Şimdi Ara

Kader Sırrı (6. sayfa)

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
2 Misafir - 2 Masaüstü
5 sn
142
Cevap
0
Favori
2.389
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
0 oy
Öne Çıkar
Sayfa: önceki 45678
Sayfaya Git
Git
sonraki
Giriş
Mesaj
  • Tilki ve eşek hikayesini önce nefsim için, sonra da herkesin tekrar tekrar okuması için buraya ders olarak bırakıyorum.
    (Sayfalar karışık yüklendiği için, sayfalara dikkat edip okuyunuz.)

    Kader Sırrı
    Kader Sırrı
    Kader Sırrı
    Kader Sırrı
    Kader Sırrı
    Kader Sırrı
    Kader Sırrı
    Kader Sırrı
    Kader Sırrı



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Kader Sırrı -- 11 Aralık 2023; 6:42:53 >
    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >




  • Kış günü öncelikle Rabbin ile bağın, sonra başını sokacak sıcak bir evin, su gecirmez botların varsa ve borcun da yoksa dünyanın en zengini sensin.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • Her yer karanlık olduğunda ve her insan canavar gibi gözüktügünde de ALLAH a dayanıp güven soğuk kış günlerinin bitmesine geri sayım yapıp yapmama konusunda endişelerim var :) kışın insanı çaresiz hissettiren, yaprakları döken bir yönü var. Ama bilirim ki bu da gereklidir. İnsan o çiçekleri daima görürse sahiden kıymetini bilemiyor. Ya da sürekli güzel bahçelerde yaşamak insanı İrem bahçeleri gibi yalancı cennet gafletine sokabiliyor ve sonunda hiç beklemediğin anda geliyor azap. Estağfurullah diyip sürece sabredip umutla devam edeceğiz.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >

  • < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • Hayatımın bu evresinde iki kanatlı uçmak gerekliliği dersini aldım sanırım:) (dünya ve ahiret)
    Sadece ahirete, ilme odaklanayım ve yaşama dair her şeyi kapatayım, bilmeyeyim dedim. Önce kanadımın (dünya) birisini kullanmayı bıraktım, sonra bu kullanmadığım kanat yüzünden uçamadım, gitmek istediğim yere de varamadım ve hatta bu diğerinin (ahiret) kırılıp incinmesine sebep oldu. Verilen iki kanadını da ALLAH için kullanman gerekmiş. Bunda henüz benim de idrakime açılmayan bir hikmet gizli demek. ALLAH Rahmandır ve benim Rabbimdir.
    Şimdi her şeye yeniden başlıyoruz...



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Kader Sırrı -- 12 Aralık 2023; 14:10:3 >
    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • göç vakti yaklaşıyor. ne diyeyim, her şeye rağmen gönlümde yetişen umut ağacından bahsetmeyerek nankörlük mü yapayım :)

    kafam karışık. bir süre önce 'ruhun deşifresi' kitabını okumaya başlamış, sonra da kendimi 'akışa bırakmak' istediğim için biraz daha kaderci yaklaşmış, insanın kaderinin çok fazla elinde olmadığını düşünme rahatlığı ile kendimi avutmuştum.

    sonra meselenin pek de öyle olmadığını öğrendim. bir işe başladım, kanatlarımdan birisini kullanmak istemediğim için hesap-kitap da yapmadım. onun yerine ilim öğrenmek istemiştim. zaten isteyerek çalışıyor da değildim. sonra battım :))) gerçekten. şu an batık durumdayım, biliyorsunuz gemim batmıştı.


    şu kitabı tekrar okumaya başlasam iyi olacak sanırım. :'( ne kadar nefsimin aşırı zoruna gitse de. artık kendimi öylece bırakmak istiyorum, her şey kendi kendisine yoluna girse ? ALLAH'ın kader akışında bizden beklentileri neler acaba ? sanırım kader meselesi tam da benim düşündüğüm gibi ilerlemiyor.

