Şimdi Ara

Keyf-i Azizimce Kitap Tavsiye Ediyorum... - KONU GÜNCELLENMEYECEKTİR (47. sayfa)

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
2 Misafir - 2 Masaüstü
5 sn
1.244
Cevap
57
Favori
33.588
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
27 oy
Öne Çıkar
Sayfa: önceki 4546474849
Sayfaya Git
Git
sonraki
Giriş
Mesaj
  • E-Nazmi E kullanıcısına yanıt
    Okuyor da ölçme sistemlerinde sonuçlar çok ilginç.

    Daha geçen gün inceledim.Aklımdayken yazayım.

    PİSA 2015 sonuçlarına göre Türkiye okuma becerileri açısından 70 ülke içinden 50.sırada(15 yaş grubunu kapsıyor).
    PİAAC 2016 sonuçlarına göre Türkiye sözel beceriler açısından sondan 3.(16-65 yaş grubunu kapsıyor).

    Türkiye'de ne zaman eğitimin,okumanın önemi anlatılmaya çalışılsa hep dayanak noktası,örnek verilen şey hep Pisa sonuçları oluyor.Ama asıl sorun PİAAC sonuçlarında.Sonuçlar çok daha düşük.

    Ne zaman bu sonuçlar üst sıralara çıkarsa o zaman okumanın etkileri hissedilecektir.
  • quote:

    Orijinalden alıntı: rat.planet

    Okuyor da ölçme sistemlerinde sonuçlar çok ilginç.

    Daha geçen gün inceledim.Aklımdayken yazayım.

    PİSA 2015 sonuçlarına göre Türkiye okuma becerileri açısından 70 ülke içinden 50.sırada(15 yaş grubunu kapsıyor).
    PİAAC 2016 sonuçlarına göre Türkiye sözel beceriler açısından sondan 3.(16-65 yaş grubunu kapsıyor).

    Türkiye'de ne zaman eğitimin,okumanın önemi anlatılmaya çalışılsa hep dayanak noktası,örnek verilen şey hep Pisa sonuçları oluyor.Ama asıl sorun PİAAC sonuçlarında.Sonuçlar çok daha düşük.

    Ne zaman bu sonuçlar üst sıralara çıkarsa o zaman okumanın etkileri hissedilecektir.
    Ciddi bir okuduğunu ve duyduğunu anlayamama problemi var. Bunun da sebebi ortalama 89 IQ olması bence. Afrika'da falan da var aynı sorun, onların da 65-70 IQ mesela.




  • E-Nazmi E kullanıcısına yanıt
    Normal zeka için sınır IQ 90 yalnız. Aşağısı zeka özürlü diye tanımlanıyor. Türkiye için 90-100 arası olduğunu biliyorum.

    < Bu ileti mini sürüm kullanılarak atıldı >
  • quote:

    Orijinalden alıntı: David Attenborough

    Normal zeka için sınır IQ 90 yalnız. Aşağısı zeka özürlü diye tanımlanıyor. Türkiye için 90-100 arası olduğunu biliyorum.
    Türkiye'nin ortalama IQsu 89. Avrupa'da sondan ikinci. İlki 82 ile Arnavutluk.

    Türkiye'nin doğu illerinde 80-82 puan, trakyada 94 puan, geri kalan ortalarda.

    Yani ortalama bir Türk gerizekalı sayılır ne yazık ki.
  • E-Nazmi E kullanıcısına yanıt
    90 diye biliyorum da ben neyse fark etmez. Geri zekalı bir toplum olduğumuz belli zaten, kitap okuma oranları falan benim için fazla bir şey de ifade etmiyor. Okunan kitapların çoğu Twilight çakması ucuz romantik romanlar veya popüler olmuş, alınıp da okunmayan kitaplar, Tutunamayanlar gibi.



    Cehalet ve kötü çevresel koşullar daha fazla etkili sanırım bu konuda. Çevremdeki insanlara gerizekalı muamelesi yaptığımda da suçlu ben oluyorum da neyse.

