amca açtı.

    -"Merhaba amca. Ben Kıbrıs'ta savaşan oğlunuzdan bir mektup getirdim. Belki kendisi de gelmiştir."

    -"Bizim Kıbrıs'ta savaşan bir oğlumuz yoktu"

    Beni içeri davet ettiler. Eşi, bir fotoğraf albümü ile geldi. Fotoğrafları gösterip:

    -"Sana zarfı bu genç mi verdi?"

    -"Evet. Çok iyi hatırlıyorum. Buydu." ve işte o an beni şok eden ve hala aklımı başımdan alan şu cevabı verdi:

    -"Bu çocuk benim oğlumdu. Fakat onu 15 sene önce Kore harbinde şehit verdik..."
    .


    Oha hocam bütün vücudum diken diken oldu

    +1 her ne kadar gerçek olmasada ürperdim

    Herkes gerçek olduğunu söylüyor ben baya araştırdım hocam internette sizde bir bakının isterseniz.




  • Yapay Zeka’dan İlgili Konular
    Daha Fazla Göster
  • quote:

    Orijinalden alıntı: J. MacTavish

    quote:

    Orijinalden alıntı: Mert103

    quote:

    Orijinalden alıntı: wRei

    Kıbrıs Savaşı Olayları - 1
    1974'teki Kıbrıs çıkarmasına katılan bir asker anlatıyor:

    "Çok şiddetli bir taarruz vardı. Mermiler kulağımızın dibinden geçiyordu. Siperde daha önce hiç görmediğim bir asker yanıma yaklaştı. Belli ki bizim birlikten değildi. Bir zarf çıkardı ve:

    -"Memlekete dönünce bu zarfı, üzerindeki adrese bırakır mısın?"

    -"İkimiz de döneriz inşallah" dedim.


    Israrla kendisinin dönemeyeceğini, benim ise memleketime ve aileme kavuşacağımı söylüyordu. Biraz isteksiz de olsa zarfı aldım. Ancak o çatışma sırasında birbirimizi kaybettik. Taarruz bitip memlekete döndüğümden bir-iki yıl sonra eski eşyaları karıştırırken o zarfı buldum. Unuttuğum görevi, geç te olsa yerine getirmek için İstanbul'a gittim. Üzerindeki adres, Aksaray'da eski bir eve götürdü beni. Kapıyı yaşlı bir amca açtı.

    -"Merhaba amca. Ben Kıbrıs'ta savaşan oğlunuzdan bir mektup getirdim. Belki kendisi de gelmiştir."

    -"Bizim Kıbrıs'ta savaşan bir oğlumuz yoktu"

    Beni içeri davet ettiler. Eşi, bir fotoğraf albümü ile geldi. Fotoğrafları gösterip:

    -"Sana zarfı bu genç mi verdi?"

    -"Evet. Çok iyi hatırlıyorum. Buydu." ve işte o an beni şok eden ve hala aklımı başımdan alan şu cevabı verdi:

    -"Bu çocuk benim oğlumdu. Fakat onu 15 sene önce Kore harbinde şehit verdik..."
    .


    Oha hocam bütün vücudum diken diken oldu

    +1 her ne kadar gerçek olmasada ürperdim

    hiçbirşey anlamadım




  • quote:

    Orijinalden alıntı: wRei

    quote:

    Orijinalden alıntı: J. MacTavish

    quote:

    Orijinalden alıntı: Mert103

    quote:

    Orijinalden alıntı: wRei

    Kıbrıs Savaşı Olayları - 1
    1974'teki Kıbrıs çıkarmasına katılan bir asker anlatıyor:

    "Çok şiddetli bir taarruz vardı. Mermiler kulağımızın dibinden geçiyordu. Siperde daha önce hiç görmediğim bir asker yanıma yaklaştı. Belli ki bizim birlikten değildi. Bir zarf çıkardı ve:

    -"Memlekete dönünce bu zarfı, üzerindeki adrese bırakır mısın?"

    -"İkimiz de döneriz inşallah" dedim.


    Israrla kendisinin dönemeyeceğini, benim ise memleketime ve aileme kavuşacağımı söylüyordu. Biraz isteksiz de olsa zarfı aldım. Ancak o çatışma sırasında birbirimizi kaybettik. Taarruz bitip memlekete döndüğümden bir-iki yıl sonra eski eşyaları karıştırırken o zarfı buldum. Unuttuğum görevi, geç te olsa yerine getirmek için İstanbul'a gittim. Üzerindeki adres, Aksaray'da eski bir eve götürdü beni. Kapıyı yaşlı bir amca açtı.

    -"Merhaba amca. Ben Kıbrıs'ta savaşan oğlunuzdan bir mektup getirdim. Belki kendisi de gelmiştir."

    -"Bizim Kıbrıs'ta savaşan bir oğlumuz yoktu"

    Beni içeri davet ettiler. Eşi, bir fotoğraf albümü ile geldi. Fotoğrafları gösterip:

    -"Sana zarfı bu genç mi verdi?"