    Oysa büyük büyük alimlerin sözlerinden biliyordum ki, (hatta yukarıda paylaştığım Mesnevi hikayesi de buna atıftır) tam olarak tevekkül edebilseydim çalışmama gerek kalmayacaktı. Sanırım tam olarak tevekkül edemiyorum :)) ya da ?

    aslında bunu şöyle yormaya başladım. hayatın her alanında sana emaneten verilmiş kabiliyetleri parlatmak. Bu ALLAH'ın vergisi ve ALLAH dünya için verdiği kanatlarımı da kullanmamı istiyorsa, kullanmalıyım. Belki insan-ı kamil olma yolunda bunun daha çok faydası olacaktır.


    insanın, beynini kilitleyebileceğini biliyorum. aslında bunu senelerce yaşadım. artık sabredemiyorum, tam şimdi kurtarılmam gerekir diye sonda olduğumu düşündüğüm nice zamanlar, senelerce daha sabretmem gerekti. kendimi 'işte şimdi bitmiş durumda ve yorgunum' yalanı ile avutmaya çalışırken, bitmediğimi ve yaşamaya devam ettiğimi gördüm. hem de bulunduğum yer bile değişmiyordu. senelerce de bunun eğitimini görmüştüm, ne zaman ki kendimi tam teslimiyet ile ALLAH'ın kaderine bıraktım ve artık kurtarılmak, sabretmek gibi kelimeler zihnimden silinip gitmişti, o vakit kurtarıldım. vay be acaba fıtrat meselesi bu muydu :) bilmiyorum. çünkü hâlâ neler olduğunu anlamıyorum, doğu ile batı iç içeydi.


    beyni kilitlemek.





  • "O (c.c.) iki doğunun da, iki batının da Rabbidir.
    O halde Rabbinizin hangi nimetlerini yalanlıyorsunuz ?"
    (Rahman Suresi)



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Kader Sırrı -- 22 Aralık 2023; 8:25:22 >
    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • göç gününden sonrası


    Selamün Aleyküm kardeşlerim. Göç günü geldi geçti. Başka bir şehirde, başka bir yaşamın içerisindeyim. Çok uzun zamandır ruhumdaki; koşuşturmadan, savaş psikolojisinden Rahman'ın rahmeti ile şifa bulmaya başladım. Burası sonsuz beyaz bir diyardı sanki. Çok huzurluydu sahiden Elhamdülillah. Böyle bir sonuç beklemiyordum. Her zorluğun ardından gerçekten bir kolaylık varmış.


    Peki ben ne durumdayım ? Bir yandan bu konfor alanına alışıyor ve çıkmak istemiyorken, diğer yandan bu huzurlu diyarda ruhumu huzursuz eden bir şeyler var. Mücadelenin eksik olması, dengeli hâlde yaşamak ruhumda anlayamadığım huzursuzluğa sebep oluyor.


    Dengeli halde yaşamak meselesini irdelemek istiyorum. Senelerdir çok acı çekmeme sebep olan hemen her ne varsa, bunun aşırılıklarım sebebiyle olduğunu fark ettim. Zühd halinde yaşamak meselesi örneğin. ALLAH'a yakın olma isteğimin, beni şeytanın planlarına katarak; ALLAH'ın istemediği şekilde yaşadığım hâle dönüştürmesi... Şeytan bana sürekli sağdan yaklaşmış. Evliyaların sohbetlerini Kur'an ve Sünnetten daha da öncelemek. Takva ve zühdü yanlış yerde aramışım...Ailemi geri planda bırakanlar kervanına katılmışım. Yaptığımın ne kadar Kur'an ve sünnete uymadığını bilsem bile, bunu okusam bile nefsin hastalıkları yanlışı doğru göstermiş. Nefs kendisine bu sana daha çok uyuyor, bu ALLAH rızası için diyip durmuş. Ruhumun sürekli kaos içerisinde olması ve İslam huzurunu yakalayamaması nefsimin hastalıklarından ve dinimiz sürekli dengeden bahsederken benim aşırılarda yaşama sevdamdan imiş. Şeytanın hilelerine akıl sır ermiyor işte. Rabbim hepinizi muhafaza etsin.


    Bu dönem ki geçmişe dönüp bakınca nefsimin hastalıklarını görüyorum ama hastalığım tam olarak iyileşmemiş olacak ki, ruhum hâlâ o kaosu arıyor sanki. Huzursuz yaşamaya çokça alışmış ruh, İslamın barış ve huzurunu tam olarak içselleştiremiyor, huzursuz bir şeyler arıyor hâlâ...Huzursuz bir şeyler olmalı, savaşmalı, mücadele ve kaos çizgisinden çıkamıyor. (şükür ki ben çıkmaya başladım ve nefsim bu hastalıklardan kurtulana kadar terazimi; Kur'an ve sünnet yapacağım inşaAllah) Artık kendimi sürekli dengeye çizgisinde tutmaya çalışarak hastalıklarımdan şifa bulmaya bakacağım.