    < Bu ileti mini sürüm kullanılarak atıldı >
  • E-Nazmi E kullanıcısına yanıt
    Fransızca bilen birini bulmuşken sorayım

    Şu soru kalıplarını bir türlü mantığa oturtamadım, gramer kitaplarına baktığımda sadece ezber olarak verip geçmişler.

    Mesela; Qui est-ce, sorusunu direkt who is it olarak çevirebiliyoruz sorun yok, fakat "Qu'est-ce que c'est", sorusu nasıl oluyor da what is it anlamına geliyor? Yani bu cümleyi kelimesi kelimesine çevirdiğimizde anlamı nasıl karşılıyor?

    Tamam, çözdüm sorumu sanırım. Est-ce que bir anlama gelmiyor, içerdiği cümleye soru anlamı katıyor yalnızca. Ve özneden önce soruluyor, yani bizim asıl cümlemiz Que c'est (That it is) est-ce que eklendiğinde soruya dönüşmüş oluyor.

    Umarım, doğru anlamışımdır.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi David Attenborough -- 25 Kasım 2018; 23:24:1 >
  • quote:

    Orijinalden alıntı: David Attenborough

    Fransızca bilen birini bulmuşken sorayım

    Şu soru kalıplarını bir türlü mantığa oturtamadım, gramer kitaplarına baktığımda sadece ezber olarak verip geçmişler.

    Mesela; Qui est-ce, sorusunu direkt who is it olarak çevirebiliyoruz sorun yok, fakat "Qu'est-ce que c'est", sorusu nasıl oluyor da what is it anlamına geliyor? Yani bu cümleyi kelimesi kelimesine çevirdiğimizde anlamı nasıl karşılıyor?

    Tamam, çözdüm sorumu sanırım. Est-ce que bir anlama gelmiyor, içerdiği cümleye soru anlamı katıyor yalnızca. Ve özneden önce soruluyor, yani bizim asıl cümlemiz Que c'est (That it is) est-ce que eklendiğinde soruya dönüşmüş oluyor.

    Umarım, doğru anlamışımdır.
    "Qu'est-ce que ce" bir kalıp hocam. Kökeni ne kadar geriye gider bilmiyorum ama mantık aramayın. Zamanında böyle kalıplaşmış soru yapma cümlesi. Mot a motta evet "bu olan bu nedir" gibi bir anlama gelse de soru sorarken bunu demek şart. Aslında şart da değil.

    Bakın şöyle diyeyim, illa what is tarzı bir soru sormanız gerekmiyorsa Fransızcada ögelerin yerlerini değiştirerek de soru yapmayın, gerek yok. Vurguyla soru yapın, en kolayı bu.

    Yani örnek vereyim,

    c'est un probleme

    bunu şu şekilde soru yapmayın

    est-ce un probleme?

    Bu hem fazla kullanılmıyor benim gördüğüm hem de kurması zor İngilizceye göre. Onun yerine hemen şöyle yapabilirsiniz vurguyla

    c'est un probleme?

    Oldu bitti.

    Umarım doğru anlayıp anlatmışımdır? Çok karışık mesele çünkü.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi E-Nazmi -- 26 Kasım 2018; 0:28:10 >




  • E-Nazmi E kullanıcısına yanıt
    Kadıın düşmanı seni
  • quote:

    Orijinalden alıntı: The Mandalorian

    Kadıın düşmanı seni
    Mizojini bir cihad-ı ekber ve'l mukaddestir. Ne mutlu bu yolda başını feda eden kahraman erkeklere.
  • E-Nazmi E kullanıcısına yanıt
    Onu biliyorum zaten, klasik tonlamayla yapilan soru. Aynisi ingilizcede de var, merak ettigim mantik yukaridaki anladigim gibi mi? Bir de su kitap nasil:https://www.amazon.de/dp/1118228154/ref=rdr_ext_sb_ti_sims_1



    Elimde elementary seviyesinde bir kitap var da pek yeterli gelmiyor artik.