    -"Evet. Çok iyi hatırlıyorum. Buydu." ve işte o an beni şok eden ve hala aklımı başımdan alan şu cevabı verdi:

    -"Bu çocuk benim oğlumdu. Fakat onu 15 sene önce Kore harbinde şehit verdik..."
    .


    Oha hocam bütün vücudum diken diken oldu

    +1 her ne kadar gerçek olmasada ürperdim

    Herkes gerçek olduğunu söylüyor ben baya araştırdım hocam internette sizde bir bakının isterseniz.

    Bir efsaneden fazlası değil.Millet sever böyle şeyleri.




  • quote:

    Orijinalden alıntı: 42_SeNTeZ_42

    quote:

    Orijinalden alıntı: wRei

    quote:

    Orijinalden alıntı: J. MacTavish

    quote:

    Orijinalden alıntı: Mert103

    quote:

    Orijinalden alıntı: wRei

    Kıbrıs Savaşı Olayları - 1
    1974'teki Kıbrıs çıkarmasına katılan bir asker anlatıyor:

    "Çok şiddetli bir taarruz vardı. Mermiler kulağımızın dibinden geçiyordu. Siperde daha önce hiç görmediğim bir asker yanıma yaklaştı. Belli ki bizim birlikten değildi. Bir zarf çıkardı ve:

    -"Memlekete dönünce bu zarfı, üzerindeki adrese bırakır mısın?"

    -"İkimiz de döneriz inşallah" dedim.


    Israrla kendisinin dönemeyeceğini, benim ise memleketime ve aileme kavuşacağımı söylüyordu. Biraz isteksiz de olsa zarfı aldım. Ancak o çatışma sırasında birbirimizi kaybettik. Taarruz bitip memlekete döndüğümden bir-iki yıl sonra eski eşyaları karıştırırken o zarfı buldum. Unuttuğum görevi, geç te olsa yerine getirmek için İstanbul'a gittim. Üzerindeki adres, Aksaray'da eski bir eve götürdü beni. Kapıyı yaşlı bir amca açtı.

    -"Merhaba amca. Ben Kıbrıs'ta savaşan oğlunuzdan bir mektup getirdim. Belki kendisi de gelmiştir."

    -"Bizim Kıbrıs'ta savaşan bir oğlumuz yoktu"

    Beni içeri davet ettiler. Eşi, bir fotoğraf albümü ile geldi. Fotoğrafları gösterip:

    -"Sana zarfı bu genç mi verdi?"

    -"Evet. Çok iyi hatırlıyorum. Buydu." ve işte o an beni şok eden ve hala aklımı başımdan alan şu cevabı verdi:

    -"Bu çocuk benim oğlumdu. Fakat onu 15 sene önce Kore harbinde şehit verdik..."
    .


    Oha hocam bütün vücudum diken diken oldu

    +1 her ne kadar gerçek olmasada ürperdim

    Herkes gerçek olduğunu söylüyor ben baya araştırdım hocam internette sizde bir bakının isterseniz.

    Bir efsaneden fazlası değil.Millet sever böyle şeyleri.

    Orasını Allah bilir. Okumaktan başka birşey yapamayız şuan.




  • quote:

    Orijinalden alıntı: wRei

    Kıbrıs Savaşı Olayları - 1
    1974'teki Kıbrıs çıkarmasına katılan bir asker anlatıyor:

    "Çok şiddetli bir taarruz vardı. Mermiler kulağımızın dibinden geçiyordu. Siperde daha önce hiç görmediğim bir asker yanıma yaklaştı. Belli ki bizim birlikten değildi. Bir zarf çıkardı ve:

    -"Memlekete dönünce bu zarfı, üzerindeki adrese bırakır mısın?"

    -"İkimiz de döneriz inşallah" dedim.


    Israrla kendisinin dönemeyeceğini, benim ise memleketime ve aileme kavuşacağımı söylüyordu. Biraz isteksiz de olsa zarfı aldım. Ancak o çatışma sırasında birbirimizi kaybettik. Taarruz bitip memlekete döndüğümden bir-iki yıl sonra eski eşyaları karıştırırken o zarfı buldum. Unuttuğum görevi, geç te olsa yerine getirmek için İstanbul'a gittim. Üzerindeki adres, Aksaray'da eski bir eve götürdü beni. Kapıyı yaşlı bir amca açtı.

    -"Merhaba amca. Ben Kıbrıs'ta savaşan oğlunuzdan bir mektup getirdim. Belki kendisi de gelmiştir."

    -"Bizim Kıbrıs'ta savaşan bir oğlumuz yoktu"

    Beni içeri davet ettiler. Eşi, bir fotoğraf albümü ile geldi. Fotoğrafları gösterip:

    -"Sana zarfı bu genç mi verdi?"

    -"Evet. Çok iyi hatırlıyorum. Buydu." ve işte o an beni şok eden ve hala aklımı başımdan alan şu cevabı verdi:

    -"Bu çocuk benim oğlumdu. Fakat onu 15 sene önce Kore harbinde şehit verdik..."
    .






  • Türk Askerinin Kıbrısa Gelişi.