    Mücadeleyi ayrı değerlendirmek istiyorum. Mücadele etmek gerekli olabilir. Şeytana fırsat vermeyecek şekilde hayatı dolu dolu yaşamak gerekli olabilir ama bunu şeytanın attığı ağlara yakalanmadan yapmalı. İslam sanırım gerçekten huzur ve barış dini. Ne garip, senelerdir İslam olmama rağmen bunca senedir anlamamışım.... İman kalbime henüz yerleşmemiş...


    Bedevîler "inandık" dediler. De ki: Siz iman etmediniz ama "İslâm olduk." deyin. Henüz iman kalplerinize yerleşmedi. Eğer Allah'a ve Resulüne itaat ederseniz, Allah işlerinizden hiçbir şeyi eksiltmez. Çünkü Allah çok bağışlayan, çok merhamet edendir. (Hucurât Suresi 14. Ayet)




    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Kader Sırrı -- 22 Aralık 2023; 8:53:56 >




  • Yine de burası bir geçiş durağı. Nasipse ALLAH'ı aramak için buradan başka bir ülkeye gidip bir süre orada yaşamak istiyorum. Bunun için bir plan yapalım



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Kader Sırrı -- 22 Aralık 2023; 20:47:50 >
    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • 6 aylık ilk büyük planımız:


    şimdiden gelin tacı takınmış baharı görüyorum.

    süslenmiş, en güzel çiçeklerle bezenmiş.

    denizleri yara yara giden gemiler;

    ALLAH'ın lütfundan nasiplerini aramak için,

    ALLAH ile yola çıkmış.

    Yol, alemlerde dolanıp durmuş;

    Sevgilinin (c.c.) Sevgilisinin (s.a.v.) ayak uçlarında son bulmuş..


    o yollardan sonra tekrar bir yol var mıdır ? kim bilir...

  • yine kalbime yapıştı İmam Rabbani. Bizim hikayemiz parçalı bulutlu, ardından açan Güneş tecellili...ALLAH Subhanehu dedi, daha o demeden bana sirayet etmişti. Karmaşık. Ben velilerin mahiyetini bilemedim, çözemedim sırlarını ve gizemlerini.

  • Selamün Aleyküm ve Rahmetullah.

    Yeni bir başlangıç için Ruhun Deşifresi kitabına tekrar başladım. Bölüm bölüm okuyup öğrendiklerimi buraya da yazacağım. ALLAH'tan isterim ki hak ile batılı ayırt edebileyim, faydalı ilim öğrenmek nasip olsun. Belki kader meselesine dair bir şeyler daha öğrenmiş olurum.


    Alıntı

    metni:
    Yazar 'Umudunuz Ufkunuzdur' başlığı ile başlıyor ve umut ettiğimiz, hayalini kurabildiğimiz her şeyin gerçekleşebilme imkanından bahsediyor: "Oysa her insan kabiliyet olarak Cenab-ı Hakk'a muhatap olmak kabiliyet ve donanımındadır." Beyin ve bedenin aslında imkanlar okyanusu olduğunu vurguluyor.


    Evet, birkaç ay önce, o zorlu dönemlerde Kur'an'ı Kerim okurken sanki ALLAH; her sayfada, ve belki her ayetin içine gizlenmiş umut telkinleri ile sohbet ediyordu kuluyla. Oku'masam fena dağılabilirdim. Sanki hep şakalar yapıyordu, bir anda kıssalarda gezdiriyordu, umuttan bahsediyordu. Bu hayat hikayesinde güzel sonlar daima ALLAH'a kul olanların başına geliyordu. İçlerinde kavmi tarafından öldürülen dahi güzel-mutlu bir sona erişmiş oluyordu: ''(Ona) Gir cennete! denildi. «Keşke, dedi, Rabbimin beni bağışladığını ve beni ikrama mazhar olanlardan kıldığını kavmim bilseydi!" (Yasin Suresi/26. Ayet)


    İlle ölmek ya da yaşamak gerekmiyor. Mutlu bir son var, ve bu sadece dünyada işlemiyor. Geniş açılardan görmek lazım. Dünyada da daima güzelliklerin mü'minlerin başına geldiğinden bahsediyordu. Yemin ederim, buna şahidim. Dışarıdan bakanlar için o birkaç ay önceki görüntüm belki 'ah-vah'lık bir durumdu ama ALLAH'a en yakın olduğum=en mutlu günlerden bir kısmını yaşıyordum. Size ALLAH'ı anlatsam ? Hayret ederdiniz ! Ben bile Rabbimin bu kadar yakın olduğunu unutmuşum :) Hep yanıbaşındaydı, seninleydi...


