Şimdi Ara

İnsanlık için bir çağrıdır ve açıklamadır. (2. sayfa)

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
1 Misafir - 1 Masaüstü
5 sn
119
Cevap
0
Favori
19.950
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
0 oy
Öne Çıkar
Sayfa: önceki 12345
Sayfaya Git
Git
sonraki
Giriş
Mesaj
  • bak zaten ilk başta ne demişiz, göremeyenler varsa diye büyük yazıyım

    EĞER GERÇEKTEN BÖYLE İSTATİKSEL BİR ARTIŞ VARSA
  • destek olamıyorsanız köstek de olmayınız.
    Ben destek olmuyorum, köstek de. Sadece izliyorum.
    hipotez analiz sentez



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi dreaMMaster -- 21 Ağustos 2005, 18:20:17 >
  • quote:

    Orijinalinden alıntı: hayalciruh

    Arkadaşlar burada mantıklı düşünen @kaotika arkadaşa yapılan baskıyı anlamıyorum.
    Velhasıl Osman bey eğer bana yapay dölleme olmadan bunu yapabildiğini iddia ediyorsa elini öpmeye razıyım.Dahası belki cinsiyet erkek spermine bağlı olabilir ama sağlık ve kalıtım ile ilgili ağırlık genler kadın tarafından alınır.Osman bey yumurtaları da mı seçiyor onu bilelim.Velhası gördüğüm herkesin sazan gibi desteklemeye çalıştığı konu koftur.Bahsettiğiniz şeyler ise bilinen şeylerdir ve siz bulmadınız ama burada bahsetmediğiniz şeyleri biliyorsanız nasıl bildiğinizi de bize anlatın da biz de bilelim.Bilgi öyle kafadan sallamakla üretilmez.Ve zaten yumurta ile birleşen sperm duruma bağlı olarak en iyisidir.Ve gene @kaotika arkadaşın kaos teorisi olarak bahsettiği gibi bu koşulları da siz yönetemezsiniz.Yani elde var koca bir 0(sıfır)
    Lütfen mantıklı olun

    hayalciruh

    Şimdi ben size desem ki tıhumun hiç fonksiyonu yoktur. Önemli olan topraktır. Şartları tam olan toprağa rasgele (200 milyondan sadece 1 tane) hangi tohumu atarsan at sonuç ayını olur. Bana ne dersiniz. Gülün demedim ki ama niye gülüyorsunuz.
    Yapay döllenme ile ilgili kısa bir not. Dünya üzerinde icad edilecek en iyi sperm seçme makinasından anne vücudu en az 1000 kat daha mükemmel şekilde en iyi spermi seçer. Bu iddiam nettir. Her noktada da ispatlarım. Ki ispatı da çok basit. Niye sınavlar yapıyoruz. Rektörler, dekanlar seçseler ya öğrencileri.

    Kadından gelen genlere gelince, 1=200 milyon bu size ne anlatıyorsa o.
    Her kadın tüm üreme yapabildiği dönemde yaklaşık 400 civarında yumurta kullanır. Doğuştan taşıdığı 30 bin civarındaki yumurtasını hep yedekte tutar ve mezara götürür. Her yumurta olgunlaşma evresinde yumurtalar da kendi aralarında bir yarışma yaparlar. Sadece doğal seleksiyon gereği en iyi yumurta olgunlaştırılıp dışarı atılır.
    Zaten sperm bir noktada seçilmişdir satırınız doğru. Fakat yanlış zaman da ilişkiye girilmemişse. O yanlış zamanı buldum. Ve o yanlış zamanın kullanılması önlenince doğan bebekelr hep 4-4lük oldular. Akraba, daha önce sebepsiz sakat çocuğu olanlar ve sairede. Hep aynı sonuç Bebekler 4-4lük.

    Ben matematik + kanıta dayalı tıpla bulduğum bilgilerin doğruluğunu ispatladım. İşte size gerçek. İşte kanıta dayalı tıp çerçevesinde döllenme günü, cinsiyeti ve doğum tarihi önceden ilan edilmiş bilgileri bulan benim oğlum Fatih Emircan Yıldız. O ne diyorsa O.
     İnsanlık için bir çağrıdır ve açıklamadır.