    < Bu ileti mini sürüm kullanılarak atıldı >
  • quote:

    Orijinalden alıntı: David Attenborough

    Onu biliyorum zaten, klasik tonlamayla yapilan soru. Aynisi ingilizcede de var, merak ettigim mantik yukaridaki anladigim gibi mi? Bir de su kitap nasil:https://www.amazon.de/dp/1118228154/ref=rdr_ext_sb_ti_sims_1



    Elimde elementary seviyesinde bir kitap var da pek yeterli gelmiyor artik.
    Valla tam anlayamadım ama doğru diyorsun galiba. 89 IQ ortaya çıktı şu an

    Ya da yeni kalkmış sayıldığım için de olabilir. Kafamı toparlayamadım 2-3 saattir, gözlerim yanıyor.

    EK: O kitap Dummies serisinden. Onun yerine iyi bir kitap istiyorsan Yusuf Polat'ınkini alabilirsin. Çok iyi ve detaylı bir kitap.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi E-Nazmi -- 26 Kasım 2018; 0:34:13 >




  • quote:

    Orijinalden alıntı: E-Nazmi

    Mizojini bir cihad-ı ekber ve'l mukaddestir. Ne mutlu bu yolda başını feda eden kahraman erkeklere.

    Alıntıları Göster
    kara karı, kuru karı, keçi eti, durgun at;
    mazarratül, mazarratül, mazarratül mazarrat.
    beyaz karı, şişman karı, malafatül şakşakiye, kuzu eti, yürük at;
    faidattün, faidattün, faidattün faidat.
  • quote:

    Orijinalden alıntı: The Mandalorian

    kara karı, kuru karı, keçi eti, durgun at;
    mazarratül, mazarratül, mazarratül mazarrat.
    beyaz karı, şişman karı, malafatül şakşakiye, kuzu eti, yürük at;
    faidattün, faidattün, faidattün faidat.

    Alıntıları Göster
    beyaz iyidir de çok da şişman olmasın. Balık etli olsa da makbuldür. Siyah saçlı yeşil gözlü böyle kiraz dudaklı. Of ya gece gece konuşulacak şey mi bu şimdi, insanın aklına tövbe estağfurullah.

    Neyse. Siyasi yazmayalım Silivri soğuktur şimdi.




  • quote:

    Orijinalden alıntı: E-Nazmi

    beyaz iyidir de çok da şişman olmasın. Balık etli olsa da makbuldür. Siyah saçlı yeşil gözlü böyle kiraz dudaklı. Of ya gece gece konuşulacak şey mi bu şimdi, insanın aklına tövbe estağfurullah.

    Neyse. Siyasi yazmayalım Silivri soğuktur şimdi.

    Alıntıları Göster
    Ben çeşit severim bana farketmez ama aşırı kilolu ya da aşırı zayıf kadın sevmem. Aşırı uzun ya da aşırı kısa kadınları da sevmem ama daha çok minyon sevimli tipler ilgimi çekiyor.

    Bundan girmeyiz yavvvv.




  • E-Nazmi E kullanıcısına yanıt
    Durumu bildiğin için Dummies serisi demiştim de neyse



    Dediğin kitabı alacağım da dinleme egzersizlerini nereden yapabilirim?

    < Bu ileti mini sürüm kullanılarak atıldı >
  • quote:

    Orijinalden alıntı: David Attenborough

    Durumu bildiğin için Dummies serisi demiştim de neyse



    Dediğin kitabı alacağım da dinleme egzersizlerini nereden yapabilirim?
    Youtube'da bazı seriler var. Ne yazınca çıkıyordu hatırlamıyorum ama french dialogues falan yazdın mı böyle bir videoda 200 diyalog tarzı şeyler var. Ben onları dinliyordum bir ara sonra bezdim ne kadar dinlersem dinleyeyim Fransa'da yaşamadıkça konuşamayacağımı ya da tam olarak konuşulanı anlayamayacağımı anlayıp.