     Kıbrıs Beş Parmak Dağındaki Tank



     Kıbrıs Beş Parmak Dağındaki Tank



     Kıbrıs Beş Parmak Dağındaki Tank




    Taaruz



     Kıbrıs Beş Parmak Dağındaki Tank


    Türk Askerinin Adaya Türk Bayrağını Dikmesi

     Kıbrıs Beş Parmak Dağındaki Tank





    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi wRei -- 27 Mayıs 2012; 1:23:39 >




  • şimdi ateistler yine konuyu basıp dalgalarını geçicekler ama boş ver
    yukardaki bahsi geçen hikaye doğruda olabilir olmayabilirde ama gerçek şu ki ALLAH c.c izniyle müslümanların bazı büyük savaşlarına şehitlerin katıldığı bilinir,
    hani halkımızında diline yapışmış bi söz vardır ''şehitler ölmez vatan bölünmez'' diye bu sebeptendir.
  • Kendimi Bir Hafta Banlıyorum Gitmeden Önce Böyle Güzel Bir Paylaşım Yapmak İstedim Eğer Bir Nebze Faydam Dokunduysa Ne Mutlu Bana Kendinize İyi Bakın..
  • quote:

    Orijinalden alıntı: drejtc

    şimdi ateistler yine konuyu basıp dalgalarını geçicekler ama boş ver
    yukardaki bahsi geçen hikaye doğruda olabilir olmayabilirde ama gerçek şu ki ALLAH c.c izniyle müslümanların bazı büyük savaşlarına şehitlerin katıldığı bilinir,
    hani halkımızında diline yapışmış bi söz vardır ''şehitler ölmez vatan bölünmez'' diye bu sebeptendir.

    inşallah kardeşim hayırlara vesile
  • Kim ne derse desin, Türkler seçilmiş bir kavimdir. Her kavmin özellikleri vardır. Allahın yer yüzündeki kılıcı ile Türkler'dir. (Seyfülislam)
  • quote:

    Orijinalden alıntı: Seyfülislam

    Kim ne derse desin, Türkler seçilmiş bir kavimdir. Her kavmin özellikleri vardır. Allahın yer yüzündeki kılıcı ile Türkler'dir. (Seyfülislam)

    neden ki?
  • Bursa'da, Nilüfer Rafet Kahraman ve Nilüfer Liseleri öğrencilerine, Kıbrıs Barış Harekatı öncesi yavru vatanda Rumların Türklere yaptığı zulümler anlatıldı.
    Okulların tarih zümresi tarafından Kıbrıs'tan davet edilen Kamil Göksen Simtaş, öğrencilere Rumların zulüm, işkence ve baskılarını anlattı. Kıbrıs'ta 1960-1974 yılları arasında Rumların her türlü zulüm, işkence ve baskısına maruz kalan Kamil Göksen Simtaş, öğrencilere Kıbrıs Türkünün çileli mücadelesini, Rumlara esir oluşunu, eşi ve beş çocuğunun Rumlar tarafından katledilişini gözyaşlarıyla anlattı.
    Simtaş, Kıbrıs meselesinin eskilere dayandığını, 1964 yılında Makarios'un 24 saat içinde Kıbrıslı Türklerin yok edilmesini istediğini, 1964-1974 yılları arasında büyük mezalimler yaşandığını söyledi. "Tarihini unutan milletlerin tarihini başka milletler yazar" diyen Simtaş, 14 Ağustosta ikinci Yıldırım harekatı esnasında, çaresizlik içindeki Rumların Kurtuluş Savaşı'nda olduğu gibi masum halka saldırdığını belirtti.
    Simtaş şöyle devam etti: "Muratağa, Sandallar ve kendi köyüm olan Atlılar'da eli silah tutan tüm erkekler esir olarak alındı. Geride kalanlardan hiçbir haber alamıyorduk, eşim ve çocuklarım için çok endişeleniyordum. Bununla birlikte Rumlar bana ve diğer esirlere çeşitli işkenceler yaptı. Rumların kendilerini serbest bırakmasından sonra merak ve sıkıntı içinde köye döndüm, ama geride hiç kimsenin sağ kalmadığını gördüm." şeklinde konuştu.
    Kamil Bey, uzun aramalardan sonra yakınları ve diğer köylülerin toplu mezara gömüldüğünün tespit edildiğini, BM gözlemcileri ve gazeteciler nezaretinde mezarın açıldığını ve açılan mezardan çıkan 37 kişi içinde beş evladı ve eşinin de bulunduğunu, 1,5 yaşındaki oğlunun annesine sımsıkı sarılmış bir halde bulunduğunu üzüntü içinde anlattı.




  • quote:

    Orijinalden alıntı: Seyfülislam

    Kim ne derse desin, Türkler seçilmiş bir kavimdir. Her kavmin özellikleri vardır. Allahın yer yüzündeki kılıcı ile Türkler'dir. (Seyfülislam)

  • kıbrısta askerlik yaptım o tankı oraya çıkaran adam halen yaşıyor doğru ama kaçan rumlara ateş ederek çıktığına pek katılmıyorum tankı çıkaran adam rumlardan kaçarken oraya kadar çıkıyor
  • 
Sayfa: 12
Sayfaya Git
Git
sonraki
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.