    Saygılarımla




  • osmanyıldız arkadaşım;
    Yani toprağın bitkinin türünü belirlediğini mi iddia ediyorsunuz.Yani buğday ektiğimiz zaman şartlar toprak için tam olunca arpa mı çıkıyor.Yahu arkadaşım dediğin şeylerin hepsi bilindik ve sonuca götürmeyen şeyler.Şu an hiçbir belirtmiş değilsin.Eğer bunu istatistik ile yapmışsan o zaman rastlantısal süreçlerin sonuca etkisi ve edinilmiş bilginin doğruluğu üzerine ne diyorsun bu konu hakkında.Bu süreçleri yönetemediğin halde istatistik ile süreçlerin davranışlarını nasıl analiz ettin? Bilinmeyen olguları,sebepleri bilinmeyen rahatsızlıkları yalnızca istatistik ile çözdün.Bunların hepsi kocaman bir saçmalık ama hadi diyelim çözdün yahu bu istatiği nasıl elde ettin yani bu bilgiyi nasıl edindin.Bunlar koca bir sıfır gene tekrarlıyorum,komedi bunlar.Ayrıca oğlunun kulakları da kepçe demek ki dört dörtlük değil
  • quote:

    Orijinalinden alıntı: hayalciruh

    osmanyıldız arkadaşım;
    Yani toprağın bitkinin türünü belirlediğini mi iddia ediyorsunuz.Yani buğday ektiğimiz zaman şartlar toprak için tam olunca arpa mı çıkıyor.Yahu arkadaşım dediğin şeylerin hepsi bilindik ve sonuca götürmeyen şeyler.Şu an hiçbir belirtmiş değilsin.Eğer bunu istatistik ile yapmışsan o zaman rastlantısal süreçlerin sonuca etkisi ve edinilmiş bilginin doğruluğu üzerine ne diyorsun bu konu hakkında.Bu süreçleri yönetemediğin halde istatistik ile süreçlerin davranışlarını nasıl analiz ettin? Bilinmeyen olguları,sebepleri bilinmeyen rahatsızlıkları yalnızca istatistik ile çözdün.Bunların hepsi kocaman bir saçmalık ama hadi diyelim çözdün yahu bu istatiği nasıl elde ettin yani bu bilgiyi nasıl edindin.Bunlar koca bir sıfır gene tekrarlıyorum,komedi bunlar.Ayrıca oğlunun kulakları da kepçe demek ki dört dörtlük değil


    Arkadasım adamın yazdıklarını hiçmi gormuyorsun .. yumurtanın sans ile olusmadıgını secildiğini, sperminse anne rahmi tarafindan secildiğini iddia ediyor. Ortada istatistik diye birşey yok. İstatistiği kullanarak bir şeyler bulmus onlardanda bu biyolojik sonuclara ulasmıs. Biyolojik bir teori atıyor ortaya. Şans faktörü diye birşey yok ortada.

    Ne kadar doğru ne kadar yanlış görmek isterdim. Osman Bey bir pdf dosyasında teorinizin geniş açıklaması yokmu. Böyle bir makale tarzı bir şey yapsanız eminim bilim tekniğe koyulur. Hatta ingilizce yapsanız yabancı dergilerde bile yayınlanır. Dünya üzerinde bir sürü dergi var bilimsel tezlere yer veren.

    Sizin buradaki kaybınız, bu konudaki gerekli eğitimi almamış olmanız. O yüzden gerekli mercilerce ciddiye alınmamışsınız bence. Ama bir PDF hazırlayıp herşeyi acıkcana yazsanız, ki bilginin herkez için oldugunu söylüyorsunuz, bu dosyayıda burada, maillarla heryere gönderseniz eminim birilerinin dikkatini cekersiniz. Burada bizim dikkatimizide cekebilirisiniz. Burası halktan insanlar. Halk size inanırsa devlette inanmak zorunda kalır.

    Burda her türden arkadasımız mevcut. Moleküler biyoloji okuyan, bilgisayarcı, matematikci, doktor, hasta, evrimcisi, dincisi. Her yönden konuyu ele almış oluruz daha saglıklı.




  • Hayalciruh
    İstatistikte 2 değer vardır. Bunlar mutlak sonuç verir. 1 ve 0
    1'in anlamı mutlaktır. 0'ın anlamı imkansızdır.