    Alıntı

    metni:
    'UMUT'...kitaba umut ile başlaması müthiş, gerçekten insanı 'karanlıklardan aydınlığa' çıkaran ALLAH'a olan umudundadır. Kitabın ilerleyen sayfalarında Başarı Nedir ? bunun üzerine düşünüyor. Başarı kader mi yoksa insanın çabasına mı bağlı ? Aslında bunun mahiyetine tam olarak eremese de gayretin olmazsa olmaz olduğunu hissediyor. Ben de bu kafa karışıklığını yaşıyorum. Bazı şeyleri anlamak sahiden zor.Buradan yola çıkarak başarıyı irdeliyor ve Batıda başarı maddesel ölçülerken, Doğu Medeniyetinde başarılı insanın insan-ı kamil olduğu sonucuna varıyor. Bu sonuç içinse yolunu bir hadisi şeriften buluyor: 'İnsanların her hayırlısı, insanlara faydalı olandır.'İnsanı kamil nedir ? İnsanı kamil ALLAH'ın kendisine yüklediği potansiyeli keşfetmiş ve kapasitesini en kemal noktasına taşımış, bununla da insanları rahatsız etmek şöyle dursun, insanlara fayda sağlamaya başlamış insan !


    Tabi buradan fayda nedir ? bu konular irdelenebilir ama uzatmak istemiyorum. Buradaki tüm kelimeleri ve tüm niyetleri ALLAH rızası çatısı altında incelerseniz, demek istediğim daha iyi anlaşılır.


    Kitabın kendimizi dönüştürmede yardımcı olacağını ümit ediyorum. Bu yüzden inceleme yaparak devam etmek istiyorum. Çok uzun zamandır kadere teslim olduğumu düşündüğüm bir haldeyim ama benden beklenen bu değil bunu yaşayarak tecrübe ettirdi Rabbim. Kadere teslim olduğunu düşünerek, suyun üzerindeki çer çöp gibi gelişigüzel yaşayamazsın. Bir işe giriyorsan matematik hesaplamalar yapman lazımmış, ya da iş için belli bir zaman ayırmak gerekli imiş, rızk önceden taksim edildi zaten diye öylesine yaşayamıyormuşsun. Tabiki rızk ezelden takdir edildi ve payımıza düşen belli, ama bizden beklenen bir şeyler var ? neden, nasıl henüz bilmiyorum. Bunu da öğrenmek için yola çıktık. Sanırım ALLAH'ın istediği gibi bir kul olma yolcuğunda bizim de büyük payımız var.

    Selametle...





  • Selamün Aleyküm ve Rahmatullah...

    Uzun bir yazı olacak, 2022-2023 yılının incelemesi ve 2024 yılının hedefleri.


    20-24

    2O23 yılının kritiğini yaparak, 2024 yılının yeni hedeflerinden bahsedelim istiyorum.


    2023...Gerçekten hatırlamakta zorlanıyorum. Çünkü ben, bende değildim. Ağustos ayına kadar bir uykunun içerisindeydim. 2022 yılında kendimden gitmiştim, 2 sene kadar kendimde yokmuşum...Gerçekten de böyle. 2023 yılı, 2022 yılının devam niteliğindeydi benim için. Bu yüzden 2022-2023 yılını beraber inceleyeceğim.


    2022 ve 2023 yılı. Hayatımın büyük kayıplarını verdiğim, aynı zamanda en büyük aşkını yaşadığım yıl. Bir mürşide olan (ya da yine İbn Arabi Hazretlerine) aşktan İbn Arabi hazretlerine, ve tabiki ve daima ALLAH'a dönen aşk. İbn Arabi Hazretlerine gerçekten aşık olmuştum sanırım. Bu aşk kendimi kendinden götürecek cinstendi. Aklım, beynim uçtu gitti. Bunca zamandır yaşanılmış sanılan her aşk ise, sevgiden ibaretmiş. Aşk gerçekten başka bir şeymiş. Tabi bunun aslı ALLAH'a olan aşk'tı...