    Onlara bir bakabilirsin.
  • E-Nazmi E kullanıcısına yanıt
    Bence bu oradan yaşamaktan çok, o dille günlük hayatta ne kadar karşılaştığiniz, öğrenimine toplamda ne kadar süre ayırdığınıza bağlı. Tabii doğuştan beri dille içli dışlı olan bir native speaker kadar iyi olamayacağımiz aşikar ama en azından B2-C1 seviyelerine gelinebilecegini düşünüyorum. Ben de eskiden b2 olduğum halde İngilizce filmleri, dizileri altyazisiz izleyemezdim ama o yöne doğru çalışmalar yaptıkça artık rahat bir şekilde izleyebiliyorum. Aynı şekilde konuşma da öyle, tabii pratik yapacak birini bulmak zor ama en azından kendi sesini kaydedip değerlendirme yapabilirsin. Özellikle hem pronunciation hem listening hem de reading adına audiobookların çok yararlı olduğunu düşünüyorum. Resmen çağımızın en underrated dil öğrenme aracı.



    Youtube'u kurcalayayım biraz dediğin gibi, yaza doğru da sesli kitaplara geçeceğim.

    < Bu ileti mini sürüm kullanılarak atıldı >
  • Bu arada William Manchester'ın "The Last Lion" serisini okuyan var mı? Biraz göz attım da iyi bir kitaba benziyor gibi.

    < Bu ileti mini sürüm kullanılarak atıldı >
  • quote:

    Orijinalden alıntı: David Attenborough

    Bence bu oradan yaşamaktan çok, o dille günlük hayatta ne kadar karşılaştığiniz, öğrenimine toplamda ne kadar süre ayırdığınıza bağlı. Tabii doğuştan beri dille içli dışlı olan bir native speaker kadar iyi olamayacağımiz aşikar ama en azından B2-C1 seviyelerine gelinebilecegini düşünüyorum. Ben de eskiden b2 olduğum halde İngilizce filmleri, dizileri altyazisiz izleyemezdim ama o yöne doğru çalışmalar yaptıkça artık rahat bir şekilde izleyebiliyorum. Aynı şekilde konuşma da öyle, tabii pratik yapacak birini bulmak zor ama en azından kendi sesini kaydedip değerlendirme yapabilirsin. Özellikle hem pronunciation hem listening hem de reading adına audiobookların çok yararlı olduğunu düşünüyorum. Resmen çağımızın en underrated dil öğrenme aracı.



    Youtube'u kurcalayayım biraz dediğin gibi, yaza doğru da sesli kitaplara geçeceğim.
    Ya zaten orada yaşamaktan kastım günlük hayatta karşılaşmak. Çünkü Rusça bile öğrensen Antalya'da yaşamıyorsan karşılaşma ihtimalin yok ki Rusçanın konuşanı 300 milyon falan. Hesap et artık.

    Ben büyük ihtimalle Doktorayı tamamlayıp Fransızca bir bildiri sunmam gerekene kadar konuşmaya gerek duymayacağım için üstüne düşmedim. Ama düşülebilir tabii.

    Şunu da söylemeliyim İngilizcede bile bir dünya farklı aksan var. Apalaşların aksanını ya da Avustralya'yı da orada yaşamadan öğrenmeye çalışmak bence biraz şov.

    Bu arada dediğin kitabı duymamıştım.




  • E-Nazmi E kullanıcısına yanıt
    Gidip illa ki insanla konuşmak zorunda değilsin ki, o dilde kitap okuyup film izlesen de önceki bilgilerini pekistirmis oluyorsun. Tabii, kurs veya yardımcı biri olmadan düzenli bir şekilde yapmak, zor ama imkansız değil.



    Antalya'daki turistlerle konuşarak yabanci dil öğrenenler, Almanya'daki eğitimsiz Türk işçilerine benziyor. Ben gitmek disko tarzı cümleden öteye pek geçemiyorlar.

    < Bu ileti mini sürüm kullanılarak atıldı >
  • 
Sayfa: önceki 4546474849
Sayfaya Git
Git
sonraki
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.