    Bebek isteyen anne adayı ilişkiye girdiği zamanı ayarlayarak, sorunlu olacak bir yavrunun oluşmasına sebep olma ihtimali 1/8 olan spermlerin yumurtaya ulaşma şansını yok ederse, döllenecek yumurtanın sağlıklı bir spermle döllenmesi mutlaktır.

    Yani ilişkiye girme saatini ayarlayarak spermlerin zaman faktörü ile ek bir sınavdan daha geçmesini sağlayan anne adayının nedeni bilinmeyen bir sakatlığa maruz kalacak bir bebeğe sahip olma ihtimali sıfırdır. Bu da mutlak değerdir.

    200milyon buğday tohumundan rasgele 1 tanesini eken kişi eğer tohumların % 80'i anormal ise bitecek bitkinin sağlam olma ihtimali sadece 1/5 dir.

    Her erkeğin ürettiği spermlerin ortalama % 80'i sağlıksız, morfolojik olarak sorunlu spermlerden oluşmaktadır. Bu spermlerin de hareketli olanlarının yumurtaya ulaşma şansı vardır. Bu oranlar görünür sakatlıklar için 1/1700, gizli sakatlıklar için 1/8 dir. Sadece zaman kullanılarak erkekten gelen sorunlu spermlerin yumurtaya ulaşma şansını yok etmek mutlak olarak mümkündür.

    Tüp bebek merkezlerinde gözle iyi olduğu varsayılarak seçilen spermlerle yapılan dölleme işlemi sonucu ortaya çıkan anomali embriyolar bunun en güzel ispatıdır.

    İlişkiye girme zamanı kullanıldığı zaman morfolojik olarak hareketli olupta, normal görünüp ama sorunlu embriyo oluşmasına sebep olan spermlerin tamamen saf dışı bırakılması mümkündür. Yukarıda ki örnek bunu net bir şekilde anlatmaktadır. Örneği çözdüğünüz de buğday ekip arpa çıkmasının beklenmediğini görebilirsiniz.

    Denenen metod bildik basit bir çalışmadır. Sakat çocuk olma ihtimali olan ailelerde, ilişkiye girme zamanı ayarlanarak sağlıklı bebekler olduğu gösterilerek ispat yapılmıştır. Sonuç hep 4-4 lük olduğu için de toplam istatistik değeri olmaktan çıkıp mutlak olmuştur.

    Oğlumun da burnu eğri, kafası yamuk, ayakları çarpık, kulakları kepçe... anne ve baba ne ise o dur. Sağlıklı kavramını algılama güçlüğü çekiyoruz galiba. 200 milyon adayın en iyisinin seçilmesi sonucu 1. olan bir bebektir. 200 milyonun içinde olmayan bir vasıfta olması mümkün değildir. İlişkiye girme zamanı ayarlanarak en iyi sperm olduğu için dünyaya gelmiştir. Bu satırları bile boşuna yazıyorum.

    Galieo örneği her şeyi aslında çok güzel anlatır.
    Dünya yuvarlak ve dönüyor dediği için idama mahkum olmuştu ama, dünya yuvarlak ve dönüyor. Bilmem anlatabiliyormuyum.
    Benim yaptığım araştırma dünyada bir ilktir. İlişkiye girme zamanı ile bebeğin sağlığı arasındaki bağ araştırılmış ve sonuç mutlak olarak ortaya çıkmıştır.
    Saygılarımla




  • Sevgili Osman Yıldız,

    Önce istatistikten bahsedeyim. İstatistik bir kesinlik bilimi değildir. "Ne olur" sorusundan çok "ne olabilir" sorularına cevap arar. İstatistikte mutlak sonuç hiç bir zaman yoktur. İstatistiğin aslında bilim olup olmadığı bile tartışılıyor. Matematiğin yardımcı bir dalıdır bence. İstatistik zaten matematiğin kendisi tanımsız olan olasılık teorileri üzerine kurulmuştur.