    Öyle garip şekilde 2022 yılına başlamıştım ki; gerçekten yüreğim de, zihnim de, aklım da eriyip gitmişti. Garip diyorum çünkü acı mıydı yaşadığım, hayal kırıklığı mı, özgürlük mü, esirlik mi hiçbirini anlamıyordum. Gerçek neydi ? Doğru ve yanlışı ayıramıyordum. Böylece 2 yıl boyunca; doğu ve batı arasında kalacağım şekilde imtihan edilecekmişim. Ama yemin ederim Rabbim Rahman ve Rahimdi; 2022'ya başlarken yaşadığım o garipliği (?) unutacağım bir vesile yaratıldı. Tarikatlar ve mürşidler dönemim başladı ve ben yaklaşık 2 sene bende değildim. Böylece ne olup bittiğini anlayamadım. Bazen gözümden yaşlar süzülse de, ağlayan kimdi ? ağlanan kim ? nedendi ? bilemiyorum...


    İlk tarikat ve mürşidde öyle olağanüstü şeyler yaşanmıştı ki, bunlar bir insanın hayatında olabilecek büyük mucizelerdendi. Bir bal çaldılar ağzıma, 2 sene o balı tekrar tadabilmek için dolaşıp durdum. Evet mürşidlik müessesi hak gibiydi, bir şeyler vardı ki insanın derecesi artıyordu sanki. Bilmiyorum, ama ters orantılı şekilde nihayetinde cehennemin eşiğine kadar gittim ve Rabbim kurtardı.


    Sonra aylarca yeni tarikat ve mürşid arayışına girdim. öyle sapkın tarikatlar da gördüm ki, bir ara vahhabi olmak üzereydim sanırım. Gerçekten nefret etme derecesine geldim. İnsanların fark ederek ya da etmeyerek şeyhe taptıklarını izledim midem bulanarak. bu aklını kullanmayan ahaliye bir şeyler anlatmak zordu ! Ama dedim ya, yine kimse boş bir sebepten yapmıyordu bunu. Olağanüstü şeyler yaşanıyordu. İyi şeyler mi, yoksa şeytanın seni esir ettiği kötü şeyler mi bilmem !


    En sonunda gözümde büyüttüğüm ve kesinlikle bu haktır dediğim bir tarikatın içine girdim ki (2023-Eylül/Ekim olsa gerek) girmem ile çıkmam bir oldu. 1 gün kadar sürmedi. Ve böylece tüm şeyh/tarikat vb putlarım yıkılmaya başladı. Elimde olsa tüm tasavvuf kitaplarını yakacaktım ! içimde büyük alimlere karşı bile hırs vardı ! Ca'nım İbn Arabim bile yanılmış olmalıydı, herkesin yanılması olağandı artık. :'( onu hatırlarken hala gözün yaşarmaması elde değil. Onun beni tüm dertlerden uzaklaştırıp ALLAH'a yakınlaştırmasına aşık olmuştum belki de. Öyle bir dünyası vardı ki, hatta bu konu başlığı altında da ilk günlerde yazdığım bir yazı ona ithafendi. Paylaşayım:


    Alıntı

    metni:
    Belki her şeyi çiçekli gösteren bir gözlük vardır.O gider ardından bakarsın. Ben de onun gibi olucam er ya da geç. InsaAllah :)İnsanlar dert tasa içinde boğulurken O çoktan, Hazine Sahibinin mülkünde geziniyordur. Bazısı hayatın kötü taraflarına odaklanıp ömrünün %90 ini sıkıntı bela ve depresif bir halde geçirirken, o Kader Sahibini tanımış, Tevhid etmiş, Esmaların sonsuzluğunda; sınırsız huzurlu bir yolculuk yapıyordur. Yaşarken dahi.



    Uzatmamak için. Birkaç ay önce uyandım, aslında bu konuyu açmam uyanmaya başladığım dönemlere denk geliyor. Yaklaşık 2 senenin sonunda kendime gelmeye başlamıştım. Hayatımda yine büyük değişimler yaşanıyordu. Ve en sonunda her şey tekrar değişti ve ben bambaşka bir yerdeyim. Hep kendimden gitmek istemiştim, adımı değiştirmek... bu 2 sene kendimden gitmiştim ve adımı da bilmiyordum. Sonra yana yakıla adımı aradım, ve Rabbimin lütfu ile ismim, nefsim, ruhum, kişiliğim (ben denilen ne varsa) bana tekrar iade edildi. Tabi bu süreçte ALLAH beni hiç bırakmadı. İyi ve kötü günler birbiri adına dönüp dururken tek Yâr, O YÂR (c.c.) imiş...