    Sağlıksız ve sakat bireylerin meydana gelmesi tesadüflere bağlıdır. Anneden ve babadan gelen genler birleşirken hiç istenmeyen durumlar oluşabilir, hatta anne ve babanın genleri ile de alakalı bir durum olmayabilir tamamen kendi kendine de olabilir. Döllenme aşamasında DNA ları kopyalayan enzimlerden birinin bir an görevini yapamamsası sonucu hasta ve sakat bireyler olauşabilir. Bunun zamanlama ile pek bir alakası yoktur.

    Bu olayda aklın alamayacağı kadar çok değişken var ki bunu zamanlamak imkansızdır.

    Sağlıklı bireyler için ilişkiye girme saati ile ilgili istatistiki çalışma nerede yapılmış, kim tarafından yapılmış bunu açıklar mısın?




  • Murat bey
    Mesajınız ve yazılanları okuyarak yorumunuz için teşekkür ederim. Ben 26 Şubat 2003 ten sonra 1000lerce makale yazdım. Bir kaç tanesini de ingilizceye çevrittim. Tübitaktan başlayarak bir çok noktaya müracaat ettim. Şu andan sonra böyle bir çalışma yapmayı da düşünmüyorum. Çünkü anlamsız ve mantıksız geliyor bana. İnsanların aklına güvenmedikelri bir noktada benim yazdıklarımı x kişi kabul edip yayınladı diye insanlar bu bilgiye inanacaklarsa inanmasınlar daha iyi.
    Çünkü bu bilgiyi aklını kullanmayan bir bireyin uygulama şansı yok. Bu bilginin kullanılması içgüdüsel veya kiralık akılla mümkün değil.
    Yine de çağrınız için içten teşekkür ederim.

    Bir anlaşılamayan da şu sanırım.

    Benim söylediğim hepsi şu kadarcık.

    Nedeni belli olmadan sorunlu olarak dünyaya gelen çocukların, sorunlu olması ilişkiye girilen saate bağlı olarak döllenme saatidir. İlişkiye girilen saat değiştirilerek döllenme zamanının değiştirilmesi matematiksel olarak kesinlikle mümkündür.

    Hepsi bu.
    Bu cümlenin benzeri dünya yuvarlaktır.
    Dünya yuvarlaktır denince dünyayı düz olarak algılayan insanlar nasıl yani diye sormak zorundadır. Çünkü var olan bilgilerle düz bir dünya bakışından bir anda dünyanın yuvarlak olmasını algılamak mümkün değildir.
    Dünya yuvarlaktırı bana daha iyi anlat dediğiniz de anlatılacak olan yine dünyanın yuvarlaklığıdır.
    Bunu nasıl anlatırsanız anlatın her noktada dünya yuvarlaktır tanımı gelecektir.
    Algılama dünyanın düz olmasına göre olunca da bu cümleyi anlamak zordur. İstediğiniz kadar açıklama yapın sonu yoktur. Çünkü temel algılamaya ters bir cümledir dünyanın yuvarlaklığı.

    Kaotika

    Yukarıda yazdıklarım üzerinden olaya bakınız. İstatistik örneğini tekrarlayayım.
    Üzerinde 1 den 6 ya kadar sayılar olan 1 zar atıldığında atılan zarın düştüğü yerde yüzeyinde 7 rakamı olacak şekilde durması % 0 ihtimaldir. Bu istatistiksel bir sonuçtur. Anlamı imkansızdır.
    Değer mutlak değerdir.
    Yine aynı zar atıldığında zarın düştüğü yerde üste gelen sayıların 1,2,3,4,5,6 olma ihtimali % 100 dür. Bu da mutlaka bu sayılardan 1'si gelecek demektir. Bu da mutlak değerdir. Değişmez sonuçtur.

    Ama siz çıkarda ya zar yere düşmezse, ya köşeli gelirse gibi mantık dışı kuramları sorgulamayla işlem sonuçlarını açıklamaya başlarsanız burada ilim olmayan istatistik değil sizin düşünce yapınızdır.

    Yazılarımın başında bilinen ve bilinmeyen noktalara yönelik yağmur örneği ile durumu anlatmıştım. Bilmeyenler için tesadüfler vardır. Bilenler içinse tesadüf yoktur bilgi vardır.