    2024 yılı hedeflerim...Aslında bu hedefler kafamda yavaş yavaş belirip duruyordu, yazınca anladım ki meğer 2022-2023 senesi vesilesiyle bu hedefleri belirlemişim. Hepsi birbiri ardına gelen zincinler gibiymiş:Sebep-Sonuç...


    1) Hz. Zülkarneyn gibi Doğuya ve Batıya seyahat etmek istiyorum.

    Bunu en çok 2 senedir yaşadığım ve kalıntılarının üzerimde bulunduğu 'ham sofuluk'tan kurtulup gerçek akıl sahibi olabilmek için: ALLAH'ıma yakın olabilmek için istiyorum.


    Batı ülkesine seyahat etmek istiyorum. Hristiyanlığı, Museviliği mümkünse diğer dinleri yakından tanımak istiyorum. Bu insanların içinde kaybolduğu manevi yangını görmek, belki onlar için bir şeyler yapabilmek; ama ALLAH biliyor ya en çok da kendimi ALLAH'ın razı olacağı hâle getirebilmek, 'ham sofuluk' kalıntılarından arınmak için istiyorum. (Son günlerde Cennete Otostop kitabını okudum ve tekrardan hak dine iman ettiğime şahit oldum, imanım güçlendi Elhamdülillah.)


    *İçinde bulunduğum kültürün kalıntılarından kurtulmak, atalarımın dinlerinden uzaklaşıp gerçekten tek bir ALLAH'a iman edebilmek için istiyorum. Bu kültürün verdiği tembellikten ve gelişigüzel yaşamaktan da arınmak istiyorum.


    *Bir başka dil ile konuşmanın insanda farklı düşünme ve karakter sistemi oluşturabileceğini düşünüyorum. Örneğin Farsça dünyasına girip; dil ve kültür üzere araştırmalar yaptığımda kalbi ALLAH' yanmış bir kul olurken , İngilizce dünyasında daha aklı selim ve daha kabalıktan uzak biri oluyorum. Arapça dünyasında ise 'ihlas' ve 'tevazu': topraktan halk edilmiş samimi bir kul oluveriyorum.


    Doğu ülkelerine seyahat etmek istiyorum. Özellikle Peygamberimin yanına gidebilmek istiyorum. Mekke'ye, Medine'ye...


    1.maddenin Gereksinimleri:

    Maddi imkan (hâlihazırda bunun için uğraşıyorum)

    Dil, Tarih ve Coğrafya Bilgisi (ilk aşamada sadece İngilizce ve Arapça yeterli)

    İngilizce için: Kişisel kaynaklar ve speaking için Open English olabilir.


    2) Hafız olmak istiyorum. Çünkü Rabbim çok güzel. İşte bu kadar. Kur'an okuyunca denizlerde yolculuk da yapıyorsun, sıcak bir ailenin içindeki evlat da oluyorsun. Hak ve Batılı, doğu ile batıyı ayıracağımız ALLAH'la muhabbet edeceğimız tek kitap.


    2.Maddenin Gereksinimleri:

    İyi derece de Arapça Dilbilgisi. Aslında çok uzun zamandır Arapça Gramer çalışıyorum konular hemen hemen bitti ama hâlâ çalışmam gerekiyor.

    ilk 6 ay Arapçayı çok iyi derecede öğrenip, ikinci 6 ay nasipse hafızlığa başlayabilirim. Sene sonuna kadar kitabımın yarısını ezberlesem kâfi.


    3-Dua Avcısı olmak istiyorum.

    En eksik olduğum ibadet dua olabilir. Bu yüzden El Ezkar gibi kitaplardan Peygamberimin dualarını tekrar tekrar ederek, nihayetinde kendi kelimelerimle de dua edebilmek. Duanın hakikatinin çok derin olduğunu düşünüyorum, fiili dualarıma, sözlü dualarımı da katabilsem ALLAH'ın çok sevdiği bir kul olabilirim.


    3.maddenin Gereksinimi:

    Şimdilik, El Ezkar kitabı.


    Bunlar 1 senelik ortalama hedeflerdi. Planlar diyemeyiz çünkü planlar için daha detaylı bir çalışma gerekir. Onun planlarını da nasipse gün geldikçe öğreniriz.