    Siz yazdığınız paragrafla bilinmediğini ortaya koyuyorsunuz. Ben de 10 senedir konu üzerinde çalışma yaparak bir çok bilinmezi bildiğimi yazıyorum. Ve diyorum ki dünya da kadın yumurtasının spermi kabul edeceği zamanı benden başka önceden hesaplayarak bilebilen şu an için kimse yok.

    Benim yaptığım araştırma bu temele dayanarak gerçekleşti. Yani bilinmez üzerine bina edilmedi.
    Yumurtanın sperm kabul edeceği zamana göre ilişki saati ayarlanarak sonuçlar alındı.

    Bir örnek vereyim. 3 Çocuklu bir aile. 3 çocuğun 3'ü de görünür sakat. 3 numara olmadan önce K.T.Ü den aile rapor alıyor. Ama 3 numara da sakat oluyor.

    Bu ailede anne adayı x gününde x1 saatinde adet olmuş olsun. Adet olduğu saate bağlı olarak y saatin de de yumurta sperm kabul edecek olsun.
    y saati geldikten sonra girilecek ilişki sonucu erkekten gelecek spermlerden en iyi ve en hızlı olan ilk olarak yumurtaya ulaşacaktır. Doğal seleksiyon gereği de tek sperm yumrutaya girdikten sonra artık başka bir spermin yumrutaya girme şansı kalmayacaktır.
    Bu ifade mutlak ifadedir.
    Bu durumu şu görüntü varken hiç bir zaman elde edemezsiniz.
     İnsanlık için bir çağrıdır ve açıklamadır.

    Yani yumurtanın başına şekildeki spermleri doldurduğunuz müddetçe seçilmiş bir spermle yumurtayı dölleme şansınız her zaman sıfırdır. Buda mutlak bir sonuçtur.
    300 soruluk bir sınavda 300 soruyu ilk yapan kişi 1. olacaktır derseniz ve 1.ciyi yalnızca 1 kişiye verirseniz ilk olarak 300 soruyu tam olarak bitirip teslim eden kişi 1. olur.
    Ama şu sorulara başlarsanız o tartışma yapılmaz. Sınava giren herkes eşit mi? Herkesin kalemi eşit mi? masalar eşit mi?...
    Yine aynı ailede y saatinden önce 72 saat öncesinden itibaren anne rahmine sperm gitmesini engellerseniz y saati geldiğinde, sorunlu bir spermin yumurtaya ulaşma şansını sıfıra indirmiş olursunuz.
    Burada tesadüf yoktur.
    İlim vardır. Matematik vardır. Bilgi vardır.
    Ama siz y saatini bilmediğiniz için bu araştırmayı yapamıyorsanız, bu var olanın değişmesi demek değildir. Y saati vardır. Ve önceden bilinebilri. Yağmur da olduğu gibi.

    İlişkiye girme zamanı ile bebeğin sağlığı arasında ki araştırmayı yapan kişi benim. 1 Mayıs 2003 günü başladım. 98. bebek olan oğlum Fatih Emircan Yıldız dünyaya gelince de 6 Ekim 2004 günü noktaladım. Şu anda çalışmalarım devam ediyor. Ama bu konuda değil. Diğer unsurlar üzerine çalışmaya başladım.
    Bir örnek daha.
    Ben çocuklarıma aşı vurdurmuyorum. Çünkü aşıların gerçek olduğuna inanmıyorum.
    Saygılarımla




  • Osman Yıldız,
    Benzetme ile sonuca gidilmeyeceğinin mücadelesini verdim durdum ben.

    dünyanın düz oluşu ile ne alakası var, zarla ne alakası var.

    quote:

    İlişkiye girilen saat değiştirilerek döllenme zamanının değiştirilmesi matematiksel olarak kesinlikle mümkündür.

    Bunun üzerine dedim ki bu konuda istatiki çalışma nerede yapılmış.
    sen de diyorsun ki:

    quote:

    Siz yazdığınız paragrafla bilinmediğini ortaya koyuyorsunuz. Ben de 10 senedir konu üzerinde çalışma yaparak bir çok bilinmezi bildiğimi yazıyorum. Ve diyorum ki dünya da kadın yumurtasının spermi kabul edeceği zamanı benden başka önceden hesaplayarak bilebilen şu an için kimse yok.