    Selametle.


    4) İnternet kullanımını min. düzeye indirmek.


    4.Madde Gereksinimi: Bunun için bugün taahhütümün bitmesini de fırsat bilerek faturasız hatta geçiş yaptım. En azından ilk aşamada telefondan interneti (wifi' da dahil) elzem durumlar harici kullanmayarak telefon kısmını çözmüş olacağım inşaAllah.

    Pc gibi diğer teknolojik cihazlarda da yalnızca gerekli olduğu kadar. Dil öğrenimi, araştırma yapabilmek vb.




    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Kader Sırrı -- 31 Aralık 2023; 20:2:42 >




  • Selamün Aleyküm ve Rahmetullah.

    Ruhun Deşifresi kitabı Giriş bölümü derslerinden sonra 1. bölümden devam ediyoruz. Hemen hemen her cümlenin altını çizmişim. Sizlerle de bir kısmını paylaşıyorum. Tekrardan yorum yapmayacağım çünkü her şey çok net anlatılmış.

    Bu bölümün/ilmin sonucunda; beyin egzersizi olarak güzel hayaller ve ümitler beslemek gerektiğini, beden egzersizi için de sağlıklı beslenmek ve bedeni egzersizler yapmayı yaşam biçimi haline getirmek gerektiğini öğrenmiş olduk.

    Peygamber Efendimizin hayatını birebir modellemek ve sürekli tekrar etmekle de kendimizin en iyi versiyonuna ulaşacağımızı öğrendik. Kur'an ve sünnette de Rabbim bize umutlu olmayı, iyi zan beslemeyi, israf etmeden yiyip içmeyi; Peygamberimizi örnek almamız gerektiğini öğretir devamlı...

    Bir ilim nasip oldu, en güzel şekilde amel etmek nasip olsun. Amin.



    Birinci Bölüm (Ruh-Beden İlişkisi)

    Alıntı

    metni:
    "*Başaranın en temel malzemesi ruh gücüdür.Çünkü bedenimizin imkanlarını kullanacak olan odur.*Bedenimiz, aslında bu alemi algılaması ve kontrol etmesi için ruhumuza verilmiş donanımdır.*Ruh bedeni kullanarak bu evrende kendisinden bekleneni gerçekleştirir.*Ruhumuzun iş yapabilme kabiliyeti, vücudu ve onun imkanlarını doğru kullanma becerisine bağlı olduğu kadar, bir sürücü olarak, vücut ile ilgili pratiklerin arttırılmasına da bağlıdır.*Ruhun potansiyel kabiliyetleri kullanabilmesi onları öğrenmesiyle ! mümkündür.*Ruhun gücünü kavramak, birçok insanın başaramadığını başarmak ve başarıyı sürdürebilmek için en basit, aynı zamanda en etkili yol; başarılı ve erdemli bir insanın yaşamını modelleyebilmektir: Ey insanlar, İbrahimde sizin için örnekler vardır. (Mümtehine Suresi, 4.ayet)*Model aldığımız insanın davranışlarını ve yaptıklarını içselleştirip sürekli tekrarladığınız taktirde biz de onun ulaştığı başarılara ulaşabiliriz.*İlahi bir hibe olarak verilen o hazır yetenekleri, biz temrinler ve egzersizlerle içselleştirip kullanabilir hale getirebiliriz. Yapmamız gereken, o potansiyel kullanabilme yetisini geliştirmek, yani ruhun gücünü ortaya çıkarmaktır. Bunu sağlamak için bedenimize, eylemlerimize ve yiyip içtiklerimize dikkat etmemiz gerekir.*Ruhun sağlığını korumayı sağlayan en iyi yollardan birisi de nefse sürekli güzel fiiller ve hayaller yüklemektir. Çünkü insan beyni sanal ve gerçeği birbirinden ayırt edemiyor. İnsanın vücut mekanizması, beyinden gelen sinyallere göre hareket eder.*Beyninize sürekli iyi hayaller ve umutlar yüklemeyi adet haline getirirseniz, bir süre sonra gerçekten işlerin yolunda gittiğini, kaderinizin değiştirini, şans dediğiniz şeyin size de isabet etmeye başladığını, yakındığınız bir yığın tersliğin artık size eski sıklıkla uğramadığını fark edersiniz.*Yakalanan anlık mutlulukların sürekliliği, temiz ve olumlu düşünmeyi sürdürmekle mümkündür. Olayları olumlu veya olumsuz kılan biraz da bizim bakış açımızdır. Aynı olaydan iki insan pekala farklı anlamlar çıkarabilir.*İyi düşünce beyin jimnastiğidir. Tembellik beyni küçültür.*Hareketler, uzuvları geliştirir. Ruh ise gelişmiş uzuvları daha fonksiyonel kullanır ve başarılı olmanız için harcamanız gereken gücü asgariye düşürür.*Ruhi egzersiz, alıştırma ve telkinler de tıpkı beden egzersizleri gibidir. İkisi aynı soluktan nefes alır. Bedenin fizyolojik değişiklerinin insanın ruhi hallerini de doğrudan etkilediği artık kesin bir şekilde bilinmekte. Ruhu zinde tutmak ve disipline etmek için mutlaka bedenimize egzersizler yaptırmalıyız. Bunun terk ve ihmâli, tembellik, ruhi zayıflık, iradesizlik gibi acı durumları doğurur. Kişiye gam, keder, bela getirir. Anlama, duygulanma ve duyumsama gibi yeteneklerimiz ve reflekslerimiz kaybolur.*Tembellik sebebiyle kişi saadet araçlarını kaybetmiş ve ihmâl sonunda mutlu bir hayatın direklerini yıkmış olur.*Tek bir cümle ile ifade etmek gerekirse; ruhun gücü, bedenin zindeliği ve fonksiyonelliği ile doğrudan ilintilidir."