    İyi bakın cümleyi büyütüyorum:

    Ve diyorum ki dünya da kadın yumurtasının spermi kabul edeceği zamanı benden başka önceden hesaplayarak bilebilen şu an için kimse yok.

    Başka sorum yok, Kolay gelsin




  • Teşekkür ederim.
    Sorularınız ve zaman ayırdığınız için.
  • quote:

    Orijinalinden alıntı: kaotika

    Osman Yıldız,
    Benzetme ile sonuca gidilmeyeceğinin mücadelesini verdim durdum ben.

    dünyanın düz oluşu ile ne alakası var, zarla ne alakası var.

    quote:

    İlişkiye girilen saat değiştirilerek döllenme zamanının değiştirilmesi matematiksel olarak kesinlikle mümkündür.

    Bunun üzerine dedim ki bu konuda istatiki çalışma nerede yapılmış.
    sen de diyorsun ki:

    quote:

    Siz yazdığınız paragrafla bilinmediğini ortaya koyuyorsunuz. Ben de 10 senedir konu üzerinde çalışma yaparak bir çok bilinmezi bildiğimi yazıyorum. Ve diyorum ki dünya da kadın yumurtasının spermi kabul edeceği zamanı benden başka önceden hesaplayarak bilebilen şu an için kimse yok.


    İyi bakın cümleyi büyütüyorum:

    Ve diyorum ki dünya da kadın yumurtasının spermi kabul edeceği zamanı benden başka önceden hesaplayarak bilebilen şu an için kimse yok.

    Başka sorum yok, Kolay gelsin


    NEDEMEK ŞİMDİ BU??
    SPERMİ KABUL EDECEĞİ ZAMANI SENDEN BAŞKASI BİLEMEZMİ??

    ESPRİ YAPIYOSUN HERALDE




  • _SELCHUK_
    Ben benden başkası bilemez demedim. Bunu da belirtmek için şu an için kelimelerini ekledim.
    Tabiki benim bulduklarımı herkes bulabilir. Ama bir farkla.
    Benim gibi binlerce aileden oluşan ve ceket atınca hamile kalan cinsten ailelerle görüşülüyor olunması lazım.
    Şu anki tıbbı düşünce de bu gerçekten mümkün değil. Laboratuar ortamı olmadan ar-ge yapmayı algılayamayan bir tıbbı düşünce var dünyada şu an için.
    Gelecekte doğal hayatı tümden doğal olarak izlemeyi ve buralardan sonuç çıkarmayı düşünecek kişiler olursa tabi ki benim gibi herkes kadın yumurtasının sperm kabul etmeye başlayacağı saati bulabilir.
    Ama bunu bulmak için doğal hayat üzerinde araştırma şart.

    Çocuğu olmadığı için tıbba müracaat etmiş aileleri takip ederek elde edilen sonuçlar sadece masal olabiliyor. Bu masallara da insanlar şu an için inanıyorlar.

    Saygılarımla




  • Milletini ve vatanını seven her Türk'ün Darwin'i düşman olarak kabul etmesi gerekmektedir.
  • Osman Yıldız, yaptığın çalışma her ne kadar açıklamasını yapsan da bana kesin sonuç verebilecek bir şey gibi gelmedi.. Ama yanılıyor olabiliriz, düşünceyi forum ortamında aktarmak göründüğü kadar kolay değil tabi.. Bu düşünceni burada bize aktararak pek fazla fayda göreceğini düşünmüyorum... Çünkü forumumuzu oluşturan bizlere, kendimize pek de güvenmiyorum açıkçası...
  • cins
    Nikini pek sevmesem de çok güzel bir ifade kullanmışsın.

    quote:


    Çünkü forumumuzu oluşturan bizlere, kendimize pek de güvenmiyorum açıkçası...


    Ben de hayır kendi aklınıza ve gözlerinize güveniniz ki dünya düzelsin diyorum. Bana veya başkalarına inanmanız değil benim mücadelem.
    Kendinize, kendi gözlerinize inanmanızı sağlamak benim mücadelem.
    Bunun için sizlerden yardım istiyorum.
    Bunun için internet gibi dev bir kütüphaneye sahip sizlerin aklına ve gözlerinize ihtiyacı var insanlığın.

    Sakat yavrusu kollarına verilen masum annenin zaten hiç bir şeyi bilme imkanı yok. Onu o açmazdan kurtaracak olan sizlersiniz.