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Kader Sırrı -- 3 Ocak 2024; 8:39:57 >




  • Yokluğun dayanılmaz hafifliği

    Varlığın; insan üzerinde kalıntı bıraktığını fark ediyorum bugünlerde. Böyle sıva gibi, üzerine bir katman daha atıyor, ağırlaştırıyor. İnsanların seni 'faydasız' biçimde önemsemeleri, boşluktan gereksiz gündem yapmaları, faydasız insan topluluğu; insanın nefsine fark etse de etmese de bir ağırlık oluşturuyor, bir yük yüklüyor. Dışarıda dolaşırken birkaç saniye de olsa insanların nazarını celbetmek bile böyle. İnsanların dönüp bakması da hemen bir kat sıva daha oluşturuyor üzerinde. Her nazarda, gereksiz her önemsenmede ruhunun azabı başlıyor.


    Şimdilerde varlığımdan haberdar olan bir Halık-ı Âlem (c.c.) var, bir de ailem. Dışarı çok az ve belli günlerde çıkıyorum. Gereksiz önemsenmediğim bir yerdeyim. İnsanoğlu elbette önemlidir ama bunu Rabbimin bana verdiği değerden alıyorum. İnsanların gereksiz söz ve davranışlarının nefsime çengel atmasına izin vermeden... Daha özgürüm çok şükür... Ruhum kavga ve kaostan daha uzak, daha az telaş. Cennete mi geldim bilmem, binlerce şükür ve hamd olsun :) Bu güneş görmeyen odayı bile benim için daha ben gelmeden huzurlu bir ev-yurt eylemiş Sevdam (c.c.), Güneşi bu odaya doldurmuş, Şehrin kışı bile bahara dönmüş...Elhamdülillah ...!... Nasıl oldu ben de bilemedim. Beni ben bile unuttum, bir O (c.c.) gerçekten değer versin isterim :) Belki ölüme, kavuşmaya az kalmıştır, kabre birkaç adım kalmış gibi bazen...Kavuşmak sonsuza dek enn güzel şekilde nasip olsun. Aminnn :)





  • "ve şimdi birçok sayfasını atlayarak bitirdiğim kitabın başından başlayabilirim."


    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • Bazen hayatta ne yapacağını bilmediğin için, kararsız adımlar atar, savrulursun.
    İşte o vakit, gökyüzünde yön bulmak için yıldızları yaratan Rabbine dön ve Raşid sırrınca; O'nun (c.c.) huzurunda kulu olarak dur. Topraktan halk edilmiş, sapsade bir misafir gibi...Kuşları gideceği yöne sevk eden Rabbin kulu olarak...Kulu olarak dur ki seni de gitmen gereken yöne sevk etsin. O öyle güzel ki, güzelliğinden dili tutulur insanın, söyleyemez.
    Kader Sırrı

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >




  • 
Sayfa: önceki 45678
Sayfaya Git
Git
sonraki
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.