    Saygılarımla



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi osman yıldız -- 23 Ağustos 2005, 9:21:59 >
  • Şu hikayeyi bir çoğunuz duymuş, okumuşsunuzdur.

    Ailenin küçük oğlu, 7.sınıfta.

    Bir gün öğretmeni, gelecekte ne yapmak, ne olmak istediklerine dair bir kompozisyon ödevi veriyor sınıfa.

    Hayatı atlar üzerine kurulu küçük oğul, hayalindeki at çiftliğini yazıyor sabaha dek, sayfalar dolusu. Hayal, hedef olmuş çoktan.

    200 dönümlük bir çiftlik, ortasında 1000 m2 lik bir ev. Ahırlar, eğitim ve bakım yerleri, koşu yolları ile bir plân da ekliyor kompozisyona. Sabah, tam da kalbinin sesi olan ödevi öğretmenine teslim ediyor.

    Birkaç gün sonra öğretmen, kocaman kırmızı harflerle “sıfır” yazılı ödevi çocuğa iade ediyor ve “teneffüste beni gör” diyor. Dersi zor bitiriyor çocuk. Teneffüste, neden sıfır aldığını hayretle soruyor öğretmenine.

    "Bu senin yaşında bir çocuk için gerçekleşemeyecek bir hayal" diyor öğretmeni.

    "Gezginci bir ailesiniz. Düzenli bir geliriniz yok. Kaynağınız yok. At çiftliği kurmak büyük sermaye gerektirir. Önce araziyi satın alman lâzım. Sonra damızlık hayvanlar ve bir de ekip gerek bu çiftliğe. Bunu başarman imkansız. Eğer ödevini gerçekçi hedeflerle yeniden yazarsan, tekrar değerlendiririm."

    Çocuk düşüne düşüne eve gidiyor ve babasına danışıyor.

    Baba, “bu senin hayatın için oldukça önemli bir seçim, kararını kendin vermelisin” diyor küçük oğlunun heyecan ve umut dolu gözlerinin içine bakarak. Ve çocuk, kendinden emin bir şekilde, hiçbir değişiklik yapmadan ödevini geri götürüyor öğretmenine.

    "Siz verdiğiniz notu değiştirmeyin, ben de hayallerimi" diyerek teslim ediyor.



    Bugün 200 dönümlük arazideki 1000 m2 lik evinde oturuyor o 7.sınıf öğrencisi. Salondaki şöminenin üzerinde, yıllar önce yazdığı hayal kompozisyonu çerçevelenmiş olarak asılı.

    Öğretmeninin geçen yaz 30 öğrencisi ile çiftlikte yaptığı kamptan ayrılırken söyledikleri ise, kulaklarında:

    "İtiraf etmeliyim ki, ben senin öğretmeninken, hayal hırsızıydım. O yıllarda öğrencilerimden çok hayal çaldım. Allah' tan ki sen, hayalinden vazgeçmeyecek kadar inatçıydın."

    1994 yılının sonlarından başlayarak bir çok insanın hayalini bile kurmaktan çekindiği konuları araştırmaya başladım. 1997 de Yazılımı tanıttığımız da yapılan toplantı da ertesi gün afaroz edileceğimizi varsaymıştık. Konu dünyanın gündemine oturacak kadar büyüktü. Hayallerim program olmuştu. Ve artık herkes hayal kurabilecekti.
    Görünmez el ilk olarak 2 eylül 1997 günü devreye girdi.
    Önce konunun haberleri ve yapılan röportajlar sansürlendi.
    Sonrası inanılmaz bir mücadele.
    Ve hikayedeki gibi artık çiftlik evi ortada.
    Herkes görüyor. Ama kimse gördüğünün doğru olmasını istemiyor.
    Çünkü gördükleri doğru olursa, aklıllarını kullanmak zorunda kalacaklar.
    Sorumluluk almak zorunda kalacaklar.

    Neden
    Neden korkuyoruz.
    Neden gözlerimize aklımıza güvenmekten korkuyoruz.
    Neden
    Neden
    Neden

    Var mı? yorumunuz.
    Lütfen yazmaktan içinizden geçenleri yazıya dökmekten çekinmeyiniz.
    Saygınızı kaybetmeden içinizden geçenleri yazabilirsiniz.
    Lütfen yazınız.
    Neden
    Saygılarımla




  • insanlığı senmi kurtaracaksın????
  • quote:

    Orijinalinden alıntı: _SELCHUK_

    insanlığı senmi kurtaracaksın????


    _SELCHUK_
    İnsanlığı ben kurtaracak olsam sizden yardım talep etmem. İnsanlık bugüne kadar ne çektiyse kurtarıcılar yüzünden çekti. Günümüzde insanlığa kurtarıcı değil, insanların aklının olduğunu insanlara hatırlatacak, aklını kullanmaktan korkmayan insanlara ihtiyacı var.

    Ben aklını kullanmaktan korkmayan sadece bir kişiyim. Buradaki yardım talebimde aklını kullanmaktan korkmayan insanların çoğalması ile ilgilidir.
    Bu anlatımımı da çok net bir şekilde yuklarıda izah ettim.

    İnsanlığın geleceği aklını kullanmaktan korkmayan bireyelrin akıllarında.

    Lütfen aklınızı kullanmaktan korkmayınız.
    İşte o gün terörü de , savaşları da, işgalleri de çok daha iyi anlayacaksınız.

    Kim ne demişki ye değil kendi aklınıza ve gözünüze inanınız. O zaman dünya değişecek.
    Dünyada açlık sona erecek.
    Saygılarımla
    Not: Bu bebek için bugüne kadar aşı dahil bir tek lira ilaç ve doktor masrafı adı altında harcama yapılmadı.
     İnsanlık için bir çağrıdır ve açıklamadır.




  • bo konuyu ilk gördüğümden beri bazı formlarda açarak tartışmak istedim ama insanların geneli önyargılı davranarak hep olumsuz yanıtlar verdiler .Hiçbiri araştırma zahmetine girmedi ve bence araştırılınca düşünceler çok değişiyor.

    burada önyargı fazla göremedim ve buna gerçekten çok sevindim.Konu hakkında birçok uzmana soru yönelttim.Bir çoğu sebep göstermeden imkansız olduğunu yazdılar ve sadece bir uzman "bilimsel olarak araştırma yapılmadığı için kesin bir cevap veremeyiz "dedi ve bu cevap bile beni daha çok konu hakkında araştırmaya yöneltti.Ama bir şey dikkatimi çekti konuyu araştırmaya başlayıp ve bir iki forumda yazdıktan sonra beni de engellemeye çalıştılar ve bunu görünce Osman Yıldız a hak vermeye başladım.

    Eğer burada konu hakkında uzman olarak yorum yapabilecek arkadaşlarımız varsa lütfen ÇEKİNMEDEN yorum yapsın veya bu konu neden engellenmeye çalışılıyor bunu izah etsin.




  • quote:

    Orijinalinden alıntı: bernur

    bo konuyu ilk gördüğümden beri bazı formlarda açarak tartışmak istedim ama insanların geneli önyargılı davranarak hep olumsuz yanıtlar verdiler .Hiçbiri araştırma zahmetine girmedi ve bence araştırılınca düşünceler çok değişiyor.

    burada önyargı fazla göremedim ve buna gerçekten çok sevindim.Konu hakkında birçok uzmana soru yönelttim.Bir çoğu sebep göstermeden imkansız olduğunu yazdılar ve sadece bir uzman "bilimsel olarak araştırma yapılmadığı için kesin bir cevap veremeyiz "dedi ve bu cevap bile beni daha çok konu hakkında araştırmaya yöneltti.Ama bir şey dikkatimi çekti konuyu araştırmaya başlayıp ve bir iki forumda yazdıktan sonra beni de engellemeye çalıştılar ve bunu görünce Osman Yıldız a hak vermeye başladım.

    Eğer burada konu hakkında uzman olarak yorum yapabilecek arkadaşlarımız varsa lütfen ÇEKİNMEDEN yorum yapsın veya bu konu neden engellenmeye çalışılıyor bunu izah etsin.


    bırakın yaa sanki çok şey biliyosunuz....
    beni şekile sokmayın........




  • 
Sayfa: önceki 12345
Sayfaya Git
Git
sonraki
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.